16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 18 EK M 2010 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com CHP’de ‘Kim, Kimdir’? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni söylemi parti içindeki değişim sancılarını ortaya koydu. “Siyaseten duygusal nedenlerle” hasımküskün olanlar “ideolojik olarak” aynı safta yer alıyor. Bu ortamda örneğin Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay’ı “Baykalcı” (!) ilan eden değerlendirmeler bile gazetelerde yer buluyor. Bu nedenle “Kim kimdir, kiminledir” diye bir anımsatma yapalım istedik: CHP’de kurultaydan sonra “üçlü” bir tablo ortaya çıktı. Bir yanda eski Genel Başkan Deniz Baykal’a yakın olanlar, öte yanda Genel Sekreter Önder Sav’a yakınlığı bilinenler. “Baykalcı Savcı” saflaşması ve bu saflaşmanın tarafları açık; ancak “Kılıçdaroğlucu”lar pek ortalıkta görünmüyor. Üstelik, Baykalcılarla Savcılar türban, genel af vb. partinin çizgisiyle ilgili konularda aynı noktada buluşuyor. Kılıçdaroğlu yalnız kalıyor. Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Deniz Baykal’ın en yakınındaki isim olarak görünüyor. Zekeriya Akıncı, Onur Öymen, Canan Arıtman, Nesrin Baytok, Tacidar Seyhan da bu ekipte yer alan isimler. Grupta 10 dolayında milletvekilinin Baykal’a yakın olduğu biliniyor. Kılıçdaroğlu’nun tüm yurt gezilerine katılan “Parti sözcüsü” Hakkı Süha Okay, “fiziksel” olarak en yakınındaki isim görünüyor. Ancak, Okay’ın geçmişte “Sav’ın sağ kolu”, “prensi” olarak anıldığını da unutmamak gerek. Kemal Kılıçdaroğlu ile Önder Sav’ın yollarının ayrılması durumunda kimin nerede yer alacağını bugünden kestirmek kolay değil. Ancak, MYK’de yer alan Hakkı Süha Okay, Tekin Bingöl, Şahin Mengü ile gruptaki Ahmet Küçük gibi bazı milletvekillerinin Sav’a “koşulsuz” bağlılığı biliniyor. Grupta “BaykalSav” saflaşması var, MYK içinde de “SavGürsel Tekin gerginliği”. Tekin’in yönetimde bir ağırlığı yok, ancak kamuoyunda ve medyada özellikle İstanbul’da etkinliği görmezden gelinemez. Kılıçdaroğlu’nun “yakın kadrosu” diye anılacak çok fazla isim yok. Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Kılıçdaroğlu’na “en yakın” birkaç kişi arasında anılıyor. Kılıçdaroğlu’nun PM’ye aldığı Enver Aysever’e Abant kampında bizzat Önder Sav tarafından yöneltilen sert eleştiriler dikkati çekti. Bilim Platformu Başkanı Prof. Dr. Sencer Ayata da, Kılıçdaroğlu’nun yönetime aldığı isimlerden. Türban tartışmaları sürecinde, Ayata da eleştiri oklarından nasibini aldı. CHP’nin iç gündemi, ne türban, ne resepsiyon; Kılıçdaroğlu’nun Abant kampında söylediği “üyelerle önseçim” açıklaması. Seçimler yaklaşırken “Milletvekili aday listelerini kim belirleyecek?” ana başlıklı “güç” kavgası büyüyor. Vekil Telefonla Konuşursa... TBMM’de geçen hafta KPSS ve ÖSYM’deki savlarla ilgili araştırma önergesi görüşmeleri sırasında kürsüye çıkan CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, iktidara sert eleştiriler yöneltti. Bu arada, AKP Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un “Bir şey değil” sözleri Altay’ı çileden çıkardı. Bu gerginlik tutanaklara şöyle yansıdı: ENGİN ALTAY Şu anda Türkiye, halen görev ifa eden, ÖSYM’ye güvenmediğini açıkça ilan eden bir Milli Eğitim Bakanı’yla da karşı karşıyadır. Bakın, toplumsal trajediye dönüşen bu sorun sadece 2010 yılında 14 intihar vakasına yol açmıştır. (Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un telefonla konuşması) Ayıp ya! “Bir şey değil” diyorsun ya! Çok teessüf ederim. 14 tane intihar vakasına “Bir şey değil” diyen bir milletvekilinden de utanıyorum. Buna seyirci kalan parlamento, milletin parlamentosu olamaz. EYÜP AYAR (Kocaeli) Telefonla konuşuyor. HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep) Sayın vekilim, size dememiş, telefonla konuşuyordu. ENGİN ALTAY (Sinop) Bilmem ben, bakacağım şimdi tutanağa. MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Adam telefonla konuşuyor ya. ‘Köle Çocuklar’ syanı CHP’nin, eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında Seviye Belirleme Sınavı (SBS) konusunda görevi kötüye kullandığı ve yetkisini suiistimal ettiği gerekçesiyle verdiği soruşturma önergesi görüşmeleri sırasında eğitim sorunları masaya yatırıldı. CHP’li Mehmet Sevigen, sınav çilesini kürsüye taşıdı: “Okul, etüt, test, dershane derken öğrencilerine haftanın bir günü bile tatil yaptırmadığını söyleyen matematik profesörü Ali Nesin, ‘Patronlar çocuklarımız kadar çalışmamızı isteseler ülkede isyan çıkardı. Ankara’ya kadar yürürüz, ama çocuklarımızı köle gibi çalıştırmakta bir sorun görmüyoruz, sesleri bile çıkmıyor yavrucakların’ diye feryadını dile getirmiştir. Bir başka köşe yazarı arkadaşım, ‘Oğlum kobay oldu, kobay olarak kullandılar. Milyonlarca çocuğun iki yılını yediniz! O kendini daha öğrenci zannediyor’ diye feryat ediyor. Benim oğlum da SBS imtihanlarına girdi, belki, ben de şimdi burada düşünüyorum, çocuğa ne kadar büyük baskılar yaptım, ne kadar büyük kavgalar yaptım, okula gönderdim, kurs aldırdım. Hüseyin Çelik diyor ki: SBS Türk eğitim tarihinin en önemli reformlarından biridir. Sayın Nimet Çubukçu SBS’yi kaldırdığı zaman ‘Var olan sistem öğrencileri dershanelere yöneltmiştir’ diyor.” Sevigen ayrıca “SBS’de başarısız oldu diye intihar eden 14 yaşındaki çocukları” da anlattı. Çelik de şu yanıtı verdi: “Lokman Ayva, bizim, normal, bildiğimiz gözü görmeyen, gönül gözüyle gören insan, bu son raporu bana elektronik postayla gönderdi. Lokman Ayva bunu gördü de arkadaşlar, siz niçin bunu görmüyorsunuz? OECD’nin son raporu ‘Türkiye’nin 2003’ten 2009’a kadar sergilediği başarıyı tebrik ediyoruz’ diyor. Amaç benim halefim olan değerli bakan arkadaşımla benim aramı açmak, AK Partililerin arasına fitne sokmaktır.” Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül [email protected] Kızılcahamam kampında bakanların terör sunumu çerçevesinde açılım tartışıldı Ergin’den Habur özeleştirisi ERDEM GÜL KIZILCAHAMAM AKP’nin Kı zılcahamam kampında bakanların terör ve Kürt sorunu sunumları çerçevesinde açı lım tartışılırken İçişleri Bakanı Beşir Ata lay, “Referandumda çıkan tablo çö zümü kolaylaştırıyor” dedi. Adalet Ba kanı Sadullah Ergin ise “Habur’un alt yapısı hazırlanmalıydı” diyerek açılım özeleştirisi yaptı. Milletvekilleri Abdul lah Öcalan’ın susturulmasını isterken Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise “PKK ile Tamil gerillaları arasında bağlantı olduğunu” söyledi. Kampın ilk gününde bakanlar Atalay, Çiçek ve Ergin terör ve Kürt sorunu ko nusunda sunum yaptı ve milletvekilleri nin sorularını yanıtladı. 3 saat süren su numda Başbakan Erdoğan Atalay’ın açıklamalarını dinledi, oturumun diğer bö lümlerine katılmadı. İçişleri Bakanı Ata lay, açılım sürecinin devam edeceğini be lirterek “Önümüzdeki süreçte yeni ya sal düzenlemeler de gelebilir” dedi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin de ko nuşmasında, bugüne kadar Terörle Mü cadele Yasası’nın 18 kez değiştirildiği ni belirterek “Etkin pişmanlık yasası ge tirilmiş, ama sorun yine çözüleme miş. Şimdi kalıcı adımlar atılarak bu iş çözülmeli. Açılımın başlangıcında Habur’un altyapısı hazırlanmalıydı. İyi hazırlık yapılamadı” dedi. PKKTamil bağlantısı Başbakan Yardımcısı Çiçek, PKK’nin İspanya’daki ETA ve Sri Lanka’daki Ta mil gerillaları ile benzerlik taşıdığını belirterek “Özellikle Tamil gerillaları ile geçmişte bağlantı kurmuşlar. Hatta PKK, Tamil gerillalarını örnek de al mış” diye konuştu. Çiçek, terörle müca delede devletin bir arşivinin bulunmayı şından şikâyet etti. Çiçek, Kamu Düze ni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın istihbarat açısından iyi çalıştığını da söyledi. Çiçek, “Demokrasiden uzaklaşırsak silahlar devreye giriyor” derken sivil toplum ku ruluşlarının da işin içine girdirilmesi ge rektiğini belirtti. Öcalan’ı susturamayız Milletvekilleri, Bakan Ergin’e, “Öca lan cezaevinden basına, kamuoyuna açıklamalar yapıyor, örgüte talimatlar veriyor. Buna son verilemez mi, sus turulamaz mı” sorusunu yöneltti. Ergin ise “Süren davaları var. Bu yüzden avukatlarıyla görüşme yasal hakkı. En gelleyemeyiz. Engellersek hem iç hu kuk açısından hem de uluslararası hukuk karşısında zor durumda kalırız. Hem ayrıca Apo’yu fazla abartmayın. Örgütün tek hâkimi değil. PKK şu an da on başlı” diye karşılık verdi. Bakanların basına yaptıkları açıkla maların benzeri değerlendirmeler yap maları, sorulara detaylı yanıt vermeme leri de milletvekillerinin tepkilerine ne den oldu. Bakanların konuşmaları sıra sında birçok milletvekilinin cep tele fonlarındaki oyunlarla vakit geçirdikle ri ve twitter’da mesaj yazıp, başka me sajları takip etmeyi tercih ettiği öğrenil di. Kampın son gününde referandumun sonuçları da değerlendirildi ve yüzde 42’lik hayır oyunun nedenleri konusun da parti yönetimince yapılan saha araş tırması tartışıldı. Toplantıda, “Sahiller de ortaya çıkan tedirginlik ve kaygıları mutlaka gidermeliyiz. Sahil kesimle rinde de gönülleri kazanmalıyız. Ya şam tarzlarına müdahale kaygılarını gidermeliyiz. Bu yüzden hayır oyları nın öne çıktığı yerlerde öncelikle ka dınlar çalışmalı, kaygıları dinleyip gi dermenin yol ve yöntemlerini bulma lı” değerlendirmesi yapıldı. AKP’nin Kızılcahamam kampının ilk gününde bakanlar Atalay, Çiçek ve Ergin, terör ve Kürt sorunu konusunda sunum yaptı ve milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Habur’un altyapısı hazırlanmalıydı” diyerek açılım özeleştirisi yaptı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Kızılcaha mam toplantısının kapanış konuşmasın da BDP’yi ağır bir dille suçladı. Erdo ğan, “Silahları bırakarak sandığa öy le gitsinler, bakalım ne kadar oy ala caklar. Onurlu oy bu oydur. Ama şimdiki şaibeli oydur” dedi. Erdoğan, şunları söyledi: CHP’ye eleştiri: Demokrasiyi dil lerinden düşürmeyen partilerde kararla rın nasıl alındığını görüyorsunuz. Ka rarların Genel Başkan’ın dışında alındı ğını, nasıl çark edildiği, zikzaklar oldu ğunu görüyorsunuz. Kendi içinde de mokrasiyi hâkim kılmak için gayret göstermeyenler Türkiye’de demokrasi hâkim kılamazlar. Yüzde 42’nin kaygıları: “Hayır” diyen yüzde 42’nin hangi gerekçelerle “hayır” dediğini anlamaya çaba sarf et tiğimizi söylemiştik. “Evet” diyenleri de aynı şekilde anlamaya çalışıyoruz. Bu araştırma 2011 seçimlerine zemin olacak. Şimdi hedefleri daha büyük ko yuyoruz. Hem kaygıları gideceğiz hem de beklentilerini karşılayacağız. Sanal korkular: Yapılan araştır mada haritanın farklı renklere boyandı ğı, karpuz gibi ortadan ikiye bölündüğü tezlerinin doğru olmadığını ortaya koy muştur. Bölgeler arasında “evet” ve “hayır” gerekçeleri farklı farklı ortaya çıkıyor. Biz iktidar olarak daha fazla empati yapmalıyız. Yüzde 42’nin hissi yatını daha fazla anlamalıyız. Yaşam tarzlarına müdahale, laiklik tehdit altın da gibi tezlerin gerçeği yansıtmadığı bu araştırma ile görülmüştür. Dağa taşa anlatacağız: Kendi mizi daha fazla anlatmamız gerekir. Tüm teşkilatımızla birlikte dağ taş de meden kendimizi anlatmak durumunda yız. Gönülleri fethetmeye, kazanmaya, yüreklere hitap etmeye devam edece ğiz. Partimize olan muhabbet çığ gibi büyüyor. Partilerin liderleriyle yönetici leriyle işimiz yok. Ama oralara gönül veren kardeşlerimizle işimiz var. MHP, CHP ve BDP’ye oy veren kardeşlerimi ze mesajlarımız var. Herkes AKP’li olacak diye bir şey yok ama herkes AKP’li olacakmış gibi çalışacağız. BDP’ye sert sözler: Sürekli barış diyorlar. Ama bakıyorsunuz üniversite rektörlerine yönelik tehditlere seyirci kalıyorlar. Öğretmenler, imamlar tehdit altında. Hakkâri’deki olayı biliyorsu nuz, imamı şehit ettiler. Barış özlemi bu mudur? Ben hangi hakka sahipsem Kürt kökenli vatandaşlarım da aynı hakka sahip. Türkiye’nin bütününde bir ameliyata izin veremeyiz. Ben Türk’ü ne kadar seviyorsam Kürt kökenli va tandaşımı da o kadar seviyorum. Biz samimiyiz ama bazıları değil. Oylarınız şaibeli: Kürt kökenli va tandaşlarımın temsilcisi değiller. Dü rüstlerse, samimilerse silahları bıraksın lar öyle sandığa gitsinler, bakalım ne kadar oy alacaklar. Silahla, yakarız, yı karız demekle oy almak kolay. Bırak Kürt kökenli vatandaşlarım kendi irade leriyle oy kullansınlar. Bakalım ne ka dar oy alacaklar. Onurlu oy bu oydur. Şu anda aldığınız oyun kıymeti harbi yesi yok, çünkü bu oy şaibeli oydur. Kızılcahamam toplantısının kapanış konuşmasında BDP’yi suçlayan Erdoğan, “Dürüstlerse, samimilerse silahları bıraksınlar öyle sandığa gitsinler, bakalım ne kadar oy alacaklar” dedi. ‘BDP’nin oyları şaibeli’ Başbakan Erdoğan, BDP’nin Kürt kökenli yurttaşların temsilcisi olmadığını söyledi SAADET PARTİSİ’NİN OLAĞANÜSTÜ KONGRESİ DÜN YAPILDI Erbakan 84 yaşında yeniden genel başkan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Numan Kurtulmuş sonrası yeni liderini arayan Saadet Partisi’nin (SP) dünkü olağanüstü kongresinde, par tinin kurucu Genel Başkanı ve eski Başbakan Necmettin Er bakan, 84 yaşında yeniden genel başkan seçildi. Erbakan ile birlikte oğlu Fatih ve kızı Elif Erbakan Altınöz de parti yönetiminde yer aldı. Ancak Erbakan’ın daha önce “Kayıp Trilyon” davası kapsamında mahkumi yeti bulunduğu için genel baş kan olup olamayacağı tartışı lıyor. SP’nin olağanüstü kon gresinin yapıldığı Atatürk Spor Salonu’ndaki Atatürk ve Er bakan posterleri dikkat çekti. Salonda ayrıca “Bizden giden yok, gelenlere selam olsun” ve “Lidere itaat inancımız dır” yazılı afişler dikkat çek ti. Erbakan, emperyalizmin daha önce AKP’ye “Sen şeri atçısın” diyerek izin vermez ken SP’nin yükselişinin ar dından AKP’ye çalıştığını söy ledi. Erbakan, “Dünya Siyo nizmi, önümüzdeki günlerde yapılacak seçimlere büyük önem gösterdi. Medyayı, bankaları, sanayi tesislerinin kontrollerini ve inancı sö mürerek AKP’yi iktidara getirmek için var gücüyle çalışıyor. Suudi Arabistan Kralı, Tayyip’e İslam nişanı takıyor. Keşke Tayyip hiz met etse de biz de alkışlasak. AKP ve diğer partiler, hep si birbirinin benzeridir. ” Kongrede delegeler tarafın dan aday gösterilen Erbakan, 687 delegenin 684’ünün oyuy la genel başkanlığa seçildi. Erbakan’ın parti yönetimi lis tesinde Numan Kurtulmuş ta rafından bir önceki kongrede liste dışı bırakılan çocukları Fa tih ile Elif Erbakan Altınöz de yer aldı. Erbakan’ın damadı Mehmet Altınöz ise YDK listesinde yer buldu. Kürsüye özel bir asansör ile çıkan Erbakan’ın yanındaki lerin yardımı ile ayakta durduğu gözlendi. (Fotoğraf: AA) Referandum Sandıkta dış politika etkili oldu ANKARA (Cumhu riyet Bürosu) AKP ta rafından yaptırılan ve Kızılcahamam kampın da değerlendirilen “12 Eylül halkoylaması, seçmen davranışları ve etkileyen faktörler” ko nulu araştırmaya göre, halkoylamasında “evet” oyu vermeyi en güçlü biçimde belirleyen etke nin AKP’lilik kimliği, aynı şekilde “hayır” oyunu en güçlü şekilde etkileyen etkenin ise CHP’lilik olduğu belir lendi. Araştırmada “evet” ve “hayır” oyla rının her ikisinde de hü kümetin dış politikası en etkili unsur olarak çıktı. Araştırmaya göre AKP’lilerin yüzde 84.7’si “evet”, yüzde 5.3’ü ise “hayır” oyu verdi. CHP’lilerin ise yüzde 5.4’ü “evet”, yüz de 84.7’ü de “hayır” de di. Halkoylaması nede niyle CHP ve MHP’nin seçmenlerinden bir kıs mı AKP’ye yönelmiş. “Evet” oyunu etkile yen ana faktörlerin bazı ları ise “Hükümetin uluslararası alandaki başarıları (yüzde 87.3). Ergenekon ve cunta larla mücadeledeki ba şarı (yüzde 80.8). Te mel hak ve özgürlükle rin güvence altına alın ması (yüzde 77.2). Ana yasa değişiklik paketi nin demokrasi, temel hak ve özgürlükleri ge liştirmesi (yüzde 72)” olarak sıralandı. Araştırmada, “hayır” oyu verilmesindeki ne denler bölümünde, “Türkiye’nin Batı’nın güdümüne girdiği / dış politika ekseninin Do ğu ülkelerine kaydığı, hükümetin muhalefeti ve vatanseverleri bas kıyla sindirdiği ve ana yasa paketinin ‘AKP si vil diktatörlüğü’ne ze min hazırladığı algıla rı” sayıldı. Ankette, Hükümetin işsizlik ve yoksullukla mücadele de başarısız olduğu al gısı da ‘hayır’ oyu ve rilmesinde önemli bir role sahiptir” ifadeleri yer aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle