16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EK M 2010 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B Kültür Servisi Japon aydınları, kendi lerine yakın buldukları OsmanlıTürk mo dernleşmesini mercek altına almak amacıyla 19. yüzyıl sonunda İstanbul’a gelmeye baş lamışlardı… TürkiyeJaponya ilişkilerinin başlangıç döneminde İstanbul’a gelen üç Ja pon; işadamı ve çay merasimi üstadı Ya mada Torajiro, mimar, profesör ve ilk Ja pon mimarlık tarihçisi Ito Chuta, Budist din adamı, araştırmacı Otani Kozui’nin Os manlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuri yeti’nde yaşadıkları bugünlerde bir sergiye konu oldu. Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araş tırmaları Enstitüsü’nde “Hilal ve Güneş / İs tanbul’da Üç Japon; Yamada Torajiro, Ito Chuta, Otani Kozui” adıyla önceki gün açı lan sergide Japonya ve Türkiye’deki müze lerden, özel koleksiyonlardan ilk kez gün ışı ğına çıkan pek çok tarihi eser, obje ve do kümanlar yer alıyor. Sergi üç Japon’un gö zünden Osmanlı İmparatorluğu’nun son, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarını gözler önüne seriyor. Bu üç Japonun izlenimlerinin günümüze ta şındığı serginin küratörlüğünü Ekrem Işın, proje yöneticiliğini Prof. Dr. Selçuk Esen bel, bilimsel danışmanlıklarını da Dr. Miyuki Aoki Girardelli ve Erdal Küçükyalçın yapıyor. Açılışı yapılan sergiye konu olan Toraji ro’nun, “Toruka Gakan/ Türkiye’ye Re simli Bir Bakış” adıyla İstanbul’u çağdaş bir Japon gözüyle anlatan bir kitap yazdığı; Chu ta’nın, Osmanlı topraklarını kapsayan ayrıntılı bir seyahatname, mimari eserlerle ilgili çi zimler, fotoğraflar ve konferans kayıtları bı raktığı; Kozui’nin ise Cumhuriyet’in ilk yıllarında önce Atatürk ile Ankara Sanayii Zıraiye şirketini, sonra da Bursa’da, ipek ku maş üretimini canlandırmaya yönelik ipek do kumacılığı üzerine bir fabrika kurduğu be lirtildi. Sergi 20 Şubat’a kadar izlenebilecek. S ergi açılışı öncesinde Pera Müze si’nde geleneksel “Japon Çay Tö reni” düzenlendi. Japonya’nın 400 yıllık Sohen Çay Okulu’nun ustası ve Ya mada Torajiro’nun torunu Lemoto Yama da Sohen’e çay töreninde, Japonya’dan gelen 45 kişilik özel ekip eşlik etti. Lemo to Yamada Sohen çay töreni kültürü hak kında bilgiler vererek çay töreninin insanın ruhani huzura ermesi için bir yol olduğunu söyledi. Törende kullanılan Mattcha çayı şöyle ha zırlanıyor: Çay bitkisi türlerinden Mattc ha’nın yaprağı küçük parçalara kıyılıyor ve kurutulduktan sonra pudra gibi toz haline ge tiriliyor. Yaprak halindeki çay havanda el le dövülerek 20 gramı 2 saatte toz haline ge tiriliyor. Şimdi ise makine sayesinde 20 gra mı 1 dakikada yapılıyor. Yaprak, toz hali ne geldikten sonra sıcak suyla çırpılıyor. Kö püklü boza kıvamına getiriliyor. Bu çaya şe ker konmuyor. Törende, pirinç saplarından yapılan hasır “Tatami” üzerinde dizlerin üzerine çökerek oturuluyor. Bu oturma şeklinin adı da “Sei za”. Çay töreni en geleneksel haliyle yapı lırsa 4 saat sürüyor. Lemoto Yamada Sohen, geleneksel çay törenindeki hareketlerin as lında samuray yaşam biçimiyle yakın ilişkisi olduğunun altını çiziyor… ‘Hilal ve Güneş’ sergisi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde Üç Japonun İstanbul serüvenleri2010, İstanbul’un Avrupa’nın Kültür Başkentlerinden biri olmasının yanında Türkiye’de de Japonya yılı. Japonya yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen sergi, Türkiye Japonya dostluğunun başlangıç yıllarına ve bu dostluğun inşa edilmesinde önemli rolleri olan üç Japonun gözünden Osmanlı İmparatorluğu’nun son, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarını gözler önüne seriyor. Geleneksel ‘Japon çay töreni’ MELTEM YILMAZ M ESAM Başkanı Faruk Demir, Türkiye’de telif ödemeleri alanın da devletin, özel sektörün oldukça gerisinde kaldığını; bugün yalnızca ME SAM’ın, TMSF’den 8.5, TRT’den ise 27 mil yon TL alacağı olduğunu söylüyor. “Bu pa raları alamadığımız için evine ekmek gö türemeyen, hastaneden çıkamayan sanat çılar var. Türkiye, telif toplama konusun da ‘korsan ülke’ haline gelmiş durumda” di yen Demir’e göre alınacak önlemler bir o ka dar basit: Uluslararası anlaşmalara uygun yeni bir telif yasası hazırlanmalı, bir eser kul lanılmadan önce sahibinden izin alınmalı, ya saklama hakkı yalnızca eser sahibine verilmeli. Türkiye Musiki Eserleri Sahipleri Meslek Bir liği (MESAM) Başkanı Faruk Demir ile 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile buna bağlı olarak müzik sektörünün, telif hakları ko nusunda yaşadığı temel sorunları konuşuyoruz. Demir söze, “Türkiye’de telif haklarının ne olduğunun dahi bilinmediği” eleştirisi ile başlıyor ki bu alandaki karmaşa göz önünde bulundurulduğunda haksız sayılmaz. Ancak Demir’e göre söz konusu karmaşa, yürürlü ğe girdiği 1952 yılından bu yana tam sekiz kez değiştirilen “telif yasası”nın bir kez da ha değiştirilmesiyle de aşılabilecek gibi de ğil. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öngör düğü düzenlemeler çerçevesinde hazırlana rak geçen günlerde meslek birliklerinin gö rüşüne sunulan taslakta yer alan “meslek bir liklerinin teke indirilmesi” yönündeki maddeyi, “birleşmenin güç getireceği” gerekçesiyle olumlu bulan Demir, “Her şeye karşın biz, mevcut yasa yasa üzerinde, parça parça dü zenleme yapılmasındansa, topyekun yeni bir yasa hazırlanması taraftarıyız” diyor. Ye ni yasanın neye göre hazırlanacağının ise çok da zor olmayan bir dizi önlemi içerdiğini anlatıyor: Uluslararası anlaşmaların baz alınması, bir eser kullanılmadan önce sahibinden izin alınması, ya saklama hakkının eser sahibine ait olması. ‘Sanatçılar üzerine kayalar yığılıyor’ “Demokratik açılım sürecinin toplum ta rafından kabul görebilmesi için ellerini ta şın altına koyan sanatçıların üzerlerine, bu gün kayaların yığıldığını” söyleyen Demir, MESAM olarak TMSF’den 8 buçuk, TRT’den ise 27 milyon TL alacakları olduğunu anlatıyor ve ekliyor: “TRT, ocaktan bu yana geçen sü rede halen borçlarını ödemedi. Telif hakkı ödeme konusunda özel sektör devletten çok daha iyi durumda. Halihazırda, telif parası nı alamadığı için evine ekmek götüremeyen, hastaneden çıkamayan sanatçılar var.” De mir, Türkiye’nin telif haklarının ödenmesi ko nusunda büründüğü “korsan ülke” pozisyonunu ise rakamlarla netleştiriyor: Almanya yılda 1 mil yar 150 milyon, Hollanda 240 milyon, Yuna nistan 100 milyon dolar telif ücreti toplarken, Türkiye yılda en fazla 20 milyon dolar topla yabiliyor. Diğer yandan Türkiye’de internet korsanlığının önüne geçecek çalışmaların da yapılmadığını ifa de eden Demir, sözlerini şöyle noktalıyor: “ABD’de internet korsanlığının yüzde 85 ora nında önüne geçilebiliyorken Türkiye’de bu konuda hiçbir çalışma yok. Her önüne gelen, müzik satışı dahi yapan bir web sitesi kura biliyor. Türkiye’de ne yazık ki önce korsan satış yapan siteler kuruluyor, sonra da bu si teleri tespite gidiliyor. Buradan da anlaşıla cağı üzere Türkiye’de yasalar, teknolojinin bir hayli gerisinde kalıyor.” Türkiye telifte korsan ülke MESAM Başkanı Faruk Demir, Türkiye’de telif ödemeleri alanında devletin, özel sektörün oldukça gerisinde kaldığını söylüyor SİBEL ÇORBACIOĞLU İ stanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönet menliği tarafından hayata geçiri len Dans Platform İstanbul, 15 22 Eylül tarihleri arasında düzen lenen ve Cemal Reşit Rey Kon ser Salonu’nu bir dans mabedine dönüştüren festival haftasının ar dından, hız kesmeden etkinlikle rine devam ediyor. Dans camiasını bir araya getir meyi hedefleyen, yerli ve yabancı eğitmenlerle üst seviyede nitelikli eğitim platformlarının hazırlandı ğı, Forum Platformu ve yerli ko reograflara sipariş verilmesi gibi pek çok ilki içinde barındıran fes tival haftasının ardından görüşle rini aldığımız İstanbul 2010 AKB Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmeni Beyhan Murphy, çok az bir hata payıyla ekibinin her şeyin üstesinden geldiğini belirti yor. Murphy için, Dans Platform festival haftasının en önemli başa rılarından birisi, çağdaş ve klasik temelli dansçıların aynı sınıflarda ilk kez bir arada çalışma şansını yakalaması olmuş. Platforma katı lan dansçıların eğitmenler tarafın dan başarılı bulunduğunu anlatan Murphy, dansçıların yeterli tecrü beye sahip olmayışları ve derse katılımlardaki istikrarsızlıklar nedeniyle eğitmenlerin zaman zaman zorlandığını da da sözle rine eklemeden edemiyor. Yurt dışından gelen eğitmen ve dans çıların en çok etkilendiği şey ise, sahne üstünde ve arkasında görev alanların dans camiasın dan gönüllüler olması olmuş. Festival haftasındaki Temsil Platformu’nda aralarında Sofia Rosolini ve Marco Agostino, Drew Jacoby ve Rubinald Pronk’un da yer aldığı uluslar arası bale yıldızlarını konuk eden Dans Platform, bu hafta da, La La La Human Steps’in efsane dansçısı Louise Lecava lier ve kendi topluluğu Fou Glorieux’u İstanbul’da konuk edecek. Canada Council for the Arts ve Conseil des arts et des lettres du Quebec katkılarıyla, ya rın akşam saat 20.30’da Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde İstanbullu dansseverlerle buluşacak olan topluluk “Children” ve “A Few Minutes of Lock” adlı iki perfor mans sahneleyecek. Dans Platform İstanbul’un yeni konuğu Louise Lecavalier Kültür Servisi Ka rikatürcüler Derne ği’nin Nasreddin Hoca anısına düzenlediği Ulus lararası Nasreddin Ho ca Karikatür Yarışma sı Etkinlikleri, önceki gün, Koç Holding spon sorluğunda 30. Uluslar arası Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması Ser gisi’nin yer aldığı İstan bul Büyükşehir Beledi yesi Karikatür ve Mizah Merkezi’nin açılışı ve yarışmada dereceye gi renlerin ödüllerinin ve rilmesiyle sona erdi. Ar mada Otel’de yapılan ödül töreninde büyük ödülü İtalyan Alessan dro Gatto aldı. ‘Cum huriyet Gazetesi Özel Ödülü’ne Endonez ya’dan Tommy Thom Dean değer görülürken, başarı ödülü kazananlar dan Türk sanatçı Ahmet Öztürklevent para ödü lünü Karikatürcüler Der neği’ne bağışladı. ‘Nas reddin Hoca Özel Ödü lü’ Rusya’dan Aleksei Kivokourtsev’e verilir ken, ‘Karikatür cüler Derneği Özel Ödülü’ Bul garistan’dan Mil ko Dikov’a, ‘Jüri Özel Ödülü’ ise İran’dan Sadeg Bagheri’ye veril di. Törene, Karika türcüler Derne ği’nin davetlisi olarak 1017 Ekim 2010 tarih leri arasında Uluslarara sı Nasreddin Hoca Kari katür Yarışması etkin liklerine gelen, araların da Slovenya, Arnavut luk, Rusya, Almanya, İran, Fransa, İspanya, Portekiz, Hırvatistan, Be larus ve Suriye’nin de bulunduğu toplam 30 ül kenin konuk karikatü ristleri de katıldı. Kültür Servisi Şiddet gören ka dın ve çocuklara hukuki, sosyal ve psikolojik destek veren Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı 20. yı lını büyük bir buluşmayla taç landırıyor. Kadınlara ve çocuk lara uygulanan her türlü şiddetin önlenmesi konusunda duyarlılı ğa sahip olan sanatçılar, iş in sanları ve aydınlar Mor Çatı’ya yeni bir sığınak kazandırmak için 8 Kasım’da Otto Santral’da yapılacak gecede, vakfa destek leriyle bir araya gele cek. Mor Çatı dos tu sanatçıların kos tümlerinin açık arttırma ile satışa sunulacağı gece den elde edilecek gelir, kadın sığı nıklarının açıl ması ve yürütül mesi konusunda öncü olan Mor Çatı’ya yeni bir sığınak kazandı racak. Otto Santral’da ya pılacak gecede Ajda Pekkan, Emel Sayın, Gö nül Yazar, Hül ya Koçyiğit, Hülya Av şar, Lale Belkıs, Nilüfer, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Tar kan, Tuncel Kurtiz, Türkan Şoray ve Zuhal Olcay gibi sa natçıların yanı sıra Buika ve Monica Molina gibi yabancı sanatçıların da kostümleri satışa sunulacak. Kostümlerin hangi sanatçıya ait olduğu ise bu ge cede açıklanacak. Büyük ödül Alessandro Gatto’nun NASRETT NHOCAKAR KATÜRYARIŞMASI AlessandroGatto Her şey kadına karşı şiddet için MOR ÇATI SIĞINAĞI ItoChuta Faruk Demir Fotoğraf:VEDATARIK LouiseLecavalier
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle