17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 10 EK M 2010 PAZAR 14 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B ÇankayaBelediyeBaşkanıBülentTanık laAnkara nındurumunuvereferandumdayüzde42 ninanlamınıkonuştuk: Aklı olan karanlıktan korkar Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık dertli. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek in, AKP liler dahil ilçe belediyelerini yok varsayması yüzünden ellerinin kollarının bağlı kalmasından yakınıyor. Bugün Ankara ya milyar doların üzerinde bir parayla getirilen Kızılırmak suyunun kullanılmaz durumda olduğunu ve bu kadar çok paranın çöpe gittiğini söylüyor. Bir de CHP kökenli bir gazeteci yazarın, referandumda hayır oyu verenler için, Kararlı korkaklar sözlerine şu göndermeyi yapıyor: Karanlık bir gelecek ortamından korkmak akıllı insanlara özgü bir duygudur. Çankaya Belediyesi nde neler oluyor? B.T. Belediyemiz öncekinden daha sağlam bir zeminde ilerliyor, diye düşünüyorum. Yavaş yavaş toparlandı. Yenileme gerçekleşti gibi görünüyor. Belediye kadrosunda tazelemeye, yenilemeye ihtiyaç vardı. Bunun önemli ölçüde başarıldığını düşünüyorum. Özgüven geldi. Yavaş yavaş iş üretme ahengini yakalama konusunda da belli bir noktaya geldik. Çankaya nın da bize güveni sürüyor. Seçimin hemen sonrasındaki günlerde olduğuna benzer şekilde sokakta yürürken otomobillerdeki vatandaşlarımız beni görünce el sallıyorlar, selam veriyorlar, sevgilerini ifade ediyorlar. İşin en keyifli yanı da o. Zaman zaman, Sen niye böyle yalnız başına dolaşıyorsun diye sorduklarında, Sizin sevginiz eksilmediği sürece benim yalnız başıma dolaşmamın hiçbir sakıncası yok diye cevap veriyorum. Yani koruma ordusuyla dolaşmaktan hoşlanmıyor musunuz? B.T. Alışkın olduğum hayat tarzını değiştirmemeye çalıştım. Aynı evde değil, artık belediyenin lojmanında oturuyorum. Ama öyle çok büyük, çok lüks bir yer değil. Çalışmak, verimli olmak için mek n ihtiyacını yadsıyan birisi değilim. Ama artık çocuklar büyüdü. Biz hanımla iki kişi kaldık. Belediye lojmanında oturmak bize yetiyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi yle ilişkiler nasıl? Geçmiş dönemde pek de iyi olmadığını biliyoruz... B.T. Ne yazık ki büyükşehir belediyesiyle ilişkilerimiz istediğimiz gibi değil. Türkiye de herhalde ilçe belediyeleriyle büyükşehir ilişkisinin en verimsiz, en gergin olduğu il Ankara dır. Sadece Çankaya ya da muhalefet partisinin belediyeleriyle değil kendi siyasi partisine mensup ilçe belediyeleriyle de durum aynı. Yani Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ilçe belediyelerini ciddi biçimde istemeyen bir tavır içinde. Yani kendi partisinden olan belediyeleri de mi dışlamaya çalışıyor? B.T. Evet. İlçe belediyelerini lüzumsuz ve ayak bağı yapılar olarak gördüğünü zaten ayan beyan söylüyor. Bu durumda birlikte çalışmak yerine ona tabi, memuru gibi çalışan bir yapı olursa ancak kabullenebileceği anlaşılıyor. O yüzden ilçe belediyelerini uzak tutuyor. Bir buçuk yılı geçti. Büyükşehir Belediye Başkanı yla bir kere bile oturup yemek yemedik. Oysa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı yla Kadir Topbaş benim üçüncü yemek yiyişim. İstanbul da çeşitli toplantılar nedeniyle böyle bir araya geliyoruz. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yla ilçe belediyeleri arasındaki bu kopukluk işleri çok zorlaştırıyor. Ciddi bir gerilime yol açıyor. Ankara içinde ne yapacağınız konusunda stratejik bir plan yapmanız ya da uzun soluklu bir proje, plan üretmeniz her halük rda büyükşehrin onayını gerektirdiği için mümkün olmuyor. Biz Çankaya Belediyesi olarak gündelik hizmet işlerinin ötesinde sürekli siyaset üretmeye, belediyecilik hizmetlerinin dışına taşmaya zorlanıyoruz. Buna rağmen Ankara Büyükşehir Belediyesi bugünkü konumdan ve bugünkü mevzuattan şik yetçi. Daha farklı ulusal politikalarda da zaman zaman dillendirildiği gibi yargıyı bizim yanımızda göstermeye çalışıyor. Yargıya gidildiğinde hep Çankaya Belediyesi kazanır diye bir söylem geliştirdi. Bir kere bu doğru değil. Açılan davaları Çankaya Belediyesi haksız yere mi kazanıyor yani? B.T. Tabii ki öyle değil. Biz davaları kazandıkça sanki yargı bizim arka bahçemiz olmuş gibi göstermeye çalışıyor. Kendisinin hukuk dışı uygulamaları nedeniyle zaten bu davalar açılıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi hakkında yapılaşmaya elverişli olmayan yumuşak zeminli arazileri bile imar planlarında değişiklik yaparak yapılaşmaya açtırdığı iddiaları var. Bunlar ne kadar doğru? B.T. Ankara da bu sorunlu alanlar Polatlı, Haymana Ovası na doğru, bir de Mogan Gölü nün su havzasındaki yapılaşmalar nedeniyle kentsel gelişme plansız ve hızla yayılıyor. Bu da Ankara nın aleyhine bir gelişme. Çok büyük teknolojik güç kullanarak ve aşırı maliyetlerle bir imaj kentçiliği yapma açısından da kuzeyden Ankara kent girişi çok özel bir örnek. Orada TOKİ tarafından yapılan binlerce konut var. Ama henüz kullanıma açamadılar. Bir de Esenboğa dan Ankara ya girişteki yamaçlarda yıkılan gecekonduların yerine yapılan koca binalar var. Bu devlet gücü gösteren gösteriş kentleşmesi. O gösteriş kentleşmesinin ortaya çıkardığı maliyetler sonucu elde kalacak olan konut stokunun nasıl pazarlanacağı ve o işi üstlenen TOKİ ve alt yüklenicilerin varlıklarını nasıl devam ettireceklerini ben şu anda soru işareti olarak görüyorum. Mümkün olan en son teknolojiyle o yapılar yapıldı. Ama oralardaki doğal nüfus şehrin dışına sürüldü. O bölgedeki yeni apartman dairelerine hangi nüfusun yerleşeceği açık bir soru işaretidir. O işi finanse etmek için TOKİ nin ve devletin ne tür yükler üstlendiğini de henüz ölçme şansımız yok. Şu anki yapı sektörünün içinde bulunduğu kriz göz önüne alınacak olursa o binalar çok ucuza seçim harcaması olarak insanlara dağıtılacak gibi görünüyor. Kuzey Ankara girişinin iyileştirilmesi ve bir gösteriş projesi yapılması Ankara yı nasıl etkileyecek? Bununla ilgili stratejik bir plan sorgulaması ve planlama kaygısı hiçbir şekilde tartışılmadı ve üzerinde mutabakat sağlanmadı. Dolayısıyla yapılan bu uygulama, Ben burayı kazıyacağım. Ben yaptım oldu demektir. Zaman zaman böyle bir irade gerekebilir. Ama orada yapılan işlemin faydamaliyet karşılaştırması gelecekte en fazla önümüze çıkacak konulardan biridir gibi görünüyor. Peki, ya tarım alanlarının yapılaşmaya açılmasına ne diyorsunuz? B.T. Tahıl deposu olabilecek alanlarda patlamış mısır misali yapılaşmaların olması büyükşehir belediyesinin bir stratejisi olsa gerek. O patlamış mısırların ne olacağını sadece büyükşehir belediyesinin karar odağı başkanı ve birkaç kişisi biliyor. Bunlar birbirinden kopuk oldukları için ulaşım ve altyapı maliyetleri açısından kent bütçesine aşırı yük yüklüyor. Ankara planlı ve belli bölgelere yoğunlaşmış, ulaşımının iş ve konut mek nı ilişkisinin iyi kurulduğu bir kent haline gelmediği için de trafiği içinden çıkılmaz halde. İnsanlar otomobil alıyorlar. Ama aldıkları bu otomobillerle şehrin merkezine gelemiyorlar. Merkezden ancak hızla geçebiliyorlar. O ise merkezi çökertiyor. Bizim Çankaya Belediyesi olarak en fazla şik yet ettiğimiz konu da bu. Günde iki buçuk milyon insanın geldiği merkez o hızlı trafik nedeniyle zaman geçirilecek bir yer olmaktan çıktı. İnsanlar, Bir an önce şu zorunlu işimi yapıp gideyim kaygısı içine giriyorlar. Ankara da dikkat çeken özellikle konutların, yerleşim alanlarının Çayyolu gibi şehir dışı bölgelere kaymaya başlaması. Bunun nedeni anlattığınız merkezden kaçma isteği mi? B.T. İnsanlar önce merkezden Çayyolu gibi alanlara kaçtı. Şimdi oralardan da kaçıyorlar. Çankaya merkezde insanlar barınmak istemiyorlar. Çankaya Belediyesi nin eski gözde mek nları Kavaklıdere, Gaziosman Paşa, Ayrancı semtleriydi. Artık trafik sorunu nedeniyle bu semtler terk ediliyor. Onların boşalttıkları yerler geceleri kör ışıklı, cansız, karanlık mek nlara dönüşüyor. Merkezin böylesine çöküşünden derin elem duyuyoruz. Bununla mücadele etmeye uğraşıyoruz. Bir kere Ankara nın insan odaklı ciddi bir planlamaya ihtiyacı var. Bir kere ulaşım yeniden düzenlenmeli. Burada esas alınması gereken en temel konu geniş bir metro ve raylı sistem ağının yapılmasıdır. Çünkü şu anki trafik üstyapısının başka türlü çözülme şansı yok. Trafiğe çıkan otomobil sayısı her geçen gün hızla artıyor. Araçlar çok hızlı gidiyor. Ama insanlar yine de gidecekleri yere yetişemiyorlar. Trajikomik bir durum. Bir de Atatürk Bulvarı nın yeni trafik düzeni sizce bulvarın bütün kimliğini yok etmedi mi? B.T. Atatürk Bulvarı köstebek gibi bat çık lı bir cadde haline geldi. Bulvar, bulvar olmaktan çıktı. Bu sadece muhalif CHP lilerin lafı değil. Melih Bey in partisinden olan insanların büyük kısmı da benzer sözler söylüyorlar. Milyarlarca dolara mal olan Kızılırmak suyu projesi çöpe gitti Ankara iki buçuk yıl kadar önce çok ciddi kuraklık yaşadı. Kızılırmak suyunun Ankara ya taşınması projesi vardı. O ne oldu? B.T. Ankara nın su meselesi köklü bir geçmişe sahip. 1960 lı yıllarda Devlet Su İşleri DSİ tarafından geliştirilen başkente su taşıma ve onun suyunu sağlama master planı vardı. Bununla ilgili köklü işbirliği çalışmaları 1990 lı yıllardan itibaren yeni büyükşehir yönetimiyle birlikte sağlanamadı. Yeni büyükşehir belediyesi ve DSİ arasında bir uyumsuzluk yaşandı. Bu da belediyeden kaynaklanıyordu. Üzerinde mutabakat sağlanmış planı hayata geçirmek yerine büyükşehir belediyesi başka yollar aramaya çalıştı. DSİ nin ihalelerinin durdurulması yönünde müdahaleler yapıldı. İki buçuk yıl önce sıcak bir yaz geçti. Küresel ısınma feryatları yükselmeye başladı. Başbakan ın da deyimiyle halkı gereksiz paniğe sevk edecek açıklama furyası yaşandı. Büyükşehir belediyesi, Müthiş kuraklık. Susuz kaldık diyerek bir süre Ankara nın sularını da kesti. Ama Başbakan ın uyarısının ardından Ankara ya su verilebiliyor olduğunu gördük. O arada Kızılırmak suyunu Ankara ya getirme projesi Büyükşehir Belediye Meclisi nden geçti. Büyükşehir böylece büyük bir hızla çok büyük kaynakları Kızılırmak suyunun Ankara ya taşınması için harcadı. Bunu yaparken ne alakası varsa bulduğunu kullanıyor konumda olduğu için bir de kentsel dönüşüm yasasından yararlandılar. Su boru hattının geçtiği yerler kentsel dönüşüm alanı ilan edildi. Bu bir felaketti diye göz yumalım. Ama gelinen bugünkü noktada Kızılırmak suyu şu anda tümüyle devre dışı. O su boru hattı artık Ankaralı tarafından kullanılmıyor. Yani inanılmaz paralara mal olduğunu bildiğim proje rafa mı kaldırıldı? B.T. Bu su çok kısa bir süre Ankara ya verildi. Suyun kötü kalitesi üzerine yapılan yüzlerce tartışma bir yana musluklardan su içmek imk nsız hale geldi. Şu anda Kızılırmak suyu verilmiyor olmasına rağmen borulardaki kirlenme ve yaratılan imaj nedeniyle çok ciddi bir içme suyu piyasası oluştu. Kimi belediye başkanlarımız belli bir miktar suyu gerekirse hapse girme pahasına halka bedava vermeyi düşünürken Ankara da artık yemeklerde ve içmek için damacana suyu kullanılıyor. Ama bildiğim kadarıyla bu sadece Ankara da değil, başka kentlerimizde de yaşanıyor. Ankara da yıllarca musluklardan akan su en güvenilir su olarak bilinirdi. Bugün Kızılırmak suyu kullanılmıyor. O yatırım boşa gitti. Yeni baraj yapımı konusunda DSİ yle mutabakata varıldığı yönünde çeşitli açıklamalar yapılıyor. Bugün Ankara daki barajlar ağzına kadar su dolu. Kızılırmak boru hattına hiçbir şekilde ihtiyaç yok. Küresel ısınma tehditleriyle Ankaralının susuzluk korkusunun pompalanması tümüyle piyasalaştırma düzeninin bir aracı olarak görünüyor. Üstelik bu Kızılırmak suyu projesine bir milyar doların üzerinde para harcandı. Gulliver heykelinin Ankara da işi ne? Hatta Atatürk Bulvarı üzerindeki yabancı diplomatik misyonların da yeni düzenlemeden inanılmaz derecede yakındıklarını kendi ağızlarından dinliyorum... B.T. Almanya Büyükelçiliği nin binalarının bulunduğu kısımla Atatürk Bulvarı nın karşı tarafındaki okulları arasında öğrenci geçişi mümkün olmaktan çıktı. Bulvarın bir tarafından öbürüne ancak otomobille gidilebiliyor. Bulvar üzerindeki diplomatik misyonların tümü bölgeden kaçmakta kararlı. Birçoğu yer arayışı içinde. Daha kolay erişilebilir, park sorunu olmayan yerler bulup seksendoksan yıllık ağaçlarının bulunduğu bahçelerini terk etmeyi göze alıyorlar. Öte yandan vatandaşın mek n nakli yapacak, bu diplomatik misyonlara işlerinin düşmesi durumunda oralara erişmek için bayağı zorlanacağı da açık. Ankara çevre yolu üzerinde Kıbrısköy sapağına yakın bir dev Gulliver heykeli var. Hangi akla hizmet o heykel oraya konuldu sizce? B.T. İnsanlar büyükşehir belediye başkanı olunca fantezilerini şehirde hayata geçirmeye kalkıyorlar. İnşallah ben böyle şeyler yapmam. İnsanların hayalini kurduğu ve hayata geçirmek istediği şeyler var. Belediye seçimleri kampanyası döneminde büyükşehir belediye başkan adayının Kale nin tepesine jumbo jet maketi koymak, Polatlı girişine bir devasa Nasrettin Hoca heykeli dikmek gibi önerileri vardı. Büyükşehir Belediye Başkanı nın epeyce fantastik projeleriydi. Allah tan şimdilik bunlardan vazgeçti gibi görünüyor. Zaten bazıları mahkeme kararıyla iptal edildi. Ama Gulliver heykeli h l orada duruyor. Arabayla geçerken birdenbire karşınıza çıkıveriyor. Sadece ben değil millet buna gülüyor. Ama yapacak bir şey yok. Yıllar sonra orada kazı yapıldığında insanlar herhalde Bu garip heykelin burada işi ne? diye soracaklardır. Bizden götürülen sanat eserleri Batı da müzelerde sergileniyor. Biz müze yapamadık; açık alanda sergiliyoruz. P O R T R E BÜLENT TANIK Niğde, 1949 doğumlu. Ortaöğrenimini Adana Erkek Lisesi nde, yükseköğrenimini ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü nde tamamladı. Çalışma yaşamına İller Bankası Genel Müdürlüğü nde uzman şehir plancısı olarak başladı. 197879 arası Yerel Yönetim Bakanlığı nda bakan danışmanı olarak görev yaptı. TMMOB nin bütün kademelerinde çalıştı. 198185 arası TMMOB Genel Başkanlığı nı yürüttü. Bunun dışında Dünya Yerel Yönetim ve Demokrasi Akademisi WALD Başkanı oldu. 199294 arasında TOKİ Kentsel Projeler Müşavirlik Bürosu nda görev aldı. Çankaya, Muğla, Çanakkale, Aliağa, Foça, Değirmendere, Çayırova belediyeleri için danışmanlık yaptı. CHP nin yanı sıra TMMOB Şehir Plancıları Odası ve ODTÜ Mimarlık Fakültesi İletişim Derneği üyesi. SÖYLEŞ LEYLA TAVŞANOĞLU Yani bir milyar dolar bir kalemde çöpe mi atıldı? B.T. Evet. Ne yazık ki öyle. Biraz da CHP den söz edelim. Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP yi nasıl görüyorsunuz? B.T. Ben hayır oylarının hiç olmazsa yüzde 50 olmasını çok isterdim. Ama yüzde 42 de yabana atılacak bir hayır oranı değil. Yüzde 58 oyun anayasa yapma konusunda ne kadar uzlaşma sağladığı ayan beyan ortada. Referandum sonrası yeni anayasa yapılmasına açık olan bir CHP yaklaşımını da yeniden bir uzlaşma dengesi araması ve bunun için elini taşın altına sokması bağlamında doğru bir tutum olarak görüyorum. Siyasetin işi hukukun çözemediği konuları bile çözmektir. O nedenle ortaya çıkmış olan öncülüğü referandum sürecinde CHP nin oy eşiğini yüzde 10 mertebesinde yukarı taşıyan bir önderlik olarak algılıyorum. Ayrıca partiye yönelik ciddi bir heyecan oluştuğunu da düşünüyorum. CHP olarak bizler bu heyecanı iyi değerlendirmeliyiz ve ülkenin sorunlarını çözme yönünde kullanabiliriz. Bizim demokrasiyle ilgili duyduğumuz kaygılara ilişkin bazı yorumlar okuyorum. Birisi bizim siyasal kökenimizden gelen bir gazeteci ve araştırmacı. Bu hayırcılar kararlı korkaklar dedi. Bunu çok büyük bir haksızlık olarak değerlendiriyorum. Korku insana özgü bir duygudur. Karanlık bir gelecek ortamından korkmak akıllı insanlara özgü bir duygudur. Öyle bir iddia varsa, Ben korkulan şey değilim diyenin de sorumluluğu vardır. Ortada bir hukuk devletinin tekleşmiş bir iradenin etrafında, kendini denetleyecek mekanizmaları dışlayarak yoluna devam etmesi konusunda ciddi bir kaygı var. Bir gazeteciyazar Bu hayırcılar kararlı korkaklar dedi. Akıllı insan karanlık gelecekten korkar. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı yla ilçe belediyeleri arasındaki kopukluk işleri çok zorlaştırıyor. Ciddi bir gerilime yol açıyor. Siyasetin işi sorun çözmek [email protected] SAYFA CUMHUR YET 10 EK M 2010 PAZAR 14 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B ÇankayaBelediyeBaşkanıBülentTanık laAnkara nındurumunuvereferandumdayüzde42 ninanlamınıkonuştuk: Aklı olan karanlıktan korkar Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık dertli. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek in, AKP liler dahil ilçe belediyelerini yok varsayması yüzünden ellerinin kollarının bağlı kalmasından yakınıyor. Bugün Ankara ya milyar doların üzerinde bir parayla getirilen Kızılırmak suyunun kullanılmaz durumda olduğunu ve bu kadar çok paranın çöpe gittiğini söylüyor. Bir de CHP kökenli bir gazeteci yazarın, referandumda hayır oyu verenler için, Kararlı korkaklar sözlerine şu göndermeyi yapıyor: Karanlık bir gelecek ortamından korkmak akıllı insanlara özgü bir duygudur. Çankaya Belediyesi nde neler oluyor? B.T. Belediyemiz öncekinden daha sağlam bir zeminde ilerliyor, diye düşünüyorum. Yavaş yavaş toparlandı. Yenileme gerçekleşti gibi görünüyor. Belediye kadrosunda tazelemeye, yenilemeye ihtiyaç vardı. Bunun önemli ölçüde başarıldığını düşünüyorum. Özgüven geldi. Yavaş yavaş iş üretme ahengini yakalama konusunda da belli bir noktaya geldik. Çankaya nın da bize güveni sürüyor. Seçimin hemen sonrasındaki günlerde olduğuna benzer şekilde sokakta yürürken otomobillerdeki vatandaşlarımız beni görünce el sallıyorlar, selam veriyorlar, sevgilerini ifade ediyorlar. İşin en keyifli yanı da o. Zaman zaman, Sen niye böyle yalnız başına dolaşıyorsun diye sorduklarında, Sizin sevginiz eksilmediği sürece benim yalnız başıma dolaşmamın hiçbir sakıncası yok diye cevap veriyorum. Yani koruma ordusuyla dolaşmaktan hoşlanmıyor musunuz? B.T. Alışkın olduğum hayat tarzını değiştirmemeye ça
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle