18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Sivil Darbeden Sivil Diktaya Bu sütunda 4 Kasım 2003’te yayımlanan yazımın başlığını oluşturan “Sivil Darbe” kavramının bu kadar yaygınlaşacağını tahmin edemezdim. Fakat günümüzde bu kavramın da artık geride kaldığı; büyük ölçüde gerçekleşen sivil darbenin asıl ve doğal hedefine, sivil bir diktaya yöneldiği görülebiliyor. Bu nedenle de bundan böyle tartışılması gereken, sivil darbeden çok, gözle görülür elle tutulurcasına somutlaşan sivil dikta yönelişi olmalı. Nitekim tartışma ve irdelemelerin bu konuda yoğunlaşmakta olduğu görülüyor... Sivil diktaya doğru yürüyüşlerinde Başbakan Erdoğan ve büyük ölçüde buyruğundaki kadronun hiçbir şeyden çekinmediği, hedefe ilerleyişte her şeyin göze alınmış olduğu açık seçik ortada. Aslında bu gidişle yakın bir gelecekte çekinilecek herhangi bir şeyin kalmayacağı da rahatlıkla söylenebilir. Ordu engeli aşılmak üzere. Şimdiye kadar ordunun tekelinde bulunan bir olanağın, ağır silah ithal etme yetkisinin ordu dışı güvenlik güçlerine de sağlanması, bu alanda atılabilecek en kesin ve köktenci adımdı. Ordunun itiraz ve çekincelerine karşın AKP’nin bu adımı atmada da kararlı davranması şaşırtıcı olmayacak... Suikast iddiası, kozmik oda aranması, yargıç izlenmesi, zarf içinde mermi gönderilmesi şamata ve yaygaralarının yarattığı göz gözü görmez ortamda, polise bu olanağı sağlayan yasa düzenlemesinin Meclis’teki AKP çoğunluğunun oylarıyla yasalaşması belki de gün meselesidir. Polisin orduyla eşitlenmesi, kimilerince, ordunun güç ve prestijinin sınırlanıp dengelenmesi olarak, demokrasiye doğru gidişte önemli bir aşama sayılıyor. Acaba öyle mi? Yoksa ülkemizin koşullarında bunun tam tersi mi? Ben, polisin böyle bir olanağa sahip olmasının, demokrasiye gidişte bir aşama değil, sivil diktanın yerleşmesinde en keskin dönemecin aşılması olacağını düşünenlerdenim. Bugün içeride ve dışarıda muazzam bir ekonomik güce ve görüldüğü kadarıyla da ABD ve AB’nin siyasal desteğine sahip Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sivil diktaya doğru gidişi nasıl engellenecek? Onu hangi güç, nasıl durduracak? Cumhuriyetin temel değerlerinin yıkımı nereye kadar sürecek? Bu sorulara yanıt arayan milyonlarca insanın bulunduğu sır değil. Yine bu sütunda Nisan 2007’de “Sivil Darbeden Sivil İtaatsizliğe” başlıklı bir yazım yayımlanmıştı... Orada da yazdığım gibi sivil darbeye gidişi durduracak güç, eninde sonunda yine de halkın gücüdür. Emekçilerin direnişlerine gösterdikleri düşmanca tavır, iktidardaki partinin kimliğini açık seçik gözler önüne seriyor. Demokratik açılım fiyaskosu da bu siyasal partinin niteliğini ve asıl niyetini açığa çıkaran göstergelerden bir başkasıdır. Bu durumda bu dizginsiz ve denetimsiz gücü dizginleyip denetleme görevi, zaten olması gerektiği gibi, başta CHP olmak üzere parlamentodaki ve parlamento dışı siyasal muhalefetin omuzlarındadır. CHP bu alanda öncülüğü gecikmeksizin üstlenmek, sadece söylemleriyle değil eylemleriyle de gerçekleştirmek zorunda ve sorumluluğundadır. AKP’yi durdurmanın, geriletmenin ve yenilgiye uğratmanın en güvenilir yolu, hiç kuşkusuz, halk insanının, neredeyse bütün bir toplumun içine hapsedildiği umutsuzluk çemberinin kırılmasıdır. Giderek düşüşe geçen, yüzde on barajı sayesinde elde ettiği parlamento çoğunluğunu bugün yapılacak bir seçimde elde edemeyeceği anlaşılan, söylemlerindeki şiddet dozunu zaten bunun paniği ile ölçü dışı arttırdığı görülen bu siyasi iktidarın ebedi olmadığı ve olamayacağı büyük halk kitlelelerine inandırıcı biçimde anlatılmalı, eylemlerle de somut olarak gösterilmelidir... Sivil darbe sivil diktaya hiçbir zaman bu kadar çok yaklaşmamıştı. Bu yazıya başlarken, polise ağır silah ithal etme yetkisi sağlayacak yasa tasarısının son durumuna ilişkin bilgi almak üzere bizim haber merkezini aramayı düşündüğümde, bir süre duraksadım. Konuşmalarımız dinlenecek ve kim bilir ne zaman nasıl bir biçime sokularak karşımıza çıkarılabilecekti... Türkiye hiçbir zaman böyle bir ülke olmamıştı. Bunun bir adım ötesi, ya da zaten -üstü şimdilik azıcık örtülü de olsa- şimdiki durumu, adının önüne konulacak sıfat ne olursa olsun, dikta rejimidir. [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Haber Merkezi - Edirne Beledi- yesi’nde görevli bir müdürün odasõn- da geçen ay dinleme cihazõ bulunma- sõnõn ardõndan, bu kez de Edirne Be- lediye Başkanõ Hamdi Sedefçi’nin ma- kam odasõnda “kocakulak” olarak ni- telendirilen son teknoloji ürünü bir dinleme cihazõ ortaya çõkarõl- dõ. Sedefçi, odasõndaki televizyonda bulunan ses kartõ, görüntü kartõ, FM ve- ricisi, görüntü ve ses akta- rõcõ “komple sistem” hak- kõnda suç duyurusunda bu- lundu. TBMM Telekulak ve Bilgi Teknolojileri Ko- misyon Üyesi CHP Ada- na Milletvekili Tacidar Seyhan, son de- rece gelişmiş olan cihazla dünyanõn her- hangi bir yerine görüntü ve ses kaydõnõn de- polanabileceğini söyledi. CHP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Yılmaz Ateş, bu durumun AKP’nin hukuka saygõsõzlõğõnõn belgesi ol- duğunu belirterek “Olayın peşini bırak- mayacağız” dedi. Edirne Belediye Başkanõ Sedefçi, CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Ateş, TBMM Te- lekulak ve Bilgi Teknolojileri Komisyon Üyesi Seyhan ile birlikte düzenlediği ba- sõn toplantõsõnda, makamõna alõnan yeni televizyonun haziran ayõnda teklif alma yöntemiyle gerçekleştiğini söyledi. Alõnan bu televizyonun temmuz ayõnda getirildi- ğini ifade eden Sedefçi, yeni olan bu tel- evizyonun sürekli arõza yapmasõndan şüp- helendiğini, bu şüphesini Ateş ile paylaş- tõğõnõ, dün de televizyonun noter ve bilir- kişi huzurunda açõldõğõnõ belirtti. Televizyon izlerken izleniyormuş Sedefçi, açõlan televizyonun içerisinden komple bir dinleme ve görüntü alma, ak- tarma sisteminin bulunduğunu gördüğü- nü ve bununla ilgili de Edirne Cumhuri- yet Savcõlõğõ’na suç duyurusunda bu- lunduğunu söyledi. Seyhan da sistemin son derece gelişmiş olduğunu ifade ede- rek, bununla uydu kanalõ aracõlõğõyla görüntü ve seslerin dünyanõn herhangi bir yerine depolanabileceğini kaydetti. Yõlmaz Ateş ise yaptõğõ açõklamada, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olduğunu ifade etti. Hukuk devle- tinde geçerli olanõn anayasa, yasalar ve in- san hak ve özgürlükleri olduğunu bildiren Ateş, şöyle konuştu: “Eğer hâkim, bir kişinin dinlenmesi- ne karar verirse bu karar alınır, gerek- li dinleme ortamı hazırlanır ve üç ay din- lenir. Eğer sonunda bir suç varsa gere- ği yapılır. Bir suç unsuru yoksa karar ve- ren hâkimin, ‘Biz sizi dinledik ama her- hangi bir suç unsuruna rastlamadõk ve biz demirbaş mallarõmõzõ alõyoruz’ deme ola- nağı vardır. 7 aydır bu televizyon, hem ses alma, hem görüntü alma, belli bir merkeze yollama özelliği olan bir sis- temdir. Şimdi bu dinleme olayı, em- niyet müdürünün işi ise bu emri kimden almıştır? Buradaki görün- tü ve ses, Edirne Emniyeti’nde mi yoksa, Ankara’da birtakım ma- kamlarda, hatta ve hatta Başba- kanlık’ın odalarında, dehlizlerinde mi toplanmaktadır, yoksa komplo teorileri ürettikleri AKP’nin ka- rargâhlarında mı toplanmaktadır? Bu soruların cevaplarının Başbakan tarafından verilmesi lazım. Bu AKP’nin hukuka saygısızlığını, AKP’nin hak ve özgürlüklere say- gısızlığını, AKP’nin Türkiye’yi bir kaosa sürüklediğinin belgesi, kanı- tıdır. Bu aletlerin yerleştirildiği televizyon dünya çapında bir mar- kadır. Firmanın bir ticari itibarı var. Bu firmanın itibarıyla oynan- mıştır. Bunun suçlusu firma mıdır, Başbakanlık makamı mıdır, İçişle- ri Bakanlığı makamı mıdır? Anka- ra’daki Başbakan, Başbakan Yar- dımcısı, İçişleri Bakanı Türkiye’deki komplo teorilerine kılıf bulmak ye- rine bu somut olayın gerekçelerini kamuoyuna açıklamalıdır. Bunun peşini bırakmayacağız.” ‘Cihaz demirbaş geri verin’ Edirne Belediye Makine İkmal Bakõm ve Onarõm Birimi Şefi Ünal Kant’õn odasõnda 11 Aralõk 2009’da, oda parfümü sõkan bir aletin içerisinde “dinleme cihazı” bulunmuştu. Suç duyusunda bulunan Belediye Baş- kanvekili Namık Kemal Dölene- ken belediyede yolsuzluk iddialarõ üzerine eski müdürlerinden Ayhan Gür’ün odasõna dinleme cihazõ ko- nulduğunu, Gür’ün emekli olmasõnõn ardõndan cihazõn Kant’õn odasõna ta- şõndõğõnõ söylemişti. Anteni ve üze- rinde seri numarasõ olan cihazõn bu- lunmasõnõn ardõndan, Edirne polisi be- lediyeden “demirbaş” olduğu ge- rekçesiyle cihazõn iadesini istemiş, be- lediye yetkilileri de cihazõ polise tu- tanak karşõlõğõnda teslim etmişti. Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ, ‘Sade vatandaş olarak görevimi yaptõm’ dedi Kanadoğlu ifade verdi İstanbul Haber Servisi - Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na ifade verdi. Savcõlara ifa- de verdikten sonra adliyeden ayrõlan Ka- nadoğlu, “Sade vatandaş olarak göre- vimi yaptım” dedi. Kanadoğlu, gaze- tecilerin sorularõna “No comment” (Yorum yok) diye yanõt verdi. Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu’nun ifadesini alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Turan Çolakkadı, adliyeden ayrõlõrken gaze- tecilerin sorularõ üzerine, “Delilleri topluyoruz. Ne desek doğru olmaz. Deliller toplanınca her şey ortaya çı- kacak” dedi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne dün saat 10.00 sõralarõnda üç avukatõyla ge- len Kanadoğlu’nun ifadesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Turan Ço- lakkadõ tarafõndan alõndõ. İfade alma iş- lemine Ergenekon soruşturmasõnõ yürü- ten Cumhuriyet savcõlarõndan Ercan Şafak da katõldõ. Yaklaşõk iki saat ifade verdikten sonra, adliyeden saat 14.00 sõ- ralarõnda ayrõlan Kanadoğlu’na Erge- nekon soruşturmasõ kapsamõnda şüphe- li ya da sanõk olan kişilerle ilgili görüş- melerinin sorulduğu ileri sürüldü. So- ruşturmayõ yürüten savcõlõk, Kanadoğ- lu’na 22 Aralõk’ta tebligat göndermiş, ifa- desinin alõnmasõ için adliyeye çağõrmõş- tõ. Kanadoğlu’nun avukatlarõnõn savcõlõ- ğa dilekçe ile başvurup bazõ taleplerde bu- lunmalarõ üzerine Kanadoğlu bu tarihte ifade vermemişti. ‘Sade vatandaş’ Adliye çõkõşõnda gazetecilere açõklama yapan Kanadoğlu, soruşturmanõn gizli ol- duğunu belirterek “savcıların kendisine yönelttiği sorulara” ilişkin yorum yap- madõ. Çağdaş bir demokrasinin ancak hu- kuk devletinin geçerli olduğu bir ülkede olacağõnõ kaydeden Kanadoğlu, “Hiç unutmamak lazım, elbette ki hukuk devletinin onsuz olmaz koşulu yargı ba- ğımsızlığıdır. Böyle bir ülkede cum- hurbaşkanından başbakana, bakandan milletvekiline kadar herkes sade va- tandaşlar gibi yargı önünde hesap verme durumundadır. Ben de bir sa- de vatandaş olarak görevimi yaptım, teşekkür ederim” dedi. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda 7 Ocak 2009’da Sabih Kanadoğlu’nun Ankara Çayyolu Koru Mahallesi’ndeki ve Balõkesir’in Ayvalõk ilçesindeki evleri arandõ. Kanadoğlu’nun dizüstü bilgisayarõ ve bazõ CD’lerine el konuldu. Arama son- rasõ gözaltõna alõnmayan Kanadoğlu, savcõlarõn evindeki aramanõn dayanağõ olarak, “Cumhuriyet gazetesini bom- balamak, Danıştay saldırısını planla- mak” gibi iddialarõ gösterdiğini belirtmiş, “İnsanı rencide eden, üzen kıran bu suçlamadır. İnanıyorum yargı kendi başına bırakıldığında bu sorunu çö- zecektir. Yargı salih olarak kullanıla- cak bir organ olarak görülüyorsa bi- linmelidir ki, Türkiye hiçbir dinci diktanın, dahası hiçbir diktanın yer- leşemeyeceği özgür bir ülke olarak ka- lacaktır” açõklamasõnõ yapmõştõ. Savcı: Delilleri topluyoruz Çolakkadõ, adliyeden ayrõlõrken gaze- tecilerin sorularõ üzerine, “Delilleri top- luyoruz. Ne desek doğru olmaz. Delil- ler toplanınca her şey ortaya çıkacak” dedi. Kanadoğlu’nun hangi sanõklarla iliş- kisi olduğu yönündeki soruya karşõlõk da Çolakkadõ, “Ergenekon” iddianamele- rinde bu konunun yer aldõğõnõ söyledi. Kanadoğlu’nun ifadesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Vekili Turan Çolakkadõ tarafõndan alõndõ. Kanadoğlu yaklaşõk 4 saat boyunca adliyede kaldõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Osman Kaçmaz’õn RTÜK üyeleri hakkõnda “görevi ih- mal ve kötüye kullanmak” iddiasõyla soruş- turma açõlmasõ talebi Başbakanlõk’tan döndü. Kaçmaz, kendisi hakkõnda Adalet Bakanlõ- ğõ’nca yürütülen soruşturmada “gizlilik” kararlarõ bulunmasõna karşõn bazõ basõn yayõn organlarõn- da gizli belgelerin yayõmlandõğõnõ belirterek Rad- yo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) hakkõnda suç duyurusunda bulunmuştu. Dilekçede, RTÜK’ün, mahkeme kararlarõna rağmen yayõn yapan kuruluşlarla ilgili herhan- gi bir işlem yapmadõğõ vurgulanmõştõ. Sincan Savcõlõğõ da Başbakanlõk’tan RTÜK Başkanõ ve üyeleriyle ilgili soruşturma izni istemişti. Ancak Başbakanlõk savcõlõğa soruşturma iz- ni vermedi. Hâkim Osman Kaçmaz’õn Başba- kanlõk’õn kararõnõn kaldõrõlmasõ için Danõş- tay’da dava açacağõ öğrenildi. Telekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ’na dinlemeyle ilgili yüzlerce soru gönderildi FIRAT KOZOK ANKARA - Telefon dinle- me iddialarõyla gündeme gelen Telekomünikasyon İletişim Baş- kanlõğõ’na (TİB), yurttaşlardan yüzlerce soru geliyor. Yurttaş- larõn “kurumun telefonları din- leyip dinlemediği” ve “dinle- meye ilişkin teknik bilgiler” içeren sorularõna yanõt veren başkanlõk, “Biz telefon dinle- miyoruz, sadece dinleme iş- lemlerini yapıyoruz. Bu ko- nuda tek yetkili de biziz” gibi açõklamalarda bulunuyor. TİB, kendisine yurttaşlar ta- rafõndan yöneltilen sorularla il- gili rapor hazõrladõ. “Sıkça so- rulan sorular” başlõğõyla ya- yõmlanan rapora göre TİB’e, en çok soru “dinleme” konusunda geldi. ‘Dinleme’ye yönelik ba- zõ sorular ve yanõtlar şöyle: - Başkanlığınızca dinleme yapılmakta mıdır? - Başkanlõk bir dinleme ya da istihbarat kurumu olmadõğõndan başkanlõkta herhangi bir dinleme yapõlmamaktadõr. - Başkanlığınızın bilgisi dı- şında telefonumun dinlenme- si durumunda bunun tespiti mümkün müdür? - Şu ana kadar cumhuriyet savcõlõklarõna muhtelif suç du- yurularõnda bulunulmuştur. Di- ğer taraftan başkanlõk sistemine yasadõşõ yapõlacak herhangi bir müdahaleyi dijital ortamda anõnda tespit edecek altyapõmõz mevcuttur. - Başkanlığınızdan müvek- kilime ait telefon kayıtlarını alabilir miyim? - Savcõdan ya da mahkemeden talepte bulunma hakkõnõz bu- lunmaktadõr. - Telefon dinlemelerinde MİT, Emniyet ve Jandar- ma’nın talebi yeterli midir? - Hâkim kararõ olmadan kim- se dinleme yapamaz. Albay Çiçek, ‘İrticayla Mücadele Eylem Planõ’ belgesindeki imza için ‘Bana ait değil’ dedi İstanbul Haber Servisi- “İrticayla Mü- cadele Eylem Planı” başlõklõ belgede õslak im- zasõ bulunduğu iddiasõyla iki kez tutuklanan ve serbest bõrakõlan Deniz Kurmay Albay Dur- sun Çiçek, “İmza kesinlikle bana ait değil. Niye incelemeye göndermiyorlar? Gerçek- se göndersinler, çok güveniyorlarsa gön- dersinler. Tek raporla olmaz” dedi. Kurmay Albay Çiçek, sivil kõyafetiyle Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nin de bu- lunduğu Çõrağan Caddesi’nden geçerken ifade vermek üzere adliyeye gelen Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Ka- nadoğlu’nu takip etmek üzere orada bulunan gazetecilerle karşõlaştõ. Gazetecilerin çeşitli sorular yönelttiği Çiçek, “İrtica ile Müca- dele Eylem Planı’ndaki imza size mi ait?” şeklindeki soruyu “Hayır, imza kesinlikle bana ait değil” diye yanõtladõ. ‘Suç işliyorlar’ Çiçek õslak imzayla ilgili sorulara karşõlõk şöyle konuştu: “Niye incelemeye gönder- miyorlar? Gerçekse göndersinler, çok gü- veniyorlarsa göndersinler. Tek raporla ol- maz. Kurum da kabul etmiyor. Biz de et- miyoruz. Genelkurmay kaç sefer istedi, ni- ye göndermiyorlar. Suç işliyorlar. Benim için bu soruşturma bitmiştir. Hakkımda iddianame hazırlanırsa, savcılık kamuo- yunda tekrar mahkûm olur.” Albay Çiçek, “Hükümeti yıkmaya teşeb- büs ettiniz mi?” sorusuna ise “Bir albay hü- kümeti yıkabilir mi? Hepsi palavra hepsi ya- lan” yanõtõnõ verdi. “Oğlunuzla görüşüyor musunuz?” sorusuna Çiçek, “Tatilde ya- nımdaydı. Oğlumla görüşüm aynı” dedi. “Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki ara- maların sizin olduğu iddia edilen İrticayla Mücadele Eylem Planı ile bir bağlantısı var mı?” sorusu üzerine de “Başka söyleyeceğim bir şey yok” karşõlõğõnõ verdi “kozmik oda- daki aramalara ilişkin bir şey söyleyecek mi- siniz?” diye sorulan Çiçek, “Gidin Genel- kurmay’a sorun” dedi. Kanadoğlu’nun ifa- de verdiği anõmsatõlõnca Çiçek, “Bizim dışı- mızda şeyler” diye konuştu. Diğer sorularõnõ yanõtlamayan Çiçek, bir taksiyle uzaklaştõ. S İ N C A N H Â K İ M İ N E ‘ R T Ü K ’ İ Z N İ Y O K Suriyeli Mahmut M. dinleme cihazıyla yakalandı İstanbul Haber Servisi - Suriye uyruklu bir kişi, Atatürk Havalimanõ’nda çantasõndaki dinleme cihazlarõyla yakalanarak gözaltõna alõndõ. Suriye vatandaşõ Mahmut M. (30), dün sabah Gaziantep’e gitmek üzere Atatürk Havalimanõ İç Hatlar Terminali’ne geldi. M’nin X-Ray cihazõna koyduğu çantasõnda çok sayõda dinleme cihazõ ve kablolarõ tespit edildi. Dinleme cihazlarõna el koyan polis, Mahmut M’yi de gözaltõna alarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü. Dinleme cihazlarõnõn gelişmiş teknoloji ürünü olduğu iddia edildi. Makamõndan ‘canlõ yayõn’ Edirne Belediye Başkanõ Sedefçi’nin odasõndaki televizyona yerleştirilen cihazlarla izlendiği belirlendi Kanadoğlu, yaklaşık 4 saat kaldığı adliyeden çıkarken basın mensup- larının sorularını yanıtladı. (AA) Halkta telekulak tedirginliği ‘Hepsi palavra ve yalan’ Hamdi Sedefçi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle