Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK 2010 CUMARTESİ
14 HABERLER
Nüfusuna oranla çalõşan sayõsõnõn
nerdeyse yarõsõnõn kadõn olmasõ ile
Türkiye’de örnek gösterilen Denizli,
yaşama geçirdiği iki yeni proje ile
hem kentindeki kadõnlarõ sahiple-
niyor hem de bir çeşit “denizyıldızı
öyküsü” yaratõyor.
Denizli Sanayi Odasõ’nõn (DSO)
AB’den hibe alarak “kadının rolü-
nü güçlendirme” amacõyla başlat-
tõğõ iki proje ile artõk Denizli’de sa-
nayiye daha fazla kadõn eli değecek.
Bunlardan biri tekstil ve konfeksiyon
sektöründeki genç kadõnlara istihdam
edilmesine yönelik gerçekleştirilen
“Denizli tekstilinde kadının adı
var” projesi. Diğeri ise kentteki gi-
rişimci kadõn sayõsõnõn arttõrõlmasõ-
na yönelik başlatõlan ve Stocholm
Belediyesi’nin katkõlarõ ve desteği ile
yürütülen “Kadın Girişimciliğini
Geliştirme Projesi.”
Her iki proje de 2008 yõlõ aralõk
ayõnda başladõ ve geçen kasõm ayõ
sonunda tamamlandõ. Projeler için
DSO AB’den 118 bin 813 Avro’luk
hibe aldõ. DSO Genel Sekreteri ve
aynõ zamanda iki projenin de ko-
ordinatörlüğünü yürüten Dr. Bülent
Uygun, bu projeler ile amaçlarõnõn
Denizli’de kadõnõn konumunu güç-
lendirmek olduğunu belirterek “De-
nizli Soroptimist Kulübü, Halk
Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve İş-
Kur İl Müdürlüğü, bu iki proje-
mizde de ortaklarımız olarak yer
alıyor. Girişimcilik projemizle
ilgili Stockholm Ticaret Odası
ile işbirliği yapıyoruz” dedi.
Girişimcilik projesi ile 12, istihdam
projesi ile 30 kadõna eğitim verdik-
lerini belirten Uygun, “Girişimcilik
projemizdeki her bir kursiyer,
kursun ilk gününden itibaren kı-
sa adı DWEN olan yerel, bölgesel,
ulusal ve uluslararası organizas-
yonlar ve network’lerle bağlantı-
ya geçecekleri, deneyimlerini pay-
laşabilecekleri ‘Denizli Girişimci
Kadõnlar İletişim Ağõ’nın bir parçası
oluyorlar. Bu network yoluyla ye-
ni pazar bilgileri edinecek, satış ve
ihracat imkânlarına kavuşabili-
yorlar” açõklamasõnda bulundu.
İş hayatõnda kadõnõn sesinin ha-
len duyulmadõğõna dikkat çeken
Uygun, “Biz oda olarak kadın-
erkek eşitliğini savunuyoruz. Ha-
zırladığımız ve başarıyla devam
eden iki projemiz ülkemizde pi-
lot projeler arasında olacak. Biz
kadınlarımıza nasıl yaratıcı ola-
bileceklerini öğretmeye çalışıyo-
ruz. Bu projelerimizin devamı ge-
lecek” şeklinde konuştu.
Değerli okurlarım, bu kez yazımda
sizlere gelişmiş ülkelerde KOBİ’lerin
bankacılık dışındaki finansman
kaynaklarını sağlama yöntemlerinden biri olarak
tanımlanan, İngilizcede “Venture Capital”
kavramının karşılığı olan risk sermayesinden ve
bu tanımdaki şirketlerden ve ülkemizdeki
uygulamalarından söz etmekte yarar görüyorum.
KOBİ’lerin ya da sermaye bulamamış fakat
projesi olan kişilerin veya işletmelerin,
yatırımlarının gerçeğe dönüştürülmesi için
gerekli finansman ihtiyaçlarının çözümünde
kullanılan risk sermayesi finansman modeli,
ABD, Japonya ve AB gibi özellikle gelişmiş
ülkelerdeki yüksek teknoloji yatırımlarında
başarıyla uygulanmaktadır.
Yatırımcılarca bir yatırım aracı olarak
tanımlanan risk sermayesi bir başka ifadeyle;
dinamik, yaratıcı, özellikle teknolojik yeniliklere
dönük projeleri olan girişimcilerin yatırım
fikirlerini hayata geçirebilmelerine olanak
sağlayan veya gelişme potansiyeli yüksek ancak
yeterli finansal gücü olmayan işletmelere bir
süreliğine yatırım ortağı olmak koşuluyla risk
almaya hazır finansör/ sermayedarlar ile
buluşması olarak tanımlanan bu bağlamda
girişimcileri destekleyen bir finansman türüdür.
Risk sermayesinin kaynağı ise, şahıslar,
şirketler, bankalar, sigorta şirketleri, emeklilik
fonları, sosyal güvenlik fonları gibi kurumsal
ve bireysel yatırımcıların yarattığı
birikimlerden oluşuyor.
Risk sermayesinin temel ölçütü teknolojik
yeniliktir. Teknolojik yenilik, yeni bir makine veya
ürün olabileceği gibi, yeni bir organizasyon yeni
bir pazar veya hammadde de olabilir. Teknolojik
yeniliklerin temelinde Ar-Ge çalışmaları vardır.
Teknolojik gelişme ise, yeniliğin fikir olmaktan
çıkarılıp ekonomik değer haline dönüştürülene
kadar olan faaliyetlerin bütünüdür.
KOBİ’lerin, yüksek rekabetin yaşandığı
piyasada ayakta kalabilmeleri, teknolojik
gelişmenin yakalanması ile mümkündür. Rekabet
etmedeki en önemli strateji, işletmenin Ar-Ge
çalışmalarına önem vermesidir. Ancak bu tür
çalışmalar riskli, uzun vadede kârlı ve kalifiye
insan gücü gerektiren yatırımlardır. Ar-Ge
yatırımlarına girişimcilerin kendi kaynakları
yetersiz kalmakta ve mevcut piyasadan da
kaynak bulmakta zorlanmaktadırlar.
Ancak bu işletmelerin gerek güvenilirlik ve
teminat sıkıntıları gerekse kredi maliyetlerinin
yüksek olması sebebiyle bankacılık sisteminden
sağlamaya çalıştıkları finansman kısıtlıdır. Bu
sebeple bu tür yatırımlar özel finansman
yöntemleri ile desteklenmelidir. Risk sermayesi
yatırımı ile teknolojik yenilik içeren projelere sahip
küçük ve orta boy işletmelere ortak olunmak
suretiyle uzun vadede finansman
sağlanmaktadır. Risk sermayesi yatırımı, hisse
senedi karşılığında yapılıyor (borsa değil). Bu
anlamda sermayedar büyük bir risk altında
olacağı için yatırım yapacağı firmayı ya da projeyi
iyi bir inceleme ve elemeye tabi tutuyor. Risk
sermayesi yatırımları uzun vadeli yatırımlardır.
Ortalama yatırımın geri dönme süresi 5-10 yıldır.
Risk sermayedarı için yapılacak yatırımda
başarılı olabilmenin en önemli kriteri,
yönetim süreçlerini yakından izlemek,
teknoloji seçimi, şirketin pazarlama stratejisi
gibi konularda kritik kararlarının alınmasında
söz sahibi olmak veya şirket yönetimin yaptığı
tüm çalışmaları izleyerek belirli dönemlerde
hazırlayacağı raporlama ile denetlemek ve karar
vermektir. Ülkemizdeki uygulamalara
bakıldığında girişimcilere ilk risk sermayesi
yatırımı yapan, Vakıf Risk Sermayesi Yatırım
Ortaklığı AŞ 1996 yılında Vakıf Bankası’nın bir
yan kuruluşu olarak kurulmuş, 2009 Eylül
ayında ise yönetim kurulu başkanlığını Onur
Tokmak’ın yaptığı RHEA Grubu’na satılmıştır.
Bir başka yatırım ortaklığı ise KOBİ AŞ. Mevcut
ve kurulacak küçük ve orta boy işletmelerin
finansman ihtiyaçlarını temin etmek amacıyla
TOBB, TESK, Halk Bankası, KOSGEB ve 16
sanayi odasının ortaklığı ile KOBİ Yatırım
Ortaklığı AŞ 11 Ocak 1999 tarihinde
kurulmuştur. Bu şirket, KOBİ’lerin gelişmelerine
ve ekonomik faaliyetlerine yardımcı olmak,
sanayileşmede katkılarını arttırmak, yatırım
yapmalarını teşvik etmek için ortaklıklar
oluşturmak yoluyla projelerini hayata
geçirmelerinde şirket sermayesi, danışmanlık ve
eğitim hizmetleri vermeyi amaçlamaktadır.
Risk sermayesi finansman modelinin
ülkemizde de yaygılaştırılarak işlerliğe
kavuşturulmasıyla hem girişimcilerimizin
desteklenmesinde hem de ülke ekonomisine
ve kalkınmasına ciddi boyutlarda katkı
sağlayacaktır.
KOBİ’ler ve Risk Sermayesi
S A T I R A R A S I HİLMİ DEVELİ hilmideveli@hotmail.com.
Denizli tekstilinde
kadõnõn adõ var YAHYA ARIKAN malicozum@ismmmo.org.tr
YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM
47.3 milyar TL
Varlığıyla Barıştı, Şimdi
‘Kod’ları Çözme Zamanı
V
atandaşın birisi kasabasına
dönerken bataklığa düşmüş.
Kurtarılmak için, “İmdat imdat,
kurtaran yok mu” diye bağırıyor.
Çırpınırken, adamın birisiyle uzaktan göz
göze geliyor. Yoldan geçen;
- Arkadaş, ne oldu hayırdır?
- Bataklığa düştüm. Dal, ip gibi bir şeyler
yok mu, uzatıversen de kurtarsan
buradan.Adam uzaktan seslenerek yanıt
verir:
- Kusura bakma arkadaş, ne ip uzatırım
ne de dal. Adam bataklığın içine yarıya
kadar gömülmüş bir vaziyette “Neden
uzatmıyorsun” diye sormuş.
- Arkadaş sen şimdi tam da Hazine
arazisinin içindesin. Hazine’den mal almak
suçtur. Bataklığın içerisindeki adam ise:
- Mal almak suçsa ben ne olacağım
burada? Ölürüm ben burada o zaman.
- Sen hiç merak etme. Ben şimdi
kasabaya gider kaymakama senin bataklığa
düştüğünü söylerim. O da ilçedeki mal
müdürünü çağıracak. İkisi aralarında
istişare edecekler ve seni oradan çıkarmak
suç mu, değil mi bir karar verecekler. Eğer
çıkarmak suç değilse itfaiye gönderirler
buraya. Sen hiç merak etme!
Bataklıktaki adam hayretler içinde:
- Senin bu dediğin olana kadar ben
burada ölürüm!
- Arkadaş ben sana ölmezsin
demedim ki. Ölürsün belki, ama en
azından mevzuata uygun ölürsün.
Hepimiz aylarca bağıra bağıra yazdık,
vergi mükellefi isyan etti: “Maliye bana,
‘Sen sahte ve yanıltıcı belge kullanan,
adresinde bulunamayan, defterlerini
kaybeden ya da beyan etmeyen X
firmasından mal almışsın. Seni de vergi
incelemesine alacağım. Seni de koda
alıyorum. Bu olaydan kurtulmanın yolu,
o koda giren X firmasından aldığın
malın KDV’sini düzeltme beyannamesi
ile beyan edip, faiziyle ödemek’… Mal
aldığım firmanın sahte ya da yanıltıcı
belge kullanmasından neden ben
sorumlu tutuluyorum? Neden Maliye bir
başkasının eksik belgesinin hesabını
benden soruyor?”
Olay büyüdü… Koda giren X’le yakın-
uzak ilişkisi olan bütün firmalar koda girdi.
Herkes isyan etti… Uygulama, sorunlu
faturası olup da 2004-2007 yılları için
çözüm arayanların yararlanmasıyla Varlık
Barışı’nda olumlu sonuç alınmasına da
yaradı. Ancak kurunun yanında yaş olan
da yanıyordu…
Bunu fark eden İstanbul Vergi Dairesi
Başkanlığı geçen ay yaptığı duyuruyla
konuya açıklık getirdi, bir ölçüde sorunu
yumuşattı. Bu isabetli açılımı hatırlayalım:
1) Sahte ya da yanıltıcı fatura
kullananlardan (yani Kod-2’dekilerden)
alınan belgeler için (ödemelerin bankadan
veya çekle yapılmış olması koşuluyla), KDV
beyan edilip faiziyle ödenmesi talep
edilmeyecek.
2) Kod-2’deki mükelleflerin, Kod-1’den
(sahte ya da kapsamı itibarıyla yanıltıcı
belge düzenleyenlerden) aldıkları belge
nedeniyle, Maliye’nin kaybını telafi etmeleri
halinde, Kod-2’dekilerden mal alanlar ya
da hizmet yaptıranlar (ödemelerini nakit
yapmış olsalar dahi) düzeltme yolu ile KDV
beyan edip ödemekten kurtulabilecekler.
3) Adresinde bulunmayan ya da
defterlerini ibraz etmeyenlerden mal ya da
hizmet alanların; adreste bulunmama veya
mükellefiyetin kapatıldığı dönemden
önceki dönemler için (yani mükellefin faal
olduğu dönemde yapılan alışlar için)
herhangi bir sorumluluğu olmayacak.
Defter belge ibraz edilmeyen alışların
ödemeleri banka kanalı ya da çekle
yapılmışsa, ikinci kez KDV beyan etmekten
kurtulabilecekler.
Hafta başında Maliye Bakanı Şimşek de
açıkladı: “Varlık barışında toplam beyan
47.3 milyar lira oldu. Bu tutarın 27 milyar
lirası yurtdışından geldi.”
Bu beyanlar üzerinden 1 milyar 556
milyon 629 bin lira vergi tahakkuk
ettirilmiş. Yaklaşık 64 bin adet beyanname
verilmiş.
Beyan edilen bu varlıkların yurtiçine
getirilmesi için bir aylık süre var, ayrıca
tahakkuk eden vergilerin ödenmesi için de.
Bakan Şimşek’in belirttiği gibi daha kesin
sonuçlar o zaman belli olacak… Yine de
ön sonuçlar uygulamanın başarılı olduğuna
işaret ediyor.
Şimdi artık kod uygulamasının daha
kesin ölçütlerle yeniden düşünülmesinin
zamanı. Çünkü uygulamaya baktığımızda
ortalık hâlâ toz duman…
Burada esas kural; ‘mevzuata uygun ya
da değil, kimsenin ölmesine izin
vermemek’ olmalı. Yapılacak şey ise belli:
Vergi kaçırmak için sahte ve yanıltıcı belge
düzenleyen veya kullananların
cezalandırılması, bilmeden onlardan mal
alanların ise kod uygulamasından
çıkarılmaları. Bunun için Maliye
Bakanlığı’nın çözüm ve uygulama
esaslarını belirleyip bir an önce açıklaması
gerekiyor ki, yükümlülüklerini yerine
getirenler soluk alabilsin.
İŞTEN AYRILIŞI BİLDİRMEME CEZASI BÜYÜK
DSO iki önemli proje ile kadõn istihdamõ ve girişimciliğine katkõda bulunuyor
Babam emekli çalışan, yasal tatil hakkının kaç gün olduğunu öğrenmek
istiyorduk. Sibel Yıldız.
Emekliler de diğer işçiler gibi izin hakkından yararlanabilmektedir.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara on
dört günden,
b) Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi
günden,
c) On beş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmi altı
günden, az olamayacaktır.
Ancak on sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve
daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin
süresi yirmi günden az olamaz. Yıllık izin süreleri iş
sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile arttırılabilir.
Sorularınız için
malicozum ism
mmo.org.tr ad-
resine mail ata-
bilirsiniz. Tüm
sorular e-posta
ile tek tek ce-
vaplanacaktır.
EMEKLİLERİN TATİL HAKKI
Denizli Sanayi Odasõ’nõn
(DSO) AB’den hibe alarak
‘kadõnõn rolünü
güçlendirme’ amacõyla
başlattõğõ iki proje ile artõk
Denizli’de sanayiye daha
fazla kadõn eli değecek.
4-1/a (SSK) sigortalıları için sigortalı işten
ayrılış bildirgesi 1 Ekim 2008’den itibaren
SGK’ye e-sigorta ile verilmeye başlandı.
Sigortalılığın sona ermesine ilişkin
bildirimlerin sigortalı işten ayrılış
bildirgesiyle sigortalılığın sona ermesini
takip eden on gün içinde SGK’ye e-sigorta
ile yapılması gerekiyor. Sigortalı işten
ayrılış bildirgesine kaydedilen bilgiler,
ayrıca ilgili aylık prim ve hizmet belgesinde
de gösterilecek. Aylık prim ve hizmet
belgesi ile sigortalı işten ayrılış bildirgesi
arasındaki mutabakatsızlık, işverenle
yapılacak yazışma sonucunda giderilecek.
01.08.2009 öncesinde 10 günlük süre
dolmadan aylık prim ve hizmet belgesi
verilmiş ise ayrıca sigortalı işten ayrılış
bildirgesi verilmemekte iken, bu uygulama
değiştirilmiştir. Artık, her işten ayrılan
sigortalı için mutlaka 10 gün içinde
sigortalı işten ayrılış bildirgesi verilmelidir.
Ay içinde işten ayrılan sigortalıların on
günlük süre geçmeden tekrar aynı
işyerinde çalışmaya başlaması halinde de
sigortalı işten ayrılış bildirgesi alınacaktır.
Diğer bir ifade ile işçi ayrıldıktan sonra ara
vererek tekrar işe dönmüş ise hem işe giriş
hem de işten ayrılış bildirgeleri yasal süre
içerisinde verilmelidir. 4-1/a sigortalıları için
5510 sayılı kanunla işten ayrılış bildirgesi
verilmemesine ilişkin idari para cezası
uygulanmamaktaydı. Ancak, 5838 sayılı
kanunla 01.08.2009 tarihinden geçerli
olmak üzere değişiklik yapılmıştır. 5838
sayılı kanunla yapılan düzenlemeyle
01/08/2009 tarihinden itibaren on günlük
süre içinde verilmeyen sigortalı işten ayrılış
bildirgeleri hakkında bir asgari ücret
tutarında (halen 693 TL) idari para cezası
uygulanıyor.
Kocaeli’ne göçle gelmiş ve istihdama katõlamamõş 25 genç kõza Hereke halõsõ dokumacõlõğõ kursu verildi
Meslek öğrenip iş sahibi oluyorlar
Dünyanõn en gözde halõ türlerinden
olan Hereke halõlarõ, S-UN Fonu
Gençlik Projesi kapsamõnda Gençlik ve
Spor İl Müdürlüğü Gençlik Merkezi’nce
başlatõlan “Dokumalar Genç Ellerde
Tezgâhlara Yerleşiyor” adlõ projeyle ki-
misi Kocaeli’ye göçle gelmiş, istihdama ka-
tõlamamõş 25 genç kõza öğretildi.
Kurulan tezgâhlarda 4 ay süreyle He-
reke Halõ ve İpekli Dokuma Fabrikasõ
ve Halk Eği-
timi Merkezi
bünyesindeki
halõ dokuma-
cõlõğõ üzerin-
de uzmanlaş-
mõş eğitmen-
lerden ipekli
dokuma eği-
timi alan
kursiyerler,
kurulmasõ
planlanan şirket ve oluşturulacak koope-
ratifle üretime devam edebilecek. Bir-
leşmiş Milletler Kalkõnma Programõ’nca
desteklenen ve İsviçre hükümeti tarafõn-
dan finanse edilen projede, ata mirasõ
yün ve ipek halõ dokumacõlõğõnõn yeni-
den canlandõrõlmasõ, genç nesillere öğre-
tilmesi, minyatür ve hediyelik ürün nite-
liği oluşturulacak şekilde üretilmesi sağ-
landõ. Projenin toplam maliyeti 20 bin
dolar. Proje Ekip Koordinatörü Gülte-
kin Örteş, “Hedefimiz, göçle Kocae-
li’ye gelmiş, uyum sağlayamamış, bir
şekilde istihdama katılamayan genç
kızları, dezavantajlı gençlik grupları-
nı projeye dahil ederek iş sahibi ve
hayatlarını sürdürebilecek gelire sa-
hip olmalarını sağlamaktı. Bu hedefi-
mizi gerçekleştirdik. Kızlarımız hem
halı dokumayı öğrendiler, hem de is-
tihdamlarını sağlayacak bir meslek
edindiler. Proje sonunda kuracağı-
mız şirket ve
kızların oluştu-
racağı koopera-
tiflerle de onla-
ra, ayakta kala-
bilecekleri iş
imkânı sunaca-
ğız” dedi. S-UN
Fonu Gençlik
Projeleri’nin bu
projeyle sona er-
mediğine dikkati
çeken Örteş, “Yeni proje başvuruları
alacağız, gençlerimizi, projelerini bi-
zimle paylaşması için gençlik mer-
kezlerimize bekliyoruz. Projeler,
gençlik istihdamına yönelik olmalı,
kültür ve turizm öğeleri içermeli. En
az 3, en fazla 8 genç bir araya gele-
rek bir proje hazırlayabilir, 3 bin do-
larla 20 bin dolar arası destek alabi-
lirler. Fikri olan tüm gençleri 26 Şu-
bat’a kadar gençlik merkezlerimize
bekliyoruz” diye konuştu.
Çorum’da üretti
İsrail’e sattı
Çorum Organize Sanayi
Bölgesi’nde (OSB)
üretilen vakumlu yol ve
pist süpürme makineleri,
Nijerya, Mõsõr, Suudi
Arabistan ve İsrail başta
olmak üzere birçok ülkeye
ihraç ediliyor. OSB’de
yaklaşõk 8 bin metrekarelik
kapalõ alanda üretim yapan
Erdemli Makine AŞ’nin
Yönetim Kurulu Başkanõ
Atila Erdemli, 1978
yõlõnda Küçük Sanayi
Sitesi’ndeki atölyesinde
Türkiye’de ilk olarak
vakumlu yol ve pist
süpürme makinesinin
üretimini gerçekleştirdiğini
belirtti. Üretimin yüzde
30’unu ihraç ettiklerini
dile getiren Erdemli,
“Daha önce bu araçlar
yurtdışından ithal
ediliyordu. Biz üretimine
başladıktan sonra ülke
genelinde birçok belediye
ve kuruma araç sattık.
Şu an Türkiye
ihtiyacının yüzde 70’ini
karşılıyoruz” diye
konuştu. Erdemli, son
olarak İsrail’e 14 araç
gönderdiklerini söyledi.