25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 8 OCAK 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT 1000 TL Ödüllü Babayiğitlik Yarışması Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Erdoğan, Başbuğ ile bu yılın ilk olağan toplantısını dün gerçekleştirdi. Anayasa uyarınca doğrudan Başbakan’a bağlı olan Genelkurmay zorunlu olan bir görüşmeyi, haber listesinde en yukarılara taşıyan iki önemli unsuru görmezden gelemeyiz. Başbakan, bu görüşmeyi gerçekleştirmek için Orgeneral Başbuğ’u kendi ofisinde kabul etmiyor. İçişleri ile Adalet bakanlarını da yanına alarak karargâha gidiyor. Erdoğan’ın yalanlamasına karşın ülke gündeminde kurumlar arasında çatışma söylentilerinin yoğunlaştığı bir sırada yapılan bu iki buçuk saatlik görüşmede “iç güvenlik konuları başta olmak üzere gündemdeki diğer konuların ele alındığı” da toplantı sonrasındaki Başbakanlık açıklamasında yer alınca, dünkü buluşmada üzerinde en fazla konuşulan konunun Arınç’a suikast girişimi söylentisi ile ilgili olaylar olduğu su götürmez bir şekilde öne çıkıyor. Demokratik, parlamenter bir hukuk devletinde, iki subayın, o devletin başbakan yardımcılarından birisine, suikast yapmak amacıyla evinin civarında dolaştığı, ABD’nin Utah kentinden gelen bir telefon duyurusu ile emniyet birimlerine bildirileli bir hafta oldu. Böylesine önemli ve doğruysa gerçekten vahim bir olay hakkında İçişleri Bakanı’nın, başta Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere kamuoyunu bilgilendirmesi gerekmez miydi? Ülkenin iç güvenliğinin 1 numaralı sorumlusu İçişleri Bakanı suskun. Onun suskunluğu süredursun, bir bakıyorsunuz, başkent Ankara’da özel bir kargo şirketine gelen bir kadın, içlerinde sekizer Kalaşnikof mermisi bulunduğu ortaya çıkan iki ayrı zarf teslim etmiş. Ve bu zarfların, Arınç’a suikast soruşturmasını üstlenen yargıçla savcıya gönderilmesini istemiş. İçişleri Bakanı yanıtlamalıdır Benzer bir yöntemle öldürülen Prof. Bahriye Üçok suikastından ders almayan o kargo şirketinin sorumluları bu kadar çabuk mu sorgulanıp salıverildiler? Kamerayla gözetlenen o kargo şirketine giren çıkanın kimliklerini belirlemekte, polisimiz böylesine âciz mi kalacak? Devletin emniyet kuvvetlerinin, önemli bir soruşturma görevinin ağırlığı altında olan bir savcı ile yargıcı böylesine garip bir korkutma girişimi karşısında gösterdikleri âciz tam anlamıyla acıdır ve etrafa garip kokuların yayılmasına yardım edecek türdendir. Kara mizahçılara çağrı Dünkü Cumhuriyet’te paralı ilan vererek o garabeti paylaşan ve emekli bir okur olduğu anlaşılan Müjdat Kılıçkıran’ın “Ödüllü Babayiğitlik Yarışması” başlıklı duyurusunu İçişleri Bakanı Sayın Atalay içine sindire sindire okumalıdır. “TC sınırları içerisindeki iki ayrı noktadan, PTT, kargo ve kurye şirketlerinden biri aracılığıyla sekizer adet Kalaşnikof mermisi veya mermi süsü verilmiş, aynı çap ve ağırlıktaki objeyi, iki ayrı zarf içerisinde adresine gönderebilecek ilk Babayiğit’e, şubat ayı emekli maaşından 1000 TL ödül vereceğini duyuran” değerli Cumhuriyet okuru, sanırım parti ayrımı gözetmeksizin tüm milletvekillerini, halkı bu kadar saf ve aptal yerine koymaya kalkışan bir oyunu sergileyenler karşısında göreve çağırmaktadır. 70 yıl önce Von Papen’e suikastı aydınlatanlar Başta İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü olmak üzere Ankara Valisi ile Emniyet Müdürü, kendilerinin büyük babalarının da dedeleri olması gereken 70 yıl önceki seleflerinin, Ankara’daki Alman Büyükelçisi Von Papen’e suikast yapmak isterken elinde patlayan bomba paketi ile parçalanan Yugoslav uyruklu kişinin kimliğini çok kısa sürede nasıl saptadıklarını öğrenmelidirler. O tarihteki Türk polisinin ne sayıları, ne de sahip oldukları kriminal olanaklar, bugünkü durumla kıyaslanamayacak kadar yok sayılacak durumda olduğu halde, güvenlik güçleri suikastçının parçalanan yüzündeki bir ben parçasından yola çıkarak, olayın arkasındaki çeteyi belirlemişti. Öylelikle de, Almanlara da, Müttefik Devletler’e de ikinci dünya savaşında Türkiye’nin tarafsız konumda olduğunu belgeleyebilmişlerdi. Bugünün Ankara’sında ve ülkenin başka kentlerinde birbirlerini izleyen tatsız olaylar, vatandaşların önemli bir kesiminde kurumlar arasında çatışma olarak algılanıyor. Başbakan istediği kadar bu durumu kabul etmesin. O kurumların ülkenin gözbebeği olan Silahlı Kuvvetler ile vatandaşların oyları ile belirlenmiş yürütme erki olduğunu ileri süren söylenti ve yorumları ortadan kaldırmanın kolay bir koşulu var. Şu son Kalaşnikoflu mermi hikâyesini yazan, sahneye koyan ve oynayanların bir an önce ortaya çıkartılmaları. İlçelerdeki kamu yatõrõmlarõyla ilgili tüm yetki AKP’li üyelerin çoğunlukta bulunduğu İl Genel Meclisi’nde İlçe özel idareleri kapatõldõDENİZ TATARER TEMUR İstanbul İl Genel Meclisi, İstan- bul’daki 39 ilçede faaliyet gösteren “ilçe özel idareleri”ni tasfiye etti. Karar, ilçelerdeki kamu yatõrõmla- rõna ilişkin tüm yetkiyi AKP’li üye- lerin çoğunlukta olduğu İstanbul İl Genel Meclisi’ne verirken ilçe özel idarelerine ait mülklerin de satõşõnõn önünü açtõ. İl genel meclisinin CHP’li üyeleri ise kararõn iptali için yargõya gitmeye hazõrlanõyor. İstanbul İl Genel Meclisi’nin geçen salõ gerçekleşen ocak ayõna ilişkin olağan toplantõsõnda İstanbul İl Ge- nel Meclisi İdari İşler Komisyonu Raporu’nca hazõrlanan “İlçe Özel İdarelerin Tasfiyesi” raporu görü- şüldü. Meclis gündemine son anda alõnmasõ nedeniyle parti gruplarõnda görüşülmeyen tasfiye raporu, meclis oturumunda AKP ve CHP gruplarõ arasõnda da tartõşmaya neden oldu. CHP’lilerin teklifine ret CHP’lilerin Arnavutköy, Silivri, Çatalca, Şile ve Beykoz başta olmak üzere sõnõrlarõnda “orman köyleri” bulunan ilçelerdeki özel idarelerin tasfiye edilmemesini isteyen CHP’lilerin teklifi ise AKP’li üye- lerin oyçokluğu ile reddedildi. Karardan önce yazı gitti İstanbul İl Genel Meclisi CHP Ça- talca üyesi Taşkan Uysal, kararõn mülklerin satõşõnõn önünü açtõğõ eleştirisinde bulunarak “Özel ida- relerin önce yetkilerini alıyorsu- nuz, sonra kapatıyorsunuz, daha sonra sıra mülklerin satışına mı gelecek” diye sordu. Uysal’õn il özel idaresinin İstan- bul Şişli’deki binasõnõn satõlmasõnõ örnek göstermesine tepki gösteren, AKP Grup Sözcüsü Kamil Çakır ise “Şişli’deki yer gibi 10 tane ol- sa 10’unu da satarız” sözleri ise meclisteki tartõşmayõ arttõrdõ. Tasfiye raporunun meclis gün- demine alõnmadan önce ilçe özel idarelerine yõlbaşõndan önce gön- derilen bir yazõyla bildirildiği, ya- zõda “Yılbaşından sonra faaliyet- leriniz durdurulacak” denildiği id- dia edildi. Karar kapsamõnda ilçe özel idarelerinde görevli 100’e ya- kõn personelinde merkezde istihdam edilmesi planlanõyor. Orman köylüleri etkilenecek Karardan en çok İstanbul’daki orman köylüleri etkilenecek. Her tür bürokratik işlemleri ilçe özel ida- releri yoluyla gerçekleşen orman köylüleri, kararõn ardõndan tüm iş- lemlerini il özel idaresinden ya da e-devlet yoluyla yapmasõ gerekecek. İşlemlerin aksamamasõ için alõnan önlemler konusunda ise orman köy- lüleri bilgilendirilmedi. İstanbul’un 39 ilçesinde faaliyet gösteren ‘İlçe Özel İdareleri’ İstanbul İl Genel Meclisi’nin kararõyla kapatõlõrken, ilçelerdeki kamu yatõrõmlarõna ilişkin tüm yetki AKP’li üyelerin çoğunlukta bulunduğu İl Genel Meclisi’nde toplandõ. Karar ayrõca ilçe özel idarelerine ait mülklerin satõşõnõn da önünü açtõ. Astarcıoğlu’nun görevine son İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Eski kõz arkadaşõna tecavüzden yargõlanõp hapis cezasõna çarptõrõlan ancak ortadan kaybolan Dokuz Eylül Üniversitesi Tõp Fakültesi Hastanesi Genel Cerra- hi Anabilim Dalõ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüse- yin Yavuz Astarcõoğlu’nun görevine son verildi. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, “Mahke- meden gelen hükümlülük kararõ üzerine aynõ gün 25 Aralõk 2009 tarihi itibarõyla Astarcõoğlu’nun üniversitemiz ile ilişkisi kesilmiştir” dedi. Süper Loto çekildi Bir ay önce 13 arkadaşıyla gözaltına alınan Küçükosmanoğlu, “Telefonlarımız din- leniyor, her türlü haklarımız gasp ediliyor” diye konuştu. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) ‘Nakliyat-İş’i baskõlarla yõldõrmaya çalõşõyorlar’ İstanbul Haber Servisi - DİSK’e bağlõ Nakliyat-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Ali Rıza Küçükosmanoğlu, “Türkiye’de hiç- bir sendikanın başına gelmeyen bizim sendikamızın başına geldi. Baskılarla bi- zi yıldırmaya çalışıyorlar” dedi. 7 Aralõk 2009’da sabah baskõnlarõyla 13 arkadaşõyla birlikte gözaltõna alõnan ve ön- ceki gün tahliye olan Nakliyat İş Sendikasõ Genel Başkanõ Küçükosmanoğlu, dün Zey- tinburnu’ndaki Nakliyeciler Sitesi’nde ba- sõn açõklamasõ düzenledi. Sendikalarõna yönelik operasyonun keyfi bir uygulama olduğunu belirten Küçükos- manoğlu şunlarõ söyledi: “Gözaltına alın- dık, 3 günlük sorgulamanın ardından keyfi bir şekilde tutuklandık. 31 gün ce- zaevinde kaldık. Türkiye’de hiçbir sen- dikanın başına gelmeyen bizim sendika- mızın başına geldi. Baskılarla bizi yıl- dırmaya çalışıyorlar. Türkiye’de son 30 yılda hiçbir işçi sendikası bu kadar bas- kı altında kalmamıştır. Telefonlarımız dinleniyor, her türlü haklarımız gasp ediliyor. Bizim yaptıklarımız nedir? İş- çilerin haklarını aramak.” Konuşmasõ sõk sõk sloganlarla kesilen Küçükosmanoğlu, “Nakliyat-İş Sendika- sı Türkiye’deki işçilere örnek bir sendi- ka olmaya devam edecektir. Biz bunla- ra, kararlı mücadelemizle karşı çıkaca- ğız. Hep beraber el ele vererek bu ek- mek mücadelemize devam edeceğiz” di- ye konuştu. Küçükosmanoğlu, tutukluluk süresinde sendika üyelerine kendisine des- tek verdikleri için teşekkür etti. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ Kültür evi yıkımına tepki İstanbul Haber Servisi - Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamõ Des- tekleme Derneği ve Emekli Öğretmenler Derneği’nin de aralarõnda bulunduğu 13 si- vil toplum kuruluşu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Büyükçekmece Kül- türpark’taki 14 kültürevini yõkmasõnõ, dün düzenledikleri bir eylemle protesto etti. “Çöplüktü, viraneydi. Yaptık, cennete çevirdik... Yıktılar, cehenneme ben- zettiler”, “İstanbul Büyükşehir Bele- diyesi’ne ve AK Parti Büyükçekmece’ye yaptığı yıkımlardan dolayı teşekkürü borç biliriz” yazõlõ pankartlar açan grup, yõkõm anõnõn fotoğraflarõnõn bulunduğu dö- vizler taşõdõlar. Grup adõna basõn açõkla- masõ yapan Turan Yazıcı, İBB’nin Bü- yükçekmece Belediyesi’nin kültürel et- kinliklerini baltalamak amacõyla kültür ev- lerini yõktõğõnõ belirtti. En büyük kültür parkı Yazõcõ şunlarõ söyledi: “1999’a kadar çöplük ve moloz döküm alanı olan bu yer, Büyükçekmece Belediyesi’nin yap- tığı çalışmalar sonucu İstanbul’un en bü- yük kültür parkı oldu. Türkiye’nin ilk ve A kategorisindeki tek festivali olan Büyükçekmece Uluslarası Kültür ve Sanat Festivali’ne yıllarca ev sahipliği yaptı. Güzelliği ile İstanbul halkının cazibe merkezlerinden biri olan bu parktaki kültürel değerlerinin sergilen- diği 15 yöreevi ve otağ çadırlarını yı- karken işgal altındaki tarihi eserler, surlar, dere yatakları, su toplama hav- zaları hiç aklınıza gelmedi mi?” Açõklamanõn ardõndan bir süre slogan atan grup, yõkõma karşõ eylemlerini sürdü- receklerini dile getirdiler. İBB’den yapõlan açõklamada ise Kanu- ni Sultan Süleyman Köprüsü ve Sokullu Külliyesi Koruma Alanõ’nda yõkõmõ ger- çekleştirilen 14 bina arasõnda hiçbir kültürel tesisin bulunmadõğõnõ kaydedildi. KAYMAKAMLIĞA DA GİRDİLER Bursa’da hırsızlar emniyeti soydu BURSA (Cumhuriyet) - Bursa’da merkez Yõldõrõm İl- çe Emniyet Müdürlüğü ve kaymakamlõğõn bulunduğu binaya giren hõrsõzlar, mü- dürün makam odasõyla kay- makamõn odasõnõ dağõttõ. Ka- feteryadaki LCD televizyo- nu çalan hõrsõzlarõn tescil bürosundaki 500 bin lirayõ fark etmediği öne sürüldü. Yõldõrõm Kaymakamlõğõ bir süre önce, Eğitim Ma- hallesi’nde eskiden Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakül- tesi olarak kullanõlan bina- ya geçti. Kampus şeklinde çam ağaçlarõyla çevrili kay- makamlõk ve emniyet mü- dürlüğü binasõna önceki ge- ce hõrsõzlar girdi. 4 görevli memurun gece nöbeti tuttu- ğu binaya arka kõsõmdan giren hõrsõzlar, Yõldõrõm Kaymakamõ Mehmet Ya- pıcı ve İlçe Emniyet Mü- dürü Arif Bozdemir’in oda- sõndaki çekmeceleri karõş- tõrdõ. İkinci kattaki kafeter- yadan LCD televizyonu ça- lan hõrsõzlar kaçarak izini kaybettirdi. Hõrsõzlõk dün sabah saat- lerinde mesaiye gelen resmi görevlilerin zorlanan kapõyõ fark etmesiyle ortaya çõktõ. Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ve Hõrsõzlõk Bü- rosu ekipleri olayla ilgili geniş çaplõ soruşturma baş- lattõ. Olayõn televizyon ha- berlerine yansõmasõnõn ar- dõndan açõklama yapan em- niyet müdürlüğü yetkilileri, makam odalarõnõn karõştõ- rõldõğõ ve tescil bürosunda 500 bin lira bulunduğu şek- lindeki bilgileri doğrulama- dõ. Yetkililer, sabah saatle- rinde camlarõn açõk bulun- masõnõn nedenini de şiddet- li fõrtõna olarak açõkladõ. İKİNCİ HEYKELİ DİKİLİYOR Nâzım Hikmet Küba’da anılacak Kültür Servisi - Nâzım Hikmet, 108. doğum gü- nünde Küba’da anõlacak. Nâ- zõm Hikmet Kültür ve Sanat Vakfõ’ndan yapõlan açõkla- maya göre, Türkiye’den Kü- ba’ya giden yazar ve sanat- çõlar, Kübalõ sanatçõlarla bir- likte Nâzõm Hikmet’i, 108. doğum gününde Türkçe ve İspanyolca şiir ve şarkõlar- la anacaklar. Vakfõn, aralarõnda F ü s u n A k a t l ı , Genco Er- kal, Üstün Akmen, Zeynep A l t ı o k , Zehra İp- şiroğlu, Arif Kes- kiner, Pı- nar Kür, Zeynep Oral ve Nedim Sa- ban gibi isimlerin de bulun- duğu bir grup sanatçõnõn ka- tõlõmõyla düzenlediği ziya- rette Küba’ya, heykeltõraş Mehmet Aksoy’un yaptõğõ bir Nâzõm Hikmet heykeli de götürülecek. Bu heykel, Eskişehir Te- pebaşõ Belediyesi’nce Kü- ba’nõn Boyeros bölgesine götürülen büstten sonra, ül- kedeki ikinci Nâzõm Hik- met heykeli olacak. Vakõf, Nâzõm Hikmet’i, hayattay- ken yakõn dostu olan Küba- lõ şair Nicolas Guillen adõna kurulan Nicolas Guillen Vakfõ ile birlikte anacak. Nâzõm Hikmet Kültür ve Sanat Vakfõ, yaptõğõ açõkla- mada Nâzõm Hikmet’in hey- kelinin, Türk ve Küba halk- larõ arasõndaki dostluğun, kardeşliğin ve barõşõn bir simgesi olacağõ belirtildi. Bakan’dan telekulak itirafı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulaştõrma Bakanõ Binali Yõldõrõm, Türkiye’nin dinleme cihazlarõnõn denetimi konusunda zayõf olduğunu kabul etmesi gerektiğini, gümrüklerde yeterli uzman olmadõğõnõ belirterek “Cihazlarõn denetimi için gümrüklerde bilişim uzmanlarõnõn istihdam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için Gümrük Müsteşarlõğõ’na teklifte bulunacağõz” dedi. Yõldõrõm, son dönemde “yasadõşõ telefon dinlemeleri” tartõşmalarõ ile toplumda bir rahatsõzlõk oluştuğunu dile getirerek Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesindeki Piyasa Gözetim ve Denetimi Laboratuvarõ ile hem tüketicinin korunmasõ hem de bilgi güvenliği bakõmõndan cihazlarõn denetim altõna alõnmasõ çalõşmalarõnõn sürdürüldüğünü belirtti. Andıç’a takipsizliğe itiraz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn, 1998’de hazõrlanan “Andõç” başlõklõ belge nedeniyle, eski Genelkurmay İkinci Başkanõ emekli Orgeneral Çevik Bir hakkõnda verdiği “kovuşturmaya yer olmadõğõ” kararõna, İHD Genel Başkanõ Öztürk Türkdoğan itiraz etti. Özel yetkili Nöbetçi İstanbul Ağõr Ceza Mahkemesi’nin değerlendireceği itiraz dilekçesinde, “Andõç” başlõklõ “Güçlü Eylem Planõ” belgesinin Çevik Bir tarafõndan hazõrlandõğõ öne sürülerek, belgede öngörülenlerin icraya konulduğu, çok sayõda insanõn ve medya grubunun kullanõldõğõ, İHD’ye yönelik iftira kampanyalarõ başlatõldõğõ, dönemin İHD Genel Başkanõ Birdal’õn 1998’de silahlõ saldõrõya uğradõğõ kaydedildi. ‘Vicdanı retçiye’ tutuklama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Yüksel Caddesi’ndeki “vicdani ret” eylemi sõrasõnda gözaltõna alõnan 23 kişi, adliyede cumhuriyet savcõsõna ifade verdi. Savcõ, bu kişilerden 22’sini bõrakõrken, Volkan S’yi, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Nöbetçi Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, “kanunsuz eylemi yönlendirdiği” gerekçesiyle Volkan S’nin tutuklanmasõna karar verdi. 20, 36, 43, 45, 52 ve 54
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle