24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2010 CUMA 10 DIŞ HABERLER [email protected] KAVŞAK ÖZGEN ACAR İstanbul: Üç İmparatorluk Demek! Dünyada hiçbir kent, iki ayrı imparatorluğa başkentlik yapmamıştır... Buna karşılık İstanbul, iki değil, üç imparatorluğa başkentlik yapmış eşsiz bir kenttir. Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorlukları… Dünyada çeşitli müzeler var! Müzelerin kurulması 17. yy’ın başında Lord Arundel’in Anadolu’yu İngiltere’ye taşıması ile başlar, Oksford’da 1682’de Ashmolean Müzesi açılır. Bundan 10 yıl sonra bir misyoner olan Fray Fransisco Romero, Kolombiya’dan Papa’ya tahta oymalar getirir. Papalık, ardından dünyanın dört bir köşesine gönderdiği misyonerlerine iki talimat verir. Bir… Hıristiyanlığı yayın… İki… O ülkelerdeki sanat eserlerini Vatikan’a gönderin! Bugün Vatikan’da Afrika’dan 10 bin, Amerika’dan 10 bin, Asya’dan 20 bin, Okyanusya’dan 6 bin, ayrıca 15 bin kadar tarih öncesinden eser bulunuyor. Vatikan’la başlayan, Louvre, British, Nev York Metropolitan’la öne çıkan bu tür müzeler, bir anlamda “ansiklopedik” müzelerdir. Dünya coğrafyasının yataylığında, tarihin dikeyliğinde A’dan Z’ye kadar her çeşit sanat eserini sergilerler. Bundan sonra “imparatorluk” müzeleri gelir. Örneğin St. Petersburg’daki Ermitaj Müzesi, Çarlık ve SSCB dönemine ait topraklardaki sanat eserleri bu müzede toplanmıştır. Türkiye’de de iki “imparatorluk” müzesi vardır, ikisi de İstanbul’dadır. Marmaray kazısı ile tarihi 3-5 bin yıl daha eskiye giden İstanbul’daki “imparatorluk müzelerinden” biri Osmanlı’nın “Topkapı Sarayı”dır. Ötekisi ise Roma ve öncesinin sergilendiği “İstanbul Arkeoloji Müzeleri”dir. Her nedense İstanbul’da bir “Bizans Müzesi” yoktur! 1997’de Nev York Metropolitan Müzesi’nde açılan “Bizans’ın Görkemi 843-1261” sergisini, 2004’te “Byzantium 1261-1557” sergisi izledi. Türkiye müzelerinden çeşitli Bizans eserleri gönderilerek her iki sergi taçlandırıldı. Ekim 2008-Mart 2009 “Byzantium 330-1453” sergisi Londra’da Kraliyet Sanat Akademisi’nde açıldı. Sergiye, dünyadan 80 müzeden yaklaşık 300 eser gönderildi. Türkiye’den de katılım istendi. Ancak, hükümet temsilcisi istenmeyince Türkiye sergiye katılmadı. Başkenti İstanbul olan Bizans sergisinde Türkiye dışlandı! Temmuz 2009’da Paris’te Grand Palais’de açılan “De Byzance À Istanbul” sergisi mart sonuna kadar sürecek. Bu sergi, özellikle Fransa’da “Türk Mevsimi” şenlikleri bağlamında açıldı. (Paris’te her “yıl” bir ülke için bu tür sergiler ile çeşitli kutlamalar yapılır. Nedense Türkiye’ye “yıl” değil, “mevsim” ayrıldı. Sergiye Gül’ün yanında Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy şöylesine uğradı!) Dünyada bir “Bizans” olgusu öne çıkarken, hâlâ İstanbul’da bir Bizans İmparatorluk Müzesinin olmayışı Türkiye için utanç verici bir durumdur. İstanbul’un üç ayrı imparatorluğa başkentlik yaptığını söylemiştik. Üç imparatorluğun ortak başkenti ise Sultanahmet’tir. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Ayasofya, Topkapı Sarayı üç imparatorluğun müzeleri olarak birbirlerine orada komşudurlar. Ama aralarında Bizans İmparatorluk Müzesi yoktur! Üç-beş ay önce Ayasofya’da üzeri örtülü “Serafim Mozaği” ortaya çıkınca başta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere herkes şaşırdı, herkes sevindi! Peki, üzeri örtülü öteki mozaikler ne zaman gün ışığına çıkacak? Bir Bizans İmparatorluk Müzesi, Ayasofya’nın galerilerinde, görkemli yapının bütünlüğüne gölge düşürmeden, açılamaz mı? Başta İstanbul Arkeoloji Müzeleri olmak üzere, öteki Türk müzelerinde sergilenen ya da sergilenmeyen yüzlerce eser Ayasofya’da toplanıp Bizans Müzesi kurulamaz mı? Böyle bir oluşum ayrıca depolarda duran eserlerin Arkeoloji Müzeleri’nde boşalacak alanlarda sergilenmesi olanağını da sağlayacaktır. Bizans’ın, dinsel ağırlıklı eserlerinin yanı sıra, ender heykelleri, ikonaları, fildişi eserleri, sikkeleri, Osmanlı öncesinde Anadolu’da Türk beylikleri ile etkileşimler sergilenemez mi? Atina, Türkiye’nin yapmadığını yaparak Bizans sanatını ve dünyasını bir müzede yerli ve yabancı ziyaretçilere başarıyla sunuyor. Unutulmaması gereken nokta, koskoca Bizans İmparatorluğu’nda Yunanistan yalnızca küçük bir bölge idi. İmparatorluğun başkenti olduğu kadar, Bizans sanatının başkenti de Büyük Saray’ın bulunduğu İstanbul’du. Şimdi bu Büyük Saray, bir otelin genişlemesine peşkeş çekilip, göz göre göre bir imparatorluğun ırzına geçiliyor! Oysa Nev York, Londra, Paris sergileri ile dünyada daha iyi tanınan Bizans İmparatorluk Müzesi’ne ev sahipliği yapan Ayasofya odaklı, Kariye ile öteki kilise-camileriyle İstanbul’da bir “Bizans turu” turistlerin ilgisini çekmez mi? Roma imparatoru I. Konstantin, “Byzantion”u yeni başkent olarak ilan etmişti. Unutmamak gerekir, İstanbul sözcüğü “Konstantino-polis (Konstantin’in kenti)” sözcüğünden türemedir. Dönem halkının kendi aralarında Rumca konuşmalarında örneğin “nereye gidiyorsun?” sorusunun yanıtı “stan polis (kent’e)” idi. O söyleyiş de dilimize “İstanbul” olarak geçmiştir. “İstanbul” sözcüğü, tıpkı Sultanahmet gibi Roma, Bizans, Osmanlı imparatorluklarının üçünü birden kapsayan dünyada benzeri olmayan bir sözcük, bir addır. Ama bu ada layık bir Bizans Müzesi ne yazıktır ki İstanbul’da bulunmuyor! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, önceki hafta iki Türk’e ve bir Türk kurumuna “2009 Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü” verdi. “Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi”, kurum olarak bu ödüle hakkıyla layık görülmüştü. Müze, değişik yerli ve yabancı eserleri sergileyip Türk halkının eğitilmesine katkıda bulunmanın yanı sıra, yurtdışına çeşitli sergiler göndererek Türkiye’nin tanıtımına da hizmet etmektedir. Rahmetli Sakıp Sabancı’nın şu sözünü hiç unutmam: “Amerika’da, Avrupa’da ünlü işadamlarını ziyarete ya da iş görüşmesine gittiğimde hep bana sanat eserleri koleksiyonlarını gösterirlerdi. Kendimde bir eksiklik hissettim. Sonrasında ben de sanat eserleri koleksiyonu yapmaya karar verdim!” Sabancı koleksiyonunu daha da genişletmekle kalmayacak, görkemli “Aslanlı Köşk’ünü” müze yapılması için 2002’de bağışlayacaktır. Gül’ün, törenle ödülü verdiği Güler Sabancı konuşmasında teşekkür ettikten sonra, müzenin müdiresi Dr. Nazan Ölçer’i, genç yardımcılarını övdü. Dr. Ölçer, Almanya’daki eğitiminden sonra Türk müzelerinde görev yaptı. 1972’de çalışmaya başladığı İstanbul’da Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ne 1978’de müdür oldu, 2003’te emekliye ayrıldı. Daha doğrusu, getirilen bir yasa ile emeklilik yaşı 65’ten 61’e çekildiği için zorla emekli yapılınca Sabancı Müzesi bu değerli sanat insanını kaptı. Ölçer, eski müzesinde müdürken değerli çalışmalarından dolayı Avrupa Konseyi ilk kez bir Türk müzesini “Yılın Müzesi” ilan etti. 1989’da Kültür Bakanlığı’nca da ödüllendirilen Dr. Ölçer, Fransa, Almanya, Polonya, İtalya cumhurbaşkanlarınca çeşitli nişanlarla onurlandırıldı. Ölçer’e İsviçre Bern Üniversitesi’nce “onursal doktor” unvanı verildi. Sözünü ettiğimiz Paris’teki İstanbul Bizans sergisini de o hazırladı. Dr. Ölçer ile bağlantılı bir anımı kısaca anlatmadan geçemeyeceğim. 1989’da İstanbul’da “İznik” sergisi düzenlenmişti. Kendisi de sergi hazırlama kurulunda idi. Kıbrıs’tan kaçırılan “Kanakarya mozaiklerinin” ABD’ye satışında Yunan kökenli İngiliz antikacı ve İznik eserleri pazarlayıcısı Yannis Petsopulos’un aracılık yaptığını Londra’da kendisiyle görüşmemden sonra o günlerde yazmıştım. Meğer Petsopulos da bu sergi kurulunda imiş! Dr. Ölçer, Petsopulos’a tepki olarak kuruldan istifa etti. Dr. Ölçer, serginin Türkçe kataloğunda adı yazılmayan Petsopulos’un adına İngilizce baskısında yer verilmesi çifte standardına da alet olmamıştı! Sabancı Müzesi’ni, Güler Hanım’ı ve Dr. Ölçer’i bu ödülden dolayı kutlarız. Bir Müzeci! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 Almanya’da ‘sõnõf savaşõ’nõn yeni boyutlarõ: Deutsche Bank komünistlerin hesaplarõnõ feshetti Komüniste banka hesabõ yok OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Sadece Alman- ya’nõn değil, bazõ açõlardan Avru- pa’nõn da en büyük özel finans kuru- luşu kabul edilen Deutsche Bank’õn, ül- kenin küçük komünist partilerinden Al- manya Marksist-Leninist Partisi (MLPD) ile sõnõf savaşõmõnõ yeni düz- lemlerde sürdürmeye kararlõ olduğu or- taya çõktõ. Toplam üye sayõsõ 2 bin 300 olduğu belirtilen MLPD ile bundan böyle bir müşteri ilişkisi içinde ola- mayacaklarõnõ ilan eden banka, parti- nin 6 hesabõnõ feshetti. Deutsche Bank basõn sözcülüğünden yapõlan açõkla- mada, bankanõn, ocak ayõ ortasõnda yü- rürlüğe girecek bu fesihler için kara- rõ, “genel çalışma koşullarındaki maddelere” dayanarak aldõğõ vurgu- landõ. MLPD yöneticileri ise Essen Eyalet Mahkemesi’ne başvurarak fe- sih işleminin en azõndan ertelenmesi- ni isterken, bu uygulamalarõn Nazi Al- manyasõ’ndaki uygulamalarõ andõrdõ- ğõna dikkat çekti. ‘Sola karşı saldırı’ MLPD’den yapõlan açõklamalarda, bu baskõlarõn bir tesadüf olmadõğõ sa- vunularak bu yola 27 Eylül seçimleri ve yeni hükümetin kurulmasõndan sonra başvurulmasõnõn anlamlõ oldu- ğu hatõrlatõldõ. MLPD yönetimi, An- gela Merkel hükümetinin kendi için- de sola ve öncelikle de soldaki dev- rimci yönelime karşõ sert tavõr alma ko- nusunda görüş birliği sağladõğõnõ ile- ri sürdü. Geçen yõlõn şubat ayõnda da Commerzbank, MLPD Başkanõ Stefan Engel’in özel hesaplarõnõ feshettiğini bildirmişti. Engel, bu fesihlerin ge- rekçesiz yapõldõğõnõ iddia ederek mah- kemeye başvurmuştu. Mahkeme, ban- kadan “gerekçe ve kanıt” istemiş, En- gel de bunu kendisinin haklõlõğõna yönelik bir sonuç olarak selamlamõş- tõ. Commerzbank, tam bu konuda ka- rar alõnacağõ sõralarda ağõr bir krize gir- miş ve kamu fonlarõyla 18 milyar Avro karşõlõğõnda el değiştirmişti. Bu arada bir başka Alman bankasõ Volksbank da MLPD’ye ait bir hesa- bõ feshettiğini duyururken, partinin Na- tionalbank ve SEB-Bank’ta yeni he- saplar açmasõna izin verilmediği ortaya çõktõ. MLPD Başkanõ Engel gelişme- leri şöyle yorumladõ: “Almanya’da bankada hesabı olmayan bir insa- nın, herhangi bir iş yapması müm- kün değildir. Kiralarını, ücretleri, bildirilerin parasını ödeyemez. Böy- le siyasal nitelikli bir boykot Hitler faşizmindeki tecrübeler sonucu Al- man Anayasası’nca da yasaklan- mıştır.” MLPD ile Deutsche Bank, 1985 yõ- lõnda da benzer bir sürtüşme yaşamõş, o dönemde partinin iki hesabõnõ fes- heden banka, 1986 yõlõ Kasõm ayõnda mahkemece haksõz bulununca fesih iş- lemleri geçersiz ilan edilmişti. Sov- yetler Birliği’nde 1956’daki ünlü 20’nci Kongre ile sosyalist Rusya’da ve müt- tefiki Doğu Almanya’da kapitalist res- torasyonun başladõğõnõ ileri süren MLPD, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Zedung’un ve kõsmen 1980’lerin sonunda çözülen Arnavut- luk Sosyalist Halk Cumhuriyeti’nin li- deri Enver Hoca’nõn görüşlerini be- nimsiyor. Partiye, son katõldõğõ 27 Ey- lül 2009 genel seçimlerinde sandõktan 29 bin 551 oy çõkmõştõ. Dış Haberler Servisi - Bulgaristan’da, yurtdõşõndaki Bulgarlardan sorumlu Devlet Bakanõ Bojidar Dimitrov, hükümetin tepkisi üzerine “1913 yılından sonra Türkiye’den göç eden Bulgarların Türkiye’de bırakmak zorunda kaldıkları mal ve mülkleri için 20 milyar dolara yakın tazminat isteneceği” yönündeki açõklamalarõndan dolayõ özür diledi. Dimitrov da “Uzman olmadığım bir konuda konuşarak büyük bir gaf yaptım. Hatamı kabul ediyorum” diye konuştu. Avrupa Birliği’nin Türkiye için hazõrladõğõ ilerleme raporunda, 1913 yõlõndan sonra Trakya bölgesinden göç eden Bulgarlarõn mal varlõklarõ için tazminat ödenmesi konusunun yer aldõğõnõ belirten Dimitrov, “Ancak bu konu rapora bir ön koşul olarak değil bir iyi niyet önerisi olarak girmiş. Ben yanlış anlamışım. Hata yaptım. Doğru olan dışişleri bakanlığımızın resmi tutumuydu” ifadesini kullandõ. Başbakan Boyko Borisov da önceki gün yaptõğõ açõklamada, Türkiye’den tazminat talep edilmesi konusunda hiçbir resmi girişimin bulunmadõğõnõ belirterek “Ne hükümetin ne de parlamentonun böyle bir kararı yok. Bojidar Dimitrov kişisel yorumlar yapıp bizi güç duruma düşürdü” dedi. Nepal’de Maocu gerillaların tutulduğu kamplarda bulunan binlerce eski çocuk asker serbest bırakılmaya başlandı. Hükümetle Maocu gerillalar arasında 10 yıl süren iç savaşın ardından 2006’da imzalanan barış anlaşmasından bu yana çocuklar da eski gerillalarla birlikte BM gözetimindeki bu kamplarda tutuluyor. Eski çocuk askerlerin serbest bırakılması barış sürecinin bir parçası. Bu çerçevede ilk olarak önceki gün yüzlerce çocuk, düzenlenen resmi tören eşliğinde Sindhuli bölgesindeki kamptan serbest bırakılarak özgürlüklerine kavuştu. Kamp yetkilisi, çocukların ayrıldıkları için hüzünlü olduklarını ancak bunun barış sürecinin önemli bir parçası olduğunu bildiklerini dile getirdi. Eski çocuk askerlere okula gitme, mesleki eğitim görme ya da işe başlama seçeneklerinin sunulacağı belirtiliyor. Nepal’de kurulan 7 ana kampta 20 bin eski Maocu gerillanın yaşadığı kaydediliyor. BM verilerine göre, bunların yaklaşık 3 bini 18 yaşın altında. (Fotoğraf: AFP) Özgürlüğe adım Nazan Ölçer. Avrupa’nõn en büyük bankalarõndan Deutsche Bank, Almanya Marksist-Leninist Partisi’nin 6 hesabõnõ feshetme kararõ aldõ. Parti yönetimi, anayasaya aykõrõ olduğunu belirttiği bu kararõ, Hitler faşizmi dönemindeki uygulamalara benzetti. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI DERNEĞİ AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ Yıl: 11 No: 3 K o n u ATATÜRK, TÜRKLÜK VE SÜMERLER Y ö n e t m e n Prof. Dr. BÜLENT BERKARDA K o n u ş m a c ı MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ SÜMEROLOG Tarih: 9 Ocak 2010 Cumartesi saat 11.00 - 13.00 arasõ. İletişim: İ.Ü. Mezunlarõ Derneği (Fatoş Taştan) 0212 238 03 21 Aydınlık Yarınlar Özlemi İçindeki Tüm Yurttaşlarımız Davetlidir. Giriş Serbest ve Ücretsizdir. Yer: Levent Kültür Merkezi Levent Çarşı içi. Çalıkuşu Sok No: 2 1. Levent - İstanbul KARTAL 6. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ DÜZELTME İLANI Sayõ: 2009/389 TAL. Müdürlüğümüze ait 2009/389 Tal. Sayõlõ dosyasõnda hazõrlanan 15.12.2009 Tarihli Taşõnmazõn Açõk Arttõrma ilanõnda 19.12.2009 tarihinde ilan edilen Gayrimenkul Sa- tõş ilanõnda her ne kadar Satõş Şartlarõ başlõğõ altõnda 2.maddede belirtilen “Alõcõ istediğinde 20 günü geçme- mek üzere mehil verilebilir” Cümlesinde sehven yanlõş ya- zõlan 20 günü “10 günü” olarak düzeltilmesine karar ve- rilmiştir. (Basõn: 521) Nüfus cüzdanõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. NEŞAT ÖZDEMİR PANEL “ATATÜRK VE KURTULUŞ SAVAŞI SÜRECİNDE BİLİNMEYENLER” SUNUM Serap FİDAN AÇILIŞ Şaban Ali YAŞAROĞLU İTÜ Vakfı Turizm ve Otelcilik Okulu Bölüm Başkanı OTURUM BAŞKANI Av. Kazõm KOLCUOĞLU Önceki İstanbul Baro Başkanı KONUŞMACI Sinan MEYDAN Tarihçi&Yazar TARİH: 9 Ocak 2010 Cumartesi / Saat: 14.00-16.00 YER: İTÜ VAKFI Sosyal Tesisleri KONFERANS SALONU, Maçka Yerleşkesi Teşvikiye / İSTANBUL (212) 243 24 74 / 243 27 33 / 296 31 47 / sostes ituvakif.org.tr. -GİRİŞ SERBESTTİR- NOT: Panel bitiminde Sn. Sinan MEYDAN panel bitiminde katılımcılar için kitaplarını imzalayacaktır! İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ VAKFI TURİZM VE OTELCİLİK OKULU Tazminat isteyen Bulgar bakandan özür İstanbul’da Bizans.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle