18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 OCAK 2010 CUMA 6 SAĞLIK TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com PKK’nin yalnızlaştırılması amacıyla Kuzey Irak’ta kurulan “Üçlü Mekanizma”nın son toplantısı geçen hafta Erbil’de yapıldı. ABD, Irak ve Türkiye’nin katılımıyla kurulan PKK ile mücadele merkezinin toplantısının ardından iki ilginç olay yaşandı. İlk olarak Suriye’de PKK’ye karşı kapsamlı bir operasyon gerçekleştirildi. Ancak Suriye kamuoyu 3 militanın öldürüldüğü bu operasyonu değil, Kürtlerin en yoğun yaşadığı Afrin’deki gizemli ve ürkütücü bir olayı konuşuyor!.. Suriye’deki büyük operasyonun Ortadoğu’daki iki önemli ziyaretin hemen ardından yapılması dikkat çekti. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Üçlü Mekanizma toplantısı için geçen hafta Irak’taydı. Başbakan Erdoğan ise aynı dönemde Şam’ı ziyaret etmişti. “Üçlü Mekanizma” toplantılarında Suriye’deki PKK varlığı ve bu ülkeden sevk edilen militanlar da gündeme geldi, alınacak önlemler tartışıldı. İşte Suriye’deki son operasyon hem bu toplantının hem de Erdoğan’ın, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın önüne PKK’nin bu ülkedeki faaliyetleriyle ilgili dosyayı koymasının hemen ardından yapıldı!.. Operasyon 2009 yılının son gününde gerçekleştirildi. Başkent Şam’ın yanı sıra Kürtlerin yoğunluklu olarak yaşadığı Afrin, Kobani, Rakka ve Derik kentlerinde “PKK’ye adam toplayan ve maddi destek sağladıkları” iddia edilen kişilere yönelik eşzamanlı operasyonlarda çatışma da çıktı. Afrin’deki hücre evinde özel timlere direnen 3 PKK militanı uzun süren çatışmanın ardından öldürüldü. Bu evde “100 kilogram baz morfin, mayın, plastik patlayıcı, silah ve bunlara ait mermiler ile birlikte 200 milyon Suriye Lirası, 2500 dolar ve çok sayıda örgütsel belge” bulundu. Örgüte ait diğer hücre evlerinde ise PKK’nin Suriye’deki uzantısı Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) örgütlenmesinde etkin oldukları ileri sürülen 5 kişi yakalandı. Suriye güvenlik yetkilileri, gözaltına alınan bu kişilerin “Kürtleri devlet aleyhine kışkırtmak suretiyle etnik çatışmaları körüklemek suçlarından” 20-30 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları ile yargılanacaklarını açıkladılar. Kumpastaki Kürt partisi! Suriye devleti Ankara-Şam yakınlaşmasının ardından son operasyonunun da hedefi olan PYD’nin yöneticilerine göz açtırmıyor. Nitekim bu partinin yöneticileri sık sık gözaltına alınıyor. Suriye Devlet Güvenlik Mahkemesi, Halep’teki bir gösteride gözaltına alınan 5 PYD üyesini önceki gün “yasak bir partiye üye olmak ve yabancı bir devlete bağlamak için Suriye’nin bir parçasını koparma girişimi” suçlamasıyla 6 yıl hapse mahkûm etti. Aynı mahkeme 8 Kasım’da da “yasak bir partiye üye olmak” suçlamasıyla PYD’li 4 Kürt hakkında 6’şar yıl hapis cezası vermişti. Azadi adlı Kürt partisinin üç sorumlusu ise 16 Kasım’da, aynı mahkemece 3’er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Suriye’deki cezaevlerinde tutuklu bulunan 300 PKK ve PYD üyesinin 40 gün önce başlattığı açlık grevi ise geçen hafta sona ermişti. Şam’daki insan hakları savunucularına göre ise 2004 yılından bu yana Suriye ordusunda şüpheli biçimde öldükleri ileri sürülen Kürt kökenli 34 askerin çoğu da PYD içinde faaliyet göstermişti!.. Suriyeli PKK’lilerin en yoğun örgütlendikleri şehir olan Afrin’de Türk kökenli Kürtler de oturuyor. Suriye sınırı çizilirken bu ülkenin topraklarında kalan Kürtlerin son kuşağı Öcalan’ın 1979’da Suriye’ye kaçmasının ardından PKK’yle yakınlaştı. Bu yakınlaşma 1980’nin sonundan itibaren örgütlenmeye dönüştü. Bekaa Vadi’sinde eğitilen çok sayıda Suriyeli Kürt daha sonra deniz ve karayoluyla Hatay’a sevk edildi. PKK, bu militanları Arapça da bildikleri için Amanas Dağları’nda konuşlandırdı ve bölge örgütlenmesinde kullandı. PKK içinde yüzde 30 oranındaki yabancı militanların üçte birini de Suriyeliler oluşturuyor. Geriye kalanlar ise Irak ve İranlıları kapsıyor. Hatta Suriyelilerin ağırlığı bir dönem öylesini arttı ki, PKK yönetimi örgütün askeri kanadı HPG’nin başına bile Afrin kökenli “Dr. Bahoz Erdal” kod adlı Fehman Hüseyin’i getirdi. HPG’yi dört yıl yöneten Hüseyin’in yerine geçen yıl yine Suriyeli olan Nurettin Sofi görevlendirildi. PKK’nin Suriye kökenli militanlar arasında Şam sorumlusu “Cudi” kod adlı Sadık Aslan ile Rüstem Cudi gibi üst düzey yöneticiler de bulunuyor. Suriye-PKK ilişkisi açısından dikkat çekici başka bilgiler de var. Türkiye’nin son üç yıl içinde ülkelerine iade ettiği 250 yabancı militanın 198’i Suriye kökenliydi. Son 3 yılda hem yurtiçi hem de yurtdışındaki operasyonlarda öldürülen PKK militanlarının neredeyse yüzde 30’u da Suriyeliydi. Genellikle Kobani ve Afrinli olan bu militanların kaybı hem bu ülkeden PKK’ye katılımı arttırıyor hem de örgüt içindeki Suriyelilerin konumunu güçlendiriyor. Özellikle PKK’ye en çok katılımın olduğu Afrin kentinde örgüt sempatizanları ile milislerin sayısının on binleri aştığı belirtiliyor. Örgütün askeri ve milis yapılanması açısından bu denli önemli bir kent olan Afrin’de önceki meydana gelen bir olay ise bir yandan PKK ve Öcalan sempatizanlığının ulaştığı boyutları gösteriyor, diğer yandan da çok derin kuşkular içeriyor! Tarlaya atılan ceset! Güvenlik güçleri önceki gün Afrin yolu üzerinde bir ceset buldular. Tarlaya atılan cesedin başı gövdesinden ayrılmıştı. Uzmanlar yaptıkları araştırmanın sonunda bu cesedin bir hafta önce kayıp ihbarı verilen ve ailesi Halep’te yaşayan 16 yaşındaki bir çocuğa ait olduğunu belirlediler. PKK’nin yayın organları işte bu çocuğun adını “Öcalan Xelil” (Halil) olarak duyurdu!.. Suriyeliler Afrin’de öldürülen 3 PKK’liyi ve yakalanan örgüt militanlarından çok bu gizemli ve ürkütücü cinayeti konuşuyor. Adı “Öcalan” olan bir çocuğun vahşice öldürülmesi ne anlama geliyor? Bu korkunç cinayetin PKK’ye yönelik en kanlı operasyonun yapılmasının ardından işlenmesini nasıl değerlendirmek gerekiyor. Bu olay sapıkça işlenmiş adi bir cinayet değilse niçin yapıldı ve kime nasıl bir mesaj gönderiyor? Esrarengiz katiller “Öcalan” adlı birini öldürerek tam da PKK’ye karşı operasyonların yoğunlaştığı Suriye’de ne yapmaya çalışıyor?.. Suriye istihbaratı El Muhaberat, Afrin’deki kanlı bıçağın sahibini arıyor! ‘Öcalan’ın Başını Kim Kesti?.. Acil serviste sõnõflandõrmaŞULE KÖKTÜRK Hastanelerdeki acil servis- lerdeki hizmetleri düzenleyen tebliğe göre acil servisler de sõ- nõflandõrõldõ. Tebliğe göre Tür- kiye’deki birçok devlet hasta- nesi acil servisi, metrekare ye- tersizliği nedeniyle standartla- ra uymuyor. Avrupa Acil Tõp Birliği Baş- kanvekili Dr. Ülkümen Ro- doplu, standarda uymayan acil servislerin ne olacağõnõn bilin- mediğini belirtti. Rodoplu ay- rõca, bu sõnõflandõrmanõn ar- dõndan, acil servislerde de öde- necek ücretlerin belirleneceği öngörüsünde bulundu. Sağlõk Bakanlõğõ tarafõndan çõkarõlan ve 16 Ekim’de Resmi Gazete’de yayõmlanan, “Ya- taklı Sağlık Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygula- ma Usul ve Esasları Hakkın- da Tebliğ”in acil servislerle ilgili bir ilk olduğu için sevin- dirici olduğunu belirten Dr. Ül- kümen Rodoplu, ancak “ya- zan kişilerin bilmeden yazdı- ğını” ifade etti. Bu nedenle tebliğde çok ek- sik ve yanlõş bulunduğunu vur- gulayan Rodoplu, “Seviye 3’te bazı ‘olmazsa olmaz’ branşlar yer almamış. Göğüs Kalp Damar Cerrahi, Plastik Cer- rahi bunlar arasında mutla- ka yer almalıdır. Çocuk Acil Servisi ve çocuk acil hastala- rı bu tebliğde yer almamış. Adli olguların nerede ve na- sıl bakılacağı tebliğde yok” dedi. Acil servislerin bu seviyele- re göre düzenlenmesi işlemle- rinin İzmir’de başladõğõnõ ifade eden Dr. Ülkümen Rodoplu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Acil Servis seviyelendir- mesinde alan genişliği ve bek- leme alanı metrekareleri ve- riliyor. Buna göre ülkemiz- deki birçok acil servis ger- çekte Seviye 2 hizmeti sunar- ken, alan darlığı nedeniyle Seviye 1’de kalacak. Bu met- rekarelere uyamayan acil ser- visler ne olacak? Kapanacak mı? Ya da seviyeleri mi dü- şürülecek?” Acil servislerin bu sõnõflan- dõrmaya göre düzenlenmesinin ardõndan, bu sõnõflara göre üc- ret alõnacağõ tahmininde bulu- nan Rodoplu, “Seviye 1’den 2 lira, seviye 2’den 8 lira, sevi- ye 3’ten 10 lira alınacak. Bel- ki, bazı yerlerde personel faz- lalığı var diye eleman da çı- karılacak. Bunlar beklenen şeyler” ifadesini kullandõ. İstanbul Haber Servisi - 9 Ocak Verem Eğiti- mi ve Propaganda Haftası nedeniyle, Sürey- yapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahi- si Eğitim ve Araştırma Hastanesi C Blok Konferans Salonu’nda dün bir toplantı dü- zenlendi. Toplantıda konuşan İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Dokucu, veremin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, ancak son yıllarda çoklu ilaç direncinin ortaya çıkması ve toplumda giderek yayılmasının hastalığa farklı bir boyut ka- zandırdığını, tedavisinde bazı başarısızlıkların ortaya çıktığını söyledi. Verem Savaş dispan- serlerinin de zorluklar içinde olduğunu anım- satan Dokucu, “Hastalığı erken yok edecek me- kanizmalar bulmalı, var olan hasta sayısını da azaltmak için çalışmalar yapmalıyız” diye ko- nuştu. Dokucu, “20 yıllık hekimim, ilk kez lep- ralı hastalar gördüm. Prof. Dr. Türkan Saylan bu hastalığın tedavisinde çok mücadele etti. Ekibim ile birlikte bu hastaneyi nasıl yeniden ayağa kaldırabiliriz, bunun projesi içinde- yiz” değerlendirmesini yaptı. ‘Verem ile mücadelede alınacak daha yol var’ DİNMEYEN AĞRILAR TÜMÖR BELİRTİSİ OLABİLİR Kemikağrılarınadikkat! İstanbul Haber Servisi - Uzun sü- re geçmeyen kemik ağrõlarõnõn, ke- mik tümörlerinin belirtisi olabilece- ğine dikkat çeken hekimler, hastalõ- ğõn çoğu kez tesadüfen teşhis edil- diğini, bu nedenle dinmeyen kemik ağrõsõ olan hastalarõn mutlaka bir he- kime gözükmeleri gerektiğini vur- guladõlar. Anadolu Sağlõk Merkezi Ortope- di ve Travmatoloji Uzmanõ Prof. Dr. Kaan Erler, “Değişik tip ve ka- rakterlerde oluşan kemik tümör- lerinde hastaların çektiği ağrılar daha çok ‘künt’ olarak ifade edilen şiddeti az, daha çok sızı şeklinde ve sürekli ağrılardır. Hastanın ağrı- ları sıklıkla da gece kötüleşir, özel- likle herhangi bir travma ağrının artmasına neden olur” dedi. Kemik tümörüne tanõ koymak için ilk olarak hastadan düz röntgen fil- mi istedikleri vurgulayan Prof. Dr. Erler, bazõ tümör tiplerini ayõrt etmek için de ayrõntõlõ görüntüleme yön- temlerinin kullanõldõğõnõ söyledi. Prof. Erler, kemik tümörleriyle yaşamın her evresinde karşı karşıya kalınabileceğini söyledi. Gebelikten önce diş kontrolü şart SİBEL BAHÇETEPE Anne adaylarõnõn hamile kalmadan önce ağõz ve diş sağlõğõ sorunlarõnõ tedavi ettirmesi gerek- tiğini belirten diş hekimleri, ağõzdaki çürüğün bebeğin sağlõğõnõ da olumsuz etkileyebileceğini, bebekte kalõcõ diş hasarlarõna da neden olabile- ceğini vurguladõlar. Araştõrmalara göre ülkemiz- deki anne adaylarõnõn yüzde 40’õnõn ağõz ve diş sağlõğõ konusundaki bilgilerinin yetersiz olduğu- nu anõmsatan uzmanlar, “Çürük bulaşıcı bir enfeksiyondur, anne adayı hami- leliği boyunca ağız ve diş sağlığına çok önem vermeli- dir” dediler. Yeditepe Üniver- sitesi Diş Hekimli- ği Fakültesi ve Diş Hastanesi Pedodon- ti Anabilim Dalõ Başkanõ Prof. Nü- ket Sandallı, anne adaylarõnõn diş çü- rüğü bakõmõndan yüksek risk grubu- na giren hastalar ol- duğunu vurguladõ. Sandallõ bunun ne- denini de, “Hami- lelik döneminde özellikle ilk 3 ayda sık sık görülün bulantılar ve kus- maların, ağız orta- mını sürekli bir asit ortamı haline getirmesi ve çürük oluşumuna neden olmasıdır” diye açõkladõ. Sandallõ şu nokta- lara dikkat çekti: “Çünkü ilk 3 ay anne karnındaki bebeğin bütün do- ku ve organlarının gelişmekte olduğu aktif gelişim döne- midir. Bu dönem- de bebek dışarıdan yapılan tüm uya- ranlara karşı çok hassastır, dokular- da kalıcı sorunlar meydana gelebilir. Verilen ilaçlarla annenin geçireceği yoğun stres ya da çekilecek radyasyon sorun yaratabilir. Diş hekimliğinde verilen radyasyonun dozu çok düşüktür, anne- ye kurşun önlük giydirerek gerekli önlemleri alarak rahatlıkla radyografi çekilebilir. Ancak yoğun x-ışınları çocuğun bazı dişlerinin hiç oluşmamasına, eksik dişlerle ya da diş sorun- ları ile doğmasına neden olur.” ÇÜRÜK BEBEĞİ DE ETKİLİYOR İstanbul Haber Servisi - Gözün kornea adõ verilen saydam tabakasõnõn yeterince sert olmamasõ nedeniyle öne doğru bombeleşmesi ve incelmesi anlamõna gelen keratokonus hastalõğõ, tedavi edilmediği takdirde kornea nakline varan ciddi hasarlara neden olabiliyor. Göz doktorlarõ, genellikle ergenlik ile başlayõp zamanla ilerleyen hastalõğõn tedavisinde çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu ve başarõlar elde edildiğini belirterek erken teşhis ve tedavinin çok önemli olduğunu söylediler. İki gözde de görülebilir Göz Nurunu Koruma Vakfõ Bayrampaşa Göz Hastanesi Başhekim Yardõmcõsõ Op. Dr. Zerrin Tuncer, keratokonusun genellikle her iki gözde de görülebileceğini vurguladõ. Tuncer, “Hastalığın nedeni tam olarak bilinmiyor. Yüzde 10 nedeninin genetik faktörlerden kaynaklandığı biliniyor. Bunun dışında sistemik hastalıklarla birlikte veya alerjik göz hastalıklarında gözün çok ovuşturulması sonrası da görülebilir” dedi. Hastalõk nedeniyle gözde oluşan görme sorununun gözlükle düzeltilemediğine dikkat çeken Tuncer, tedavinin kontakt lens, cross- linking, göz içi halkalar ve çok ilerlemiş vakalarda kornea nakli ile mümkün olduğunu söyledi. Avrupa Acil Tõp Birliği Başkanvekili Dr. Ülkümen Rodoplu, acil servislerin sõnõflandõrõlmasõnõn ardõndan buralardan da sõnõflara göre ücret alõnacağõ öngörüsünde bulundu Türkiye’deki birçok devlet hastanesi acil servisi, metrekare yetersizliği nedeniyle standartlara uymuyor Keratokonus tedavi edilmezse ciddi soruna neden olabilir SAĞLIKÇILARDAN MÜCADELE ÇAĞRISI ADANA (Cumhu- riyet Bürosu) - AKP’nin sağlõkta yõ- kõm politikalarõna tep- ki gösteren SES Ada- na Şube Başkanõ Dr. Mehmet Antmen, “İnsanca bir yaşam, güvenli gelecek” için emekçileri mücadele- ye çağõrdõ. 2009’da AKP’nin halkõn sağlõk hakkõnõ ortadan kaldõrdõğõnõ belirten Antmen, sen- dika binasõnda düzen- lediği basõn toplantõ- sõnda, sağlõğõn piya- saya açõldõğõnõ kay- detti, 2010 yõlõnda da sağlõkta yõkõm politi- kalarõnõn süreceğini söyledi. AKP’nin yõl- larõn kazanõmõ olan haklarõ bir gecede or- tadan kaldõrdõğõna dik- kat çeken Antmen, “Tam Gün Yasa- sı’nda olduğu gibi birçok olumsuz uy- gulamaya imza atı- yorlar. Bu anlamda insanlara reva görü- len bu yıkım politi- kalarına karşı mü- cadele etmeye kararlı olduğumuzu belirti- yoruz” dedi. Türkiye gene- linde 10 ilde kadınlarda me- me kanseri ta- raması ve bilgilendirme semineri yapacak olan “Avon’la Sağlığa Yolculuk TIR’ı” Şiş- li Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün ka- tılımıyla gerçekleştirilen toplantıyla yolcu- luğuna başladı. İlk olarak İstanbul’da Şiş- li, Beşiktaş ve Kadıköy ilçelerinde tarama yapacak olan TIR, daha sonra sırayla Ko- caeli, Bursa, İzmir, Aydın, Denizli, Antalya, Mersin, Adana ve Ankara’da taramalar ve seminerler gerçekleştirecek. TIR’ın yolcu- luğuna başlaması öncesi yapılan toplantıda Mustafa Sarıgül’e desteklerinden dolayı te- şekkür plaketi verildi. Sarıgül burada yaptı- ğı konuşmada, erken teşhisin çok önemli olduğunu vurgulayarak kadınlara muayene yaptırmaları çağrısında bulundu. Avon’la sağlığa yolculuk başladı DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş Sendikası, Baş- bakanlık’a bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru- mu’nda (SHÇEK) taşeron hizmet veren 54 personelin işine son verilmesini ve kamu hizmetlerinin taşeronlaştırılmasını protesto etti. SHÇEK bünyesinde çalışacak persone- lin ihale yoluyla istihdam edilmesinin yasa- lara aykırı olduğuna dikkat çekildi. Dev- Sağlık İş Sendikası üyeleri, SHÇEK’ye bağ- lı çeşitli birimlerde, özel şirketlerden hizmet alımı yoluyla çalıştırılan sosyolog, psikolog, çocuk gelişimcisi, öğretmen, şoför, hizmetli ve bilgisayar teknisyenlerinden oluşan 54 kişinin görevine 1 Ocak itibarıyla son veril- mesine tepki gösterdi. İstanbul Sosyal Hiz- metler Müdürlüğü önünde toplanan grup, ellerindeki pankartlar ve attıkları sloganlar- la “iş güvencesi” talebini dile getirdi. SHÇEK’te taşeron tepkisi YENİ NESİL KANSER TEDAVİSİ İstanbul (AA) - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tõp Fakültesi’nde 11 Ocak’ta başlanacak doz yoğunluk ayarlõ radyoterapiyle (IMRT), sağlõklõ dokulara radyasyon uygulamasõnõn engellenmesinin yanõ sõra tedavi maliyetleri de düşecek. IMRT’ye ilişkin bilgi veren Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalõ Başkanõ Prof. Dr. Gülyüz Atkovar, Cerrahpaşa Tõp Fa- kültesi’ndeki merkeze yõlda yaklaşõk 2 bin kanser hastasõnõn tedaviye geldiğini anõmsatarak “Türkiye’de bu teknolojiyi kullanan ilk merkez, Avrupa’da ise 11’in- ci merkez olacağõz” dedi. Prof. Dr. Atkovar, söz konusu gelişmeyle hastalara daha kaliteli hizmet verecekle- rini vurgulayarak, komplikasyon riskini de daha aşağõlara çekeceklerini, hastalarõn yaşam kalitelerinin artacağõnõ söyledi. PKK’nin Suriye’deki partisi PYD yöneticileri açlık grevinde. Fotoğraf:CEMGÜLDEMİR GÖZ DOKTORLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle