18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B 20. yüzyõlõn en etkili yazar ve düşünürlerinden Albert Camus, ölümünün 50. yõlõnda anõlõyor Kültür Servisi - Borusan Holding’in, genç yeteneklerin yurtdõşõndaki müzik eğitimlerine katkõda bulunmak amacõyla bu yõl dördüncüsünü düzenleyeceği “Özel Konser”de, 2010 yõlõnda ilk kez sanat dünyasõndan bir isim konuk olacak. 2006 yõlõnda Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet Kocabıyık, 2007 yõlõnda Koç Holding Şeref Başkanõ Rahmi M. Koç, 2008 yõlõnda da Eczacõbaşõ Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Bülent Eczacıbaşı’nõn yönettiği Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasõ’nõ bu yõl Cem Yılmaz yönetiyor. 9 Şubat akşamõ gerçekleştirilecek konserin biletleri bugünden itibaren Biletix’ten satõşa sunulacak. “Özel Konser”in tanõtõm afişi de Cem Yõlmaz tarafõndan tasarlandõ. Borusan Kocabõyõk Vakfõ, konserden elde edilecek gelirle, New York Juilliard School of Music Piyano Eşlik bölümü yüksek lisans öğrencisi Çağdaş Özkan ve Hochschule für Musik Köln yüksek lisans öğrencisi Sıtkı Kandemir Basmacıoğlu’nun yurtdõşõ yüksek müzik eğitimine katkõda bulunacak. Bu sefer Cem Yılmaz yönetiyor BORUSAN FİLARMONİ ORKESTRASI Kültür Servisi - Fransa’nõn güneyindeki bir vil- ladan, özel bir koleksiyona ait 1.5 milyon Ka- nada Dolarõ değerindeki (yaklaşõk 2.250 mil- yon TL) tablolarõn çalõndõğõ bildirildi. Polis, La Cadiere d’Azur’daki villadan çalõnan 30 kadar tablonun arasõnda Pablo Picasso ve Henri Rousseau’nun çalõşmalarõnõn bulun- duğunu belirtti. Soygunun, 31 Aralõk günü ev- deki hizmetli tarafõndan fark edildiğini kay- deden polis, tatil için İsveç’te bulunan ev sa- hibinin polis soruşturmasõna yardõm etmek üzere ülkesine döndüğünü bildirdi. Fransõz empresyonist Edgar Degas’õn ‘Koro’ ad- lõ yapõtõnõn geçen çarşamba Marseille’deki bir müzeden çalõnmasõnõn ardõndan, bu hõrsõzlõ- ğõn, Fransa’nõn güneyinde yakõn zamanda ya- põlan ikinci büyük tablo soygunu olduğu be- lirtildi. ‘Koro’nun bulunmasõ için yürütülen soruşturmada, Marsilya polisi, müzede çalõ- şan gece nöbetçilerinden birisini tutukladõ. Müzeye zorla girildiğine dair bir kanõt bula- mayan polisin müze çalõşanlarõnõn arasõndan bir tutuklama yapmasõ şaşkõnlõk yaratmadõ. Çalõnan tablo 710 bin sterlin (1 milyon 140 bin TL) değerindeydi. 2009’DA SANAT HIRSIZLIKLARI Fransõz hõrsõzlarõn yeni gözdesi tablolar Kültür Servisi - Danõşmanlõğõnõ Ali Akay’õn yaptõğõ 2003 - 2009 yõllarõ arasõnda Akbank Sanat’ta gerçekleşen sergilerin bir araya getirildiği “Çağdaş Sanat Bir Akbank Sanat Antolojisi” kitabõnõ Akbank, sanatseverlerle buluşturdu. Kitap, 1990’lõ yõllardan 2000’li yõllara doğru giderken, Türkiye’deki sanatõn değişim süreci içinde geçirdiği evreleri gözler önüne seren bir rehber olma özelliği taşõyor. Kitapta sanatsal, siyasi ve felsefi konular yanõnda Türkiye ve Doğu Avrupa sanat tarihine ve hatta Avrupa ve Avrupa dõşõ ülkelerin sanatlarõna göndermeler yapan sanatçõ ve sergilerin ağõrlõklõ olduğuna dikkat çeken Akay, “Bir yandan dünyada bir ilk olarak gerçekleşen “Gilles Deleuze İçin’’ sergisi veya her yıl tekrarlanan Gilles Deleuze konferansları olsun, diğer yandan Abbas Kiarostami gibi çağdaş İran sinemasının dünyaya katkısı olan bir film yapımcısının sergisini ilk olarak gerçekleştirmek olsun; yahut Sarkis, Ayşe Erkmen, Seza Paker gibi sanatçıların eserlerinin gösterilmesi hep bu mekanın öncülüğüne işaret etmektedir.” diyor. (www.akbanksanat.com ) İSTANBUL (AA) - Ün- lü sanatçõ Barış Manço, doğumunun 67. yõl dönümünde Kadõköy’de anõldõ. “Barış Manço 7’den 77’ye Dolu Dizgin Barış ve Sevgi Der- neği”nce, Kadõköy Barõş Manço Kültür Merkezi’nde düzen- lenen anma etkinliği, sanatçõnõn görüntü- lerinden oluşan sine- vizyon gösterisiyle başladõ. Dernek başkanõ ve Manço’nun kardeşi İnci Manço İlbay, “Barış Manço, 2 Ocak 1943’te dünyaya gel- diğinde hem ailemize hem de Türkiye’ye güzel şeyler kazandırdı” derken Manço’nun küçük oğlu Batıkan Manço da hayatõn an- lamõnõ babasõndan öğrendiğini söyledi. Man- ço’nun şarkõlarõnõn seslendirildiği anma et- kinliğinde, Manço animasyon ekibi de Barõş Manço ve Kurtalan Ekspres’i canlandõrdõ. Et- kinliğe, Barõş Manço’nun ailesi, sanatçõ dost- larõ, arkadaşlarõ ve sevenleri katõldõ. D O Ğ U M U N U N 6 7 . Y I L I BarõşMançoanõldõ Kültür Servisi - Müzik ar- şiv kurumu Pollstar, ey- lül ayõnda ülkemizde de bir konser verecek olan İrlandalõ rock müzik topluluğu U2’nun ‘360 derece’ adõnõ verdiği turnesinin yõlõn en ba- şarõlõ ve kazanç getiren turnesi olduğunu açõk- ladõ. ‘360 derece’, ABD ve Kanada’da 1.3 mil- yon bilet satarken tüm dünyada 123 milyon dolarlõk bir gelir elde etmiş; görkemli sahne ta- sarõmõ ve yüklü ekipmanõyla çevrecilerin tepki- sini çekmesine rağmen ABD tarihinin en başa- rõlõ beşinci turnesi olmayõ başarmõştõ. Polls- tar’õn listesinde, U2’yu ‘Bruce Springsteen ve E Street Band’ (94.5 milyon dolar); Elton John ve Billy Joel (88 milyon dolar); Britney Spears (82.5 milyon dolar) ve AC/DC (77.9 milyon do- lar) takip ediyor. Madonna’nõn ‘Yapışkan ve Tatlı’ adõnõ verdiği dünya turnesi 281.6 milyon dolarla 2008 yõlõnõn en başarõlõsõ olmuştu. 123 MİLYON DOLARLIK GELİR Geçen yõlõn en başarõlõ turnesi U2’dan Albert Camus’den özlü sözler İnsana içten bakış NEDRET TANYOLAÇ ÖZTOKAT Albert Camus’nün yapõtõ ve aydõn-yazar kimliği Fransõz ede- biyatõnõn varoluşçu dönemine damgasõnõ vurmuştur. Ancak oku- ra kazandõrdõğõ iki roman kahra- manõ, Meursault ve Dr.Rieux, Camus’yü ülke, edebiyat, akõm gibi genel sõnõrlamalarõn çok öte- sine taşõmõştõr, taşõyacaktõr da. Bir anlamda tükenmek bilmez bir güncelliği vardõr bu iki roma- nõn ve kahramanlarõnõn. “Ya- bancı”nõn Meursault’su, anlam- sõz yaşamõn karşõsõnda uyumsuz duruşuyla dikkatimizi çeker; “Ve- ba”nõn Dr. Rieux’sü ise, yazgõsal bir dramõn karşõsõnda soğukkan- lõ bir bilim adamõnõn aydõnlõk bi- linciyle, umudunu yitirmeyen, ucuz kahramanlõklara yüz ver- meyen alçakgönüllü bir aydõnõn portresini çizer. Birbirini ta- mamlamaktadõr iki kahramanõn çizgisi. Yaşamõn verili koşullarõ karşõnda kaçõnõlmaz olarak yük- selen uyumsuzluğun başkaldõrõ- sõnõn ardõndan, değiştirilemez ola- nõ yüreklilik ve bilinçli bir tavõr- la kabul etmenin büyüklüğünü an- latõr bu iki roman. “Sisifos Söy- leni”nde de okuduğumuz gibi, in- sanõn büyüklüğü, içinde bulun- duğu koşullarõn farkõna varõlma- sõ ve reddedilmesi anlamõna gelen başkaldõrõdan kaynaklanõr: Bas- kõya ve gaddarlõğa karşõ olduğu kadar, kendi ölümlülüğünün de bi- lincinde olan insanõn metafizik başkaldõrõsõdõr onu değerli kõlan; insan böylece değerlerini oluştu- rabilir. Albert Camus’nün asla de- ğişmeyecek güncelliği, insana ve insan yaşamõna bu kadar içten ve duru bir bilinçle bakabilmiş ol- masõnda yatar.  Çekicilik, açık seçik bir soru sormadan evet yanıtını almanın bir yoludur. Kıyamet Günü’nü beklemeyin. Her gün Kıyamet Günü.  Önümde yürüme, arkandan gelmeye- bilirim. Arkamdan yürüme, yol gös- teremeyebilirim. Yanımda yürü ve dostum ol.  Kışın ortasında, en sonunda öğrendim ki içimde yenilmez bir yaz var.  Bazı insanların sırf normal olabilmek için olağanüstü bir güç harcadıkları- nı kimse fark etmez.  Deney yaparak deneyim edinemezsiniz. Deneyim yaratılmaz. Deneyim yaşa- yarak edinilir.  Başkaldıran insan nedir? Hayır diyen insan.  Başkaldırıyorum; öyleyse varız.  Tek bir gerçek felsefi sorun vardır, o da intihardır.  Bir olay karşısında umutsuzluğa ka- pılan korkaktır, ama insanlığın du- rumu konusunda umut besleyen ap- taldır.  Her katil öldürürken ölümlerin en fe- cisini göze alır, onu öldürenler ise ter- fiden başka hiçbir şeyi göze almaz.  Modern çağın tüm devrimleri devlet ik- tidarının daha da güçlenmesiyle son bulmuştur.  Entelektüel, zihni kendini seyreden ki- şidir.  Mutluluk, insan ile sürdüğü yaşam ara- sındaki basit uyumdan başka nedir ki.  Hepimiz özel vakayız. ÖZDEMİR İNCE Sartre’õn öldüğü günün erte- sinde Paris’teydim. Bir arkadaşõn evinde. Genç bir üniversiteli, “Ca- mus artık şimdi öldü” dedi. Bu söz daha sonra sanõrõm basõnda da kullanõldõ. Ben Camus’yü Sart- re’dan bağõmsõz olarak düşüne- mem. Camus’nün romancõlõğõ, öy- kücülüğü, oyun yazarlõğõ, Sart- re’dan daha ağõr basar. Sartre’õn gü- cü ise felsefede görülür. Şimdi bu iki büyük yazar ve düşünür, dü- şüncelerinin temel eksenini bireyin sorumluluk eksenine oturtmuşlar- dõr. Bu sorumluluk hem bireyin bizzat kendi sorumluluğundan, hem de bireyin toplumsal sorum- luluğundan ortaya çõkar. Ca- mus’nün felsefesi ve sanatsal eği- limi hümanist bir çerçevede geliş- miştir. Örneğin, Yunan mitoloji- sinden yola çõkarak ‘saçma’yõ ir- delemesi bugün de var olan bir ol- gudur. Fakat ve ne yazõk ki, gü- nümüzün sanatsal duyarlõlõğõ Ca- mus’nün derinlik ve zenginliğin- den çok uzaklaşmõş ve gayri in- sani bir görünüm almõştõr. Ca- mus’nün öykü ve romanlarõnda in- san, bedeni, ruhu ve zekâsõyla ve somut bir varlõk olarak temayüz eder. Buna karşõlõk, günümüz edebiyatõ insansõz bir edebiyattõr. İnsansõz olduğu için trajedisi yok- tur, bu boşluğu doldurmak için fantezi ve fantazmagoriye baş- vurularak suni bir edebiyat yara- tõlmõştõr. İnsanõ okumak ve insa- nõ yazmak isteyenlerin, “Yaban- cı”dan başlayarak ve “Veba”dan geçerek Camus’yü yeniden keş- fetmeleri gerekiyor. Bireyin sorumluluğu Akdeniz duyarlığı TAHSİN YÜCEL Albert Camus, en iyi yapõtõnõn, ilk kitabõ, yani da- ha yirmi iki yaşõnda yayõmladõğõ “Tersi ve Yüzü” olduğunu söyleyen Brice Parain’e karşõ çõkarken, “Ama yaşam hakkında bugün de ‘Tersi ve Yü- zü’nde söylediklerimden fazlasını bilmiyorum” der. Böylece, bir anlamda, tüm yapõtlarõnõn temel özelliğini açõklar. Gerek “Yabancı”, gerek “Veba”, gerek “Düşüş”, biçimleri kadar içerikleriyle de yir- minci yüzyõlõn en önde gelen anlatõlarõ arasõnda yer alõr. Gerek “Sisifos Söyleni”, gerek “Başkaldıran İnsan”, varoluşçu düşüncenin temel yapõtlarõn- dandõr. Ama hepsinde de “Tersi ve Yüzü”nden bir şeyler vardõr. Bu bir şeyler de, yaşanmõşa, doğaya, insana, Akdeniz duyarlõğõna bağlõlõk olarak özet- lenebilir. Evet, bu gençlik yapõtõndan sonra insan ola- rak da, yazar olarak da çok yol almõştõr Camus, ama Akdenizli özelliğini hep korumuştur. Onu tüm yol arkadaşlarõndan daha üstün kõlan da budur. Çağdaşsanathakkõndabiryolharitasõ AKBANK SANAT’TA GERÇEKLEŞTİRİLEN SERGİLERDEN OLUŞAN SANAT ANTOLOJİSİ Ustalara Saygı’da Ahmed Arif Kültür Servisi - Beşiktaş Belediyesi tarafõndan düzenlenen Ustalara Saygõ toplantõlarõnõn 80. ustasõ şair Ahmed Arif. Bugün saat 20.00’de, Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde yapõlacak gecede Ahmed Arif’in şiirlerinden bölümler okunacak, bestelenen şiirlerinden örnekler sunulacak. Şairin albümünden fotoğraflarõn da gösterileceği saygõ gecesinde Adnan Binyazar, Aydõn Ilgaz, Hikmet Altõnkaynak, İsa Çelik, Osman Şahin, Refik Durbaş anõlarõ ve yorumlarõyla konuşmacõ olarak katõlacaklar. Levent Tülek ve Tuna Egemen’in Ahmed Arif’in şiirlerini yorumlayacağõ toplantõya, şairin oğlu Filinta Önal da katõlacak. Kültür Servisi - Fransõz yazar ve düşünür Albert Camus’nün (1913- 60) trajik ölümünün üstünden tam elli yõl geçti. 1957’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldükten üç yõl sonra, 4 Ocak 1960 günü, yayõncõsõ Michel Gallimard’la birlikte bir araba kazasõnda yaşamõnõ yitiren Camus’nün ceketinin cebinden kullanõlmamõş bir tren bileti çõkmõş; böylece trenle yolculuk etmeyi planladõğõ, ama sonradan arabada karar kõldõğõ anlaşõlmõştõ. Birçoklarõnca varoluşçuluk felsefesinin önde gelen savunucularõndan biri olarak nitelenen Camus, bu nitelemeyi kabul etmemişti. Camus’nün, insan yaşamõndaki ‘saçma’ olgusunu derinliğine irdeleyen yapõtlarõ, 20. yüzyõlõn ikinci yarõsõnda pek çok yazar ve düşünürü derinden etkilemişti. Bireyin özgürlük ve sorumluluğunu temel alan Camus, özellikle 1950’lerde insan haklarõnõ savunmak için büyük çaba göstermiş; 1952’de, General Franco yönetimindeki İspanya Birleşmiş Milletler’e alõndõğõnda, UNESCO’daki görevinden istifa etmişti. 1953’te, Doğu Berlin’deki bir işçi grevini bastõran Sovyetler Birliği’ni, 1956’da Polonya’nõn Poznan kentindeki protesto hareketinin benzer yöntemlerle bastõrõlmasõnõ, yine aynõ yõl Macaristan’daki ayaklanmanõn ezilmesini sert bir dille eleştirmişti. Yirminci yüzyõlõn en etkili yazar ve düşünürlerinden biri olan Camus’yü, ölümünün 50. yõldönümünde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransõz Dili ve Edebiyatõ Anabilim Dalõ Başkanõ ve Camus’nün “Veba” adlõ yapõtõnõn çevirmeni Nedret Tanyolaç Öztokat, Camus’nün “Sisifos Söyleni”, “Sürgün ve Krallık”, “Yaz”, “Tersi ve Yüzü”, “Düğün ve Bir Alman Dosta Mektuplar”, “İlk Adam”, “Başkaldıran İnsan” adlõ yapõtlarõnõn çevirmeni, yazar Tahsin Yücel ve yazar, şair ve çevirmen Özdemir İnce’nin görüşleriyle anõyoruz. ‘Başkaldõrõyorum, öyleyse varõz’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle