22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 25 OCAK 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 İlhan Selçuk’la konuşuyorum cuma günü öğleden sonra... Saat 12.00’de telefonum çaldı. Açtım, İlhan Ağabey’di: “İşin yoksa saat dörtte bekliyorum, konuşalım...” Gazeteye geldim, yazımı yazdım ve 15.30 gibi İlhan Ağabey’e uğradım... Ağabeyini bir an olsun yalnız bırakmayan Ülfet Ertel, İlhan Ağabey ve ben, 40 dakikayı aşkın sohbet ettik. Yıllar önceye yolculuk yaptık, eski günleri anımsadık... Dışarıda yağmur ve soğuk vardı... İlhan Ağabey, “Uğur’u yitireli 17 yıl oldu” deyip ekledi: “Şu konunun altını çizmemiz gerekiyor. Yıllar önce yazdım ama bugün yine değineceğim. Çetenin devlet içinde yuvalanması ve sermaye kesiminde mafyalaşması ‘komünizmle mücadele’ sürecinin bir oluşumudur; faşizmle dinciliğin işbirliği, bu sürecin ideolojik örgüsünde var. 12 Eylül rejiminde bu ideolojik örgü, ‘Türk-İslam Sentezi’ adıyla devletin resmi görüşüne dönüştürüldü. Uğur Mumcu, Cumhuriyet’teki köşesinde mafyayla savaşıma girdiği günden başlayarak iz sürdüğünde, bu işbirliğinin türetimi olan çetenin ipuçlarını yakalıyordu. Mumcu’nun yazılarında adı geçen çete elemanları kimler?.. Ünlülerden üçü: Abdullah Çatlı... Haluk Kırcı... Mehmet Özbay... Peki, elleri kanlı bu kuklaların ardında kimler var?.. Uğur, bu sorunun yanıtını ortaya çıkaracağı için öldürülmedi mi?..” İlhan Ağabey yakın tarihimize bir not düşüyor. Uğur Mumcu’nun cenaze törenine ilişkin bir değerlendirme yapıyor: “Uğur Mumcu’nun cenaze töreni büyük bir halk eylemidir. Halkı kimse örgütlemedi, insanlar kendiliğinden toplandılar. O günden bu yana, ikinci büyük halk eylemi, ‘Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık’tır. Her iki eylem de toplumun özlemini vurguluyor; Uğur Mumcu’nun katilleri ancak ‘Aydınlık bir Türkiye’de bulunabilir; karanlıkta değil...” İlhan Selçuk, Susurluk’ta ortaya çıkan devlet içinde örgütlü silahlı gücün üzerine gidilseydi, Ahmet Taner Kışlalı, Musa Anter, Hrant Dink, Gaffar Okkan, Necip Hablemitoğlu’nun bugün yaşıyor olacaklarını, tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlatılacağını üstüne basa basa söylüyor. İlhan Ağabey, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eğer bugün Uğur Mumcu hayatta olsaydı, Türkiye’nin haline bakar ağlardı. Ben bir kavramdan söz edeceğim: ‘İti’ ne demek? Çoğu kimse bilmez, ayıp da sayılmaz, Türkçe ufuksuz bir okyanustur, dünya atlasının büyük bir coğrafyasında, hısım akraba halkların çeşitli lehçelerini, şivelerini, ağızlarını konuştukları zengin bir dildir. İti, belli bir güçlü eyleme girişmek için duyumsanan sürekli ve dayanılmaz tepidir. Varoluş itisi, yalnız insanda değil, kimi tarihsel süreçlerde toplumda da geçerli olabilir; en çarpıcı örneklerden biri bizim Kurtuluş Savaşımızdır. Özel bir tarihtir bizimki... Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yeryüzü egemenleri bir araya gelip bizim hakkımızda karar vermişlerdi, karşı çıkmak kimin haddine?.. Ama Mustafa Kemal, Anadolu halkındaki ‘varoluş itisi’ni, ‘yaşama güdüsü’nü, ‘hayat refleksi’ni sezip algılayarak örgütlemiş, emperyalizme karşı halk direnişini başarıya ulaştırmış... Benzeri bir durumla karşı karşıya mı bulunuyoruz?.. Nedir bu olan bitenler?.. Kurtuluş Savaşı’nda da hem içerden kundaklanıyor, hem dışardan kuşatılıyorduk. Değil mi?..” Bir ara Ülfet Ertel’in ve İlhan Ağabey’in hüzünlendiğini görüyorum. İlhan Ağabey kendini toparlayıp, devam ediyor: “Uğur Mumcu bir aydınlanmacıydı, devrimciydi, yurtseverdi. Temel hak ve özgürlüklerin yılmaz savunucusuydu. Devlet içinde örgütlü bir güç onu katletti. Diğer aydınlarımıza yaptığı gibi. Yakalananlar tetikçiydiler. Buyruğu verenler kimlerdi?.. İşte asıl sorun bu!” İlhan Ağabey konuyu Hrant Dink cinayetine de getiriyor: “Hrant Dink de bir basın şehididir. 3 yıl önce çiçeklerle, karanfillerle, güvercinlerle, gözyaşlarıyla uğurlandı, tıpkı Uğur Mumcu gibi. Bu faili meçhul cinayetler Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi ve hâlâ tetikçilerinin bile bulunmaması düşündürücüdür. Musa Anter cinayeti de öyle, Gaffar Okkan da, Ahmet Taner Kışlalı da, Çetin Emeç de, Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, şimdi aklıma gelmeyen bir dizi aydınlık insan! Sürekli ağıt, sürekli düşmanlık, sürekli lanet, sürekli gözyaşı... Hukuksuzluğun ilacı hukuk devletinin tam kendisidir. Evet, terör insanlık suçudur, soykırım da insanlık suçudur.” İlhan Ağabey’le konuştuklarımız, anlattıklarımla sınırlı değil. İlhan Ağabey, laik demokratik cumhuriyetin varlığından söz ediyor, her zaman söylediği gibi, yine hukukun üstünlüğünü savunuyor. Ve sık sık yinelediği şu tümcelerle: “Yine demokrasi, demokrasi, demokrasi diyorum. Devlet içindeki örgütlü çetelerin ülkeyi karanlığa götürmek istediklerini dün de biliyordum, bugün de biliyorum. Bunun da ilacı laik demokratik cumhuriyete sahip çıkmak, üniter devleti savunmaktan geçer. Tam bağımsızlık ilkemizdir. Yüce önder Mustafa Kemal’in söylediği gibi, egemenlik de kayıtsız şartsız ulusundur.” Uçağa yetişmek zorundayım. Evden ayrılıyorum. Dışarıda yağmur ve soğuk. İzmir uçağına yetişmeliyim. Yetişiyorum, uçak üç saat rötarlı. Ve ben bu yazıyı bir pazar sabahı, İzmir’den Bodrum’a giderken Bafa Gölü kıyısında yazıyorum. Karşıda mor Beşparmak Dağları ve benim o güzel anılarım... Bizim kuşak, Beşparmak Dağları’nı çok iyi bilir. Bafa Gölü’ndeki eylemler, Söke’deki toprak işgalleri. Gözlerimi yumuyorum, o işgalin kahramanlarının yüzlerini görür gibi oluyorum. Kimileri tutuklu, kimileri dönek, kimileri sapına kadar yurtsever, devrimci ve sosyalist. Hüzünleniyorum... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İlhan Selçuk: Uğur Mumcu Bir Devrimciydi! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 MURAT KIŞLALI ANKARA - AKP’lilerin hazõrladõğõ ve şu anda Meclis İçişleri Komisyo- nu’nun gündeminde olan bir yasa tekli- fine göre, belediyeler proje alanõ ilan edi- len bir alanõn en merkezi yerlerindeki mülk sahiplerini herhangi bir kamulaş- tõrma işlemi yapmadan, alanõn ücra bir noktasõnda yer göstererek yerinden ede- bilecek, mülklerine el koyacak. Mülk sa- hiplerinin buna yargõda itiraz hakkõ da olmayacak. Şehir Plancõlarõ Odasõ Baş- kanõ Tarık Şengül, “Anayasaya aykı- rı olduğunu biliyorlar, ama amaç, ya- sa Anayasa Mahkemesi’nden dönene kadar işlerini halletmek” dedi. Hükümetin “otoriter rejim” hevesi yerel seviyeye indi. Eski AKP Beyoğ- lu Belediye Başkanõ ve İstanbul Millet- vekili Nusret Bayraktar tarafõndan hazõrlanan “03.07.2005 Tarih ve 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu’nda Deği- şiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi” TBMM Bayõndõrlõk, İmar, Ulaştõrma ve Turizm Komisyonu’nda görüşülüp çok sayõda eklemelerle kabul edildikten sonra esas komisyon olan İç- işleri Komisyonu’na gönderildi. Tek- lifte “Belediye ile anlaşma yapmayan ve/veya belediyece kamulaştırılması- na gerek duyulmayan gayrimenkul- lerin sahipleri proje alanının her- hangi bir bölümünde parselasyon planı ile kendilerine ayrılan ada veya parsellerde imar haklarını kullanırlar. Belediye tarafından kendilerine ayrı ada veya parselde yer verilen gayri- menkul sahipleri kamulaştırmasız el atma davası açamaz” hükmü yer aldõ. AKP’nin bu hükümle yerel seviyede otoriter rejimlere özgü bir düzenleme ge- tirdiğini belirten Şehir Plancõlarõ Odasõ Başkanõ Şengül şunlarõ söyledi: “Artık ipin ucunu iyice kaçırdılar. TOKİ mantığını uyguluyorlar. Bir proje alanında 20 mülk sahibini ikna ediyor birini edemiyor. O durumlar- da anlaşamadıkları mülk sahiplerini kenara itmek için yapıyorlar. Şimdi özellikle büyük ölçekli projelere gir- mek istiyorlar. Bu yasa direkt olarak dönüşüm alanlarını etkileyecek. Ye- ni birtakım alanlara göz diktiler. Ge- nellikle kent içinde, ama kent dışında hiçbir şey olmayan alanları bile ‘kent- sel dönüşüm’ adı altında bu kapsama sokacaklar. Ortada bir tane parsel var, bu parsel sahibi vermiyor, par- selini elinden alacak. Yargıya gidip bunun yürütmesini durdurmasını en- gelleyecek. Bu yasa ellerini tümüyle serbest bırakacak. Bunun anayasaya aykırı olduğunu biliyorlar. Ama Ana- yasa Mahkemesi’ne gidene kadar atı alan Üsküdar’ı geçecek. Amaç Ana- yasa Mahkemesi’nden dönene kadar işlerini halletmek.” Şehir Plancõlarõ Odasõ’nõn yaptõğõ açõklamada da konuya ilişkin şu ifade- ler yer aldõ: “Kentsel dönüşüm alanı ilan edilen alanlarda, belediyelerle anlaşma sağ- layamayan hak sahiplerine yönelik ya- pılan düzenleme iki açıdan sorunlu- dur ve anayasaya aykırılık taşımak- tadır. İlgili düzenlemede ‘Belediye ile anlaşma yapmayan ve/veya beledi- yece kamulaştõrõlmasõna gerek duyul- mayan gayrimenkullerin sahipleri pro- je alanõnõn herhangi bir bölümünde par- selasyon planõ ile kendilerine ayrõlan ada veya parsellerde imar haklarõnõ kulla- nõrlar’ denilmektedir. Bu düzenleme- nin yasalaşması durumunda, proje alanı ilan edilen bir alanda, belediyeler istedikleri durumda, alanın en mer- kezi yerlerindeki mülk sahiplerini herhangi bir kamulaştırma işlemi yapmadan, alanın ücra bir noktasın- da yer göstererek yerinden edebilecek, mülklerine el koyacaktır.” ABDÜLLATİF ŞENER’DEN HÜKÜMETE ELEŞTİRİ ‘Açılımdan söz etmek için demokrat olmak lazım’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Türkiye Partisi (TP) Genel Başkanõ Abdüllatif Şener, AKP hükümetinin demokratik açõlõmõnõ eleştirerek “Demok- ratik açılımdan söz edebilmek için, de- mokrasiden söz ede- bilmek için yöneten- lerin demokrat ol- ması lazım” dedi. Partisinin 5. il baş- kanlarõ olağan toplan- tõsõnda konuşan Şener, iktidar ve muhalefet partileri arasõnda kav- ga yaşandõğõnõ belir- terek Türkiye’nin so- runlarõnõn böyle bir or- tamda çözülemeyeceğini belirtti. AKP iktidarõnõn, 2007 seçimlerin- den bu yana “iyi” denilebilecek hiç- bir uygulamasõ olmadõğõnõ belirten Şener, ekonomik krizin Türkiye’yi etkisi altõna aldõğõ bir dönemde, ekonomik programõn yenilenmesi gerektiğini ifade etti. Hükümetin, sorunlarõ halkla el ele vererek çöz- mek yerine, demokratik haklarõ yok etmeye yöne- lik faaliyetler içerisinde olduğunu belirten Şener, “Demokrasinin standar- dını düşüreceksiniz, de- mokrasiyi yerlerde sü- ründüreceksiniz ve son- ra demokratik açılım- dan söz edeceksiniz. De- mokratik açılımdan söz edebilmek için, demok- rasiden söz edebilmek için yönetenlerin demokrat ol- ması lazım. Demokrasiyi anla- dıklarını göstermeleri gerekir” görüşünü dile getirdi. İçişleri Komisyonu’nun gündeminde olan yasa teklifine göre, belediyeler proje alanõ ilan edilen bir alanõn en merkezi yerlerindeki mülk sahiplerini herhangi bir kamulaştõrma işlemi yapmadan, alanõn ücra bir noktasõnda yer göstererek yerinden edebilecek. AKP’ninhazõrladõğõyasateklifinegöreyurttaşlar,kamulaştõrõlmadanevindenedilebilecek Mülkümüzeelkoyacaklar TP Genel Başkanõ Abdüllatif Şener, AKP hükümetinin demokratik açõlõmõnõ eleştirerek “Demokrasiyi anladõklarõnõ göstermeleri gerekir” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle