18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 18 OCAK 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 7 M illiyet Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Ab- di İpekçi, 1 Şubat 1979’da aracõyla İstanbul Nişan- taşõ’ndaki evine giderken öldü- rüldü. Gazeteden saat 17.40’ta kendi kullandõğõ arabasõyla evine doğru yola çõkan İpekçi, evinin bulunduğu Karakol Sokağõ’na girmesine on metre kala trafik nedeniyle yavaşladõ. İpekçi, ara- cõnõn sağ camõndan kurşun yağ- muruna tutulurken silah seslerini duyan eşi Sibel İpekçi de sokağa fõrladõ. Suikasta adõ karõşan ki- şiler af, zamanaşõmõ ve delil yetersizliğinden fay- dalandõrõldõ ve yõllardõr süren davalar, soruştur- malar, kamuoyu vicdanõnõ rahatlatmadõ. İpekçi cinayetinin gerçek azmettiricilerinin Mehmet Şener, Yalçın Özbey, Oral Çelik ve Yavuz Çaylan olduğu ileri sürüldü. Cinayetin MİT’e çalõştõğõ ileri sürülen uyuşturucu ve silah kaçakçõsõ Abuzer Uğurlu’nun bürosunda plan- landõğõ iddia edildi. Görgü tanõklarõ, cinayetin iki kişi tarafõndan işlendiğini, zanlõlarõn Renault marka otomobile bindiklerini söylediler. Türki- ye Gazete Sahipleri’nin katilin bulunmasõ için ödül koymasõ üzerine gelen pek çok ihbardan birinin sahibi MHP’li Ramazan Gündüz öldürüldü. Gündüz’ün, Ağca’yõ ihbar ettiği ileri sürüldü. Cinayetten önce ve sonra Ağca’nõn he- sabõna para yatõran Yalçõn Özbey, yurtdõşõna kaçtõ. MİT mensubunca Almanya’da sorgulanan Özbey’in sorgu tutanaklarõnõn imha edildiği açõklandõ. İmha edilen ses ka- setinin çözümünü Emniyet Ge- nel Müdürlüğü’nden isteyen Ankara 1. Ağõr Ceza Mahke- mesi, olumlu sonuç alamadõ. Bunun üzerine Özbey’in ifa- desini aldõklarõ MİT tara- fõndan belirtilen Zafer Ge- dizli ile Zafer Atalay Bal- mir, 22 Nisan 1999 günü ya- põlan duruşmada tanõk olarak dinlendi. Bu görevliler, Öz- bey’in verdiği ifadeyi hatõrla- madõklarõnõ söylediler. Bu ge- lişmeler üzerine cinayette kul- lanõlmasõ için Ağca’ya “silah temin etmek”, “cinayeti planla- mak” ve “cinayete iştirak etmek” iddialarõyla suçlanan Oral Çelik, 28 Mayõs 1999’da delil yetersizliğinden be- raat etti. Çelik aleyhinde ifade veren tanõk, gü- venlik sorunu nedeniyle açõklamalarõnõ geri çek- ti. Yurtdõşõna kaçan Mehmet Şener ise hiç ya- kalanmadõ. Şener hakkõndaki dava “zamanaşı- mı” nedeniyle “takipsizlik” kararõ ile sonuç- landõ... Sanõk Yavuz Çaylan ise “suçluyu bil- dirmemek”ten üç yõl hapse mahkûm edildi. Ağca’nõn Papa suikastõndan önce MİT Dõş İs- tihbarat Başkan Yardõmcõsõ Metin Günyol ile ay- nõ tarihlerde Mallor- ca Adalarõ’nda bu- lunduğu belirtildi. Ağ- ca, Susurluk kazasõnda ölen kanun kaçağõ kat- liam sanõğõ Abdullah Çatlı için “Bizim reisi- mizdi” dedi. ‘Cinayeti Özbey işledi’ Yalçõn Özbey ve başka suçtan tutuklu sanõk Yusuf Çelikkaya hakkõndaki dava, 27 Şu- bat 2009’da zamanaşõmõ nedeniyle düşürüldü. İs- tanbul 7. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülen da- vada görüşünü bildiren Cumhuriyet Savcõsõ Fet- hi Türkmen, Özbey hakkõnda kaçak olmasõ ne- deniyle tutuklama kararõ verildiğinden dava za- manaşõmõnõn durduğunu belirtti. Mahkeme heyeti ise TCK’nin öngördüğü asli zamanaşõmõ süresi- nin 20 yõl, 104/2 maddesi gereğince uzatõlmõş za- manaşõmõ süresinin ise 30 yõl olduğunu belirtti. Özbey hakkõndaki yakalama kararõ da kaldõrõldõ. Davanõn 24 Ekim 2000 tarihli iddianamesinde, Ağca’nõn 1983’te Roma’da verdiği ifadede, İpekçi’yi öldürenin kendisi değil Yalçõn Özbey olduğunu söylediği kaydedildi. İddianamede, Ağca’nõn silahlarõ temin eden Özbey’in ceza- evinden firar ettikten sonra kendisini Taksim ve Kõzõltoprak’ta sakladõğõnõ, yurtdõşõna çõkmasõn- da yardõmcõ olduğunu, sahte pasaport ve kimlikler temin ettiği yönündeki anlatõmlarõna yer verildi. Hesaptaki paralar dikkat çekiciydi İpekçi’nin öldürülmesinden önce Ağca’nõn hesaplarõna bazõ paralarõn yatõrõldõğõna dikkat çe- kilen iddianamede, “Adres olarak da Yalçın Öz- bey’in Aksaray Mustafa Kemal Bulvarı Tın- taş İşhanı’nda bulunan emlak bürosu veril- miştir. Bu paraların, Abdi İpekçi’nin öldü- rülmesi için sanığın hesabına yatırıldığı id- diaları mevcuttur. Özbey, İpekçi’nin öldü- rülmesinden önce 34 RT 601 plakalı otoyu Ha- san Hüseyin Şener’e satmış, Ağca da ceza- evinden firar ettikten sonra bu oto ile kaçı- rılmıştır. Suç tarihinden önce Mehmet Ali Ağ- ca ile Yalçın Özbey’in aynı evde kaldıkları ve birlikte emlak işi yaptıkları sabittir” denildi. İddianamede, Ünye Kapalõ Cezaevi’nde hü- kümlü bulunan Çelikkaya’nõn, İpekçi cinayetini 1978’de Abdullah Çatlõ, Ağca, Mehmet Şener, Yavuz Çaylan, Oral Çelik ve kendisinin planla- dõğõnõ anlattõğõ da belirtildi. Özbey ile Çelikka- ya’nõn “taammüden adam öldürmek suçuna katılmak”tan 20 yõldan aşağõ olmamak üzere ağõr hapis cezasõyla yargõlanmasõ istendi. Özbey Belçika’da tutuklandı Abdi İpekçi suikastõna ve Papa II. Jean Paul’e yönelik suikast girişimine adõ karõştõğõ için Tür- kiye tarafõndan kõrmõzõ bültenle aranan Yalçõn Öz- bey, “Belçika’da işlediği suçlar” kapsamõnda tu- tuklanarak 4 Mart 2006’da Belçika’daki mah- kemeye çõkarõldõ. Türkiye, Brüksel’de yargõlanan Yalçõn Özbey hakkõnda, iade talebinde bulundu ancak Brüksel Mahkemesi Türkiye’nin iade dos- yasõnõ “zamanaşımı” nedeniyle reddetti. Özbey, Brüksel’de Belçika’da işlediği suçlardan tutuk- suz yargõlandõ. Özbey Türkiye’ye geldi Özbey, İpekçi davasõnõn zamanaşõmõndan düş- mesinin ardõndan, Türkiye’nin Anvers Başkon- solosluğu’ndan aldõğõ pasaportla Türkiye’ye ge- lip bir hafta boyunca İstanbul ve Malatya’da kal- dõktan sonra Belçika’ya döndü. Özbey’in temi- nat almadan Türkiye’ye gelmesi mümkün ol- madõğõ belirtilirken Özbey, Hürriyet gazetesinde yayõmlanan açõklamalarõnda, “Abdi İpekçi bir kader kurbanı. Ona suikast sıradan bir ey- lemdi. O zamanlar ülkücü yazarlar da öldü- rülüyordu. Abdi İpekçi cinayetinin neden bu kadar büyütüldüğünü anlamıyorum” dedi. Özbey’in adõ Sabancı suikastõna ilişkin iddialarda da geçti. Yeniden yargılanması istendi İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ İlker Yaşar, 2006 yõlõnda, gazetelerde çõkan haberleri dikka- te alarak Oral Çelik’in yeniden yargõlanmasõnõ is- tedi. Savcõnõn, Adalet Bakanlõğõ Ceza İşleri Ge- nel Müdürlüğü’ne gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na sunduğu “Kanun Yararına Bozma Talebi”ne delil olarak gös- terdiği gazete haberlerinde, Oral Çelik’in beraa- tinden yaklaşõk 7 yõl sonra işlediği suçun zama- naşõmõna uğradõğõ varsayõmõndan hareket ederek gazetelere beyanatta bulunup Abdi İpekçi’nin öl- dürülmesi olayõnda işin ortasõnda olduğunu söy- lediği kaydedildi. İstanbul 4. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nde beraat eden Çelik’in yargõlandõğõ da- vanõn zamanaşõmõ süresinin dolmadõğõnõ kaydetti. ORHAN ERİNÇ: İpekçi’den sonra 47 gazeteci daha... T ürkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanõ, gazetemiz yazarõ Orhan Erinç, Ağca hakkõndaki yayõnlara ilişkin, haberleşmenin eğlen- ce sektörü ile birlikte ele alõnõp pazarlanmasõna yönelik akõmõn ağõr basmasõnõn magazini de yaşamõn önüne geçirmiş durumda oldu- ğunu vurguladõ. Erinç, “Meşhur ya da star yaratmanõn getirisi, medya dünyasõ için de çekici duruma geldi. Tel- evizyonlardaki izlenme rekorlarõ da bu değişikliğin ipuçlarõnõ veriyor. Hatta kanõtlõyor. Doğru değil ama en geçerli yöntem şimdilik bu yaklaşõm” dedi. Ağca’nõn askeri bir garnizonun içindeki hapishaneden kaçabildiğine dikkat çeken Erinç, bu gerçeğin, belge ve bil- gi toplamadaki, tetikçinin arkasõndaki gücün ya da kişi- lerin araştõrõlmasõndaki özensizliğin daha iyi anlaşõlma- sõnõ sağlayacağõnõ kaydetti. Erinç şöyle konuştu: “Abdi Bey’in aramõzdan alõnõşõnõn üzerinden 31 yõl geçti. Bu sürede 47 gazete- ci daha öldürüldü. Ne yazõk ki onlarõ öldürenlerin arkasõndaki güçleri de öğrenemedik. Hatta çoğunun failleri bile bilinmiyor. Siyasal yaklaşõmlar engellenemediği sürece bu sorunun yanõtõnõ verebilmek de olanaksõzlaşõyor.” TUFAN TÜRENÇ: Kahraman yapmak bir şey kazandõrmaz H ürriyet gazetesi yazarõ Tufan Türenç, Mehmet Ali Ağca ile ilgili son haberleri nasõl algõlamamõz gerektiğini sordu- ğumuzda, “Berbat ettik o işi. Geçenlerde serbest bõrakõl- masõnda da bir faciaydõ. Bu sefer de aynõ şeyler olacak. Medyanõn duyarlõ olmasõ lazõm bu konuda. Bu insanlarõ kahra- man gibi yansõtmak, topluma hiçbir şey kazandõrmaz” dedi. Türenç, Ağca gibi isimlerin, toplumun yetiştirdiği değerleri yok eden katiller olarak algõlanmasõ ge- rektiğine dikkat çekerek “Sadece İpekçi değil, çok de- ğerli insanlarõmõzõ öldürdüler, katlettiler. Bu cina- yetlerin hiçbiri aydõnlanmadõ. Katliamlar İpekçi ile başladõ ve devam etti. Devlet bu cinayetleri çözeme- di. Bana göre hepsinin kanõ yerde kaldõ. Toplumda dev- lete ve adalete olan güven sarsõldõ” diye konuştu. Bu tür cinayetlerin büyük organizasyonlarõn denetiminde yapõldõğõnõ, bu nedenle cinayetleri planlayanlarõn delilleri de kararttõklarõnõ anla- tan Türenç, Batõ’da bu gibi aydõnlatõlamayan cinayetlerin olduğu- na, tetikçiler dõşõnda azmettirenlere ulaşõlamadõğõna dikkat çekti. ALTAN ÖYMEN: 2006’daki çõkõşõ gibi olmasõn R adikal gazetesi yazarõ Altan Öymen, “Mehmet Ali Ağca’nõn bu ‘çõ- kõş’õ, dilerim, bundan önceki gibi olmaz. 2006’nõn Ocak ayõnda, yan- lõş bir hesap yapõlmõştõ. Hapisten üç yõl önce salõverilmişti. O gün olan bitenler, bilmem hatõrlanõyor mu” diye sordu. Ağca’yõ cezaevi kapõsõnda elleriyle ‘bozkurt’ işareti ya- pan birtakõm gençlerin karşõladõğõnõ, ellerinde Türk bay- raklarõ olan bu gençlerin “Türkiye seninle gurur duyu- yor” diye slogan attõklarõnõ anõmsatan Öymen, şunlarõ söy- ledi: “Türkiye’nin en değerli gazetecilerinden birini öl- dürmesini mi gurur verici buluyorlardõ, Hõristiyanlarõn en üst düzeydeki din adamõnõ öldürmeye teşebbüs etmesini mi?.. Galiba asõl Hõristiyan papayõ öldürme teşebbüsü- nü ön planda tutuyorlardõ. Ama Abdi İpekçi’yi öldürmüş olmasõ da fena bir şey değildi. O da ona helal sayõlõrdõ.” Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onu bu defa da o günküne benzer bir hava içinde karşõlayanlar olursa, bu çok kaygõ verici bir durumdur. Bu demektir ki, ülkemizde, onu işlediği fiiller dolayõsõyla ‘gurur duyulacak bi- ri’ diye görenler, geçen defaki tutumlarõnda õsrar ediyorlar.” Kamuoyu vicdanı rahat değil A ğca’nõn avukatõ Hacı Ali Özhan, Ağca’nõn, Pa- pa 11. Jean Paul’ün mezarõnõ ziyaret etmeyi ar- zuladõğõnõ, Vatikan’a gitmek ve Papa Bene- dikt’le bir görüşme yapmak istediğini söyledi. Ağca’nõn bu isteğini 13 Mart 2009’da Vatikan’a giderek Vatikan resmi sözcüsü Federico Lombardi’ye ilettiğini belir- ten Özhan, Vatikan Başbakanõ Tarcisio Bertone’ye ya- zõlõ olarak ilettiğini, Aralõk 2009’da görüşme tarihini saptamak için Lombardi ile tekrar görüştüğünü belirt- ti. Görüşme tarihi konusunda henüz kesinlik olmadõ- ğõnõ ifade eden Özhan, Ağca’ya dünyanõn birçok ül- kesinden film, kitap, röportaj ve belgesel için 50’den fazla teklifin yapõldõğõnõ kaydetti. Teklifleri Ağca’ya sun- duğunu, ayrõntõlõ değerlendirme yaptõktan sonra teklif sahipleriyle bizzat görüştüğünü ifade eden Özhan, gö- rüşmelerin son aşamaya geldiğini ve 18 Ocak’tan sonra bir iki ay içinde karara varõlacağõnõ belirtti. Tür- kiye’deki 10 yõllõk cezaevi süresince Ağca’nõn en kü- çük bir disiplinsiz eyleminin olmadõğõnõ söyleyerek Ağ- ca’yõ “cezaevinin en efendi mahkûmu” olarak nite- lendiren Özhan, “Cezaevinde yüzlerce çok önemli ki- tap okudu, bazen ona kitap yetiştiremezdim, dinsel, felsefi, bilimsel konulu kitaplara yoğunlaşıp derin- likli bilgiyle çok yönlü entelektüel kimliğe ulaşmış- tır” dedi. Ağca’nõn yabancõ ülke cezaevine giderek mahkûmiyetin son yõlõnda kitap, film ve belgesel ça- lõşmalarõnõ daha rahat koşullarda yapmak ve yapõmcõ firma temsilcileriyle görüşme imkânõ sağlamayõ amaç- ladõğõnõ anlatan Özhan, Ağca’nõn tek kişilik bir odaya konulduğunu, yarõ açõk cezaevi ve özel izin imkânla- rõndan faydalandõrõlmadõğõnõ kaydetti. Ağca’nõn bu ko- şullarõnõn değişmesini sağlamak için Polonya ve Por- tekiz vatandaşlõğõna geçme girişiminde bulunduğunu belirtti. Ağca’nõn kalacağõ ülkeyi, seçeneklerin ve ge- lişmelerin belirleyeceğini söyleyen Özhan, “Nitekim belgesel ve sinema filmi yapımcı ve yönetmenleri ile yayınevi yöneticileriyle görüştükten sonra kontrat imzalayıp çalışmalarını yürütmek için yurtdışına çık- ması gerekecektir. Çeşitli ülke elçilikleriyle yaptı- ğım görüşmelerde, vizede bir sorun çıkarılmayacağı taahhütleri de alınmıştır” dedi. Ağca’nõn cezaevinin çõkõş kapõsõ yerine cezaevi kampus girişinin bulundu- ğu bölümden bõrakõlacağõnõ belirten Özhan, Ağca’nõn basõn açõklamasõ düşünmediğini, cezaevi çõkõşõnda kõsa bir selamlama konuşmasõ yapabileceğini belirtti. AĞCA’YA TEKLİF YAĞIYOR ASKERE GİDEBİLİR Ağca, GATA’ya sevk ediliyor İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazete- ci yazar Abdi İpekçi ve Türki- ye’de iki ayrõ gasp suçundan hü- küm giyen Mehmet Ali Ağca bugün tahliye edilecek. Ağca’nõn avukatõ Hacı Ali Özhan, Milli Savunma Bakanlõğõ Askere Alma Daire Başkanlõğõ ve Malatya As- kerlik Şube Başkanlõğõ’nõn, Ağ- ca’nõn “askerliğe elverişli değil- dir” sağlõk raporunun Milli Sa- vunma Bakanlõğõ Sağlõk Dairesi Başkanlõğõ’nca onaylanmadõğõ gerekçesiyle cezaevinden tahliye edilmesinin ardõndan kontrol muayenesi için GATA Komutan- lõğõ’na sevk edileceğini bildirdi- ğini söyledi. Bürosunda düzenlediği basõn toplantõsõnda Özhan, Ağca’nõn tekrar muayeneye götürülmesinin usul hatasõ olacağõnõ ileri sürerek, “Bu usul hatası ihmalden kay- naklanıyorsa derhal düzeltsin- ler, doktor muayenesine gönde- rilmesine karşı çıkacağız. Yarın tahliyesinin ardından gönderi- leceği askerlik şubesinden ser- best bırakılmasını talep edece- ğiz” dedi. Ağca’nõn 2006 yõlõnda serbest bõrakõlmasõndan kõsa bir süre son- ra hesap hatasõ olduğu gerekçe- siyle tekrar cezaevine konulduğu- nu hatõrlatan Özhan, müvekkili- nin, tüm dünya kamuoyunun gündeminde yer aldõğõnõ, bu ne- denle 2006’dakine benzer bir kri- zin Türkiye’deki hukuki işleyişi- nin sorgulanmasõna yol açacağõnõ ileri sürdü. ‘Eline silah alamaz’ Ağca’nõn kamu hizmetinden kaçma düşüncesinde olmadõğõnõ, dinsel inançlarõ ve felsefi değer- lerine aykõrõ olduğu gerekçesiyle eline silah alamayacağõnõ belirtti- ğini aktaran Özhan, müvekkilinin askere alõnmasõ durumunda elin- de silah olan binlerce insan ara- sõnda güvenlik sorunu yaşayaca- ğõnõ öne sürdü. Özhan, Ağca’nõn uzun yõllar kendisi ve kardeşi Adnan Ağca dõşõnda hemen he- men hiç kimseyle görüşmediğini, bu durumun müvekkilinin psiko- lojisine olumsuz yönde etki etti- ğini ileri sürerek askerliğe ilişkin yeni sürecin müvekkili Ağca’yõ çok üzdüğünü ve şoke ettiğini sa- vundu. Avukat Özhan, müvekkilinin yarõn tahliyesinin ardõndan Anka- ra Akdere’deki askerlik şubesine götürüleceğini, 2006’da alõnan “askerliğe elverişli değildir” ra- porun geçerli olduğu yönünde iti- razlarõnõ yapacaklarõnõ bildirdi. Ağca’nõn daha önce serbest bõ- rakõldõğõ sõrada Ergenekon yapõ- larõyla iletişime geçtiği yönünde- ki iddialarõn hatõrlatõlmasõ üzerine Özhan, müvekkilinin bu tür bağ- lantõlarõ olmadõğõnõ ifade etti. YARIN: MUMCU NE SÖYLEMİŞTİ Gazeteci Abdi İpekçi suikastõna adõ karõşan kişiler, af, zamanaşõmõ ve delil yetersizliğinden faydalandõrõldõ, davalar ve soruşturmalar yõllar sürdü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle