20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2009 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Harp Okulları YÖK’ün, Meclis’in af yasasına dayanarak, TSK Okullarından ve Polis Akademisi’nden ayrılan, çı- kartılan veya atılan 800 kadar genci üniversitelere tepeden inme yerleştirmesi üzerine yazı şüphesiz çok yönlü tepkilere neden oldu. Önce yazıdaki bir iddiayı düzeltmem gerek: Yazıda “800 başarısız” ve “TSK okullarında oku- yamayacak durumda oldukları için ilişkileri kesilmiş” iddiaları, bilgi eksikliğinden kaynaklanan kastını aşan ifadelerdi. Zaten bu öğrencilerden gelen tep- kilerin büyük çoğunluğu da bu dikkatsiz sözcükle- re yönelikti. Gökçe Dede, “Yasanın yanlış olduğu- nun ve sizin duyarlığınızın farkındayız, ama bu, ‘ba- şarısız’ sıfatını yakıştırmanızı gerektirmez” diyor; haklıdır! Pek çoğu da, bu anlatım yanlışlığını ileri sürerek, bu yasanın nasıl hakları olduğunu savunuyor! Bir de “kim bunlar” diye sormuştum! Buradan da, “bize irticacı dedin” anlamını çıkardılar. Halbuki, “kim bunlar”, bir merak sorusuydu! Bu yazıya, tarif edilen öğrencilerden 60 kadarı ya- nıt verdi. Bunların kimler olduğunu öğrendik. a) Kendi istekleriyle harp okullarından ayrılanlar, b) Gerekli başarıyı gösteremedikleri için ilişkisi ke- silenler, c) Disiplin suçlarında “puan kontenjanını” dol- durdukları için okullardan çıkartılanlar.. d) Bazı öğrenciler “siyasi-irticai” nedenlerden dolayı atılan olmadığını, bazıları ise varsa bile bun- ların sayısının çok az olduğunu belirtiyor. Şüphesiz Harp Okulları Komutanlığı bunu en iyi bilebilir. e) Yazımda “siyasi nedenlerle atıldılar” iddiası ol- madığı halde, bazı haber sitelerinde ve bazı genç- lik örgütü bildirilerinde bu öğrencilerin “irticai” faa- liyetlerde bulunduğunun yazılması, şüphesiz hak- sızlıktır. f) Öğrencilerin büyük çoğunluğu kendilerini “Ata- türkçü, laik” olarak tanımlıyor. Ancak gelen az sa- yıdaki tepkiden anlaşılıyor ki, bazılarının ayrılması ve- ya atılması da TSK’nin yararına olmuş! g) ÖSS ile ODTÜ Fizik’e giren Ergi Dönerçark’ın kendi çevresinde yaptığı araştırmaya göre, 42 “atı- lan-ayrılan” öğrenci, ÖSS sınavından aldıkları pu- anlarla, Cerrahpaşa Tıp dahil iyi sayılabilecek yer- lere yerleştirilmişler. h) Şüphesiz ÖSS sınavlarında hepsinin başarı gös- terdiğini söylemek için elde veri olması gerek! An- cak Harp Okulları’nda iyi bir eğitim aldıkları söyle- nebilir. Bazı ayrılan/atılan öğrenciler konunun diğer yön- lerine dikkat çektiler ki Harp Okulları açısından bel- ki de esas üzerinde durulması gereken noktalar bun- lar. Örneğin Seçkin Erkut diyor ki, “Yazınızda doğru noktalara değinmişsiniz. Ben de piyangodan üni- versiteye yerleştirilmenin mantıksız olduğunu düşü- nüyorum. Fakat yazınız çok önyargılı ve genelleyici olmuş.. Subaylığın tatmin edici bir meslek olmadı- ğını düşündüm ve okuldan ayrıldım. Şu an TSK okul- larında okuyan ya da okumak isteyen kişilerin yüz- de 95’i ailevi durumu iyi olmadığı için ya da iş garantisi olduğu için okumakta. Çoğu, kurumuna gönül ba- ğıyla bağlı değil ve sürekli şikâyetçi. Örneğin Kara Harp Okulu’ndan yaklaşık 150 kişi kendi isteğiyle ay- rıldı. Bir de ayrılmak isteyip yüklü tazminat nedeniyle ayrılamayanlar var…” Erkut’un saptamaları ne kadar gerçeğe yakın, bi- lemem. Yüzde 95 gibi savlar verilere dayanmalı! İn- sanın kendi çevresindeki izlenimlerle, ayrılan-atı- lanların nedenleri üzerinde kapsamlı araştırma, epey farklı sonuçlar doğurabilir! Askerlik-subaylık zor bir “zenaat”. TSK, büyük bir kitle içinden öğrencileri alıyor. Hep- si seçme. TSK, sert disiplin kuralları ile öğrencileri askerlik mesleğine alıştırıyor. Ayrıca derste başarı- yı gözetiyor. Disiplinsizlik ve başarısızlık ilişki kes- me nedeni. TSK bir yandan da öğrencileri “okul- larda-askerlik mesleğinde tutmak” için yüksek taz- minatlar koymuş. Ayrılanlara 50-70 bin TL’lik “mas- raf faturası” kesiliyor! Bu, baştan bilinen bir olgu. An- cak anayasal geçerliliği de tartışma konusu yapılı- yor. Ayrılanlar bu faturayı ödemeyi göze alıyor, bazı- ları da mahkemeye başvuruyor. Zengin aile çocuk- larından subay isteyen pek çıkmayacağı için, bu fa- turaya rağmen ayrılmaların yüksek olması, bir şey- lerin tartışılmasını gerekli kılıyor. Sivil hayat, eskisi gibi “sınırlı boyutlu” değil. İn- sana sunduğu yüzlerce, binlerce çalışma olasılığı, de- ğişen sosyal ilişkiler, anlayış farklılıkları vb., yetişkinliğe erişen öğrencileri, subay çıkma seçeneğini gözden geçirmeye zorluyor. Burada sorular var: Harp Okulları’nda öğrencile- rin hissiyatı, Erkut’un dediği gibi mi? “Fatura” bugün ortadan kaldırılsa, ayrılanların oranı ne olur? Hiç ay- rılma isteği duymayanların oranı nedir? Eğer bura- da gerçekten sorunlar varsa, TSK, belki de “eğitim modeli”ni yeniden gözden geçirmeli... Önemli olan, gençlerin isteyerek, keyifle subay ol- malarıdır! Eğer zorlayıcı nedenler esas etkense, kalitede bü- yük bir düşme ve subaylıkta önemli sorunlar olur.... [email protected] Eski RTÜK Başkanõ’nõn beyanõ savcõlõğõn belirlediği mal varlõğõ ile birbirini tutmuyor Akman yeniden tartõşõlõyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun eski Başkanõ Zahid Akman’õn mal beyanõnõn, savcõlõğõn belirlediği mal varlõğõ ile birbirini tutmamasõ, Akman’õn halen sürdürdüğü kurul üyeliğinin geçerliğinin yeniden sorgulanmasõna neden oldu. Hem yeni mal edinimlerini, hem de elinden çõkardõğõ mallarõ beyanlarõna eklemediği belirlenen Akman hakkõnda, “Haksız mal edinmek” suçundan da dava açõlabilecek. Hürriyet’in haberine göre Deniz Feneri e.V. soruşturmasõ kapsamõnda mal varlõğõ da incelenen eski RTÜK Başkanõ Akman’õn beyanõ ile savcõlõğõn belirlediği mal varlõğõ birbirini tutmadõ. Akman’õn, TBMM’ye ve RTÜK’e verdiği mal beyanlarõnõn savcõlõğa ulaşmasõ üzerine tapu daireleri, bankalar ve borsaya Akman’õn mal varlõğõ soruldu. Savcõlõk, farklõ mal varlõğõ ile karşõlaşõnca Akman’õn ifadesine başvurdu. Akman’õn, hem yeni mal edinimlerini, hem de elinden çõkardõğõ mallarõ beyanlarõna eklemediği belirlendi. Akman, savcõlõkta, mal varlõğõndaki farklõlõklarõ ve özellikle de Almanya’da bulunan şirketlerdeki hisselerinin neden mal beyanõnda yer almadõğõna “Hisselerimi devretmiştim, ama yoğunluğun arasında bildirimde bulunmayı unutmuşum” yanõtõnõ verdi. Zorunlu din dersine karşı oturma eylemi DİYARBAKIR’DA RONİ, ROJBİN, SOSIN, BEZAR VE ROŞAN YASAKLANDI Açõlõm isimlere teğet geçti DİYARBAKIR (Cumhuri- yet Bürosu) - AKP’nin Kürt açõlõmõ doğrultusunda Kürtçe isimlere serbesti geleceği düşü- nülürken, Diyarbakõr’da açõlõ- mõn tersi gelişme yaşandõ. Di- yarbakõr Merkez Kayapõnar Kay- makamlõğõ, Roni, Rojbin, Sosın, Bezar ve Roşan adlarõnõn yanõ sõ- ra kültür merkezine verilen Kürt ozan Cegerxwin’in adõnõ da sa- kõncalõ buldu. Kayapõnar Belediyesi’nin yeni kurulan Kültür Merkezi’ne ver- diği Cegerxwin ismi ile yeni ya- põlan parklara konan Roni, Roj- bin, Sosõn, Roşan ve Bezar adla- rõ, kaymakamlõk engeline takõldõ. Kaymakam Cemal Hüsnü Kan- sız imzasõyla belediyeye gönde- rilen yazõda, “Anayasanın temel ilkelerine, yürürlükteki mev- zuata, genel ahlaka aykırı, ay- rımcılığa ve bölücülüğe yol açabilecek nitelikte ve yabancı dil kurallarına göre teşkil edil- miş kelimeler ve ifadeler ile çir- kin, müstehcen ve gülünç adlar konulamaz” denildi. Bu mad- deye dayanõlarak Cegerxwin Kül- tür Merkezi ile 5 parka verilen Kürtçe isimlerin yasaklandõğõ belirtildi. Yazõda ayrõca adres ve numa- ralamaya ilişkin yönetmeliğin 24. maddesi uyarõnca belediye- lerin kendi sõnõrlarõ içinde yer alan sahaya, 5393 Sayõlõ Belediye Kanunu’na göre mahalle, mey- dan, bulvar, cadde kurabileceği belirtilerek “Anayasada ‘Ya- bancõ ülke mensuplarõnõn isimleri verilmeden önce Dõşişleri Ba- kanlõğõ’nõn uygun görüşü alõnõr’ denilmektedir. Bu nedenle tek- lif edilen isimlerin yönetmeliğe uygun olmadığı anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anka- ra Güvenpark yanõnda toplanan Pir Sultan Ab- dal Kültür Derneği üyesi bir grup, zorunlu din dersinin kaldõrõlmasõna yönelik taleplerin ya- zõlõ olduğu dövizler taşõdõ ve çeşitli sloganlar attõ. Daha sonra grup adõna açõklama yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanõ Fevzi Gümüş zorunlu din dersi uygulamasõ- nõn Alevi çocuklarõnõ zor durumda bõraktõğõ- nõ belirterek, “AKP, bütün yerel ve ulus- lararası mahkeme kararlarına rağmen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini kaldır- mamakta ısrar etmektedir” dedi. Gümüş, ik- tidarõn bu yargõ kararlarõnõn “eski müfredat döneminde olduğunu ve yeni müfredatta Al- eviliğe de yer verildiği” iddiasõyla kamuoyunu yanõlttõğõnõ belirtti. Eyleme destek veren Eği- tim-Sen Genel Başkanõ Zübeyde Kılıç, “Bu ülkede yaşayan bütün kimliklerin kendile- rini her süreçte özgürce ifade etmelerinden yanayız. Zorunlu din dersleri dayatmadır, bilimsel, laik eğitimi baltalamaya yönelik bir uygulamadır” dedi. İstanbul’da ise Taksim Tramvay Durağõ’nda bir araya gelen Aleviler basõn açõklamasõ yap- tõ. Zorunlu din kültür ve ahlak bilgisi dersinin kaldõrõlmasõnõ isteyen Aleviler, AİHM kararla- rõnõn uygulanmasõ için mücadeleye devam ede- ceklerini belirttiler. Açõklamanõn ardõndan bir süre çeşitli sloganlar atan eylemciler dağõldõlar. ÖDP:12Eylülzihniyetisürüyor İstanbul Haber Servisi - ÖDP Genel Başkanõ Alper Taş, partisinin 12 Eylül’ün yõldö- nümü nedeniyle hazõrladõğõ “29 yõldõr 12 Eylül-Darbeciler hesap verecek” yazõlõ af- işlerin Ankara Valiliği tarafõndan ya- saklanmasõ nedeniyle ÖDP İstanbul İl Merkezi’nde basõn toplantõsõ düzenledi. “Darbecilere darbeci demek yasak” di- yen Taş, “Bu yasak 12 Eylül zihniyetinin ve rejiminin hâlâ sürdüğünü gösteriyor” dedi. 12 Eylül darbesinin, liberalizmin ve muhafazakârlaşmanõn kurumsallaşma- sõnda bir araç olduğunu söyleyen Taş şöy- le devam etti: “AKP bir yandan sözde bir darbe karşõtlõğõ adõ altõnda demokrasi ha- varisi kesilirken diğer yandan 12 Eylül darbesinin faşist generali Kenan Ev- ren’in yargõlanmasõnõ engelleyen anaya- sanõn geçici 15. maddesinin kaldõrõlma- sõna yanaşmõyor. Kürt sorununun çözü- mü ve demokratikleşmeyi 12 Eylül Ana- yasasõ’nõn kalõplarõ içerisine sõğdõrmaya çalõşõyor.” Taş, 12 Eylül’ün 29. yõlõnda Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya ve Samsun’da yapõlacak mi- tinglere katõlma çağrõsõnda bulundu. DTP’li vekil taziye çadırında SİVEREK (AA) - Irak’õn kuzeyinde 1995 yõ- lõnda güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyon- da öldürüldüğü belirtilen terör örgütü PKK üyesi bir kadõn için memleketi Şanlõurfa’nõn Siverek il- çesinde taziye çadõrõ kuruldu. Taziye ziyareti için çevre il ve ilçelerden gelen bazõ kişilerin, terör ör- gütü lehine slogan atarak, örgütün elebaşõ Abdul- lah Öcalan’õn posterlerini taşõdõğõ görüldü. DTP İl Başkanõ İbrahim Ayhan’õn kardeşi olan Yõldõz Ayhan için kurulan taziye çadõrõnõ DTP Şanlõurfa Milletvekili İbrahim Binici de ziyaret etti. Hastanede kendini astı Haber Merkezi - Sõvas’ta oğlu ile birlikte ya- şayan Bahargülü İçli (37), 2 yõldõr tedavi gördü- ğü psikolojik sorunlar nedeniyle, önceki gün Nu- mune Hastanesi’nde tedavi altõna alõndõ. ‘Akut psikoz’ teşhisi konulan İçli, sabaha kadar göze- tim altõnda tutulurken, hemşireleri ikna ederek serviste bulunan tuvalete gitti. İçli, burada başör- tüsü ile kendini 1 metre yükseklikteki sifona astõ. Hemşireler tarafõndan asõlõ halde bulunan İçli, yapõlan tüm müdahalelere rağmen kurtarõlamadõ. ZahidAkman ÖDP Kadıköy İlçe Örgütü, 12 Eylül 1980 darbesinin yıldönümünde, Kenan Evren ve 1980 darbesi düzenleyicilerinin yargılanması istemiyle Kadıköy Yoğurtçu Par- kı’ndan Kenan Evren Anadolu Lisesi önüne bir yürüyüş düzenledi. MHP LİDERİ BAHÇELİ ‘Kara dönem yaşanõyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçe- li, son AKP hükümetinin ikinci yõlõnõ “kara bir dönem” olarak nitelendi- rerek “Bu vahim gidişin durdurul- ması, Türk milleti için artık var oluş-yok oluş meselesi haline gel- miştir” dedi. Bahçeli, “Hükümetin bölücü terörü ve bölücülüğü yok etmek yerine meşrulaştırarak ak- lamayı tercih ettiğini” de kaydetti. Bahçeli, “60. hükümetin ikinci yı- lı” dolayõsõyla yaptõğõ yazõlõ açõkla- mada, hükümetin TBMM’den güve- noyu almasõnõn üzerinden iki yõl geç- tiğini anõmsatarak, yeni dönemin en önemli tarafõnõn ise TBMM’de MHP’nin de grup kurarak yer almasõ gerektiğini ifade etti. “Cumhuriye- tin varlık değerlerinin ve kutlu kavramlarının alenen tartışmaya açıldığını, hakaretlere göz yumul- duğunu, suçlamalara sessiz kalın- dığını, hatta hükümet desteğiyle milli tarihin aşağılandığı kara bir dönemin yaşandığını” aktaran Bah- çeli, milli güvenlik kavramlarõ ve milli meselelerin sulandõrõlmaya çalõ- şõldõğõnõ vurguladõ. PKK’nin siyasi taleplerinin, bu süreçte Türk milleti- nin önüne sinsice getirilmesinin he- deflendiğini kaydeden Bahçeli, “El altından yürütülen bütün bu pa- zarlıklar, mekik dokuyan aracılar, sonuçsuz diplomasi hamleleri, uy- gulanmayan mutabakatlar geride bıraktığımız yıllarda hükümetin bölücü terörü ve bölücülüğü yok etmek yerine meşrulaştırarak akla- mayı tercih ettiğini gösteren ema- reler olmuştur” ifadesini kullandõ. ABDÜLLATİF ŞENER ‘Hükümet kime çalõşõyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Partisi Genel Başkanõ Ab- düllatif Şener, “Halkımız, ekonomi meseleleri ile demokratik açılım, Ermeni açılımı ve diğer konularda şunu sormalıdır: Hükümet kime çalışıyor?” diye konuştu. Partisinin genel merkezinde düzen- lenen “1. İl Başkanları Toplantısı” öncesinde açõklamalarda bulunan Şe- ner, Türkiye’nin sorunlar yumağõ ha- line geldiğini, ekonomik sorunlar başta olmak üzere birçok sorunun çözüm beklediğini ifade ederek hü- kümetin ve diğer siyasi partilerin, ül- kenin sorunlarõna çözüm üretmek ye- rine polemiklerle ayrõşmayõ derinleş- tirdiklerini belirtti. Demokratik açõ- lõm konusuna değinen Şener, “Halka kulak verilmesi, demokrat olun- madan demokratik açılım yapıla- mayacağı, Türkiye’nin gündemini kendisinin belirlemesi gerektiği, konunun kurumlarla uyum içinde ve bir devlet politikası olarak ele alınması gerektiği” şeklinde hükü- mete tavsiyelerde bulunduklarõnõ fa- kat hükümetin bu önerileri dikkate almadõğõnõ kaydetti. Ermeni açõlõmõ konusunda hazõrla- nan metine de değinen Şener, Kara- bağ sorununa ve 1915 olaylarõna iliş- kin Ermeni iddialarõndan vazgeçildi- ğine dair bir ifadenin yer almadõğõnõ dile getirerek “Bu, Ermenistan lehi- ne tek taraflı bir açılım değil mi? Hükümet kim için çalışıyor? Hal- kımız, ekonomi meselelerinde, de- mokratik açılım, Ermeni açılımı ve diğer konularda şunu sormalıdır: Hükümet kime çalışıyor?” dedi. Fotoğraf:NECATİSAVAŞ BAKAN KAVAF’A SORULAR CHP,Aydınlı çocukiçindevrede MERSİN (Cumhuriyet) - CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Aydõn mitingi sõrasõnda hakaret ettiği gerekçesiyle hakkõnda dava açõlan 13 yaşõndaki M.S.Ö’nün durumunu Mec- lis gündemine taşõdõ. TBMM Adalet Komisyonu üyesi de olan CHP’li Öztürk, Devlet Bakanõ Sel- ma Aliye Kavaf tarafõndan yanõtlanma- sõ istemiyle Meclis Başkanlõğõ’na verdi- ği soru önergesinde, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği belgelerine göre 18 yaşõnõ doldurmamõş kişilerin çocuk ola- rak tanõmlandõğõna dikkat çekti. Öztürk, M.S.Ö’nün şiddete uğrayan taraf oldu- ğunu vurguladõ. Erdoğan’õn benzer ifadeler kullanma- sõ nedeniyle tazminata mahkûm edilen yazar Abdurrahman Dilipak’õ tele- fonla aradõğõnõ ve onunla dayanõşmasõnõ tüm toplumla paylaştõğõnõ anlatan Öz- türk, “M.S.Ö’nün Sayın Başbakan’a söylediği iddia edilen ‘Allah cezanõzõ verecek’ sözü İbrahim Tatlõses tarafın- dan defalarca ekranlar üzerinden ifade edilmiştir” dedi. Öztürk, önerge- sinde şu sorularõ yöneltti: “M.S.Ö’nün haklarının aranması noktasında Ba- kanlığınızın bir girişimi oldu mu? Yargılama sürecinde M.S.Ö’ye Ba- kanlığınız yetkililerinin herhangi bir yardımı olmuş mudur?”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle