20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2009 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Darbeci mi? Devrimci mi? Demokrat mı? Hepsi mi? Sevgili, Eski içişleri bakanlarından Hasan Fehmi Gü- neş, hafta içinde yitirip toprağa verdiğimiz Ahmet Yıldız’dan söz ederken şunları söylemiş: - İdeolojik çizgisini hiç değiştirmeyen, konumu değişse bile kişiliğinden hiç ödün vermeyen, önemli bir devrimciydi. Ben de tanıdığım ve saygı duyduğum Ahmet Yıl- dız’ın ölümü üzerine düşündüm, onu acaba na- sıl tanımlayabilirdik? Darbeci miydi? Devrimci miydi? Demokrat mıydı? Yoksa bunların hepsi birden miydi? Bu kadar çelişkili, birbirine zıt kavramların bir ara- ya gelip karışım oluşturması normal ahvalde ola- naksız gibi görünüyor. Ama Türkiye’nin politika sahnesi olağan ko- şullarda tanık olmadığımız gelişmelerle karşı kar- şıya bırakıyor bizleri. Olaylara ve kişilere belirli bir uzaklıktan ve nesnel açıdan bakamadığımız için de, birimizin devrimci gördüğünü, öbürümüz darbeci algılıyor, kiminin “darbeci” dediğine de, öbürü demokrat etiketini yapıştırıyor. Cumhuriyet’in ilanından iki yıl önce doğan, sa- pına kadar Cumhuriyet çocuğu Ahmet Yıldız’ın ya- şamına baktığımız zaman, kendi meşrebimize gö- re, yukarıdaki sıfatların her birini yakıştırmamıza yol açabilecek nedenler buluruz. Ahmet Yıldız 27 Mayıs’ı gerçekleştirmiş olan su- baylardan biridir, 27 Mayıs bir askeri darbe ol- duğundan, kimi sağ kesimlerin çok sevdikleri dar- beci yakıştırması pek de mesnetsiz değildir. Ama DP’nin, Tahkikat Encümeni olmamış ol- saydı, 27 Mayıs da olamayacağına göre, onun “darbeciliği” sivillerin çarpık siyaset anlayışının bir sonucudur. Kaldı ki, 27 Mayısçılar, iktidarı değiştirmenin öte- sinde, siyasetin yapısını değiştirmenin, ülkeyi çağın en ileri siyasi kurumlarıyla donatmanın çabası içindeydiler ve bunu bir ölçüde de başar- mış, üstelik de sonra iktidarı bırakmışlardı. Bütün bunlar onları devrimci kılmaya yeter mi bilmem, ama böyle düşünenler de var. Kaldı ki, Ahmet Yıldız bu 27 Mayıs eylemi dı- şında, onun sonrasında ve ötesinde, baskıyı, zul- mü, hapsi göze alarak, kendi “Atatürk Devrimci- si” çizgisini, kimilerini irkilterek, kimilerini hayran bırakarak sürdürmüş bir kişiydi. Sayın Hasan Fehmi Güneş acaba bunu mu kas- tediyordu? Öyle de olsa, Cumhuriyet Devrimi’nin öncü kad- rosunda da, çok fazla asker kaynaklı kişinin bu- lunması gibi, sivillere düşmesi gereken bir işlevin askerlerce yüklenilmek zorunda kalınması, baş- ka bir toplumsal çarpıklığın eseri olsa gerek. Devrim misyonu askere düşünce, çokça bu ey- lem darbe ile karıştırılıyor, çoğu zaman da dev- rim diye çıkılan yol darbe durağında sona eriyor. Ama bizim Cumhuriyet Devrimi’nde görüldüğü gibi bunun aksine başarılı örneklere de rastlamak mümkün. Ahmet Yıldız’a bu iki sıfatın yakıştırılmasını yadırgamayanların bir bölümü bile belki de “de- mokrat” nitelemesini garipseyeceklerdir. Bu duy- gu belki de, Ahmet Yıldız’ın ülkemizde basın öz- gürlüğünün olabildiğince sağlanmasında çok büyük katkısı olan 212 sayılı yasanın hazırlanıp çı- karılmasındaki payını bilmemekten kaynaklanıyor olabilir. Gazetecinin patron karşısındaki özgürlüğünün ve güvencesinin sağlanmasında büyük katkısı olan böyle bir yasa için, gazete patronlarını bile karşısına alabilmek, kolay cesaret edilebilir bir şey midir? Kaldı ki, asker kökenli olan 27 Mayısçıların bir kısmında, örneğin Cemal Madanoğlu’nda, gör- düğüm serbest tartışma yetenekleri ve karşısın- dakilerin fikirlerine de önem verip, onlardan bir şey- ler öğrenme hasletleri, hep özgürlüklerden yana tavır koymaları beni hep şaşırtmış, hatta aynı cev- valiyetin sivillerde de olmaması da çoğu zaman üzmüştür. Bu açıdan Ahmet Yıldız’ın bütün bu niteleme- lerin hepsinin birleşimi olduğunu, bu olgunun da Türkiye’nin kendine has koşullarından doğduğu- nu düşünmekteyim. Bütün bu vasıflarını sıralamamdan sonra her- halde, Ahmet Yıldız’ı nasıl bildiğimi sormazsınız artık bana. Nur içinde yatsın! [email protected] Ön Kayıt: 8-14 Eylül 2009 Kesin Kayıt: 23-30 Eylül 2009 Yer: Üsküdar Kampüsü ‘Yol arkadaşõnõz olmayõz’İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, demokratik açõlõm konusun- da Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yol arkadaşõ olmayacaklarõnõ söyledi. Baykal, CHP’nin gelişen sürecin için- de yer almayacağõnõ belirterek, “Biz Başbakan’ın yol arkadaşı olmaya- cağız. Onun yanında yeterince yol arkadaşı var. Başbakan, İmra- lı’dan gelen yol haritasını değil, Anadolu’daki Kürtlerin yol hari- tasını benimsemeli” dedi. Baykal, Aydın’õn ilçelerindeki çe- şitli ziyaretlerde bulunmak ve açõlõş- lara katõlmak üzere geldiği İzmir’de, “Kürt açılımı diye başlayan, sonra mahcup bir şekilde Kürt lafı unu- tularak demokratik açılıma dön- üştürülen politikayla ilgili yeni şey- ler söylemek gerekiyor” dedi. Bay- kal, “Bu politikanın neredeyse kır- kı çıkacak. Daha hiçbir somut so- nuç vermedi diyemem, hedef bile ilan edilmemiştir. Maalesef bu du- rum topluma çok ciddi zarar ver- meye başlamıştır. Türkiye’yi derin bir kimlik sıkıntısı içine sokmaya başlamıştır. Ülkemiz etnik kimlik dayatmasına maruz kalmıştır” de- di. Baykal, Başbakan Erdoğan’õn de- mokratik açõlõm sürecindeki temaslara ve CHP ile de görüşebileceklerine iliş- kin sözlerini anõmsatarak, “Biz bu yanlış yolculuğunuzda sizin yol ar- kadaşınız olmayacağız. Sizin zaten yeterince yol arkadaşınız var. Size bu yolculuğunuzda en kısa za- manda durum değerlendirmesi ya- pıp, tekrar kendinize yeni bir yol haritası çizmenizi tavsiye ediyo- rum. İmralı’dan gelen yol haritası değil, size Anadolu’da Kürt kö- kenli insanların ezici çoğunluğunun da dahil olduğu, milyonlarca insa- nımızın arzu ettiği istikamette bir yol haritası içine kendinizi sokma- nızı tavsiye ederim” diye konuştu. Baykal, İzmir’deki açõklamasõnda, “Arkasında kim var bilmediğimiz, nereye varacağını görmediğimiz, Türkiye’ye hangi zararları verece- ğini şimdiden gözlemlediğimiz bu sürecin hiçbir şekilde parçası ol- mayacağımızı Başbakan’ın bilgisi- ne sunmak istiyorum” dedi. İnsanlarõn yeniden durum değer- lendirmesi yaptõğõnõ belirten Baykal, “İktidar ne yapacağını bilmiyor. Herkese yeşil ışık yakıp, herkesi tah- rik ediyor. Bilerek tavır takınma zo- runluluğu ortaya çıkınca, tedir- ginlik kendisini gösteriyor. Başba- kan yaptığı açıklamalarla, onun güvenilirliği konusunda var olan kuşkuları arttırmıştır” dedi. ‘Ermenistan ile protokol 2 Nisan’da imzalandı’ ‘Ermenistan açılımı’nõ değerlen- diren Baykal, ABD Başbakanõ Ba- rack Obama’nõn Türkiye ziyareti sõrasõnda Cumhurbaşkanõ ve Başba- kan’õn protokol konusunda ne dediğini sordu. Baykal şöyle konuştu: “Bu protokol 2 Nisan 2009’da imza- landı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, acaba Türkiye ziyaretinde Obama’ya bu protokolün herhangi bir şarta bağlı olmadan uygulana- cağı konusunda bir değerlendirme yapmış mıdır? Sayın Başbakan, Meclis Başkanı’yla konuyu paylaştı ve biz de Türk kamuoyu olarak protokolü eylül ayında öğrendik. Başbakan bunu ilan ederken, Azer- baycan Meclisi’ndeki taahhüdünü de ifade etti. Başbakan’ın böyle bir anlayışı var. Cumhurbaşka- nı’nın anlayışı nedir? Başkan Oba- ma’ya ne söylemiştir? Türk ka- muoyu avutulmak, oyalanmak ve yanıltılmak istendiği için mi acaba hiçbir belgede yer almayan taahhüt, resmiyet kazanmayan taahhüt san- ki varmış gibi ifade ediliyor.” TRT’ye Tuncay Güney soruşturması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Osman Kaçmaz, ifadeleriyle Ergenekon soruşturmasõnõn şekillenmesini sağlayan Tuncay Güney’i TRT’ye konuk eden yöneticiler hakkõnda verilen takipsizlik kararõnõ kaldõrdõ. TRT’de yayõmlanan “Büyüteç” isimli programa canlõ yayõnda konuk olan Güney, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’a ağõr suçlamalarda bulunmuştu. Bunun üzerine CHP’nin avukatlarõ, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile program yapõmcõlarõ hakkõnda, “kurumda kadrolaşma yapmak” ve “görevi kötüye kullanmak” iddiasõyla suç duyurusunda bulunmuşlardõ. Soruşturmayõ yürüten Ankara Cumhuriyet Savcõsõ Şadan Sakınan ise “iddiaların soyut ve genel” olmasõ nedeniyle “takipsizlik” kararõ verdi. CHP’nin avukatlarõ, takipsizlik kararõna itiraz ettiler. İtirazõ değerlendiren hâkim Osman Kaçmaz, “takipsizlik” kararõnõ kaldõrarak TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT Haber Dairesi Başkanõ Ahmet Çavuşoğlu, program sunucusu İbrahim Gürkan Sarı ve yapõmcõ Cengiz Yel’in yargõlanmalarõ yönünde karar verdi. Kaçmaz, 31 Ağustos tarihli kararõnda “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar yönünden müştekilerin iddiaları, CD çözümü tutanağı ve diğer deliller irdelendiğinde delillerin mahkemesince değerlendirilmesi uygun olacağı sonucuna varılmakla itirazın kabulü ile takipsizlik kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir” dedi. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Osman Kaçmaz takipsizlik kararõnõ kaldõrdõ CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, çeşitli açılışlara katılmak için geldiği Aydın’da büyük ilgiyle karşılaştı. CHP’Lİ ATEŞ, SUNUMU TERCÜME ETTİRDİ Phillips’ten AKP ve Türkiye yorumlarõ AYŞE SAYIN ANKARA - AKP hükümetinin “Kürt açılımı”nõn ABD pro- jesi olduğunun kanõtõ olarak gösterdiği “Türkler ve Iraklı Kürtler Arasında Güven İnşası” baş- lõklõ raporu hazõrla- yan ABD’li düşünce kuruluşu Atlantic Co- uncil’in Direktörü David Phillips’in, ABD Dõşilişkiler Ko- mitesi Avrupa Alt Komitesi’ne yaptõğõ sunumda, Türki- ye-Ermenistan ilişkilerinin nor- malleştirilmesine dönük girişimin başarõsõzlõğa uğ- ramasõ durumun- da, bunun “Türk- ABD ilişkilerine ciddi yansımala- rı olacağı” görü- şünü dile getirdi- ği öğrenildi. Phil- lips’in konuşma- sõnõ tercüme etti- ren CHP Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Yıl- maz Ateş, Phillips’in bu konuşmasõnõn bir kez daha “Türki- ye’nin oyu Türk hal- kından, talimatı ABD’den alan bir iktidar tarafından yönetildiğini” orta- ya koyduğunu vurgu- ladõ. Ateş, Türkiye ile Ermenistan arasõnda- ki protokolün ka- muoyuna açõklanan- dan yaklaşõk 20 gün önce imzalandõğõ ve ABD Başkanõ Obama’nõn Tür- kiye ziyareti sõrasõnda protokolün ayrõntõlarõndan haberdar olduğunu açõklayan David Phillips’in 14 Ma- yõs’ta Avrupa Alt Komitesi’nde yaptõğõ konuşmanõn “soru-yanıt” kõsmõnõ tercüme ettirdi. YARSAV BAŞKANI EMİNAĞAOĞLU: Gül hakkõndaki dosya nerede? ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Yargõçlar ve Savcõlar Birliği Baş- kanõ Ömer Faruk Emi- nağaoğlu, Adalet Ba- kanlõğõ tarafõndan Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkeme- si Başkanõ Osman Kaç- maz hakkõnda yürütülen soruşturmaya dikkat çe- kerek, “Ankara Cum- huriyet Başsavcılığı’nın kararlarına karşı itiraz mercii olarak görev yapması nedeniyle çok önceden ve aylarca ta- kibe uğrayan meslek- taşımızın, bu bağlam- da vermiş olduğu Cum- hurbaşkanı ile ilgili dos- ya halen nerededir? Bu sorunun yanıtı, baskının nedenini ve neden sür- mekte olduğunu da or- taya koymaktadır” dedi. Eminağaoğlu, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kurulu Başkanlõğõ’nõn açõklama- sõnõn “doğrudan suçla- yıcı ve önyargıları da- yanak alan içerikte ol- duğunu” vurguladõ. Emi- nağaoğlu, “Soruşturma- da tarafsız kalması ge- reken Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın nerede ve nasıl durduğu hem de anılan soruşturmanın şeklî anlamda yürütülüp kararın savunmaya ge- rek duyulmadan peşi- nen verildiği ortaya çık- mıştır” dedi. Eminağa- oğlu, Kaçmaz’dan sakla- nan belgelerin medyada yayõmlanmasõnõn soruş- turmanõn hukuk içinde yürütülmediğini göster- diğine dikkat çekti. ‘AKP Truva atõ mõ? ABD Dõşilişkiler Komitesi’nin resmi internet sitesinde yer alan konuşmasõnda Phillips ve Avrupa Alt Komitesi Başkanõ Wexler arasõnda geçen konuşma özetle şöyle: Wexler: Washington’da, Türkiye’nin bunu yap- mak istemesinden endişelenenler olduğunu biliyorum, fakat ben Türkiye’nin çıkarına olanın, Amerika’nın da çıkarına olduğuna inanıyorum. Eğer bölgede bir ilerleme sağlayacaksak, bana göre bu ilerleme süre- cinin temel dayanaklarından birinin eninde sonunda Suriye’yi etkileyen Türkiye, İran’ı etkileyen Irak’ı et- kileyen Türkiye olması gerektiği görüşündeyim. Şim- di, bunun tam tersi olacağından korkan insanlar var, fakat sizlerden bu konuda yorum yapmanızı talep et- mek isterim. Phillips: Pekâlâ, ben en başta Da- vos’taki olaylarla şoke olduğumu be- lirtmek isterim. Başbakan Erdoğan’õn davranõşõnõn çocukça ve kõnanmaya la- yõk olduğunu düşünüyorum. Kuşkum, bu davranõşõn kendisinin ve hüküme- tinin gerçek karakterini açõğa çõkarõp çõkarmadõğõ hususundadõr ve bunlarõn, ABD ile Türkiye arasõndaki stratejik or- taklõğõ etkileyebilecek, yanõtõ verilme- miş sorular olduğunu düşünüyorum. İs- raillilerin Erdoğan’õn uygun arabulu- cu olduğu konusunda kuşkularõ var. AKP gerçekte, Türkiye için İslamcõ bir ajandanõn (gündemin) Truva atõ mõ- dõr? Baştan beri bu konuda spekülas- yon olmuştur. 1 Mart 2003 tarihindeki, ABD ordusunun 4. Piyade Bölümü’nün Irak’a Türkiye üzerinden geçi- şinin engellenmesi ile sonuçlanmõş olan oylama dõşõn- da Türkiye, öngörülebilir ve istikrarlõ bir müttefik ol- muştur. Türkiye ne çeşit bir müttefik olacaktõr, özellikle de Türkiye’nin, Batõ’nõn önemini azaltan bir biçimde da- ha çok bir Avrasya stratejisine odaklanmakta olduğu göz önüne alõnõrsa? Türkiye’nin, Ermenistan ile olan anlaşmasõnda iler- leme sağlamakta samimi olup olmadõğõ, bu konuda ni- hai ve gerçek bir test (litmus test) olacaktõr. Büyük ümit- ler uyandõrõldõğõ ve bu konunun ABD’deki önemi bi- lindiği halde bu anlaşma, başarõsõzlõğa uğrarsa, bunun ABD-Türkiye ilişkileri üzerinde çok ciddi yansõmalarõ olacaktõr. WEXLER İLE PHILLIPS’İN DİYALOĞU Phillips. Baykal, hükümetin yürüttüğü açılım çalışmalarının ‘Öcalan ne diyor noktasına dayandığına’ dikkat çekti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle