22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2009 PAZAR 16 KÜLTÜR ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Gümüşlük İnsanı Yüceltiyor! Yaşam kimi zaman, size “iyi ki yaşıyorum, iyi ki ya- şıyorum” dedirten anlardan ibaret olabiliyor. O anı ya da o anları yaşamanın mutluluğu, yeryüzündeki ve ülkemdeki tüm yanlışları, haksızlıkları, ayrımcılık- ları unutmanıza değil, onlara karşı direnmenize yol açabiliyor... İşte iki akşam üst üste böyle anlar ya- şadım. İkisi de Gümüşlük’teydi. Bodrum Gümüşlük’te yani antik Myndos’da... İlki Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali’nin kapanış gecesindeki Gülsin Onay konseri; ikincisi Gümüşlük Akademisi’nin Myndos Umut Konserleri’nin sonuncusu olan Kar- deş Türküler konseri... Birbirinden çok farklı alanları kapsayan iki müzik olayı... Onlara sorarsanız amaçlarını farklı sözcüklerle size uzun uzun anlatabilirler. Bana sorarsanız ikisi de özünde insanı “insan” yapan değerleri yüceltiyor, bireyi toplumsallaştırıyor, kültürel birikimle dayanış- mayı tetikliyor, Gümüşlük insanının geçmişine ve ge- leceğine sahip çıkmasının en muhteşem örneğini ve- riyordu. Gülsin Onay konseri Uluslararası Gümüşlük Festivali, 6. kez yapılıyor- du. Bu yılki, kısa bir süre önce uçak kazasında yitir- diğimiz Ceren Necipoğlu’na adanmıştı. Bu yıl ilk kez Gümüşlük’ten Bodrum Kale’ye de taşmıştı. Festivalin yaratıcısı ve sanat yönetmeni Eren Levendoğlu, ba- şarılı bir piyanist olmanın ötesinde bence olağanüstü de bir organizatör ve uygulayıcı. Bütün bu festivali artı Eklisia Yaz Okulu’nu sponsorlar ve bağışlarla yü- rütüyor. Evet her yaz, usta sanatçılar (örneğin bu yaz Şirin Pancaroğlu, Gülşen Talu, Cihan Aşkın, Em- re Elivar, Taşkın Oray ne nice yabancı virtüöz) kon- ser vermenin dışında öğrencilere “masterclass” (us- talık semineri) veriyor. Bu festivalin en heyecanlı yanlarından biri de kul- lanılan mekân! Myndos’dan ayakta kalan ve resto- rasyon görmüş 400 yıllık bir kilisede gerçekleşiyor konserler. İçeri sığamayan dinleyiciler, dışarıya dizilmiş koltuklarda, dev bir ekrandan izleyebiliyor konseri. Festivalin kapanış gecesi, Gülsin Onay’a eşlik ede- cek olan Eren Levendoğlu rahatsızlanınca, bu gör- evi, Gülsin Onay’ın eşi, Oxford Üniversitesi’nde matematik profesörü Tony Scholl üstlendi. (Mate- matikçiliğini bilmem ama piyanistliği dört dörtlüktü. Belki de iki piyano arasında uçuşan duygu yoğun- luğu elle tutulur gibiydi.) Gülsin Onay deseniz, bir ateş parçasıydı. Tutku do- lu bir çalışı var. Tutkulu, ha patladı ha patlayacak bir volkan, sessiz duru bir akarsu ya da su damlası, bir parıltı, bir hayal gezgini... Bir bakıyorsunuz bunlar- dan biri ya da hepsi birden... İlginç bir programdı. Grieg konçertosu ve Schumann konçertolarından bi- rinci bölüm. Sonra Rahmaninov 3 Numaralı Piya- no Konçertosu’yla olağanüstü bir fırtına! Sonsuz enerjisini ve sonsuz duyarlığını sergilediği bir yorum. Alkışlar dinmek bilmedi! Kardeş Türküler Latife Tekin, müthiş bir insan! Sadece usta bir ya- zar olarak kalmıyor, inandığı doğrular için canla baş- la çalışmayı sürdürüyor. Antik Myndos kentiyle ilgi- li duyarlılık oluşturmak ve Myndos’un gün ışığına çık- masına yardımcı olmak için Gümüşlük Akademisi, bu yaz “Umut Konserleri” düzenledi. Zuhal Olcay, Bu- lutsuzluk Özlemi, Ezginin Günlüğü gruplarından sonra, önceki akşam Kardeş Türküler konseri ile ‘Myndos Umut Konserleri’ şimdilik sona erdi. Bu saydığım isimler Myndos’un kurtarılması ge- rektiğine inandıkları için, hiçbir karşılık beklemeden gerçekleştirdiler konserleri. “Kurtarılmak” sözcüğü- nü seçtim, çünkü parsel parsel satılan araziler üze- rinde kitle turizmine ya da kitle “yazlıkçıları”na yönelik inşaatlar sürdükçe, toprak altında antik kent (ki “Efes’ten bile daha görkemli” olduğuna inanılıyor!) gi- derek bizden uzaklaşıyor. Kardeş Türküler konserine gelince... Gümüşlük Akademisi’nin açık hava tiyatrosu, konser başla- madan çok önce dolmuştu. Yanımda oturan, “Ben önceden bilet alamamıştım, o nedenle iki saat önce geldim” diyordu. Topluluğun 11 elemanı bembayaz giysileriyle sahneye çıktıkları an, ortaya yayılan ay- dınlık, her türküde, her şarkıda, her ağıtta, her coş- kuda daha da yoğunlaştı. Tam da dolunay vardı o ak- şam ama sahneden yayılan aydınlık, dolunayınkini bi- le bastırdı. Türk, Kürt, Rum, Ermeni, Laz, Gürcü, Roman ve daha nice toplumun, bu topraklarda ve çevremizde konuşulan dillerin, yaşanan gerçeklerin, düşlerin, dü- şüşlerin, sevinçlerin, acıların, en çok da umutların, söz- lerini ve seslerini ilettiler, yaşattılar bize. Belki de ka- dın ağzı, kadın dili egemen olduğundan bana hep vic- dan sesi gibi geldi. Konserin ilk anından başlayarak sanki büyülü bir girdaba kapıldık. Bu girdabın adı kucaklaşmaydı, da- yanışmaydı, el uzatmaydı... Konserin sonunda din- leyicilerin katılımıyla çekilen halay ve “Sarı Gelin”le uğurlandıktan sonra da, çoooook sonra da inanın o girdap ve sahneden yayılan o ışık, yolumuzu aydın- latıyordu. www.zeyneporal.com kultur@cumhuriyet.com.tr CUMHURİYET GAZETESİ OKURLARI VE PARANTEZ TURİZM İŞBİRLİĞİ İLE BAYRAM TATİLİ ORGANİZASYONU TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAN CUMHURİYET DOSTLARI ŞEKER BAYRAMI TATİLİNDE ALANYA İNCEKUM’DA BULUŞUYOR!!! CLUB GREEN FUĞLA BEACH HOTEL (1. SINIF TATİL KÖYÜ) www.clubgreenfugla.com 69,90 TL/gün (0-12 yaş ücretsiz – Kredi kartlarına taksit imkanı) (7 GECE KAL 6 GECE ÖDE) ALANYA İNCEKUM PLAJININ MUHTEŞEM GÜZELLİĞİ, AĞAÇLAR ARASINDA DENİZE SIFIR TESİS Her şey dahil konaklama, gala yemeği, gün boyu animasyon, canlõ müzik, Türk gecesi, ekstra çevre gezileri Ankara ve İstanbul’dan otobüsle ulaşõm imkânõ 3 gecelik paket program 18 Eylül gece hareket – 22 Eylül dönüş 7 gecelik paket program 18 Eylül gece hareket – 26 Eylül dönüş CUMHURİYET GAZETESİ PARANTEZ TURİZM OKURLARI İLETİŞİM TÜRSAB A-5836 0507 308 88 34 0312 425 11 88 – 0532 341 63 33 ANKARA CUMOK ÇAĞRISI www.ankaracumok.org Nüfus cüzdan suretimi ve ikemetgah senedimi kaybettim. Hükümsüzdür. Sıdıka YILDIZ Sarkis’in elli yõllõk sanat uğraşõ, 11 Eylül’de İstanbul Modern’de izleyiciyle buluşuyor Sokak diliyle konuşan sergi NAZLI GÜRLEK Sarkis’in ‘Site’ adlõ sergisi, 11 Eylül’de İstanbul Modern’de açõ- lõyor. ‘Site’, hem Sarkis’in bugü- ne kadar gerçekleştirdiği en büyük sergi, hem de İstanbul Modern’in çağdaş bir sanatçõ için düzenledi- ği en kapsamlõ sergi niteliğinde. Sarkis’le ‘Site’nin kurulum aşa- masõnda sergisi, sanatõ, müze ve eğitime ilişkin düşünceleri üstüne konuştuk. - Son elli yıldan parçalar ilk kez bu sergide bir araya gelerek bir bütünü oluşturmaya yöneli- yor. Nasıl bir deneyim oldu bu si- zin için? Tüm bu yerleştirmeler icraya giriyor ve bunlar tekrar başka bir vücutta birleşiyor. Hiç böyle bir sergi yapmadõm. Bu kâğõtlarõn -du- varlara yapõştõrõlmõş dev boyutta- ki afişleri gösteriyor- hepsinin bi- ze kaç paraya mal olduğunu bil- miyorum, fakat böyle bir sergiyi başka bir yere götürmek ekonomik olarak da güç değil. Ekonomik krizi de göze alarak oluşturulmuş bir sergi bu. Bu afiş- teki 1972’de Düsseldorf’da yaptõ- ğõm sergi ilk müze sergisi. Onu 1972’den buraya getiriyorsun ve bir mekân olarak getiriyorsun. Ya- ni kollarõnõ açmõş bir halde bana ge- liyor. Kitaplarda küçük küçük bak- tõğõn bir şey gibi değil. Birdenbi- re mekâna veriyorsun bunu. - Bu sergiyi retrospektif olarak tanımlayabilir miyiz? Retrospektif derken bir yerden bir yere gidiyorsun. Burada ta- mamen kõrõyorsun bunu. Benim iş- lerimde, retrospektif yapmanõn güçlüğüne sürekli cevaplar yaratõ- yorsunuz. SAHNENİN İÇİNDE OLMAK - Bu sergiyi kurarken izlediği- niz yöntemi merak ediyorum. Mesela, işlerin seçimini nasıl yaptınız? Çok duygusal yaptõm. Ufak bir yazõ yazdõm, onu ziyaretçilere da- ğõtacağõz, benim minik sözüm gi- bi. Duvarlara afiş gibi asma fikri, flaş gibi geldi; bir görüntü büyüdü. O büyünün üzerine gittim. - Peki, neden ‘site’ gibi sergi? Burasõ benim yaptõğõm işlerin an- latõldõğõ bir yer ve ben o sokak di- lini kullanõyorum. Bu 3x4.5 met- relik görüntüler müzenin içinde afiş tekniğiyle yapõştõrõlõyor. Bunu ya- pan, sokaklarda reklam afişi ya- põştõran ekip, müzenin ekibi değil. Burada dört aylõğõna sokak dili kul- lanõlarak benim sitem kuruluyor. Sokak dilini kullandõğõn zaman da kapõlar açõlõr, millet içeri girer. Davet meselesi sürekli düşündü- ğüm bir olay. Gözü davet ediyor- sun, vücudu davet ediyorsun ki, bu tiyatroda da var. Teatral bir durum var tabii sergilerimde, ama sahne- nin içinde oluyorsun burada. SÜREKLİ KAVRAMI - Sergi mekânınız, izleyiciyi, si- zin dünyayla ilişkilenme biçi- minizle, sanatsal ve düşünsel ez- gersizinizle yüzleştirmekle kal- mıyor, aynı zamanda içine giren her kişi için de kendini ve dış dünyayla ilişkisini ölçebileceği bir pratik alanına dönüşüyor. İş- lerini çoğunlukla müzelerde ger- çekleştiren bir sanatçı olarak, müzenin, içinden dünyanın iz- lendiği, ölçüldüğü bir atölyeye, bir laboratuvara dönüşmesi siz- ce neden gerekli? Bu nasıl bir müze fikri? Müzenin başka ne gibi bir gör- evi olabilir ki? Bunu yapmayan müzeler bence müze falan değildir. Gel bana bak, gel beraber konu- şalõm yeridir müze. Bugünün in- sanõnõn gelip bunlarla konuşabile- ceği bir yer olmasõ lazõm. Budur çağdaşlõk. Zannetmeyin ki, ayõn 10’unda bu sergi donmuş bir şekilde kalacak; her gelişimde birtakõm görüntüle- ri kapatacağõm, mesela bu afişle- rin üzerine yenilerini yapõştõraca- ğõm. Sürekli kavramõ var ya, bu budur durumunu sürekli kõrõyorum. Bu bunlardõr olabilir; cevabõnõ açarak bunlardõr diyorsun. Asõl zorluk burada. Çoğu kişi, çok tanõnmõş- sõnõz fakat ben sizin ne yaptõğõnõ- zõ bilmiyorum diyor. - Bir yakalayamama hali var... Hayatta neyi yakalõyorsun ki? Zaten bütün sanat eserleri bunun üzerine kurulmuş değil mi? Cez- anne, Saint Victoire dağõnõ yetmiş küsur kere yapmõş, çünkü bir anõ- nõ yakalamaya çalõşõyorsun ve ka- çõrõyorsun. EĞİTİM = TARTIŞMAK - Sergi süresince eğitimsel et- kinlikler de olacak mı? Tabii, okul yapõyorum. Sekiz genç sanatçõyla buraya kapanaca- ğõm sekiz gün. Her gün beş saat bir sanatçõyõ ele alõp onun işleri üze- rine tartõşacağõz. Beraber çalõşa- cağõz, beraber yemek yiyeceğiz, beş saatin sonunda, yemek yedik- ten sonra buraya inip serginin için- de halkla konuşacağõm. Bir de çocuklarla suya resim çizme atölyeleri kuracağõz. Be- nim okulum bu. Benim için eğitim müthiş bir tartõşma yoludur, ama hiç ödünsüz bir tartõşmadõr. Hiçbir işi tartõşmasõz bõrakma- dõm, bu iyidir kötüdür demeden. Bir iş üzerine nasõl konuşulur, o iş nasõl tutulur. Ve bu aynõ zamanda çok pratik şeyler gerektirir. Ben üç sene akademide iç mi- mari okudum; hocalarõmõn hiçbi- ri mimarinin içi nedir, nasõl çõnlar; etrafõmõzda Sinan’õn beş tane ya- põtõ vardõr, gidelim oraya, konu- şalõm dememiştir. Büyük eksik- liktir bu. Erkan Yücel anõlõyor Kültür Servisi - Geçirdiği tra- fik kazasõ sonucu 9 Eylül 1985 yaşamõnõ yitiren, tiyatro ve sine- ma oyuncusu Erkan Yücel ölü- münün 24. yõldönümünde bir di- zi etkinlikle anõlõyor. “Ana”, “Linç”, “72. Koğuş”, “Sultan Gelin”, “Hakkâri’de Bir Mevsim”, “Yorgun Savaş- çı” gibi birçok tiyatro oyununda ve filmde rol alan Yücel için 9- 13 Eylül tarihleri arasõnda anma etkinliği düzenleniyor. 9 Eylül günü saat 21.00’de Beyoğlu At- tila İlhan Kültür Merkezi’nde yapõlacak ilk etkinlikte Erden Kıral’õn yönettiği ve Yücel’in Tuncel Kurtiz, Nur Sürer ve Osman Alyanak ile birlikte rol aldõğõ “Bereketli Topraklar Üzerinde” filminin gösterimi yapõlacak. 11 Eylül’de saat 21.00’de ya- põlacak olan ikinci etkinlikte ise tiyatro ve sinema oyuncusu, yö- netmen Mehmet Esen Kadõ- köy’deki Selamiçeşme Özgürlük Parkõ’nda tiyatro oyunu sahne- leyecek. 12 Eylül’de Beyoğlu Attila İlhan Kültür Merkezi’nde saat 20.00’de yapõlacak üçüncü etkinlikte ise yönetmen Mesut Kara tarafõndan çekilen “Er- kan Yücel - Şimdi Geçti Bura- dan” adlõ belgeselin gösterimi gerçekleştirilecek. Etkinlikte ayrõca Mesut Kara ile söyleşiye de yer verilecek. 13 Eylül’de gerçekleştirilecek son et- kinlikte ise tiyatro oyuncularõ Sinan Bengier, Levent Ülgen, Levent Kırca ve Haşmet Zey- bek’in konuşmacõ olarak katõla- cağõ “Politik Tiyatro ve Er- kan Yücel” konulu bir söyleşi gerçekleştirilecek. Etkinlik Ka- dõköy Barõş Manço Kültür Mer- kezi’nde saat 15.00’te başlayacak. Onarõmõ bitirilen bölümü 27 Eylül’de bir törenle açõlõyor Bergama Kızıl Avlu yenilendi Kültür Servisi - Bergama’daki Kõzõl Avlu’nun onarõmõ bitirilen bö- lümü, 27 Eylül’de Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay ve Alman- ya Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz’un da katõlõmõyla bir törenle açõlacak. Ro- ma dönemine ait kubbeli yapõlar ara- sõnda en iyi korunagelen bu gör- kemli yapõ, koruma önlemlerinin alõnmaya başlanmasõndan önce teh- likeli bir durumdaydõ. Bergama Kõzõl Avlu’da konser- vasyon çalõşmalarõ, 2006’dan beri Al- man Arkeoloji Enstitüsü, Studiosus Foundation e.V. ve Almanya Federal Cumhuriyeti Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn “Kültür Koruma Programı” des- tekleriyle sürdürülüyordu. MS 2. yüzyõla ait yapõnõn yuvarlak güney kulesinin iç tarafõndaki çöken to- nozlu orijinal taban, dõş tarafta duvar taçlarõnõn ve orijinal kubbe kons- trüksiyonunun kötü hava koşullarõn- dan etkilenen kõsõmlarõ sağlamlaştõ- rõlarak sergilemeye uygun bir duru- ma getirildi. Özellikle kubbe, anõta uygun koruyucu bir kurşun kapla- mayla donatõlarak iç tarafta yürüme platformlarõ düzenlendi. Kulenin gü- neyindeki 19. yüzyõla ait fabrika ka- lõntõlarõ yerine de arkeolojik bulun- tularõn yer aldõğõ yeni bir depo yapõldõ. Bu buluntularõn küçük bir kõsmõ, ilk defa sergilenmek üzere onarõlan yu- varlak kuleye tekrar getirildi. Böylece, Doğu Akdeniz’in Roma dönemine ait en büyük ve en önemli yapõ kom- pleksinin korunmasõ büyük ölçüde sağlanmõş oldu. ‘Site’ başlõklõ sergisi Sarkis’in bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük sergi. Sarkis sergi için “Burasõ işlerimin anlatõldõğõ bir yer ve ben o sokak diliyle konuşuyorum. Burada sokak dili kullanõlarak benim sitem kuruluyor” diyor. Sarkis’in İstanbul Modern’deki sergisi 10 Ocak 2010’a kadar açık kalacak.  Kızıl Avlu, MS 2.yy’a tarihleniyor. Dijital roman Türkiye’de Kültür Servisi - Kitap okurken yaptõğõ yönlendirmelerle bir taraftan internetten de takip edilen “digi novel” (digital roman) adlõ yeni uygulama, 8 Eylül’de ülkemizde de piyasaya sürülüyor. Türkiye’de “Kanõt Peşinde” adõyla yayõmlanan “CSI: Crime Scene Investigation” dizisinin yaratõcõsõ Anthony Zuiker’in ürettiği uygulama, 20 sayfada bir verilen şifreler ile okurlarõ internete yönlendirecek. Zuiker; okuyucularõn bu uygulamanõn, dijital romanõn kitap yayõncõlõğõna son vermeyeceğini, hatta sektörü hareketlendireceğini söylüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle