Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
16 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
Eğitimde eşitlik yok
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) “herkes için kaliteli eğitim” hedefi doğrultusunda
yürüttüğü çalõşmalar çerçevesinde “Eğitim İzleme Raporu 2008”i yayõmladõ
FİGEN ATALAY
Yoksulluk önce kõz öğrencileri vu-
ruyor. Gelir düzeyinin, ortaöğretim ça-
ğõndaki kõz çocuklarõnõn eğitimine ka-
tõlõmõnda bağõmsõz etkisi bulunuyor.
Yoksulluk, öğrencinin eğitim siste-
mindeki başarõsõnõ da etkiliyor. Ailesi-
nin eğitim ve gelir düzeyi daha yüksek
öğrencilerin Anadolu ve fen liseleri gi-
bi seçici kurumlara gitme olasõlõğõ tu-
tarlõ biçimde daha yüksek.
Eğitim Reformu Girişimi (ERG)
“herkes için kaliteli eğitim” hedefi
doğrultusunda yürüttüğü çalõşmalar
çerçevesinde “Eğitim İzleme Ra-
poru 2008”i yayõmladõ. Bu rapor,
2007 raporunda oluşturulan kavram-
sal çerçeveyi büyük ölçüde koruyarak,
geçen yõl içinde öne çõkan politika ve
uygulamalara ve yeni araştõrmalara
odaklanõyor.
Her yıl yayımlanıyor
Eğitim İzleme Raporlarõ, her yõl ya-
yõmlanarak, eğitim politikalarõ ve uy-
gulamalarõ hakkõnda tutarlõ ve bütüncül
değerlendirmeler sunmayõ ve kamuo-
yunu bilgilendirmeyi amaçlõyor. Eğiti-
me erişimin üç ayağõ bulunuyor: Oku-
la kayõt, devam ve mezuniyet. Rapora
göre, kayõtta gözle görülür bir iyileşme
yaşanõrken, devam ve mezuniyetle ilgili
ciddi kaygõlar bulunuyor.
Bu konuda raporda yer alan sapta-
malar şöyle:
İlköğretim kademesinde okula
kayõt alanõnda önemli ölçüde gelişme
sağlanmõştõr. Buna rağmen, 2008-2009
öğretim yõlõnda 6-13 yaşlarõnda ve nü-
fus kaydõ olan 129 bin 420’si kõz 220
bin 19 çocuk halen eğitim sistemine ka-
yõtlõ değil. Bu çocuklarõn yaklaşõk
100 bini Ortadoğu Anadolu ve Güney-
doğu Anadolu bölgelerinde yaşõyor.
Bu sayõlara nüfus kaydõ olmayan ço-
cuklar dahil değil.
İlköğretime devam ve ilköğre-
timden mezun olan çocuklarõn çağ nü-
fusuna oranõyla ilgili olarak Milli Eği-
tim Bakanlõğõ tarafõndan veri açõklan-
mõyor. Diğer istatistikler kullanõlarak ya-
põlan değerlendirmeler, 4. sõnõftan baş-
layarak kõz/erkek oranõnda bozulmayõ
ve 6. sõnõf çağõndan itibaren öğrenci sa-
yõsõndaki azalmayõ gösteriyor.
Okula kaydolmama ve okula de-
vam etmeme nedenlerinin niteliksel
ve niceliksel araştõrmalarla irdelenme-
si ve bulgularõn eğitim politika süreç-
lerini beslemesi gerekiyor.
Örneğin araştõrmalar ilk ve ortaöğ-
retime erişimde kõrsal kesimde olmanõn
ya da annenin tek başõna hanehalkõ rei-
si olduğu evlerde yaşamanõn istatistiki
olarak anlamlõ olumsuz etkisini göste-
riyor. Bu çocuklara özel politikalar
geliştirilmesi gerekir.
Yoksulluk ve toplumsal
dışlanma
Rapora göre, yoksulluk ve toplumsal
dõşlanma deneyimleri, farklõ biçimler-
de ortaya çõkarak öğrencinin eğitim sis-
temine katõlõmõ ya da sistemdeki başa-
rõsõ üzerinde etkili olabiliyor. Hanehalkõ
Bütçe Anketleri’nden elde edilen veri-
ler temelinde, gelir düzeyi ile ilköğre-
time katõlõm arasõnda anlamlõ bir ilişki
bulunmuyor. Ortaöğretime katõlõmda ise
gelir düzeyinin, kõz çocuklarõnõn eğiti-
me katõlõmõnda bağõmsõz etkisi bulu-
nuyor.
Hanede sosyal güvenlik kurumuna
üyeliği olan biri olduğunda, eğitime ka-
tõlõm oranõ, hem kõz hem erkek çocuk-
larda, hem ilköğretim hem ortaöğretim
kademesinde tutarlõ biçimde daha yük-
sek. Gelirini tarõmdan sağlayan hane-
lerde de çocuklarõn eğitime katõlõm
oranõ daha düşük.
Eğitimde eşitlik ilkesi
Raporda, “ortaöğretime geçiş nok-
tası, öğrencilerin sosyoekonomik
özelliklerinin belirleyiciliğinin orta-
ya çıktığı önemli kırılma noktala-
rından biridir” deniliyor. Raporda
yer alan verilere göre, ailesinin eğitim
ve gelir düzeyi daha yüksek öğrencile-
rin Anadolu ve fen liseleri gibi seçici ku-
rumlara gitme olasõlõğõ tutarlõ biçimde
daha yüksek bulunuyor.
Rapora göre, öğrencilerin ortaöğ-
retimde büyük ölçüde sosyoekonomik
özellikleri doğrultusunda okul türle-
rine ayrõşmasõ, geçiş sisteminin bu du-
rumun ortaya çõkmasõnda oynadõğõ ro-
lün sorgulanmasõna neden oluyor.
Ancak, bu durum eğitim sisteminde-
ki birçok farklõ bileşenle ilgili olabi-
lir. Ortaöğretime Geçiş Sistemi’nin bu
durumu ağõrlaştõrmamasõ ve hafiflet-
mek için gerekli önlemlerin alõnma-
sõ bekleniyor.
Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn ku-
rumsal kapasitesi ve insan kay-
naklarõ güçlendirilmeli.
Eğitime kayõt ve devamda ge-
liri sürekli olmayan ve/veya kõrsal
kesimde, kent çeperlerinde ve Gü-
neydoğu Anadolu’da yaşayan ço-
cuklar izlenmeli ve onlarõ hedef alan
politika ve uygulamalar gerçek-
leştirilmeli.
Okulöncesi eğitim, kaliteden
ödün vermeden ve eşitlik ilkesi çer-
çevesinde yaygõnlaştõrõlmalõ.
Öğretmen politikalarõ göz-
den geçirilmeli ve özellikle öğret-
menlerin entelektüel birikim, beceri
ve yeterliliklerini geliştirecek yeni
politika ve programlar oluşturul-
malõ.
Ortaöğretim, yeni bir para-
digma õşõğõnda ele alõnmalõ.
Ders kitapları
değerlendirmesi
Ders kitaplarõnda bilimsel ve-
riyle sõnanamayacak, özcü görüş-
ler yoğun bir biçimde yer almaya
devam etmektedir. Bilginin eleşti-
rel akõl yürütmeyle temellendiril-
mesi ve sõnanmasõ yerine “otori-
te”ye itaat etme vurgulanmaktadõr.
İnsan haklarõ ihlallerinin
yaygõnlõğõ dikkat çekicidir. Bu bağ-
lamda özellikle Anadolu’da yaşa-
yan çeşitli topluluklarõn görmezden
gelinmesi ya da ulusal bütünlüğe
karşõ bir tehdit unsuru olarak gös-
terilmesi, toplumda çoğulculuk ve
çokkültürlülük değerlerinin eğitim
yoluyla edinilmesine engel oluş-
turmaktadõr.
Toplumsal cinsiyet temelli
ayrõmcõlõğõn engellenmesi konu-
sunda, yenilenen ders kitaplarõnda
olumlu adõmlarõn atõldõğõ gözlem-
lenmektedir. Ancak bu adõmlarõn
toplumsal cinsiyet eşitsizliği yara-
tan normlarõn çok erken yaşlarda iç-
selleştirildiği göz önünde bulun-
durulduğunda, henüz yeterli dü-
zeyde olmadõğõ belirtilmektedir.
ÖNERİLER
MAHMUT LICALI
ANKARA - YÖK’ün fen ve edebiyat
fakültelerinde lisans düzeyindeki öğrencilere
pedagojik formasyon eğitimi verilmesi
konusunda yaptõğõ çalõşmaya Milli Eğitim
Bakanlõğõ (MEB) Talim ve Terbiye
Kurulu’nun öğretmen açõğõ bulunan alanlarla
ilgili önerisi üzerine ilahiyat ve iletişim
fakültelerini de dahil ettiği ortaya çõktõ. YÖK,
İstanbul, Marmara, Uludağ ve Atatürk
üniversitelerinin fen, edebiyat ve ilahiyat
fakültelerinde lisans öğrencilerine formasyon
eğitimi verilmesini kabul ederek bu
üniversitelerin ilahiyat fakültelerinden mezun
olanlarõn din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni
olmasõnõn önünü açtõ.
YÖK’ün ağustos ayõnda fen ve edebiyat
fakültelerinde lisans düzeyindeki öğrencilere
pedagojik formasyon eğitimi verilmesi
yönünde başlattõğõ çalõşma kapsamõnda
ilahiyat fakültelerine de bu olanağõ sağladõğõ
öğrenildi.
Lisede öğretmen olarak çalışabilecek
YÖK’ün 27 Ağustos 2009 tarihinde
gerçekleştirdiği toplantõda Milli Eğitim
Bakanlõğõ Talim ve Terbiye Kurulu’nun
öğretmen açõğõ olan alanlarla ilgili önerisi
üzerine fen ve edebiyat fakültelerinin yanõ sõra
ilahiyat ve iletişim fakültelerinde de pedagojik
formasyon eğitimi verilmesi yönünde karar
alõndõ. YÖK bu kapsamda kurula başvuran
İstanbul, Marmara, Uludağ ve Atatürk
üniversitelerinin fen, edebiyat, ilahiyat ve
iletişim fakültelerinde okuyan öğrencilerine
yüksek lisans düzeyinde verilen pedagojik
formasyon eğitiminin isteyen öğrenciler için
lisans düzeyinde de verilmesi kararlaştõrõldõ.
YÖK’ün konuyu kamuoyuna yalnõzca fen ve
edebiyat fakülteleri için yapõlan bir çalõşma
olarak yansõtmasõna karşõn, Talim ve Terbiye
Kurulu’nun önerisiyle öğretmen açõğõ olduğu
gerekçesiyle ilahiyat fakültesinde okuyan
lisans düzeyindeki öğrencilere de pedagojik
formasyon eğitimi verilmesini sağlamasõ,
ilahiyat mezunlarõnõn din kültürü ve ahlak
bilgisi öğretmeni olmalarõna olanak sağladõ.
İletişim fakültelerinde verilecek pedagojik
formasyon eğitimiyle de bu fakültelerden
mezun olacak kişiler, ilköğretim ve
ortaöğretim okullarõnda medya okuryazarlõğõ
dersi öğretmeni ya da iletişim meslek
liselerinde öğretmen olarak çalõşabilecek.
Atatürk Üniversitesi duyurdu
YÖK Genel Kurulu kararõ kapsamõnda Atatürk
Üniversitesi 2009-2010 akademik yõlõnda
İlahiyat Fakültesi’nde pedagojik formasyon
derslerinin verileceğini duyurdu.
Duyuruda “Üniversitemiz Edebiyat, Fen ve
İlahiyat fakültelerinde pedagojik formasyon
dersleri verilecektir. YÖK Başkanlığı’nca
27.08.2009 tarihinde yapılmış
Yükseköğretim Genel Kurul toplantısında
alınmış olan karar gereği; 2009 - 2010
öğretim yılından itibaren üniversitemiz
edebiyat, fen ve ilahiyat fakültelerinde
lisans eğitim - öğretimi sırasında pedagojik
formasyon dersleri verilecektir” denildi.
Talepler değerlendirilecek
YÖK’ün bundan sonra da pedagojik formasyon
eğitimi vermek isteyen üniversitelerin
taleplerini değerlendireceği belirtildi. YÖK,
uygulamanõn yapõlacağõ fen, edebiyat ve
ilahiyat fakültelerinde hangi derslerin
verileceğini belirleyecek, üniversite
yönetimleri ise bu uygulamanõn nasõl
yapõlacağõ, kontenjanõn ne kadar olacağõ,
öğrencilerden ek ücret alõnõp alõnmayacağõ
konularõna kendi karar verecek.
HÜLYA KESKİN
Koç Üniversitesi’nin yeni
rektörü Prof. Dr. Umran İnan,
üniversitenin misyonunu daha
ileri seviyeye taşõmayõ amaç-
ladõğõnõ belirterek “İlk adım
olarak Türkiye’deki bütün
üniversitelerin rektörleri ile
bire bir görüşeceğim. Diğer
üniversitelerle ortak projeler
yapacağız. Türkiye üniver-
site kompozisyonu açısın-
dan dünyada çok özel bir
yerde. Türkiye’deki akade-
mik kalkınmanın ortak pro-
jelerle daha ileri seviyelere
geleceğini düşünüyorum” de-
di. Akademik kariyerini 36
yõldõr Amerika’daki Stanford
Üniversitesi’nde yürüten ve
geçen günlerde Koç Üniversi-
tesi Rektörü olan Prof. Dr.
İnan, akademik kariyeri sõra-
sõnda Türkiye’ye gelmeyi dü-
şünmediğini, ancak rektörlük
teklifi üzerine Koç Üniversi-
tesi’ni inceleme şansõ buldu-
ğunu anlattõ.
Türkiye’de sayılı
üniversiteler arasında
Koç Üniversitesi’nin duru-
şu itibarõyla Türkiye’deki sa-
yõlõ üniversiteler arasõnda yer
aldõğõnõ ve yurtdõşõndaki tec-
rübelerini aktarmak adõna bu
görevi kabul ettiğini belirten
İnan, üniversitenin öğrencile-
re “Liberal Art” adõ verilen
entelektüel birikim sağlaya-
cak dersleri de seçebilme im-
kânõ sunmasõyla öğrencilere
yalnõzca bir alanda değil, daha
geniş bir yelpazede eğitim al-
ma hakkõ tanõdõğõnõ da ifade et-
ti. Türkiye’nin akademik bir
kalkõnmanõn eşiğinde olduğu-
na dikkat çeken Rektör İnan,
“Koç Üniversitesi de böyle
bir akademik kalkınmada
yer almak durumunda. Ben
de tecrübelerimi aktararak
bu kalkınmaya destek ola-
cağım” dedi.
Türkiye’deki diğer üniver-
sitelerle iletişim içerisinde ol-
manõn çok önemli olduğunu
vurgulayan Rektör İnan, “Di-
ğer üniversitelerle şimdiye
kadar hiç yapılmamış pro-
jeler oluşturmak istiyoruz.
Arkeoloji konusuyla ilgile-
niyoruz. Türkiye bir arkeo-
loji bahçesi. ‘Arkeolojik Araş-
tõrmalar Merkezi’ kurmayı
düşünüyoruz. Bunu yalnız
başımıza yapmamızın im-
kânı yok. Bunun için ilk ya-
pacağım iş tüm üniversite-
lerin rektörleriyle teker te-
ker görüşmek olacak” diye
konuştu.
Dünyada özel bir
yere sahip
“Türkiye üniversite kom-
pozisyonu açısından dünya-
da çok özel bir yere sahip”
ifadesini kullanan Rektör İnan
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özel üniversiteler bir yer-
de birlikte çalışmak bir yer-
de de rekabet durumunda-
lar. Eğer birlikte çalışabilir-
sek gerçekten çok güzel şey-
lerin çıkabileceğini düşünü-
yorum.”
Türkiye’de vakõf üniversi-
telerinin kurulmasõyla eğitim
alanõnda büyük bir devrim ya-
põldõğõnõ dile getiren Rektör
İnan, “Dünyada Yunanistan,
Fransa, Almanya gibi pek
çok ülke Türkiye’nin yaptı-
ğını yapamadı. Vakıf üni-
versiteleri sayesinde devlet
üniversiteleri daha çok ça-
lışma gereği duyuyor. Bu
bir pazar gibi ve ortaklıklar
çok önemli. Biz de Koç Üni-
versitesi olarak herkese eli-
mizi uzatacağız” dedi.
MAHMUT LICALI
ANKARA - Ankara İl Milli Eğitim
Müdürlüğü, yeni öğretim yõlõna sayõlõ
günler kala izcileri Gazi Atatürk İzci
Evi’nden kapõ dõşarõ ederek mağdur et-
ti. Ankara İl Milli Eğitim Müdürlü-
ğü’nün, izcilerin elinden alõnan binayõ
Tevfik İleri İmam Hatip Lisesi’ne ver-
diği belirtildi.
Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü,
AnkaraİlİzciKurulu’nabağlõGaziAta-
türkİzciEvi’ninbinasõnõ2009-2010eği-
tim öğretim yõlõnõn başlamasõna kõsa bir
süre kala alelacele boşalttõrdõ. Eylül
ayõnõn başõnda Milli Eğitim Müdürlü-
ğü’nden gelen “binanın ivedi bir şe-
kildeboşaltılması”yönündekiemirüze-
rine izci liderleri ve izciler ne yapacak-
larõnõ şaşõrdõ. İzcilerin başta Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül ve Milli Eğitim
Bakanõ Nimet Çubukçu olmak üzere
pek çok yetkiliye ulaşmaya çalõşmasõ-
nakarşõn,GaziAtatürkİzciEvi’niniçin-
deki malzemeler yaklaşõk 3 gün önce
kamyonlarla taşõnmaya başlandõ.
İzciler, Milli Eğitim Bakanlõğõ ve İl
Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 6 farklõ bi-
riminin bulunduğu Gazi Mesleki Eği-
tim Merkezi Misafirhanesi’nin bir bö-
lümüne yerleştirildi. Yeni binada izci-
ler, Milli Eğitim Bakanlõğõ, Ankara İl
Milli Eğitim Müdürlüğü ve Gazi Mes-
leki Eğitim Okulu’nun 6 farklõ birimiyle
birlikte çalõşacaklar.
Ankara genelindeki 300 okuldan
yaklaşõk 7 bin 500 izcinin eğitim faa-
liyetlerinin gerçekleştirildiği Gazi Ata-
türk İzci Evi’nin binasõnõn Tevfik İle-
ri İmam Hatip Lisesi’ne verildiği be-
lirtildi. Ankara İzci Kurulu’ndan bir
üye, mülkiyetin Ankara İl Özel İdare-
si’ne ait olmasõna karşõn binanõn imam
hatip lisesine verildiğine işaret ederek,
“Onlar zaten 8 yıldır bu iş için uğ-
raşıyorlardı. En sonunda muratları-
na erdiler. Gazi Atatürk İzci Evi ile
imam hatip lisesi aynı bahçede sınır
olarak yer alıyor. Bina İl Özel İda-
resi’nin malı, imam hatip lisesiyle iliş-
kisi yok. Ama İl Milli Eğitim Mü-
dürlüğü hemen boşaltın diye emir
verdi. Mecburen binadan çıkıyo-
ruz” diye konuştu.
‘Bina yıkılıp lojman
yapılacak’
Açõklamayõ yapan üye, izcilerin elin-
den alõnan binanõn yõkõlõp yeniden ya-
põlarak imam hatip lisesine bağlõ lojman
veya yurt olarak kullanõlacağõ yönün-
de duyum aldõklarõnõ dile getirdi. Bi-
nanõn taşõnma işlemlerini yürüten gö-
revliler de binanõn Anadolu İmam Ha-
tip bölümü büyüyen Tevfik İleri Lise-
si’ne devredilerek sõnõf olarak kullanõ-
lacağõnõ belirtirken, bazõ izci liderleri ise
imam hatip lisesinde pek çok boş sõnõf
ve salon olduğuna, binanõn başka bir
amaçla kullanõlacağõna dikkat çekti.
Haziran 2002’den beri Ankara İl İzci
Kurulu bünyesinde Gazi Atatürk İzci
Evi olarak faaliyet gösteren bina kul-
lanõlmaz durumdayken, izcilerin kişisel
çabalarõyla yeniden düzenlenmişti. Bi-
na 7 yõldõr Ankara’nõn yanõ sõra Türki-
ye genelindeki illerden başkente gelen
izcileredemisafirhaneolarakhizmetve-
riyordu.
Ankara İl Özel İdaresi’nin mülkiye-
tinde bulunan bina Mart 2001 yõlõnda
Ankara İl İzci Kurulu’na tahsis edilmiş,
Haziran 2002 yõlõnda da Milli Eğitim
Bakanlõğõ’nõn onayõyla Gazi Atatürk İz-
ci Evi adõ altõnda faaliyetlerine başla-
mõştõ.GaziAtatürkİzciEvi’ndeaynõza-
manda her ay izci liderlerinin eğitim ve
değerlendirme toplantõlarõ yapõlõyor-
du. Türkiye İzcileri Kütüphanesi de bi-
na içinde yer alõyordu.
MELTEM YILMAZ
8 Eylül Dünya Okuma Yazma Günü ne-
deniyle sorularõmõzõ yanõtlayan Rotary
Kulübü 2420. Bölge Okuma Yazma Ko-
mitesi Başkanõ Nezih Bayındır, uygula-
dõklarõ okuma yazma yönteminin Genel-
kurmay tarafõndan da alõndõğõnõ, bunun
üzerine UNESCO’nun Türk Silahlõ Kuv-
vetleri (TSK) okuma-yazma çalõşmalarõ-
nõ, dünyanõn en düzenli ve başarõlõ halk
eğitim çalõşmasõ olarak ilan ettiğini söy-
ledi.
Türkiye’de okuma yazma öğrenmek is-
teyen 15 yaş üzeri yetişkinlerin sayõsõnõn
her geçen gün azaldõğõnõ kaydeden Ba-
yõndõr, 2002’de 11 bin kişi okuma yazma
kurslarõna katõlõrken bu sayõnõn 2008’de
3 bin 600’e düştüğüne işaret etti.
Bayõndõr ayrõca, “Baba Beni Okula
Gönder” kampanyasõ yöneticisi Tijen
Mergen ve Çağdaş Yaşamõ Destekleme
Derneği (ÇYDD) Başkanõ Türkan Say-
lan’õn Ergenekon operasyonu kapsa-
mõnda sorgulanmasõ ve evinin aranmasõyla
ilgili olarak “Eğitim sevi-
yemizin artması bazı ki-
şilerin işine gelmiyor.
‘Halk ne kadar cahil olursa
beni o kadar fazla sever’ di-
yenler var” değerlendir-
mesi yaptõ.
Uluslararasõ Rotary’nin
1983 yõlõnda “Light Hou-
se” adõyla başlattõğõ ve dün-
ya üzerinde 1 milyar okuma
yazma bilmeyen kişiye oku-
ma yazma öğretmeyi amaçlayan eğitim
projesinin Türkiye ayağõnõn 1995 yõlõnda
aktif olarak hayata geçtiğini anõmsatan Ba-
yõndõr, bugüne kadar 15 yaş üzeri ortala-
ma 200 bin kişiye okuma yazma öğret-
tiklerini söyledi.
Bayõndõr, kurslara katõlarak okuma
yazma sertifikasõ alan kişilerin yaşamla-
rõnõn tamamõyla değiştiğinin altõnõ çize-
rek, kurslara 50, 60 hatta 80 yaşõnda yurt-
taşlarõn katõldõğõnõ belirtti.
Okuma yazma kurslarõnõ Milli Eğitim
Bakanlõğõ ile işbirliği içinde yürüttükle-
rini söyleyen Bayõndõr, bugüne
kadar Rotary Kulübü olarak
2001 yõlõnda dönemin Cum-
hurbaşkanõ Ahmet Necdet Se-
zer’in eşi Semra Sezer’in baş-
lattõğõ ‘Ulusal Eğitime Destek
Kampanyası’, 2008’de Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül ön-
derliğinde ‘Türkiye Okuyor’
sloganõ ile başlatõlan kampan-
ya ile yine 2008’de Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn eşi
Emine Erdoğan himayesinde ‘Ana-Kız
Okuldayız’ sloganõ ile başlatõlan kam-
panyada yer aldõklarõnõn altõnõ çizdi.
Okuma yazma öğrenmek isteyenler
azalıyor
“Türkiye Okuyor” kampanyasõnõn 4
yõlda 3 milyon, “Ana-Kız Okuldayız”
kampanyasõnõn ise 3 yõlda 3 milyon kişi
okutmayõ hedeflediğini ancak hedeflerin
hayata geçmesinin giderek zorlaştõğõnõ
söyleyen Bayõndõr, okuma yazma öğren-
mek isteyen yurttaşlarõn sayõlarõnõn her ge-
çen gün düştüğünü, 2002’de 11 bin kişi
kurslara katõlõrken bu sayõnõn 2008’de 3
bin 600’e düştüğünü belirtti.
Bayõndõr şöyle devam etti:
“Semra Sezer kampanyaları büyük
bir tanıtımla başlatmıştı ve çok başa-
rılı olmuştuk. Şimdi ise insanlar oku-
ma yazma öğrenmeye teşvik edilmiyor.
Gönüllü olarak öğrenmek isteyenler
kalmadı. Bir ara belediyeler devreye
girdi, kursu bitirenlere altın vereceği-
ni söyleyerek... İnsanlar okuma yazma
öğrenmeden altını alıp gitti.”
Bayõndõr, özetle şunlarõ kaydetti:
“ÇYDD gibi, Rotary gibi birçok der-
nek, ülkemizin eğitim seviyesinin art-
ması için çalışıyor. Biz de yakın bir za-
mana kadar burs veriyorduk, bizim de
kıstaslarımız vardı. 2 sene önce İçişle-
ri Bakanlığı burslarımızı durdurdu.
Öyle olunca biz de, ‘Benim eğitime
katkõ yapmama devlet izin vermiyor’
demek zorunda kaldık. Eğitim seviye-
mizin artması bazı kişilerin işine gel-
miyor. ‘Halk ne kadar cahil olursa beni
o kadar fazla sever’ diyenler var.”
‘ÇYDD’nin başõna gelenler abesle iştigal’
İzciler dõşarõ, imam
hatipliler içeri Gazi Atatürk İzci
Evi’nden izciler
kapõ dõşarõ edildi
YÖK’ün
ilahiyat
kurnazlõğõ
TTK ÖNERDİ, YÖK KABUL ETTİ
(FOTOĞRAF:NECATİSAVAŞ)
‘Akademik
kalkõnmada
önemli bir yer
alacağõz’
Koç Üniversitesi yeni rek-
törü Prof. Dr. Umran İnan.