22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Uygarlığın Çıkmaz Sokağından Görüntüler - II Bir taraftan, zengin ülkelerin hükümetleri yok- sul ülkelerin verimli topraklarını satın almak için, diğer taraftan, aç gözlü yerli egemen sınıfların hü- kümetleri, yatırımcılara, son tahlilde yerli halkın mülksüzleştirilmesini, toprakların, su kaynakları- nın el değiştirmesini kolaylaştıran imtiyazlar ver- mek için birbirleriyle yarışıyorlar. Bu süreç, hem 19. yüzyılın sömürgecilik dalgasını andıran bir ser- maye-devlet ilişkisi dinamiğine, hem de “yeni or- ta sınıfın” siyasi gücüne işaret ediyor. ‘Yeni orta sınıfın’ morfolojisi… “Yeni orta sınıf”ı tartışan yorumların, gelir dü- zeyine, tüketim kapasitesine, eğilimlerine, du- yarlılıklarına, giderek eğitim düzeyine vurgu yap- tığını görüyoruz. Buna karşılık, bu kesimin üretim araçlarının mülkiyeti karşısındaki toplumsal iş- bölümü, sermayenin yönetim düzeni içindeki ye- rine hiç değinilmiyor. Halbuki bu özellikler de eklendiğinde, bu “ye- ni orta sınıfın” birçok açıdan geleneksel sanayi proletaryasının özelliklerini taşıdığını görebiliyo- ruz. Her iki sınıf da üretim araçlarının mülkiyetin- den yoksundur, işbölümünün mal ve hizmet üre- timi kesiminde, sermayenin yönetim sistemi içinde yönetilenler kısmında yer alırlar. Sanayi proletaryası, ekonominin en ileri tekno- loji kullanan kesiminde başlayan bir sınıf şekil- lenmesinin ürünüydü; kültürü, örgütlenme kapa- sitesi, sosyal yaşamı, gelir düzeyi işçi sınıfının di- ğer kesimlerinden farklıydı. Bu “yeni orta sınıf” denen kesim de, ekonominin en ileri teknoloji kul- lanan kesimlerinde şekilleniyor, işçi sınıfının geri kalanına kıyasla, bilgisayar kullanmak, yabancı dil bilmek, lise hatta üniversite düzeyinde eğitimli ol- mak gibi özellikler taşıyor; kültür düzeyi bu yüz- den daha yüksek. Örgütlenme kapasitesi, talep- lerini dile getirirken, en son iletişim araçlarını kul- lanarak üyeleri arasında yöresel, ulusal, hatta kü- resel çapta eşgüdüm kurma becerisi çok yüksek. Yeni çalışma düzeninin ürünü olduğundan di- siplin, özgürlük, dayanışma, ahlak, estetik ölçüt- leri de geleneksel sanayi proletaryasından oldukça farklı. Ama sanayi proletaryası da ilk ortaya çık- tığında işçi sınıfının geri kalanından farklıydı, özellikle 20. yüzyılın başında, Fordist dönemde… Bu “yeni orta sınıf” aslında proletaryanın, en yeni, en dinamik, en mücadeleci kesiminden başka bir şey değil. Adının ısrarla “orta sınıf” ola- rak konması ise “kültür endüstrisinin”, egemen (neo-liberal), “epistemik toplulukların” bu sınıf şe- killenmesinin, bir sınıf bilinci üretme sürecini ge- ciktirme çabasının ürünü. NATO ile ne ilgisi var? Önce bu “yeni orta sınıfın” enerji ve gıda ge- reksinimlerinin hızla artmakta olduğunu düşünün. Sonra da 19. yüzyıl İngiliz emperyalizminin en önemli isimlerinden Cecil Rhodes’ın şu sözleri- ni (1895): “Dün Doğu Londra’daydım… ‘Ekmek’, ‘ekmek’ diye bağıran öfkeli söylevleri dinledim. Eve dönerken yolda, emperyalizmin önemine iyice ik- na oldum… İmparatorluk… bir ekmek peynir meselesidir. İç savaşı engellemek istiyorsanız emperyalist olmalısınız.” (Die Neue Zeit’den; Le- nin; Emperyalizm…1916, 6. Bölüm) Şimdi, ABD hegemonyasının, Batı ittifakının as- keri örgütü olan NATO’ya dönebiliriz. Soğuk Sa- vaş’tan sonra NATO, yeni yükselmeye başlayan güçler karşısında giderek biçim değiştirmeye, kü- resel bir özellik kazanmaya başladı. The Guardi- an’dan David Cronin’in aktardığına göre, NATO şimdi de iklim değişikliğinin gündeme getirdi- ği güvenlik sorunlarıyla ilgilenmek için, eski Shell Genel Müdürü Jeron van der Veer, eski NA- TO Genel Sekreteri Scheffer gibi isimlerden olu- şan bir danışma kurulu oluşturmuş. Cronin, Scheffer’in, su kaynakları, tarım arazileri üzerin- de rekabetin yoğunlaşacağını, “NATO’nun kay- naklarla ilgili anlaşmazlıklarda saldırgan ve mü- dahaleci bir duruş benimsemesini, örneğin Batı için kritik öneme sahip petrol ve gaz boru hatlarını ko- rumasını” savunduğunu aktarıyor, Afganistan’ın tam ortasından geçmesi planlanan gaz ve petrol boru hatları projesini anımsatıyor. Umarım bağlantıyı kurmuşsunuzdur. Batı da bu “yeni orta sınıfın” tüketim gereksinimlerini sağ- layacak projelerin, yükselen güçlerdeki benzer sı- nıfların talepleri karşısında korunması, bundan son- ra NATO’nun görevleri arasında olacak. Öyleyse, insanlığın kaderi yine işçi sınıfının elin- de. Ya bu “yeni orta sınıf” toplumsal üretimin, tü- ketimin verili biçimlerini korumak için, emperya- list, ırkçı, milliyetçi ideolojilerin yardımıyla birbiri- nin boğazına atlayacak. Ya da hem ulusal hem de küresel çapta yeni teknolojinin olanaklarını da kul- lanarak yeni bir dayanışma, mücadele alanı oluş- turmaya, gezegenin kaynaklarıyla uyumlu yeni bir üretim, tüketim tarzı yaratmaya çalışacak… erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com TRT Euronews’e ortak oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT, çokdilli uluslararasõ haber kanalõ Euronews’e yüz- de 15,70’lik hisseyle ortak oldu. Kanaldaki en bü- yük dördüncü paya sahip olan TRT, hissedar ola- rak kanalõn denetleme kuruluna da katõldõ. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT’nin Euro- news’un en büyük hissedarlarõndan biri olarak çok büyük bir adõm attõğõnõ, dünyaya sekiz dilde yayõn yapan ve Avrupa’nõn en çok izlenen uluslararasõ haber kanalõnda Türkçe yayõn yapõlacak olmasõnõn çok anlamlõ ve gurur verici olduğunu ifade etti. Erdoğan hakkında suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Kamu-Sen, “Yürütme organõnõn başõ sõfatõyla, ge- çen yõlki toplu görüşmelerin gereklerini yerine ge- tirmeyerek görevini kötüye kullandõğõ” gerekçe- siyle, Başbakan Tayyip Erdoğan hakkõnda Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç duyurusunda bu- lundu. Dilekçede, 4688 Sayõlõ Kamu Görevlileri Sendikalarõ Yasasõ’na göre, Bakanlar Kurulu’nun, toplu görüşmeler sonunda imzalanan mutabakat metinleriyle ilgili idari ve icrai düzenlemeleri ger- çekleştirmesi ve yasa tasarõlarõnõ TBMM’ye 3 ay içinde sunmasõ gerektiğine dikkat çekildi. Ankara Anakent Belediyesi’nce gerçekleştirilecek ‘içki referandumu’na hukukçular da tepkili ‘Özgürlükoylamayasunulmaz’ SELDA GÜNEYSU ANKARA - Ankara Anakent Be- lediye Meclisi’nin Bahçelievler 7. Cadde’nin “içkili bölge ilan edilip, edilmemesine” yönelik kararõna hu- kukçular da tepkili. Eski Avrupa İn- san Haklarõ Mahkemesi (AİHM) Yar- gõcõ Rıza Türmen, anayasalarõn her bireyin temel hak ve özgürlüklerini ko- ruduğunu, bu nedenle temel hak ve öz- gürlüklerin referanduma sunulama- yacağõnõ belirtti. Türmen, “Böyle bir referandum görmedim hayatımda. İnsanların te- mel hak ve özgürlüklerinin refe- randuma sunulması ne kadar doğ- rudur? İkincisi de bu temel hak ve özgürlükler bireysel düzeydedir. Referandumdan başka bir sonuç çı- karsa şayet, bir kişinin bireysel olarak içki içme ya da içmeme, ya da sokakta dolaşma özgürlüğü or- tadan mı kalkacak? Temel haklar referandumla ortadan mı kaldırı- labilir? Böyle bir şey olabilir mi?” diye sordu. Ankara Anakent Belediyesi’nce ya- põlacak referandumun tehlikeli so- nuçlar doğurabileceğine dikkat çeken Türmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu referandumun en tehlikeli ta- rafı çığır açıyor olması. O zaman düşünce, hak ve özgürlüklerin han- gisini beğenmiyorsanız siz, bir re- ferandum yaparsınız, belirli bir topluma sorarsınız, hak ve özgür- lüğü ortadan kaldırırsınız. Bu çok tehlikeli bir şey. Unutmamak gere- kir ki çoğunluk tahakkümü değildir demokrasi. Demokrasi aynı za- manda bir azınlığın korunması me- selesidir. Demokrasinin asıl gös- tergesi de azınlığın ne ölçüde ko- runduğudur. O zaman anayasada ne kadar temel hak ve özgürlük var- sa hepsini oylamaya sunalım. Ayrıca bu referandum neye dayanılarak yapılıyor? Referandum yapma yet- kisi kimin ya da kimlerin elindedir? Her isteyen referandum yapabilir mi? Ben referandum yapacağım diyebilir mi? Bu da ayrı bir tartış- ma konusu. Bu referandum yöntem bakımından da ciddi problemler teş- kil ediyor. Ayrıca siz dünyanın ne- resinde böyle bir referandum ya- pıldığını duydunuz? Türkiye çok ga- rip bir ülke olmaya başladı.” Türmen, yapõlacak referandumun insan haklarõ bakõmõndan da sakõn- calõ olduğunu dile getirdi. Türmen, “Bir referandumda hukuk yolla- rının da kullanılması gerekir. Çünkü referandum yapılacak ko- nu bireysel hak ve özgürlüğü içe- riyor. Türkiye’de yaşayan her bi- rey, ister çoğunluk olsun ister azınlık, temel hak ve özgürlükle- re sahiptir. Yani şimdi siz örneğin dernek kurmak istiyorsunuz ya da düşünce özgürlüğünüz, tüm bun- lar anayasada belirlenmiştir. Bun- lar referanduma sunulamaz. ‘İç- ki mi içmek istersiniz ya da içmemek mi?’ şeklinde bir referandum ya- pılır mı? O zaman Türkiye’de iç- ki içmek isteyenler, çoğunluk ha- yır derse içemeyecek, tersi duru- munda içmek istemeyenler de iç- mek zorunda kalacak. Böyle bir şey olabilir mi? İnsan hakları ba- kımından da çok sakıncalı bir du- rumdur bu” dedi. Eski AİHM Yargõcõ Rõza Türmen, Ankara Anakent Belediyesi’nce gerçekleştirilecek “içki referandumu”nun, anayasaya ve hukuka aykõrõ olduğunu belirtti. Türmen, “Ben hayatõmda böyle bir referandum görmedim. Dünyanõn neresinde böyle bir referandum yapõlõyor? İnsanlarõn temel hak ve özgürlüklerinin referanduma sunulmasõ ne kadar doğrudur? Temel hak ve özgürlüklerin sõnõrlarõ anayasalarla belirtilmiştir. Referandum tehlikeli bir çõğõr açõyor” dedi. AKP’NİN YOKSULA OYUNU Seçim bitti yeşil kartlar iptal edildi Bakan Akdağ’õn verdiği bilgiye göre 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesinde 13 milyon 990 bin 619 yeşil karttan 4 milyon 547 bini, 20 Ağustos 2007’de uygulamaya konulan “otomatik bloke” uygulamasõyla iptal edildi. AYŞE SAYIN ANKARA - AKP hü- kümetinin, 22 Temmuz seçimlerinden önce bol keseden dağõtõlan yeşil kartlarõn, seçimin üzerin- den 1 ay bile geçmeden, “vize tarihleri dolduğu” gerekçesiyle önemli bir bölümünü iptal ettiği or- taya çõktõ. Genel seçim- lerden önce yaklaşõk 14 milyon olan yeşil kart sa- yõsõnõn, Ağustos 2009 iti- barõyla 7 milyon 259 bi- ninin iptal edildiği belir- lendi. Sosyal güvencesi ol- mayan dar gelirli yurt- taşlarõn sağlõk hizmetle- rinden ücretsiz yararlan- masõ amacõyla verilen “yeşil kart” uygulamasõ- nõn zaman içinde “istis- mara” dönüştüğünü Sağ- lõk Bakanlõğõ rakamlarõ da ortaya koydu. MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık’õn “yeşil kart- lı sayısı ve iptallere” iliş- kin soru önergesini ya- nõtlayan Sağlõk Bakanõ Recep Akdağ’õn açõkla- dõğõ rakamlara göre, sayõsõ 13 milyon 990 bin 619’a ulaşan “aktif” yeşil kart sayõsõnda, seçimlerden yaklaşõk 1 ay sonra, 20 Ağustos, 2007’de uygu- lamaya konulan “otoma- tik bloke” sistemi nede- niyle önemli ölçüde düşüş oldu. Bakan Akdağ, iptal edilen kart sayõsõnõn daha önce 932 bin 568’ken bu uygulamayla, vize tarih- leri dolduğu gerekçesiyle 4 milyon 547 bin 852’ye yükseldiğini bildirdi. Ak- dağ, 25 Ağustos 2009 ta- rihi itibarõyla “pasif” du- rumdaki kart sayõsõnõn 7 milyon 259 bin 235 ol- duğunu, halen “aktif” olan yeşil kartlõ sayõsõ- nõn da 9 milyon 271 bin 770 olduğunu açõkladõ. 16 ilde inceleme Sağlõk Bakanõ Akdağ, Alim Işõk’õn 65 yaş üs- tündeki 8 bin 500 dola- yõndaki yeşil kartlõya yak- laşõk 77 milyon liralõk haksõz ödeme yapõldõğõnõn Maliye Bakanlõğõ’nca sap- tandõğõ ve bunun nasõl tahsil edileceği sorusuna ise net yanõt vermekten kaçõndõ. İl ve ilçe idare ku- rullarõnca usulsüz yeşil kart alõndõğõnõn veya ve- rildiğinin saptanmasõ ha- linde ilgili yasaya göre usulsüz kullananlardan, kullandõrõlan kaynağõn iki misliyle tahsil edildiğine dikkat çeken Akdağ, ay- rõca ceza kovuşturmasõ yapõldõğõnõ anõmsattõ. Ye- şil Kart uygulama yönet- meliğine göre yeşil kart sahipliği ve iptaline ilişkin değerlendirme yapõlmasõ ve karara bağlanmasõ ko- nusundaki yetkinin il ve il- çe idare kurullarõnda bu- lunduğunu kaydeden Ak- dağ, 65 yaş üzerinde bu- lunan ve aynõ zamanda Emekli Sandõğõ’ndan ma- aş aldõğõ iddia edilen ye- şil kartlõlarla ilgili iddialar üzerine Maliye Bakanlõ- ğõ’nõn 16 ilde inceleme yaptõğõnõ bildirdi. Akdağ, sayõ ve miktar vermemekle birlikte Alim Işõk’õn 77 milyon lira ol- duğunu belirttiği “usulsüz ödeme” konusunda ilgili mevzuata göre zararõn taz- mini ve ceza kovuştur- masõ işleminin sürdüğünü bildirdi. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ABD’nin Ankara Büyükelçisi James Jeff- rey’i kabul etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından soruları yanıtlayan Jeffrey, “Türkiye ile Ermenistan ilişkileri ko- nusunda bir değerlendirmeniz olacak mı?” sorusu üzerine, “Süreci destekliyoruz. İn- şallah devam edecek” dedi. Jeffrey, “Nasıl devam edecek” sorusuna karşılık, “Bu Tür- kiye ile Ermenistan arasında. Onun için siz karar vereceksiniz” diye konuştu. “Ameri- ka’nın somut desteği olabilir mi” sorusuna Jeffrey, “Bütün Kafkasya’da barış ve is- tikrar istiyoruz” yanıtını verdi. (AA) Koridorda Erdoğan anonsu AKP liderinin hakkõnda 20 bin liralõk tazminat davasõ açtõğõ Kamer Genç, duruşmada ‘Davacõnõn kim olduğunu vatandaş bilsin’ diyerek mübaşiri göreve davet etti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õn, Mersin Büyük- şehir Belediyesi’nin düzenlediği bir kurul- tayda yaptõğõ konuşmada, kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Tunceli Bağõmsõz Mil- letvekili Kamer Genç hakkõnda açtõğõ 20 bin liralõk manevi tazminat davasõnõn görülme- sine başlandõ. Mübaşir Erdoğan’õn avukatõ- nõn adõnõ koridorda seslendi. Genç’in, “Da- vacının kim olduğunu vatandaş bilsin” uyarõsõ üzerine, mübaşir “Recep Tayyip Er- doğan” diye de bağõrdõ. Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya, davalõ Genç ile Erdoğan’õn avu- katõ Muammer Cemaloğlu katõldõ. Genç, du- ruşmada, dava dilekçesine karşõ beyanlarõnõn yer aldõğõ cevap dilekçesini mahkemeye ve Er- doğan’õn avukatõna verdi. Genç dilekçede, “Davacı (Erdoğan), siyasetçi olması nede- niyle, güncel olduğu kadar, geçmişteki fi- kirleri ve davranışları nedeniyle de eleşti- riye açık olmalı” ifadelerine yer verdi. Dilekçede, dava konusu ifadeleri neden kullandõğõna yönelik değerlendirmelerde de bulunan Genç, mahkemeden, “Erdoğan’ın, dokunulmazlığının kaldırılmasına iliş- kin TBMM’deki dosyalarının istenmesi- ni, ayrıca 2007’den bu yana ailesiyle bir- likte yaptığı seyahatlerin giderlerinin kimlerce ödendiğinin sorulmasını” istedi. Mahkeme hâkimi Ramazan Kaya, tarafla- ra delillerini bildirmeleri için süre vererek du- ruşmayõ erteledi. ABD’den Ermenistan açılımına destek DIŞİŞLERİ KARARNAMESİ 19 büyükelçi merkeze çekildi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Dõşişleri Bakanlõğõ’nda uzun zamandõr beklenen büyükelçi ata- malarõ dünkü Resmi Gazete’de ya- yõmlanarak yürürlüğe girdi. Atama kararlarõnõn Dõşişleri Ba- kanlõğõ’nõn ilgili yazõsõ üzerine Ba- kanlar Kurulu tarafõnda 2 Eylül 2009 tarihinde alõndõğõ bildirildi. Buna göre bakanlõk mensubu baş- konsolos, elçi ve büyükelçilerden 43’ünün görev yerleri değiştirilir- ken, Galatasaray Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Dekanõ Kenan Gürsoy Türkiye’nin Vatikan nez- dinde büyükelçisi oldu. Halen aktif olarak büyükelçilik yapan 19 isim merkeze çekilirken, bakanlõğõn çeşitli kademelerindeki 24 kişinin görev yerleri değiştiril- di. Açõk bulunan birinci derece kadrolu Müsteşar Yardõmcõlõğõna da Büyükelçi Yaşar Halit Çe- lik’in atanmasõna karar verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle