Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Edepsiz Vahşet
Dere yatağına yapılan gecekonduları, TIR park-
larını, gökdelenleri, hani ne diyorlar “plazaları” tar-
tışıyoruz. Neden buralara ev kurmuşlar aklınız alı-
yor mu?
Almıyor.
Bu kapitalizm nasıl bir şeydir ki, kumara kapıl-
mış bir Dostoyevski kahramanı gibi kendini pa-
ranın parayı çağıran cazibesinden kurtaramıyor.
Kapitalizm öyle bir şeydir. Vahşidir. Edeplisi gö-
rülmemiştir. Ufukta parayı gördü mü yapmayacağı
iş yoktur.
Dere yatağına apartman dikmek ne kelime.
Şimdi bakıyoruz artık, sel gitti geride ne kaldı
diye. Ne kaldı?
Kum.
Öyle mi?
İyice bir bakın, gördüğünüz yalnızca selin ku-
mu değildir. Serbest piyasa dedikleri talan eko-
nomisinin pisliğidir. O balçığın içinde çocukları-
mızı, kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı yitirdik. Bu işin
sorumlularını da bulamayacağız üstelik.
İlliyet rabıtasını kuramayacağız.
TV kanallarında bir yandan sel tartışılıyor, öte
yandan 12 Eylül faşizmi. 12 Eylül’ü tartışanlar dar-
beyi tarif ederken hep aynı şeyleri söylüyorlar: İş-
kence, zorbalık, zulüm, cinayet, zindan, sürgün.
Bu tarif eksiktir. Eksik olduğu için de yanlıştır.
12 Eylül faşizmi, 24 Ocak ekonomisi demektir.
12 Eylül öncesindeki yoksul, ne yapacağını şa-
şırmış Türk kapitalizminin kendini kurtarması için
gerekmiştir. Şikago’dan bu yana esen monetarist
politikanın uygulanabilme koşullarını oluşturmak
için gerekli olmuştur. Başka türlü siyasete ve hal-
ka söz geçirmek mümkün olmayacağı için, isyana
durmuş sol, halka vahşi kapitalizmden kurtuluşun
yollarını göstermeye başladığı, toplumsal bir he-
yecanı ateşlemek üzere olduğu için Turgut Özal
ve yardımcısı koşa koşa generallere gitmişlerdir.
Gittiler ve süngülerini bileyen generallere “eğer
bu günlerde iktidara gelmeyi düşünen birile-
ri varsa, ekonominin durumu ve kurtuluşu böy-
ledir” dediler. Ekonomide ray değiştirmeye ha-
zırlanan vahşi kapitalizmin vahşi bir siyasete, sı-
kı bir darbeye gereksinim duyduğunu açık seçik
anlatmak istediler.
Anlatmışlardır.
O nedenle de darbenin gerçek lideri şimdi pe-
şine düştüğümüz Evren değildir. Özal’dır. Üste-
lik Evren’in zamanı geçmiş, Özal’ın çağı geçme-
miştir.
O vatan falan tanımadığı, ilhamını Şikago’dan
aldığı halde kendine “Anavatan” adını takmıştı.
Mirasçılarında da ne adalet vardır ne kalkınma,
ama adları öyledir.
Vahşi kapitalizmin şu sıralarda kriz nedeniyle
gradosu düşmüş monetaristleri yelkenleri tam ola-
rak suya indirmiş değildirler. Aslında o eski poli-
tikalarla yürümenin, iktidar olmayı sürdürmenin
mümkün olmadığını biliyorlar. Ama ne yapsınlar
ki eşyanın tabiatı, ruhlarına sinmiş vahşet man-
tık dinlemiyor.
“Krizi başka türlü atlatamayız” diyenlere, yeni
Keynezyen yöntemler önerenlere bile taham-
mülleri yoktur.
O nedenle “büyük bir sağlık reformu yapalım,
devletin işi sayalım, kamu harcamalarını art-
tıralım” diyen zavallı Obama‘yı komünist ilan et-
tiler. Yüz binleri sokağa döktüler. “Biz herkese
sağlık hizmeti istemiyoruz” diye bağırdı o yüz
binler.
“Alın, satın, ekonomiye can verin” diye ekran-
larda hayal satan gülcü güzeli de boşuna uğra-
şıyor.
Gül satmaz kapitalizm.
Gül kokmaz.
O adı güzel “serbest” piyasa vahşidir.
Parayı gördü mü dere yatağına plaza da yapar,
gecekondu da.
Sonra seli gider kumu kalır.
Öylesine vahşidir ki o “serbest” piyasa, dönüp,
iştiyakla, şevkle, heyecanla, hırsla kumun içinde
insan değil, altın arayacaktır.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
Ayamama Deresi’ndeki işyeri sahipleri geçici de olsa ruhsatlarõnõn olduğunu söyledi
‘Yõkõmakesinliklekarşõyõz’
SİBEL BAHÇETEPE
MELTEM YILMAZ
Ayamama Deresi’nin taşmasõ sonucu
meydana gelen sel felaketi üzerine Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan ve İs-
tanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)
Başkanõ Kadir Topbaş’õn “Kimseye
acımayacağız, dere yatağında ne
varsa yıkacağız” değerlendirmesi
bölgedeki işyeri ve fabrika sahipleri-
nin tepkilerine neden oldu. İşverenler,
“Biz yıkıma kesinlikle karşıyız. Bu-
güne dek vergilerimizi ödedik, geçici
de olsa ruhsatlarımızı aldık, hiçbir
yetkili bizi bu bölgenin böylesine teh-
likeler içerdiğini söyleyip, hiçbir
konuda uyarmadı. Çalışmalarımızı
sürdürmeye devam ediyoruz.
Altyapının gözden geçirilerek
düzenleme yapılması gere-
kir” dediler.
İkitelli’deki Ayamama Dere-
si’nde sel felaketine uğramõş işyeri
sahipleri ve yöneticileri ile görüştük.
Sel sularõnõn çekilmeye başlamasõ ve
temizlik çalõşmalarõnõn devam etmesi
ile birlikte bölgedeki esnaf yõllardõr bir
türlü õslah edilmeyen Ayamama Deresi
ile ilgili neler yapõlacağõnõ merak et-
melerine karşõn, bölgede kalmaya ka-
rarlõlar. Uluslararasõ taşõmacõlõk ve
lojistik hizmeti veren Enco Grup’un
Genel Müdürü İsmail Tekin, bölgede
yaklaşõk 15 milyon TL ile en fazla
maddi hasar gören tesisin kendilerin-
ki olduğuna dikkat çekerek, “Selden
sonra İBB bize hiçbir şekilde yar-
dımcı olmadı. Nereyi aradıysak kim-
seye ulaşamadık. Bir tek Bahçeli-
evler Belediyesi’nden yardım ala-
bildik; günlerdir her türlü yardı-
mımıza koşuyor. Bu sel felaketinde
devletin ne kadar aciz kaldığını
gördük” dedi.
“Bir sağlık ekibi gelmedi”
Sel felaketinin hemen ardõndan yet-
kililerin olayõ siyasileştirmesine tepki
gösteren Tekin, şöyle devam etti: “Biz
siyaset değil, temizlik, ilaç, bakım, vi-
jandör, jeneratöre gibi yardımlara
ihtiyaç duyuyoruz. Sayın Topbaş bu-
raları yıkacağını söylüyor da bugü-
ne dek buraya bir sağlık ekibi ya da
itfaiye yollamış mı? Afet Koordi-
nasyon Merkezi selden sonra böl-
gede hiçbir şey yapmadı. Hatta be-
lediyenin kestiği encümen cezasını
bile bizden aldılar. Madem yıkılması
gereken bir yer neden ceza kesiyor,
bunları tahsil ediyor? Bizim şirke-
timizin sahibi Adnan Şahin İstan-
bul’da vergi ödeme listesinde 6. sı-
rada. Tüm bunların karşılığı yıkım
değil. 1992 yılından bu yana şirke-
timiz var, o zaman akılları neredeydi
de, şimde yıkmayı düşünüyorlar.
Burada bulunan tarihi Papaz Köp-
rüsü’nün yüksekliği 4.5 metre, ge-
nişliği 30. Bu köprü de suların ak-
masını engelliyor. Bunlar düzeltil-
meli.”
“Tamamı yıkılamaz”
Buhan Yayõncõlõk Sahibi Ahmet
Buhan, “Dere yatağının hemen di-
bindeki bazı işyeleri yıkılabilir. Ama
tamamının yıkılması söz konusu
olamaz” dedi. Geçmiş dönemde de
benzeri sel felaketinin ardõndan
çok sayõda binanõn sular altõnda
kaldõğõnõ anõmsatan Buhan, “Pay-
laşan Türkiye’de söz sahibi olan et-
kin insanlar dere kenarındaki yerleri
kapatarak çok sayıda konut yap-
mışlar. Moda, otomotiv, tekstil, hat-
ta basın bile dere yatağı çevresini ne
yazık ki parsellediler, memleketi bu
hale getirdiler. Yakın bir zamanda
yapılan Marriott Otel’de dere yata-
ğına yapıldı, tüm bunların hesabını
kim verecek?” diye konuştu.
“Yıkıcı yaklaşıma hayır”
9 ay önce faaliyete giren ve dere ya-
tağõna yapõldõğõ gerekçesiyle selin bo-
yutunu arttõrdõğõ öne sürülen Basõn
Ekspress Yolu üzerindeki Marriott
Hotel ile ilgili Genel Müdür Yardõm-
cõsõ Arcan Bayraktaroğlu, otelin sel
felaketinden en az hasarla kurtulan te-
sislerin başõnda geldiğini savunarak,
şunlarõ söyledi: “Yalnızca alt katlarda
teknik hasarlar ve personel soyun-
ma odalarında sorunlar oldu. Te-
mizlik için oteli 1 hafta kapadık, ça-
lışmaların ardından hizmet verme-
ye devam edeceğiz. Marriott Otel
zinciri legal olmayan bir oluşu-
munda yer almadı. Yıkım bizi etki-
lemez. Resmi makamların onayla-
madığı bir durum söz konusu değil.
Tüm dünyada 3 bin 200 oteli olan bir
tesise ‘buradan git’ demek yapıcı
değil, yıkıcı bir yaklaşımdır.”
Uğur Tekstil’in sahibi Ercan Öz-
demir de yõkõmõn radikal bir karar ol-
madõğõnõ anõmsatarak “Bir sürü fab-
rika ve işyeri var. Bunların tama-
mının yıkılması çok da mümkün gö-
zükmüyor. Buradan ekmek yiyen
bir sürü insan var, onlar ne olacak”
diye sordu.
Örnek konutlar...
Sel felaketinin yaşandõğõ sõrada İs-
tanbul’da çok sayõda ev sular altõnda kal-
masõna karşõn, Merter’de 35 yõl önce-
nin koşullarõnda yapõlan Sitimaş ko-
nutlarõ hemen hemen hiç etkilenmedi.
Türk-Alman işbirliği ile yapõlan ve 33
bloktan oluşan Simitaş konutlarõ sa-
kinleri, sitelerin o dönemde hazõr beton
dökülerek yapõldõğõ, bu anlamda örnek
olduğunu belirterek, “Buraya yakın
Çırpıcı Deresi önceki yıllarda za-
man zaman taştı ancak zarar olma-
dı. Bölgedeki diğer yapılar büyük za-
rar gördü. Çünkü bu binalar o dö-
nemde bugünün şartlarına uygun
olarak tasarlanmıştı” dedi.
İşyeri sahipleri açıklamalara tepki
gösterdi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK)
İSKİ’nin yazõşmalarõ ve AKP’li belediyenin tutumu ‘siyasi rantõ’ belgeliyor
Bunun için ölüyoruz
AYKUT KÜÇÜKKAYA
İstanbul’da 28 kişinin yaşamõnõ
yitirmesine yol açan sel faleketiy-
le gözlerin çevrildiği kurumlardan
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi
(İSKİ) Genel Müdürlüğü’nde ya-
põlan yazõşmalar, kentin siyasi ran-
ta kurban edildiğini belgeliyor. Yü-
rütmesi durdurulan Sarõgazi Islah
İmar Planõ doğrultusunda AKP’li
belediye tarafõndan verilen 9 yapõ
ruhsatõnõn iptali için 2008 Eylül
ayõnda hukuki yollara başvurul-
masõnõ isteyen kurum içi resmi ya-
zõnõn İSKİ Genel Müdürlüğü tara-
fõndan işleme konulmadõğõ ortaya
çõktõ. Hukuki talep, “İçme suyu
havzalarında kaçak yapılaşma
ve telafisi mümkün olmayan fii-
li durum oluşmasını önlemek
amacını” içeriyor. “Acele” dam-
gasõnõ taşõyan resmi yazõnõn işleme
konulmamasõ, evraka “Bu yazı
22992 sayı ile Başkanlık maka-
mına imzaya gönderilmiştir. An-
cak Başkanlık makamınca işleme
konulmadan iade edilmiştir. Bun-
dan sonraki doğacak olan so-
rumluluk Başkanlık makamına
aittir” notuyla işlenmiş.
Cumhuriyet’in ulaştõğõ resmi
yazõşmalara göre AKP’li belediye
yönetimince verilen yapõ ruhsatla-
rõna karşõn hukuki süreç özetle şu
zorluklarla karşõlaştõ:
AKP’Lİ BELEDİYE İS-
Kİ’DEN GÖRÜŞ ALMAMIŞ Sa-
rõgazi Belediyesi, İSKİ’nin görü-
şünü almadan (Yerel yönetimlerce
hazõrlanan imar planlarõnõn, Bü-
yükşehir Belediye Meclisi’ne su-
nulmadan önce Havza Yönetmeli-
ği çerçevesinde incelenmesi için İS-
Kİ’ye gönderilmesi yasal bir zo-
runluluk) 18 Eylül 2007 tarihinde
144510-10301, 144511-10302,
144513-10303, 144514-10304,
144515-10305, 144516-10306,
144517-10307, 144518-10308,
144519-10309 sayõlõ yapõ ruhsatlarõ
verdi.(İSKİ’nin 21 Ağustos 2008 ta-
rihli I. Hukuk Müşavirliği yazõsõ...)
İSKİ’NİN TALEBİNE BE-
LEDİYEDEN YANIT YOK İS-
Kİ’nin yapõ ruhsatlarõnõn ve bu
ruhsatlarõn dayanağõ olan imar pla-
nõnõn iptali için açmak istediği da-
va mahkeme tarafõndan reddedile-
rek yeniden dava açõlabilmesi için
imar planõnõn onay tarihinin ve öl-
çeğinin bildirilmesi talep edildi.
İSKİ, dava talebinin olduğu tarih-
te yapõ ruhsatlarõnõn dayanağõ olan
imar planõ hakkõnda Sarõgazi Be-
lediyesi’nden herhangi bir yanõt
alamadõ. (20 Mart 2008 tarihli İS-
Kİ yazõsõ...)
AKP’Lİ BELEDİYENİN
BÜYÜK KURNAZLIĞI İlk önce
İSKİ’ye yanõt vermeyen AKP’li
Sarõgazi Belediyesi, dava açõlmasõ
istenen 9 yapõ ruhsatõnõn dayana-
ğõnõn 18 Ocak 1993 tarihli 1/1000
ölçekli Sarõgazi Islah İmar Planõ ol-
duğunu 18 Haziran 2008 tarihinde
bildirdi. (Sarõgazi Belediyesi’nin 18
Haziran 2008 tarihli yazõsõ...) Söz
konusu imar planõnõn ise bu bildi-
rimden yaklaşõk üç ay önce 27
Mart 2008’de İstanbul 2. İdare
Mahkemesi’nce yürütmesi durdu-
rulmuştu. (İstanbul İdare Mahke-
mesi’nin 2008/207 esas sayõlõ ka-
rarõ.)
BU KEZ DE DAVA TA-
LEBİ İŞLEME KONULMADI
İSKİ Çevre Koruma ve Kontrol
Dairesi Başkanlõğõ, tüm bu geliş-
melerin ardõndan, “İçme suyu
havzalarında kaçak yapılaşma
ve telafisi mümkün olmayan fii-
li durum oluşmasını önlemek
amacıyla Sarıgazi Islah İmar
Planı hakkında yeniden dava
açılmasına lüzum bulunma-
makla beraber 9 yapı ruhsatının
iptali ile ilgili işlemlere devam
edilmesi için talebin 1. Hukuk
Müşavirliği’ne havalesini” iste-
di. Bu kez de dava talebi işleme
konulmadõ. Bunun üzerine resmi
yazõya, “Bu yazı 22992 sayı ile
Başkanlık makamına imzaya
gönderilmiştir. Ancak Başkan-
lık makamınca işleme konul-
madan iade edilmiştir. Bundan
sonraki doğacak olan sorumlu-
luk Başkanlık makamına ait-
tir” notu düşüldü. Notun altõnda 3
yetkilinin imzasõ yer alõyor. (2, 8,
12 Eylül 2008 imzalõ İSKİ yazõsõ...
Cumhuriyet, AKP’li belediyenin yapı ruhsatı verdiği isimlere
noter huzurunda imzalattırdığı taahhütnameyle “Bana dava
açmayacaksınız” sözünü aldığını manşetinden duyurmuştu...
AKP’li belediye tarafõndan
verilen 9 yapõ ruhsatõnõn iptali
için hukuki yollara
başvurulmasõnõ isteyen kurum
içi resmi yazõnõn işleme
konulmadõğõ ortaya çõktõ
Vergi
kolaylõğõ
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Maliye
Bakanlõğõ Gelir İdare-
si Başkanlõğõ tarafõn-
dan, İstanbul ve Tekir-
dağ illerinde meydana
gelen selden zarar
gören mükelleflere
dönük açõklama
yapõldõ. Sel felaketi
nedeniyle zarar gören
mükelleflerin ikmalen,
resen veya idarece
tarh edilen ve vadesi
8 Eylül ile 30 Eylül
2009 tarihlerine
rastlayan vergi ve
cezalarõnõn ödeme
süreleri vade tarihle-
rinden itibaren 1 ay
süreyle uzatõldõ. Söz
konusu mükelleflere 8
Eylül’de başlayõp 30
Eylül’e kadar
vermeleri gereken
beyannamelerini
ekim ayõnda verilecek
beyannameler ile
birlikte verme olanağõ
da getirildi.
İşyeri sahipleri, “Bugüne
dek vergilerimizi ödedik, geçici de olsa
ruhsatlarõmõzõ aldõk, hiçbir yetkili bize bu
bölgenin böylesine tehlikeler içerdiğini
söyleyip, hiçbir konuda bizi
uyarmadõ” dedi.
DİSK Başkanõ Çelebi, selin sorumlusu olan hükümet ve belediyeleri göreve davet etti
Acil dayanõşma çağrõsõ
Berna bulundu
4 kişi aranõyor
Durak: Dereleri õslah
etmeyenler sorumlu
TEKİRDAĞ / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Te-
kirdağ’õn Saray ilçesinde yaşanan sel felaketinde su-
lara kapõlan 5 kişilik Çakar ailesinden 8 yaşõndaki
Berna’nõn cansõz bedenine ulaşõldõ. Çatalca ve Si-
livri’de sağanak yağõş nedeniyle oluşan sele ka-
põlarak kaybolan Dila Manav (1.5), Ceyda Gi-
der (8), Nihat Serdiyol (76) ve Gülseren Dur-
sun’u (65) arama çalõşmalarõ ise sürüyor.
Küçük Berna’nõn cesedi günlerdir süren arama ça-
lõşmalarõnõn ardõndan dün Galata Deresi’nde bu-
lundu. Erzurum’dan 4 yõl önce çalõşmak için Te-
kirdağ’õn Saray ilçesine yerleşen Çakar ailesinden
çobanlõk yapan baba Fatih Çakar, eşi Handan, kõz-
larõ Büşra (12), Afra (6) ve Berna (8), 8 Eylül’de
meydana gelen selde kaybolmuş, ailenin 4 üyesi-
nin cesedi felaketin ardõndan bulunmuştu.
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Büyük-
şehir Belediye Başkanõ Aytaç Durak, İstanbul ve
Trakya’nõn bazõ bölgelerinde meydana gelen, can
ve mal kaybõna yol açan seli değerlendirdi, özel-
likle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne gönder-
meler yaptõ. Adana’daki Sarõçam Deresi õslah ça-
lõşmasõnõ örnek gösteren Durak, “Belediyecilik
halka bedava kömür ve gıda yardımı dağıt-
mak değildir. Dereleri ıslah etmeyen, çevresin-
de işgallere göz yuman belediyeler can kayıp-
larının, zararın sorumlularıdır” dedi.
İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Baş-
kanõ Süleyman Çelebi, sel felaketinde sorum-
lularõn hükümet ve yerel yönetimler olduğunu
belirterek halkõn mağduriyetinin giderilmesi
için acil dayanõşma çağrõsõ yaptõ.
DİSK Başkanõ Çelebi, yaşanan sel felaketi-
nin nedeninin “İstanbul’un plansız olmasın-
dan” kaynaklandõğõnõ belirterek “Yani, hükü-
metin ve belediyenin plansızlığının bedelini
İstanbullular canlarıyla ve mallarıyla öde-
miştir. Büyük mağduriyetleri ise devam et-
mektedir. Bu acıların yaşanmasının en bü-
yük iki sorumlusu hükümet ve belediyeler-
dir” dedi. Hükümeti ve belediyeleri göreve ça-
ğõran Çelebi, halkõn mağduriyetinin giderilmesi
için acil seferberlik düzenlemesi yapõlmasõ ge-
rektiğini söyledi. Çelebi, “Belediyelerin rant
kapısı, hükümetlerin ihale kapısı olmadıkla-
rını, varlık nedenlerinin önce insan olduğu-
nu göstermeleri açısından böyle bir sefer-
berliğin düzenlenmesi önemli bir basamak
olacaktır. Zira bu, günlerdir çamur içerisin-
de yaşayan yaşlı, çocuk ve hastaların sağlık
sorunlarıyla da yakından ilgilidir” dedi.
İstanbul Kadın Platformu üyeleri, Pameks Tekstil’de ça-
lışan 8 kadın işçinin yük taşımak için kullanılan bir araç-
la işyerlerine taşınırken sel sularına kapılarak yaşamlarını
yitirmesini İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde protesto etti. Grup, “Sel değil AKP öldürdü”,
“Doğal değil siyasi felaket” sloganları attı. Belediye önünde toplanan 3. Köprü Yerine Yaşam Plat-
formu adına yapılan açıklamada da “AKP’nin ranta dayalı belediyecilik ve kent anlayışının fela-
ket üstüne felakete davetiye çıkaran bu pervasız zihniyetine karşı durmalıyız” denildi.
Belediyeye protesto