20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 15 EYLÜL 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B Doğan’a 1.9 milyar TL tarh edilen vergi ve bir kat ceza için çok şey ya- zıldı ve söylendi. Teknik açıklamalar ya- pıldı. Ancak olayın bir başka boyutu var ki o da dikkatlerden kaçıyor. Bu da ver- gi inceleme elemanlarının yorumlarını neye göre yaptığı ve bu yorumlara meydan veren mükellef eksiklikleri. Vergi inceleme elemanları bazen katı yorum yapabiliyorlar Maliye müfettişleri, hesap uzmanla- rı ve gelirler kontrolörleri yaşları, mes- lekten beklentileri, deneyimleri, üstat- larından aldıkları tarzları ile tartışmalı ya- sal düzenlemeler karşısında farklı yo- rum yapabiliyorlar. Ezici bir çoğunlukla vergi inceleme elemanlarının baskıyla ve etkiyle düşüncelerini ve yorumları- nı şekillendirmeleri mümkün değildir. Vergi inceleme elemanları bitirdikleri okulların çalışkan öğrencilerinden zor bir eleme sınavından geçirilerek seçi- liyor. Hizmet içi eğitim de çok kaliteli ve usta-çırak ilişkisi. İdealist olan bir vergi inceleme elemanı, yetişme tarzı nedeniyle incelediği mükellefe mutla- ka vergi kaçırıyordur gözüyle bakabi- liyor. Belki burada hata yapmamak için katı yorum devreye giriyor. Gelirler kontrolörü hisse satışında katı yorum yapmıştır GK, Doğan Grubu içinde hisse de- ğişimini normal hisse satışı kabul eder- ken anonim şirketlerde hisse satışının hisse senedi yoluyla olması gerektiği noktasından hareketle KDV uygula- mıştır. Bilindiği gibi anonim şirketlerde hisseler esas itibarıyla hisse senetleri ile temsil edilir. Hisse senedi bastırı- lıncaya kadar onun yerine geçmek üzere geçici ilmühaber kullanılır. Tica- ret Kanunu’nun verdiği bu olanak ne- deniyle geçici ilmühaber eşittir hisse senedidir. Oysa GK burada hisse se- nedi devri yoluyla hisse satışı olmadı- ğını görünce Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde öngörülen işlem ve he- saplarda “gerçek mahiyet” aranmalıdır şeklindeki vergi hukukunun Fatiha sü- resi kabul edilen hükmü dikkate al- mayarak kendi yorumunu katı biçim- de yapmıştır. Doğan Grubu da bu katı yorumu elverişli kılmıştır Doğan Grubu’nda çok deneyimli usta denilebilecek uzmanlar, maliye- ciler, hukukçular, akademisyenler var. Neden bu kadar büyüklükteki bir grup- ta anonim şirket hisselerini geçici il- mühaberlerle temsil etmeye devam eder, neden hisse senetleri bastırılmaz, bunu anlamak mümkün değildir. Çün- kü geçici ilmühaberler bilgisayarlarda düzenlenebilir. Ama hisse senetleri matbaalarda bastırılır. Adından da an- laşılacağı üzere ilmühaberler geçicidir. Yıllarca hisselerin ilmühaberlerle tem- sil edilmemesi gerekir. Dolayısıyla bir vergi inceleme elemanının bunu katı yo- rumlayacağı düşünülerek grubun his- se senetlerini düzenlememesi de bu tartışmalı durumu elverişli kılmıştır. Hisse değişiminde gelirler kont- rolörü yorumu da doğru kabul edi- lebilir. Ancak bu husus tartışmalıdır Anonim şirketlerde hisseler ortaklık yapısını değiştirmek amacıyla değiş to- kuş yapılabilir. Bu yabancı yatırımcıların gelmesini teşvik etmek için yapılan dü- zenlemedir. Bir holding şirketine ortak olanlar bir başkanın hissesini oranın yö- netim ve kontrolünü eline almak ama- cıyla hisse değiş tokuşu yaparlar. Ka- nun hükmü hisse değişiminde hisse alanların hisse aldıkları şirkette yöne- tim kontrolünü almaları şartını getir- miştir. Ancak aynı grubun kendi şir- ketleri arasındaki hisse değişiminde bu kontrol direkt sağlanmazsa bile dolaylı olarak sağlandığı için kanunun öngör- düğü şart dolaylı da olsa sağlanmış ol- maktadır. Burada kanun maddesinin gerekçesine, grup şirketlerin kendi şirketleri arasında hisse değişimini engelleyen açık bir hüküm olmaması- na bakıldığında konunun tartışmalı ol- duğu ve muhtelif yorumlar yapılabile- ceği ve bu nedenle gelirler kontrolö- rünün yorumunun da doğru olabile- ceğini kabul etmek mümkündür. Bu hususta henüz yargı içtihatları oluş- madığından tartışma uzun bir süre devam edebilecektir. Ancak bizim gö- rüşümüz: Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20. maddeleri hisse değişimle- rinde grup şirketlerinin istisnadan ya- rarlanmalarını engelleyecek bir hü- küm değildir. Gruplar, şirketlerin ortaklık yapısını şu sebeple veya bu sebeple değiştirmek isteyebilir ve bunu ku- rumlar vergisinden istisna olacak şe- kilde hisse değişimi yoluyla yapabilir. Hisse senetlerinizi bastırın Değerli işadamları siz siz olun iş- lemlerinizi yaparken 5 yıllık genç, idea- list, gözleri çakmak çakmak bir vergi inceleme elemanının sizi denetleye- ceğini düşünerek tartışmalı hususlar- da devlet lehine yorum yapın ve tar- tışmaya elverişli durum bırakmayın ve mutlaka anonim şirketlerinin bu yıl sonuna kadar hisse senetlerini bastı- rın. Mali müşavirlerinizin, hukukçuları- nızın tavsiyelerini dikkate almayı “Sen benden mi yoksa devletten mi yanasın” diyerek ihmal etmeyin. Doğan’a Kesilen Vergi Cezasında Kim Ne Kadar Kusurlu? M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com [email protected] Kamuoyuna yansımasa da 12 Eylül darbesi bu yıl biraz daha anlaşılır verilerle masaya yatırıldı. Ortaya saçılan gerçekler askeri-sivil darbelerin öncesinde or- tam yaratma, sonuçları, kitleler, örgütlülüklerine yö- nelik sindirme, teslim alma, insan hakları ihlalleri, dar- be hukukunun işletilmesi yöntemleriyle birbirlerine çok benziyorlar... Özetle öyle darbelere karşı şov yapmakla, insan hakları, demokrasi, darbe karşıtlığı havariliğiyle ol- muyor. Hele hele AKP iktidarını sivil demokrasinin ek- seni kabul edip bu iktidarın sivil darbe içerikli icra- atlarının karşısında duranları toptancı biçimde dar- beci ilan etmekle demokratlığa oynamak hiç olmu- yor. Darbelerin askeri-sivil kimliği yanında, insan hak- ları, demokratik örgütlenme haklarına, yaşamın her alanına dönük sonuçlarına bakmak gerekiyor... 12 Eylül askeri darbesinde, anarşi-terör gerekçe- siyle Türkiye’de sol, sosyal devlet, sendikal-toplumsal haklara ilişkin ne kadar örgütlenme varsa hepsinin üzerine gidilmesi, silindir gibi ezilmesi elbette raslantı değildi. Anarşi ve teröre karşı en güçlü-bilinçli ola- rak direnmiş işçi sınıfının, sosyal-sendikal haklar ka- zanımında öncülük yapmış DİSK’in, 12 Eylül’de en çok bedel ödetilen olması da... DİSK’in, bu yıl “Ne unuturuz, ne affederiz” sloga- nı ile düzenlediği etkinlik, içeriği ile gerçeklerin sor- gulanmasında gerçekten anlamlı, önemliydi. Galiba Türkiye’yi 12 Eylül’e sürükleyen tuğla taşı sayılabi- lecek provokasyon olaylarının iyi seçilmesi, birinci de- receden tanıklarla dillendirilmesi genel algılama için, çok anlaşılır bir sonuç tablo getirdi... 12 Eylül ve DİSK, 1 Mayıs 1977 katliamı, 16 Mart 1978 katliamı, Maraş-Çorum, ön provası sayılabile- cek Kırıkhan, siyasal cinayetler, Kemal Türkler suikastı, 12 Eylül’ün ekonomik-sosyal haklar so- nuçları, dünden bugüne darbe yolları... Konu başlıkları altında ortaya çıkan gerçeklerin bütününden kimi sa- tır başlıkları üzerinde düşünmek, bilgi dağarcığımı- zı geliştirmekte, ders alabilme, toplumsal tuzaklar- dan sıyrılabilme, sağlıklı değerlendirme yapabilme adı- na gerçekten yarar var... En önemli satır başlığı; 12 Eylül askeri darbesini ha- zırlayan, iktidar yapan itici gücün, AKP partisi ve ik- tidarını yaratan itici güçlerle ilişkisini; ABD iktidar gü- cü başta, emperyal çıkarlara, projelere hizmet ilişkisini görmek olmalı. Gelişmeler biraz daha eşelendiğin- de, Türkiye’de 1961 Anayasası, 63 yasaları öncelikli yaşanan sol, sosyal, sendikal haklar, demokratik açı- lımlarla, emperyal çıkarların bütününde Türkiye’ye da- ha sonradan biçilen rollerin, arka bahçe kimliği arasındaki çatışmalar bir bir ortaya çıkıyor. Zaten 12 Eylül’e geçiş sürecinde temel belirleyici, bol-lüks ilan edilen insan hakları, örgütlülüğe ilişkin ne varsa bu- danması değil mi? Demokratik örgütlülük, bilinç gücü 24 Ocak ka- rarlarının uygulanmasına sivil iktidar eliyle izin ver- meyince, anarşi-terör gerekçeli 12 Eylül darbesi, 12 Mart’ta yarım kalmış operasyonun tamamlanması- nı getirdi... DİSK yöneticilerinin ağır işkenceden geçirilip, 3 yıllık süreç boyunca tutuklu kalmaları ve yargılanmalarına yol açan “Marksist-Leninst illegal ör- güt” suçlaması, içeriği, kanıtları, mantığı ile, 12 Ey- lül’ün anayasası, yasaları ile işçi sınıfına gelen yasaklar, hak gaspları, hak arama yollarının tıkanması ile eş- anlamlı... İşçi konfederasyonları, 12 Eylül 1980’de 3 milyon sigortalı işçinin 1.5 milyonunu örgütlemişlerken bu- gün 5 milyon civarında sigortalının ancak 400 bin ka- darı için toplu pazarlık, gerçek sendikal üyelik hak- ları geçerli. Erdoğan hükümetinin ilk icraatı olarak gelen esnek çalışma ile kazanılmış iş yasası hakla- rından çok şeyi kaybetmiş olmaları bir yana, güdük bu iş yasası hakları da kâğıt üstünde, suç, angarya çalışma düzeni içindeler. Kayıt dışı, sigortasız ça- lıştırılanlar, sadece sayısal değil oransal patlama ile kayıtlı işçiden fazla. En büyük kitle, 6 milyon üstü iş- sizler... Askeri-sivil darbe düzenleri sonuçlarının çarpıcı bir başka buluşması, gerçek ücretler endeksi; 12 Eylül askeri darbesinin ilk yıllarından daha keskin gerçek ücret kayıpları, askeri dönemin ekonomisini de yö- netmiş Özal iktidarlarında. Piyasa ekonomisi üzerinde en parlak yıllarda, sermaye kârlarına kâr katarken, 100 olan başlangıç gerçek ücret endeksi 1988’de 67’ye kadar çok çarpıcı biçimde düşüyor. Sonra her şeye rağmen sendikal çatı, toplu pazarlık düzeni içinde ba- har, yaz eylemleri, büyük Zonguldak direnişleri ile iş- çiler kazan kaldırdıklarında, Özalizm hiç değilse ger- çek işçi ücretleri ölçeğinde ağır darbe yiyor. 1993 iş- çilerin gerçek ücretlerinde en parlak yıl, 162 olarak gerçekleşiyor. 2001 krizi yeni dip noktası 117.6. İşin trajik boyutu yeni sivil darbe iktidarı Erdoğa- nizm sürecinde, yine parlak piyasalar, ekonomi bü- yümeleri ortalama yıllık yüzde 7’lerde dolaşırken üc- retler iyileşmiyor, 2007 son krizden önce hâlâ 117.6. Üstüne son krizi, çöküşü katamadık, henüz verisi yok. Sivil darbenin sonucu, sosyal devletten sadaka dü- zenine geçiş yeterince çıplak, açık değil mi? İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Askeri-Sivil Darbeler... Sadece Doğan Grubu değil, medya incelemede Ekonomi Servisi - Vergi incelemesi yapan Ma- liye mensuplarõnõn sahip olduklarõ geleneklerin te- melinde “adalet ve vicdan” ölçüsünün yattõğõnõ be- lirten Maliye Bakanlõğõ, Doğan Yayõn Grubu’na ait şirketler hakkõnda düzenlenen cezaya yönelik eleş- tirilere cevap verdi. Tüm Maliye personelinin sadece ülkemizin ve milletimizin menfaatõ için çalõştõğõ be- lirtilen ve birçok medya kuruluşunun incelemede ol- duğu belirtilen açõklamada özetle şöyle deniyor: İnceleme raporlarõna mükelleflerin itirazlarõ alõ- şõlagelmiş bir durumdur. Ancak bu itiraz hakkõ, ge- rek inceleme görevini yerine getirenleri, gerekse ida- reyi baskõ altõna almak amacõyla, sistemli bir kam- panyaya dönüştürülmeye çalõşõlõyor. Sadece Doğan Yayõn Grubu’na ait şirketler değil, Türkiye’nin ön- de gelen birçok holding ve şirketler grubu dahil, med- ya sektörünün büyük çoğunluğu incelemeye tabi tu- tulmuş veya tutuluyor. (Ama) yasalarla güvence al- tõna alõnan vergi mahremiyeti nedeniyle bunlar hakkõnda bilgi verme imkânõ yok. Ekonomi Servisi - Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, “Kriz teğet geçecek” dedi ama yaşananlar, ge- len ekonomik veriler tam tersini gösterdi. Kriz her geçen gün kendi- sini çok daha kötü bir biçimde his- settirdi. Geçen yõl eylülden itibaren tarihin en büyük krizlerinden bir ta- nesi dünyayõ pençesine aldõ. Türki- ye ise hayli kötümser bir ekonomik tabloyla karşõ karşõya kaldõ. Türkiye’nin en büyük sorunlarõndan işsizlik cephesinde tablo 2008’in son çeyreğinden itibaren giderek kötü- leşti. Kasõmda işsizlik yüzde 12.3 ile tarihi rekorunu kõrarken her geçen ay bir öncekini arattõ. İşsizlik ocak ayõn- da yüzde 15.5’e, şubatta yüzde 16.1’e çõkarken, martõn ardõndan yaz döne- mi geçici işlerinin başlamasõyla aylõk bazda düşüşe geçti. Ancak işsizlik ra- kamlarõ bir önceki yõlõn aynõ döne- miyle kõyaslandõğõnda hâlâ endişe verici. Krizin en hararetli günlerinde özel sektörden acil IMF ile anlaşma çağ- rõlarõ yükselmeye başladõ. Hükümetin bu çağrõlara yanõtõ sert oldu. Türki- ye’nin krize karşõ güçlü olduğunu savunan Erdoğan, siyasi literatüre geçen bir konuşma yaptõ ve “ümü- ğümüzü sıktırmayız” dedi. Ancak ekonomideki kötüleşme hõz kesmeden devam etti. Türkiye yõlõn ilk 3 ayõnda dünyada en fazla küçülen ülkeler ara- sõnda hem de listenin en başlarõnda ye- rini aldõ. Bir anda savaş yõllarõna ge- ri dönüldü. 1945 yõlõndan beri Türki- ye böylesini görmemişti. İkinci çeyrekte ise yüzde 7 daralan ekonomi tam 9 ay üst üste küçülmüş oldu. İlk altõ aylõk bu kötü perfor- mansla birlikte Türkiye ekonomisin- den tam 100 milyar dolar silindi. Ki- şi başõna milli gelir 9 bin dolarõn al- tõna düşerken Türk halkõ 6 ayda 1400 dolar fakirleşti. Türkiye’nin en büyük ihracat pa- zarlarõndan Avrupa da krizin etkisi al- tõna girince, ihracatçõ için sõkõntõlõ günler başladõ. İhracatçõlar rekorlara alõşõktõ ama 2008 Eylül itibarõyla tablo tamamen tersine döndü. 2008 Eylül ayõnda ih- racat 32 ay sonra ilk defa geriledi. Bu düşüş trendi 2009’da da devam etti. Ağustosta Türkiye’nin yõllõk ihracatõ 100 milyar dolarõn altõna indi, 97 milyar dolar oldu. ‘Bankacõlõk sistemi sağlam. Bizi çok etkilemez’ denen krizde ülkede 2001 krizinden bile kötü bir performans sergilendi. Dokuz ay üst üste daralan ekonomi, savaş yõllarõna döndü. Krizden en çok etkilenen ülkeler arasõnda yer alan Türkiye’de en yakõcõ durum işsizlik oldu. Tarihi rekorlara ulaşõldõ. Her beş kişiden biri işsiz olan ülkede, krizde 44 bini Türk-İş’te olmak üzere 70 bine yakõn sendikalõ işçi işinden oldu. İNŞAAT YÜZDE 15.7 ERİDİ Daralmanın gerçekboyutu MURAT KIŞLALI ANKARA - Geçen hafta açõklanan büyü- me rakamlarõna göre Türkiye ekonomi- si, 2008’in üçüncü çeyreğinden başlayõp 2009’un ikinci çeyreğine kadarki döne- mi kapsayan son bir yõlda, yüzde 6.3 da- raldõ. Ekonomide yõllõk bazdaki bu da- ralma, ekonominin yüzde 5.7 küçüldüğü 2001 krizi ile yüzde 6.1 daraldõğõ 1994 krizini bile geride bõraktõ. Bundan önce- ki en yüksek daralma yüzde 15.3 ile 2. Dünya Savaşõ döneminde, 1945 yõlõnda olmuştu. Son 4 çeyrekte inşaat yüzde 15.7, perakende ve toptan ticaret yüzde 14.6 daralmayla çökerken, mali aracõ ku- ruluşlar yüzde 8.9 büyüdü. Türkiye İsta- tistik Kurumu’nun (TÜİK) geçen hafta açõkladõğõ 2009 yõlõ 2. çeyrek Gayri Sa- fi Yurtiçi Hasõla (GSYİH) rakamlarõnõn son 4 çeyrek bazõnda değerlendirilmesi, ekonomideki çöküşü şöyle ortaya koydu: Ekonomi yüzde 6.3 daraldı: TÜİK’e gö- re sabit fiyatlarla GSYİH 2009’un 2. çey- reğinde 23 milyar 513 milyon TL, 2009’un ilk çeyreğinde 20 milyar 984 mil- yon TL, 2008’in son çeyreğinde 24 mil- yar 353 milyon TL, 2008’in üçüncü çey- reğinde de 28 milyar 49 milyon TL oldu. Böylece bu dört çeyreği kapsayan son bir yõlda GSYİH 96 milyar 899 TL olarak gerçekleşmiş oldu. GSYİH bundan önceki 4 çeyrekte ise 103 milyar 466 milyon TL olmuştu. Buna göre ekonomide daralma oranõ, son 4 çeyreklik yõl bazõnda yüzde 6.3 olarak belirlendi. Daralma 2001 ve 1994 krizlerini geçti: Yõllõk bazda yüzde 6.3’lük daralma, 2001 yõlõndaki yüzde 5.7 ve 1994 kri- zindeki yüzde 6.1’lik küçülme oranlarõ- nõ geride bõraktõ. Bundan önceki en bü- yük daralma 1945 yõlõndaki yüzde 15.3’lük daralmaydõ. Bu yõlõ, yüzde 12.8 ile 1927 yõlõ, yüzde 10.7 ile 1932, yüzde 10.3 ile 1941 ve yüzde 9.8 ile 1943 izle- di. Böylece son 4 çeyrekteki yüzde 6.3’lük daralma, yõllõk bazda bakõldõğõn- da Cumhuriyet tarihinin en büyük 6. daralmasõ oldu. İnşaat, ticaret çöktü, bankalar çıktı: Yi- ne son dört çeyrekteki rakamlara sektö- rel bazda bakõldõğõnda, ekonomideki en büyük daralmayõ yüzde 15.7 ile inşaat sektörü yaşadõ. İnşaatõ yüzde 14.6 ile top- tan ve perakende ticaret izledi. Bunlarõn ardõndan imalat sanayii yüzde 9.9, ulaş- tõrma, depolama ve haberleşme de yüz- de 8.6 ile geldi. Madencilik ve taşocak- çõlõğõ yüzde 5, elektrik, gaz yüzde 2.3 ve balõkçõlõk yüzde 2.2 daralõrken en fazla bü- yüyen sektör ise yüzde 8.9 ile mali ara- cõ kuruluşlar oldu. Bir yıl doldu, ekonomi iyice küçüldü Ekonomi Bankası: Yatõrõm bankasõ Leh- man Brothers’õn batõşõndan bu yana 1 yõl ge- ride kaldõ. CNBC.com’da yer alan bir ana- lizde, “Eğer Lehman kurtarılsaydı, küre- sel ekonominin bugünkü durumu ne olur- du” sorusuna yanõt aranõyor. Haberde, “Dönemin Hazine Bakanı Hanry Paulson ve Fed Başkanı Ben Bernanke, Leh- man’ı kurtarmış olsalardı, bir başka şir- ketin iflası piyasaları kaosa sürükleyecekti. Lehman sadece bardağı taşıran son dam- la oldu” deniyor. Haberde, Lehman’õn ifla- sõnõn bir anlamda küresel ekonomi için olumlu olduğu da savunuluyor. Ancak Lehman’õn iflasõnõn ardõndan 700 milyar dolarlõk kurtarma paketinin kongreden geçtiği de hatõrlatõlõyor ve “Lehman bir an- lamda Wall Street için kendisini feda et- miş oldu” deniyor. Çekebildiğin kadar çek O günlerde yaşananlarõ, dünyanõn en büyük tahvil fonu yöneticisi Pimco’nun üst yöneti- cisi Muhammed El Erian: “Lehman’ın if- lastan korunma yasasına başvurduğunu duyunca eşimden en yakın bankamatiğe gi- derek çekebildiği kadar çok para çekme- sini istedim. Bana ‘Neden’ diye sorduğunda bankaların bir daha açılmama şansının olabileceğini söylemiştim” sözleriyle anlattõ. BBC’nin, Uluslararasõ Para Fonu’nun G20 maliye bakanlarõna sunduğu verilere daya- narak yaptõğõ hesaplamalara göre, büyük ekonomiler krizde toplam 10 trilyon dolar bir başka ifadeyle 6 trilyon İngiliz Sterlini harcadõ. Krizle birlikte özel mali sektörün varlõk sil- melerinin toplamõnõn 4 trilyon dolarõ buldu- ğu, bunun üçte ikisinin Citigroup ve RBS gi- bi büyük bankalardaki kayõplardan kaynak- landõğõ tahmin ediliyor. Dünya ekonomisinin bu yõl yüzde 2.3 (1 trilyon dolar) küçülmesi bekleniyor. Bu kay- bõ tüm vatandaşlar ortak paylaşsa da bundan özellikle sayõlarõ artan işsizler etkilenecek. Dünya ekonomisinin normalde yüzde 2 bü- yüdüğü düşünülürse, durgunluktan kaynak- lanan kayõp 2 trilyon dolarõ buluyor. Opel’de 4 bin 100 kişi işinden olacak AB dönüm noktasõnda ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - AB komisyonu- nun yayõmladõğõ 2009 Eylül ge- çici tahmin raporuna göre düzel- me işaretleri veren AB ekonomisi dönüm noktasõnda bulunuyor. Rapora göre ekonomide düzel- menin işaretleri belirginleşti ve uzun sürecek bir durgunluk bek- lenmiyor. Bununla birlikte belir- sizlik sürüyor, yavaş ilerleyen düzelme süreci son derece kõrõl- gan ve krizin iş piyasalarõ ve ka- mu finansõndaki etkileriyle henüz tam olarak yüzleşilebilmiş değil. Raporda krizi hafifletmek için finansal sisteme yapõlan müda- halelerin, finansal sisteme katkõ- da bulunarak ekonomik canlan- maya destek verdiği, hatta varõlan noktanõn şaşõrtõcõ gelebileceği, ama öte yandan bu düzelmenin sürdürülebilirliğinin henüz test edilmediği, kõsa vadede ekono- miyi canlandõrmak için alõnan önlemlerin uzun vadede etkisini yitirebileceği de vurgulanõyor. Avrupa Komisyonu’nun eko- nomi ve para işlerinden sorumlu komiseri Joaquin Almunia kriz sõrasõnda merkez bankalarõ ve yetkili kuruluşlarõn ekonomiye benzeri görülmemiş miktarlarda para pompalamasõ sayesinde eko- nomide iyileşme yaşandõğõna dik- kat çekti. Almunia, bu yõl da 2009 ve 2010 için öngörülen canlandõrma tedbirlerinin uygu- lanmasõna devam edileceğini söy- ledi. Umut veren verilere rağmen hem AB’de hem de Avro bölge- sinde GSMH’nin yüzde 4 daha düşeceği tahmin ediliyor. Durgunluğu AB’nin büyük ekonomileri bazõnda da değer- lendiren rapora göre Almanya’da krize rağmen devam eden tüketim ekonomiyi belli bir ölçüde istik- rara kavuşturdu, İspanya’da ya- põsal dengesizlikler yüzünden düzelme yavaş gidiyor, Fransa nispi büyümesini otomotive borç- lu, Hollanda’da tüketicinin piya- salara olan güveni hâlâ az, İtalya derin durgunluktan sonra yavaş yavaş kendine geliyor. Ekonomi Servisi - Haftalõk Der Spiegel dergisinin haberine göre Magna şirketi Almanya’daki dört te- sisten toplam 4 bin 100 kişiyi işten çõkarmaya hazõrlanõyor. Haberde, üretimde çalõşan 3 bin işçi ile bin 100 idari personelin yakõnda işine veda edeceği, büyük olasõlõkla bir te- sisin de kapanacağõ ifade ediliyor. Federal hükümetin Opel’in Mag- na’ya satõşõnõ desteklemesinin en büyük nedeni, şirketin Almanya’da hiçbir tesisin kapanmayacağõ sözünü vermesiydi. Almanya Dõşişleri Ba- kanõ Frank-Walter Steinmeier, Magna’nõn daha önce bildirdiğinden daha fazla işçi çõkaracağõ yönündeki haberleri inandõrõcõ bulmadõğõnõ belirtti. Komisyonun raporunda, “Ancak düzelmenin sürdürülebilirliği test edilebilmiş değil. Geçici önlemler uzun vadede etkisini yitirebilir” denildi. Erdoğan’õn ‘teğet geçecek’ dediği kriz, 2001’den kötü geçti. İşsizlik ve küçülme rekor kõrdõ, işsizlik yüzde 16’yõ aştõ Faturayõ çalõşanlar ödedi MALİYE’NİN AÇIKLAMASI Küresel krizin tetikleyicisi olarak tarihe geçen ABD’li yatırım bankası Lehman Brothers’ın batışı ve ardından yaşananlar bu karelerle simgeleşti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle