20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 13 EYLÜL 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 D ilekçe hakkõnõ kullanarak de- mokrasi istemlerini dile getiren Aydınlar Dilekçesi olarak bi- linen dilekçenin kendisine bõrakõlmasõ üze- rine Evren, imza sahiplerini “vatan hai- ni” olarak nitelemişti. Başta Aziz Nesin, Prof. Fehmi Yavuz olmak üzere Prof. Hüsnü Göksel, Uğur Mumcu, Prof. Dr. Şerafettin Turan, Tahsin Saraç’õn hazõrladõklarõ bu dilekçeyi bini aşkõn öğ- retim üyesi, gazeteci, yazar, yazõn, tiyat- ro, sinema sanatçõsõ imzalamõştõ. Bu di- lekçeyi götürenleri kabul etmemiş olan Evren yayõn yasağõ koydurmuştu (dilek- çe metni yalnõzca Cumhuriyet’te yayõm- lanmõştõ). Ayrõca basõn yoluyla suç du- yurusu yapmasõ üzerine Mamak’taki as- keri sõkõyönetim savcõlõğõ sorgulama baş- latmõş ve dava açmõştõ. Sõkõyönetim mah- kemesi yargõcõ davada sanõklarõ dinle- dikten sonra “dilekçeyi imzalayanların dilekçe haklarını kullandıkları” ge- rekçesiyle aydõnlarõ aklamõştõ. Savcõlõk ka- rarõ temyiz etmemişti. Atatürk yõlõ kapsamõnda çeşitli etkin- likler düzenlendiyse de gerçekte Aziz Ne- sin’in deyimiyle “Atatürk diye diye, Atatürk Devrimlerinin ve kurumları- nın özü, içi boşaltıldı ve kabuğu bıra- kıldı”. 24 Ocak kararlarõnõ uygulayarak ulus- üstü sermayenin isterlerine, dayatmalarõna göre bir ekonomi politikasõ güdülmüş, başbakan yardõmcõlõğõna getirilen Özal bu politikanõn uygulayõcõsõ olmuştur. Örgütsüzleştirme Dernek kurma, sendikal haklar kõsõt- lanmõş, toplantõ ve gösteri haklarõ yaz-çiz- ciliğe boğularak uygulanamaz duruma ge- tirilmiştir. İnsan Haklarõ Derneği’nin, Dil Derneği’nin, Eğitimciler Derneği’nin kurulmasõ, hep kurulması yasak dernekler kümesine sokularak, etkinlikleri durdu- rulmuş, savcõlõğa valiliklerce suç duyurusunda bulunul- muştur. Bu dernekler, ancak yargõ kararõ ile kurulabilmiş- tir. Eğitim ve kültür etkinlikleri yapmak üzere kurmak istedi- ğimiz Ekin AŞ’ye, Tercü- man gazetesinin “Solcular şirket kuruyor” başlõklõ ha- beri üzerine Ticaret Bakanlõ- ğõ “Sosyal amaçla ticari or- taklık kurulmaz” gibi bir sudan gerekçe ile şirketimize izin vermemiştir. Sonradan satõn aldõğõmõz Bilar ile giri- şilen kültür ve sanat etkinlik- leri önce yasaklanarak, salon sahipleriyle birlikte yöneti- ciler Toplantõ ve Gösteri Yü- rüyüşleri Yasasõ’na aykõrõ hareketleri nedeniyle devlet güvenlik mahkemesin- de yargõlandõk. Bu mahkeme görevsizlik kararõ verince, dava Ankara’daki 10. Asliye Ceza Mahkemesi’ne devredil- mişti. Suçun oluşmadõğõ sonucuna varan yargõç bizi aklamõştõ. Bir avuç aydõn olarak Demokrasi ve Anayasa Kurultaylarınõ toplayabilmek için polise verdiğimiz belgeler arasõnda bir de “medeni haklarımı kullanma eh- liyetini taşıyorum” diye bizden “aklım başında kâğıdı” da aldõlar. Eğitim Dinselleştirildi Eğitim dizgesi dinsel eğitim ağõrlõklõ ve çağcõl öğelerden yoksun bir duruma ge- tirildi. İmam hatipler yaygõnlaştõrõldõ. Meslek okulu olmasõna karşõn üniversi- teye girişte genel liseye denk duruma ge- tirildi. Yetişen kuşaklar; ülke ve dünya gerçeklerinden uzak, suya sabuna do- kunmayan, sorgulamayan, yalnõzca ge- lecekte kolay ve çok para kazanmayõ düş- leyen bireyler olarak yetiştirilmektedir. 28 Şubat 1997’de, ilköğretim 8 yıla çõ- karõldõğõnda Refah Partisi’nin arka bah- çesi kurutulmak istendiyse de sonradan gelen hükümetlerce bu kurumlardaki okul içi ve okul dõşõ din eğitiminde tutu- lan yol, daha çok belli bir mezhebin öğ- retisi ve uygulamasõ niteliğini almõştõr. Türban, annelerimizin başörtüsü ni- teliğinden çõkarõlmõş bir siyasal simgeye dönüştürülmesi sürdürülmüştür. Ulusal ve uluslararasõ yüksek yargõ organlarõnõn ka- rarlarõna karşõn AKP hü- kümeti bu kararlarõ, ule- maya sorulmasõ gerek- çesiyle kõnamõş, Danış- tay’da ilgili daire baş- kanının ölümüyle, kimi üyelerin yaralanmasõyla sonuçlanan saldõrõ ha- fife alõnmõştõr. Bir papazõn öldürül- mesi, Hrant Dink’in cinayete kurban gitme- si gerçekte dinci kesimin eylemi gibi gözükse de Yahudi Sinago- gu’na ve HSBC Bankasõ’na, İngiliz Baş- konsolosluğu’na kanlõ saldõrõlarla bir- likte değerlendirildiğinde güvenlik güç- lerinin zayõflõğõ, polis örgütünün 12 Eylül’den sonra mollalarla doldurul- masının bir sonucudur. Anayasa Taslağı Bugün AKP iktidarõnõn bir akademis- yen grubuna õsmarladõğõ anayasa taslağõ, büyük bir gizlilikle kamuoyundan kaçõ- rõlmõştõr. Aşama aşama basõna sõzdõrõl- mõştõ. Sonrada gündemden çõkarõlmõştõ. Meclis’teki çoğunluğuna güvenerek ye- niden gündeme getirilmeye çalõşõlõyor. Anayasanõn, bir devrimden sonra ya da se- çimle oluşturulan bir kurucu meclisçe ya- pılması gerekir. Seçim bildirge ve hü- kümet izlencesinde her kesimin katõlõ- mõyla uzlaşma ortamõnda hazõrlanmasõ va- at edilmişken bu gizliliğin nedenini açõk- lamak olanaksõzdõr. Ama bu tür gizem- lilik; cumhurbaşkanõ adayõnõn en son gün açõklanmasõ ve benzeri tutumuyla, bir gecede Meclis’ten geçirilen paket yasa de- ğişikliklerinde olduğu gibi AKP’nin de- ğişmez yaklaşõmõ duru- mundadõr. 12 Eylül Ana- yasasõ, oluşturulan sivil ağõrlõklõ bir Meclisçe ha- zõrlanmõş, beş generalden oluşan Milli Güvenlik Konseyi’nce benimsen- dikten sonra halkoyuna sunulmuştu. Bu anayasa tasarõsõnõn oylanmasõnõ etkileyecek kimi kõsõtla- malar getirilmiş, fakat meslek odalarõ ile kimi üniversitelerde (örneğin AÜ SBF’de) düzenlenen toplantõlarda tasarõ eleştirilmişti. Bu eleş- tirileri yöneten öğretim üyelerinin çoğu sonradan 1402’lik edileceklerdi. Hal- koylamasõ; sonucu olumsuz çõkarsa askeri yönetimin süreceği anlamõna geleceği yo- lunda Evren’in bir tür “tehdit edici” söz- leri karşõsõnda yüzde 91 gibi büyük bir ço- ğunlukça onaylanmõştõ. ‘12 Eylül’ü yapanları yargılayalım!’ 12 Eylül’ü yapanlarõ yargõlayalõm di- yenler ortamõ elverişli bulmuşlardõr. Ama biz, demokratik kitle yöneticileri olarak, 1980’li yõllarõn ortalarõnda bu savõ ileri sürmüştük. Ayrõca, geçici 15. maddenin kaldõrõlmasõ önerimizi hükümetlere ilet- miştik. 1982 Anayasasõ, olumsuz hü- kümleri yanõnda elbette kimi olumlu dü- zenlemeler de getiriyordu. Fakat kentleş- me, konut ve çevre konularõnda kimi ge- dikler de taşõyordu. 3194 Sayõlõ İmar Ya- sasõ’nõn, ilgili bakanlõğõn denetim ve onay yetkisini kaldõrarak belediye mec- lislerine devretmesi, planlarõn üst planlar açõsõndan, yöntem açõsõndan incelenme- si konusunda özeksel yönetimin hiçbir yetkisinin bõrakõlmamasõ, bugün kentsel rantlarõn egemen olduğu, talan ya da yağma ekonomisi kentlerimizin bugün- kü çirkin, kâr paylaşõmõna dayalõ “kâr kent” (protofitopolis) durumuna düş- mesi, ülke ekonomisinin küreselleşmenin isterlerine göre yönetilmesinde etkisi bü- yüktür. İmar yolsuzluklarõnõn bu denli göklere yükselmesinin; kuşkusuz dene- timsiz ve politikasõz bir yerleşme, kent- leşme, arsa ve endüstrileşme süreciyle ko- şut gittiği bir gerçektir. 1982 Anayasası, çevre hakkõ ve kõyõ- lar ile ilgili maddeleri bir yana bõrakõlõr- sa kanõmca belli başlı şu olumsuzlukları getirmekteydi: Başta örgütlenme, toplanma, yayõn vb. temel özgürlüklerle ilgili sõnõrlamalar koyuyor. Doğal kaynaklarõn, özellikle or- manlarõn korunmasõ ya da özel kesimce işletilmesine, kaçak yapõlaşmalara (2B’de olduğu gibi) yeşil õşõk yakõyor. Doğal kaynaklarõn korunmasõnda özelleştirmelere izin vermesi; yabancõlara taşõnmaz satõşlarõnõn özendirilmesi; özel- likle maden, tarõm arazilerinin amaç dõ- şõ kullanõmõ; akarsularõn metalaştõrõlma- sõ sonucunu doğuracak biçimde özelleş- tirilmek istenmesi vb düzenleme ve uy- gulamalara olanak sağlõyor. Kentleşme, yerleşme ve yapõlaşmaya ilişkin etkin politikalar güdülmesi için köklü düzenlemeler getirmiyor. Toplu konut girişimlerinin devletçe desteklenmesi öngörülürken, bu politi- kalarõn 1961 Anayasasõ’ndaki yoksulla- ra öncelik verilmesi hükmüne yer ve- rilmiyor, ayrõca kooperatiflere her türlü desteğin verilmesine ilişkin bir düzenle- me getirmiyor. Sonradan yapõlan bir değişiklikle kal- dõrõlmõş olan, dernekler, sendikalar ve kooperatiflere yönelik siyaset yasaklarõ koymuştu. Meslek odalarõna getirilen kayõtlarõ anõmsarsak, bu odalarõn kamuoyunu aydõnlatma işlevini si- yaset yapma olarak algõlayan bir anlayõşa yol açõyordu. Yukarõda da belirttiğim gi- bi, din dersi zorunlu duruma ge- tirilmiştir. Devlet üniversiteleri yanõn- da vakõflarõn, gerçekte holding- lerin kurduğu özel üniversitelere izin veriyor. Eğitimin ve sağlõğõn bir ka- mu görevi olmaktan çõkarõlmasõ- na, piyasada bir meta durumuna getirilmesine olanak sağlõyor. Görüldüğü gibi 12 Eylül yö- netimi, yasal düzenlemeleri ve uy- gulamalarõyla Türkiye’ye sõmsõ- kõ bir elbise giydirmiş, anayasa- nõn geçici 15. maddesiyle kendilerini ve yönetici kadrolarõnõ dokunulmazlõk zõrhõ ile korumaya almõş, bu dönemdeki yasal düzenleme ve kararlara karşõ yargõ yolu- na gidilmesini yasaklamõştõr. Yeni renksiz, sivil bir anayasa yapõlmak isteniyor. Oysa yürürlükteki anayasanõn çağa uygun düşmeyen maddelerini de- ğiştirmekle yetinilmelidir. 1961 Anaya- sasõ temel alõnmalõdõr. Basõna sõzan ha- berlere bakõlõrsa, köprü başlarõnõ tutan AKP devleri ve Meclis çoğunluğunun; re- jimi değiştirme yoluna girerek, Cumhu- riyetin temellerini İslama oturtmak, da- ha doğrusu Türkiye Cumhuriyeti’ni İslam devletine dönüştürmek, laikliği cemaatlere ve tarikatlara serbestlik ta- nıyan bir yaşam biçimi olarak yeniden tanõmlama istek ve eğiliminde olduklarõ anlaşõlõyor. Kanımca, yeni anayasa yapmak ye- rine, özgürlükçü, toplumsal içerikli 196l Anayasası’nı yeniden yürürlüğe koymaktır! Sivilleşme ve renksizleş- tirme deyimleriyle, anayasayı Kemalist ideolojiden arındırarak İslam ideolo- jisini egemen kılmayı, öne geçirmeyi kastediyorlar. Sezer’in tekil, tekçi (üni- ter) ulus devletinden birlik (federatif, eyalet) dizgesine geçişe yol açacağõ ve benzeri gerekçelerle geri çevirdiği, geçen yasama döneminde kadük olmuş olan Ka- mu Yönetiminin Temel İlkeleri yasa ta- sarõsõ yeniden Meclis gündemine getiril- mek isteniyor. B aşbakanlõk müsteşarlõğõ- na getirilen Diyarbakõr va- lisi, Cumhurbaşkanlõğõ Ge- nel Sekreterliği’ne getirilen kişilerle ilgili haberler basõnda yer alõyor. Kimi valilerin AKP il başkanõ gibi davrandõklarõ, böyle davranmadõk- larõ için illerinde AKP’nin seçim kaybetmesi nedeniyle merkeze alõn- dõklarõ biliniyor. Büyük bir olasõlõkla önceki Cum- hurbaşkanõnca atamasõ onaylan- mayan vekil bürokratlarõn asaleten atanmasõ yoluna gidiliyor. Önce eleştirdikleri rektörlük ata- malarõnda seçimdeki oy sõrasõna uyulmamasõnõ eleştirenlerin, yeni Cumhurbaşkanõnca en çok oy ala- nõ değil, düşük sõrada olanlarõ ata- ma örnekleri karşõsõnda “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” demek geliyor içimden (Yõlmaz Özdil’in 10 Eylül 2007 günlü Hürriyet’teki “Yazsana Şimdi” başlõklõ yazõsõ). Özetlersek.. bugünkü AKP ikti- darõ, elli küsur yõldõr sağ partiler- ce beslenen Cumhuriyet karşõtlõğõ- nõn 12 Eylül’den sonra hõzla yo- ğunlaşmasõ sürecine girmesinin bir sonucudur. Ordu ve yargõnõn toplumdaki et- kisini yõprandõrmak, dokunulmazlõk dosyalarõna dokunmamak, Deniz Feneri ve benzeri konularõn üzeri- ne gitmemek, adaylarõ belirleyerek oluşturduğu Meclis’teki üyelerinin ses çõkarmasõna izin vermemek, kõ- sacasõ tek kişinin sultasõyla ülkeyi yönetmek durumundaki bu iktidar gerçekte 12 Eylül’ün bir ürürünü- dür. Bu nedenle işbaşõndaki iktidardan 12 Eylülü yargõlamasõ beklenemez, istenemez. Olsa olsa bu yargõlama Evren yönetimini aklamayla da so- nuçlanabilir. Hiç değilse, darbecilerin karar, yasa ve işlemlerine karşõ haklarõmõzõ savunabilme fõrsatõnõ verebilecek bi- çimde anayasanõn şimdiye değin hiçbir iktidarõn dokunamadõğõ geçici 15. maddesi kaldõrõlabilmelidir. KADROLAŞMA SÜRÜYOR B İ T T İ ‘Evren geçmişten kaçamaz’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - 12 Eylül askeri darbesinin yõl- dönümü dolayõsõyla ÖDP Ankara İl Başkanlõğõ üyesi bir grup, 7. Cum- hurbaşkanõ Kenan Evren’in teda- vi gördüğü GATA önünde, “Dar- benin 29. yılında, 29 mağdur” isimli protesto eylemi yaptõ. GATA girişinde açõklama yapmak isteyen grup üyeleri, güvenlik güç- lerinin izin vermemesi üzerine yo- lun karşõsõndaki taksi durağõnõn önünde toplandõ. Üzerlerine 1980 döneminde idam edilen 17 kişinin is- minin ve fotoğrafõnõn bulunduğu “idam önlükleri” giyen gruptaki- ler, “Darbeciler yargılansın”, “Darbeciler hesap verecek” slo- ganlarõ attõ. Daha sonra ÖDP Ankara İl Başkanõ Cevat Özdemir, grup adõna yaptõğõ açõklamasõnda, 12 Ey- lül’ün “bir ülkenin geleceğinin çalınışının 29. yıldönümü” oldu- ğunu ifade ederek, “Buraya geçmiş olsun demeye gelmedik, hiçbir şeyin geçmişte kalıp gitmeyeceği- ni, geçmişte yapılan işkenceleri, katliamları, zulümleri hatırlat- mak için geldik” dedi. Kenan Ev- ren’in 14 Eylül Pazartesi günü ta- burcu edileceğini öğrendiklerini be- lirten Özdemir, şöyle devam etti: “Evren, ajanslara yaptığı açıkla- mada, ‘iyileşmemde halkõn duala- rõnõn çok büyük payõ var, vatan- daşlarõmõza şükran borçluyum’ di- yor. Evren bilmelidir ki onunla olan halkın duaları değil, evlatla- rını kaybetmiş anaların, gelecek- leri karanlığa sürüklenen gençle- rin beddualarıdır. Kenan Evren, kendini ‘halkõn ona minnettar ol- duğu’ yalanlarıyla avutmamalıdır. Söylediklerinin yalandan ibaret ol- duğunu kendisi de iyi bilmektedir. Kenan Evren duysun ki geçmiş- ten kaçamaz.” Kadıköy’de düzenlenen pro- testo mitingine şiddetli yağmu- ra karşın binlerce kişi katıldı. İ S T A N B U LGATA’DA EYLEM ‘Gerçeğin ve adaletin peşindeyiz’ İstanbul Haber Servisi - Ka- dõköy’de düzenlenen “12 Eylül Sürüyor, Gerçeğin ve Adaletin Peşindeyiz” mitingine şiddetli yağmura karşõn katõlan yüzlerce kişi, 12 Eylül Askeri Darbe- si’nin sorumlularõnõn yargõlan- masõnõ istedi. 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, “Sade- ce Ergenekon’a ve Ergenekon- culara karşı değil, esas darbe yapanlara da tavır alalım. AKP gerçekten darbe ve dar- becilere karşıysa bu tavrı al- malıdır” dedi. 78’liler girişimi, TMMOB, İstanbul Tabip Odasõ, KESK İstanbul Şubeler Platfor- mu, DTP, ÖDP, EMEP, TKP, Alevi Bektaşi Federasyonu, Ezi- lenlerin Sosyalist Platformu’nun da aralarõnda bulunduğu çok sa- yõda demokratik kitle örgütü ve siyasi parti üyeleri, İbrahimağa Mahallesi’ndeki Tepe Natilius alõşveriş merkezinin önünde saat 13.00’ten itibaren toplanmaya başladõlar. Topluluk saat 14.00’te yürü- yüşe geçti. Bir vince asõlõ Ame- rikan bayraklõ bir elin oynattõğõ postal, şapka ve kafa şeklinde tasarlanmõş dev kuklanõn arka- sõnda yürüyen protestocular, “Darbeciler yargılansın”, “Ke- nan Evren Yargılansın”, “Darbecilerin peşindeyiz”, “Amerika’nın bizim oğlanları 12 Eylül’ün peşindeyiz” diye yazõlõ döviz ve pankartlar taşõdõ. Mülkiyeliler SBF’ye yürüdü ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Mülkiyeliler Birliği üyele- ri, 12 Eylül askeri darbesini Kõzõ- lay’dan Ankara Üniversitesi Siya- sal Bilgiler Fakültesi’ne (SBF) yü- rüyerek protesto etti. “Mülkiyeliler Onur Yürüyü- şü”, “Darbeciler Yargılansın”, “Darbeye Hayır”, “Darbecilere Verilen Unvanlar Geri Alınsın” ve “Darbenin Yarattıkları Dar- beyi Yargılayamaz” yazõlõ pankart ve dövizler taşõyan Mülkiyeliler Birliği üyeleri, “Gün Gelecek Dev- ran Dönecek, Darbeciler Halka Hesap Verecek” sloganõ atarak SBF önüne geldi. Burada açõklama yapan Mülkiyeliler Birliği Genel Sekreteri Yalçın Doğan, “Ger- çekten demokratik bir Türki- ye’nin kurulması için anayasanın geçici 15. maddesi derhal yürür- lükten kaldırılmalı, darbenin so- rumluları ve uygulayıcıları yar- gı önüne çıkarılmalıdır. Demok- rasi ile yönetilen ülkelerde, dik- tatörler er ya da geç yargılanmış, yaptıklarının hesabını vermiş- lerdir. Türkiye, kendi darbecile- riyle hesaplaşamayan ülke olma ayıbından kurtarılmalıdır. 12 Eylül darbesinin toplumun üs- tüne karabasan gibi çöken uy- gulamaları ve hukuku ile hesap- laşılmadan yürütülen sivil ana- yasa, darbelere ve derin devlete karşı olma, Kürt açılımı, Alevi açılımı gibi demokratikleşme tartışma ve iddialarının içi boş ve samimiyetsizdir.” Sıhhiye’de miting Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu üyesi sivil top- lum örgütleri de darbeyi protesto et- mek amacõyla Sõhhiye Meyda- nõ’da miting düzenledi. Şair Ahmet Telli’nin şiir okuduğu mitingde, Grup Günyüzü de konser verdi. Mitingde yapõlan konuşmalarda askeri müdahale eleştirilerek mü- dahaleyi yapanlarõn yargõlanama- yacağõna ilişkin anayasanõn geçici 15. maddesinin kaldõrõlmasõ isten- di. CHP Ankara İl Gençlik Kolla- rõ üyeleri de, 12 Eylül askeri mü- dahalesini protesto etti. A N K A R A Dilekçeyi imzalayanlar Evren’e göre ‘Vatan haini’ Adana’daki eylemde darbe- cilerin yargılanması istendi. 12 Eylül darbesine yurt genelinde protesto ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - 12 Ey- lül askeri darbesinin yõldönümünde kitle ör- gütleri, sendikalar, meslek odalarõ ve çeşitli siyasi partiler protesto gösterisi düzenledi. Darbe döneminde idam edilenlerin fotoğ- raflarõnõ taşõyan göstericiler yürüyüş ya- parak darbecilerin yargõlanmasõnõ istedi. Yağmura karşõn 5 Ocak Meydanõ’nda toplanan Alevi Birlikleri, KESK, DİSK, TMMOB, TTB, İHD, ÖDP, EMEP, DTP, SP, DİP, SEH, Halkevleri üyeleri ve çeşitli sosyalist dergi okurlarõ darbecilerden he- sap sorulmasõnõ istedi. Darbe döneminde idam edilen, yaşamõnõ yitiren ve işkence gö- ren yurttaşlarõn fotoğraflarõnõ taşõyan grup buradan İnönü Parkõ’na dek yürüdü. Alkõş ve õslõklarla darbeyi protesto eden kitle, “Darbeciler yargılansın”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Kah- rolsun darbeciler”, “Darbecilerden he- sabı halk soracak”, “Faşizme ölüm, hal- ka hürriyet”, “Faşizme karşı tek yol devrim” sloganlarõ attõ. Grup adõna açõklama yapan İHD Adana Şube Başkanõ Beyhan Günyeli, Türkiye’nin hâlâ dar- be yasalarõyla yönetildiğini söyledi. Dün- yada darbecilerin yargõlandõğõnõ ve hak et- tikleri cezalara çarptõrõldõğõnõ bildiren Günyeli, Türkiye’de ise darbeyi yapanlara dokunulmadõğõnõ kaydetti. Samsun, Sinop ve Amasya’da da 12 Eylül askeri darbesi yürüyüş ve basõn açõklamalarõyla protesto. (YUSUFBAŞTUĞ) 12 Eylül protestosu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - 12 Eylül darbesi, yapõlõşõnõn 29. yõldönümünde İzmir’de de sorgulandõ. Demokratik kitle örgütü temsilcileri açõklamalarõ ve eylemleriyle, sorumlularõn yargõlanmasõ çağrõsõ yaptõ. Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde açõlan 12 Eylül’le ilgili resim ve fotoğraf sergisini gezen CHP İzmir İl Başkanõ Rıfat Nalbantoğlu, Türkiye’nin bugün, darbe söylentileri üzerinden nemalanan ve buna hukuku da alet etmeye çalõşan bir siyasi hareketin ve kirli ilişkilerin kõskacõnda olduğunu vurguladõ. Nalbantoğlu, “Darbe yalnızca, 12 Eylülcülerin, onların çocuklarının yönetimi elinde bulundurduğu dönemde değil, siyasal, ekonomik ve toplumsal yaşamda yarattığı dönüşümle, 12 Eylül anayasası ve kurumlarıyla günümüzü de belirlemektedir” dedi. Halkõn Kurtuluşu Partisi İzmir İl Örgütü üyeleri, Konak Alanõ’nda yaptõklarõ açõklamada 12 Eylül’ün ülke tarihinde kara leke olarak yer aldõğõnõ vurguladõlar. “12 Eylül Yargılanacak Çalışmaları Bileşenleri”ni oluşturan örgütler de, Güzelyalõ semtinde 7. Cumhurbaşkanõ Kenan Evren’in de barõndõğõ askeri lojmanlar yakõnõnda basõn açõklamasõ yaptõ. Açõklamada, “Kentimizde darbeci istemiyoruz” vurgusu yapõldõ. Aynõ örgütler akşam da Basmane Alanõ’nda toplanarak Konak’a dek “12 Eylül Yargılanacak” yürüyüşü gerçekleştirdi. İ Z M İ R
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle