Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
13 EYLÜL 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
D
ilekçe hakkõnõ kullanarak de-
mokrasi istemlerini dile getiren
Aydınlar Dilekçesi olarak bi-
linen dilekçenin kendisine bõrakõlmasõ üze-
rine Evren, imza sahiplerini “vatan hai-
ni” olarak nitelemişti. Başta Aziz Nesin,
Prof. Fehmi Yavuz olmak üzere Prof.
Hüsnü Göksel, Uğur Mumcu, Prof.
Dr. Şerafettin Turan, Tahsin Saraç’õn
hazõrladõklarõ bu dilekçeyi bini aşkõn öğ-
retim üyesi, gazeteci, yazar, yazõn, tiyat-
ro, sinema sanatçõsõ imzalamõştõ. Bu di-
lekçeyi götürenleri kabul etmemiş olan
Evren yayõn yasağõ koydurmuştu (dilek-
çe metni yalnõzca Cumhuriyet’te yayõm-
lanmõştõ). Ayrõca basõn yoluyla suç du-
yurusu yapmasõ üzerine Mamak’taki as-
keri sõkõyönetim savcõlõğõ sorgulama baş-
latmõş ve dava açmõştõ. Sõkõyönetim mah-
kemesi yargõcõ davada sanõklarõ dinle-
dikten sonra “dilekçeyi imzalayanların
dilekçe haklarını kullandıkları” ge-
rekçesiyle aydõnlarõ aklamõştõ. Savcõlõk ka-
rarõ temyiz etmemişti.
Atatürk yõlõ kapsamõnda çeşitli etkin-
likler düzenlendiyse de gerçekte Aziz Ne-
sin’in deyimiyle “Atatürk diye diye,
Atatürk Devrimlerinin ve kurumları-
nın özü, içi boşaltıldı ve kabuğu bıra-
kıldı”.
24 Ocak kararlarõnõ uygulayarak ulus-
üstü sermayenin isterlerine, dayatmalarõna
göre bir ekonomi politikasõ güdülmüş,
başbakan yardõmcõlõğõna getirilen Özal bu
politikanõn uygulayõcõsõ olmuştur.
Örgütsüzleştirme
Dernek kurma, sendikal haklar kõsõt-
lanmõş, toplantõ ve gösteri haklarõ yaz-çiz-
ciliğe boğularak uygulanamaz duruma ge-
tirilmiştir. İnsan Haklarõ Derneği’nin,
Dil Derneği’nin, Eğitimciler Derneği’nin
kurulmasõ, hep kurulması
yasak dernekler kümesine
sokularak, etkinlikleri durdu-
rulmuş, savcõlõğa valiliklerce
suç duyurusunda bulunul-
muştur. Bu dernekler, ancak
yargõ kararõ ile kurulabilmiş-
tir.
Eğitim ve kültür etkinlikleri
yapmak üzere kurmak istedi-
ğimiz Ekin AŞ’ye, Tercü-
man gazetesinin “Solcular
şirket kuruyor” başlõklõ ha-
beri üzerine Ticaret Bakanlõ-
ğõ “Sosyal amaçla ticari or-
taklık kurulmaz” gibi bir
sudan gerekçe ile şirketimize
izin vermemiştir. Sonradan
satõn aldõğõmõz Bilar ile giri-
şilen kültür ve sanat etkinlik-
leri önce yasaklanarak, salon
sahipleriyle birlikte yöneti-
ciler Toplantõ ve Gösteri Yü-
rüyüşleri Yasasõ’na aykõrõ hareketleri
nedeniyle devlet güvenlik mahkemesin-
de yargõlandõk. Bu mahkeme görevsizlik
kararõ verince, dava Ankara’daki 10.
Asliye Ceza Mahkemesi’ne devredil-
mişti. Suçun oluşmadõğõ sonucuna varan
yargõç bizi aklamõştõ.
Bir avuç aydõn olarak Demokrasi ve
Anayasa Kurultaylarınõ toplayabilmek
için polise verdiğimiz belgeler arasõnda
bir de “medeni haklarımı kullanma eh-
liyetini taşıyorum” diye bizden “aklım
başında kâğıdı” da aldõlar.
Eğitim Dinselleştirildi
Eğitim dizgesi dinsel eğitim ağõrlõklõ ve
çağcõl öğelerden yoksun bir duruma ge-
tirildi. İmam hatipler yaygõnlaştõrõldõ.
Meslek okulu olmasõna karşõn üniversi-
teye girişte genel liseye denk duruma ge-
tirildi. Yetişen kuşaklar; ülke ve dünya
gerçeklerinden uzak, suya sabuna do-
kunmayan, sorgulamayan, yalnõzca ge-
lecekte kolay ve çok para kazanmayõ düş-
leyen bireyler olarak yetiştirilmektedir.
28 Şubat 1997’de, ilköğretim 8 yıla çõ-
karõldõğõnda Refah Partisi’nin arka bah-
çesi kurutulmak istendiyse de sonradan
gelen hükümetlerce bu kurumlardaki
okul içi ve okul dõşõ din eğitiminde tutu-
lan yol, daha çok belli bir mezhebin öğ-
retisi ve uygulamasõ niteliğini almõştõr.
Türban, annelerimizin başörtüsü ni-
teliğinden çõkarõlmõş bir siyasal simgeye
dönüştürülmesi sürdürülmüştür. Ulusal
ve uluslararasõ yüksek
yargõ organlarõnõn ka-
rarlarõna karşõn AKP hü-
kümeti bu kararlarõ, ule-
maya sorulmasõ gerek-
çesiyle kõnamõş, Danış-
tay’da ilgili daire baş-
kanının ölümüyle, kimi
üyelerin yaralanmasõyla
sonuçlanan saldõrõ ha-
fife alõnmõştõr.
Bir papazõn öldürül-
mesi, Hrant Dink’in
cinayete kurban gitme-
si gerçekte dinci kesimin
eylemi gibi gözükse de Yahudi Sinago-
gu’na ve HSBC Bankasõ’na, İngiliz Baş-
konsolosluğu’na kanlõ saldõrõlarla bir-
likte değerlendirildiğinde güvenlik güç-
lerinin zayõflõğõ, polis örgütünün 12
Eylül’den sonra mollalarla doldurul-
masının bir sonucudur.
Anayasa Taslağı
Bugün AKP iktidarõnõn bir akademis-
yen grubuna õsmarladõğõ anayasa taslağõ,
büyük bir gizlilikle kamuoyundan kaçõ-
rõlmõştõr. Aşama aşama basõna sõzdõrõl-
mõştõ. Sonrada gündemden çõkarõlmõştõ.
Meclis’teki çoğunluğuna güvenerek ye-
niden gündeme getirilmeye çalõşõlõyor.
Anayasanõn, bir devrimden sonra ya da se-
çimle oluşturulan bir kurucu meclisçe ya-
pılması gerekir. Seçim bildirge ve hü-
kümet izlencesinde her kesimin katõlõ-
mõyla uzlaşma ortamõnda hazõrlanmasõ va-
at edilmişken bu gizliliğin nedenini açõk-
lamak olanaksõzdõr. Ama bu tür gizem-
lilik; cumhurbaşkanõ adayõnõn en son
gün açõklanmasõ ve benzeri tutumuyla, bir
gecede Meclis’ten geçirilen paket yasa de-
ğişikliklerinde olduğu gibi AKP’nin de-
ğişmez yaklaşõmõ duru-
mundadõr. 12 Eylül Ana-
yasasõ, oluşturulan sivil
ağõrlõklõ bir Meclisçe ha-
zõrlanmõş, beş generalden
oluşan Milli Güvenlik
Konseyi’nce benimsen-
dikten sonra halkoyuna
sunulmuştu. Bu anayasa
tasarõsõnõn oylanmasõnõ
etkileyecek kimi kõsõtla-
malar getirilmiş, fakat
meslek odalarõ ile kimi
üniversitelerde (örneğin
AÜ SBF’de) düzenlenen
toplantõlarda tasarõ eleştirilmişti. Bu eleş-
tirileri yöneten öğretim üyelerinin çoğu
sonradan 1402’lik edileceklerdi. Hal-
koylamasõ; sonucu olumsuz çõkarsa askeri
yönetimin süreceği anlamõna geleceği yo-
lunda Evren’in bir tür “tehdit edici” söz-
leri karşõsõnda yüzde 91 gibi büyük bir ço-
ğunlukça onaylanmõştõ.
‘12 Eylül’ü yapanları
yargılayalım!’
12 Eylül’ü yapanlarõ yargõlayalõm di-
yenler ortamõ elverişli bulmuşlardõr. Ama
biz, demokratik kitle yöneticileri olarak,
1980’li yõllarõn ortalarõnda bu savõ ileri
sürmüştük. Ayrõca, geçici 15. maddenin
kaldõrõlmasõ önerimizi hükümetlere ilet-
miştik. 1982 Anayasasõ, olumsuz hü-
kümleri yanõnda elbette kimi olumlu dü-
zenlemeler de getiriyordu. Fakat kentleş-
me, konut ve çevre konularõnda kimi ge-
dikler de taşõyordu. 3194 Sayõlõ İmar Ya-
sasõ’nõn, ilgili bakanlõğõn denetim ve
onay yetkisini kaldõrarak belediye mec-
lislerine devretmesi, planlarõn üst planlar
açõsõndan, yöntem açõsõndan incelenme-
si konusunda özeksel yönetimin hiçbir
yetkisinin bõrakõlmamasõ, bugün kentsel
rantlarõn egemen olduğu, talan ya da
yağma ekonomisi kentlerimizin bugün-
kü çirkin, kâr paylaşõmõna dayalõ “kâr
kent” (protofitopolis) durumuna düş-
mesi, ülke ekonomisinin küreselleşmenin
isterlerine göre yönetilmesinde etkisi bü-
yüktür. İmar yolsuzluklarõnõn bu denli
göklere yükselmesinin; kuşkusuz dene-
timsiz ve politikasõz bir yerleşme, kent-
leşme, arsa ve endüstrileşme süreciyle ko-
şut gittiği bir gerçektir.
1982 Anayasası, çevre hakkõ ve kõyõ-
lar ile ilgili maddeleri bir yana bõrakõlõr-
sa kanõmca belli başlı şu olumsuzlukları
getirmekteydi:
Başta örgütlenme, toplanma, yayõn
vb. temel özgürlüklerle ilgili sõnõrlamalar
koyuyor.
Doğal kaynaklarõn, özellikle or-
manlarõn korunmasõ ya da özel kesimce
işletilmesine, kaçak yapõlaşmalara (2B’de
olduğu gibi) yeşil õşõk yakõyor.
Doğal kaynaklarõn korunmasõnda
özelleştirmelere izin vermesi; yabancõlara
taşõnmaz satõşlarõnõn özendirilmesi; özel-
likle maden, tarõm arazilerinin amaç dõ-
şõ kullanõmõ; akarsularõn metalaştõrõlma-
sõ sonucunu doğuracak biçimde özelleş-
tirilmek istenmesi vb düzenleme ve uy-
gulamalara olanak sağlõyor.
Kentleşme, yerleşme ve yapõlaşmaya
ilişkin etkin politikalar güdülmesi için
köklü düzenlemeler getirmiyor.
Toplu konut girişimlerinin devletçe
desteklenmesi öngörülürken, bu politi-
kalarõn 1961 Anayasasõ’ndaki yoksulla-
ra öncelik verilmesi hükmüne yer ve-
rilmiyor, ayrõca kooperatiflere her türlü
desteğin verilmesine ilişkin bir düzenle-
me getirmiyor.
Sonradan yapõlan bir değişiklikle kal-
dõrõlmõş olan, dernekler, sendikalar
ve kooperatiflere yönelik siyaset
yasaklarõ koymuştu.
Meslek odalarõna getirilen
kayõtlarõ anõmsarsak, bu odalarõn
kamuoyunu aydõnlatma işlevini si-
yaset yapma olarak algõlayan bir
anlayõşa yol açõyordu.
Yukarõda da belirttiğim gi-
bi, din dersi zorunlu duruma ge-
tirilmiştir.
Devlet üniversiteleri yanõn-
da vakõflarõn, gerçekte holding-
lerin kurduğu özel üniversitelere
izin veriyor.
Eğitimin ve sağlõğõn bir ka-
mu görevi olmaktan çõkarõlmasõ-
na, piyasada bir meta durumuna
getirilmesine olanak sağlõyor.
Görüldüğü gibi 12 Eylül yö-
netimi, yasal düzenlemeleri ve uy-
gulamalarõyla Türkiye’ye sõmsõ-
kõ bir elbise giydirmiş, anayasa-
nõn geçici 15. maddesiyle kendilerini ve
yönetici kadrolarõnõ dokunulmazlõk zõrhõ
ile korumaya almõş, bu dönemdeki yasal
düzenleme ve kararlara karşõ yargõ yolu-
na gidilmesini yasaklamõştõr.
Yeni renksiz, sivil bir anayasa yapõlmak
isteniyor. Oysa yürürlükteki anayasanõn
çağa uygun düşmeyen maddelerini de-
ğiştirmekle yetinilmelidir. 1961 Anaya-
sasõ temel alõnmalõdõr. Basõna sõzan ha-
berlere bakõlõrsa, köprü başlarõnõ tutan
AKP devleri ve Meclis çoğunluğunun; re-
jimi değiştirme yoluna girerek, Cumhu-
riyetin temellerini İslama oturtmak, da-
ha doğrusu Türkiye Cumhuriyeti’ni
İslam devletine dönüştürmek, laikliği
cemaatlere ve tarikatlara serbestlik ta-
nıyan bir yaşam biçimi olarak yeniden
tanõmlama istek ve eğiliminde olduklarõ
anlaşõlõyor.
Kanımca, yeni anayasa yapmak ye-
rine, özgürlükçü, toplumsal içerikli
196l Anayasası’nı yeniden yürürlüğe
koymaktır! Sivilleşme ve renksizleş-
tirme deyimleriyle, anayasayı Kemalist
ideolojiden arındırarak İslam ideolo-
jisini egemen kılmayı, öne geçirmeyi
kastediyorlar. Sezer’in tekil, tekçi (üni-
ter) ulus devletinden birlik (federatif,
eyalet) dizgesine geçişe yol açacağõ ve
benzeri gerekçelerle geri çevirdiği, geçen
yasama döneminde kadük olmuş olan Ka-
mu Yönetiminin Temel İlkeleri yasa ta-
sarõsõ yeniden Meclis gündemine getiril-
mek isteniyor.
B
aşbakanlõk müsteşarlõğõ-
na getirilen Diyarbakõr va-
lisi, Cumhurbaşkanlõğõ Ge-
nel Sekreterliği’ne getirilen kişilerle
ilgili haberler basõnda yer alõyor.
Kimi valilerin AKP il başkanõ gibi
davrandõklarõ, böyle davranmadõk-
larõ için illerinde AKP’nin seçim
kaybetmesi nedeniyle merkeze alõn-
dõklarõ biliniyor.
Büyük bir olasõlõkla önceki Cum-
hurbaşkanõnca atamasõ onaylan-
mayan vekil bürokratlarõn asaleten
atanmasõ yoluna gidiliyor.
Önce eleştirdikleri rektörlük ata-
malarõnda seçimdeki oy sõrasõna
uyulmamasõnõ eleştirenlerin, yeni
Cumhurbaşkanõnca en çok oy ala-
nõ değil, düşük sõrada olanlarõ ata-
ma örnekleri karşõsõnda “Bu ne
perhiz bu ne lahana turşusu” demek
geliyor içimden (Yõlmaz Özdil’in 10
Eylül 2007 günlü Hürriyet’teki
“Yazsana Şimdi” başlõklõ yazõsõ).
Özetlersek.. bugünkü AKP ikti-
darõ, elli küsur yõldõr sağ partiler-
ce beslenen Cumhuriyet karşõtlõğõ-
nõn 12 Eylül’den sonra hõzla yo-
ğunlaşmasõ sürecine girmesinin bir
sonucudur.
Ordu ve yargõnõn toplumdaki et-
kisini yõprandõrmak, dokunulmazlõk
dosyalarõna dokunmamak, Deniz
Feneri ve benzeri konularõn üzeri-
ne gitmemek, adaylarõ belirleyerek
oluşturduğu Meclis’teki üyelerinin
ses çõkarmasõna izin vermemek, kõ-
sacasõ tek kişinin sultasõyla ülkeyi
yönetmek durumundaki bu iktidar
gerçekte 12 Eylül’ün bir ürürünü-
dür.
Bu nedenle işbaşõndaki iktidardan
12 Eylülü yargõlamasõ beklenemez,
istenemez. Olsa olsa bu yargõlama
Evren yönetimini aklamayla da so-
nuçlanabilir.
Hiç değilse, darbecilerin karar,
yasa ve işlemlerine karşõ haklarõmõzõ
savunabilme fõrsatõnõ verebilecek bi-
çimde anayasanõn şimdiye değin
hiçbir iktidarõn dokunamadõğõ geçici
15. maddesi kaldõrõlabilmelidir.
KADROLAŞMA
SÜRÜYOR
B İ T T İ
‘Evren
geçmişten
kaçamaz’
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - 12 Eylül askeri darbesinin yõl-
dönümü dolayõsõyla ÖDP Ankara İl
Başkanlõğõ üyesi bir grup, 7. Cum-
hurbaşkanõ Kenan Evren’in teda-
vi gördüğü GATA önünde, “Dar-
benin 29. yılında, 29 mağdur”
isimli protesto eylemi yaptõ.
GATA girişinde açõklama yapmak
isteyen grup üyeleri, güvenlik güç-
lerinin izin vermemesi üzerine yo-
lun karşõsõndaki taksi durağõnõn
önünde toplandõ. Üzerlerine 1980
döneminde idam edilen 17 kişinin is-
minin ve fotoğrafõnõn bulunduğu
“idam önlükleri” giyen gruptaki-
ler, “Darbeciler yargılansın”,
“Darbeciler hesap verecek” slo-
ganlarõ attõ. Daha sonra ÖDP Ankara
İl Başkanõ Cevat Özdemir, grup
adõna yaptõğõ açõklamasõnda, 12 Ey-
lül’ün “bir ülkenin geleceğinin
çalınışının 29. yıldönümü” oldu-
ğunu ifade ederek, “Buraya geçmiş
olsun demeye gelmedik, hiçbir
şeyin geçmişte kalıp gitmeyeceği-
ni, geçmişte yapılan işkenceleri,
katliamları, zulümleri hatırlat-
mak için geldik” dedi. Kenan Ev-
ren’in 14 Eylül Pazartesi günü ta-
burcu edileceğini öğrendiklerini be-
lirten Özdemir, şöyle devam etti:
“Evren, ajanslara yaptığı açıkla-
mada, ‘iyileşmemde halkõn duala-
rõnõn çok büyük payõ var, vatan-
daşlarõmõza şükran borçluyum’ di-
yor. Evren bilmelidir ki onunla
olan halkın duaları değil, evlatla-
rını kaybetmiş anaların, gelecek-
leri karanlığa sürüklenen gençle-
rin beddualarıdır. Kenan Evren,
kendini ‘halkõn ona minnettar ol-
duğu’ yalanlarıyla avutmamalıdır.
Söylediklerinin yalandan ibaret ol-
duğunu kendisi de iyi bilmektedir.
Kenan Evren duysun ki geçmiş-
ten kaçamaz.”
Kadıköy’de düzenlenen pro-
testo mitingine şiddetli yağmu-
ra karşın binlerce kişi katıldı.
İ S T A N B U LGATA’DA EYLEM
‘Gerçeğin
ve adaletin
peşindeyiz’
İstanbul Haber Servisi - Ka-
dõköy’de düzenlenen “12 Eylül
Sürüyor, Gerçeğin ve Adaletin
Peşindeyiz” mitingine şiddetli
yağmura karşõn katõlan yüzlerce
kişi, 12 Eylül Askeri Darbe-
si’nin sorumlularõnõn yargõlan-
masõnõ istedi. 78’liler Girişimi
Sözcüsü Celalettin Can, “Sade-
ce Ergenekon’a ve Ergenekon-
culara karşı değil, esas darbe
yapanlara da tavır alalım.
AKP gerçekten darbe ve dar-
becilere karşıysa bu tavrı al-
malıdır” dedi. 78’liler girişimi,
TMMOB, İstanbul Tabip Odasõ,
KESK İstanbul Şubeler Platfor-
mu, DTP, ÖDP, EMEP, TKP,
Alevi Bektaşi Federasyonu, Ezi-
lenlerin Sosyalist Platformu’nun
da aralarõnda bulunduğu çok sa-
yõda demokratik kitle örgütü ve
siyasi parti üyeleri, İbrahimağa
Mahallesi’ndeki Tepe Natilius
alõşveriş merkezinin önünde saat
13.00’ten itibaren toplanmaya
başladõlar.
Topluluk saat 14.00’te yürü-
yüşe geçti. Bir vince asõlõ Ame-
rikan bayraklõ bir elin oynattõğõ
postal, şapka ve kafa şeklinde
tasarlanmõş dev kuklanõn arka-
sõnda yürüyen protestocular,
“Darbeciler yargılansın”, “Ke-
nan Evren Yargılansın”,
“Darbecilerin peşindeyiz”,
“Amerika’nın bizim oğlanları
12 Eylül’ün peşindeyiz” diye
yazõlõ döviz ve pankartlar taşõdõ.
Mülkiyeliler
SBF’ye
yürüdü
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Mülkiyeliler Birliği üyele-
ri, 12 Eylül askeri darbesini Kõzõ-
lay’dan Ankara Üniversitesi Siya-
sal Bilgiler Fakültesi’ne (SBF) yü-
rüyerek protesto etti.
“Mülkiyeliler Onur Yürüyü-
şü”, “Darbeciler Yargılansın”,
“Darbeye Hayır”, “Darbecilere
Verilen Unvanlar Geri Alınsın”
ve “Darbenin Yarattıkları Dar-
beyi Yargılayamaz” yazõlõ pankart
ve dövizler taşõyan Mülkiyeliler
Birliği üyeleri, “Gün Gelecek Dev-
ran Dönecek, Darbeciler Halka
Hesap Verecek” sloganõ atarak
SBF önüne geldi. Burada açõklama
yapan Mülkiyeliler Birliği Genel
Sekreteri Yalçın Doğan, “Ger-
çekten demokratik bir Türki-
ye’nin kurulması için anayasanın
geçici 15. maddesi derhal yürür-
lükten kaldırılmalı, darbenin so-
rumluları ve uygulayıcıları yar-
gı önüne çıkarılmalıdır. Demok-
rasi ile yönetilen ülkelerde, dik-
tatörler er ya da geç yargılanmış,
yaptıklarının hesabını vermiş-
lerdir. Türkiye, kendi darbecile-
riyle hesaplaşamayan ülke olma
ayıbından kurtarılmalıdır. 12
Eylül darbesinin toplumun üs-
tüne karabasan gibi çöken uy-
gulamaları ve hukuku ile hesap-
laşılmadan yürütülen sivil ana-
yasa, darbelere ve derin devlete
karşı olma, Kürt açılımı, Alevi
açılımı gibi demokratikleşme
tartışma ve iddialarının içi boş ve
samimiyetsizdir.”
Sıhhiye’de miting
Ankara Emek ve Demokrasi
Güçleri Platformu üyesi sivil top-
lum örgütleri de darbeyi protesto et-
mek amacõyla Sõhhiye Meyda-
nõ’da miting düzenledi. Şair Ahmet
Telli’nin şiir okuduğu mitingde,
Grup Günyüzü de konser verdi.
Mitingde yapõlan konuşmalarda
askeri müdahale eleştirilerek mü-
dahaleyi yapanlarõn yargõlanama-
yacağõna ilişkin anayasanõn geçici
15. maddesinin kaldõrõlmasõ isten-
di. CHP Ankara İl Gençlik Kolla-
rõ üyeleri de, 12 Eylül askeri mü-
dahalesini protesto etti.
A N K A R A
Dilekçeyi imzalayanlar
Evren’e göre ‘Vatan haini’
Adana’daki eylemde darbe-
cilerin yargılanması istendi.
12 Eylül darbesine yurt genelinde protesto
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - 12 Ey-
lül askeri darbesinin yõldönümünde kitle ör-
gütleri, sendikalar, meslek odalarõ ve çeşitli
siyasi partiler protesto gösterisi düzenledi.
Darbe döneminde idam edilenlerin fotoğ-
raflarõnõ taşõyan göstericiler yürüyüş ya-
parak darbecilerin yargõlanmasõnõ istedi.
Yağmura karşõn 5 Ocak Meydanõ’nda
toplanan Alevi Birlikleri, KESK, DİSK,
TMMOB, TTB, İHD, ÖDP, EMEP, DTP,
SP, DİP, SEH, Halkevleri üyeleri ve çeşitli
sosyalist dergi okurlarõ darbecilerden he-
sap sorulmasõnõ istedi. Darbe döneminde
idam edilen, yaşamõnõ yitiren ve işkence gö-
ren yurttaşlarõn fotoğraflarõnõ taşõyan grup
buradan İnönü Parkõ’na dek yürüdü.
Alkõş ve õslõklarla darbeyi protesto
eden kitle, “Darbeciler yargılansın”,
“Faşizme karşı omuz omuza”, “Kah-
rolsun darbeciler”, “Darbecilerden he-
sabı halk soracak”, “Faşizme ölüm, hal-
ka hürriyet”, “Faşizme karşı tek yol
devrim” sloganlarõ attõ. Grup adõna
açõklama yapan İHD Adana Şube Başkanõ
Beyhan Günyeli, Türkiye’nin hâlâ dar-
be yasalarõyla yönetildiğini söyledi. Dün-
yada darbecilerin yargõlandõğõnõ ve hak et-
tikleri cezalara çarptõrõldõğõnõ bildiren
Günyeli, Türkiye’de ise darbeyi yapanlara
dokunulmadõğõnõ kaydetti.
Samsun, Sinop ve Amasya’da da 12
Eylül askeri darbesi yürüyüş ve basõn
açõklamalarõyla protesto.
(YUSUFBAŞTUĞ)
12 Eylül
protestosu
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - 12 Eylül darbesi,
yapõlõşõnõn 29. yõldönümünde
İzmir’de de sorgulandõ.
Demokratik kitle örgütü
temsilcileri açõklamalarõ ve
eylemleriyle, sorumlularõn
yargõlanmasõ çağrõsõ yaptõ.
Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve
Müzesi’nde açõlan 12 Eylül’le
ilgili resim ve fotoğraf sergisini
gezen CHP İzmir İl Başkanõ Rıfat
Nalbantoğlu, Türkiye’nin bugün,
darbe söylentileri üzerinden
nemalanan ve buna hukuku da
alet etmeye çalõşan bir siyasi
hareketin ve kirli ilişkilerin
kõskacõnda olduğunu vurguladõ.
Nalbantoğlu, “Darbe yalnızca,
12 Eylülcülerin, onların
çocuklarının yönetimi elinde
bulundurduğu dönemde değil,
siyasal, ekonomik ve toplumsal
yaşamda yarattığı dönüşümle,
12 Eylül anayasası ve
kurumlarıyla günümüzü de
belirlemektedir” dedi. Halkõn
Kurtuluşu Partisi İzmir İl Örgütü
üyeleri, Konak Alanõ’nda
yaptõklarõ açõklamada 12 Eylül’ün
ülke tarihinde kara leke olarak yer
aldõğõnõ vurguladõlar.
“12 Eylül Yargılanacak
Çalışmaları Bileşenleri”ni
oluşturan örgütler de, Güzelyalõ
semtinde 7. Cumhurbaşkanõ
Kenan Evren’in de barõndõğõ
askeri lojmanlar yakõnõnda basõn
açõklamasõ yaptõ. Açõklamada,
“Kentimizde darbeci
istemiyoruz” vurgusu yapõldõ.
Aynõ örgütler akşam da Basmane
Alanõ’nda toplanarak Konak’a
dek “12 Eylül Yargılanacak”
yürüyüşü gerçekleştirdi.
İ Z M İ R