20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 13 EYLÜL 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] AICA Ödülü ‘İşsiz İşçiler’e Kültür Servisi - Uluslararasõ Sanat Eleştirmenleri Derneği AICA Türkiye’nin, bu sene ilk kez Elgiz Müzesi/Proje 4L işbirliğiyle 11. Uluslararasõ İstanbul Bienali’ndeki işlerden birine verdiği “Critically Critic Work Award” (En Eleştirel Yapõt Ödülü) Aydan Murtezaoğlu ile Bülent Şangar’õn Antrepo No3’te yer alan “İşsiz İşçiler - sana yeni bir iş buldum!” adlõ yapõtõnõn oldu. Ödül töreni dün gece Proje 4L’nin Beybi Giz Plaza’daki yeni mekânõnõn açõlõşõnda yapõlõrken; sanatçõlara 2000 dolar para ödülü takdim edildi. Ali Akay, Ahu Antmen, Cem Erciyes, Evrim Altuğ, Aslõ Çetinkaya, Ayşegül Sönmez ve Ayşegül Güçhan’dan oluşan seçici kurulun, ödülü vermesinin nedeni ise sanatçõlarõn “farklõ bir yaklaşõm izlemeleri ve kavramsal çerçeveyle gösterdikleri uyum” olarak belirtildi. Tolkienlerle yapımcısı uzlaştı Kültür Servisi - Tüm zamanlarõn en fazla izlenmiş filmleri rekorlarõnõ elinde tutan ‘Yüzüklerin Efendisi’ serisinin yazarõ John R. R.Tolkien’in mirasçõlarõnõn, yapõtõ sinemaya uyarlayan Amerikan New Line Cinema şirketi hakkõnda açtõklarõ davada uzlaşma sağlandõ. Tolkien Vakfõ adõna açõklama yapan Christopher Tolkien, iki tarafõn anlaştõğõnõ söyledi. Vakõf, New Line Cinema’ya Tolkien’in yazdõğõ Hobbit romanõnõn da sinemaya uyarlanabilmesi için izin verirken, 2010’da çekilecek filmi Yüzüklerin Efendisi serisinin yönetmeni Peter Jackson’õn çekeceğini açõkladõ. Murat Soydan daha iyi Kültür Servisi - Aort yõrtõlmasõ sebebiyle geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldõrõlan oyuncu Murat Soydan yoğun bakõmdan çõkarõldõ. Türk sinemasõnõn kilometre taşlarõndan Soydan’õn tedavi gördüğü Bahçelievler Hizmet Hastanesi yetkilileri, sanatçõnõn durumunun daha iyi olduğunu ve gerekli tüm müdahalelerin yapõldõğõnõ söylüyor. Sanatçõnõn hastanede ne kadar kalacağõ ise henüz netleşmedi. ESRA ALİÇAVUŞOĞLU 22yõllõk tarihine pek çok farklõ kavram ve içerik sõğdõran Uluslararasõ İstanbul Bienali’nin 11’ncisi açõldõ. Epik Tiyatro’nun babasõ, gelenekselleşmiş tiyatro an- layõşõna getirdiği devrimci yakla- şõmla tiyatro tarihinde çõğõr açan Brecht’in 80 yõl önce “Üç Kuruşluk Opera” adlõ oyununun ikinci per- desinin kapanõşõnda sorduğu “İnsan Neyle Yaşar” sorusunu başlõğõna ta- şõyan bienal, bu soruyu bugüne yö- nelterek küresel değişimleri, sanatõn toplumsal değişime katkõlarõnõ, sa- natõn siyasal bir eylem aracõ olma po- tansiyelini gündeme getiriyor. PROVOKATİF BİR DÜZLEM Bugüne dek yapõlan bienaller için- de politikayõ odağõna en fazla otur- tan bu bienalin açõlõşõ, ne rastlantõdõr ki, 12 Eylül’e denk geldi. İçeriği ba- kõmõndan buram buram siyaset kokan bienalin açõlõşõnõn 12 Eylül’ün 29. yõl- dönümüne rastlamasõnõn kuşkusuz ironik bir yanõ da var. Bienalin baş- lõğõ o kadar provokatif bir düzlem üzerinden yola çõkõyor ki, buna her- kesin vereceği yanõt farklõ olsa gerek. Örneğin, Picasso’nun resmine bakõp, “Bunu ben de yaparım” deyip “at resimleri” çizerek yaşamõnõ sürdü- ren Kenan Evren acaba hangi vic- danla, “neyle yaşıyor”? Diyarbakõr Cezaevi’nde 1980 sonrasõ dönemde insanõn kanõnõ donduran işkencelere uğrayanlar şimdi “neyle yaşıyor”? ELEŞTİREL DÜŞÜNCE Ivet Curlin, Natasa İlic, Ana Devic ve Sabina Sabolovic’den olu- şan WHW üyeleri, günümüzde kut- sanan küreselleşmenin ve elbette kapitalist düzenin negatif etkilerini iliklerimize kadar hissettiğimiz bir düzende daha fazla politizasyon öne- ren, kültürün daha fazla siyasallaş- masõnõ savunan bir bienale imza at- mõş durumdalar. Mevcut sanatsal ve siyasal bağlamdan bir düşünce ze- mini devşirerek, eleştirel düşüncenin yenilenmesine katkõ sağlamayõ he- defliyor küratörler. 40 ülkeden 70 sa- natçõnõn toplam 141 proje ile katõldõğõ bu bienal, bizleri neredeyse 1970’ler- deki politik sanat ortamõnda yolcu- luğa çõkarõyor. Hatta bienali birlikte gezdiğim, 80’lerde politik mücade- lenin içinde bulunan bir arkadaşõmõn yaptõğõ, “Bizim kuşağın bütün idol- leri burada” saptamasõ serginin ge- neline çok ama çok iyi uyuyor. Günümüz sanatõ uzun zamandõr ya- şamõn tam içinden besleniyor. Tõpkõ bu bienalde olduğu gibi, sanatõ ha- yatõmõzõn içine sokarak ya da yaşa- mõn içinden bir sanat yapõtõ ortaya çõ- kararak çelişkileri, kültürel kimlikleri, siyasal ve kültürel iklimi sanatõn malzemesi haline getiriyor. Kültür, coğrafi farklõlõklar ve durumlar, gün- delik yaşam, bellek, farklõ disiplin- lerin teorik altyapõsõ bugünün sana- tõnõn temelini oluşturuyor. Toplum- sal olduğu kadar sõradan bireyin kü- çük bir anlatõsõ bile günümüz sana- tõnõn malzemesi haline gelebiliyor. Modernist teorilerin “büyük an- latılarına”, “cilalı yapıtlarına” alõş- kõn olan izleyicisi için günümüz sa- natõ ve bu eksende bienal “anlaşıl- maz”, “mesafeli” bir hale bürüne- bilir… Teoriden beslenen; yerleşik kalõplara, kültürel kodlara, cinsiyet politikalarõna kimi zaman eleştirel, ki- mi zaman ironik bir tavõrla karşõlõk veren günümüz sanatõ ile kimi izle- yicinin kurduğu mesafe, farklõ dil- lerde ve malzemelerde çalõşan sa- natçõlarõn bu işleri ile belki ortadan kalkabilir; kim bilir? Öyle ki, uzun zamandõr bireysel hikâyelerin, kişi- sel mitolojilerin güçlü bir biçimde kendini hissettirdiği çalõşmalarõn dõ- şõnda bir anonimlik, toplumsallõk içeren bu bienal kitleleri daha kolay yakalayacakmõş gibi görünüyor. SOL SÖYLEM Antrepo No. 3, Tütün Deposu ve Feriköy Rum Okulu’nu kendine me- kân olarak seçen bienal ciddi bir sol söylem üzerine oturuyor. Anti-kapi- talist ve anti-küreselleşme hareket- lerine çokça yer veren WHW; kültür endüstrisinin çõkmazlarõnõn, iki yüz- lülüklerinin farkõndalõğõnda, siste- min dõşõndan konuşmayõ yeğliyor. Sorun şu ki, tam da bu sistem için- de yer alan bir bienalin içindeler… Ancak, sistem içinde sisteme karşõ konuşan, tavõr alan bir bienal bu. Sa- natçõlar, yapõtlar, mekânlar ve eleş- tiriler bir başka yazõya… İçeriği bakõmõndan buram buram siyaset kokan bienalin açõlõşõnõn 12 Eylül’ün 29. yõldönümüne rastlamasõnõn ironik bir yanõ da var. Bienalin başlõğõ o kadar provokatif bir düzlem üzerinden yola çõkõyor ki, buna herkesin vereceği yanõt farklõ olsa gerek. WHW adıyla küratörlük yapan Ivet Curlin, Ana Devic, Natasa Ilic ve Sabina Sabolovic, ülkelerinin yaşadığı sosyal ve politik gelişmelerle olduğu kadar tüm dünyada olup bitenlerle de ilgililer. ‘Sanatın politikaya müdahalesi heyecan verici’ SELCEN AKSEL 11. Uluslararasõ İstanbul Bienali’nin kü- ratörlüğünü yapan WHW Kolektifi, Üç Kuruşluk Opera’dan esinle “İnsan Neyle Yaşar?” sorusunu sorarak kendi- lerini tanõttõlar. 10 yõldõr, önemsedikleri ‘Ne?’, ‘Nasıl’ ve ‘Kim İçin?’ sorularõ- nõn kõsaltmasõ olan WHW adõyla küra- törlük yapan Ivet Curlin, Ana Devic, Natasa Ilic ve Sabina Sabolovic, ülke- lerinin yaşadõğõ sosyal ve politik geliş- melerle olduğu kadar tüm dünyada olup bitenlerle de ilgililer. Rosa Luxem- burg’un sözlerini de hatõrlatarak: ‘Ya sos- yalizm, ya barbarlık...’ WHW, anti- kapitalist söylem derken, aslõnda insanõn refahõ ve sistem ilişkisine, insanõn yanõnda yer alarak ve sanatõn eleştiri gücüne des- tek olarak yaklaşmak istediklerini söy- lüyor ve sistemi eleştiren sanatçõlarõn ya- nõnda olduklarõnõ belirtiyorlar. WHW’yle, İstanbul Bienali ve sanat - politika ilişkisi üzerine konuştuk. - Brecht’in İstanbul Bienali’ne ve si- ze esin kaynağı olmasının en belirgin nedenleri neler? ‘İnsan Neyle Yaşar?’ başlõklõ şiir, 1928’de yazõlmõş da olsa bugün bile ekonomik ve politik konularda hâlâ ufuk açõcõ bir yapõt olarak gündemde. Brecht, sanatõ üzerine kuramsal düşünceleriyle birlikte, sanatõn ve tiyatronun toplumsal olaylarda söz sahibi olmasõyla güçlü bir etki bõrakabileceğini, bõrakmasõ gerekti- ğini de söylüyordu. Sanatõn politikayla ilişkisi, propaganda yapõp yapmõyor olu- şu bizleri de hep ilgilendirdi. Brecht’in yaptõklarõ, geride bõraktõklarõ ve yazdõk- larõnõn bizim için -birçok kişiye olduğu gi- bi- esin kaynağõ olmasõnõn en önemli ne- deni bu. - Çıkış noktası olarak aldığınız kav- ram ‘evrensel’ elbette, yine de İstanbul için bienalin kavramsal çerçevesini oluştururken, nasıl bir etkisi oldu size? Asõl meselemiz olagelen sanat-politika ilişkisi, sosyal gerçekçilik, ekonomik krizin pençesindeki dünyayõ düşündü- ğümüzde, toplamda bu kavramsal çerçe- ve ortaya çõktõ. İstanbul’dan yola çõktõk, Balkanlar’dan Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya’yõ içine alan bölgeye uzan- dõk. İstanbul ise bu bağlamda ‘politika- sanat ilişkisini anlamak için bir model’ oldu bize. - Kriz, bu anti kapitalist ve eleştirel yaklaşıma yer açan konunuzu belirle- mede etkili oldu mu? Kapitalizme eleştiriyi de içeren bir kavramsal çerçeveye geçmişte de ya- kõndõk. Özellikle bu noktada 1970’lerde sosyal devlet kavramõnõn iyice kan kay- betmesi ve neo-liberalizmin yükselmesine de dikkat çekmek istiyoruz. Bize göre kriz o zaman başlamõştõ zaten. - Sanatçıları araştırma ve yönlen- dirme sürecinde nasıl bir tutum sergi- lediniz? Biz farklõlõklarõ görmek, bağlantõlarõ sunmak için alõşõldõğõ gibi Batõ ülkele- rinden sanatçõlara ağõrlõk vermemeyi seçtik. Tipik bir bienal yerine, köklere in- meyi istedik. - İstanbul Bienali’nin, toplumun kü- çük bir bölümüne hitap etmesine rağ- men bu denli dikkat çekmesi üzerinde ne düşünüyorsunuz? Heyecan verici olan, kültürün politi- kaya etkisi olmasõ düşüncesi, politikaya alet olmuş sanat değil... Bu sorular da, bü- tünde önemli tartõşmalarõ beraberinde getiriyor. - Anti-kapitalist söyleme sahip, hat- ta “Banka kurmanõn yanõnda, soymak ne- dir ki?” gibi bir cesur soruyla şehri do- natan bu bienal, başka tartışmalara da yol açtı. Nedeni de bu yaklaşımına rağmen ana sponsorun bir banka olu- şuydu. Bir de yine bu tutarsızlık id- dialarıyla gelen protestolar… Bu tartõşma ve eleştiriler bizi heye- canlandõrõr. Vurguladõğõmõz gibi, sanat için burada ‘politik’ bir anahtar sunuyo- ruz açõkça. Bu etkileşimler, özgürce ya- põlan tartõşmalar, bir yanõyla politikaya sa- natõn müdahalesidir, çünkü insanlarõ ha- rekete geçirerek konuşmaya ve eyleme yönlendiriyor demektir. Kültür Servisi - Direnistanbul, önceki ak- şam başlayan “11. Uluslararası İstanbul Bienali”nin açõlõşõnda yaptõğõ eylemle gündeme geldi. İnternet sitelerinde de yer verdikleri yergili sloganlarõnõ Antre- po No: 3’teki açõlõşta da sürdüren inisiyatif, bienalin ‘antikapitalist’ söyleminin, spon- sorluk sistemi nedeniyle büyük çelişki oluşturduğunu anlattõlar. Şakacõ bir tavõr- la, kendilerinin bienalin ‘neresinde’ dur- duklarõnõn ipuçlarõnõ veren ‘Direnal’ ey- lemlerini sürdürdüler. Dağõttõklarõ bildiride herkesi ‘Direnal’lerinin bir parçasõ olmaya çağõrdõlar. Topluluk üye- leri, Bienali protesto ediş nedenlerini şöyle açõkla- dõ: “Biz, sanatın ve yara- tıcılığın, fuar ve bienal- lere sıkıştırıldığını dü- şünüyoruz. Bu etkinlik- ler, asıl amacını kaybetti. Tümüyle ti- cari hale geldiler. Bizi bu bienalde ha- rekete geçiren en önemli nokta da dün- yada ezilenlerin yanında anılan Brecht, Marks gibi bazı isimlerin konu edilme- si. Oysa bienalde sanatçılar büyük ser- mayeyle buluşuyorlar’ der- ken, bunu ‘sponsorlu - mu- halif’ bir ortam olarak adlan- dõrõyorlar. Daha önce sanat, ekonomi, politika alanlarõnda güncel olaylara ilişkin görüşlerini ey- lemleriyle duyuran topluluğun ‘antikapitalist söyleme’ ilişkin hassaslõ- ğõ, bienalle sõnõrlõ değil. Bugün de, ka- muoyuna yaptõklarõ duyuruya göre IMF ve Dünya Bankasõ’nõn İstanbul’da toplana- caklarõ bölgeye ‘bir gözdağı ziyareti’ ger- çekleştirecekler. Direnistanbul, bugün 12.00’de Nişantaşõ’nda City’s AVM’sinin yanõndaki otoparktan yola çõkacak ve kongre vadisinin çeşitli duraklarõndan ge- çerek Beşiktaş’taki Kartal heykelinin önünde saat 18.30’da basõn açõklamasõn- da “Milyonlarca insanın üzerinden bir demir yumruk gibi geçen 12 Eylül cun- tasının insanlara ödettikleri bedelle- rin kaynağı olarak gördükleri IMF ve Dünya Bankası’na ve bunların dayat- tıkları neoliberal politikalara karşı her- kes sokağa” diyecekler. Bienal’e ‘Direnal’ direnişi 11. Uluslararasõ İstanbul Bienali, Brecht’in ‘İnsan neyle yaşar’ sorusunu gündeme getiriyor Sistemin içinde, sisteme karşõ WHW, bienal tanıtım afişlerinde de yer verdiği Brecht alıntılarını, sergi mekânlarına da yayıyor. İşsiz İşçiler - sana yeni bir iş buldum!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle