20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Selden sonra niye yağma yaşandı? Çünkü halk risk almaya başladı! YağmurDeniz CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Ayamama Deresi ya da Bir Türlü Ayamama Ayamama, 15 yıl öncesine kadar Başakşehir, İki- telli, Mahmutbey, Güneşli ve Yenibosna’dan geçip Ataköy’den Marmara Denizi’ne dökülen bir dere, bu kentin zenginliklerinden bir doğa parçasıydı. Açgözlü yerel yönetimler Ayamama Deresi’nin yatağını par- ça parça yağmaya açtılar. Dere, geçen salı sabahı yağan şiddetli yağmurla çılgına döndü, hapsedildiği beton akaktan kurtuldu, iki yanını kuşatmış yapıla- rın arasından kendine denize ulaşacak bir geçit bu- lamayınca köpürdü, taştı; önüne geleni silip süpürdü, yuttu, can aldı. Ayamama bir dere, bir akarsu, doğası gereği aka- cak, sen bunu engellersen günü geldiğinde kanal- dı, betondu dinlemeyip taşar, sel olur. Bir doğa ya- sasıdır bu! O sabah da bu şaşmaz yasa işledi, de- re, beton bariyerleri önüne katıp önce Holiday Inn otelini, sonra Cargo Türk’ün, Yurtiçi Kargo’nun, Ban- vit’in depolarını bastı, daha sonra da 212 Alışveriş Merkezi’ni. Fakat en büyük felaket -başka ad bu- lunamadığından olacak-, “Osmanlı” adı verilen, 300 kamyonun park ettiği TIR otoparkında yaşan- dı. Sel sularının sürüklediği araçlar birbirine girdi. TIR şoförlerini uykuda yakalayan sular 13 can aldı. Başbakan, Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı açık- lamalar yaptılar, bunun bir “doğal afet” olduğunu söylediler, halka öğüt verdiler. “Sakın ha, dere ya- taklarına yapı kondurmayın, ölürsünüz!” dediler. De- re yatağına beton kondurma iznini halk vermiş gi- bi. AKP iktidarının seçilmişleri de, atanmışları da cin fikirliler ya, akılları sıra halkı suçlayarak, kendi so- rumluluklarını saklayacaklar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı açıklama yaptı, “Biz bu yılın şubat ayında o TIR otoparkının ruhsatını iptal ettik,” diye. Ama otopark işletmeci- sinin “iptal edilmiş” ruhsatla nasıl olup da yedi ay boyunca işini sürdürebildiğini söylemedi. Merak ettiğimiz o kadar çok şey var ki… Ayamama Deresi’nin “ıslah” projesini hangi yük- lenici şirket üstlenip yürüttü. “Islah” denilen, fakat son sel felaketiyle “göz boyamadan” başka bir şey olmadığı anlaşılan bu “iş” karşısında şirkete ne öden- di? Dere yatağına imar iznini hangi yerel yönetimler verdi? Osmanlı TIR otoparkının sahibi kim? Dere yata- ğının yanı başına garaj kurma ruhsatını hangi yerel yönetim döneminde aldı? TIR’larının içinde can ve- ren 13 şoförle birlikte Basın Ekspres yolundaki 20 ölümden kim sorumludur? Halk mı, yoksa kent yöneticileri mi? Bu ölümler birer kaza mıdır, yoksa cinayet midir? Bir cezası, bir bedeli olmayacak mıdır? Ölenler, öl- dükleriyle mi kalacaklardır? Burası neresidir? 18. yüzyılın Teksas’ı mı? Ayamama bir simgedir; farkında olmayışın, far- kında olmak istemeyişin, gözü dönmüşlüğün sim- gesidir. “Geliyorum” diyen felaketler, ölümler kar- şısında bile ayamamak bu kez de yoksul emekçi- lerin canlarına mal olmuştur. Ölenlerin tümü emek- çidir, tekstil işçisi kadınlardır, TIR şoförleridir. Adı- na kapitalizm denen bu yağma, talan, sömürü dü- zeninde yaşanan yıkımlarda ölenler hep onlardır, de- re yataklarına sıfır yapı konduranlar, doğayı kuşa- tıp tutsaklaştıranlar, suları çılgına çevirip masum ölümlere neden olanlar yaşarlar. Ayamama Deresi bir kez daha “ıslah” edilecek- miş, edilebilir; belki gerçekten de “ıslah” olabilir. Fa- kat her seçimde sandığa gidip bu ölümcül düzenin sahibi partilere oy veren, bir türlü ayamayan ay- mazları kim “ıslah” edecektir? Allah mı? Bu da başlı başına bir merak konusudur. Evet, Türkiye yıllar içinde çok kötü yönetimler gör- dü, fakat bunlar kadar kötüsünü, kötü niyetlisini gör- medi. Ayamama Deresi belki bir gün gerçekten “ıs- lah” olur, AKP’nin ise “ıslah” olacağı yok, Tanrı ba- ri hâlâ AKP diyen, AKP’ye oy veren insanlarımızı ıs- lah etsin. [email protected] www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com 12 Eylül’ün 29. yõlõnda en de- mokrat insanlarõn “darbeci”lik- le suçlandõklarõ günlerden geçi- yoruz. Asõl darbecilerin neden sorgulanamadõğõnõ ise “biz de- mokrasiyiz” diyenler bile yanõt- layamõyor. Daha doğrusu yanõtlamak, iş- lerine gelmiyor... Çünkü o günden bu yana tüm iktidarlar; “karşı”yõz dedikleri askeri rejimin “sivil” kurmayla- rõnca düzenlenmiş “yağma ya- saları”na dört elle sarõlõyorlar... Yine tümü “demokrat ve siviliz” deseler bile, darbecilerin talan kanunlarõyla süregelen imar soy- gunlarõna destek veriyorlar... Böyle bir süreçte yaşadõğõmõz son sel felaketi de aynõ yasalarla desteklenen “çıkarcı kentleşme”nin yağmurda “bo- ğulması”sõdõr... 12 Eylül’le ku- rumsallaşan “rantçı imar düze- ni”, 29. yõlõnda sular altõndadõr... Oysa, yağmacõlõk yerine “top- lum yararı”; pazarlamacõlõk ye- rine de “ülke çıkarı”nõn temel alõndõğõ 61 Anayasasõ’nõ yok eden Org. Kenan Evren, darbeyi ilan ederken diyordu ki; “anayasa çiğneniyor; buna izin vereme- yiz..” Peki, “neden aynı Ana- yasayı hemen iptal ettiniz?” sorusunu ise bugün bile ne soran var; ne de merak eden... Faşizmin ‘Sipariş’i 29 yõl önce “ilk darbe”nin 61 Anayasasõ’na indirilmesi, top- lum bilimcilerin “sermayenin diktatörlüğü” dedikleri faşiz- min özlemiydi... Çünkü yine 1980’in ünlü 24 Ocak kararlarõnda, IMF’nin ve ik- tidarõn ekonomisti Turgut Özal’õn öngördüğü “rant eko- nomisi” ile “talan düzeni”nin önündeki en büyük engel o ana- yasaydõ... Aynõ kararlarla hedeflenen; “ücretlerin kısılması” ve “eme- ğin daha fazla sömürülmesi” için de “toplumsal direnişi ez- mek” zorunlu olunca, “hukuk devleti” ile demokratik sisteme “ara” verildi... 12 Eylül sabahõ tanklarõn eşliğinde sadece ana- yasanõn değil, parlamentonun da acilen “yok edilmesi” bundandõ... Darbenin hemen ilk yõllarõnda, çoğu bugün de yürürlükte olan “ayrıcalıklı imar hakları”, “ya- sadışı işgallere tapu” ve “ka- musal alanların satışı” gibi ül- keyi ve kentleri soyarak zengin- leşme yasalarõnõn hõzla çõkartõl- masõ da “rantçı faşizm”in gene- rallerden siparişiydi... Yani 12 Eylül, bugünkü tüm çevre, kültür, kent ve yaşam düş- manõ uygulamalarõn da “dar- be”yle güvenceye alõndõğõ tarih- tir.. Son günlerdeki “planla ve ruhsatla yapılaşmış yerlerin sel altında kalması”ndaki neden de aynõ güvenceyle yõllardõr sürege- len “imar kayırmaları”dõr... Değişmeyen yasalar Dilerseniz faşizmin bu yağma- cõ yüzünü daha da anlaşõlõr kõla- lõm. Bugünkü örneklerin, 29 yõl- dõr “yürürlükte tutulan” yasa- larõna bakalõm: 1-KAÇAK KENTLEŞME: 80’lerin ilk imar düzenlemesi olan “Islah İmar Planları” ile hukuk dõşõ plansõz yapõlara “apartmanlaşma” hakkõ tanõndõ; dere yataklarõnõn da kentleştiği uy- gulamalarõ hâlâ sürüyor... 2-PLANSIZ GÖKDELEN- LER: 12 Eylül’ün ilk imar dar- beleri olan Park Otel, Gökkafes gibi örnekleri yaratan “hükü- metten imar ayrıcalığı” uygu- lamasõ, yeni ya- salarla yaygõnla- şarak devam edi- yor... 3-KIYILAR- DA TURİZM Y A Ğ M A S I : Anayasasõz dö- nemden kalma yasayla kõyõlar, ormanlar, SİT’ler yağmaya açõldõ; aynõ yasa “yarı- mada”lar bile Turizm Bakanlõ- ğõ’na bağlanacak şekilde geniş- letildi. 4-AYRICALIKLI İMAR HAKKI: Topluma ait kamu ara- zilerinin “imar rantı arttırıla- rak” satõşõnõ sağlayan “plansız yetki”ler, özelleştirme idaresi- nin yanõ sõra TOKİ’ye bile veri- lerek, “soygun kentleri” yaratõl- dõ... 5-“YAPTIRIMSIZ SUÇ”LAR: Kent suçu olan imar talanõ karar- larõ “denetimsiz” kõlõnõrken, ay- nõ kararlarõ alanlarõn “suçlu sa- yılmadı”ğõ bir yönetim hukuku da 12 Eylül mirasõ olarak pek sevi- liyor... Nitekim, yine son seller- de sulara gömülen “yerleşme planları”nõ onaylayanlar bile ek- ranlara çõkõp “suçlu oraya yer- leşenler” diyebiliyor! Şimdi söyler misiniz; bütün bu yasalarõ “iştah”la uygulamaya devam ederek şimdi de “selde bo- ğulan” yağma düzenlerinden yõl- lardõr nemalananlar, “şükran borçlu” olduklarõ Kenan Evren’i nasõl yargõlayabilirler ki? KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN HARBİ SEMİH POROY 13 Eylül ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ 12 Eylül ve ‘Sel’... SAYFA CUMHURİYET 13 EYLÜL 2009 PAZAR 14 Umre Ahmet Duman: “Doğan Yayın Holding’e anormal vergi cezası kesildi: Umre yetmedi Ertuğrul Özkök’e hac yolu göründü!” Felaket Gökhan Akman: “İstanbul Valisi Muammer Güler için en büyük felaket, koltuğunu sele kaptırmak olmalı!” Enkaz Necati Cebe: “Ergenekon’da davanın çöküşünü tavanın çöküşü izleyince, hukuk enkaz altında kaldı!” Yobaz! FOTOĞRAF “turizmin başkenti” Antalya’da çekilmiş. 07 T 0692 plakalı taksinin arka camında “Domuzdan post, dinsizden dost olmaz” yazıyor. Bildiğiniz gibi kendini Müslüman sanan yobaz takımı Müslüman olmayanlara “gâvur” der ve onları dinsiz sayar! İşte o yobaza bu kadar yüz verirseniz, “dinsiz” yabancı turistlerden para kazandığı Antalya’da tutar kendi ekmek kapısına aynen böyle işer! Buna göz yuman Antalya Valisi’nin de Emniyet Müdürü’nün de kulaklarını çınlatır! Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” AFET Koordinasyon Merkezi’nden bildirilmiştir: Ey ahali, yani Fatih Sultan Recep’in 72.5 milyon kardeşi! Sultan hazretlerinin buyurduğu gibi develerin kini, derelerin intikamı ağır olmaktadır. İş bu nedenle bundan böyle yağmurlu günlerde memleketin her köşesinde sprey kullanılması yasaktır! Allah’ın aldığı canı “vatandaş sele kurban gitti” diye eleştirmek günahtır. Günahkârlar hakkındaki kararı, yargı reformundan sonra ulema verecektir. Yağmurlu günlerde sokağa can yeleksiz çıkmak yasaktır. Halkı can yeleği almaya teşvik edecek tanıtım filminde büyük ekonomist Mehmet Altan “seyyar yelekçi” rolü oynayacaktır. Buzullar erimeye başladığı için buzdolaplarının buzlukları her ay düzenli olarak kontrol edilecektir. Sel alarmı verilen bölgelerde binaların alt katlarında oturanlar üst katlardaki komşularına yatılı kalmaya gidecektir. Valiler ve kaymakamlar kapı kapı dolaşıp, ihtiyaç sahiplerine ilave yatak, çarşaf, yastık kılıfı ve yorgan dağıtacaktır. Altı ay içinde her apartmanda, bir tahlisiye sandalı bulundurulması mecburidir. Halkı bu konuda bilgilendirmek için hazırlanacak tanıtım filminde “fış fış kayıkçı” rolünü İ. Melih Gökçek’in mi yoksa Kadir Topbaş’ın mı oynayacağına halk oylaması ile karar verilecektir. Yüzme havuzlu sitelerdeki sandallar kıçtan takma motorlu olacaktır. Motor gücünün önemini halka anlatmak için çekilecek tanıtım filminde büyük yazar Nazlı Ilıcak başrolü oynayacaktır. Yağmurlu günlerde halkın sultana olan güveninin bozulmaması için gazetelerde, radyolarda ve televizyonlarda evren-sel, küre-sel, erişim-sel, sel-üloz, sel-ülit, sel-ef gibi içinde sel sözü bulunan sözcüklerin kullanılması izne bağlanmıştır. İzinler mahalle camilerinden bandrol karşılığı alınacaktır. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü yağışlı günlerde halkın maneviyatını yükseltmek için Diyanet İşleri Başkanlığı ile koordineli çalışacaktır. Koordinasyonu açılımlardan sorumlu koordinatör bakan Beşir Atalay yürütecektir. Ahaliye, sellerin sonunun büyük tufan olduğunu hatırlatmak için her vilayette en büyük parka bir adet “Nuh’un Gemisi” ve yanına “Recep’in Gemiciği” maketi kondurulacaktır. Ferman, sultanımızındır! Ferman SESSİZ SEDASIZ (!) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Yazõ yaz- maktan duyulan korku. 2/ İnle- me, inilti... Buğday tanesi- nin olgunlaşmõş içi. 3/ Aydõn ilinde, kadõnla- rõn özel günler- de başlarõna ört- tükleri geniş ör- tüye verilen ad... Temel, esas. 4/ Hayvan pisliği... Kö- pek. 5/ Pencere önle- rine yapõlmõş dar çõ- kõntõ. 6/ Romanya’nõn plaka imi... Niğde ve Nevşehir yöresinde yetişen, kaliteli bir şa- rap veren beyaz üzüm cinsi. 7/ Yapma, et- me... “Yağõz atlar kiş- nedi, meşin kõrbaç şakladõ /Bir dakika --- yerinde du- rakladõ” (F. N. Çamlõbel). 8/ Büyüme, gelişme... Kõ- rõk kemikleri bir arada tutmak için kullanõlan nesne. 9/ El yazõsõndan, yazanõn karakter ve duygularõnõ an- lamayõ amaç edinen inceleme yöntemi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Afrika’da yaşayan bir antilop... Boks yapõlan alan. 2/ Akciğerleri dinlerken hekimin duyduğu patolojik ses... Bir iskambil oyunu. 3/ Akdeniz Bölgesi’nde bir akarsu... Gözleri görmeyen. 4/ Bir federasyonun üye- si olan... Bağõşlama. 5/ Bulmaya çalõşma. 6/ Demir elementinin simgesi... Gebeliği önlemek için dölyatağõ içine konan sarmal biçiminde araç. 7/ Düz ve geniş arazi... Yunan mitolojisinde, güzel sanatlarõn dokuz perisinden biri. 8/ Hamur durumundaki ekmeklerin fõrõna atõlmadan önce, içine konulduğu oyuk gözlü tahta... Bir renk. 9/ Ayak direme... Yüce, yüksek. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 H A L H A L F E A T U L İ T A S Ş A T H İ Y E İ H R A N A A K A Ş C A N İ K Ş İ R A Z B O P K A M İ K A Z E H A Z A K A T R A N I T K E N T 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle