Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Baştarafı Arka. Sayfada
altõna oylarõnõ satanlarõn, ölesiye yoksul
olanlarõn neden böyle yaptõklarõ, neden
yoksul olduklarõ, onlarõn sorunu değil.
Tõpkõ 12 Eylül’deki gibi sadece seyrediyorlar.
Naklen yayõn devam ediyor, 7 gencecik kadõn iş-
çi sadece insan yerine konmadõklarõ için kapalõ kal-
dõklarõ minibüste can veriyor. 7 genç kadõn! Ama biz
öyle bir hale getirilmişiz ki, insanlar bu ölüme bile
bir mazeret buluyorlar. Hiç utanmadan, “ayakları
ıslanmasın” diye arabadan inmedikleri söyleniyor,
daha da kötüsü, firmanõn bu kadõn işçilerin ailele-
rine üç beş kuruş para vererek dava açmalarõnõn ön-
leneceği sõklõkla konuşuluyor. İş o zaman kamu da-
vasõna kalacak, o da ihtimal zamanaşõmõna uğra-
yacak. Evet, biz bu haldeyiz, 12 Eylül sonrasõ uy-
gulanan ekonomik, sosyal politikalar bizi bu hale
getirdi. En insani değerlerimizi unutturdu.
Sadece 29 yõl geçmiş, 12 Eylül öncesi işçi haklarõnõ
düşündüğümde bunlarõn bir hayal olup olmadõğõnõ
soruyorum kendi kendime. Fabrika kapõlarõnda ka-
dõn işçiler için emzirme ve kreş hakkõ istediğimiz
günler geliyor aklõma. Nereden nereye gelmişiz, bu
nasõl bir geriye gidiş! Evet başarmõşlar, 12 Mart ve
12 Eylül darbeleriyle, sokağa çõkan, kendisi ve ül-
kesi için daha insanca bir yaşam isteyen herkesi, ki-
milerini öldürerek, kimilerini susturarak tuhaf bir ül-
ke yaratmõşlar. Vicdanõn olmadõğõ, Tanrõ’nõn ol-
madõğõ bir ülke.
Hep şöyle düşünürüm, bir ülke nasõl çöker... en gü-
zel yanõtõ bir arkadaşõm vermişti: “Ülkeler tıpkı bü-
yük gemiler gibi usul usul dibe çöker.”
12 Eylül’den sonra bu ülkenin tüm de-
ğerleri birer birer dibe doğru çekildi. Ön-
celikle paylaşma, dayanõşma ve dostluk
unutturuldu. Ve hepimiz şaşkõn, ne ya-
pacağõnõ bilmeyen bireyler olduk. Tek tanrõmõz da
para.
29 yõl sonra, 12 Eylül’de karamsar bir yazõ yaz-
maktan başka elimden hiçbir şey gelmiyor, bu na-
sõl bir çaresizlik duygusu; ama en azõndan bir yer-
lerde birileri vardõr, en azõndan bu duyguyu payla-
şabileceğim birileri.
Not: Bugünlerde en çok özlediğim insanlardan bi-
ri Azizlerin Aziz’i, Aziz Nesin’in “artık ona böy-
le demek içimden geçiyor”, mucizevi bir biçimde
kurduğu ve mirasçõlarõ tarafõndan bin bir güçlüğe rağ-
men yaşatõlan Nesin Vakfõ, son yağmurlarla tarumar
oldu. Ne güzel ki, çocuklar vakõftaki ilk kurtarõlmasõ
gereken şeyin Aziz Nesin’in 3 bin ciltlik arşivi ol-
duğunu düşünüp sel sularõndan onlarõ kurtarmõşlar
ama ana binanõn temellerinin hemen onarõlmasõ ge-
rekiyor. Bugün güzel bir iş yapõn ve hep birlikte Aziz
Nesin’in bize bõraktõğõ mirasõ kurtaralõm. Size vak-
fõn hesap numaralarõndan bazõlarõnõ veriyorum, ek
bilgiler vakfõn internet sayfasõndan öğrenilebilir.
Hesap Numaraları: İş Bankasõ Parmakkapõ Şu-
besi. Şube Kod: 1042 Hesap No: 0714327
Ziraat Bankasõ Çatalca Şubesi. Şube Kod: 130. He-
sap No: 9522232
Vakõfbank Çatalca Şubesi. Şube Kod: 237 Hesap
No: 4348459
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
zırız)” diyor.
Böyle söylemek iyi de güzel de, ne ki amacı sağ-
layacak öğelerden yoksun.
İktidarın açılım girişimine destek vermeyeceğiz
diyen, bu sorunun çözümlenmesine karşı olan yok.
Destek ama neye destek? RTE ve hükümetinin
açılımın içeriğinde neler yapacağını, yapmayı
planladığını açıklaması koşuluyla...
Yok hayır! Açılımın neleri murat ettiğini, neler ge-
tireceğini götüreceğini hesap edemeyecek, açık
yüreklilikle söylemeyeceksin; ama iflas eden bir
tüccarın, karşılığı olmayan verdiği çek gibi mu-
halefet edenlerle birliktelik arayacaksın!
Kabul görebilir mi bu mantık? İktidar bütün kad-
rolarıyla kamuoyunda giderek düşen itibarını ve
güveni toparlayabilmek, muhalefetin haklı çıkış-
larını örtebilmek için son silahı dostluk, birlikteli-
ğe mi sarılıyor?
Oysa desteği isteyen de köstekleyen de iktidar!
Bir başka örnek bu kanıyı destekliyor.
AKP belediyesinin ve tek başına iktidarın so-
rumluluğunu örtmek amacıyla 15 yıldır İstanbul’u
elinde tutan RTE; sel felaketinin siyasette kulla-
nılmamasını isteyen demeçler veriyor.
İstanbul’da belediye başkanı iken, başbakan ol-
duktan sonra sel felaketinin ortaya çıkardığı so-
rumluluğu RTE; Belediye Başkanı Kadir Top-
baş’la birlikte... CHP’ye yüklemeye girişiyor.
Felakete siyaseti sokmanın öncülüğünü yapı-
yorlar.
Örneğin suçluların telaşı içinde izlenim veren
Başkan Topbaş, 44 yıl iktidarda olan CHP’yi bu-
günkü sel felaketini hazırlamakla suçluyor.
İnsaf sözcüğü bile bu suçlama karşısında ha-
fif kalıyor.
1923’te Cumhuriyet kurulduktan sonra CHP 44
yıl iktidarda kaldı.
Topbaş’ın da RTE’nin de yadsıyamadığı başka
gerçeklerle...
Sözü edilen 44 yıl çağdaş bir cumhuriyet ya-
ratmayı amaçlayan çabalar, çalışmalarla geçti ve...
O yıllar; laikliğe kerhen yandaş görünen, bugün
çağdaş yaşama karşı çıkanları yetiştiren örnek-
lerini gördüğümüz kimilerinin doğup gelişmesine
yol açan aydınlığa dönük yıllardı.
AKP’ye göre suçlu da değil, sorumlu da...
Cumhuriyeti kuran parti suçlu ve sorumlu: CHP!
Topbaş’ın aymazlığına CHP lideri Baykal, ter-
biye sınırlarını zorlamayan söylemlerle karşı çıkı-
yor.
“Böyle acı dolu bir felaket üzerinden siyaset yap-
makla” suçladığı Bay Topbaş’a şöyle sesleniyor:
“Kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi gösteriyor. İş-
te İstanbul’un hali ortada. Maddi zarar ortada. Sen
bunların hesabını vereceksin. Suçu başkalarına at-
maya çalışarak bu işten sıyrılamazsın. Buna siya-
si pişkinlik derler.”
Ya Başbakan? 1997’de İstanbul belediye baş-
kanı olduğu zaman Ayamama Deresi’nin imara
açılmasına karşı çıkan davaları ve sonuçlarını bu-
gün yok sayıyor. Mahkemelerin, Danıştay’ın iptal
kararına karşın planın uygulamaya devam edil-
mesindeki gelişmeleri yadsıyor.
Davada bilirkişilik yapan ODTÜ Öğretim Üye-
si ve Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Doç.
Dr. Tarık Şengül bakın ne diyor: “Ayamama de-
re yatağı sıkıntı yaratır, dedik. Mahkeme dikkate
aldı, kararı iptal etti. Ama belediye arkadan işler çe-
virmiş.”
Şimdi Ayamama Deresi’nin yanı başında TO-
Kİ’ler duruyor.
Doç. Şengül’ün açıklamalarına eklediği bir id-
dia ilginç olmaktan da öte içerikte.
İmar işlerinde bilirkişiye 1’er, 5’er milyon dolar
gibi rüşvet verildiğine tanık olduğunu söylüyor.
Belediye Başkanı Topbaş, sorumluluğu üze-
rinden atmak, suçu başkalarına yüklemek için İki-
telli’deki taşkının; “İSKİ’nin değerlendirmesine gö-
re”... “Topkule Kışlası’ndaki göletin ‘patlamasıy-
la’ başladığını” söyledi.
Sorumluluğu; ölenlerin, maddi zararın faturası-
nı askere çıkarmaya çalıştı.
RTE aynı gün Topbaş’ın açıklamasını yalanladı.
Ne hallerde olduklarını görebilmek için günübirlik
izlenen bu olayı tanık göstermek yeterli değil mi?
SAYFA 13 EYLÜL 2009 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 22
Edirne B 26
Kocaeli Y 24
Çanakkale B 24
İzmir PB 25
Manisa Y 27
Aydın PB 28
Denizli Y 27
Zonguldak Y 23
Sinop Y 23
Samsun Y 25
Trabzon Y 25
Giresun Y 24
Ankara Y 23
Eskişehir Y 23
Konya Y 25
Sıvas Y 23
Antalya Y 28
Adana Y 31
Mersin Y 30
Diyarbakır Y 32
Şanlıurfa PB 30
Mardin PB 29
Siirt PB 32
Hakkâri Y 25
Van Y 23
Kars Y 20
Oslo PB 17
Helsinki PB 17
Stockholm Y 17
Londra B 19
Amsterdam Y 19
Brüksel Y 16
Paris PB 19
Bonn B 18
Münih PB 18
Berlin Y 17
Budapeşte Y 25
Madrid Y 25
Viyana Y 20
Belgrad Y 24
Sofya Y 22
Roma Y 23
Atina B 27
Zürih Y 20
Moskova PB 21
Aşkabat A 34
Astana B 23
Taşkent A 32
Bakû B 24
Bişkek A 29
Tiflis Y 27
Kahire A 31
Şam A 30
Ülke geneli parçalı ve çok
bulutlu, Marmara’nın batısı
ile kıyı Ege dışında kalan
tüm yurt yağışlı geçecek.
Yağışların İç Anadolu’nun
kuzeyi, Karadeniz, Doğu
Anadolu’nun kuzeyi ile Sa-
karya ve Bilecik çevrele-
rinde kuvvetli olması bek-
leniyor. Hava sıcaklığı ku-
zey iç ve doğu bölgelerde
hissedilir derecede 4 ila 6
derece azalacak.
/IŞIL ÖZGENTÜRK
29 Yıl
Sonra...
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Bozüyük’te 5 kişi-
nin hayatõnõ kaybettiği 28 Ağus-
tos’taki tren kazasõnda, bütün
ölümlerin, trenin lokomotifini iz-
leyen vagonda, normalde emniyet
bölmesi olarak ayrõlmasõ gereken
lokomotife yakõn bölümde ger-
çekleştiği ortaya çõktõ. Tavşan-
cõl’da 2004’te meydana gelen ve 8
kişinin yaşamõnõ yitirdiği kazada da
ölenlerden makinist hariç tümü,
emniyet bölmesi bulunmayan bi-
rinci vagondan çõkmõştõ.
Birleşik Taşõmacõlõk Çalõşanla-
rõ Sendikasõ’nõn Bozüyük kazasõ
sonrasõ hazõrladõğõ bilgi notunda
tren kazalarõndaki ortak ihmal şu
ifadelerle anlatõldõ:
Kazalarda ölümcül hasar
ilk vagonda: Çarpmalõ tren ka-
zalarõnda, çarpma anõnda, loko-
motifin arkasõndaki ilk vagon, ar-
kadaki diğer vagonlarõn da itmesi
nedeniyle lokomotifin üzerine
yüklenecek ve ilk hasar bu vago-
nun lokomotif tarafõnda olacaktõr.
Ancak bu bilimsel gerçeklik kar-
şõsõnda, ölümler ve yaralanmalar
asla önlenemez değildir.
Emniyet vagonu furgon:
Demiryollarõnõn kurulduğunda
“güvenli taşımacılık” için trenle-
re, içinde yük de taşõnabilen ve fur-
gon adõ verilen normal vagon bo-
yunda vagonlar verilirdi. Bunlar
kural itibarõyla lokomotiften son-
raki ilk vagon olmak zorundaydõ.
Furgondan emniyet böl-
mesine: Demiryollarõndan bagaj
taşõmacõlõğõnõn tamamen kaldõr-
masõyla, furgonlarõn yerini yolcu
vagonunun içinde oluşturulan em-
niyet bölmesi aldõ. Bölgesel ve
banliyö trenlerinde ise emniyet
bölgeleri hiç ayrõlmadõ.
Ölümlerdeki ihmal, böl-
melerin küçültülmesi: Şe-
hirlerarasõ trenlerde kullanõlan va-
gonlarda oluşturulan emniyet böl-
meleri eskiden hemen hemen va-
gonun üçte birini kaplõyordu. An-
cak, zaman içinde kamusal hiz-
metin ticarileştirilmesi sonucu bu
bölmeler iki koltukluk yer haline
getirildi. İşte peş peşe gelen tren
kazalarõnda, ölümlere, bu olumsuz
uygulama neden oldu.
Tavşancıl kazası: Bölgesel
tren olan Adapazarõ Ekspresi ile
Başkent Ekspresi Ağustos
2004’te çarpõştõ. Kazada ölen 8
kişinden 1 makinist hariç ölüm-
lerin tamamõ her iki trenin ilk va-
gonunun lokomotif tarafõnda
gerçekleşti. Başkent Ekspre-
si’nde, son yõllarõn uygulamasõ
olan küçültülmüş emniyet böl-
mesi var iken, Adapazarõ Eks-
presi’nde emniyet bölmesi yok-
tu. Ölümlerin büyük çoğunluğu
da Adapazarõ ekspresinin birin-
ci vagonunun lokomotif tara-
fõndaki bölmesinde oldu.
Bozüyük kazası: Şehirler-
arasõ çalõşan Cumhuriyet Ekspre-
si yola izinsiz giren bir paletli
kepçeye 28 Ağustos 2009’da çarp-
tõ. Lokomotifin hemen hemen ya-
rõsõ çarpmanõn etkisi ile birinci va-
gonun içine geçti. Daha doğrusu
vagon lokomotifin içine geçti. Ka-
zada 5 yurttaş ölürken tüm ölüm-
ler 1. vagonun lokomotif tarafõn-
da oldu. Bu trenin emniyet bölmesi
aslõnda kazadaki 1. vagonun ori-
jinalinde yoktu ama sonradan iki
koltukluk küçük bir yer bölme
olarak ayrõlmõştõ.
Tavşancõl’da olduğu gibi Bozüyük kazasõnda da emniyet bölmesi bulunmuyormuş
Ortak ihmal öldürdü
ABD SAVUNMA BAKANLIĞI
Türkiye’ye
füze satışı
içinbaşvuru
WASHINGTON (Cumhuriyet) - ABD
Savunma Bakanlõğõ Pentagon’a bağlõ olan
Savunma Güvenlik ve İşbirliği Dairesi
(DSCA) Türkiye’ye, potansiyel olarak de-
ğeri milyarlarca dolarõ bulabilecek uzun
menzilli hava savunma ve füzesavar füze
sistemleri satõmõ için Amerikan Kongre-
si’nin iznine resmen başvurdu.
İzin başvurusunu yazõlõ açõklama ile du-
yuran DSCA, bütün seçeneklerin Türkiye
tarafõndan satõn alõnmasõ durumunda, prog-
ramõn bedelinin toplam 7.8 milyar dolarõ
bulabileceğini belirtti. ABD’nin NATO ül-
kelerine yaptõğõ savunma satõşlarõnda,
DSCA’nõn başvurularõna iki hafta içinde
Kongre’nin üst kanadõ Senato’dan itiraz
gelmezse satõş izni otomatik olarak veril-
miş kabul ediliyor. DSCA açõklamasõnda,
potansiyel satõşõn, 13 ateşleme bataryasõ,
72 PAC-3 füzesi, çeşitli başka füze türleri
ve ilgili diğer sistemleri içerdiği bilgisi yer
aldõ. Patriot PAC-3 sistemleri ABD’nin
Lockheed Martin ve Raytheon şirketleri ta-
rafõndan üretiliyor. Açõklamada, “Türkiye,
bölgede ABD’nin barış ve istikrarı sağla-
mada ortağıdır. Bölgede kabul edilebilir
bir askeri denge sağlamaya katkı çerçe-
vesinde NATO müttefikimize, güçlü,
kendini savunma kapa-sitesine sahip ol-
mada yardım sağlamak ABD’nin ulusal
çıkarı için elzemdir. Bu önerilen satış da
bahsedilen bu amaçlarla tutarlıdır” de-
nildi. DSCA açõklamasõnda, Türkiye’nin
PAC-3 füzelerini, kendi füze savunma kap-
asitesini ilerletmek, yurt savunma güvenli-
ğini güçlendirmek ve bölgesel tehditleri
caydõrmak için kullanacağõ belirtilerek,
Türkiye’nin daha önce PAC-3 füzeleri sa-
tõn almadõğõ bilgisi verildi. ABD Savunma
Bakanlõğõ Pentagon, yapmayõ planladõğõ
bütün yabancõ askeri satõşlarõnõ, kanunlar
gereği Amerikan Kongresi’ne bildiriyor.
3. köprü ve bağlantõ yollarõnõn yapõlacağõ bölgeyi belirlemek için incelemelerde bulundu
Erdoğan güzergâh için uçtu
İstanbul Haber Servisi - Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan, İstan-
bul Boğazõ’nda yapõlmasõ planlanan
üçüncü köprü güzergâhõnõ belirle-
mek üzere helikopterle havadan in-
celemede bulundu.
Başbakan Erdoğan, 3. köprünün
güzergâhõnõ belirlemek amacõyla Si-
korsky tipi polis helikopteri ile Üs-
küdar Devlet Hastanesi helikopter
pistinden saat 12.50’de yanõna Ulaş-
tõrma Bakanõ Binali Yıldırım ile İs-
tanbul Büyükşehir Belediye Başkanõ
Kadir Topbaş’õ da alarak havalan-
dõ. Yaklaşõk bir saatlik incelemenin
ardõndan helikopter Dolmabahçe’de-
ki Başbakanlõk Çalõşma Ofisi’nin
pistine indi. CHP İstanbul İl Başkanõ
Gürsel Tekin iki hafta önce 3. köp-
rü güzergâhõnõn Beykoz-Tarabya
olarak kararlaştõrõldõğõnõ belirterek
bölgede rant alanlarõ yaratõldõğõnõ
açõklamõş, İstanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanõ Topbaş da güzergâhõ
doğrulamõştõ. Ancak Başbakan Er-
doğan, güzergâhõn kendisinin hava-
dan yapacağõ incelemeler sonucunda
belirleneceğini açõklamõştõ.
Başbakan Erdoğan geçen günlerde de selden etkile-
nen bölgeleri yine helikopterle incelemişti. (AA)
Bozüyük’te iş makinesinin demiryoluna girmesi nedeniyle meydana gelen kazada 5 kişi yaşamını yitirmişti.
Atalay: C.G. yakalanmadı
İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanõ
Beşir Atalay, Münevver Karabulut cinayeti
zanlõsõ C. G’nin yakalandõğõna ilişkin basõn
organlarõnda çõkan haberlerin doğru olmadõ-
ğõnõ belirtti. Bakan Atalay bazõ gazetelerde
çõkan haberle ilgili olarak “O bilgi doğru
değil. Ermenistan’da yakalandõğõ yolundaki
bilgi doğru değil ama zaten birkaç gün önce
de açõkladõk ‘çember daralõyor’ diye. Bu
çember iyice daraldõ. Kõsa sürede umuyo-
rum sonuca ulaşõlacak” dedi.
Turistin cesedi bulundu
Yurt Haberleri Servisi - Ağrõ’nõn Do-
ğubeyazõt ilçesine bağlõ Çiftlik köyü yakõ-
nõnda, Ağrõ Dağõ eteklerinde rota dõşõnda
Brezilyalõ bir erkek turistin cesedi bulundu.
Ağrõ Vali Vekili Muhittin Gürel, cesedin
kamp kurmak için o bölgeye giden 38 yaşõn-
daki Brezilyalõ C.M.C’ye ait olduğunu söy-
ledi. Vücudunda yara, darbe ve ateşli silah
izi bulunmayan Brezilyalõnõn cesedi askeri
helikopterle olay yerinden alõnarak Doğube-
yazõt Devlet Hastanesi’ne götürüldü.
Bir terörist yakalandı
İZMİR (AA) - İzmir Terörle Mücadele
Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul polisince
yasadõşõ Devrimci Karargâh Örgütü’ne yö-
nelik operasyon kapsamõnda aranan Ş.B’nin
(21) İzmir’de olduğunu belirledi. Ekipler,
gerçekleştirdikleri operasyonla Ş.B’yi yaka-
ladõ. 5 ay önce Bostancõ’da gerçekleştirilen
operasyon kapsamõnda, Ş.B’nin terör örgütü
üyelerine yardõm ve yataklõk yaptõğõ iddia-
sõyla arandõğõ bildirildi. Ş.B, sorgulanmak
üzere İstanbul’a getirildi.
5 bin kişilik karşılama
Haber Merkezi - Yeni bölümleri Star
TV’de ekrana gelecek olan “Kurtlar Vadisi
Pusu” adlõ tartõşmalõ dizinin oyuncularõ Ma-
kedonya’da parti lideri gibi karşõlandõ.
Uluslararasõ Balkan Üniversitesi’nin daveti,
Kosova Kültür Eğitim ve Öğretim Derneği
ve ABİ şirketinin organizasyonuyla dizi
ekibiyle Makedonya’ya giden başrol oyun-
cusu Necati Şaşmaz’õ Gostivar Meyda-
nõ’nda yaklaşõk 5 bin kişi karşõladõ.
‘İşçi sınıfının fotoğrafçısı’ öldü
PARİS (AA) - Fransõz siyah-beyaz fo-
toğrafçõsõ Willy Ronis (99), başkent Paris’te
yaşamõnõ yitirdi. Ronis, 1930’larda özellikle
Paris’in tuhaf enstantanelerini çekmesiyle
ünlü oldu ve sayõsõz ödül aldõ. Ronis’in, Re-
nault ve Citroen firmalarõnõn işçileriyle kol-
tuğunun altõnda uzun Fransõz somunu ba-
getle giden çocuk ve çõplak eşinin lavaboya
eğilişini çektiği fotoğraflar, kendisinin
ölümsüz binlerce fotoğrafõndan birkaçõydõ.
‘İdam edilmeliler’
Haber Merkezi - Türkiye Par-
tisi Genel Başkanõ Abdüllatif Şe-
ner, İstanbul’da yaşanan sel fela-
ketinde en büyük sorumlunun ara-
larõnda Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn da bulunduğu bele-
diye başkanlarõ olduğunu belirte-
rek, “Tüm belediye başkanları,
Türkiye’deki çarpık kentleşme-
den sorumludurlar. Bunun ce-
zasını çekmelidirler. Hak ettik-
leri ceza idamdır” dedi.
Şener, İzzet Baysal Turizm Otelcilik ve
Meslek Lisesi Uygulama Oteli’nde partisi-
nin iftarõna katõldõ. İstanbul’daki selin ar-
dõndan yapõlan açõklamalara tepki gösteren
Şener, “Belediye başkanı, sayın başbakan,
hükümet yani sorumlular, kendilerinin
hiçbir kabahati yokmuş, tüm sorumlular
vatandaşlar veya gazaba gelen derelermiş
gibi beyanlarda bulunuyorlar. Sorum-
luluğunun bilincinde olmadan verilen
demeçler bu ülke insanına hakaret anlamı
taşır, bundan vazgeçilmesi la-
zım” dedi. Doğal afetler karşõsõn-
da hassas davranõlmasõ gerektiği-
ni belirten Şener, “Bu işin so-
rumlusu belediye başkanları-
dır, hükümettir, iktidardır ve
özellikle belediye başkanları-
dır” diye konuştu. Şener, dünya-
nõn hiçbir yerinde İstanbul’daki gi-
bi bir kentleşme görülemeyeceğini
iddia ederek şunlarõ söyledi:
“Çok partili siyasi hayata gir-
diğimiz günden bu yana Türkiye’de gö-
rev yapmış tüm belediye başkanları,
Türkiye’deki çarpık kentleşmeden so-
rumludurlar. Bunun cezasını çekmeli-
dirler. Hak ettikleri ceza idamdır. Ama
anayasamızda idam yoktur. Ama mut-
laka cezaya çarptırılmalıdırlar. Hatta
şu bile düşünülebilir. İdam cezasının
kaldırılması ile ilgili maddeye bir pa-
rantez açılarak belediye başkanları hariç
yazılabilir.”
Şener, sel felaketinde en büyük sorumlunun Erdoğan’õn da
aralarõnda bulunduğu belediye başkanlarõ olduğunu söyledi
Abdllatif Şener.