20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Baştarafı Arka. Sayfada altõna oylarõnõ satanlarõn, ölesiye yoksul olanlarõn neden böyle yaptõklarõ, neden yoksul olduklarõ, onlarõn sorunu değil. Tõpkõ 12 Eylül’deki gibi sadece seyrediyorlar. Naklen yayõn devam ediyor, 7 gencecik kadõn iş- çi sadece insan yerine konmadõklarõ için kapalõ kal- dõklarõ minibüste can veriyor. 7 genç kadõn! Ama biz öyle bir hale getirilmişiz ki, insanlar bu ölüme bile bir mazeret buluyorlar. Hiç utanmadan, “ayakları ıslanmasın” diye arabadan inmedikleri söyleniyor, daha da kötüsü, firmanõn bu kadõn işçilerin ailele- rine üç beş kuruş para vererek dava açmalarõnõn ön- leneceği sõklõkla konuşuluyor. İş o zaman kamu da- vasõna kalacak, o da ihtimal zamanaşõmõna uğra- yacak. Evet, biz bu haldeyiz, 12 Eylül sonrasõ uy- gulanan ekonomik, sosyal politikalar bizi bu hale getirdi. En insani değerlerimizi unutturdu. Sadece 29 yõl geçmiş, 12 Eylül öncesi işçi haklarõnõ düşündüğümde bunlarõn bir hayal olup olmadõğõnõ soruyorum kendi kendime. Fabrika kapõlarõnda ka- dõn işçiler için emzirme ve kreş hakkõ istediğimiz günler geliyor aklõma. Nereden nereye gelmişiz, bu nasõl bir geriye gidiş! Evet başarmõşlar, 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle, sokağa çõkan, kendisi ve ül- kesi için daha insanca bir yaşam isteyen herkesi, ki- milerini öldürerek, kimilerini susturarak tuhaf bir ül- ke yaratmõşlar. Vicdanõn olmadõğõ, Tanrõ’nõn ol- madõğõ bir ülke. Hep şöyle düşünürüm, bir ülke nasõl çöker... en gü- zel yanõtõ bir arkadaşõm vermişti: “Ülkeler tıpkı bü- yük gemiler gibi usul usul dibe çöker.” 12 Eylül’den sonra bu ülkenin tüm de- ğerleri birer birer dibe doğru çekildi. Ön- celikle paylaşma, dayanõşma ve dostluk unutturuldu. Ve hepimiz şaşkõn, ne ya- pacağõnõ bilmeyen bireyler olduk. Tek tanrõmõz da para. 29 yõl sonra, 12 Eylül’de karamsar bir yazõ yaz- maktan başka elimden hiçbir şey gelmiyor, bu na- sõl bir çaresizlik duygusu; ama en azõndan bir yer- lerde birileri vardõr, en azõndan bu duyguyu payla- şabileceğim birileri. Not: Bugünlerde en çok özlediğim insanlardan bi- ri Azizlerin Aziz’i, Aziz Nesin’in “artık ona böy- le demek içimden geçiyor”, mucizevi bir biçimde kurduğu ve mirasçõlarõ tarafõndan bin bir güçlüğe rağ- men yaşatõlan Nesin Vakfõ, son yağmurlarla tarumar oldu. Ne güzel ki, çocuklar vakõftaki ilk kurtarõlmasõ gereken şeyin Aziz Nesin’in 3 bin ciltlik arşivi ol- duğunu düşünüp sel sularõndan onlarõ kurtarmõşlar ama ana binanõn temellerinin hemen onarõlmasõ ge- rekiyor. Bugün güzel bir iş yapõn ve hep birlikte Aziz Nesin’in bize bõraktõğõ mirasõ kurtaralõm. Size vak- fõn hesap numaralarõndan bazõlarõnõ veriyorum, ek bilgiler vakfõn internet sayfasõndan öğrenilebilir. Hesap Numaraları: İş Bankasõ Parmakkapõ Şu- besi. Şube Kod: 1042 Hesap No: 0714327 Ziraat Bankasõ Çatalca Şubesi. Şube Kod: 130. He- sap No: 9522232 Vakõfbank Çatalca Şubesi. Şube Kod: 237 Hesap No: 4348459 CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada zırız)” diyor. Böyle söylemek iyi de güzel de, ne ki amacı sağ- layacak öğelerden yoksun. İktidarın açılım girişimine destek vermeyeceğiz diyen, bu sorunun çözümlenmesine karşı olan yok. Destek ama neye destek? RTE ve hükümetinin açılımın içeriğinde neler yapacağını, yapmayı planladığını açıklaması koşuluyla... Yok hayır! Açılımın neleri murat ettiğini, neler ge- tireceğini götüreceğini hesap edemeyecek, açık yüreklilikle söylemeyeceksin; ama iflas eden bir tüccarın, karşılığı olmayan verdiği çek gibi mu- halefet edenlerle birliktelik arayacaksın! Kabul görebilir mi bu mantık? İktidar bütün kad- rolarıyla kamuoyunda giderek düşen itibarını ve güveni toparlayabilmek, muhalefetin haklı çıkış- larını örtebilmek için son silahı dostluk, birlikteli- ğe mi sarılıyor? Oysa desteği isteyen de köstekleyen de iktidar! Bir başka örnek bu kanıyı destekliyor. AKP belediyesinin ve tek başına iktidarın so- rumluluğunu örtmek amacıyla 15 yıldır İstanbul’u elinde tutan RTE; sel felaketinin siyasette kulla- nılmamasını isteyen demeçler veriyor. İstanbul’da belediye başkanı iken, başbakan ol- duktan sonra sel felaketinin ortaya çıkardığı so- rumluluğu RTE; Belediye Başkanı Kadir Top- baş’la birlikte... CHP’ye yüklemeye girişiyor. Felakete siyaseti sokmanın öncülüğünü yapı- yorlar. Örneğin suçluların telaşı içinde izlenim veren Başkan Topbaş, 44 yıl iktidarda olan CHP’yi bu- günkü sel felaketini hazırlamakla suçluyor. İnsaf sözcüğü bile bu suçlama karşısında ha- fif kalıyor. 1923’te Cumhuriyet kurulduktan sonra CHP 44 yıl iktidarda kaldı. Topbaş’ın da RTE’nin de yadsıyamadığı başka gerçeklerle... Sözü edilen 44 yıl çağdaş bir cumhuriyet ya- ratmayı amaçlayan çabalar, çalışmalarla geçti ve... O yıllar; laikliğe kerhen yandaş görünen, bugün çağdaş yaşama karşı çıkanları yetiştiren örnek- lerini gördüğümüz kimilerinin doğup gelişmesine yol açan aydınlığa dönük yıllardı. AKP’ye göre suçlu da değil, sorumlu da... Cumhuriyeti kuran parti suçlu ve sorumlu: CHP! Topbaş’ın aymazlığına CHP lideri Baykal, ter- biye sınırlarını zorlamayan söylemlerle karşı çıkı- yor. “Böyle acı dolu bir felaket üzerinden siyaset yap- makla” suçladığı Bay Topbaş’a şöyle sesleniyor: “Kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi gösteriyor. İş- te İstanbul’un hali ortada. Maddi zarar ortada. Sen bunların hesabını vereceksin. Suçu başkalarına at- maya çalışarak bu işten sıyrılamazsın. Buna siya- si pişkinlik derler.” Ya Başbakan? 1997’de İstanbul belediye baş- kanı olduğu zaman Ayamama Deresi’nin imara açılmasına karşı çıkan davaları ve sonuçlarını bu- gün yok sayıyor. Mahkemelerin, Danıştay’ın iptal kararına karşın planın uygulamaya devam edil- mesindeki gelişmeleri yadsıyor. Davada bilirkişilik yapan ODTÜ Öğretim Üye- si ve Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Doç. Dr. Tarık Şengül bakın ne diyor: “Ayamama de- re yatağı sıkıntı yaratır, dedik. Mahkeme dikkate aldı, kararı iptal etti. Ama belediye arkadan işler çe- virmiş.” Şimdi Ayamama Deresi’nin yanı başında TO- Kİ’ler duruyor. Doç. Şengül’ün açıklamalarına eklediği bir id- dia ilginç olmaktan da öte içerikte. İmar işlerinde bilirkişiye 1’er, 5’er milyon dolar gibi rüşvet verildiğine tanık olduğunu söylüyor. Belediye Başkanı Topbaş, sorumluluğu üze- rinden atmak, suçu başkalarına yüklemek için İki- telli’deki taşkının; “İSKİ’nin değerlendirmesine gö- re”... “Topkule Kışlası’ndaki göletin ‘patlamasıy- la’ başladığını” söyledi. Sorumluluğu; ölenlerin, maddi zararın faturası- nı askere çıkarmaya çalıştı. RTE aynı gün Topbaş’ın açıklamasını yalanladı. Ne hallerde olduklarını görebilmek için günübirlik izlenen bu olayı tanık göstermek yeterli değil mi? SAYFA 13 EYLÜL 2009 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 22 Edirne B 26 Kocaeli Y 24 Çanakkale B 24 İzmir PB 25 Manisa Y 27 Aydın PB 28 Denizli Y 27 Zonguldak Y 23 Sinop Y 23 Samsun Y 25 Trabzon Y 25 Giresun Y 24 Ankara Y 23 Eskişehir Y 23 Konya Y 25 Sıvas Y 23 Antalya Y 28 Adana Y 31 Mersin Y 30 Diyarbakır Y 32 Şanlıurfa PB 30 Mardin PB 29 Siirt PB 32 Hakkâri Y 25 Van Y 23 Kars Y 20 Oslo PB 17 Helsinki PB 17 Stockholm Y 17 Londra B 19 Amsterdam Y 19 Brüksel Y 16 Paris PB 19 Bonn B 18 Münih PB 18 Berlin Y 17 Budapeşte Y 25 Madrid Y 25 Viyana Y 20 Belgrad Y 24 Sofya Y 22 Roma Y 23 Atina B 27 Zürih Y 20 Moskova PB 21 Aşkabat A 34 Astana B 23 Taşkent A 32 Bakû B 24 Bişkek A 29 Tiflis Y 27 Kahire A 31 Şam A 30 Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın batısı ile kıyı Ege dışında kalan tüm yurt yağışlı geçecek. Yağışların İç Anadolu’nun kuzeyi, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Sa- karya ve Bilecik çevrele- rinde kuvvetli olması bek- leniyor. Hava sıcaklığı ku- zey iç ve doğu bölgelerde hissedilir derecede 4 ila 6 derece azalacak. /IŞIL ÖZGENTÜRK 29 Yıl Sonra... MURAT KIŞLALI ANKARA - Bozüyük’te 5 kişi- nin hayatõnõ kaybettiği 28 Ağus- tos’taki tren kazasõnda, bütün ölümlerin, trenin lokomotifini iz- leyen vagonda, normalde emniyet bölmesi olarak ayrõlmasõ gereken lokomotife yakõn bölümde ger- çekleştiği ortaya çõktõ. Tavşan- cõl’da 2004’te meydana gelen ve 8 kişinin yaşamõnõ yitirdiği kazada da ölenlerden makinist hariç tümü, emniyet bölmesi bulunmayan bi- rinci vagondan çõkmõştõ. Birleşik Taşõmacõlõk Çalõşanla- rõ Sendikasõ’nõn Bozüyük kazasõ sonrasõ hazõrladõğõ bilgi notunda tren kazalarõndaki ortak ihmal şu ifadelerle anlatõldõ: Kazalarda ölümcül hasar ilk vagonda: Çarpmalõ tren ka- zalarõnda, çarpma anõnda, loko- motifin arkasõndaki ilk vagon, ar- kadaki diğer vagonlarõn da itmesi nedeniyle lokomotifin üzerine yüklenecek ve ilk hasar bu vago- nun lokomotif tarafõnda olacaktõr. Ancak bu bilimsel gerçeklik kar- şõsõnda, ölümler ve yaralanmalar asla önlenemez değildir. Emniyet vagonu furgon: Demiryollarõnõn kurulduğunda “güvenli taşımacılık” için trenle- re, içinde yük de taşõnabilen ve fur- gon adõ verilen normal vagon bo- yunda vagonlar verilirdi. Bunlar kural itibarõyla lokomotiften son- raki ilk vagon olmak zorundaydõ. Furgondan emniyet böl- mesine: Demiryollarõndan bagaj taşõmacõlõğõnõn tamamen kaldõr- masõyla, furgonlarõn yerini yolcu vagonunun içinde oluşturulan em- niyet bölmesi aldõ. Bölgesel ve banliyö trenlerinde ise emniyet bölgeleri hiç ayrõlmadõ. Ölümlerdeki ihmal, böl- melerin küçültülmesi: Şe- hirlerarasõ trenlerde kullanõlan va- gonlarda oluşturulan emniyet böl- meleri eskiden hemen hemen va- gonun üçte birini kaplõyordu. An- cak, zaman içinde kamusal hiz- metin ticarileştirilmesi sonucu bu bölmeler iki koltukluk yer haline getirildi. İşte peş peşe gelen tren kazalarõnda, ölümlere, bu olumsuz uygulama neden oldu. Tavşancıl kazası: Bölgesel tren olan Adapazarõ Ekspresi ile Başkent Ekspresi Ağustos 2004’te çarpõştõ. Kazada ölen 8 kişinden 1 makinist hariç ölüm- lerin tamamõ her iki trenin ilk va- gonunun lokomotif tarafõnda gerçekleşti. Başkent Ekspre- si’nde, son yõllarõn uygulamasõ olan küçültülmüş emniyet böl- mesi var iken, Adapazarõ Eks- presi’nde emniyet bölmesi yok- tu. Ölümlerin büyük çoğunluğu da Adapazarõ ekspresinin birin- ci vagonunun lokomotif tara- fõndaki bölmesinde oldu. Bozüyük kazası: Şehirler- arasõ çalõşan Cumhuriyet Ekspre- si yola izinsiz giren bir paletli kepçeye 28 Ağustos 2009’da çarp- tõ. Lokomotifin hemen hemen ya- rõsõ çarpmanõn etkisi ile birinci va- gonun içine geçti. Daha doğrusu vagon lokomotifin içine geçti. Ka- zada 5 yurttaş ölürken tüm ölüm- ler 1. vagonun lokomotif tarafõn- da oldu. Bu trenin emniyet bölmesi aslõnda kazadaki 1. vagonun ori- jinalinde yoktu ama sonradan iki koltukluk küçük bir yer bölme olarak ayrõlmõştõ. Tavşancõl’da olduğu gibi Bozüyük kazasõnda da emniyet bölmesi bulunmuyormuş Ortak ihmal öldürdü ABD SAVUNMA BAKANLIĞI Türkiye’ye füze satışı içinbaşvuru WASHINGTON (Cumhuriyet) - ABD Savunma Bakanlõğõ Pentagon’a bağlõ olan Savunma Güvenlik ve İşbirliği Dairesi (DSCA) Türkiye’ye, potansiyel olarak de- ğeri milyarlarca dolarõ bulabilecek uzun menzilli hava savunma ve füzesavar füze sistemleri satõmõ için Amerikan Kongre- si’nin iznine resmen başvurdu. İzin başvurusunu yazõlõ açõklama ile du- yuran DSCA, bütün seçeneklerin Türkiye tarafõndan satõn alõnmasõ durumunda, prog- ramõn bedelinin toplam 7.8 milyar dolarõ bulabileceğini belirtti. ABD’nin NATO ül- kelerine yaptõğõ savunma satõşlarõnda, DSCA’nõn başvurularõna iki hafta içinde Kongre’nin üst kanadõ Senato’dan itiraz gelmezse satõş izni otomatik olarak veril- miş kabul ediliyor. DSCA açõklamasõnda, potansiyel satõşõn, 13 ateşleme bataryasõ, 72 PAC-3 füzesi, çeşitli başka füze türleri ve ilgili diğer sistemleri içerdiği bilgisi yer aldõ. Patriot PAC-3 sistemleri ABD’nin Lockheed Martin ve Raytheon şirketleri ta- rafõndan üretiliyor. Açõklamada, “Türkiye, bölgede ABD’nin barış ve istikrarı sağla- mada ortağıdır. Bölgede kabul edilebilir bir askeri denge sağlamaya katkı çerçe- vesinde NATO müttefikimize, güçlü, kendini savunma kapa-sitesine sahip ol- mada yardım sağlamak ABD’nin ulusal çıkarı için elzemdir. Bu önerilen satış da bahsedilen bu amaçlarla tutarlıdır” de- nildi. DSCA açõklamasõnda, Türkiye’nin PAC-3 füzelerini, kendi füze savunma kap- asitesini ilerletmek, yurt savunma güvenli- ğini güçlendirmek ve bölgesel tehditleri caydõrmak için kullanacağõ belirtilerek, Türkiye’nin daha önce PAC-3 füzeleri sa- tõn almadõğõ bilgisi verildi. ABD Savunma Bakanlõğõ Pentagon, yapmayõ planladõğõ bütün yabancõ askeri satõşlarõnõ, kanunlar gereği Amerikan Kongresi’ne bildiriyor. 3. köprü ve bağlantõ yollarõnõn yapõlacağõ bölgeyi belirlemek için incelemelerde bulundu Erdoğan güzergâh için uçtu İstanbul Haber Servisi - Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan, İstan- bul Boğazõ’nda yapõlmasõ planlanan üçüncü köprü güzergâhõnõ belirle- mek üzere helikopterle havadan in- celemede bulundu. Başbakan Erdoğan, 3. köprünün güzergâhõnõ belirlemek amacõyla Si- korsky tipi polis helikopteri ile Üs- küdar Devlet Hastanesi helikopter pistinden saat 12.50’de yanõna Ulaş- tõrma Bakanõ Binali Yıldırım ile İs- tanbul Büyükşehir Belediye Başkanõ Kadir Topbaş’õ da alarak havalan- dõ. Yaklaşõk bir saatlik incelemenin ardõndan helikopter Dolmabahçe’de- ki Başbakanlõk Çalõşma Ofisi’nin pistine indi. CHP İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin iki hafta önce 3. köp- rü güzergâhõnõn Beykoz-Tarabya olarak kararlaştõrõldõğõnõ belirterek bölgede rant alanlarõ yaratõldõğõnõ açõklamõş, İstanbul Büyükşehir Be- lediye Başkanõ Topbaş da güzergâhõ doğrulamõştõ. Ancak Başbakan Er- doğan, güzergâhõn kendisinin hava- dan yapacağõ incelemeler sonucunda belirleneceğini açõklamõştõ. Başbakan Erdoğan geçen günlerde de selden etkile- nen bölgeleri yine helikopterle incelemişti. (AA) Bozüyük’te iş makinesinin demiryoluna girmesi nedeniyle meydana gelen kazada 5 kişi yaşamını yitirmişti. Atalay: C.G. yakalanmadı İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, Münevver Karabulut cinayeti zanlõsõ C. G’nin yakalandõğõna ilişkin basõn organlarõnda çõkan haberlerin doğru olmadõ- ğõnõ belirtti. Bakan Atalay bazõ gazetelerde çõkan haberle ilgili olarak “O bilgi doğru değil. Ermenistan’da yakalandõğõ yolundaki bilgi doğru değil ama zaten birkaç gün önce de açõkladõk ‘çember daralõyor’ diye. Bu çember iyice daraldõ. Kõsa sürede umuyo- rum sonuca ulaşõlacak” dedi. Turistin cesedi bulundu Yurt Haberleri Servisi - Ağrõ’nõn Do- ğubeyazõt ilçesine bağlõ Çiftlik köyü yakõ- nõnda, Ağrõ Dağõ eteklerinde rota dõşõnda Brezilyalõ bir erkek turistin cesedi bulundu. Ağrõ Vali Vekili Muhittin Gürel, cesedin kamp kurmak için o bölgeye giden 38 yaşõn- daki Brezilyalõ C.M.C’ye ait olduğunu söy- ledi. Vücudunda yara, darbe ve ateşli silah izi bulunmayan Brezilyalõnõn cesedi askeri helikopterle olay yerinden alõnarak Doğube- yazõt Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Bir terörist yakalandı İZMİR (AA) - İzmir Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul polisince yasadõşõ Devrimci Karargâh Örgütü’ne yö- nelik operasyon kapsamõnda aranan Ş.B’nin (21) İzmir’de olduğunu belirledi. Ekipler, gerçekleştirdikleri operasyonla Ş.B’yi yaka- ladõ. 5 ay önce Bostancõ’da gerçekleştirilen operasyon kapsamõnda, Ş.B’nin terör örgütü üyelerine yardõm ve yataklõk yaptõğõ iddia- sõyla arandõğõ bildirildi. Ş.B, sorgulanmak üzere İstanbul’a getirildi. 5 bin kişilik karşılama Haber Merkezi - Yeni bölümleri Star TV’de ekrana gelecek olan “Kurtlar Vadisi Pusu” adlõ tartõşmalõ dizinin oyuncularõ Ma- kedonya’da parti lideri gibi karşõlandõ. Uluslararasõ Balkan Üniversitesi’nin daveti, Kosova Kültür Eğitim ve Öğretim Derneği ve ABİ şirketinin organizasyonuyla dizi ekibiyle Makedonya’ya giden başrol oyun- cusu Necati Şaşmaz’õ Gostivar Meyda- nõ’nda yaklaşõk 5 bin kişi karşõladõ. ‘İşçi sınıfının fotoğrafçısı’ öldü PARİS (AA) - Fransõz siyah-beyaz fo- toğrafçõsõ Willy Ronis (99), başkent Paris’te yaşamõnõ yitirdi. Ronis, 1930’larda özellikle Paris’in tuhaf enstantanelerini çekmesiyle ünlü oldu ve sayõsõz ödül aldõ. Ronis’in, Re- nault ve Citroen firmalarõnõn işçileriyle kol- tuğunun altõnda uzun Fransõz somunu ba- getle giden çocuk ve çõplak eşinin lavaboya eğilişini çektiği fotoğraflar, kendisinin ölümsüz binlerce fotoğrafõndan birkaçõydõ. ‘İdam edilmeliler’ Haber Merkezi - Türkiye Par- tisi Genel Başkanõ Abdüllatif Şe- ner, İstanbul’da yaşanan sel fela- ketinde en büyük sorumlunun ara- larõnda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn da bulunduğu bele- diye başkanlarõ olduğunu belirte- rek, “Tüm belediye başkanları, Türkiye’deki çarpık kentleşme- den sorumludurlar. Bunun ce- zasını çekmelidirler. Hak ettik- leri ceza idamdır” dedi. Şener, İzzet Baysal Turizm Otelcilik ve Meslek Lisesi Uygulama Oteli’nde partisi- nin iftarõna katõldõ. İstanbul’daki selin ar- dõndan yapõlan açõklamalara tepki gösteren Şener, “Belediye başkanı, sayın başbakan, hükümet yani sorumlular, kendilerinin hiçbir kabahati yokmuş, tüm sorumlular vatandaşlar veya gazaba gelen derelermiş gibi beyanlarda bulunuyorlar. Sorum- luluğunun bilincinde olmadan verilen demeçler bu ülke insanına hakaret anlamı taşır, bundan vazgeçilmesi la- zım” dedi. Doğal afetler karşõsõn- da hassas davranõlmasõ gerektiği- ni belirten Şener, “Bu işin so- rumlusu belediye başkanları- dır, hükümettir, iktidardır ve özellikle belediye başkanları- dır” diye konuştu. Şener, dünya- nõn hiçbir yerinde İstanbul’daki gi- bi bir kentleşme görülemeyeceğini iddia ederek şunlarõ söyledi: “Çok partili siyasi hayata gir- diğimiz günden bu yana Türkiye’de gö- rev yapmış tüm belediye başkanları, Türkiye’deki çarpık kentleşmeden so- rumludurlar. Bunun cezasını çekmeli- dirler. Hak ettikleri ceza idamdır. Ama anayasamızda idam yoktur. Ama mut- laka cezaya çarptırılmalıdırlar. Hatta şu bile düşünülebilir. İdam cezasının kaldırılması ile ilgili maddeye bir pa- rantez açılarak belediye başkanları hariç yazılabilir.” Şener, sel felaketinde en büyük sorumlunun Erdoğan’õn da aralarõnda bulunduğu belediye başkanlarõ olduğunu söyledi Abdllatif Şener.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle