Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dış Haberler Servisi - Ermeni basõnõ, Mus-
tafa Kemal Atatürk’ün ABD’li Amiral Bris-
tol’e yazdõğõ bir telgrafta Ermeni soykõrõmõ id-
dialarõnõ “propaganda” olarak nitelendirdiğini
ve ABD’ye bu konuda dünya kamuoyunu ay-
dõnlatmasõ çağrõsõnda bulunduğunu öne sürdü.
Ermeni haber ajansõ Novosti Armenii’nin ha-
berinde, Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşõ sõ-
rasõndaki çatõşmalarla ilgili olarak Amiral Bris-
tol’e yazdõğõ mektubu 1915 olaylarõ ile ilgili gi-
bi tanõtarak, “Ajansımızın eline çok özel bir
belge geçmiştir. Ajansımız Mustafa Kemal’in
7 Mart 1920 yılında ABD Deniz Kuvvetleri
Amirali Bristol’a gönderdiği telgrafı yayım-
lamaya karar verdi. Bu belgede Türk lider
‘Ermeni soykõrõmõ denilen’ iddiaları yalanlı-
yor ve tüm bunların Ermeni topluluğunu
Türkiye’den koparmak amacıyla yapılan bir
kurgu olduğunu iddia ediyor” denildi. Ajan-
sõn “Atatürk’ün Amiral Bristol’e Ermeni
soykırımı ile ilgili mektubu” başlõğõyla ya-
yõmladõğõ telgrafta, “Kendi çıkarlarının peşin-
de koşanlar Anadolu’da 20 bin Ermeninin
öldürüldüğü yalanını uydurdu. Müttefikle-
rin ve Amerikan yönetiminin bu yalanlara
inanmayacağını düşünüyorduk, çünkü gizli
servisleri bütün Anadolu’da faaliyet gösteri-
yor. Herkes Maraş ve Urfa’daki çatışmalar-
da Türkler, Fransızlar ve onların safında sa-
vaşan Ermenilerin kayıp verdiğini biliyor.
Ama bu bir katliam değil, Ermeni askerleri-
nin Müslümanlara saldırmasına yerel halkın
gösterdiği direnişin doğal sonucu. Müttefik-
ler insanlara eşit davransa, Ermenileri bazı
görevlere atayıp silahlandırmasa çatışmalar
çıkmazdı. Müttefik ordularına ve Amerikan
yönetimine Ermeni
katliamı propagan-
dasıyla ilgili gerçek
konusunda dünya
kamuoyunu aydınlat-
ma ve Türk halkının
adını alçak ve iğrenç
suçlamalardan temiz-
leme çağrısında bulu-
nuyoruz” ifadeleri yer
alõyor.
Öte yandan, ABD Er-
menileri, 1915 olaylarõn-
da ölen Ermenilerin ya-
kõnlarõna, sigorta şirketlerine
karşõ tazminat talebiyle dava açma hakkõnõ ve-
ren yasayõ iptal eden Federal Temyiz Mahkeme-
si üyelerini Başkan Obama’ya şikâyet edecek.
CMYB
C M Y B
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Zülfü’ye ve Sezen’e
Bir Çift Sözüm Var
Sevgili Zülfü, seninle başlayalım.
Ne de olsa dostluğumuz kırk yıl öncelerden ge-
liyor.
Bu kırk yıl ille de birlikte geçmedi.
Fakat tanışıklığımızın başladığı yirmili yaşları-
mızdan bugünlere, yaşamlarımız pek çok ortak ya-
na sahip.
Kardeşliğimizin kökleri derin ve güçlüdür.
Faşist darbeler ikimizin de yaşamını altüst etti.
Hapisliği, sürgünü tattık.
Fakat yenilmedik ve daha da önemlisi dönme-
dik.
İkimiz de ülke dışında kendimize rahat yaşam-
lar kurabilecekken bu ülkenin kahrını ve mutluluğunu
yaşamayı yeğledik.
Tanıştığımız yıllarda ben yine de az çok tanınmış
bir şairdim.
Benden birkaç yaş daha genç olan sen, çiçeği
burnunda bir baba ve harika bir bağlama virtüözü
olmana karşın, yetenekleri henüz ürünlerini ver-
memiş, ergenlikten neredeyse yeni çıkmış bir de-
likanlıydın.
Sonraki yıllarda çok büyük adımlar attın.
Başta kuşkusuz müzik olmak üzere pek çok alan-
da baş döndürücü başarılar kazandın.
Geçen ay Alanya’daki buluşmamızda, şarkıla-
rından birini söylemen ricası ile çağrıldığın sahne-
den sesin yükseldiğinde, yaşadığımız on yılların ta-
rihinde bu sesin derin bir yeri olduğunu bir kez da-
ha ve belki her zamankinden çok duyumsadım.
Bütün bu yılların tarihi yazıldığında Zülfü Liva-
neli’nin önemli yeri olacaktır ve böyle bir başarı hiç-
bir biçimde azımsanıp küçümsenemez.
Bu içten övgü sözlerinden sonra asıl söyleye-
ceğime geliyorum.
Siyasete neden bu kadar yakın ve aktif girdiği-
ni anlayamadım.
İstanbul Belediye Başkanlığı’na, CHP Genel Baş-
kanlığı’na talip olmanı doğru bulmadım.
Gazete yazarı olarak köşe yazılarına da bir sa-
natçı için gereğinden çok vakit ve enerji harcadığı-
nı düşünüyorum.
Belki de bu nedenle acele ediyor, güncelin ana-
foruna fazlaca kapılıyorsun.
Şu son olayda olduğu gibi.
AKP gibi bir partinin hiçbir girişiminden bu ülkeye
hiçbir yarar gelemeyeceğini nasıl anlamadığını an-
layamıyorum.
Daha dün minareler süngümüz diyen, hedefe
ulaşmada demokrasiyi araç olarak gördüğünü
açıkça söyleyen, eğitimi dinselleştirmek yönünde ül-
keyi bunca karanlıklara sürüklemiş bir kafadan, na-
sıl bir kardeşlik projesi çıkabilir?
Bunları ben de yazıyorum, diyeceksin.
Öyleyse?
Belki de asıl hatan, gereğinden çok “ben” de-
mende.
Son olaylara ilişkin olarak kendini savunurken,
AKP’den kişisel olarak gördüğün zararları sıralı-
yorsun.
Hiç kimse seni bunun tersini söyleyerek eleştir-
medi.
Bu partiden ülkenin gördüğü zararların yanında
bizim kişisel olarak gördüklerimiz devede kulak ka-
lır.
Burada “ben”e yer yok, “ben”in bir anlamı yok.
AKP doğru bir şey de yapsa karşı mı çıkacağız
diye soruyorsun.
Hitler de, sözgelimi, Almanya’yı otobanlarla do-
natmış. Onu bunun için alkışlayacak mıyız?
Son olarak, Ergenekon’la ilgili tutumuna deği-
neyim.
Bazı konularda, senin sevdiğin deyimle, “gri”ye
yer yoktur.
Ya beyaz ya siyah olmak gerekir.
Ergenekon’u ya topyekûn alkışlar ya topyekûn
karşısında olursun.
Kendi derin devletini kurmakta olan (ve bu yön-
de çok yol almış) AKP gibi bir partinin derin devletle
mücadele edeceğine inanmak, safsataya inan-
makla eşanlamlıdır.
Sevgili Sezen, Zülfü’den sana çok az yer kaldı-
ğı için bağışla.
1970 sonlarında ya da belki 80 başlarında, bir dost
buluşmasındaki karşılaşmamızı umarım anımsarsın.
Başında siyah bir eşarp, minik bir genç kız, o bu-
luşmada yanıma gelip “Yeniden, Hüzünle”yi bes-
telemek istediğini söylediğinde, şaşırmıştım.
O şiirimdeki farklı ve yeni şiirsel yapının müziğe
uyarlanabileceğini, kendim bile düşünemezdim.
Böyle bir şarkı yapmadın gerçi. Fakat yaptığın bü-
tün şarkılar, yolunun daha en başlarında yapacak-
larından ne kadar emin, kendinle ne kadar tutarlı ol-
duğunu gösterdi.
Harika bir besteci ve yorumcusun.
Hayranlarından biri olduğumu söylememe bilmem
gerek var mı...
Fakat, senin müziğinle de yaşam anlayışınla da
hiçbir ilgisi olamayacak, tam tersine bunlara diş bi-
lediğini her fırsatta gözler önüne seren birinin dost-
luk ve kardeşlik laflarına nasıl inanırsın?
Türkân Saylan’ın evini basan, ölümünü çabuk-
laştıran, kardelenlerini terörist diye kovuşturan,
daha birkaç gün önce uygar bir eğitim kurumunu
barbarca yok eden, insanca ve uygarca her şeyin
karşısındaki bir yönetimle senin ne gibi bir ortak ya-
nın olabilir?
AKP’nin Türkiye’ye yaptığı ve yapabileceği kö-
tülükler saymakla tükenmez.
Onlara uzatılacak elin amacı, sadece ve ancak
onları bulundukları yerden uzaklaştırmak olmalıdır.
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ
6 HABERLER
Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’nde 10 gün yatarak tedavi görecek
Arslan akõl hastanesindeİstanbul Haber Servisi - Birinci
Ergenekon davasõyla birleştirilen, Da-
nõştay’a yönelik saldõrõ ve Cumhuriyet’i
bombalamanõn faili tutuklu sanõk avu-
kat Alparslan Arslan’õn Bakõrköy
Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastane-
si’nde 10 gün yatarak tedavi görmesi-
ne karar verildiği belirtildi. Birinci Er-
genekon davasõ, Danõştay davasõ sa-
nõklarõnõn ifadelerinin alõnmasõ için 31
Ağustos Pazartesi’ne ertelendi. İstanbul
13. Ağõr Ceza Mahkemesi, tutuklu sa-
nõklar eski polis memuru Aydın Yük-
sek ve Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi
Hayati Özcan ile Danõştay davasõ sa-
nõğõ Süleyman Esen’in tahliyesine ka-
rar verdi.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme-
si Başkanõ Köksal Şengün, önceki ge-
ce saat 24.30 sõralarõnda, dört buçuk
saatlik aranõn ardõndan mahkeme ka-
rarõnõ açõkladõ. Ankara 11. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde görülen Vatansever
Kuvvetler Güçbirliği (VKGB) Hare-
keti Derneği Başkanõ Taner Ünal ve
Başkan Yardõmcõsõ Ahmet Cina-
li’nin de aralarõnda bulunduğu dokuz
sanõğõn yargõlandõğõ dava Ergenekon
davasõ ile birleştirildi. Başkan Şengün,
sanõklarõn, “Ergenekon örgütü için-
deki hiyerarşik yapıya dahil olma-
makla birlikte, örgüt üyelerine bi-
lerek ve isteyerek yardım ettiği” id-
diasõyla yargõlandõğõ dava ile Erge-
nekon davasõ arasõnda fiili ve hukuki
irtibatõn bulunduğunu belirtti. İzmir 8.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nin 176 sanõklõ
“Anafor” davasõnõn Ergenekon da-
vasõyla birleştirilmesi yönündeki talebi
ise kabul edilmedi. Başkan Şengün, İz-
mir’deki dosyanõn sanõk, mağdur ve şi-
kâyetçi sayõnõn fazlalõğõna dikkat çe-
kerek dosyalarõn kapsamlarõ dikkate
alõndõğõnda, dosyalarõn birleştirilme-
sinin yargõlamayõ olumsuz etkileye-
ceğini kaydetti.
KÜÇÜK’E SUÇ DUYURUSU
Mahkeme heyeti, tutuklu sanõk Ve-
li Küçük hakkõnda, davanõn 103. otu-
rumunda yaptõğõ açõklamalarõnõn sa-
İstanbul Haber Ser-
visi - Azeri milletvekil-
leri, Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül ve Baş-
bakan Recep Tayyip
Erdoğan’a Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõn-
da tutuklu bulunan Prof.
Dr. Mehmet Habe-
ral’õn serbest bõrakõlma-
sõ çağrõsõnda bulundu.
Azeri milletvekilileri
Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda tutuklu bu-
lunan Başkent Üniversi-
tesi Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Haberal’la ilgi-
li olarak açõklama yaptõ.
Milletvekillerinden Ar-
zu Samedbeyli, Azer-
baycan’da tõp biliminin
gelişimine önemli katkõ-
da bulunan bir kişinin
cezaevinde kalmasõna
kayõtsõz kalamadõklarõnõ
söyledi. Samedbeyli,
“Azerbaycan Tıp Üni-
versitesi’ne donanım
sağlayan ve kaliteli
kadro yetişmesine yar-
dımcı olan Prof. Habe-
ral bir an önce serbest
bırakılmalıdır. Tutu-
mumuzun Türk ma-
kamlarınca dikkate
alınacağını umuyo-
ruz” dedi.
‘Haberal
serbest
bırakılsın’
Azeri vekiller
Türkiye’ye
dönecek
iddiası
Dalan Rusya’da
İstanbul Haber Ser-
visi - Ergenekon davasõ
sanõklarõndan Bedret-
tin Dalan’õn Rusya’da
olduğu, 10 gün içinde
Türkiye’ye döneceği
öne sürüldü. Ergene-
kon soruşturmasõ kap-
samõnda aranan Bedret-
tin Dalan’õn 7 aydõr te-
davi gördüğü ABD’den
Güney Amerika’ya, or-
dan da Rusya’ya geçti-
ği öğrenildi. Son olarak
Belarus’un Minsk ken-
tindeki Zhuravinka
Otel’de olduğu ortaya
çõkan Dalan’õn dün sa-
bah erken saatlerde
otelden ayrõldõğõ ileri
sürüldü. Dalan, ortada
işlediği bir suç olmadõ-
ğõnõ, yazõlõ savunmasõnõ
Ergenekon savcõlarõna
gönderdiğini, 5-10 gün
içinde Türkiye’ye dö-
neceğini açõklamõştõ.
BULUNAN MÜHİMMAT İÇİN
BİLİRKİŞİ İNCELEME YAPACAK
GÜL: TURİZMDEKİ DENEYİMİMİZİ
TÜRKMENİSTAN’A AKTARDIK
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Ankara Yenikent’teki Zir Vadi-
si’nde bulunan mühimmata ilişkin
olarak tutuklu olarak Genelkurmay
Askeri Mahkemesi’nde yargõlanan
Yarbay Mustafa Dönmez’in yargõ-
landõğõ davanõn dünkü duruşmasõnda
Dönmez’in eşi Mühendis Binbaşõ
Fatma Dönmez, Sapanca’daki ev-
lerine hafta sonlarõ gittiklerini ve
mühimmatõ daha önce görmediğini
söyledi.
Yarbay Dönmez, geçen duruşmada
dinlenen; el yazõsõ ve dokuman ince-
leme uzmanõnõn kendisini “dehşete
düşürdüğünü” ifade ederek, “Bilir-
kişinin yapacağı hatanın mesuliye-
ti neden benim olsun? Bu adalet he-
pimize lazım, yarın bir bilirkişi de
onun defterini dürer. Bilirkişi, res-
men beni suçlu ilan etti” dedi. Dön-
mez, asõl hedefin TSK olduğunu söy-
ledi. Duruşma hâkimi Binbaşõ Cemil
Çelik, soruşturma sõrasõnda Genel-
kurmay Askeri Savcõlõğõ’nõn talebiy-
le mühimmata ilişkin rapor hazõrlayan
bilirkişilerin yeni bir rapor hazõrla-
masõna karar verildiğini açõkladõ.
PELİN GEL AĞAN
ANTALYA - Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, Türkmenistan Dev-
let Başkanõ Gurbangulu Berdi-
muhamedov ile Antalya’da dü-
zenlenen turizm bilgilendirme top-
lantõsõna katõldõ. Gül, Türkiye’nin tu-
rizm deneyimini Berdimuhame-
dov’a aktardõklarõnõ belirtti. Antal-
ya Rixos Premium Otel’de düzen-
lenen toplantõda konuşan Gül,
“Türkmenistan’ın Hazar Denizi
kıyısındaki Avaza bölgesinin dün-
yanın en önemli turizm bölgele-
rinden birisi olmasını arzuluyo-
ruz” dedi. Gül daha sonra Berdi-
muhamedov ile Antalya’da tekne
gezisi yaptõ. Gül ve Berdimuhame-
dov’a AKP’ye yakõnlõğõyla bilinen
işadamlarõ Ahmet Çalık ve Fettah
Tamince’nin eşlik etmesi dikkat
çekti. Gül Kaleiçi Yat Limanõ’nda
Uğur Bozova adlõ genç, Gül’den iş
istedi. Gül, sabõkalõ olduğu için iş
bulamadõğõnõ belirten Bozova’ya,
Antalya Valiliği’ne başvurmasõnõ
söyledi.
vunma sõnõrlarõnõ aştõğõ gerekçesiyle Si-
livri Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na suç
duyurusunda bulunulmasõna karar ver-
di. Veli Küçük, 4 Ağustos’ta yaptõğõ iki
saatlik konuşmada, Kaymakam Kemal
Bey davasõ ile Ergenekon davasõnõ kar-
şõlaştõrmõş, Nemrut Mustafa Diva-
nõ’nda bu kadar komplonun kurulma-
dõğõnõ savunmuştu. Küçük, “Keşke id-
dianameyi okuyarak incelemiş ol-
saydınız. İddianameyi kabul ettiyse
bize anlatılan Köksal Şengün de-
ğişmiş manasına gelir” demişti.
ÜMİT SAYIN’A MUAFİYET
Üçüncü iddianamede açõklamalarõ
olan gizli tanõk “Anadolu” olduğu
ileri sürülen tutuklu sanõk Ümit Sa-
yın, talebi üzerine, süresiz olarak
mahkemeye katõlmaktan muaf tutul-
du. Sayõn, mahkemeye can güvenli-
ğinin olmadõğõnõ belirtmişti. Tun-
cay Güney’den ele geçen “VHS-E-
90” numaralõ video kasetin, İstanbul
1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanlõ-
ğõ’ndan istenmesine de karar verildi.
ÜÇ SANIĞA TAHLİYE
Mahkeme, Aydõn Yüksek, Haya-
ti Özcan ve Süleyman Esen’i “mev-
cut delil durumu, sanıkların tu-
tuklulukta geçirdikleri süre ve suç
vasfının değişme ihtimalini” dikkate
alarak tahliye etti. Tahliye edilen üç
sanõğa yurtdõşõna çõkõş yasağõ getirildi.
ARSLAN BAKIRKÖY’DE
Danõştay’a yönelik saldõrõ ve Cum-
huriyet’i bombalamanõn faili Arslan’õn
Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ
Hastanesi’nde 10 gün yatarak tedavi
görmesine karar verildiği belirtildi. Si-
livri Cezaevi’nde, sabah saatlerinde
Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ
Hastanesi’ne getirilen Arslan’õ taşõyan
cezaevi aracõ, acil servisten ayrõlarak
hastanede tutuklularõn bulunduğu özel
bölüme geldi. Arslan’õn yapõlan mua-
yenenin ardõndan yatõşõna karar veril-
diği belirtildi.
TÜRK METAL SENDİKASI
‘İddianamenin içinde
değil, dışındayız’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Metal
Sendikasõ Genel Başkanõ Pevrul Kavlak, de-
vam eden Ergenekon davasõ kapsamõnda bazõ
basõn kuruluşlarõnda kendileri hakkõnda yer alan
haberlere tepki göstererek “Kimse bizi devam
eden bir soruşturmanın unsuru olarak gör-
mesin, göstermesin” dedi. Kavlak, sendika ge-
nel merkezinde düzenlediği basõn toplantõsõnda,
son günlerde sendikalarõna yönelik basõnda yer
alan haberleri değerlendirdi. Sendikanõn eski
Genel Başkanõ Mustafa Özbek’in, Ergenekon
davasõ kapsamõnda yargõlanmasõndan hareketle,
“sendikalarını, üyelerini, kamuoyu önünde
hiç kimsenin küçük düşürmeye hakkı olma-
dığını” söyleyen Kavlak, “Bir linç kampanya-
sı şeklinde devam eden yayınlar, sendikanın
genel başkanı olarak şahsımı, genel yönetim
kurulumuzu ve üyelerimizi son derece rahat-
sız etmiştir” dedi. Sendika olarak hiçbir zaman
Ergenekon soruşturmasõnõn kapsama alanõ için-
de olmadõklarõnõ anlatan Kavlak, şunlarõ söyle-
di: “Bundan sonra da olmayacağız. Biz, bu
saldırıyı hak etmiyoruz. Bu şekilde anılmak
istemiyoruz. Ergenekon ismiyle bilinen bir
iddianameden alınan ve sadece saldırılara
dayanılarak yapılan haberler, bizlerin ka-
muoyu nezdindeki itibarına yapılmış bir sal-
dırıdır. Biz Türk Metal olarak bu iddianame-
nin içinde değil, tamamen dışındayız.”
SERBEST BIRAKILAN ÖZCAN: BU DAVADA HUKUK YOK
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so-
ruşturmasõ kapsamõnda yaklaşõk 18 ay önce
tutuklanan ve dün serbest bõrakõlan Ulusal
Kanal İzmir Temsilcisi Hayati Özcan dün
öğlen saatlerinde İşçi Partililerce Ulusal Ka-
nal’õn Taksim’de bulunan merkez binasõnõn
önünde karşõlandõ. Özcan, 18 ay önce tutuk-
landõğõnõ anõmsatarak “Bunca zamandır ce-
zaevindeyim. Neden içeri girdiğimi ve ne-
den çıktığımı anlamadım. Mahkeme heyeti
bize Ergenekon ile ilgili sorular sormuyor-
du. İşçi Partisi ve Ulusal Kanal ile ilgili so-
rular soruyordu. Çünkü soracakları soru
yoktu. Bu davada hukuk yok. Yarın içeri-
dekiler dışarıda, dışarıdakiler de içeride
olabilir. Ergenekon tertibi, Amerika’dan
geldiği için bu dava çözülemez. Ama içeri-
deki aydınlar dimdik ayaktalar” dedi.
Başkan Şengün, sanõklar ve avukatlarõnõn savunma dõşõndaki anlatõmla-
rõnõn davanõn gereksiz yere gecikmesine sebebiyet verdiğini belirterek bu
şekilde yargõlamanõn ileri aşamalarõna geçilmesinin önlendiğini kaydetti.
Şengün, müdahillerin şikâyetleri ve sanõklarõn savunmalarõ dõşõnda, oturu-
ma katõlan müdahil, sanõk ve avukata o oturuma mahsus, toplam yarõm sa-
at talep ve açõklamada bulunma hakkõ verilmesini kararlaştõrdõklarõnõ açõk-
ladõ. Yarõm saatlik sürenin aşõlmasõ durumunda, kalan bölümlerin yazõlõ
olarak mahkemeye sunulabileceğini kaydetti.
SAVUNMA DIŞI TALEPLERE SÜRE SINIRLAMASI
Ermeni ajansõndan ‘soykõrõm’ çarpõtmasõ
Dinamit ve fünyeye 2 gözaltı
HARMANCIK (AA) - Bursa’nõn Har-
mancõk ilçesinde, devriye gezen jandarma ekip-
leri, şüphe üzerine bir otomobili takibe başladõ.
Ekipler, bir süre sonra camõndan bir şeyler atõl-
dõğõnõ fark ettikleri otomobili durdurdu. Yapõlan
incelemede, otomobildeki A.C. ve İ.D’nin araç-
tan dinamit ve fünye attõğõ tespit edildi. 4 adet
fünye ve 3 adet dinamitin ele geçirildiği olayla
ilgili A.C. ve İ.D. gözaltõna alõndõ.
Danıştay’a yönelik saldırı ve Cumhuriyet’i bom-
balamanın faili tutuklu sanık Alparslan Arslan.
Hayati Özcan.