23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 29 AĞUSTOS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Pamuk ve Türkiye’nin Kültür Çatışması Orhan Pamuk, son kitabının Rusya tanıtımı ari- fesinde; Rus “Timeout” dergisinin sorularını ya- nıtlamış... Sorulardan biri şöyle: “Dünyaya açıklamaya çalıştığınız Türkiye’nin Doğu-Batı arasındaki kültür çatışması ne kadar de- rin?” Medya alıntılarından gördüğümüz kadarıyla Pamuk soruya, “Nobelli” bir yazara yakışmayacak derecede sığ, yavan; “liberal(!) ezbere” endeksli bir yanıt vermiş: “İslamı, Asya’yı, Avrupa’yı, Batı’yı bir kenara bırakırsak (!?!), Türkiye’ nin kendi için- de bir medeniyetler çatışması var. Türkiye’de bir İslam kültürü var, diğer yandan maalesef ordunun desteklediği ‘laik kültür’ var... vs.” Yanıt şablon, ama soru çok ilginç... Tam bir Rus sorusu... “Timeout” gibi, “entelektüel iddiası sıfır” olan; kel alaka bir dergide, Doğu-Batı arasındaki kül- tür çatışmasının “derinliklerine” kanca atan böy- lesi bir soru -büyük yazarları ve sanatçılarının he- men hepsinin Avrasya bağlamında ezelden beri sorgulayageldikleri- Rusya’dan çıkabilir ancak. Konu önce bu açıdan ilgimi çekti. Ve kendi ken- dime sordum: Bu “çatışmanın derinliği” üzerinde sahiden düşünen, kafa yoran -Türkiye’nin tüm “Doğu-Batı” hatlarının karıştığı, bir Gordion dü- ğümü misali birbirine dolandığı, “Batıcıların” ica- bında “Doğucu”; “Doğucuların” taktik gerekçe- lerle “Batıcı” olabildiği şu ortamda- kaç yazar çi- zer var? Geçenlerde tesadüfen elime Halide Edip Adı- var’ın 1930’lu yıllardaki yazılarından derlenen; “Türkiye’de Şark-Garp ve Amerikan Tesirleri” (Can Yayınları) isimli eseri geçti... Tartışmalı olsa da tarihi-kültürel arka planı çok geniş olan yorumlarının derinliğiyle hâlâ okunası olan Halide Edip’in bu yapıtı, Türkiye’de bu ko- nulara zamanında uzun boylu kafa yoran büyük edebiyatçıların olduğunu gösteriyor. Bugün böyle kim/kaç yazar var? Geçelim... Çatışmanın derinliği: Bireysel-siyasal hak ayrımı “Doğu-Batı arasındaki kültür çatışmasının de- rinlikleri yaşadığımız coğrafyada nerelere dek ini- yor? Veya söz konusu çatışmanın sınırları nerden geçiyor?” Bu sorunun çengeline, son dönemde İran se- çimlerini izlerken takıldım. “İran’da ‘reform’ ve ‘reformcuların’ ne anlama geldiğini” soruştururken, muhataplarımdan biri hiç unutmuyorum şu yanıtı vermişti: “İran’da reform ve reform yandaşlığı, en fazla ‘bi- reysel özgürlüklerde açılımla’ eşanlamlıdır…” “Tabandan gelen ‘değişim’ taleplerini, ‘bireysel özgürlükleri’ genişletmek suretiyle rahatlatmakla sınırlarsınız. Ama bunu ‘siyasal özgürlükler alanı- nı genişletmeye’ vardırmazsınız. ‘Bireysel öz- gürlükler’ konusundaki taleplere karşı böylelikle ön alırken; ‘düzeni’ sarsacak ‘siyasi özgürlüklere’ de- ğinmemiş olursunuz. Bu tipik bir ‘Doğu muhafa- zakârlığıdır’... ‘Reform’ sözcüğünden anlamanız gereken de bu; Doğu muhafazakârlığının olanak verdiği bireysel özgürlük alanının esnetilmesinden ibarettir...” Alın size Batı-Doğu çatışmasının derinliği üze- rinde bir ölçüt: “bireysel/siyasal özgürlük” ayrımı... Bizde “Kürt açılımı” ve giderek “demokratik açı- lım” adına öne sürülen ve “bireysel/siyasal haklar” ayrımı üzerinden ifade edilen bu jargonun; Batı de- mokrasilerinde bugün fiili bir karşılığı yok. Batı’da “özgürlükler” çünkü bir bütün. Şu kadarı “bireysel”; ötesi “siyasal” şeklinde tartışmalara ta- nık olduğumu hiç hatırlamıyorum... “Bireysel/siyasal hak” ya da “özgürlükler” ayrı- mına böylesine odaklanmak, “Doğu kültürlerine” özgü bir şey… “Siyasal hak ya da özgürlükler” verildi mi zira, bir daha geri alınamıyor. “Bireysel özgürlük/hak” sınırını ise, konjonktü- re göre iktidarlar; “devlet adına” tayin edebiliyor. Bütün hikâye burda. Doğu-Batı çatışmasını, kültürel düzlemde ay- rıştıran en belirleyici sınırlardan biri tam işte bu hat üzerinden geçiyor... Kırmızı çizgiler böyle -“bireysel/siyasal hak çiz- gisi” şeklinde- konduğunda; İslamcı AKP ile TSK arasında bir anlaşmazlık var mı? Yok... Demek ki “Doğu-Batı arasındaki medeniyet çatışması” denen şey; “İslami kültür - ordu des- tekli laik kültür mücadelesinden” çok daha geniş ve kapsamlı bir şey... Sırası geldikçe, başka yazılarda devam ederiz... nilgun@cumhuriyet.com.tr “Gazilerimize yaşam desteği” TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ELELE VAKFI TC Ziraat Bankası Ankara Kızılay Ş. 39025990-5002 TL Tel: 0312 431 99 36 www.elele.org.tr T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2009/662 Esas Davacõ İTİMAT MAKINA MADENCİLİK İNŞAAT TURİZM TEKSTİL VE GIDA SANA- Yİ LTD.ŞTİ tarafõndan aleyhine açõlan İflas (İflasõn Ertelenmesi) davasõ nedeniyle; Açõlan bu davanõn yargõlamasõ 20/10/2009 günü saat 11:20’e bõrakõlmõştõr. İ.İ.K.’nun 173/2 maddesi uya- rõnca alacaklõlarõn, itiraz etmek isteyenlerin ve davaya katõlmak isteyenlerin ilandan itibaren 15 gün içinde mahkememize müracaat etmeleri ilanen tebliğ olunur. 25/08/2009 (Basõn: 48298) İçişleri Bakan Yardõmcõsõ Prens Bin Nayif suikast girişiminden hafif yaralõ olarak kurtuldu El Kaide’nin hedefi Suud ailesiDış Haberler Servisi - Suudi Arabis- tan’da güvenlikten sorumlu İçişleri Bakan Yardõmcõsõ Prens Muhammed bin Nayif’in suikast girişimine uğradõğõ ve hafif yaralar- la kurtulduğu bildirildi. Teröre karşõ mücadeledeki aktif rolüyle ta- nõnan ve başarõlõ bulunan Prens Bin Nayif, Cidde kentindeki özel ofisinde Ramazan do- layõsõyla düzenlenen bir toplantõdayken, bir intihar eylemcisinin üzerindeki bombalarõ pat- latarak kendini havaya uçurduğu öğrenildi. Suudi Basõn Ajansõ’nõn haberine göre, kimliği açõklanmayan eylemci, toplantõya girmeden önce güvenlik tarafõndan arandõ. Saldõrõyõ gerçekleştiren eylemcinin aranan bir kişi olduğu ve daha önce teslim olmak ama- cõyla Prens Bin Nayif’le görüşmekte õsrar et- tiği de bildiriliyor. Suudi yetkililer ise ey- lemcinin üzerindeki bombalarõ güvenlik ara- masõ sõrasõnda patlattõğõnõ duyurdular. El Arabiya televizyonunun haberine göre ise ey- lemcinin üzerindeki bombalar dõşardan gelen bir telefonla patlatõldõ. İslamcõ internet si- telerine gönderilen bir mesaja göre saldõrõ- nõn sorumluluğunu, El Kaide’nin Suudi Arabistan kolu olarak bilinen Arap Yarõ- madasõ’ndaki El Kaide örgütü üstlendi. Prens Bin Nayif, olaydan sonra yaptõğõ açõk- lamada, saldõrõnõn teröre karşõ mücadelede ka- rarlõlõklarõnõ arttõrmaktan başka işe yarama- yacağõnõ söyledi. Olay, 11 Eylül saldõrõlarõndan sonra El Kai- de bağlantõlõ militanlara karşõ mücadele baş- latõlmasõndan beri Suudi kraliyet ailesinden bir kişiye yönelik ilk doğrudan suikast girişimi. İç- işleri Bakanõ Prens Nayif bin Abdülaziz’in oğ- lu olan Prens Bin Nayif’in tedavi gördüğü has- taneden çõktõğõ ve saldõrõda hiç kimsenin cid- di yara almadõğõ bildirildi. Prens Bin Nayif da- ha sonra Suudi Arabistan Kralõ Abdullah ta- rafõndan ziyaret edildi. El Arabiya televizyo- nu bu görüşmenin görüntülerini yayõmladõ. ‘İçeri girmesi bir hataydı’ Kral Abdullah görüşme sõrasõnda, eylem- cinin nasõl olup da içeriye girebildiğini so- runca, Prens Bin Nayif, bunun bir hata sonucu gerçekleştiğini söyledi. Kõsa bir süre önce ikin- ci veliaht prens ilan edilen İçişleri Bakanõ Prens Nayif bin Abdülaziz’in, bundan sonraki veliaht prens olmasõ bekleniyor. El Kaide bağlantõlõ militanlar Mayõs 2003’ten beri Suudi Arabistan’da saldõrõlar düzenliyor. Bu ay başõnda 44 El Kaide bağlantõlõ militanõn ya- kalandõğõ, düzinelerce makineli tüfek ve bom- ba yapõmõnda kullanõlan malzeme ele geçirildiği açõklanmõştõ. Geçen ay da 330 El Kaide militanõ hapis cezalarõna çarptõrõlmõştõ. Suudi Arabis- tan, El Kaide lideri Usame bin Ladin’in doğum yeri. 11 Eylül saldõrõlarõ sõrasõnda uçak kaçõran 19 kişiden 15’i de Suudi Arabistanlõydõ. Bir intihar eylemcisi, teröre karşõ mücadeledeki başarõsõyla tanõnan Prens Muhammed bin Nayif’in ofisinde üzerindeki bombalarõ patlattõ. Suudi Arabistan Kralõ Abdullah (Solda) durumu iyi olan Bin Nayif’i ziyaret etti. (Fotoğraf: REUTERS) Dış Haberler Servisi - Af- ganistan Devlet Başkanõ Ha- mid Karzai’yle ABD’nin Af- ganistan-Pakistan özel temsil- cisi Richard Holbrooke’un 20 Ağustos’taki devlet başkanlõ- ğõ seçimlerinin ardõndan, hile iddialarõyla ilgili olarak gir- dikleri “atışmada” birbirleri- ne sert sözler sarf ettikleri or- taya çõktõ. Adõnõn açõklanma- sõnõ istemeyen Kâbil’deki Amerikalõ üst düzey bir yetki- li, Holbrooke’un Karzai’ye se- çim yolsuzluklarõyla ilgili id- dialarõ sorduğunu belirtti. 21 Ağustos’ta Kâbil’de bir yemekte bir araya gelen Kar- zai ile Holbrooke’un görüş- mesini “zor ve sert” olarak ni- telendiren yetkili, görüşmede Holbrooke’un seçimlerin ikin- ci turda devam etmesi için Karzai’ye baskõ yaptõğõ ha- berleriniyse reddetti. Toplan- tõda bağrõşmalar olduğu ve Holbrooke’un toplantõyõ terk ettiği haberinin doğru olmadõ- ğõnõ kaydeden Amerikalõ yet- kili, Holbrooke ve Karzai’nin gergin görüşmenin ardõndan masadan dostça kalktõklarõnõ ve daha sonra da birkaç defa bir araya geldiklerini söyledi. Holbrooke, 23 Ağustos’ta Herat’ta, ABD’de de seçim- lerle ilgili tartõşmalar yaşandõ- ğõnõ belirterek, bu tür iddiala- rõn gündeme gelmesini bekle- diğini ifade etmişti. ABD’nin, Afganistan seçim komitesinin kararõnõ bekleyeceğini belirten Holbrooke, “ABD ve ulus- lararası toplum Afganis- tan’ın kendi sürecine saygı duyacaktır” demişti. HOLBROOKE İLE KARZAİ’NİN SEÇİM DALAŞI El Hekim’e devlet töreni İran’da tedavi gördüğü hastanede salı günü ölen Irak İslam Yüksek Konseyi lideri Abdülaziz el Hekim için, dün Bağdat Havaalanı’nda devlet töreni düzenlendi. Yoğun güvenlik önlemleri altında düzenlenen törene, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, Başbakan Nuri el Maliki, Bölgesel Kürt Yönetimi’nden temsilciler katıldı. Hekim’in cenazesini karşılamak için Bağdat’ta da yüzlerce kişi sokaklara akın etti. (Fotoğraf: AFP) Dış Haberler Servisi - El Kaide’nin iki numaralõ ismi Eyman el Zevahiri, Pakistan halkõna Taliban’õ destekleme çağrõsõ yaptõ. El Zevahiri, internette yayõmlanan açõklamasõnda, İslamabad hükümetinin Svat Vadisi ve çevresinde Taliban’a yönelik operasyonunun başarõsõzlõğa uğrayacağõnõ savunarak, Pakistanlõlardan “cihat”õ desteklemelerini istedi. ABD ve Pakistan askerlerine yardõm eden herkesin, İslama ve Müslümanlara karşõ Haçlõlarõ desteklediğini savunan El Zevahiri, ABD’nin Pakistan ordusunu kullandõğõnõ, amacõnõn ülkeyi bölmek ve Afganistan’daki direnişçileri dize getirmek olduğunu söyledi. ‘HAÇLILARA YARDIM ETMEYİN’ El Zevahiri’den Pakistan’a cihat çağrõsõ ‘ABD’nin amacı ülkeyi bölmek.’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle