18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2009 SALI 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI İpler Kimin Elinde? Hükümet, “Kürt Açılımı” konusunda, hadi bizi ve 70 milyonu bir kenara bırakalım, kendisi ne yaptığını bi- liyor mu? Hayır! En azından dışarıdan algılamamız böyle! Hükümet kendisini “dalgalanmaya bırakmış” gibi! Kürt Sorunu bir dalgalı okyanustur, hükümet de için- de sandala binmiş gözüküyor. Yalpalayıp duruyor. Ayrılıkçı Kürtler ile, en keskin Amerikancı pozisyo- nunu almış ve kendilerine “aydınlar” adı takılmış bazı gazete yazarı ve TV konuşanları, Erdoğan’ı en çok yön- lendiren kesim görüntüsünde! Hükümet bilmeli ki, bunların çoğunun ne sayduyu- su var ne sırtında yumurta küfesi. Yarın yapacakları tek şey: Yanıldık, kusura bakmayın demektir! O da derlerse! Her şeyi ateşe atmaları karşılığında ödeyecekleri be- del bu kadardır! Oysa, iktidar ve siyasi kuruluşlar için öyle mi? İktidar, “Kürt Açılımı” kavramını ortaya attıktan he- men sonra anlaşıldı ki, kervanı yolda düzecek! “Açı- lım”ın içini yolda dolduracak! Tam ve tipik Türk siya- setçi mantığı ve tavrı! Yoksa iktidar, bu açılımın içeriğini doldurmuş da ha- berimiz mi yok! Hükümet içinde, hadi olmadı parti için- de tartışmışlar mı? Bir genel içerik, kararlar vb. belir- lemişler mi? Hükümet üyeleri içerik konusunda bilgi sa- hibi mi? Mesela Ertuğrul Günay? Yoksa her şey Çankaya sakini Gül ve Başbakan’ın kafalarının içinde mi! Öyle gözüküyor! Bu tehlikelidir! Ülkemizdeki derin siyasi dalgalan- manın temel nedeni de budur! Fikirlerini, sorumluluğu hükümetle ve parlamento ile paylaşmıyorlar! Bir plan program yok! Pakette federalizm mi var, özerk bölge mi, iki dilli parçalanmış bir cumhuriyet mi… Yoksa bun- ların hiçbiri mi yok? AKP, konuyu bütün spekülasyonlara açık tutuyor! Bir kısım “köşe yazarı olmayan” aydın özellikle terör konusunun içtenlikle çözümünü istiyor. Barış istiyor. AKP’nin açılımı da onlara umut veriyor. Çünkü önce- ki iktidarların hiçbiri konuyu bu boyutlarıyla gündeme getirmemişti. AKP’yi “cesur” kılanın da, Erdoğan’ı “na- mussuzlar” edebiyatına sürükleyen, ABD desteği ol- duğunu biliyoruz. AKP, bu destekle hangi sınırlara kadar gidebilir? He- sabını kitabını yaptılar mı kendi aralarında? Konu, cabbar kalemşorlara bırakılınca, oluşan “kı- yamet ortamı”nda iktidarın psikolojisi ve kimyası bo- zuluyor! Oysa AKP, kalemşorlara değil, sağduyulu bi- lim insanlarına ve siyasilere kulak vermeli! Örneğin Vahit Erdem, AKP içinde bağımsız bir ses- tir! “İş kontrolden çıktı” diyor: Oluşturulan kampanya herkesi Kürt milliyetçisi yapacak neredeyse, ayrıştırı- cılık gelişiyor, ortada Türkiye Cumhuriyeti kalmayacak… Örneğin Prof. Metin Heper, AKP’ye yakın bir bilim insanıdır. Epey anlaşamadığımız nokta var kendisiy- le. Türkiye Bilimler Akademisi ve TÜBİTAK Bilim Ku- rulu üyesidir. “Devlet ve Kürtler” başlıklı kitabının ya- zarıdır; konuya sağduyulu yaklaşıyor. AKP “Kürt Açılımı” kavramından ürkerek, “Demok- rasi Açılımı” uydurmasına geçmiştir; ancak Heper uya- rıyor: “İdeolojik, dini ve etnik boyutlarda ciddi olarak par- çalanmış ülkelerde demokrasinin yaşama şansı yoktur. Anadilde eğitim gibi kolektif -grup hakları- ve federasyon gibi siyasi haklar ikincil kimliklerin birincil kimliğe dö- nüşmesine, bir milletin içinden birden çok milletin or- taya çıkmasına yol açar. Oysa her devletin tek bir mil- leti olur... Yeni açılımlar, ülkenin milli birliğini ve dev- letin toprak bütünlüğünü tehlikeye atmamalı ve Türk- ler ile Kürtlerin paylaştıkları idealleri, değerleri ve tutumları azaltmamalı, paylaşmadıklarını arttırmamalı. Amaç, ‘kültürel çoğulculuk’ değil, kültürel zenginlik olmalı”... Heper, parlamentoda bir uzlaşmanın sağlanmasını en önemli nokta olarak görüyor ki, katılıyorum! Yazdığımız gibi, “Birliktelik Çalıştayları” düzenlenmeli! Erdoğan ve hükümet, muhalefeti karşısına alarak tek adım bile atamaz! Bunun bile farkında değiller! Türkiye’yi yönetenler ipleri ellerinden tamamen ka- çırmanın eşiğinde! Kürt ayrılıkçıları, arkalarında cab- bar Türk kalemler, bu topraklar üzerinde kimin nasıl ya- şayacağını belirleyici hale geldi neredeyse! Kürtlerin bü- yük çoğunluğu ayrılıkçı değilken, bunlar onları da ay- rılıkçı yapacak! AKP nereye, bilmiyoruz; ama arkasında MGK olsa bile, iktidarda kalamayacağı günlere doğru gidiyor ola- bilir! Çok büyük bir aydın kesim, sessiz çoğunluk ve halkın öncü kesimleri, şimdilik sessiz ve endişeli bek- leyiş içinde... Hükümetin, ABD’nin ‘PKK planõ’nõ ‘Kürt açõlõmõ’ndan önce uygulamaya soktuğu ortaya çõktõ AKP’yeABD’denyolharitasõMURAT KIŞLALI ANKARA - Hükümetin son 2 yõldaki politikalarõyla, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanõ George Bush arasõndaki PKK terörü görüş- mesinin hemen öncesinde ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarõndan Amerikan Dõş Politikasõ Ulusal Komitesi’nin hazõrladõğõ “PKK planı”nõn “arabulucuk” ayağõnõ olduğu gibi uygulamaya soktuğu orta- ya çõktõ. Erdoğan’õn, önceki Amerikan Başkanõ Bush ile Washing- ton’da 5 Kasõm 2007’de yaptõ- ğõ görüşmeden hemen önce, 15 Ekim 2007 tarihinde, Ame- rikan Dõş Politikasõ Ulusal Ko- mitesi (National Committee on American Foreign Policy) Di- rektör Yardõmcõsõ David L. Phillips tarafõndan hazõrlanan “PKK’nin Silahsızlandırıl- ması, Dağıtılması ve Yeni- den Topluma Entegre Edil- mesi” başlõklõ planõ, adeta AKP’nin son 2 yõldaki Kürt po- litikasõyla, ABD ve AB’nin bu politikalara yaklaşõmõnõ özetli- yor. Planõn “Bir Aracı Belirlen- meli” bölümünde şu ifadelere yer veriliyor: “Hiçbir hükümet için PKK’yi doğrudan muhatap almak mümkün olmadığın- dan DTP etkin bir bağlantı olabilir. 21 milletvekiline sa- hip olması ve yerel yönetim- lerdeki güçlü varlığı, DTP’nin görüşmelerde aracı olarak kabul edilmesi için gerekli olan politik yetkinliğini sağ- lar. Erdoğan DTP’nin PKK terörünü lanetlemesini istedi ama bunu şart koşmak, ara- cı olarak potansiyellerini za- yıflatmaya neden olur. DTP, bilhassa ve özellikle üyeleri- nin Öcalan’la, Kandil ekibiy- le, Türkiye’deki PKK geril- lalarıyla ve Avrupa’daki Kürt diyasporasıyla bağlantısı ol- duğu için etkili bir aracı ola- bilir. DTP’li milletvekillerinin saygınlığını desteklemek çok önemlidir. DTP’li milletve- killeri açıkça PKK’yi lanet- lememekle birlikte, genel ola- rak terörü ayıplayarak say- gınlık kazanabilirler. Ulusal- cılar DTP’yi dışlamaktadırlar ve AKP, bu durumu, onları Türkiye’nin demokratikleş- me sürecinde ortak olarak göstermek suretiyle telafi et- melidir. ABD büyükelçisi ve diplomatik çevrelerin diğer üyeleri onları en üst seviyede karşılamalı ve tavsiyelerde bulunmalıdırlar. DTP’nin di- yaspora ile bağlantı kurma çabaları, Avrupa’da PKK ile teması bulunduğu bilinen Fransa ve Almanya’nın is- tihbarat bakanlıkları tara- fından geliştirilebilir.” Yurt Haberleri Servisi - Terör örgütü PKK’nin si- yasi kanadõ Koma Civa- ken Kurdistan (KCK), AKP hükümetinin “demokratik açılımı”na tepki göstere- rek “Özünde çok tehlike- li. Amacı Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek. İçişleri Bakanı’nın gö- rüşmeleri de yandaş bul- ma çabalarıdır” dedi. KCK Yürütme Konseyi Başkanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, hiçbir sorunun muhatapsõz çözülemeyece- ği savunuldu. Cezaevlerin- de hasta tutuklular, Diyar- bakõr Cezaevi’ne ilişkin ya- şanan gelişme ve Günlük gazetesinin kapatõlmasõ ko- nularõna da değinilen açõk- lamada, çözüm için adres olarak Abdullah Öcalan gösterildi. Projenin özünde “çok tehlikeli” olduğu belirti- len açõklamada, şu ifadele- re yer verildi: “Bu çerçevede gün- demleştirilen demokratik açılım adı altındaki proje özünde çok tehlikeli, es- kisini çok çok aşan dü- zeyde bir çatışma süreci- ni yaşatabileceği konu- sunda ilgili tüm çevreleri büyük bir ciddiyetle uyar- ma ihtiyacı doğmuştur. Hükümet yetkililerinin Kürt açılımını, terörü bi- tirme adı altında Kürt özgürlük hareketini bi- tirme niyetini açığa vur- masıyla beraber avukat- ların İmralı’ya gidişini açıkça engellemesi, gerçek bir çözüm ve Kürt hal- kıyla barışı düşünmedik- lerini, bunun yerine Kürt halkını iradesizleştirmek istediklerini ortaya koy- muştur.” Öcalan muhatap alõnma- dan İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn görüşmeler yap- masõnõn “yandaş bulma çabaları” olarak değerlen- dirildiği açõklamada, Taraf gazetesinde PKK üst düzey yöneticilerinden Cemil Ba- yık’õn Ergenekon’la irti- batlõ olduğu iddialarõyla il- gili habere de tepki göste- rildi. İddialar “çirkin iftira” olarak nitelendirilirken, açõklamada, “Gizli tanık adı altında özel olarak tertiplendiği anlaşılan tü- müyle yalana dayalı bu if- tira ve saldırı ile hareke- timiz ve hareketimizin yö- netimi hakkında kuşkular yaratılmak, hareketimi- zin etkisini zayıflatmak istemektedirler. Ergene- kon savcısı doğrularla yanlışları iç içe dizerek sa- mimiyeti konusunda cid- di kuşkular yaratmakta- dır” denildi. Açõklamada halk ve ay- dõnlar, projenin demokratik çözüm sürecine dönüşmesi için mücadele etmesi iste- nirken şu çağrõ yapõldõ: “AKP hükümetini ve Türk devletini Kürt so- runu gibi ciddi, ağır ve 200 yıllık bir tarihsel so- runu, ‘ben tek başõma çö- zeceğim’ diyerek çeşitli plan ve oyunları tezgâh- lamaktan vazgeçmeye, tek doğru çözüm yolu olan iki halkın eşit-özgür ko- şullarda bir arada yaşa- yabileceği bir toplumsal uzlaşma projesini geliş- tirmeye çağırıyoruz.” ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, AKP’nin Deniz Feneri e.V’den yardõm aldõğõ id- dialarõna ilişkin araştõr- manõn halen sürdüğünü belirterek bu konuda bir takipsizlik kararõ veril- mediğini bildirdi. Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, AKP hak- kõnda anayasa ve Siyasi Partiler Yasasõ kapsamõn- da yabancõ devletlerden, uluslararasõ kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda ol- mayan gerçek ve tüzelki- şilerden maddi yardõm al- dõğõ iddiasõyla sürdürülen soruşturmaya ilişkin açõk- lama yaptõ. Başsavcõlõktan yapõlan yazõlõ açõklamada, bir kõsõm basõn yayõn or- ganlarõnda, yürütülen so- ruşturmanõn tamamlandõ- ğõ yönünde haberler yer aldõğõ anõmsatõldõ. Baş- savcõlõk, “Soruşturma- nın gizliliği gözetilme- den, ilgili parti hakkın- da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımızca ko- vuşturmaya yer olma- dığına dair verilmiş ve bildiri ile yayımlanmış bir karar olmadan ya- pılan bu gibi haberlere itibar edilmemesi ge- rektiğinin hatırlatılması uygun görülmüştür” açõklamasõ ile AKP hak- kõndaki soruşturmayõ sür- dürdüğünü belirtti. Almanya’daki Deniz Feneri Derneği vurguna ilişkin soruşturma ve yar- gõlama sõrasõnda dernek- ten AKP’ye para aktarõl- dõğõ iddialarõ gündeme gelmişti. Yargõtay Baş- savcõlõğõ AKP’ye para aktarõldõğõ iddialarõnõ araştõrmak üzere, baş- savcõlõktan dosyanõn bir örneğini almõştõ. AKP-DENİZ FENERİ BAĞLANTISI SAVI ‘Takipsizlik verilmedi’ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Kayõp Tril- yon davasõ kapsamõnda Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül’ün yargõlanmasõ- na karar veren Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Osman Kaçmaz, Cumhurbaşkanõ Gül ve Başbakan Tayyip Erdo- ğan hakkõnda, 10’ar bin TL’lik manevi tazminat davasõ açtõ. Davaya ilişkin dilekçe, Kaçmaz’õn avukatõ Bay- kal Doğan tarafõndan An- kara Adliyesi’ne sunuldu. Dilekçede, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin, Cumhurbaşkanõ Gül hak- kõnda “Kayıp Trilyon” davasõnda verilen takip- sizlik kararõnõ kaldõrmasõ- nõn ardõndan, Gül ve Er- doğan’õn yaptõğõ açõkla- malarõn, Kaçmaz’õn kişilik haklarõna saldõrõ niteliği taşõdõğõ vurgulandõ. Mayõs ayõnda Sincan mahkemesinin kararõnõn açõklanmasõndan sonra Çankaya Köşkü’nden ya- põlan açõklamada “Sayın Cumhurbaşkanımızın, bazı çevrelerce şüpheli gibi gösterilmeye çalışıl- ması kesinlikle iyi niyet- le bağdaştırılamamak- tadır” denilmişti. Erdoğan da mahkemenin kararõnõ eleştirerek “Mahkeme- nin bu kararı anayasayı bağlamaz” sözleriyle de- ğerlendirmişti. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kararõn- dan kõsa bir süre sonra Sincan Adliyesi’ne adalet müfettişlerince baskõn dü- zenlenmişti. Yasadõşõ ola- rak dinlenen Kaçmaz, suç duyurusunda bulunmuştu. SİNCAN YARGICINDAN DİLEKÇE Gül ve Erdoğan’a tazminat davasõ PKK’nin siyasi kanadõ, AKP’nin politikalarõnõ ‘çok tehlikeli’ diye niteledi KCK açılıma tepkili Şahin,Gerçeker’le makamındagörüştü argıtay Başkanı Hasan Gerçeker, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’i ziyaret etti. Şahin, Gerçeker’i makam odasının kapısında karşıladı. Kısa süre görüntülü alınmasına izin verilen görüşme hakkında basına bilgi verilmedi. (Fotoğraf: AA)Y [email protected] 22 Ekim 1988... İstanbul Kısık- lı’da bir belediye otobüsünün için- de oturan 40 yaşlarındaki adamın yanına esrarengiz bir kişi yaklaş- tı. Bu kişi zaman geçirmeden si- lahını çekti ve koltuğunda otobü- sün kalkmasını bekleyen adama yöneltti. Saldırgan önce, “Kemal Pir’in selamları var” dedi, sonra da silahını üç el ateşledi. Mermiler kur- banın kafasına isabet etmişti. Te- tikçi otobüsten hızla inerek izini kaybettirdi. Yolcular kurşun ses- leri ve kan gölünün yarattığı kor- kuyla bağırarak otobüsü terk etti- ler. Kurbanın cebinden Esat Ok- tay Yıldıran adına düzenlenmiş bir kimlik çıktı. Peki, binbaşı olduğu saptanan o adam İstanbul’un gö- beğinde, bir belediye otobüsünde niçin katledilmişti? Aslında sorunun yanıtını Diyar- bakır Cezaevi’nin hücrelerinde ya- tan herkes biliyor! Yıldıran geçti- ğimiz günlerde yaşamını yitiren 12 Eylül döneminin ünlü komutanla- rından Kemal Yamak tarafından Diyarbakır Cezaevi’ne İç Güvenlik Komutanı olarak atanmıştı. Ya- mak’la birlikte Kıbrıs’ta da görev yapan Yıldıran, 1980’in başlarında yüzbaşıydı. Üzerinde hep ko- mando elbisesi bulunan Yıldıran id- diaya göre yanında “Co” adlı kurt köpeğiyle dolaşırdı. Hatta cezaevi mağdurlarının anılarına bakılırsa, Yıldıran mahkûmlardan, köpeğine tekmil vermesini bile isterdi! Diyarbakır Cezaevi’nin işkence tezgâhlarından geçen yüzlerce mahkûm, Yıldı- ran’ın anılarını travmala- rının altında saklıyor. Yıl- dıran’ın işkence yaptıkla- rı arasında şimdiki DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, eski Urfa Belediye Başkanı Feridun Yazar, CHP’nin eski milletvekil- lerinden Celal Paydaş ve eski ANAP milletvekili Nu- rettin Yılmaz da vardı. Cezaevinde yatanların anlatı- mına göre buradaki işkencelerde 1982-1984 tarihleri arasında 34 in- san öldü. Bunlar arasında Necmi Öner, Ferhat Kurtay, Eşref An- yık ve Mahmut Zengin kendileri- ni yakarak yaşamlarını yitirdi. PKK kurucularından Mazlum Doğan ile örgütün Karedeniz kökenli yöne- ticilerinden Kemal Pir (Laz Kemal) ve üç arkadaşı da kendilerini as- tı! Bu kişilerin ağır işkenceleri pro- testo için intihar ettikleri açıklan- dı. Tutuklu ve hükümlülere insan dışkısı yedirildiği, lağımlarda bek- letildiği anlatılan cezaevinde vah- şeti andıran uygulamaların en bü- yük sorumlusu olarak herkes Esat Oktay Yıldıran’ı gösterdi. The Times gazetesinin geçen yıl dünyanın en kötü on cezaevinden biri olarak gösterdiği Diyarbakır Ce- zaevi, Yıldıran’ın uygula- maları nedeniyle 12 Eylül döneminin “Ebu Garib”i ola- rak da tanımlandı. Cezaevi burada yatanların anılarında “mezbaha”, “işkencehane”, “işkence üretme fabrikası”, “beyin yıkama laboratuvarı” diye adlandırılsa da, tüm bunların dı- şında çok kötü bir misyon daha yüklenmişti. Diyarbakır Cezaevi, PKK’nin en önemli varlık gerekçesi olarak tarihe yazıldı! Çünkü bura- dan kurtulan siyasilerin yarısından fazlası dağa çıkarak PKK’nin ön- der kadrosunu oluşturdu! İşte bu cezaevi şimdi AKP hü- kümeti tarafından kent dışına ta- şınmak isteniyor. Binanın bulun- duğu arsaya ise dev bir eğitim kompleksinin yapılması tasarlanı- yor. Cezaevinin eski konukları bu plana en azından kötü anıların fi- ziki olarak yok edilmesi açısından olumlu bakıyor! Ancak Kürt siya- setinin aktörleri farklı düşünüyor. Onlara göre hükümet “Kürt açılı- mı” sırasında “kanıt”ları ortadan kaldırıyor! Peki, cezaevinde yaptığı kor- kunç işkencelerle anılan ve PKK’nin büyümesinde büyük bir etken olarak gösterilen Esat Oktay Yıldıran’ı kim vurmuştu? Katilin PKK’li olduğu bir gerçek ama kimliği üzerinde spekülasyonlar 21 yıldır bitmedi. Kimileri eylemi daha sonra itirafçı olan “General Zinnar” kod adlı Alaatin Kanat’ın gerçekleştirdiğini öne sürdü. Ör- gütten kopan ve yurtdışında Öca- lan muhalifi olan Selim Çürük- kaya’ya göre ise katil bir başka PKK’liydi. 12 Eylül dönemi işkencecilerinin günah keçisi seçilen Yıldıran artık yaşamıyor. Acaba Kenan Ev- ren’in ona armağan ettiği altın kaplamalı saat çalışıyor mudur?.. İşkence Saati Durdu mu?.. PKK, kamuoyunun Öcalan’ın açıklayacağı yol haritasına odaklandığının farkında. Hükümetin “Kürt açılımı” çalışmalarını yo- ğunlaştırması ise örgütü iyice şımartıyor. Öcalan’ın çözüm planında Kürtler için “kolluk kuvveti” iste- yecek kadar işi ile- ri götürmesi örgü- tün pervasızlığını tetikliyor. Murat Karayılan bu yüz- den yabancı bası- na açıklama ya- parken “Türk or- dusu da silah bı- raksın” diyebiliyor. PKK bu ortamda çö- züm inisiyatifinin yalnızca kendisinde olduğu iddia- sıyla açılım konusunda kimseyi konuşturmuyor, isteklerini daha da yo- ğunlaştırıyor! Kürt köken- li aydınların farklı çıkışları ise Kandil’de yankı bulu- yor. Ancak onlara da sus- maları konusunda aba al- tından sopa gösteriliyor. Örgüt yöneticilerinin son çıkışları ise “kırmızı çizgi- ler” üzerine!.. PKK yöne- ticilerinden Duran Kal- kan örgüte yakın bir ajan- sın, “Tartışma sürecinde herkes kırmızı çizgilerden bahsediyor. Kürt tarafının kırmızı çizgileri var mı?” sorusuna şu yanıtı ver- miş: “Hassasiyetler çoktur ve herke- sin hassasiyetleri vardır. Bir kere, ciddi yaklaşım is- tenmektedir. İkin- cisi, hakaret edici tutumlardan uzak olunmalıdır. Üçün- cüsü, Kürt halkının irade- sine, değerlerine saygılı olmayı bilmek gerekiyor. Dördüncü olarak, bu tar- tışmalara katılan herkesten dürüst olmasını, gizli ka- paklı oyunlar peşinde koş- maktan uzak durmasını bekliyoruz.” Evet... PKK kan kırmızı çizgilerinin çevresinde ka- muoyundan esas duruş bekliyor!.. Kan Kırmızı Çizgiler Türkiye’nin Irak ve İran sınırları hareket- li. Tahran yönetimi son bir hafta içinde düzenlenen operas- yonlarda PKK’nin İran’daki kolu PJAK’ın 26 militanın öldürüldüğünü açık- ladı. Türkiye ise son üç günde PKK’ye yö- nelik operasyonları yoğunlaştırdı. Şırnak’ın Cizre ve Silopi ilçeleri arasın- daki Cudi Dağı, Tun- celi ve Erzincan kır- salı ile Hakkâri’nin Yüksekova ve Çu- kurca ilçelerinde yo- ğun operasyonlar başlatıldı. Korucular, askerler ve özel bir- likler helikopterler eş- liğinde bölgede PKK’li arıyor. Örgü- tün barınma merkez- leri top atışına tutu- luyor. Peki, PKK’nin “ça- tışmasızlık” sürecinde olduğu ve “Kürt açı- lımı” tartışmalarının başladığı bu dönem- de TSK’nin operas- yonları neden yo- ğunlaştı? İddiaya gö- re PKK açılım tartış- maları sırasında ya- şanacak gerginliğe karşı kendince ön- lem alıyor ve bu yüz- den Irak ve İran’dan yurtiçine terör grup- ları takviye ediyor!.. Zaten bunun sinyal- lerini de PKK yöneti- cisi Duran Kalkan dün şöyle vermişti: “Bir kere, tartışa- bilmek için uygun ze- mini yaratmak lazım. Bu da çatışmaların durdurulmasıdır. Ar- tık bunun iki taraflı olması gerekiyor. Bu- nun için de, 1 Ey- lül’den itibaren Türk ordusunun operas- yonlara kesin son ver- mesi gerekli. Böyle olmazsa ne olur? Ça- tışma gündeme ge- lebilir.” Tehdit ve Takviye!.. Esat Oktay Yıldıran. Duran Kalkan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle