Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
25 AĞUSTOS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Potansiyel Terörist(!)..
Benim ülkemde 13-14 yaşındaki kız çocukları
evlendiriliyor... Benim ülkemde 70 yaşının üze-
rindeki dedeler 17 yaşındaki kızlarla bilmem ka-
çıncı evliliğini yapıyor...
Kimsenin sesi soluğu çıkmıyor.
Benim ülkemde kızlar töre adı verilen çağdı-
şı cinayetlere kurban gidiyor... Benim ülkemde
kız çocukları kaçak Kuran kurslarının yıkıntıları al-
tında kalıp can veriyor...
Bunları kimse umursamıyor...
Benim ülkemde kızlar okula gönderilmiyor... Be-
nim ülkemde kızlar Çukurova’da, Karadeniz’de,
Söke Ovası’nda pamuk, sebze tarlalarında, fın-
dık bahçelerinde günde 15 saat çalışıyor...
Güvencesiz, sigortasız!
Milliyet’in haberini okuyunca yüreğimin derin-
liğinde duyumsadım...
Polisin, Ergenekon savcılarının buyruğuyla
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden
burs alan 15 bin kız öğrenci için inceleme baş-
latmasına ne diyor benim yurdumun insanı?
Ne diyor bu ülkenin aydınları, yazarları, bilim
insanları, sanatçıları, gençleri, yaşlıları? Cum-
hurbaşkanı, Başbakan, tüm siyasiler, asker ve si-
vil bürokratlar?
ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel’in çığ-
lığını duyuyor musunuz?
Devlet, ÇYDD’yi suçlayabilmek için, tek amaç-
ları okuyabilmek olan kız çocuklarını fişlerken ya-
taklarınızda rahat uyuyabiliyor musunuz?
Kendilerini liberal sanan dönek solcular, iktidar
yalakaları, neden dut yemiş bülbül kesildiniz?
Devlet tüm yurttaşlarına kuşkuyla, daha açık-
çası potansiyel terörist gözüyle bakıyor, gizli-
açık telefonlarını dinlerken siz susuyorsunuz.
Ey iktidar partisi!
Tarikatların soruşturma dosyalarını sumen al-
tına atarken, ÇYDD’yi terör örgütü olarak görü-
yorsunuz...
Nerede sizin demokratlığınız? Nerede insan hak-
ları, eğitim özgürlüğü? Nerede insanlık onuru?
Demek ki, sizin “demokratik açılım”ınız palav-
ra!
ÇYDD’den burs alan kız öğrenciler 11-17 ya-
şında...
Burs alan kız çocukları Diyarbakır’dan Edir-
ne’ye; Batman’dan Adana’ya; Mardin’den İzmir’e;
Van’dan Ankara’ya dek Türkiye’nin dört bir ya-
nında yaşıyorlar...
Ben o çocukları bir yaz sabahı Burhaniye
Ören’de kampta gördüm Rutkay Aziz’le birlikte.
Zeytin ağaçları altına kurulmuş çadırlarda kamp
yapıyorlardı...
Kimi Mardin’den, İzmir’den, Diyarbakır’dan ki-
mi Ankara’dan, Samsun’dan, Edirne’den gelmişti.
100 kişilerdi...
Hepsinin gözlerinde bir umut ışığı yanıyordu...
Kimi Türk’tü, kimi Kürt, kimi Laz, kimi Çerkez...
Üniversite öğrencisiydi tümü de.
Rutkay’la birlikte oturup sohbet ettik bir saat bo-
yunca.
Yaşamın sayfalarını karıştırdık birlikte.
Sevgiyi, kardeşliği konuştuk.
Ülkemizin değerlerini, Cumhuriyet devrimle-
rini, barışı, özgürlüğü...
Kızlı erkekli bir topluluktu Burhaniye Ören’de
kamp kuran çocuklar.
Başlarında ÇYDD yöneticileri vardı.
Türkan Saylan’ı, Türkel Minibaş’ı andık.
Bu çocukların terörle ne ilişkileri olabilirdi.
Oyun başka!
Eğitime el koyan tarikat şeyhi ve müritleri
ÇYDD’yi yok etmek istiyor...
Türkan Saylan’ın evinin basılması ve aran-
masıyla başlayan bir süreç bu!
Amaç Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni
cezalandırmak.
Prof. Dr. Aysel Çelikel ne diyor bu konuda:
“Kaldı ki Kürt açılımı adı altında, dağdakileri bi-
le affetme gibi bir hareket varken, hiçbir suçu ol-
mayan çocukları doğum yeri doğuda diye anne ve
babalarını karıştırıp incelemek bir hukuk devletinde
olmaz.”
Adı üstünde Türkiye demokratik bir hukuk
devleti...
ÇYDD, tarikat şeyhinin hoşuna gitmiyor. Eğiti-
mi ele geçiren şeyh, istediğini yaptırıyor.
Sen misin Güneydoğu ve Doğu’daki kız öğ-
rencilere burs verip onların okumasını isteyen.
F Tipi, biner tepene, seni yaşatmaz!
Önce şu gerçeği oturup tartışmanın zamanı gel-
di hatta geçiyor:
“Türkiye bir hukuk devleti mi yoksa polis dev-
leti mi?”
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Baykal, terörle mücadeleden terörle müzakereye geçildiğini ve MGK’nin de sürece dahil edildiğini belirtti
‘Bölünmetelaşõbaşladõ’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal,
hükümetin “Kürt açılımı”nõ dün dü-
zenlediği basõn toplantõsõyla eleştirdi.
Açõlõmõn projesi henüz netleşme-
mesine karşõn, toplumda gerginlik
yarattõğõnõ ve Türkiye’yi olumsuz et-
kilediğini kaydeden Baykal, “Bu ge-
rilimin Başbakan’ı, Cumhurbaş-
kanı’nı ve MGK’yi de içine aldığı-
nı üzülerek görüyorum. Bunların
hepsi Türkiye’de gerilimin tarafı ha-
line dönüşmeye başlamıştır” dedi.
Bu tartõşma nedeniyle toplumdaki
saygõn insanlarõn ve sanatçõlarõn bile
bölünmeye başladõğõnõ kaydeden Bay-
kal, konunun belli bir takvime sõkõş-
tõrõlmaya çalõşõldõğõnõ ve takvim tela-
şõ içinde ele alõndõğõnõ söyledi. Tür-
kiye’de bir “bölünme telaşı” yaşan-
maya başladõğõnõ kaydeden Baykal,
“Bu olumsuz gelişmelerin altında,
bu sürecin yanlış dizayn edilmesi ve
yanlış yönetilmesi yatmaktadır”
dedi. Bu sürecin içine muhalefet par-
tisi olarak CHP’yi de sokmak iste-
diklerini ancak kendilerinin reddetti-
ğini anõmsatan Baykal, “Biz hangi li-
mana demirleyeceğini bilmediği-
miz gemiye binmeyiz, rotasını bil-
mediğimiz gemiye binmeyiz” diye
konuştu.
Muhataplõk tartõşmasõna da değinen
Baykal, “İmralı, DTP ve Kandil
arasında bu süreçte bir anlayış be-
raberliğinin bulunduğu ortadadır”
dedi. Türkiye’de bütün hükümetlerin
terörle mücadele hedefiyle hareket et-
tiğini belirten Baykal, “Ama bu acı-
yı yaşayanlar başta olmak üzere hiç
kimse terörle mücadele konusunda
teslim noktasına gelmedi. Ama şim-
di terörle mücadele yerine terörle
müzakere sürecine geçtiklerini gö-
rüyoruz. Bu müzakereyi de çerçe-
vesi belirsiz, yaygın temaslarla yü-
rütmeye çalışmaktadırlar” görüşü-
nü dile getirdi. Bu temaslarõn ülkeyi
getireceği noktanõn teröre son veril-
mesi olmadõğõnõ kaydeden Baykal,
“Bu müzakerenin gerçek amacı,
Türkiye’de etnik kimliklere bir si-
yasal milli kimlik kazandırma sü-
recini harekete geçirmektir” diye ko-
nuştu. Açõlõm adõ altõnda getirilmek is-
tenen en tehlikeli yaklaşõmlardan bi-
rinin “Türk milli kimliğini”, anaya-
sanõn 66. maddesinde ifadesini bulan
“Türk devletine vatandaşlık bağı ile
bağlı olan herkes Türktür” ifadesi-
ni anayasadan çõkarmak olduğunu
kaydeden Baykal, bunun ciddi an-
lamda ayrõşmaya yol açacağõnõ ifade
etti. Bir başka düzenlemeyle de bir et-
nik kimliğe ait anadilde eğitim yolu-
nun açõlmak istendiğine dikkat çeken
Baykal, “Yani tarihi, biyolojiyi, ana-
dilde, Türkçe olmayan bir anadilde
öğretelim. Bu, işte Türkiye’yi ay-
rıştırma projesidir” dedi. Baykal, bu-
nunla Türkiye’de etnik ayrõştõrmanõn
kapõsõnõn açõlmak istendiğini belirte-
rek şu gidişle Türkiye’nin sonunun
“Irak ve Yugoslavya” gibi olacağõ-
na işaret etti.
Başbakan Erdoğan’õn “küfre” va-
ran üslupla, eleştirileri susturmaya, yõl-
dõrmaya çalõştõğõna işaret eden Baykal,
“Ama açık gerçektir ki Türkiye’nin
önündeki bu proje uzun süredir
uluslararası ilgi ve katkı ile şekil-
lenmiş bir projedir” dedi. Baykal, bu-
nun somut örneği olarak da Was-
hington’da 13-15 Nisan 2009 tarihle-
rinde Atlantic Council adlõ akademik
kuruluş tarafõndan düzenlenen top-
lantõyõ ve bunun sonunda hazõrlanan
raporu gösterdi.
Baykal, terör örgütü başõ Öcalan’õn
yapõlan işi Atatürk’ün Türkiye Cum-
huriyeti’ni kurmasõyla eşdeğerde tut-
tuğuna da işaret ederek “Eğer bu dü-
şünceler hayata geçirilir ve milletin
çözülmesi yolunda adımlar atılırsa
bu Türkiye Cumhuriyeti anlayışının
sonuna gelinmiş olduğunu, yeni bir
devlet düzeninin, yeni bir siyasi
düzenin başlayacağını ortaya ko-
yacaktır. İmralı, DTP ve Kandil
arasında bu süreçte bir anlayış be-
raberliğinin bulunduğu ortadadır”
görüşünü dile getirdi. Baykal, “Bu, bi-
zim milli birliğimizi beraberliği-
mizi, Türkiye Cumuhriyeti’nin te-
mel siyasi kimliğini tahribe yönelik
tehlikeli bir teşebbüstür. Bu konu-
da somut adım atacak olurlarsa
herkes bilsin ki, ilişkiler farklı nok-
taya gelir, siyaset nitelik değiştirir.
O nedenle herkes aklını başına al-
sın ve Türkiye’yle oynamasın”
diye konuştu.
Baykal, son MGK’de “birileri-
nin” milli birlik bütünlük konusu-
na õsrarla vurgu yaptõğõnõn anlaşõl-
dõğõna işaret etti. Baykal, şunlarõ söy-
ledi: “MGK bu açıklamayı yaptı-
ğı halde kaygımız var. Oradaki so-
run şu: Süreç öyle tarif edilmiş ki
MGK de sürecin parçası haline
geldi, Kandil’de resmi temas ya-
pan gazeteci de sürecin parçası ha-
line geldi, toplumun değişik ke-
simleri de sürecin parçası haline
geldi. Bundan ne çıkacak bilme-
den o sürece angaje olmak yan-
lıştır.” Baykal, bir başka soru üze-
rine de MGK’nin tutumunun bu
projeyi kabul etmeye yetmediğini
belirterek “Kim yanılıyor, bunu ya-
şar görürüz” dedi.
Baykal ÇYDD’den burs alan öğ-
rencilere terörist muamelesi yapõla-
rak soruşturulmasõna ilişkin bir so-
ru üzerine de amacõnõ, kõzlarõn eği-
timi olarak belirlemiş kuruluşun
verdiği burslardan yararlananlarõ
“şüpheli” muamelesine tabi tut-
manõn tam bir vicdansõzlõk ve so-
rumsuzluk olduğunu vurguladõ.
Öcalan’la dolaylı
görüşme önerisi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal,
hükümetin Kürt açõlõmõy-
la ilgili olarak ABD’de
nisan ayõnda yapõlan bir
toplantõya dikkat çekti.
ABD’li düşünce kuruluşu
Atlantik Konseyi, 13-15
Nisan tarihlerinde Türki-
ye ve Irak’tan 14 kişinin
katõldõğõ bir toplantõ dü-
zenledi. Bu toplantõnõn ar-
dõndan konseyin proje di-
rektörü eski ABD Dõşişleri
Bakanlõğõ danõşmanõ Da-
vid Phillips, Türkiye ve
Irak’a ziyaretlerde bulu-
narak üst düzey yetkililerle
görüştü. Phillips, bu ziya-
retlerinin ardõndan “Türk-
ler ve Iraklı Kürtler
Arasında Güven İnşa-
sı” başlõklõ raporu hazõr-
ladõ. Haziran ayõnda ya-
yõmlanan raporda, Kürt
sorununun çözümüyle il-
gili olarak hükümete şu
önerilerde bulunuldu:
? Nihai çözüm Türki-
ye’nin demokratikleş-
mesi ve kalkınmasının
yanı sıra PKK’nin lider
kadrosu dışında kalan
üyelerine bir af düzen-
lemesinin yapılmasında
yatıyor.
? Türkler federalizmi
ayrõlõkçõlõk ile eşanlamlõ
gördüğü için daha az id-
dialõ ademi merkeziyetçi
şemalar düşünülebilir.
Anayasanõn vatandaşlõğõ
tarif eden 7. maddesinde
reform yapõlmasõ, Anti-
Terör Yasasõ’nõn ve Ceza
Kanunu’nun 215, 216,
217, 220 ve 301. madde-
lerinde değişikliğe gidil-
mesi ya da kaldõrõlmalarõ
ve kültürel reformlarõn
tam olarak uygulanmasõ
hukuk düzenini ve Türki-
ye’deki demokratik geliş-
meyi ileriye götürecektir.
Aynõ zamanda katõ, hesap
sorulamayan ve son dere-
ce muhafazakâr yargõ sis-
teminde reform yapacak
önlemlere de ihtiyaç var-
dõr.
? Güneydoğu’da eko-
nomik faaliyetin teşvik
edilmesi, çözümün bir
parçasıdır. Yol, su şe-
bekeleri, elektrik ve te-
lefon hizmetlerine daha
fazla yatırım yapılma-
sının yanı sıra özelleş-
tirme ve toprak reformu
da gereklidir.
? Ankara, Öcalan ile
görüşmeyi reddedebilir
ama demokratik olarak
seçilmiş olan DTP üyele-
ri etkin arabulucu olabi-
lirler. Erdoğan, DTP mil-
letvekilleriyle görüşmeli
ve DTP’yi özlü görüşme-
ler için bir kanal olarak dü-
şünmeli.
? Gerçeklerle uzlaş-
ma süreciyle çatışmanın
her iki tarafının mağ-
duriyetleri ele alınmalı-
dır.
? Türkiye ve Bölgesel
Kürt Yönetimi arasõndaki
ilişkilerin gelişmesi, Tür-
kiye’deki Kürtlere yönelik
bir güven inşa önlemi ola-
rak işlev görecektir ve bu-
nun sonucu olarak Gü-
neydoğu’daki gerilim aza-
lacaktõr.
?Türkiye’nin AB üye-
liği yolunda tutulması
ülkenin demokratikleş-
mesi, Türkiye’deki
Kürtlerin durumu ve
Türkiye ile Bölgesel
Kürt Yönetimi arasın-
daki ilişkilerin sürekli
iyileşmesi için esastır.
Avrupa, Türkiye’nin
üyeliği konusunda tek
ses olmalı ve imtiyazlı or-
taklık çağrılarından vaz-
geçmelidir.
Phillips, 2007 yõlõnda
hazõrladõğõ ve Cumhuri-
yet’te yayõmlanan raporda
da, benzer önerilerde bu-
lunarak Türkiye’nin re-
form yapmasõ, ordunun
demokratikleşmesi, af dü-
zenlemelerinin geliştiril-
mesi, DTP’nin aracõ ola-
rak kullanõlmasõ gerekti-
ğini belirtmişti.
CHP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Onur Öymen,
Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’õn yanõtlamasõ iste-
miyle verdiği soru öner-
gesinde, söz konusu top-
lantõya Türkiye’den kim-
lerin katõldõğõnõn açõklan-
masõnõ istedi.
‘PKK sürece katılmalı’
Sorunun sadece Kürtlerin değil Türkiye’nin sorunu olduğunu belirten Türk,
“Silahlarõn susmasõ isteniyorsa, PKK’nin ikna edilmesi gerekir” dedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP
Genel Başkanõ Ahmet Türk, Kürtleri tatmin
etmeyecek bir formülün yaşam bulmasõnõn
mümkün olmadõğõnõ belirterek silahlarõn
susmasõ için PKK’nin sürece dahil edilerek
ikna edilmesi gerektiğini söyledi. Türk, si-
lahlarõn susmasõnõ savunduğunu, ancak bu
aşamada PKK’nin silah bõrakmasõnõ bekle-
menin gerçekçi olmadõğõnõ belirtti.
DTP lideri Türk, hükümetin Kürt açõlõ-
mõyla ilgili olarak Roj TV’ye yaptõğõ açõk-
lamada, çabalarõ olumlu bulduğunu söyle-
di. Sorunun sadece Kürtlerin değil Türki-
ye’nin sorunu olduğunu belirten Türk, MHP
ve CHP’nin tavrõnõ eleştirdi. Başbakan Er-
doğan ile yaptõğõ görüşmenin içeriği hak-
kõnda bir açõklama yapamayacağõnõ, ancak
Erdoğan’õn konuya samimi yaklaştõğõna
inandõğõnõ kaydeden Türk, “Ancak devle-
ti bir bütün olarak ortaya koymak lazım.
İşimizin meşakkatli, zor olduğunu gör-
memiz gerek. Ancak cin şişeden çıkmış-
tır, bunu geriye götürmek mümkün de-
ğildir” diye konuştu.
MGK bildirisini değerlendiren Türk, top-
lantõ sonrasõ ortaya çõkan dil değişikliğinin
kararsõzlõğõn ifadesi olduğunu, bunun da ra-
hatsõzlõk yarattõğõnõ belirtti. Türk, “Kim ha-
ta yaparsa bedeli ağır olur. Sorunun ne-
deninin Kürtler olmadığını göstermemiz
gerekiyor. Kürtleri tatmin etmeyecek
bir formülün yaşam bulmasına imkân
yok. ‘Dağ fare doğurursa kötü olur’ diyoruz.
‘Çözümsüzlüğün nedenini Kürtlerden bul-
mayõn’ diyoruz. Biz de DTP olarak sivil
toplum örgütleriyle çalışma yapacağız, di-
yalog grupları yapacağız, tartışacağız. Bu
işin başlangıcıdır” dedi. “Sorun af değil
toplumsal uzlaşmadır” diyen Türk, silah-
larõn susmasõnõ savunduğunu, ancak bu
aşamada PKK’nin silah bõrakmasõnõ bekle-
menin gerçekçi olmadõğõnõ belirtti. Türk, “Si-
lahların susması isteniyorsa, PKK’nin
de sürece katılması, ikna edilmesi gerekir”
görüşünü dile getirdi.
Deniz Baykal, AKP hükümetinin çerçevesi belli olmayan “Kürt açõlõmõ” konusunda,
“Terörle mücadeleden, terörle müzakere sürecine geçtiğini” belirterek amacõn “etnik siyasal
kimlik yaratmak ve Türk milletini ayrõştõrmak” olduğunu söyledi. CHP olarak, hükümet ne
yapacağõnõ netleştirmeden işbirliği içine girmeyeceklerini bir kez daha yineleyen Baykal, “Biz
hangi limana demirleyeceğini bilmediğimiz gemiye binmeyiz” dedi.
CHP lideri Deniz Baykal, dün düzenlediği basın toplantısında hükümetin Kürt açılımına sert eleş-
tiriler yöneltti. Baykal, partisinin sürecin parçası haline gelmeyeceğini söyledi. (AA)
PHILLIPS’İN KÜRT SORUNU RAPORU:
DIŞİŞLERİ’NDEN BAYKAL’A TOPLANTI YANITI:
Türkiye temsil edilmedi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Dõşişleri Bakanlõğõ, CHP lideri
Deniz Baykal’õn “demokratik açı-
lım” projesinin ABD’de yapõlan
bir toplantõda şekillendiği yönündeki
açõklamasõna tepki gösterdi. Ba-
kanlõk “Toplantıya Türkiye’yi
temsilen herhangi bir katılım ol-
mamıştır” açõklamasõnõ yaptõ.
Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan yapõlan
açõklamada, ABD’de düzenlenen bir
toplantõya atfen Dõşişleri Bakanlõ-
ğõ’nõ da hedef alan bazõ iddialarõn
kamuoyunun gündemine getirildi-
ğinin görüldüğü kaydedildi. “Bah-
se konu toplantıya Türkiye’yi
temsilen herhangi bir katılım ol-
mamıştır” denilen açõklamada,
şunlar ifade edildi:
“Türkiye’nin dış politikasının
‘dõş unsurlarõn yönlendirmesiyle
sevk ve idare edildiğinin’ ima edil-
mesi, Türkiye’nin yüksek çıkar-
larını her alanda savunmak için
büyük bir özveriyle çalışan ve
köklü bir geleneğe sahip olan
Bakanlığımız mensuplarını de-
rinden yaralamıştır. Türkiye’nin
temel dış politika ilkeleri partiler-
üstü niteliktedir. Siyasi partileri-
mizin demokratik eleştiri hakkı-
nı kullanırken daha sorumlu dav-
ranmalarını; ülkemizin itibarına
ve ulusal çıkarlarımıza zarar ve-
recek davranış ve beyanlardan
kaçınmalarını bekliyoruz.”
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek
de kendilerinin düşünmediği ve
söylemediği bazõ görüşlerin ka-
muoyuna yanlõş şekilde aktarõldõğõnõ
belirterek “Resmen bizden kimse
katılmadı. Daha somut bilgi, bel-
ge ve açıklamalara dayanılarak
konuşulması gerekir” dedi.
ÇİÇEK: STRATEJİNİN ANA HATLARI BELİRLENDİ
Hükümet yargıya el attı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - AKP hükümeti, Ada-
let Bakanlõğõ’nca hazõrlanan
“Yargı Reformu Strateji Tas-
lağı”nõ yeniden gündemine al-
dõ. Dün Bakanlar Kurulu top-
lantõsõnda “temel ilkeleri be-
nimsenen” taslakta geçtiğimiz
ay hâkim ve savcõ atamalarõn-
da yaşanan kriz nedeniyle AKP
yöneticileri tarafõndan hedef
alõnan Hâkimler ve Savcõlar
Yüksek Kurulu’nun (HSYK)
yapõsõnõn değiştirilmesi de bu-
lunuyor.
Hükümet Sözcüsü Cemil Çi-
çek, Adalet Bakanlõğõ’nõn seri
toplantõlar yaparak konu üze-
rinde çalõştõğõnõ ve dün hükü-
mete sunulan taslağõ hazõrladõ-
ğõnõ anlattõ. Yargõ ile ilgili ku-
rumlarõn ve hukuk fakülteleri-
nin görüşlerine başvurulduğu-
nu kaydeden Çiçek, ilgili kurum
ve kuruluşlarõn temsilcilerinin
katõlõmõyla stratejinin ana hat-
larõnõn belirlendiğini kaydetti.
AB ile uyumu sağlayabilmek
bakõmõndan tespit edilmiş 18 ta-
ne yasanõn olduğunu dile geti-
ren Çiçek, bu konularõn, yargõ
reformu stratejisinin “omur-
gasını” oluşturduğunu kaydet-
ti. Çiçek, 10 başlõk altõnda top-
lanan stratejide ilk önce varõl-
mak istenenin HSYK’nin ta-
rafsõzlõk, objektiflik esasõna
göre yeniden yapõlandõrõlmasõ,
kararlarõna karşõ etkili bir itiraz
sisteminin geliştirilmesi üze-
rinde durulan konularõn başõn-
da geldiğine dikkat çekti.