25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 25 AĞUSTOS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Potansiyel Terörist(!).. Benim ülkemde 13-14 yaşındaki kız çocukları evlendiriliyor... Benim ülkemde 70 yaşının üze- rindeki dedeler 17 yaşındaki kızlarla bilmem ka- çıncı evliliğini yapıyor... Kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. Benim ülkemde kızlar töre adı verilen çağdı- şı cinayetlere kurban gidiyor... Benim ülkemde kız çocukları kaçak Kuran kurslarının yıkıntıları al- tında kalıp can veriyor... Bunları kimse umursamıyor... Benim ülkemde kızlar okula gönderilmiyor... Be- nim ülkemde kızlar Çukurova’da, Karadeniz’de, Söke Ovası’nda pamuk, sebze tarlalarında, fın- dık bahçelerinde günde 15 saat çalışıyor... Güvencesiz, sigortasız! Milliyet’in haberini okuyunca yüreğimin derin- liğinde duyumsadım... Polisin, Ergenekon savcılarının buyruğuyla Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden burs alan 15 bin kız öğrenci için inceleme baş- latmasına ne diyor benim yurdumun insanı? Ne diyor bu ülkenin aydınları, yazarları, bilim insanları, sanatçıları, gençleri, yaşlıları? Cum- hurbaşkanı, Başbakan, tüm siyasiler, asker ve si- vil bürokratlar? ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel’in çığ- lığını duyuyor musunuz? Devlet, ÇYDD’yi suçlayabilmek için, tek amaç- ları okuyabilmek olan kız çocuklarını fişlerken ya- taklarınızda rahat uyuyabiliyor musunuz? Kendilerini liberal sanan dönek solcular, iktidar yalakaları, neden dut yemiş bülbül kesildiniz? Devlet tüm yurttaşlarına kuşkuyla, daha açık- çası potansiyel terörist gözüyle bakıyor, gizli- açık telefonlarını dinlerken siz susuyorsunuz. Ey iktidar partisi! Tarikatların soruşturma dosyalarını sumen al- tına atarken, ÇYDD’yi terör örgütü olarak görü- yorsunuz... Nerede sizin demokratlığınız? Nerede insan hak- ları, eğitim özgürlüğü? Nerede insanlık onuru? Demek ki, sizin “demokratik açılım”ınız palav- ra! ÇYDD’den burs alan kız öğrenciler 11-17 ya- şında... Burs alan kız çocukları Diyarbakır’dan Edir- ne’ye; Batman’dan Adana’ya; Mardin’den İzmir’e; Van’dan Ankara’ya dek Türkiye’nin dört bir ya- nında yaşıyorlar... Ben o çocukları bir yaz sabahı Burhaniye Ören’de kampta gördüm Rutkay Aziz’le birlikte. Zeytin ağaçları altına kurulmuş çadırlarda kamp yapıyorlardı... Kimi Mardin’den, İzmir’den, Diyarbakır’dan ki- mi Ankara’dan, Samsun’dan, Edirne’den gelmişti. 100 kişilerdi... Hepsinin gözlerinde bir umut ışığı yanıyordu... Kimi Türk’tü, kimi Kürt, kimi Laz, kimi Çerkez... Üniversite öğrencisiydi tümü de. Rutkay’la birlikte oturup sohbet ettik bir saat bo- yunca. Yaşamın sayfalarını karıştırdık birlikte. Sevgiyi, kardeşliği konuştuk. Ülkemizin değerlerini, Cumhuriyet devrimle- rini, barışı, özgürlüğü... Kızlı erkekli bir topluluktu Burhaniye Ören’de kamp kuran çocuklar. Başlarında ÇYDD yöneticileri vardı. Türkan Saylan’ı, Türkel Minibaş’ı andık. Bu çocukların terörle ne ilişkileri olabilirdi. Oyun başka! Eğitime el koyan tarikat şeyhi ve müritleri ÇYDD’yi yok etmek istiyor... Türkan Saylan’ın evinin basılması ve aran- masıyla başlayan bir süreç bu! Amaç Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni cezalandırmak. Prof. Dr. Aysel Çelikel ne diyor bu konuda: “Kaldı ki Kürt açılımı adı altında, dağdakileri bi- le affetme gibi bir hareket varken, hiçbir suçu ol- mayan çocukları doğum yeri doğuda diye anne ve babalarını karıştırıp incelemek bir hukuk devletinde olmaz.” Adı üstünde Türkiye demokratik bir hukuk devleti... ÇYDD, tarikat şeyhinin hoşuna gitmiyor. Eğiti- mi ele geçiren şeyh, istediğini yaptırıyor. Sen misin Güneydoğu ve Doğu’daki kız öğ- rencilere burs verip onların okumasını isteyen. F Tipi, biner tepene, seni yaşatmaz! Önce şu gerçeği oturup tartışmanın zamanı gel- di hatta geçiyor: “Türkiye bir hukuk devleti mi yoksa polis dev- leti mi?” hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Baykal, terörle mücadeleden terörle müzakereye geçildiğini ve MGK’nin de sürece dahil edildiğini belirtti ‘Bölünmetelaşõbaşladõ’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, hükümetin “Kürt açılımı”nõ dün dü- zenlediği basõn toplantõsõyla eleştirdi. Açõlõmõn projesi henüz netleşme- mesine karşõn, toplumda gerginlik yarattõğõnõ ve Türkiye’yi olumsuz et- kilediğini kaydeden Baykal, “Bu ge- rilimin Başbakan’ı, Cumhurbaş- kanı’nı ve MGK’yi de içine aldığı- nı üzülerek görüyorum. Bunların hepsi Türkiye’de gerilimin tarafı ha- line dönüşmeye başlamıştır” dedi. Bu tartõşma nedeniyle toplumdaki saygõn insanlarõn ve sanatçõlarõn bile bölünmeye başladõğõnõ kaydeden Bay- kal, konunun belli bir takvime sõkõş- tõrõlmaya çalõşõldõğõnõ ve takvim tela- şõ içinde ele alõndõğõnõ söyledi. Tür- kiye’de bir “bölünme telaşı” yaşan- maya başladõğõnõ kaydeden Baykal, “Bu olumsuz gelişmelerin altında, bu sürecin yanlış dizayn edilmesi ve yanlış yönetilmesi yatmaktadır” dedi. Bu sürecin içine muhalefet par- tisi olarak CHP’yi de sokmak iste- diklerini ancak kendilerinin reddetti- ğini anõmsatan Baykal, “Biz hangi li- mana demirleyeceğini bilmediği- miz gemiye binmeyiz, rotasını bil- mediğimiz gemiye binmeyiz” diye konuştu. Muhataplõk tartõşmasõna da değinen Baykal, “İmralı, DTP ve Kandil arasında bu süreçte bir anlayış be- raberliğinin bulunduğu ortadadır” dedi. Türkiye’de bütün hükümetlerin terörle mücadele hedefiyle hareket et- tiğini belirten Baykal, “Ama bu acı- yı yaşayanlar başta olmak üzere hiç kimse terörle mücadele konusunda teslim noktasına gelmedi. Ama şim- di terörle mücadele yerine terörle müzakere sürecine geçtiklerini gö- rüyoruz. Bu müzakereyi de çerçe- vesi belirsiz, yaygın temaslarla yü- rütmeye çalışmaktadırlar” görüşü- nü dile getirdi. Bu temaslarõn ülkeyi getireceği noktanõn teröre son veril- mesi olmadõğõnõ kaydeden Baykal, “Bu müzakerenin gerçek amacı, Türkiye’de etnik kimliklere bir si- yasal milli kimlik kazandırma sü- recini harekete geçirmektir” diye ko- nuştu. Açõlõm adõ altõnda getirilmek is- tenen en tehlikeli yaklaşõmlardan bi- rinin “Türk milli kimliğini”, anaya- sanõn 66. maddesinde ifadesini bulan “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” ifadesi- ni anayasadan çõkarmak olduğunu kaydeden Baykal, bunun ciddi an- lamda ayrõşmaya yol açacağõnõ ifade etti. Bir başka düzenlemeyle de bir et- nik kimliğe ait anadilde eğitim yolu- nun açõlmak istendiğine dikkat çeken Baykal, “Yani tarihi, biyolojiyi, ana- dilde, Türkçe olmayan bir anadilde öğretelim. Bu, işte Türkiye’yi ay- rıştırma projesidir” dedi. Baykal, bu- nunla Türkiye’de etnik ayrõştõrmanõn kapõsõnõn açõlmak istendiğini belirte- rek şu gidişle Türkiye’nin sonunun “Irak ve Yugoslavya” gibi olacağõ- na işaret etti. Başbakan Erdoğan’õn “küfre” va- ran üslupla, eleştirileri susturmaya, yõl- dõrmaya çalõştõğõna işaret eden Baykal, “Ama açık gerçektir ki Türkiye’nin önündeki bu proje uzun süredir uluslararası ilgi ve katkı ile şekil- lenmiş bir projedir” dedi. Baykal, bu- nun somut örneği olarak da Was- hington’da 13-15 Nisan 2009 tarihle- rinde Atlantic Council adlõ akademik kuruluş tarafõndan düzenlenen top- lantõyõ ve bunun sonunda hazõrlanan raporu gösterdi. Baykal, terör örgütü başõ Öcalan’õn yapõlan işi Atatürk’ün Türkiye Cum- huriyeti’ni kurmasõyla eşdeğerde tut- tuğuna da işaret ederek “Eğer bu dü- şünceler hayata geçirilir ve milletin çözülmesi yolunda adımlar atılırsa bu Türkiye Cumhuriyeti anlayışının sonuna gelinmiş olduğunu, yeni bir devlet düzeninin, yeni bir siyasi düzenin başlayacağını ortaya ko- yacaktır. İmralı, DTP ve Kandil arasında bu süreçte bir anlayış be- raberliğinin bulunduğu ortadadır” görüşünü dile getirdi. Baykal, “Bu, bi- zim milli birliğimizi beraberliği- mizi, Türkiye Cumuhriyeti’nin te- mel siyasi kimliğini tahribe yönelik tehlikeli bir teşebbüstür. Bu konu- da somut adım atacak olurlarsa herkes bilsin ki, ilişkiler farklı nok- taya gelir, siyaset nitelik değiştirir. O nedenle herkes aklını başına al- sın ve Türkiye’yle oynamasın” diye konuştu. Baykal, son MGK’de “birileri- nin” milli birlik bütünlük konusu- na õsrarla vurgu yaptõğõnõn anlaşõl- dõğõna işaret etti. Baykal, şunlarõ söy- ledi: “MGK bu açıklamayı yaptı- ğı halde kaygımız var. Oradaki so- run şu: Süreç öyle tarif edilmiş ki MGK de sürecin parçası haline geldi, Kandil’de resmi temas ya- pan gazeteci de sürecin parçası ha- line geldi, toplumun değişik ke- simleri de sürecin parçası haline geldi. Bundan ne çıkacak bilme- den o sürece angaje olmak yan- lıştır.” Baykal, bir başka soru üze- rine de MGK’nin tutumunun bu projeyi kabul etmeye yetmediğini belirterek “Kim yanılıyor, bunu ya- şar görürüz” dedi. Baykal ÇYDD’den burs alan öğ- rencilere terörist muamelesi yapõla- rak soruşturulmasõna ilişkin bir so- ru üzerine de amacõnõ, kõzlarõn eği- timi olarak belirlemiş kuruluşun verdiği burslardan yararlananlarõ “şüpheli” muamelesine tabi tut- manõn tam bir vicdansõzlõk ve so- rumsuzluk olduğunu vurguladõ. Öcalan’la dolaylı görüşme önerisi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, hükümetin Kürt açõlõmõy- la ilgili olarak ABD’de nisan ayõnda yapõlan bir toplantõya dikkat çekti. ABD’li düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi, 13-15 Nisan tarihlerinde Türki- ye ve Irak’tan 14 kişinin katõldõğõ bir toplantõ dü- zenledi. Bu toplantõnõn ar- dõndan konseyin proje di- rektörü eski ABD Dõşişleri Bakanlõğõ danõşmanõ Da- vid Phillips, Türkiye ve Irak’a ziyaretlerde bulu- narak üst düzey yetkililerle görüştü. Phillips, bu ziya- retlerinin ardõndan “Türk- ler ve Iraklı Kürtler Arasında Güven İnşa- sı” başlõklõ raporu hazõr- ladõ. Haziran ayõnda ya- yõmlanan raporda, Kürt sorununun çözümüyle il- gili olarak hükümete şu önerilerde bulunuldu: ? Nihai çözüm Türki- ye’nin demokratikleş- mesi ve kalkınmasının yanı sıra PKK’nin lider kadrosu dışında kalan üyelerine bir af düzen- lemesinin yapılmasında yatıyor. ? Türkler federalizmi ayrõlõkçõlõk ile eşanlamlõ gördüğü için daha az id- dialõ ademi merkeziyetçi şemalar düşünülebilir. Anayasanõn vatandaşlõğõ tarif eden 7. maddesinde reform yapõlmasõ, Anti- Terör Yasasõ’nõn ve Ceza Kanunu’nun 215, 216, 217, 220 ve 301. madde- lerinde değişikliğe gidil- mesi ya da kaldõrõlmalarõ ve kültürel reformlarõn tam olarak uygulanmasõ hukuk düzenini ve Türki- ye’deki demokratik geliş- meyi ileriye götürecektir. Aynõ zamanda katõ, hesap sorulamayan ve son dere- ce muhafazakâr yargõ sis- teminde reform yapacak önlemlere de ihtiyaç var- dõr. ? Güneydoğu’da eko- nomik faaliyetin teşvik edilmesi, çözümün bir parçasıdır. Yol, su şe- bekeleri, elektrik ve te- lefon hizmetlerine daha fazla yatırım yapılma- sının yanı sıra özelleş- tirme ve toprak reformu da gereklidir. ? Ankara, Öcalan ile görüşmeyi reddedebilir ama demokratik olarak seçilmiş olan DTP üyele- ri etkin arabulucu olabi- lirler. Erdoğan, DTP mil- letvekilleriyle görüşmeli ve DTP’yi özlü görüşme- ler için bir kanal olarak dü- şünmeli. ? Gerçeklerle uzlaş- ma süreciyle çatışmanın her iki tarafının mağ- duriyetleri ele alınmalı- dır. ? Türkiye ve Bölgesel Kürt Yönetimi arasõndaki ilişkilerin gelişmesi, Tür- kiye’deki Kürtlere yönelik bir güven inşa önlemi ola- rak işlev görecektir ve bu- nun sonucu olarak Gü- neydoğu’daki gerilim aza- lacaktõr. ?Türkiye’nin AB üye- liği yolunda tutulması ülkenin demokratikleş- mesi, Türkiye’deki Kürtlerin durumu ve Türkiye ile Bölgesel Kürt Yönetimi arasın- daki ilişkilerin sürekli iyileşmesi için esastır. Avrupa, Türkiye’nin üyeliği konusunda tek ses olmalı ve imtiyazlı or- taklık çağrılarından vaz- geçmelidir. Phillips, 2007 yõlõnda hazõrladõğõ ve Cumhuri- yet’te yayõmlanan raporda da, benzer önerilerde bu- lunarak Türkiye’nin re- form yapmasõ, ordunun demokratikleşmesi, af dü- zenlemelerinin geliştiril- mesi, DTP’nin aracõ ola- rak kullanõlmasõ gerekti- ğini belirtmişti. CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, Başbakan Tayyip Erdo- ğan’õn yanõtlamasõ iste- miyle verdiği soru öner- gesinde, söz konusu top- lantõya Türkiye’den kim- lerin katõldõğõnõn açõklan- masõnõ istedi. ‘PKK sürece katılmalı’ Sorunun sadece Kürtlerin değil Türkiye’nin sorunu olduğunu belirten Türk, “Silahlarõn susmasõ isteniyorsa, PKK’nin ikna edilmesi gerekir” dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, Kürtleri tatmin etmeyecek bir formülün yaşam bulmasõnõn mümkün olmadõğõnõ belirterek silahlarõn susmasõ için PKK’nin sürece dahil edilerek ikna edilmesi gerektiğini söyledi. Türk, si- lahlarõn susmasõnõ savunduğunu, ancak bu aşamada PKK’nin silah bõrakmasõnõ bekle- menin gerçekçi olmadõğõnõ belirtti. DTP lideri Türk, hükümetin Kürt açõlõ- mõyla ilgili olarak Roj TV’ye yaptõğõ açõk- lamada, çabalarõ olumlu bulduğunu söyle- di. Sorunun sadece Kürtlerin değil Türki- ye’nin sorunu olduğunu belirten Türk, MHP ve CHP’nin tavrõnõ eleştirdi. Başbakan Er- doğan ile yaptõğõ görüşmenin içeriği hak- kõnda bir açõklama yapamayacağõnõ, ancak Erdoğan’õn konuya samimi yaklaştõğõna inandõğõnõ kaydeden Türk, “Ancak devle- ti bir bütün olarak ortaya koymak lazım. İşimizin meşakkatli, zor olduğunu gör- memiz gerek. Ancak cin şişeden çıkmış- tır, bunu geriye götürmek mümkün de- ğildir” diye konuştu. MGK bildirisini değerlendiren Türk, top- lantõ sonrasõ ortaya çõkan dil değişikliğinin kararsõzlõğõn ifadesi olduğunu, bunun da ra- hatsõzlõk yarattõğõnõ belirtti. Türk, “Kim ha- ta yaparsa bedeli ağır olur. Sorunun ne- deninin Kürtler olmadığını göstermemiz gerekiyor. Kürtleri tatmin etmeyecek bir formülün yaşam bulmasına imkân yok. ‘Dağ fare doğurursa kötü olur’ diyoruz. ‘Çözümsüzlüğün nedenini Kürtlerden bul- mayõn’ diyoruz. Biz de DTP olarak sivil toplum örgütleriyle çalışma yapacağız, di- yalog grupları yapacağız, tartışacağız. Bu işin başlangıcıdır” dedi. “Sorun af değil toplumsal uzlaşmadır” diyen Türk, silah- larõn susmasõnõ savunduğunu, ancak bu aşamada PKK’nin silah bõrakmasõnõ bekle- menin gerçekçi olmadõğõnõ belirtti. Türk, “Si- lahların susması isteniyorsa, PKK’nin de sürece katılması, ikna edilmesi gerekir” görüşünü dile getirdi. Deniz Baykal, AKP hükümetinin çerçevesi belli olmayan “Kürt açõlõmõ” konusunda, “Terörle mücadeleden, terörle müzakere sürecine geçtiğini” belirterek amacõn “etnik siyasal kimlik yaratmak ve Türk milletini ayrõştõrmak” olduğunu söyledi. CHP olarak, hükümet ne yapacağõnõ netleştirmeden işbirliği içine girmeyeceklerini bir kez daha yineleyen Baykal, “Biz hangi limana demirleyeceğini bilmediğimiz gemiye binmeyiz” dedi. CHP lideri Deniz Baykal, dün düzenlediği basın toplantısında hükümetin Kürt açılımına sert eleş- tiriler yöneltti. Baykal, partisinin sürecin parçası haline gelmeyeceğini söyledi. (AA) PHILLIPS’İN KÜRT SORUNU RAPORU: DIŞİŞLERİ’NDEN BAYKAL’A TOPLANTI YANITI: Türkiye temsil edilmedi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Dõşişleri Bakanlõğõ, CHP lideri Deniz Baykal’õn “demokratik açı- lım” projesinin ABD’de yapõlan bir toplantõda şekillendiği yönündeki açõklamasõna tepki gösterdi. Ba- kanlõk “Toplantıya Türkiye’yi temsilen herhangi bir katılım ol- mamıştır” açõklamasõnõ yaptõ. Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan yapõlan açõklamada, ABD’de düzenlenen bir toplantõya atfen Dõşişleri Bakanlõ- ğõ’nõ da hedef alan bazõ iddialarõn kamuoyunun gündemine getirildi- ğinin görüldüğü kaydedildi. “Bah- se konu toplantıya Türkiye’yi temsilen herhangi bir katılım ol- mamıştır” denilen açõklamada, şunlar ifade edildi: “Türkiye’nin dış politikasının ‘dõş unsurlarõn yönlendirmesiyle sevk ve idare edildiğinin’ ima edil- mesi, Türkiye’nin yüksek çıkar- larını her alanda savunmak için büyük bir özveriyle çalışan ve köklü bir geleneğe sahip olan Bakanlığımız mensuplarını de- rinden yaralamıştır. Türkiye’nin temel dış politika ilkeleri partiler- üstü niteliktedir. Siyasi partileri- mizin demokratik eleştiri hakkı- nı kullanırken daha sorumlu dav- ranmalarını; ülkemizin itibarına ve ulusal çıkarlarımıza zarar ve- recek davranış ve beyanlardan kaçınmalarını bekliyoruz.” Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek de kendilerinin düşünmediği ve söylemediği bazõ görüşlerin ka- muoyuna yanlõş şekilde aktarõldõğõnõ belirterek “Resmen bizden kimse katılmadı. Daha somut bilgi, bel- ge ve açıklamalara dayanılarak konuşulması gerekir” dedi. ÇİÇEK: STRATEJİNİN ANA HATLARI BELİRLENDİ Hükümet yargıya el attı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP hükümeti, Ada- let Bakanlõğõ’nca hazõrlanan “Yargı Reformu Strateji Tas- lağı”nõ yeniden gündemine al- dõ. Dün Bakanlar Kurulu top- lantõsõnda “temel ilkeleri be- nimsenen” taslakta geçtiğimiz ay hâkim ve savcõ atamalarõn- da yaşanan kriz nedeniyle AKP yöneticileri tarafõndan hedef alõnan Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapõsõnõn değiştirilmesi de bu- lunuyor. Hükümet Sözcüsü Cemil Çi- çek, Adalet Bakanlõğõ’nõn seri toplantõlar yaparak konu üze- rinde çalõştõğõnõ ve dün hükü- mete sunulan taslağõ hazõrladõ- ğõnõ anlattõ. Yargõ ile ilgili ku- rumlarõn ve hukuk fakülteleri- nin görüşlerine başvurulduğu- nu kaydeden Çiçek, ilgili kurum ve kuruluşlarõn temsilcilerinin katõlõmõyla stratejinin ana hat- larõnõn belirlendiğini kaydetti. AB ile uyumu sağlayabilmek bakõmõndan tespit edilmiş 18 ta- ne yasanõn olduğunu dile geti- ren Çiçek, bu konularõn, yargõ reformu stratejisinin “omur- gasını” oluşturduğunu kaydet- ti. Çiçek, 10 başlõk altõnda top- lanan stratejide ilk önce varõl- mak istenenin HSYK’nin ta- rafsõzlõk, objektiflik esasõna göre yeniden yapõlandõrõlmasõ, kararlarõna karşõ etkili bir itiraz sisteminin geliştirilmesi üze- rinde durulan konularõn başõn- da geldiğine dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle