Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
diyor. İnanalım mı? Hayır!
Kadın erkek binlerce insanı öldürdüğünü, bebek
katili sıfatını alnının orta yerinde bir damga gibi ta-
şıdığını belleklerden silelim mi? Hayır!
İmralı’daki, Ertuğrul Özkök’e, 15 Ağustos’ta
açıklayacağı yol haritasıyla ilgili bilgileri bir vasıta ile-
tiyor.
Hürriyet gibi bir gazete adeta sözcüsü. Sayfala-
rı Öcalan’ın açıklamalarıyla dolup taşıyor.
Tabii böylece Özkök de Öcalan da Kürt açılımı-
na hizmet vermiş mi oluyorlar?
Kolay değil kardeşim, kolay değil:
Özkök gibi zor günlerin, zor olayların adamı olmak;
bir yandan Öcalan’la bir vasıta temas kurup terö-
re çare arayanlara yol göstermek… bir ayağı Av-
rupa’da, bir ayağı İkitelli’de, hem patron hem de iş-
çi gibi görünmek... bir yandan da dini bütün Müs-
lüman olduğunu kanıtlamak için dönekliğin simge-
si Ahmet Hakan’ın önderliğinde Umre’ye git-
mek… her döneme uygun adam olmak... her telden
türkü çığırmak kolay değil!
Madem ki gelişen değişen bir ülkedir burası; ka-
tiller katili diye yerden yere vurulan bir adamın ba-
rış havarisi olarak baş tacı edilmesine bir engel var
mı?
Medyamızın kimi yazarlarına göre, yok! Başı-
mızdakinin demokrasi anlayışı kısıtlıymış, varsın öy-
le olsun. Ulusal iradeden ruhsat aldım, ne istersem
yaparım diyen, ülkemizin 16. Türk büyüğü sıfatına
hak kazanan bir başbakan yol verir de, kim ama kim,
İmralı’daki bebek katilini yakın gelecekte parla-
mentoda and içerken görürse şaşırabilir?
Önce Çankaya’daki, Kürt sorununun çözümü için
fırsat bu fırsattır, dedi.
Bir heyecan sardı Kürt siyasetçilerini, milliyetçi-
lerini...
Bu topraklarda birlikte yaşayacaksak ufak tefek
isteklerimiz var, diyorlar; örneğin son aşamada ana-
yasaya Türk ve Kürtlerden kurulu cumhuriyet yazı-
lıverilsin demeye hazırlanıyorlar…
Oysa Çankaya’nın açıkladığı fırsatın ne altı var ne
de üstü… At martini Debreli Hasan örneği, öyle ge-
lişigüzel söylenmiş bir söz!
Sonra Başbakanları RTE Beyefendi zahmet bu-
yurdu devreye girdi.
Milli Güvenlik Kurulu’ndan sonra teröre eğilmiş ba-
kanlarıyla toplandı ve… “Kürt açılımı” dediği planı
hazırlama görevini İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a tev-
di buyurdu.
Bakan da MİT’le, askerle konuşarak Kürt açılımını
hazırlıyormuş.
Medyada, yazar-çizer, yalaka, yandaş medyada
bir heyecan… Kimi son derece demokratlarla, AB
ne isterse ver kafasındaki aydınlarımızdan bir des-
tek bir destek!
Aman ülke bölünmesin diyenlere kem gözlerle, çağ
dışı kalmış dinozorlar diye bakan söylemler, yazı-
lar, yorumlar…
Gazetelerde bakanlığın planına ait ayrıntılar:
Dağdan in eşkıya, al sana toprak, ev, para... Bak ra-
hatına!
Başka… Başka? Genef af… Dağdan iner… ne
mahkemeye ne hapishaneye! Doğruuu TBMM’ye!
İş istiyorsa iş… Emrine amade!
Bu ülkede üniversite mezunu olup da iş aramak
fuzuli zaman yitirmek demeye geliyor.
Al silahı eline, çık dağa, in ovaya vur kardeşini…
al iş, toprak diyecekleri günü bekle!..
Türkleri nasıl öldürdüm adında yazacağı anı kitabı
da cabası.
AKP ile, bu medya ile; değişmek, gelişmek budur
işte.
Medyada öneriler, Kürt açılımının içeriği üzerine
bilgiler, yorumlar.
Herkes şapkadan tavşan çıkmasını beklediği sı-
rada… Başbakanları “Pek çok karar aldık hayata ge-
çirdik. İşte Şeş TV, işte o-panolarda Kürtçe ilanlar…”
deyiverdi.
Demek istedi ki öyle ucu açık kimi öneriler bek-
lemeyin! Bir de Kürtleri ekşiten “anayasal vatan-
daşlık”tan söz ediverdi.
Demokratik Türk (Kürt) Partisi’nin çalıştayı da te-
rör örgütüne silahları bırak diyemiyor. Terör ey-
lemlerinin ertelenmesini isterken koşul TSK’nin
operasyonlardan vazgeçmesi…
Bu işler Kürt siyasetçi, Öcalan istedi derken, Kürt-
lere açılım diye şıp çözümlenecek kadar kolay mı?
Türkiye Cumhuriyeti bu kadar ucuz mu?
SAYFA 28 TEMMUZ 2009 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 30
Edirne B 33
Kocaeli B 29
Çanakkale B 30
İzmir A 35
Manisa A 35
Aydın A 39
Denizli A 38
Zonguldak PB 26
Sinop Y 26
Samsun Y 25
Trabzon Y 25
Giresun Y 25
Ankara B 30
Eskişehir B 29
Konya B 29
Sıvas PB 25
Antalya A 39
Adana B 35
Mersin B 33
Diyarbakır A 39
Şanlıurfa A 40
Mardin A 37
Siirt A 37
Hakkâri PB 29
Van B 27
Kars Y 25
Oslo Y 22
Helsinki Y 20
Stockholm Y 24
Londra PB 20
Amsterdam B 21
Brüksel B 21
Paris B 23
Bonn B 20
Münih PB 25
Berlin PB 24
Budapeşte B 32
Madrid B 39
Viyana PB 26
Belgrad B 31
Sofya A 30
Roma B 27
Atina A 31
Zürih Y 25
Moskova Y 24
Aşkabat B 36
Astana B 26
Taşkent B 40
Bakû PB 31
Bişkek PB 33
Tiflis Y 25
Kahire A 36
Şam B 39
Ülkemizin kuzeydoğu
kesimleri parçalı ve çok
bulutlu, Orta Karadeniz,
Doğu Karadeniz, Doğu
Anadolu’nun kuzey-
douğusu sağanak ve
gökgürültülü sağanak
yağışlı diğer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Yağışların Rize,
Artvin ve Kars çevrele-
rinde etkili olacağı tah-
min edilmektedir.
IŞIL ÖZGENTÜRK
Bu Ülkede İnsan Malzemesi Bu Kadar mı?
Baştarafı Arka Sayfada
Herkes işin kolayõnda mõ?
Görülen o ki, ülkedeki kolaycõlõk en
cevval olmasõ gereken medyayõ ele ge-
çirmiş durumda.
Ne yazõk ki, bu sadece medyanõn so-
runu değil; en çalõşkan olmasõ gereken
ebediyatõn, şiirin ve sinemanõn da so-
runu. Bu tatilde düzenli olarak film iz-
ledim ve şaşõrtõcõ bir gerçekle karşõ-
laştõm. Özellikle eleştirmenlerin baş-
yapõt diye nitelendirdiği Türk filmlerini
izlerken anladõm ki, film eleştirmenle-
ri gerçekten dünya sinemasõnõn başya-
põtlarõnõ bilmiyorlar. Türk sinemasõnõn
geçmişinden haberleri yok. Bir Me-
tin Erksan’dan haberleri yok; olsa, ba-
zõ filmlere başyapõt derken daha dikkatli
davranõrlar ve özellikle sinemaya ver-
dikleri zararõn farkõna varõrlar.
Ebebiyat için de aynõ sözleri söyle-
mek mümkün. Mithat Cemal Kun-
tay’õn Üç İstanbul’unu, Halit Ziya
Uşaklıgil’in Aşk-õ Memnu’sunu, Ya-
şar Kemal’in Orta Direk’ini, Orhan
Kemal’in Murtaza’sõnõ, bilmeyen, bun-
lardan habersiz okura sunulan bir ede-
biyat var ki, yani gerçekten içler acõsõ
ve ne yazõk ki, bunlarõ eleştiren eleş-
tirmenlerden de yoksunuz.
Kitap yazõlarõ tanõtmadan öteye geç-
miyor ve popülizm en çok bu alanõ ele
geçirmiş durumda.
Peki bütün bunlar olup biterken oku-
run, seyircinin hiç mi kabahatõ yok. Her-
kes kolaycõysa.. okur, izleyici neden zo-
ru seçsin ki… O da kendisine sunula-
nõ kabul edip moda yazarlarõnõ okuyor,
televizyon kanallarõnda beşibiryerde-
kileri seyrediyor.. olmadõ, her şeyi tü-
müyle reddedip politikanõn, ebediyatõn,
sinemanõn olmadõğõ bir dünyada ken-
di kabuğuna çekiliyor. Belki de bu da-
ha iyi; çünkü insanõn kendi içi her za-
man en kalabalõk ve en gerçek olandõr.
İmam hatiplilerin önünü açmak için uğraşõrken üniversitelerin sõkõntõlarõnõ görmezden geliyor
YÖK üniversiteleri unuttuBaştarafı 1. Sayfada
imam hatiplerin önünü açmak için
söz konusu düzenlemeyi yaptõğõnõ
ortaya koydu. YÖK imam hatipli-
lerin üniversiteye girişte önünü aç-
mak için uğraşõrken, geçen yõl açõ-
lan yeni üniversitelerin sõkõntõlarõnõ
ise görmezden geliyor.
Gerekli altyapõ ve öğretim üyesi
kadrosu oluşturulmadan eğitim ver-
meye başlayan 23 üniversitenin ta-
mamõnda öğretim üyesi sayõsõ eksik.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Mer-
kezi’nin (ÖSYM) 2008-2009 aka-
demik yõlõ verileri de yeni kurulan
üniversitelerde yaşanan öğretim ele-
manõ sõkõntõsõnõ gözler önüne seriyor.
ÖSYM’nin verilerine göre yeni ku-
rulan 23 üniversitede toplam 57
profesör, 20 doçent, 220 yardõmcõ
doçent görev yapõyor. Buna göre ye-
ni kurulan 23 üniversitenin topla-
mõndaki öğretim üyesi kadrosu tek
başõna İstanbul, Ankara, Gazi, OD-
TÜ, Hacettepe, Süleyman Demirel,
Selçuk gibi pek çok üniversitenin al-
tõnda kalõyor.
ÖSYM’nin 2008-2009 akademik
yõlõ verilerine göre yeni kurulan
üniversitelerin kadrolarõnda yer alan
profesör, doçent ve yardõmcõ doçent
sayõlarõ şöyle: Ağrõ İbrahim Çeçen
Üniversitesi’nde 2 profesör ve 18
yardõmcõ doçent bulunurken, üni-
versitenin doçent kadrosu boş du-
rumda. Ardahan Üniversitesi’nde
yalnõzca 1 profesör çalõşõyor, doçent
ve yardõmcõ doçent kadrosunda
kimse bulunmuyor. Artvin Çoruh
Üniversitesi’nde 3 profesör, 5 do-
çent, 21 yardõmcõ doçent görev ya-
põyor. Bartõn Üniversitesi’nde 11
profesör, 3 doçent ve 26 yardõmcõ
doçent bulunuyor. Batman Üniver-
sitesi’nde 3 profesör, 5 yardõmcõ do-
çent görev yapõyor, üniversitenin do-
çent kadrosunda kimse yer almõyor.
Bayburt Üniversitesi’nde 1 profesör,
1 doçent ve 9 yardõmcõ doçent yer
alõyor. Bingöl Üniversitesi’nde 2
profesör, 17 yardõmcõ doçent yer alõ-
yor, üniversitede doçent kadrosu
boş durumda. Bitlis Eren Üniversi-
tesi’nde 2 profesör, 9 yardõmcõ do-
çent görev yapõyor, üniversitenin do-
çent kadrosunda kimse bulunmuyor.
Çankõrõ Karatekin Üniversitesi’nde,
4 profesör, 3 doçent, 7 yardõmcõ do-
çent yer alõyor. Gümüşhane Üni-
versitesi’nde 1 profesör, 1 doçent, 25
yardõmcõ doçent yer alõyor. Hakkâ-
ri Üniversitesi’nde 1 profesör, 2
yardõmcõ doçent görev yapõyor, üni-
versitenin doçent kadrosu boş du-
rumda. Iğdõr Üniversitesi’nde 2 pro-
fesör bulunurken, doçent ve yar-
dõmcõ doçent kadrosunda kimse yer
almõyor. Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi’nde 4 profesör, 1 do-
çent, 18 yardõmcõ doçent eğitim ve-
riyor. Kõrklareli Üniversitesi’nde 1
profesör, 11 yardõmcõ doçent bulu-
nuyor, üniversitenin doçent kadro-
su boş durumda. Kilis 7 Aralõk
Üniversitesi’nde 1 profesör ve 17
yardõmcõ doçent görev yapõyor, üni-
versitenin doçent kadrosunda kim-
se yer almõyor. Mardin Artuklu
Üniversitesi’nde 4 profesör, 2 yar-
dõmcõ doçent görev yapõyor, üni-
versinin doçent kadrosu boş du-
rumda. Muş Alparslan Üniversite-
si’nde 1 profesör, 2 doçent, 3 yar-
dõmcõ doçent bulunuyor. Nevşehir
Üniversitesi’nde 6 profesör 4 doçent,
13 yardõmcõ doçent görev yapõyor.
Osmaniye Korkut Ata Üniversite-
si’nde 1 profesör, 9 yardõmcõ doçent
bulunuyor, üniversitenin doçent
kadrosu boş durumda. Siirt Üni-
versite’nde 2 profesör, 7 yardõmcõ
doçent bulunuyor, üniversitenin do-
çent kadrosunda kimse yer almõyor.
Şõrnak Üniversitesi’nde yalnõzca 1
tane profesör bulunurken, üniver-
sitede doçent ve yardõmcõ doçent
kadrosunda kimse yer almõyor. Tun-
celi Üniversitesi’nde 2 profesör, 1
yardõmcõ doçent görev yaparken,
üniversitenin doçent kadrosu boş du-
rumda. Yalova Üniversitesi’nde
yalnõzca 1 profesör bulunurken,
üniversenin doçent ve yardõmcõ do-
çent kadrolarõ boş durumda.
YALOVA (AA) - Bilkent Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlõ’nõn devlet ni-
teliğini 1302 yõlõnda Yalova’da yapõlan Bafeus Zaferi
sonrasõ kazandõğõnõ söyledi.
Yalova ve Bilkent üniversitelerince düzenlenen Os-
manlõ Devleti’nin Kuruluş Tarihi Sempozyumu, Yalo-
va’nõn Termal ilçesinde bir otelde yapõldõ.
Prof. Dr. Halil İnalcõk, Osmanlõ Beyliği’nin devlet sta-
tüsünü 1302 yõlõnda Yalova’da Bizans’a karşõ yaptõğõ
Bafeus Savaşõ’yla kazandõğõnõ öne sürerek 70 yõldõr bu
konudaki gerçekleri dünyaya anlatmak için uğraştõğõ-
nõ söyledi.
İnalcõk, Osmanlõ’nõn Oğuzlarõn Kayõ boyundan gel-
diği konusunun da hurafeden ibaret olduğunu iddia ede-
rek şunlarõ kaydetti:
“Türk ananelerinde hakanlığa namzet olanlardan
birisinin zafer kazanması gerekiyor. Bu, Tanrı’nın
ona bir kut vermesi şeklinde tasvir edilir. O halde
araştırmalarımızda bu konuları ön plana çıkaracağız.
Osman Gazi, sınırda kendi dönemindeki alplerle mü-
cadele ediyor. Burada tarihçi hangi eseriyle öteki alp-
leri gölgede bıraktığına bakmalı. İşte bu hadise Ba-
feus Savaşı’yla gerçekleşmiştir. Yani kendisinden son-
ra oğlunun hiç itirazsız beylik tahtına oturması ya-
ni hanedanın kurulmuş olması tarihçinin tespit
edeceği en önemli şeydir. Ortaçağda hanedan demek
devlet demektir. İşte bunu temin eden, Osmanlı’nın
büyük Bafeus Zaferi’dir.” Bafeus Savaşõ’nõn Bizans
kuvvetleriyle Osman Gazi komutasõndaki ordu arasõn-
da geçtiğini kaydeden İnalcõk, bu tarihin Bizans kay-
naklarõnda da geçtiğini belirtti.
İstanbul Haber Servisi - “Küba Devri-
mi”nin 50. yõldönümü önceki gün Türkiye Ko-
münist Partisi (TKP) tarafõndan Kadõköy İskele
Meydanõ’nda düzenlenen mitingle kutlandõ.
Mitingde konuşan TKP Genel Başkanõ Er-
kan Baş, Küba halkõ ile dayanõşma içinde ol-
maya ve kardeşlik bağlarõnõ güçlendirmeye de-
vam edeceklerini belirterek, “Küba, çağımı-
zın sadece emperyalist barbarlık çağı ol-
madığını, buna karşı direnen halklar ol-
duğunu ve devrimler çağının kapanmadı-
ğını göstermektedir” dedi. Konuşmasõ sõk sõk
“Kahrolsun ABD emperyalizmi”, “Yaşasın
devrim ve sosyalizm” sloganlarõ ile kesilen
Küba Ankara Büyükelçisi Ernesto Gomez
Abascal da Küba’da başarõlõ olan devrimden
sonra ülkesinde çok büyük ekonomik dönü-
şümler sağlandõğõnõ ifade etti. Abascal şöyle
devam etti: “Bu zafer bizim için ulusal ba-
ğımsızlık anlamına geldi. Toplumsal adalet
kazanıldı. Bugün Kübalıların aldığı sağlık
ve eğitim hizmeti diğer 3. Dünya ülkeleri-
nin hiçbirinde yok. Tüm çocuklar parasız
okula gidiyorlar. Ülkemiz dünyanın en
yüksek üniversite okuma düzeyine erişti.
Kadınlar eşitliklerini kazandı. Müttefik
bildiğimiz ülkeler devrimi yok edebilmek
için terörist faaliyetlerde bulunarak lider-
lerimize suikast girişiminde bulundular.
Konuşmalarõn ardõndan İlkay Akkaya, Bu-
lutsuzluk Özlemi ve Kübalõ müzisyenler kon-
ser verdi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR)
Küba Devrimi 50 yaşõnda
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Hâkimler ve Sav-
cõlar Yüksek Kurulu (HSYK)
dün yaptõğõ toplantõda, un-
vanlõ yargõç ve savcõlarõn ata-
masõna ilişkin kararnameyi
görüştü.
Kararnamenin bu toplantõ-
larda netleşmemesi duru-
munda atamalarõn güz karar-
namesine kalacağõ belirtili-
yor.
Uzun süredir yargõç ve sav-
cõ kararnamesi için çalõşan
HSYK, dün yine Ankara’da
toplandõ. Toplantõya, Adalet
Bakanõ Sadullah Ergin de ka-
tõlarak başkanlõk etti. Adli ve
idari yarõgõda çok sayõda yar-
gõç ve savcõnõn atamalarõnõ
gerçekleştiren kurul, son ola-
rak unvanlõ yargõ mensupla-
rõnõn durumunu değerlendir-
di.
Bu kapsamda, ağõr ceza
mahkemesi başkanlarõ, il cum-
huriyet başsavcõlarõ ve Ceza
Muhakemesi Kanunu’nun
250. maddesinde sayõlan suç-
larõ soruşturmak ve davalara
bakmakla görevli mahkeme-
lerdeki hâkim ve savcõlarõn
atamalarõnõn yapõlmasõ gere-
kiyor.
Ergenekon soruşturmasõnõ
yürüten savcõlar ile yargõla-
masõnõ yapan yargõçlar da bu
kapsama girdiği için, çõka-
cak kararname kamuoyunca
merakla bekleniyor.
HSYK
son atamalar
için toplandı
D İ Y A R B A K I R
(Cumhuriyet Bürosu) -
Şõrnak’õn Beytüşşebap
ilçesinde öldürülen
DTP’li Necman Ölmez
ve Ferhat Ediş’in cena-
zeleri, toprağa verildi.
Olayla ilgili 3 kişi göz-
altõna alõndõ.
Beytüşşebap’ta önce-
ki gün kimliği belirsiz ki-
şilerce öldürülen DTP’li
Necman Ölmez ve Fer-
hat Erdiş’in cenazeleri,
Şõrnak Devlet Hastane-
si’nde yapõlan otopsinin
ardõndan Uludere ilçesi-
ne bağlõ Andaç köyüne
götürüldü. Buradaki ce-
naze törenine DTP Şõr-
nak Milletvekili Sevahir
Bayındır, Hakkâri Mil-
letvekili Hamit Geylani,
Genel Merkez Yönetici-
si Emin Toğurlu, DTP
Şõrnak İl Başkanõ Selim
Bayar, çevre il ve ilçe
belediye başkanlarõ,
DTP il ve ilçe yönetici-
lerinin de aralarõnda bu-
lunduğu yüzlerce kişi
katõldõ.
Ölmez ve Ediş’in ya-
kõnlarõnõn baygõnlõk ge-
çirdiği törenin ardõndan
cenazeler köy mezarlõ-
ğõnda toprağa verildi.
Burada konuşan Sevahir
Bayõndõr, yaşamõnõ yiti-
renlerin onurlu bir yaşam
istedikleri için öldürül-
düğünü, bu tür cinayet-
lerle Kürtler üzerindeki
katliamõn devam ettiril-
mek istendiğini öne sür-
dü. Bayõndõr, faillerin
ortaya çõkarõlmasõ için
çalõşacaklarõnõ ifade etti.
Konuşmalarõn ardõndan
saygõ duruşunda bulu-
nuldu.
Bu arada öldürülen ki-
şilerin Muhammed ad-
lõ bir kişi tarafõndan 3
gün boyunca arandõğõ
ortaya çõktõ. Ediş ve Öl-
mez’i öldüren kişilerin,
cinayetten sonra üzerle-
rinde bulunan 35 bin TL
parayõ ve cep telefonla-
rõnõ da aldõğõ bildirildi.
Olayla ilgili değerlen-
dirmelerde bulunan Ciz-
re Belediye Başkanõ Ay-
dın Budak ise 5. Koyun
Kõrpma Festivali nede-
niyle bölgede her za-
mankinden daha çok as-
ker ve korucu olduğunu
vurguladõ. Cinayetlerin
profesyonel bir şekilde
işlendiğini anlatan Bu-
dak, bölgede yaşayan
vatandaşlarõn anlatõmla-
rõna göre cinayeti koru-
cu ve askerlerden oluşan
“hançer timi”nin yaptõ-
ğõnõ savunan Budak,
söylemler ve cinayetin
işleniş tarzõnõn da bu
olasõlõğõ yükselttiğini id-
dia etti.
İstanbul Haber Servisi - İkinci
el otomobil galerilerinin sergi ala-
nõ olarak kullandõğõ, esnaf tezgâh-
larõnõn dizildiği ve araçlarõn park
edildiği yaya kaldõrõmlarõndaki iş-
galler, 19 Temmuz’da yürürlüğe gi-
ren sigara yasağõyla arttõ. Sigara
içen müşterilerine kapalõ mekân-
larda servis veremeyen kafe ve
restoran sahipleri, çözümü yayala-
rõn yürümesi için inşaa edilen kal-
dõrõmlarõ masa ve sandalyelerle iş-
gal etmekte buldu.
Standart dõşõ inşaa edilen kaldõ-
rõmlarda, yurttaşlarõn yürümesi ise
olanaksõz hale geldi. Uzmanlar,
belediyelerin işgalleri durdurma
konusunda birinci derecede so-
rumlu olduklarõna dikkat çekerek
“Taviz tavizi doğuruyor. Artan
işgaller yurttaşların temel ya-
şam alanlarını tehdit ediyor. Be-
lediyeler ise görevlerini ihmal
ediyor” dediler.
İstanbul Barosu Çevre ve Kent
Hukuku Komisyonu Başkanõ avu-
kat Ali Yaşar Özkan, kamuya ait
yol ve alanlardaki işgalleri dur-
durmak için yasal yükümlülüklerini
yerine getirmeyen belediyelerin
“görevlerini ihmal” ettiklerine
dikkat çekerek kamu kurumlarõnõn
ve yetkililerin, işgallerden kazanç
sağlayan esnafõ değil yurttaşlarõn
haklarõnõ gözetmeleri gerektiğini
vurguladõ. Özkan şunlarõ söyledi:
“Yerel yöneticilerin önce ken-
ti doğru planlamaları sonra da
planlamaya uygun şekilde işgal-
leri sona erdirmeleri gerekir.
Oto galerilerinin şehir merkez-
lerinde faaliyet göstermelerine ve
kaldırımları sergi alanı olarak
kullanmalarına izin verilmesi-
nin ardından yaya yolları hızla iş-
gal altına alındı. Taviz tavizi do-
ğurdu. Daha önce kapalı me-
kânlarda yeterli havalandırma
sistemi olmayan restoran ve ka-
fe sahipleri, yaz aylarında kal-
dırımları işgal ederdi. Şimdi ise
sigara yasağı nedeniyle bu uy-
gulama da genişledi. Bazı kah-
vehanelerin içleri bomboş. Bütün
masalar kaldırımlara çıkarılmış
durumda, gece hizmet vermek
içinde ışıklandırmaları yapılmış.
Sigara içmek isteyenlerin de hak-
ları var ama bu kamunun hak-
larına tecavüzü getirmemelidir.
Belediyelerin zabıta birimleri bu
işgalleri önlemek için kurulmuş
birimlerdir. Önlemalmayan, ya-
sal sorumluluklarını yerine ge-
tirmeyen belediyeler görevlerini
ihmal ediyor.” Tüketiciyi Koru-
ma Derneği (TükoDer) İstanbul
Şube Başkanõ Kazım Özgenç, ge-
nişletilmiş sigara yasağõ sonrasõ
artan kaldõrõm işgalleri nedeniyle
yurttaşlarõn ve esnafõn karşõ karşõ-
ya geldiklerini belirtti.
2 DTP’li toprağa verildi
Kaldırımlar işgal altında
‘Osmanlõ Yalova’da
kuruldu’ iddiasõ