Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2009 SALI
16 KÜLTÜR
AYNA
ADNAN BİNYAZAR
Cumhuriyet Değerlerini
Kemirenler
YÖK Başkanı, başkan falan değil, iktidarın yoldüzeri...
Bolu Valisi, vali değil, Cumhuriyetin özünü kemiren-
lerden biri...
Başbakan’a onursal doktora veren, rektör YÖK üye-
liğine getiriliyor...
Rektör, şimdi, kitabına uydurup iki görevi birden yü-
rütmenin yollarını arıyor...
YÖK’e atanan bayan, türbanı savunmanın keyfini sü-
rüyor...
Adı uluslararası düzeyde yolsuzluklara karışan RTÜK
Başkanı’nın süresi doluyor, yerine Atatürkçü Cumhuri-
yeti küçültmeye kalkan bir bilim adamı getiriliyor...
Hukukçu bir devlet adamı, yargı aşamasında olduğu-
nu bile bile “Ergenekon”u tepelediğini söylüyor...
Gazeteler, eski bir bakanın oğlunun kümes üstüne vil-
la kondurduğunu yazıyor...
Öte yanda üst üste zamlarla hayatı karartılan milyon-
lar...
Üniversite sınavlarında sıfır puan alıp geleceğin kör boş-
luğunda göktaşı gibi dönenen 30 bin genç...
Sınav kazanan çocuğunu nasıl okutacağını düşündükçe
gün ortasında korkulu rüyalar gören analar babalar...
Soluğu kesildi halkın; yetkililer ne zaman gözünü açıp
görecek; kulak kesilip duyacak!..
Devlet halka, halk devlete, amir memura, memur ami-
re, karı kocaya, koca karıya, baba oğla, oğul babaya gü-
venmez oldu...
Halk canıyla didişiyor; sevgililer sevgisizliğin kurbanı
oluyor; babalar kızlarını satılığa çıkarıyor; ağabey, bacı-
ya tecavüz ediyor; damat, düğün evinde gelinin koy-
nundan oynaş çıkarıyor...
Dalga kuduruyor denizde; patladı patlayacak!..
Daha seçilmeden ünü yayıldı yeni RTÜK Başka-
nı’nın...
Nasıl olur da onu atayan, böyle bir adamı; yaşlısı gen-
ciyle, kentlisi köylüsüyle, kadını erkeğiyle toplumu ilgi-
lendiren bir kurumun başına getirirken ince iğnenin de-
liğinden geçirmez?..
Böylesini atayanların suçu, atananınkinden büyük
değil midir?..
Varlığını Atatürk Cumhuriyetine borçlu RTÜK Başka-
nı’nın dilinden dökülüyor şu inciler(!):
“Cumhuriyetin erdem ve kazanımlarını, önceki devlet
sisteminin çeşitli sorunlarını ileri sürerek meşrulaştırma-
ya çalışmak basit bir kurnazlık gibi.”
Tanzimat edipleri, ciddi konularda “basit kurnazlık” tü-
ründen sözleri adi üsluba örnek gösterirlerdi...
Cumhuriyeti, gelişmeleri geriletici bir dönem sayan
başkan, şu soruyu yöneltirken sözünün nereye varaca-
ğını düşünemeyecek denli bilinç yoksunu mu?..
“İster istemez bu yöntemi tercih edenlere dönüp şu so-
ruyu sormak gerekiyor: Varsayalım ki cumhuriyet ilan edil-
memiş ve saltanat rejimi devam ediyor olsaydı ekonomik,
sosyal ve siyasal alanda hiçbir gelişme olmayacak mıy-
dı? Bu alanlardaki gelişmeyi cumhuriyetle açıklamak, İn-
giltere, Belçika, Hollanda gibi örnekler dururken ne ka-
dar mümkündür? İngiltere’de ekonomik, sosyal ve siya-
sal gelişmeler kraliyetin varlığına rağmen nasıl gerçekle-
şiyor?”
Bilim adamı, ağzının kilidini beyninin altın anahtarıyla
açmalı; adi metalin bir iki açıştan sonra ağzı yalama et-
tiğini bilmeli...
Ayrıca, tarihin varsayımlarla değil, gerçek verilerle ta-
rih olduğunu...
İngiltere, Belçika ve Hollanda’da saltanat erki elinde
olanların, düşmanla işbirliği yapıp ülkeyi satmadığını...
Kraliyetin, o ülkelerde demokrasinin güvencesi oldu-
ğunu, işgal güçlerinin kölesi durumuna düşmediğini...
Bilmelidir!
binyazar@gmail.com
kultur@cumhuriyet.com.tr
A
kdeniz Festivalleri Avrupa Ağõ’nõn
kurduğu Kadmos’un ilk ortak ya-
põmõ Avignon’dan sonra İstan-
bul’da. Dünya sinemasõnõn güçlü oyuncula-
rõndan Jeanne Moreau ile İsrailli yönetmen
Amos Gitai’yi tiyatro sahnesinde bir araya
getiren oyunda Cüneyt Türel, Titus rolü ile
bu üçgeni tamamlayan önemli isim.
Mart 2009’da, Avignon Festivali, Ati-
na&Epidaurus Festivali, Barselona Grec
Festivali ve Uluslararasõ İstanbul Tiyatro Fes-
tivali, ‘Akdeniz Festivalleri Avrupa Ağı
Kadmos’u kurdular ve bunu Barselona’da
düzenlenen bir basõn toplantõsõyla açõkladõ-
lar. Bugün için Avrupa’nõn dört önemli fes-
tivali arasõnda gerçekleştirilen bu ortaklõk za-
man içinde farklõ açõlõmlara gidebilir. Kad-
mos’un ilk ortak yapõmõ “Işığın Oğulları ile
Karanlığın Oğullarının Savaşı” Avig-
non’dan sonra, 31 Temmuz ve 1 Ağustos ta-
rihleri arasõnda İstan-
bul’da Rumelihisarõ’nda
İstanbul Kültür Sanat
Vakfõ (İKSV) özel gös-
terisi olarak seyirciyle
buluşuyor. Bu uluslar-
arasõ çalõşmada İstanbul
2010 Avrupa Kültür
Başkenti Ajansõ, İKSV
ile ortak yapõmcõ.
Oyun, Şubat 2010’da, Paris’te yine bu pro-
jede yer alan Odeon Theatre De L’Europe’da
gösterilecek.
KADMOS
Europa’nõn erkek kardeşi Kad-
mos, yaşadõğõ topraklarda barõşõn
yeniden filizlenmesi ve tüm bölge-
ye yayõlmasõ için harcadõğõ çabala-
rõn ötesinde, bilinçli bir gezgin, ay-
dõn bir yönetici, Tebai kentinin ku-
rucusu ve Fenike alfabesini Yuna-
nistan’a taşõyarak Doğu ile Batõ ara-
sõnda bilgi akõşõnõ ilk gerçekleştiren in-
sanlardan biri olarak veriyor adõnõ
Akdeniz Festivalleri Avrupa Ağõ’na.
Söz konusu birliktelik sadece ortak ya-
põmlar anlamõnda değil, çeşitli sanatsal
değişimlerin gerçekleştirilmesinde de et-
kin olacak.
Bu beraberliğin ilk ürünü dünya sine-
masõnõn en güçlü oyuncularõndan biri olan
Jeanne Moreau ile yine bu alanda güçlü bir
yönetmen olan Amos Gitai’yi tiyatro sah-
nesinde bir araya getiriyor. Cüneyt Türel, Ti-
tus rolü ile bu üçgeni tamamlayan önemli
isim. Fransõz tiyatrosunun yõldõzõ giderek
parlayan oyuncularõndan biri olan Eric El-
mosnino, 2008 yõlõnda yazmõş olduğu
“Eşikte” adlõ oyunuyla Fransa’da ödül alan
Sedef Ecer ve etkileyici sesiyle oyunun et-
kileyici müziğine katkõda bulunacaklardan
biri olan Sema, “Işığın Oğulları ile Ka-
ranlığın Oğullarının Savaşı”nda yer alõyor.
EVRENSEL BİR SORGULAMA
Tarihçi Flavius Josephus, “Yahudilerin
Savaşı” adlõ yapõtõnda birinci yüzyõlda Ya-
hudilerin Romalõlara karşõ ayaklanmasõnõ ve
bu ayaklanmanõn daha sonra ikisi de impa-
rator olacak olan, Vespasianus ve oğlu
Titus tarafõndan bastõrõlmasõnõ anlatõr. 66 yõ-
lõnda ayaklanma patlak verdiğinde, Josep-
hus bu ayaklanmanõn önderlerindendir. 67
yõlõnda esir alõnõr ve o tarihten itibaren sa-
vaşõ zorunlu olarak Romalõlarõn tarafõndan
izler ve tanõklõk ettiği olaylarõ yazõya döker.
Berkley Üniversitesi’nde mimarlõk eğiti-
mi almõş olan ünlü İsrailli sinema yönetmeni
Amos Gitai, film ve belgesel çalõşmalarõn-
da Ortadoğu’da ve dünyada yaşanmakta
olan savaşlarõn, şiddetin tarihsel katmanla-
rõnõ irdelerken vatan, ev, sürgün, göç, din,
baskõ ve güç gibi temalar üzerinde durur.
Bunlarõ tartõşõrken politik duruşunu ortaya
koyar. İnsan ilişkilerini bireysel ve toplumsal
yapõlar bağlamõnda incelerken çevre ve mi-
mari sanatçõyõ etkileyen unsurlardõr.
Amos Gitai, Flavius Josephus’un metin-
lerinden ve kronolojisinden yola çõkarak yap-
tõğõ derlemede tamamen evrensel ve günü-
müze güçlü göndermeleri olan bir sorgula-
maya yöneliyor. Hem o topraklarda hem
dünyanõn hemen her köşesinde yaşanan sa-
vaşlarla ve de bir anlamda kendi kişisel ta-
rihiyle hesaplaşan bõçak sõrtõ, çok yönlü bir
sorgulamadõr bu. 15 yõl önce Gibellina’da ve
Venedik Bieanali’nde yine Josephus’a ait
metinlerden esinlenerek sahnelediği “Bir
Melodinin Başkalaşımı”, 15 yõl sonra san-
ki farklõ bir formda geri dönüyor. Amos Gi-
tai Ortadoğu’da hiç bitmeyen şiddet olay-
larõnõn izini yine Flavius’un zengin metin-
leri içine dalarak sürüyor. Tarih, toprak, sa-
vaş, hâkimiyet… Dünden bugüne uzanan
yankõlanmalar. XXI. yüzyõlda bireyler,
toplumlar, ülkeler arasõnda hâlâ kurula-
mamõş olan diyaloğun oluşturulmasõ ge-
rektiğine dair bir söylem.
Jeanne Moreau’nun Josephus Flavius
rolünü üstlendiği bu evrensel sorgulamada
Amos Gitai, çeşitli diller ve sesler üzerin-
de duruyor. Adeta çok dilli bir oratoryoyu
çağrõştõran “Işığın Oğulları ile Karanlığın
Oğullarının Savaşı”nda ağõtlarõn ve ke-
manõn, gitarõn ötesinde perküsyonun, taş kõ-
rõcõlarõn çõkardõğõ sesler mekânõ, insanlarõ
çevreleyerek çalõşmaya ayrõ bir boyut ka-
tõyor.
Savaşveaynõacõlar,aynõkorkular...
Evrensel bir sorgulamanõn ele alõndõğõ Kadmos projesi ‘Işõğõn Oğullarõ ile
Karanlõğõn Oğullarõnõn Savaşõ’ 31 Temmuz ve 1 Ağustos’ta Rumelihisarõ’nda
Jeanne Moreau’nun Josephus Flavius rolünü üstlendiği bu evrensel sorgula-
mada Amos Gitai, çeşitli diller ve sesler üzerinde duruyor.
MİYASE İLKNUR
Â
şık Mahzuni, köyü Berçenek’te
bu yõl beşincisi düzenlenen tö-
renle anõldõ. İki gün süren “Ber-
çenek Âşık Mahzuni Festivali”nde bin-
lerce insan sabahõn ilk õşõklarõna kadar
Mahzuni türkülerine eşlik etti.
Kahramanmaraş’õn Afşin ilçesine bağ-
lõ Berçenek köyü, Mahzuni sayesinde
Türkiye’nin en ünlü köylerinden biri ha-
line geldi. Herkes doğup büyüdüğü yere
hayrandõr. Ancak Mahzuni’nin köyüne
sevdasõ, türkülerine yansõmõştõr. Saye-
sinde Türkiye halkõ sadece köyü Berçe-
nek’i değil, o köyün ilginç insan portre-
lerini de tanõmõştõr. Çõrõk Baba’yõ, Şakir
Baba’yõ, Ala Deli’yi, köylünün toprağõna
el koyan Kerim Ağa’yõ bilmeyen yoktur.
“Berçenek’ten çıktım yayan/ Aman
doktor bak bebeğe”, “Vay göresim gel-
di Berçenek seni/ Dumanlı dumanlı oy
bizim eller”, “Satılıyor Berçenek”, “Ha-
ni Berçenek’in Ala Delisi” türküleri ile
birlikte Berçenek köyü de dillere düş-
müştür.
Bu yõl da köyün yanõ başõndaki geniş
arazide on bine yakõn insan Mahzuni tür-
küleriyle coşup, Hacõbektaş’ta yatan Mah-
zuni’ye selam gönderdi. Günün ilk õşõk-
larõna kadar süren konsere traktör ve
kamyonlarla insan taşõnõp durdu iki gün
boyunca. Sanatçõ dostlarõ da koşup geldiler,
İstanbul’dan, Ankara’dan. İlknur Kap-
lan’õn sunduğu Arif Sağ, Erdal Erzincan,
Cengiz Özkan, Mustafa Özarslan, Hü-
seyin Turan, Güler Duman, Erensoy
Akkaya, Taner Özdemir, Engin Nurşani
ile oğullarõ Ali Mahzuni, Emrah Mah-
zuni ve torunu Birkan Yiğit Özdemir tür-
küleriyle ona saygõlarõnõ sundular. Mah-
zuni Festivali’nde politikacõlar da yalnõz
bõrakmadõ Berçenek halkõnõ. CHP Genel
Başkan Yardõmcõsõ Bihlun Tamaylıgil,
CHP Genel Sekreter Yarndõmcõsõ Mehmet
Ali Özpolat, CHP MKYK Üyesi Sırrı
Özbek, CHP Kahramanmaraş Milletvekili
Durdu Özbolat, CHP Adõyaman Millet-
vekili Şevket Köse, CHP Kahramanma-
raş İl Başkanõ Galip Yılışın da ilk gece-
de hazõr bulundular.
ANADOLU OZANLIK GELENEĞİ
VE MAHZUNİ ŞERİF
Anadolu ozanlõk geleneğinin en önem-
li kilometre taşlarõndan biridir Mahzuni Şe-
rif. Büyük Kõzõlbaş ozanlarõ Pir Sultan
Abdal ve Şah Hatayi’yi saymazsak eser-
leri günümüzde başka sanatçõlar tarafõn-
dan en çok okunan Alevi ozanõ Âşõk
Mahzuni Şerif olmuştur. Ufak tefek boyu,
mahcup yüz ifadesi, etkileyici ses tonu ile
karşõsõndaki insanõ hemen etkilerdi.
Asõl adõ Şerif Çırık olan Mahzuni Şe-
rif, 1943’te doğdu. 12 yaşõndan itibaren
amcasõ Âşık Fezali’den (Behlül Baba) saz
çalmayõ öğrenen Şerif Çõrõk, Alevi yol ve
erkânõ ile tasavvuf bilgisini Şakir ve Cõ-
rõk Baba’dan öğrenmiştir. Cõrõk Baba, saz
çalõp nefesler de söyleyen bu kara kuru
mahcup delikanlõya “Mahzuni” mahlasõnõ
verdi. İlk plağõ “İşte Gidiyorum Çeşmi
Siyahım”õ yaptõğõ 1967’den 1980’li yõl-
larõn başõna kadar Türkiye’de bir “Mah-
zuni Şerif kasırgası” estirdi. Ozanõn on-
larca sanatçõ tarafõndan okunan “Seher
Vakti Elinize”, “Beni Yücelerden Sey-
reden Dilber”, “Dom Dom Kurşunu”,
“Merdo”, “Ey Erenler”, “Aman Dok-
tor”, “Yuh Yuh” ilk akla gelenlerden.
BERÇENEK ÂŞIK MAHZUNİ FESTİVALİ
Sevenleri ozanı
Berçenek’te selamladı
YENİ IŞIKLAR FOTOĞRAF YARIŞMASI
Yarõşmanõn temasõ
‘Aile ve Çocuk’
Kültür Servisi - İstanbul Fotoğraf
Merkezi tarafõndan bu yõl ilk kez
düzenlenecek olan “Yeni Işıklar
Fotoğraf Yarışması” için
başvurular devam ediyor. Seçici
kurulunda Ara Güler, Nuri Bilge
Ceylan, Okan Bayülgen, İzzet
Keribar, Mehmet Kısmet ve Anne
Çocuk Eğitimi Vakfõ (AÇEV)
Başkan Yardõmcõsõ Ayla Göksel’in
yer alacağõ yarõşmaya adaylar, 31
Ekim’e dek başvurabilecek.
AÇEV’e katkõ sağlamayõ hedefleyen
yarõşmanõn temasõ ise “Aile ve
Çocuk”. Adaylar, yarõşmaya renkli
ya da siyah-beyaz, en az 5, en fazla
10 fotoğrafla katõlabilecek. Finali 15
Kasõm’da yapõlacak yarõşmada
birinciliği kazanacak yarõşmacõ 2010
yõlõ içinde İstanbul Fotoğraf
Merkezi’nde, baskõlarõnõn
LABONIX tarafõndan yapõlacak bir
sergi düzenleme hakkõna sahip
olacak. Derece alan ve sergilenmeye
değer bulunan fotoğraflarõn kullanõm
hakkõ AÇEV’e bõrakõlacak. (0 212
238 11 60,
www.istanbulfotografmerkezi.com)
Kültür Servisi - Gümüşlük Akademisi
tarafõndan düzenlenen “Myndos
Umut Konserleri” 31 Temmuz’da
saat 21.00’de Zuhal Olcay
konseriyle başlõyor. Gönüllü sanatçõ
ve topluluklarõn konser vereceği
etkinlikle, Myndos Antik Kenti’nin
karşõ karşõya olduğu tahrip olma
tehlikesine dikkat çekilmesi
amaçlanõyor. Umut konserleri, 15
Ağustos’ta Bulutsuzluk Özlemi, 22
Ağustos 21.30’da Ezginin Günlüğü,
4 Eylül’de Kardeş Türküler
konserleriyle sürüyor. Gümüşlük
Akademisi’nin Renkli İşler’le
birlikte düzenlediği etkinlik, antik
kentin bugün karşõ karşõya kaldõğõ
tahrip olma tehlikesiyle ilgili
duyarlõlõk oluşturmayõ amaçlõyor.
MÖ 20. yüzyõlõn sonlarõnda
Halikarnas Kralõ Mausolos tarafõnda
kurulan Antik Myndos Kenti’nin
modern yapõlaşmadan korunmasõna
ve bu konuda yaratõlmaya çalõşõlan
farkõndalõğa, sanatçõlar da gönüllü
olarak destek veriyor.
Konser biletleri, TicketTürk web
sitesinden (www.ticketturk.com) ve
yarõmadadaki satõş noktalarõndan
temin edilebilir.
İlk konser Zuhal
Olcay’dan
TÖREN KENTER TİYATROSU’NDA
NeziheAraz’õn
sonyolculuğu
Kültür Servisi - Gazeteci, yazar Nezihe Araz
bugün son yolculuğuna uğurlanacak.
Araz için önce 10.30’da Harbiye Kenter
Tiyatrosu’nda Devlet Tiyatrolarõ’nca bir
tören düzenlenecek. Araz, öğle vakti Le-
vent Camisi’nde kõlõnacak cenaze nama-
zõnõn ardõndan Yeniköy Mezarlõğõ’nda
toprağa verilecek. 25 Temmuz Cumarte-
si 86 yaşõnda yaşama veda eden Basõn Şe-
ref Kartõ sahibi Nezihe Araz, gazetecili-
ğin yanõ sõra şiir, araştõrma ve tiyatro
oyunlarõna da imza attõ. Hayat dergisi, Ak-
şam, Tasvir, Yeni İstanbul, Yeni Gazete,
Hürriyet, Milliyet ve Meydan gazetelerinde
çalõşan Araz, şiirlerini de ‘Benim Dün-
yam’ adõyla kitaplaştõrdõ.
ETKİNLİK YARIN SAAT 21.00’DE BEŞİKTAŞ’TA YAPILACAK
Modern Folk Üçlüsü, 40. sanat
yõlõnõAbbasağaParkõ’ndakutluyor
Kültür Servisi - Modern Folk Üçlüsü
yarõn saat 21.00’de Beşiktaş Abbasağa
Parkõ’nda ‘Ustalara Saygı’ etkinliğinin
konuğu olacak. Beşiktaş Belediyesi’nce
düzenlenen etkinlikte, topluluğun 40. sanat
yõlõ kutlanacak. Ahmet Kurtaran, Doğan
Canku ve Selami Karaibrahimgil’den
oluşan topluluk için hazõrlanan gecede,
birlikteliklerinin ilk dönemlerinden bugüne
uzanan bir kesit sunulacak. Gecede,
Modern Folk Üçlüsü’nün geride bõraktõğõ
kõrk yõlda birlikte çalõştõğõ, dostluklar
kurduğu, dönüm noktalarõnõ birlikte geçtiği
arkadaşlarõ da olacak. Arda Uskan,
Burhan Karaçam, Can Gürzap, Deniz
Adanalı, Emel Sayın, Esin Afşar, Fatih
Orbay, Hakan Güngör, Hıncal Uluç,
İzzet Öz, Naim Dilmener, Necip Kışlalı,
Özalp Birol, Yuri Ryadchenko Modern
Folk Üçlüsü’nün 40. sanat yõlõnõ kutlamak
için orada olacak sanatçõ ve topluluklardan
bazõlarõ.