25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Cindoruk ile Sarıgül’ün Şansları Var mı? Hüsamettin Cindoruk’un ANAP-DYP bir- leşmesi konusundaki başarılı girişiminden son- ra, Türkiye Değişim Hareketi’ni yaşama geçiren ve kuruluşunun ilk toplantısını Elazığ’da yapan, aynı ilde ilk binasını açan Şişli Belediye Başka- nı Mustafa Sarıgül de, son günlerde siyaset sah- nesinin üzerinde durulan kişilerinden. AKP’nin Türkiye’nin bütün kurumlarını ciddi bi- çimde çürüttüğü, bugüne kadar kör topal gelen demokrasi benzeri rejimi tam bir şeriatçı tota- litarizme dönüştürme girişimlerinin yoğunlaştı- ğı bir dönemde siyaset sahnesinde yeni giri- şimleriyle dikkati çeken iki lider Hüsamettin Cin- doruk ve Mustafa Sarıgül’ün şansları nedir? Siyaset sahnesinde de, hukukçu niteliğinin ge- rektirdiği çizgiyi korumuş olan Hüsamettin Cin- doruk’un; sağ kanat politikacıları içinde, uzlaş- maya yatkın, çoğunlukçuluğu demokrasinin gerekli ve yeter koşulu olarak görenlerin tersi- ne, çoğulculuğun gereklerini yerine getirmenin önemini kavramış bir kişi olması, onu eski okul sağ politikacılardan ayıran ve bunca yıl sonra hâ- lâ adının önde olmasını sağlayan etkendir. Daha önce başarılamamış olan sağdaki bir- leşmenin onun zamanında başarıya ulaşmasında da, kişiliğinin bu yönünün etkisi olduğunu söy- lemek yanlış kaçmaz. Ancak, ANAP’tan sonra, Sarıgül’ü de kendi ça- tısı altında toplanmaya çağıran Cindoruk’un, AKP’ye dur diyecek sinerjiyi yalnızca sağda bir- leşerek veya Sarıgül’ü de kendisi açısından ka- bul etmesine imkân bulunmayan DP çatısı altında bütünleşmeyi sağlamakla elde edemeyeceğini de görmek gerek. Sarıgül’e gelince: Şişli Belediye Başkanı ka- rizmasını kanıtlayan bir siyasal geçmişe sahip- tir. Belediye seçimlerinde birbiri ardına göster- diği başarılar oy alma konusunda ne kadar hü- nerli olduğunu gösterdiği kadar, Şişli’deki ic- raatının kamuoyunda topladığı puanlar onun iş bitiren, sorun çözen bir politikacı olarak algı- lanmasına da neden olmuştur. Sarıgül’ün CHP içinde Baykal’ın tahtını nasıl sarstığı da göz önünde bulundurulunca, bu genç politikacının öyle yabana atılır türden biri olma- dığı rahatlıkla görülür. Mustafa Sarıgül siyasi hamleleriyle Türki- ye’de hesapları altüst edecek, dengeleri sarsa- cak bir kişidir. AKP’nin inişe geçmekte olduğu bir dönemde Mustafa Sarıgül’ün bu partinin seçmenlerinin hiç değilse bir bölümüne de cazip geleceğini söy- lemek güç olmasa gerek. Ancak, Sarıgül, Tayyip Erdoğan için olduğu kadar Deniz Baykal için de tehlikeli bir rakiptir. CHP’yi tek adam sultası altında fazla durağan bulanlar, umarı Sarıgül’de arayabilirler. Siyaset sahnesinde yeni rollere talip olan bu iki liderin şanslarının ne olduğunu daha iyi an- layabilmek için, şu anda toplumun ve demok- rasinin en çok ihtiyaç duyduğu şeyin ne oldu- ğuna bakmak gerek. Sanırım şu anda en büyük ihtiyacın uzlaşma- cı ve çoğulcu bir demokrasinin oluşumunu sağlayacak ortamın yaratılması olduğu fikrinin genel kabul görmesi şaşırtıcı olmaz. Böyle bir ortamın yaratılması, orta sağ ve or- ta solun belirli bir süreyle ve belirli bir amaçla sı- nırlı olarak, birleşmeleriyle mümkün olabilir an- cak. Türkiye’de pek de âlâ, demokratik bir yapının temellerini atabilecek nitelikte olan 1961 Ana- yasası’nın bu işlevi yerine getirememiş olması- nı Prof. Dr. Süheyl Batum, içeriğinden önü- müzdeki günlerde çokça söz edeceğimiz “99 So- ruda, Neden ve Nasıl Çağdaş Bir Anayasa” ad- lı kitabında, sözü edilen anayasanın DP’nin devamı olan sağ parti AP’nin desteğini alama- mış olmasına bağlıyor ki, haklıdır. Gerçekten de Türkiye şu dönemde temelin- de orta sağın da orta solun da harcı bulunacak olan bir demokratik yapıya ihtiyaç duyuyor. Bu durumda, asıl sinerji yaratacak olan giri- şimin orta sağ ve orta solun belirli bir program ve süreyle sınırlı birlikteliği olacaktır. Gelecek için şansı olan çözüm budur. [email protected] CHP’li Kõlõçdaroğlu, “Kürt açõlõmõ” konusunda muhalefetin de görüşünün alõnmasõ gerektiğini söyledi ‘Muhatapbölgeinsanõolmalõ’TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Grup Başkan- vekili Kemal Kılıçdaroğlu, “Kürt açılımı” hazõrlõklarõ yürütülürken muhalefetle görüşülmemesini eleş- tirirken “Başbakan’ın açıklama- ları, MGK’de çözüm üzerinde bir ön mutabakat sağlandığı yönün- de. Aslında MGK’nin yapısı de- ğişmeli. Ülkenin temel sorunları konusunda tavsiye kararlarının alındığı bu kurulda ana muhale- fet lideri de olmalı” görüşünü dile getirdi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğlu, “Kürt açılımı” ha- zõrlõklarõ konusunda sorularõmõzõ yanõtlarken şu görüşleri dile getirdi: “Önce ‘Kürt sorunu’nun ne oldu- ğu kamuoyuna açıklanmalı. Bunu herkes kendine göre tanımlıyor. Sorun bütün boyutlarıyla ortaya konmalı. Sivil toplum kuruluşla- rının, muhalefet partilerinin gö- rüşleri alınmalı. Bu süreçte ilk adım, terör örgütünün koşulsuz si- lah bırakmasıdır. AKP kendi için- de bir çalışma yapıyor. Başbakan, İçişleri Bakanı’nı görevlendirdi- ğini söylüyor. Bu kadar önemli bir konunun muhalefet partileri gözardı edilerek çözülmesi çok zordur. Bu sorun bir partinin so- runu değil, Türkiye’nin sorunu- dur. Çözüm sürecinin sancısız ol- ması için muhalefetle diyalog aranmalıdır. Ana muhalefet par- tisi liderinin bilgilendirilmesi ge- rekiyor. Ben tek başıma yapa- rım, anlayışı AKP’nin demokra- si anlayışını da ortaya koyuyor. Kürt sorunu, sadece ekonomik, sa- dece siyasal, sadece kültürel bir sorun değildir. Bunların tümüdür. Bu nedenle bütüncül bir politi- kayla konuya yaklaşılmalı.” ‘MGK’nin yapısı tartışılmalı’ Başbakan Tayyip Erdoğan’õn açõklamalarõnõn “MGK’de bir ön mutabakat sağlandığı” yönünde ol- duğuna dikkat çeken Kõlõçdaroğlu, “Aslında MGK’nin yapısının da tartışılması gerekir. MGK yapı- lanması bana göre problemli. MGK’nin bir görevi var, tavsiye- lerde bulunuyor. O görevi yürüt- mek için yasama ve yürütme or- ganı devreye giriyor. Yürütme organının başkanı kurulda, yasa- ma organı olan parlamentoda ana muhalefet liderinin konumu son derece önemlidir. Ülkenin temel sorunları konusunda tavsiye ka- rarlarının alındığı MGK’de ana muhalefet lideri de olmalı” dedi. Kõlõçdaroğlu, bu süreçte gündeme gelen af tartõşmalarõyla ilgili olarak “Genel barışın bir sonucu ola- caksa, bir barış projesi olacaksa sorun yok. Genel başkanımız bu konuda cesur açıklamalarda bu- lundu. Ama ‘elimde silah tutarõm, siz beni affedin’ de olmaz” görü- şünü dile getirdi. “İktidarla Ab- dullah Öcalan arasında dolaylı bir diyalog kurulduğu haberleri”ni anõmsatan Kõlõçdaroğlu, “Bu ileti- şimin çözüme katkıda bulunaca- ğını zannetmiyorum” dedi. ‘Toplumbilimciler devreye sokulmalı’ Kõlõçdaroğlu, “Çözüm için mu- hatap tartışması var. Muhatap kim olmalı” sorusuna, “Muha- tap olarak bölgenin insanı alın- malı. Önce bölgenin insanını dinlememiz gerekiyor. Türkiye si- yasetinin ciddi zaaflarından biri toplumbilimcilerin devreye so- kulmaması. Toplumbilimcilerin o bölgede ciddi çalışmalar yapma- sı gerekir. Eğer sorun toplumsal bir sorunsa sosyologlar da çözüm sürecinde görev alma- lı. Çok kapsamlı bir barış projesi ile bu so- run çözülür. Ekono- mik dengesizliklerin giderilmesi, işsizlik so- rununun çözülmesi, eğitimdeki eşitsizlikle- rin giderilmesi, bölge halkının devletle ku- racağı ilişkide güler- yüzlü bürokratların görev alması önemli- dir” yanõtõnõ verdi. Kõlõçdaroğlu, çözüm için anayasa değişikliği gerekip gerekmediği so- rusuna “Gerekli oldu- ğunu düşünmüyorum. Bütün bunların tama- mı tartışılabilir, yeter ki terör örgütü silahı bıraksın. Ancak o za- man Türkiye’de her şey özgürce tartışıla- bilir. Anayasamızdaki ‘Türk mileti’ kavramı sadece Türkleri kap- sayan bir ifade değil- dir” karşõlõğõnõ verdi. Kõlõçdaroğlu, bir başka soru üzerine “Öcalan’ın silahı bıraktık demesi, terör örgütünün silah- ları bırakması için ye- terli olacak mı? Orada birden fazla odak var. Silah bırakma konu- sunda görüş birliği ola- cağını sanmıyorum. Sorun çok karmaşık” dedi. Güler Zere’ye özgürlük eylemi Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki mahkûm koğuşunda kalan kanser hastası tutuklu Güler Zere’nin serbest bırakılması için demokratik kitle örgütleri eylem yaptı. Grup, hastalığına karşın tahliye edilmeyen Zere’nin serbest bırakılmamasını protesto için Adalet Bakanlığı’na kefen gönderdi. Merkez Postane önünde toplanan İHD, TAYAD, Sosyalist Parti, ÖDP, EMEP, DİP, DHP, ESP ve DTP üyeleriyle çeşitli sosyalist dergi okurları kitlesel eylem yaptı. “Kanser hastası Güler Zere serbest bırakılsın” yazılı pankart açan göstericiler, Zere’nin fotoğraflarını taşıdı. “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın”, “Güler Zere’ye özgürlük” ve “Adalet istiyoruz” sloganları atan grup adına açıklama yapan İHD Adana Şubesi Cezaevi Komisyonu Başkanı Osman Kara, “Hastalığına karşın tahliye edilmeyen Güler Zere, gün gün ölüme yaklaşıyor. Bu durumun sorumlularını kınıyoruz. Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumu’nu bu cinayete dur demeye çağırıyoruz” dedi. Yapılan açıklamanın ardından eylemcilerden oluşan bir heyet Adalet Bakanlığı’na postayla kefen gönderdi. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) OSMAN ÖZÇELİK ‘ÖcalanveDTP muhatapalınsın’ DTP Diyarbakõr Milletvekili Osman Özçelik, DTP ve Abdullah Öcalan’õ muhatap almadan getirilecek bir çözümün “eksik” kalacağõnõ savundu. ‘Çözüm etnik temele dayanmamalõ’ Terör uzmanõ Ercan Çitlioğlu, Kürt sorununun çözümünde insanlarõn temel hak ve özgürlüklerini gözeten anlayõşla hareket edilmesi gerektiğini belirtti SERTAÇ EŞ ANKARA - Kürt sorununa ilişkin geliş- meleri değerlendiren terör uzmanõ Ercan Çit- lioğlu, bölgesel açõdan Türkiye’nin elinin güç- lü olduğu bir dönemden geçildiğini belirterek Irak’õn kuzeyindeki bölgesel yönetim ve ABD’nin “acil çözümden yana” olduğunu söyledi. ABD, Irak merkezi hükümeti, Bölgesel Kürt Yönetimi ve terör örgütü açõsõndan sorunun çözümüne ilişkin zaman darlõğõ yaşandõğõnõ belirten Çitlioğlu, bunun Türkiye’nin elini güçlendirdiğini vurguladõ. Çitlioğlu, “Ancak heyecanlara kapılmadan akılcılık ve sağ- duyuyla bu konuya yaklaşmanın daha yararlı olacağını düşünüyorum” görüşünü belirtti. Çözüm arayõşlarõnõn etnik temele indir- gendiği takdirde “reaksiyoner bazı davra- nışların kaçınılmaz bir hale gelebileceği” uyarõsõnõ yapan Çitlioğlu, “Çünkü soru- nun etnik temelde tanımlanması, toplum- da kolaylıkla biz ve ötekiler ayrışmasının kemikleşmesine neden olabilir” dedi. DTP lideri Ahmet Türk’ün terör örgütü- nü “Kürt siyasal hareketinin silahlı kana- dı” olarak tanõmladõğõna dikkat çeken Çitli- oğlu, “Bu tehlikeli bir yaklaşım ve deyim- dir. Bu tür açıklamaların sorunun çö- zümsüzlüğe eğrilmesine yapacağı katkı düşünülmeli. Bizim önerimiz, bunun etnik siyasal harekete dayalı olmaktan çok, in- sanların temel hak ve özgürlüklerine da- yalı bir anlayışa yönlendirilmesidir” de- ğerlendirmesini yaptõ. AYŞE SAYIN ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan’õn, Kürt sorununun çözümüne yö- nelik “yeni bir açılım” hazõrlõğõ içinde olduğunu açõklamasõnõn ardõndan, hafta sonu Diyarbakõr’da “Kürt sorununda birlik ve çözüme doğru ortak- laşma çalıştayı” düzen- leyen DTP, soruna “mu- hataplarıyla” çözüm aranmasõnda õsrar ediyor. Konuya ilişkin sorula- rõmõzõ yanõtlayan DTP Di- yarbakõr Milletvekili Os- man Özçelik, son dö- nemde devletin Kürt so- rununun çözümü konu- sunda bir arayõş içinde ol- duğunun görüldüğüne dik- kat çekerken Başbakan Tayyip Erdoğan’õn par- tili Kürt milletvekillerini “susturmasını” ise çe- lişki olarak nitelendirdi. Başbakan’õn “susturma” yaklaşõmõnõn çözümsüz- lüğe hizmet ettiğini kay- deden Özçelik, “Açıkça- sı yine bir zamana yay- ma, oyalamaca, laçka- laştırma taktiği izlendi- ğini hissediyorum” gö- rüşünü dile getirdi. Kürt sorunu konusunda artõk “bıçağın kemiğe da- yandığını” ileri süren Öz- çelik, parça parça çözüm yerine, toptan bir çözüme gidip Türkiye’nin artõk bu “kamburdan” kurtulma- sõ gerektiğini söyledi. Kürt sorununun çözümünde öncelikle muhatap alõn- masõ gerekenin Abdul- lah Öcalan olduğunu sa- vunan Özçelik, şunlarõ söyledi: “Gayet tabii ki bu kadar insanın dağa çıkmasına, onun örgüt- lenmesine öncülük eden kişi, bu insanların ön- derimiz, liderimiz dedi- ği, onların dağa çıkma- sında rehber olan kişiyi muhatap almadan baş- latılacak bir çözüm ara- yışına o insanları nasıl ikna edersiniz? Kaldı ki artık Abdullah Öcalan da ‘Demokratik çözüm olsun da ben muhatap alõnmasam da olur’ di- yor. ‘Benimle konuşmaz- sanõz, beni muhatap al- mazsanõz, akil adamlarla konuşun, terörist diyor- sanõz, terörist olmayan- larla oturun konuşun’ di- yor. Bu çok önemli, dev- letin de artık vicdanen bu sürece karşı olma- ması lazım. Çünkü eğer, artık bu süreçten sonra da çözüm olmazsa, bir- likte yaşama arzusu ze- delenir, büyük darbe yer. Bugün Kürtlerin yüzde 90-95’i ülke bü- tünlüğü içinde eksiksiz bir demokraside anaya- sal güvence altında ya- şamak istiyor. Ama bu kadar açık yüreklilikle ifade edilen şeyleri hâlâ yok sayarsanız gerçek- ten birlikte yaşama ar- zusu zedelenir, en azın- dan benim açımdan öy- le olacak.” Kamuoyuna sõzan bil- gilere göre devlet katõnda sorunun çözümü için bir arayõş başladõğõnõn anla- şõldõğõnõ kaydeden Özçe- lik, özellikle MİT’in “ıs- rarcı ve yapıcı” bir yak- laşõm içinde olduğunu söyledi. VAN İL ÖRGÜTLERİNDE İŞGAL EYLEMİ YAPILDI AKP ve CHP’ye Öcalan’lı çözüm çağrısı VAN (Cumhuriyet) - Mezopotamya Yakõnlarõnõ Kaybeden Ailelerle Yardõmlaşma ve Dayanõşma Derneği (MEYA-DER), GÖÇ-DER, Barõş Anneleri İnisiyatifi, Tutuklu Yakõnlarõ Derneği (TUYAD-DER) üyeleri Kürt sorununun çözümünde adõm atõlmadõğõ gerekçesiyle CHP ve AKP Van il binalarõnõ işgal etti. Eylemciler terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’õn açõklayacağõ belirtilen yol haritasõnõn ciddiye alõnmasõnõ ve Öcalan ile diyalog kurulmasõnõ istediler. Eyleme, DTP Van İl Başkanõ Selim Ertaş, il ve merkez ilçe yöneticileri, Bostaniçi Belde Belediye Başkanõ Nezahat Ergüneş, belediye encümenleri ve il genel meclis üyeleri de destek verdi. AKP Van İl Örgütü’nü işgal eden eylemciler, binanõn dõşõna Türkçe ve Kürtçe “Öcalan’sız barış olmaz ” yazõlõ pankartlar astõ. Oğlunun PKK militanõ olduğunu belirten Fadıl Barıştıran burada yaptõğõ konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn bölge milletvekillerinin parti görüşüne aykõrõ açõklama yapmamasõ yönündeki sözlerine tepki göstererek Öcalan’õn Kürt sorununun çözümünde muhattap alõnmasõnõ istedi. CHP il binasõndaki eylemde ise Türkçe ve Kürtçe “Barışın yolu İmralı’dan geçer” yazõlõ pankartlar asõldõ. Yarõm saatlik işgal eyleminin ardõndan ortak basõn açõklamasõ okundu. Yapõlan açõklamada, AKP ve CHP’nin politikalarõnõn Kürt sorununun çözümünü belirsizliğe sürüklediği, Öcalan’õn açõklayacağõ yol haritasõnõn tarihi bir fõrsat olduğu savunuldu. Kürt sorununun çözümü için ilk adõmõn “terör örgütünün koşulsuz silah bõrakmasõ olduğunu” vurgulayan Kemal Kõlõçdaroğlu, “Abdullah Öcalan ile hükümet arasõnda dolaylõ bir diyalog kurulduğu haberleri var. Bu iletişimin çözüme katkõ yapacağõnõ zannetmiyorum. Muhatap olarak bölgenin insanõ alõnmalõ” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle