Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
1 TEMMUZ 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Sıcak Saatler!..
Biri emekli sekiz kurmay subay Beşiktaş Ad-
liyesi’nde Cumhuriyet savcılarına ifade veri-
yor...
Kurmay Albay Dursun Çiçek de saat 11.00’de
adliyeye geldi...
Ankara’da Çankaya Köşkü’nde MGK toplan-
tısı ise saat 13.30’da başladı...
Sıcak bir gün!..
Sıcak saatler!..
Yazı masamın başındayım...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la Genel-
kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un bir
saat 40 dakika süren görüşmesi...
Ortada bir gerilim var mı?
Var!..
Devletin duyarlı kurumlarının tepe noktaların-
da oturan “F tipi” kadrolar askerle bir hesaplaşma
içinde mi?
Hem de nasıl!..
Yaşananlardan kamuoyu tedirgin!..
Türkiye bugün 12 Eylül 1980 darbesinin
ürünlerini topluyor...
Seçim Yasası, Partiler Yasası, Sendikalar Ya-
sası...
Tüm bunlar demokrasinin önündeki sorunlar...
Üç ayda yüzde 13.8 küçüldü Türkiye ekono-
misi...
Açlık ve yoksulluk giderek artıyor...
Peki, bugünlere nasıl geldik?..
12 Eylül 1980 süreci nedir?
12 Eylül faşizmi sosyalistlerin, devrimcilerin, sos-
yal demokratların, yurtseverlerin, aydınların,
emekçilerin, bilim insanlarının, gençlerin üze-
rinden silindir gibi geçip ezdi.
Kitaplar yakıldı...
Binlerce insan işkenceden geçirilip zindanlara
atıldı...
Siyasi yasaklar getirildi.
29 yıl uzun bir süre değil ama bunların hepsi
unutuldu.
Bugün sosyalist sol neden bir türlü topar-
lanamadı sorusuna verilecek yanıt şudur:
“Faşizm, solu bir daha toparlanamayacak bi-
çimde biçti...”
Emekçiler, aydınlar, gençler zindanlara tıkılır-
ken Fethullah Gülen ve müritleri Kenan Paşa’yla
işbirliği yaptı...
1982 Anayasası’na “evet” demek için kolları sı-
vadı Fethullah Gülen.
Cami cami dolaşıp “evet oyu” istedi...
TSK’de görevli müritlerine dokunulmadı bu yüz-
den...
1980’lerde üç-beş “Işık evi” vardı...
Ne “Altın Nesil Vakfı”, ne hastane, ne banka,
ne de okul...
Önce Kenan Evren, 1983 seçimlerinden son-
ra da Turgut Özal, Fethullah’a “yürü ya kulum”
dedi...
Hâlâ yürüyor Fethullah!
Kenan Paşa, DİSK yöneticilerini hapse atıp, Bü-
lent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin
Erbakan ve Alparslan Türkeş’e “siyasi yasak”
koyup onları tutuklarken, Fethullah Gülen dar-
becilere alkış tutuyordu...
Bu arada özel okulların açılmasına izin verildi...
Gülen’in sağında Evren Paşa, solunda Turgut
Özal.
Yıllar hızlı geçiyordu...
1991 seçimleri yapıldı... Süleyman Demirel baş-
bakan oldu...
Fethullahçılar Demirel’e şöyle bir yanaştı...
Hedef Orta Asya Cumhuriyetleri’ydi.
Yollar yürümekle aşınmayacağı için Fethul-
lahçılar Orta Asya Cumhuriyetleri’ne dört kol-
dan girdiler.
1990-2000 yılları Fethullahçılar için çok önem-
lidir.
ABD’yle ilişkilerin ivme kazanması... Medyada
palazlanmaları, milyar dolarlarla oynamaları.
Bülent Ecevit’in DSP’sini 1999 seçimlerinde
desteklemeleri...
Az kalsın unutuyordum.
Fethullah Gülen ABD’ye, Nakşi şeyhi Prof. Dr.
Esat Coşan Avustralya’ya neden gitti?
Coşan, Avustralya’da damadıyla birlikte kuş-
kulu trafik kazasında ölmeseydi, Gülen hare-
keti bugün siyasal olarak bu denli güçlü olabilir
miydi?
Sıcak bir gün... Sıcak saatler...
Kurmay Albay Dursun Çiçek tutuklama istemiyle
mahkemeye gönderildi.
Saat 21.15...
MGK toplantısı yaklaşık sekiz saatte sona erdi..
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Salih Uzun’un
gündem eleştirisi
ANKARA (AA) -
ANAVATAN Genel
Başkanõ Salih Uzun,
Türkiye’yi gerçek
gündemine döndürecek,
halkõn temel sorunlarõna
odaklanan bir siyaset
anlayõşõnõn ivedilikle
hâkim kõlõnmasõ
gerektiğini bildirdi. Uzun,
yaptõğõ açõklamada,
açõklanan büyüme
rakamõnõn “Türk
ekonomisinin rekor bir
düşüş içerisinde
bulunduğunun göstergesi”
olduğunu ifade etti. Uzun,
ekonomik küçülmenin
sanayicinin iflasõ
anlamõna geldiğini
savundu.
Baykal’a ‘Franco’
benzetmesi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
AKP Ankara Milletvekili,
TBMM Çevre
Komisyonu Başkanõ
Haluk Özdalga, CHP
Genel Başkanõ Deniz
Baykal’õ faşist general
Franco’ya benzetti.
Özdalga, “Türkiye,
Baykal ve CHP’ye
rağmen demokratik
reformlarõnõ
tamamlayacak, Baykal ve
CHP’li yandaşlarõnõn
akõbeti de Francocular
gibi olacak” dedi.
‘Suikast olacağını
sanmıyorum’
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - İzmir’in
Urla ilçesinde geçen hafta
gerçekleştirilen ruhsatsõz
silah operasyonunda ele
geçirilen silahlarõn, eski
Genelkurmay Başkanõ
Hilmi Özkök’e suikastta
kullanõlacağõ
söylentilerine ilişkin
olarak Özkök açõklama
yaptõ. Özkök, ele geçirilen
silahlarla ilgili ortaya
atõlan ve kendisine
yönelik bir suikast
hazõrlõğõ olduğu
yönündeki iddiaya
katõlmadõğõnõ söyledi.
Operasyonda ele geçirilen
silahlarõn arasõnda yer
alan tüfeğin, iddia edildiği
gibi “Uzi” marka
olmadõğõ, “Çalõşõr
durumda Mauser
(Mavzer) marka eski bir
tüfek olduğu” bildirildi.
AİHM’de TAYAD
davası kararı
STRAZBURG
(ANKA) - AİHM,
Anadolu Tutuklu ve
Hükümlü Aileleri
Yardõmlaşma Derneği
(TAYAD) davasõnda,
ifade özgürlüğünün ihlal
edildiği ve “orantõsõz”
cezalar verildiği
gerekçesiyle Türkiye’yi 2
bin 500 Avro para
cezasõna mahkûm etti.
AİHM, TAYAD Başkanõ
İsmail Kara’nõn, derneğin,
F-tipi cezaevlerindeki
açlõk grevine destek
amacõyla açlõk grevi
kararõ almasõ ve bildiri
dağõtõlmasõ nedeniyle
6 ay hapis cezasõna
çarptõrõlmasõnõn,
“demokratik toplumda
gerekli olmadõğõ”nõ
bildirdi.
7 PKK’liyi öldüren
beraat etti
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) -
Diyarbakõr 5. Ağõr Ceza
Mahkemesi’ndeki
duruşmada, Diyarbakõr’õn
Kulp ilçesinde bir
mağarada PKK’li 7
teröristi öldürdükten sonra
teslim olan Galip Enyüce
beraat etti. Enyüce’nin
“kasten adam öldürme
suçunun meşru savunma
şartlarõ çerçevesinde
gerçekleştirilmiş
olduğu”na karar verildi.
CHP lideri Baykal, AKP’nin TBMM’deki gece yarõsõ operasyonuna tepki gösterdi
‘EliniziTSK’dençekin’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nõ Deniz Baykal, AKP’lilerin
TBMM’deki gece yarõsõ ope-
rasyonunu “vur-kaç; nitelik-
li yalancılık” olarak nitelendi-
rirken Başbakan Tayyip Er-
doğan’a “Elinizi TSK’nin
içinden çekin” diye seslendi.
Baykal, tatil öncesi son grup
toplantõsõnda ekonomik durumu
değerlendirirken “Türkiye’nin
2009 yılının ilk üç ayındaki
küçülme oranının tarihi bir
rekor olduğunu, 2009 yılının
kayıp yıl olacağını” söyledi.
Baykal, “Türkiye’nin temel
konularda ihtilaflar yaşanan
bir ülkeye dönüştüğünü” vur-
gularken “Sahte belgelerin
peşine düşüyor” dedi. Baykal,
“akıl, mantık dışı, amatörce,
havai bir metin” olarak nite-
lendirdiği belge tartõşmalarõyla
ilgili olarak da, “Askeri savcı-
lık açıklama yapıyor. Başba-
kan, ah keşke doğru olsa, di-
ye düşünerek doğru olduğu-
nu kanıtlama gayreti içinde
ortaya attığı iddiaları -daha
düşük perdeden de olsa- sür-
dürüyor. Belge değildir, de-
meye dili varmıyor. Askeri
savcılık kararını içine sindi-
remiyor. Güvenilmeyen ka-
naattir, diyor. Bunu derken,
bu savcılığın parçası olduğu
sisteme itham yaptığının far-
kında mıdır?” görüşünü dile
getirdi.
‘Kabahatimiz var’
Baykal, TBMM’de AKP’nin
gece yarõsõ operasyonuyla ilgi-
li olarak şunlarõ söyledi: “Bu
düzenleme komisyonda tar-
tışıldı mı? Genelkurmay’a,
Milli Savunma Bakanlığı’na
bilgi verildi mi? Hayır. Gece
yarısı bir önerge ile kamufle
edilmiş laf cambazlığı ile Tür-
kiye’deki temel düzenlemeyi
köklü şekilde kimseye hisset-
tirmeden değiştirivereceksi-
niz... Sizin (CHP’li milletve-
killerini kastederek) hiç mi
kabahatiniz yok? Evet var.
Meclis’in tatile girme kararı
alınmış ve bir centilmenlik
anlaşması yapılmış. Siz kar-
şınızdaki insanların o muta-
bakata centilmen gibi sonuna
kadar uyacağı güveni göste-
rirseniz, yanlış yapmış olur-
sunuz. Bu iktidar CHP mil-
letvekillerini değil, Türki-
ye’yi aldatma peşinde. Vur-
kaçla sonuç almaya çalışı-
yor. Olayı askeri-sivil yargı
diye konuşmayalım, bağımsız
yargı diye konuşalım. Bir da-
vada bir hâkim, ‘üzerimde
kurumsal baskõ var’ diyor. Bu-
nu diyen sivil hâkim.
Almanya’da nitelikli do-
landırıcılık vardı, şimdi nite-
likli yalancılık yaparak sonuç
almaya çalışıyorlar. Geçici
maddeyi koymuşlar, şu an-
daki soruşturma kovuştur-
ması sürenler de girsin, diye.
Belli davaları elinize mi al-
mak istiyorsunuz? Ayrıca siz
askeri Yargıtay’ın alacağı ka-
rarlarla ilgili niye tereddüt
taşıyorsunuz? O tereddüt as-
keri mahkemeye mi yönelik,
yoksa askeri mahkemenin
ötesinde bu askeri mahke-
meye yansıdığını düşündü-
ğünüz bir anlayışla mı he-
saplaşmak istiyorsunuz?”
Başbakan Erdoğan’õn “Ku-
rumlar arasında tam bir gü-
ven vardır” dediğine dikkat çe-
ken Baykal, “Peki kardeşim ne
uğraşıyorsun o zaman? Gece
yarısı kanunları ile yıllardan
beri askeri yargı içinde olan
somut konuları onların elin-
den kapıp kendi eline almak
isteyişinin anlamı ne? Senin
askeri yargıya, TSK’ye gü-
venin var mı yok mu bilemem
ama benim sana güvenim
yok. Milletimiz askerin siya-
sete bulaşmasını hoş karşıla-
maz. Ama siyasetçinin de as-
kerin işine karışmasını sev-
mez. Siyasetçi medyaya, yar-
gıya burnunu sokuyor,
TSK’ye elini uzatıyor. Baş-
bakan’a sözümüz; elini
TSK’nin içinde çek. Yargıyı
mıncıklama, TSK ile uğraş-
ma” dedi. Baykal, Erdoğan’õn
“Ergenekon terör örgütü”
sözlerini kullanmasõnõ eleşti-
rirken “Artık savcılıktan hâ-
kimliğe terfi etti” dedi. Baykal,
sözlerini şöyle noktaladõ:
“Başbakan herkesi yargıya
çıkarma mücadelesi içinde,
ama kendisi yargı kaçağı.
‘Kimsenin arkasõna saklanma-
yõn’ diyor. Türkiye’de sakla-
narak siyaset yapan tek kişi,
dokunulmazlık zırhının ar-
kasına saklanan Başba-
kan’dır. Mayın yasasını mah-
kemeye götürüyoruz, yine
mahkeme kapılarında dola-
şıyorlar, diyor. Doğru ama
Başbakan da dolaşıyor. Onu
hapse at, buna tazminat ver,
diyerek mahkeme kapıların-
da. Biz ise milletin hakkı için
dolaşıyoruz. Bakalım, önü-
müzdeki birkaç saat içinde
sayın Cumhurbaşkanı da bu
yasanın hiç uygun olmadığı-
nı anlama noktasına gelebilir.
Kendisini mayında göreve
çağırmıştık. O çağrı takdiri-
ne mazhar olmadı, ama bir
bakarsınız şimdi bu takdiri
kullanabilir. Ya Cumhur-
başkanı ya da Anayasa Mah-
kemesi bu gece yarısı baskı-
nını etkisiz kılacaktır. O, gol
attık, diyenlerin bunun al-
tında ezildiği görülecektir.”
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, tatil
öncesi son grup
toplantısında
ekonomik ve siyasi
gelişmeleri
değerlendirdi.
Ekonomideki rekor
küçülmeye dikkat
çeken Baykal,
2009’un kayıp yıl
olacağını söyledi.
Erdoğan’ın CHP’ye
yönelik eleştirilerini
yanıtlayan Baykal,
AKP liderini
dokunulmazlık
zırhının arkasına
saklanmakla suçladı.
(Fotoğraf: AA)
Haber Merkezi - Vali ve-
ya müsteşarõn yargõlanmasõ
için üst makamõn, Cumhur-
başkanlõğõ Genel Sekreteri’nin
yargõlanmasõ için Cumhur-
başkanõ’nõn, TBMM Genel
Sekreteri’nin yargõlanmasõ
için TBMM Başkanõ’nõn iz-
nine ihtiyaç duyulduğu Tür-
kiye’de AKP’lilerin önerge-
siyle, Genelkurmay Başkanõ
Orgeneral İlker Başbuğ hak-
kõnda özel yetkili sivil savcõ-
lar tarafõndan izin alõnmaksõ-
zõn dava açõlabilecek.
AKP’nin gece yarõsõ ope-
rasyonuyla, askeri kişilerin
askeri mahalde işledikleri
“anayasal düzene karşı suç-
larda” sivil yargõnõn soruş-
turmaya yetkili kõlõnmasõyla,
Genelkurmay Başkanõ Baş-
buğ da dahil tüm karargâhõn
sivil savcõlarca olasõ bir darbe
iddiasõyla soruşturulmasõnõn
önü açõlmõş oldu.
Türkiye’de vali, müsteşar,
askeri mahkeme üyeleri izin-
le yargõlanõrken, hazõrlõk so-
ruşturmasõ aşamasõnda bile
ifadeleri Yargõtay Cumhuriyet
Başsavcõsõ ya da vekili tara-
fõndan alõnõyor. Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargõlanmalarõ Hakkõndaki
Kanun’a göre vali ve müste-
şarõn yargõlanmasõ için İçişle-
ri Bakanõ, bir bakan veya Baş-
bakan’õn izni gerekiyor.
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün Ankara’da büyük tar-
tõşma yaratan son düzenle-
meyi onaylamasõ durumun-
da Genelkurmay Başkanõ “sa-
vunmasız bir bürokrata”
dönüşüyor. Genelkurmay baş-
kanlarõ hakkõnda kamuoyu-
nun gündemine Ergenekon
soruşturmasõyla birlikte giren
“özel yetkili sivil savcılar” ta-
rafõndan izin alõnmaksõzõn da-
va açõlabilecek.
Türkiye’nin temel konularda ihtilaf yaşayan bir ülkeye dönüştüğünü belirten
Baykal, “Bu kadar güç ve oy, birilerini yeni arayõşlara, yeni maceralara davet
ediyor’’ dedi. AKP’nin askerlerin sivil yargõda yargõlanmasõna ilişkin yaptõğõ
düzenlemeyi, ‘vurkaçla sonuç almaya çalõşmak’ olarak yorumlayan Baykal,
‘‘Milletimiz askerin siyasete bulaşmasõnõ hoş karşõlamaz. Ama siyasetçinin de
askerin işine karõşmasõnõ sevmez. Siyasetçi medyaya, yargõya burnunu sokuyor,
TSK’ye elini uzatõyor. Başbakan’a sözümüz; elini TSK’nin içinden çek. Yargõyõ
mõncõklama, TSK ile uğraşma” diye konuştu.
AKP’nin gece yarõsõ operasyonu yasalaşõrsa vali ve müsteşarlar bile izinle
yargõlanõrken Genelkurmay Başkanõ’na doğrudan soruşturma açõlabilecek
KURUMLAR ARASI GÜVENSİZLİĞE DİKKAT ÇEKTİ
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Türkiye
Partisi Genel Başkanõ Ab-
düllatif Şener, Türki-
ye’nin, ekonomisiyle ve
siyasi konumuyla ulus-
lararasõ güçler tarafõndan
yeniden yapõlandõrõldõğõ-
nõ belirterek “Kurumlar
arası güvensizliğin, ül-
keyi büyük bir tehlikeye sürük-
lediği kanaatindeyim” dedi. Eko-
nomi yönetiminde mevcut hükü-
metinin dünyanõn en başarõsõz hü-
kümeti olduğunu söyleyen Şener
“Halkın taleplerine duyarsız
olan hükümetin de dünyanın
en başarısız hükümeti olması
doğaldır” dedi.
Şener, partisinin genel merke-
zinde düzenlediği basõn toplantõ-
sõnda, gelişmeleri değerlendirdi.
Ülkede derin ekonomik kriz ya-
şanõrken hükümetin ciddi önlem al-
madõğõnõ kaydeden Şener, “sürekli
kavga çıkaran ve çıkardığı gü-
rültü ekonomiyi daha da kötü-
ye götüren” bir iktidarõn işbaşõn-
da olduğunu söyledi. Çok önemli
Milli Güvenlik Kurulu toplantõsõ
olduğu bir günde, büyüme ra-
kamlarõnõn açõklanmasõnõn doğru
olmadõğõnõ belirten Şe-
ner, “Neden dün değil,
bugün?” dedi. Türki-
ye’nin, “krizin damar-
dan girdiği tek ülke”
olduğunu vurgulayan Şe-
ner, hükümetin 2007 se-
çimlerinden bugüne ka-
dar, “Şunu yaptık, iyi
yaptık” diyebileceği tek
bir şeyin bulunmadõğõnõ savundu.
Türkiye’nin ekonomisi ve siyasi
konumuyla uluslararasõ güçler ta-
rafõndan yeniden yapõlandõrõldõğõ-
na dikkat çeken Şener, şöyle de-
vam etti: “Ülkede kurumlar ve
insanlar birbirlerine karşı güven
duymazlarsa, birbirlerini risk
olarak algılamaya başlarlarsa
sistemin çözüm üretme yetene-
ği zaafa uğrar ve bu ülke adına
senaryoları hep dışarıda yazar-
lar, hazırlarlar ve dışarıda ha-
zırladıkları senaryoları burada
uygularlar.” Askerlerin sivil mah-
kemelerde yargõlanmasõna ilişkin
değişikliği temel itibarõyla doğru
bulduklarõnõ açõklayan Şener, de-
ğişikliğin kamuoyunda, komis-
yonlarda, TBMM Genel Kuru-
lu’nda görüşülmeden yapõlmasõnõ
yadõrgadõklarõnõ belirtti.
Şener: Tehlikeye
sürükleniyoruz
Asker artık savunmasız bürokrat
‘GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA’ SUÇUNDAN DAVA
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ, Ankara Anakent Be-
lediye Başkanõ, AKP’li
Melih Gökçek hakkõn-
da, ABD Büyükelçili-
ği’ni çevreleyen yapõ-
laşmaya ilişkin idari yar-
gõnõn verdiği yürütmeyi
durdurma kararõna uymayarak
“görevini kötüye kullandığı”
iddiasõyla 1 yõldan 3 yõla kadar
hapis istemiyle dava açtõ.
Davanõn iddianamesinde, müş-
teki Tezcan Çakır tarafõndan baş-
savcõlõğa sunulan suç duyurusu di-
lekçesinde, “Atatürk Bulva-
rı’ndaki ABD Büyükelçiliği’ni
çevreleyen, üzerinde araç ve ya-
ya trafiğini engelleyen, hukuka
aykırı yapılaşmanın durdurul-
ması için Ankara 12. İdare Mah-
kemesi’nde dava açıldığının ve
mahkemece yürütmenin dur-
durulması kararının verildiği-
nin” kaydedildiği anlatõldõ.
Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlõğõ’na 30 Mayõs 2005’te
tebliğ edilmesine ve aradan 1 yõl
geçmesine karşõn kararõn uygu-
lanmadõğõ, bu nedenle Gökçek
hakkõnda soruşturma ya-
põlarak kamu davasõ açõl-
masõnõn istendiği anõm-
satõlan iddianamede, baş-
savcõlõkça İçişleri Ba-
kanlõğõ’ndan soruşturma
izni istendiği, İçişleri Ba-
kanlõğõ’nõn ise soruşturma
izni verilmemesine ka-
rar verdiği belirtildi.
Kararı uygulamadı
Gökçek’in, anayasa ve İdari
Yargõlama Usulü Kanunu’nun
bağlayõcõ hükmüne karşõn yürüt-
meyi durdurma kararõnõn gereğini
yerine getirmediğinin sabit oldu-
ğu anlatõlan iddianamede, Gök-
çek’in, Ankara Büyükşehir Bele-
diye Başkanlõğõ’na tebliğ edilme-
sine rağmen Ankara 12. İdare
Mahkemesi’nin yürütmeyi dur-
durma kararõnõ süresinde uygula-
mayarak kamu zararõna sebebiyet
verip görevi kötüye kullanma su-
çunu işlediği ileri sürüldü.
İddianamede, Gökçek’in, Türk
Ceza Yasasõ’nõn 257/1. maddesi
uyarõnca 1 yõldan 3 yõla kadar ha-
pisle cezalandõrõlmasõ ve belli hak-
larõ kullanmaktan yoksun bõrakõl-
masõ istendi.
Gökçek’in 3 yõl
hapsi istendi