Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
8 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
AKP’de kavgalı
kongre
OSMANİYE
(Cumhuriyet) -
Ulaştõrma Bakanõ Binali
Yõldõrõm’õn da katõldõğõ
AKP Osmaniye il
kongresi yumruklu
kavgaya sahne oldu.
Parti merkezinin tek
listeyle seçime
gidilmesi tavsiyesine
karşõ çõkan 2 adayõn
seçime girmek istemesi
tartõşmalara yol açtõ.
Tartõşmanõn yumruklu
kavgaya dönüşmesi
sonucu milletvekili
İbrahim Mete
Doğruer’in danõşmanõ
Rõfat Baykal, aldõğõ
darbelerin ardõndan
merdivenlerden
yuvarlandõ. Kongreyi
izleyen gazetecilere de
saldõran grup, polis
tarafõndan güçlükle
salondan çõkarõldõ.
Olayla ilgili bir
kişinin gözaltõna
alõndõğõ öğrenildi.
Orgeneral
Başbuğ döndü
İstanbul Haber
Servisi - ABD
Genelkurmay Başkanõ
Oramiral Michael
Mullen’in resmi konuğu
olarak bir süredir
ABD’de bulunan
Genelkurmay Başkanõ
Orgeneral İlker Başbuğ
Türkiye’ye döndü.
Orgeneral Başbuğ’u,
İstanbul Atatürk Hava
Limanõ’nda 1. Ordu
Komutanõ Orgeneral
Ergin Saygun karşõladõ.
Atamalara
geçit yok
ANKARA (ANKA)
- Milli Eğitim Bakanõ
Nimet Çubukçu’nun
MHP Kütahya
Milletvekili Alim Işõk’õn
soru önergesine verdiği
yanõt, AKP hükümetleri
döneminde 2003’ten bu
yana 626 eğitim kurumu
yöneticisinin isteği
dõşõnda görev yerinin
değiştirildiğini,
bunlardan 499’unun
yargõ kararõ ile eski
görevlerine iade
edildiğini ortaya koydu.
Çubukçu’nun verdiği
bilgiye göre yine AKP
hükümetleri döneminde
eğitimde toplam 2 bin
944 atama yapõldõ.
Her Şey Kimin İçin?
22 Temmuz seçimlerinin ardından
AKP’den ayrılan eski Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
Şener, geçen günlerde partisini
kurdu. Şener, seçimden hemen sonra
başlattığı “Yeni Oluşum Hareketi”ni
“Türkiye Partisi” adıyla partileştirdi.
Şener’in genel başkanlığını yaptığı
Türkiye Partisi (TP), AKP kulislerinde
de bir hareketlilik yaşanmasına neden
oldu. AKP’liler, partinin kurucular
kurulunda yer alan isimleri ve partinin
adını duyduktan sonra biraz da dudak
büken yorumlar yaptılar. Partinin adını
beğenmeyen AKP’liler, “Adını Türkiye
Partisi koymuşlar; ne yani, diğer
partiler Türkiye’nin partisi değil mi?
Böyle bir adla tüm Türkiye’yi temsil
ettikleri gibi bir görüntü oluşturmaya
çalışıyorlar” dediler.
AKP’lilerin partinin adıyla ilgili
küçümseyici yorumları, Türkiye Partisi
çevrelerinde ise farklı
değerlendirmelere yol açtı. TP
çevrelerine göre, partiyi küçümseyen
AKP’lilerin asıl sorunları, özellikle
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sık sık
konuşmalarında değindiği ve seçim
dönemlerinde kullanılan bir slogan.
TP’liler, AKP’nin “Her şey Türkiye için”
sloganını kullandığına dikkat çekerek,
şu yorumu yapıyorlar:
“AKP’lilerin asıl bozuldukları şey
partinin adı oldu. Şimdiye kadar
‘Her şey Türkiye için’ diyorlardı.
Başbakan Erdoğan da sık sık bu
sloganı kullanıyordu. Bakalım
bundan sonra bu sloganı rahat
rahat kullanabilecekler mi?
Bakarsınız bu sloganı, bizim
partimize döneceği endişesiyle
belki de değiştirirler.”
TBMM’den Nâzım Hikmet’e selam
Büyük ozan Nâzım Hikmet,
ölümünün 46. yılında parlamentoda
da anıldı. DTP’li Akın Birdal,
gündem dışı söz alarak şunları
söyledi:
“Nâzım Hikmet’in Anadolu’da bir
köy mezarlığına gömülmesini isteyen
vasiyetini henüz yerine getiremedik.
Nâzım’ı hâlâ bir köy mezarlığına
taşıyamadık, belki bugün böylesi
daha iyi. (...). Ne yazık ki, biz, iz
bırakmış olanlarımızı, izlerini ışıltmak
yerine silme çabası içine girmişizdir.
Bursa Yazın Sanat Derneği’nin
önderliğinde bir kampanya
yürütülüyor. Kampanya ‘Nâzım’a
Bursa’da yer açın’ sloganıyla
sürdürülüyor. 11 yılını geçirdiği Bursa
Cezaevi’nde ‘Memleketimden İnsan
Manzaraları’nı ve Piraye’ye
yazdıklarını bize buradan armağan
etmiştir. Ama, ne Bursa’da kaldığı
Çekirge ve benzeri yerlerde,
otellerde, ne Çankırı, ne Ankara
Ulucanlar, ne Malatya, ne Sinop,
İstanbul cezaevlerinden bir iz
kalmamıştır ve bırakılmamıştır. Hatta,
Sinop Cezaevi’nin kapısında bir
tabela var: Sabahattin Ali’den, ünlü
yazarlarımıza ve şairlerimize baştan
aşağı sıralamışlar 25-30 ad ve bunlar
bu cezaevinde yattı, diyor. Nasıl
böyle bir şeyle, cezaevlerinde,
zindanlarında çürüttüğü aydınlarıyla,
yazarlarıyla bir ülke övünebilir? O
nedenle, o tabela eğer kalacaksa
Kültür Bakanlığı’ndan rica ediyorum,
altına da ‘özür dileriz’i eklesinler.”
TBMM’de tartışmalı mayın tasarısı
görüşmelerine geçildiğinde, bu kez
CHP’li Malik Ecder Özdemir sözü
Nâzım Hikmet’in dizelerine getirdi:
“Ne güzel söylemiş yıllar önce
büyük şair... ‘Kabahat senin demeye
de dilim varmıyor ama / Kabahatin
çoğu senin canım kardeşim’ Şimdi, 7
yıllık iktidarınız boyunca yaptığınız
işlere karşın dört haftadan bu tarafa
ulusal çıkarlarımıza ters olan bu
yasayı çıkarmak için gösterdiğiniz
çaba karşısında yaptıklarınıza kabahat
mi demeli, kusur mu demeli yoksa
gaflet, dalalet, hatta ihanet mi
demeli?”
‘Mayın’ görüşmeleri: ‘Sarhoş’,
‘zihni mayınlı’, ‘peşkeşçi’
TBMM Genel Kurulu’nda mayın
tasarısının görüşmelerinin son
gününde sert tartışmalar
yaşanırken, milletvekilleri kürsüye
yürüdü, birbirine sert hakaret ve
suçlamalar yöneltti. Bu
görüşmelerin tutanaklarından
seçtiğimiz bazı bölümler şöyle:
KAMER GENÇ (Bağımsız)-
Zihinlerimiz mayınlı değil,
kendisinin vicdanı da mayınlı
değilse gelsin burada konuşsun.
Gelsin Tayyip Bey, burada
konuşsun, gidip grupta
konuşmasın.
ÜNAL KACIR - (AKP) Elbiseyi
kuru temizlemeden yeni aldık,
çamur sıçratma.
KÖKSAL TOPTAN (TBMM
Başkanı)- Önce Sayın
Başbakan’a hitaben değil Sayın
Başkanlığa hitaben sözlerinizi
sürdürmeniz lazım.
KAMER GENÇ- Efendim, ben
saygı duymadığım insanlara pek
“sayın” demem.
BEKİR BOZDAĞ (AKP) - Bizim
her söze verilecek cevabımız var
ama biz, biz iftirada yarışamayız,
biz ahlaksızlıkta yarışamayız, biz
edepsizlikte yarışamayız.
FATMA KURTULAN (DTP)-
Kusura bakmayın ama yer yer bu
kutsal mekânı bir erkek kahvesine
dönüştürdüğünüzü sizinle
paylaşmak istiyorum.
ŞENOL BAL (MHP) - Bizi,
bastırılmış, örtülmüş ve
karartılmış vicdanlarınızın sesini
duymak için dinlemelisiniz.
FATMA ŞAHİN (AKP) - Kes
sesini!
ALİ RIZA ÖZTÜRK- Burada bir
milletvekili bir milletvekiline
“Sarhoş” diyor, siz de oradan
seyrediyorsunuz!
KÖKSAL TOPTAN- E, diyorsa
ayıplıyorum o arkadaşı.
Ayıplıyorum, şiddetle ayıplıyorum.
NUR SERTER (CHP) -Biz,
burada bir ihanet yasasını, bir
peşkeş yasasını dört haftadır
konuşmak mecburiyetinde
bırakılıyoruz.
BEKİR BOZDAĞ (AKP) - Sayın
Başkan, Meclis ihanet yasası
görüşemez. Lütfen hatip sözünü
geri alsın efendim.
NUR SERTER- Şehit kanlarıyla
sulanmış vatan toprağını
satmayı göze aldığını gördüğüm
için yeni bir çığırın açılmasına
memur edilmiş olan sizleri
kutluyorum.
ÜNAL KACIR (AKP)- Tam
kendine yakıştığı gibi konuşuyor!
Eroğlu’nun tercihi...
Küresel ısınma, kuraklık
nedeniyle geçen yıl başkentliler tam
bir “su çilesi” çekti. Ankara Anakent
Belediye Başkanı Melih Gökçek de
“çok tartışmalı-bol ağır metalli-tadı
nahoş”, lavaboda izi “hayli kızıl”
Kızılırmak suyunu, başkentlilere
reva gördü. Bu sene yağışların bol
olması, Ankara barajlarına yaradı.
Belediyenin açıklamasına göre şu
anda başkente Kızılırmak suyu
verilmiyor. Ancak başkentlinin ağzı
bir kere yandığı için yine de geçmiş
yıllarda olduğu gibi gönül
rahatlığıyla musluktan su içemiyor,
çay-yemek pişiremiyor. Ne yazık ki
çoğu başkentli hâlâ büyük oranda
damacana suyuna talim ediyor.
Meclis kulisinde bir grup gazeteci
de Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlu’na “Ankara’nın suyunu”
sordu. Eroğlu, 2007 sonundan
itibaren Ankara’nın su sıkıntısının
gündeme geldiğini, seçimler
nedeniyle DSİ Genel
Müdürlüğü’nden ayrıldığını, bu
arada Gökçek’in de susuzluğa
çözüm olarak “suları kestiği”ne
dikkat çekti. Eroğlu, seçimden
sonra Başbakan Tayyip
Erdoğan’ın kendisine “ASKİ’yle
niye ilgilenmiyorsun?” deyince,
konuya “el attığını” ve ilk etapta
Çamlıdere Barajı’ndaki 150 milyon
metreküplük dip suyunu devreye
soktuklarını anlattı. Eroğlu,
Kesikköprü barajından su
getirilmesinin ise “konunun
aciliyetinden” kaynaklandığına
işaret etti. Bu sene su sıkıntısı
görünmediğini, o nedenle şimdilik
Kızılırmak Suyu’nun kesildiğini
vurgulayan Eroğlu, Ankara’ya Bolu-
Gerede suyunun getirilmesi için de
projenin hazırlandığını anlattı.
“Ankara’nın suyu tertemiz”
iddiasında bulunan Eroğlu’na
gazeteciler doğal olarak, “Siz
çeşme suyu mu içiyorsunuz,
damacana mı?” diye sordu. Eroğlu,
önce durdu, sonra son derece
diplomatik bir yanıt verdi:
“Ben genelde Kızılay Madensuyu
içiyorum...”
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan
parlamentokulisi@gmail.com
Erbeyi’nin MEB’deki görevinden önce parti içinde görevli olduğu ortaya çõktõ
‘AKPkartvizitlikadrolaşma’
MAHMUT LICALI
ANKARA - Milli Eğitim Ba-
kanlõğõ (MEB) Talim Terbiye
Kurulu (TTK) Başkanlõğõ’nda
ders kitaplarõnõn incelendiği bi-
rim olan Öğretim Materyalleri-
ni Geliştirme, İnceleme Merke-
zi ve Akşam Sanat Okullarõ
Müdürlüğü’nde Aralõk 2008’de
“müdür başyardımcılığı”na
getirilen Zekeriya Erbeyi’nin
MEB’deki görevinden önce
AKP Siyasi ve Hukuk İşleri
Başkanlõğõ’nda görevli olduğu
ortaya çõktõ. Eğitim-Sen Anka-
ra 2 No’lu Şube Başkanõ Tuğ-
rul Culfa, bunun “AKP kart-
vizitli kadrolaşmanın tescili”
olduğunu söyledi.
MEB’in beyni olarak tanõm-
lanan TTK’de ders kitaplarõnõn
incelendiği birim Öğretim Ma-
teryallerini Geliştirme, İnceleme
Merkezi ve Akşam Sanat Okul-
larõ bünyesinde kurulan incele-
me komisyonlarõna son 1.5 yõl-
da yüzlerce usulsüz öğretmen
görevlendirilmesi yapõlmõştõ.
Kurumda öğretmenlerin atan-
masõnõ düzenleyen yönergedeki
pek çok şartõ taşõmayan ve usul-
süz bir şekilde görevlendirilen
öğretmenlerden Zekeriya Erbe-
yi’nin 1.5 yõl içinde birimin
müdür başyardõmcõlõğõ görevine
getirilmesinin ardõndan AKP’yle
ilişkili olduğu belirlendi.
Edinilen bilgiye göre, eski
Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin
Çelik döneminde, Konya’da
din kültürü ve ahlak bilgisi öğ-
retmenliği yapan Erbeyi, Şubat
2008’de TTK içerisinde Öğretim
Materyallerini Geliştirme, İn-
celeme Merkezi ve Akşam Sa-
nat Okullarõ Müdürlüğü’nde
usulsüz bir biçimde öğretmen
olarak görevlendirildi.
İlahiyat mezunu
Müdürlüğe yapõlacak atama-
larõn esaslarõnõn belirlendiği yö-
nergeye göre, öğretmenlerden
yüksek lisans yapma, yabancõ
dil sõnavõndan en az 50 puan al-
ma ve sözlü mülakattan geçme
şartõ aranõyor. Yüksek lisans de-
recesi bulunmayan ve yalnõzca
ilahiyat fakültesi mezunu olan Er-
beyi, aynõ zamanda kurum için-
de herhangi bir sõnava girmeden
atamasõ yapõldõ. Erbeyi, 10 ay
sonra Aralõk 2008’de Öğretim
Materyalleri Geliştirme, İnce-
leme Merkezi ve Akşam Sanat
Okullarõ Müdürlüğü’nde “mü-
dür başyardımcılığı” görevine
usulsüz olarak getirildi.
Müdür başyardõmcõlarõ için
yönergede sõralanan tercih ne-
denlerini de taşõmayan Erbe-
yi’nin buna göre yabancõ dil
bilmesi, yüksek lisans ya da
doktora yapmõş olmasõ ve ders
kitaplarõnõn hazõrlanmasõ, ince-
lenmesi ile eğitsel ve görsel ta-
sarõmlarõ hususlarõnda hizmeti-
çi eğitim almasõ gerekiyordu.
Yaklaşõk 5 aydõr müdür baş-
yardõmcõlõğõ görevini yürüten
Erbeyi’nin aynõ zamanda
AKP’yle ilişkisinin de bulun-
duğu ortaya çõktõ. AKP’nin
“www.akparti.org.tr/siyasi-
vehukuk/ ozgecmis. asp?id=
8926” adresli web sayfasõnda Si-
yasi ve Hukuk İşleri Başkanlõğõ
bölümünde özgeçmişi bulunan
Erbeyi’nin, MEB’deki görevin-
den önce AKP’de görevli oldu-
ğu belirlendi.
Eğitim-Sen Ankara 2 No’lu
Şube Başkanõ Culfa, AKP’nin
internet sitesinde görevliler ara-
sõnda özgeçmişi bulunan birinin
TTK’de müdür başyardõmcõsõ
değil, memur bile olamayacağõ-
nõ kaydetti. Culfa, “Mevzuata
aykırı atamalardan biri olan
bu AKP kartvizitli kadrolaş-
manın tescilidir” diye konuştu.
Eğitim-Sen Ankara 2 No’lu Şube Başkanõ Tuğrul Culfa, Zekeriya
Erbeyi’nin Öğretim Materyallerini Geliştirme, İnceleme Merkezi ve Akşam
Sanat Okullarõ Müdürlüğü’nde Aralõk 2008’de müdür başyardõmcõlõğõna
getirilmesinin “AKP kartvizitli kadrolaşmanõn tescili” olduğunu söyledi.
Eğitim-İş’in hazõrladõğõ rapor eğitim sisteminin sõkõntõlarõnõ anõmsattõ
‘Eğitim Kurultayõ düzenlensin’
ZEYNEP ŞAHİN
Her çocuğun eğitim hakkõndan
eşit yararlanamadõğõnõ bizzat öğ-
retmenlerin dilinden ortaya ko-
yan, bugünkü müfredatõn gerek
hazõrlanõş, gerekse içerik açõsõn-
dan eğitim dünyasõndan destek
görmediğini gözler önüne seren
Eğitim-İş, Milli Eğitim Bakanlõ-
ğõ’na (MEB) “Eğitim Kurulta-
yı” düzenleme çağrõsõ yaptõ.
Eğitim-İş’in 10 ili kapsayan,
“Eğitim Çalışanları Bakış Açı-
sından, İlköğretim Program-
ları ile Eğitim Sisteminin Eri-
şilebilirliği, Ulaşılabilirliği,
Uyarlanabilirliği ve Kabul Edi-
lebilirliği Araştırması”nõn so-
nuçlarõ, eğitim sisteminin sõkõn-
tõlarõnõ bir kez daha anõmsattõ.
Araştõrma, hem eğitimde fõrsat
eşitliğini sağlamak hem de gün-
cel gelişmeler doğrultusunda ve
katõlõmcõ bir anlayõşla eğitim
sistemini yapõlandõrmak için bir
dizi adõm atõlmasõnõn gereklili-
ğini gösterdi. Eğitim-İş, rapo-
runda yapõlmasõ gereken temel
düzenlemeleri şöyle sõraladõ:
Müfredat hazõrlanma süre-
cinde, eğitimcilerin yanõ sõra
eğitim örgütlerinin görüşleri alõn-
malõ, katõlõmõ sağlanmalõ.
İlköğretim müfredatõnõn
dayandõğõ temel ilkeler üzerinde
eğitim çalõşanlarõnõn ve toplu-
mun uzlaşõsõ gerçekleşmeli.
Müfredat uygulamasõnda
çõkabilecek sorunlar konusunda
başvurulabilecek bir destekle-
me birimi oluşturulmalõ.
İlköğretimde ders prog-
ramlarõnõn hazõrlanmasõ, ulusal
bir eğitim stratejisi temelinde
demokratik bir anlayõşla ger-
çekleştirilmeli ve bu sayede
planlama, uygulama, geri bildi-
rim alma ve bu bildirimler doğ-
rultusunda sistemi yeniden ge-
liştirme döngüsü oluşturulmalõ.
MEB farkında değil!
Bugünkü ilköğretim müf-
redatõ öğretmende; “öğrenciyi
tanıma, ortam hazırlama, yol
Eğitim-İş tarafõndan hazõrlanan raporda, her
çocuğun eğitim hakkõndan eşit yararlanmadõğõ bizzat
öğretmenlerin dilinden ortaya konuldu.
Erdoğan, Baykal’õn ‘Deniz Feneri’yle ilgili eleştirilerine yanõt verdi
‘Biz o konuda rahatız’
KAYSERİ (Cumhuriyet) -
CHP Genel Başkanõ Deniz Bay-
kal’õn Deniz Feneri soruştur-
masõyla ilgili eleştirilerine Kay-
seri’den yanõt veren Başbakan
Tayyip Erdoğan, “Sayın Bay-
kal, Anayasa Mahkemesi seni
ve sizi mahkûm etti. Yaklaşık
1 trilyonluk Hazine parasını
nereye harcadın, bunun hesa-
bını ver. Siz tescillisiniz.
AKP’ye leke süremeyeceksiniz.
Bizim Deniz Feneri ile şunla
bunla alıp veremediğimiz yok.
Biz o konuda rahatız” dedi.
Partisinin Kadir Has Kongre
Merkezi’nde düzenlenen 3. ola-
ğan il kongresinde konuşan Er-
doğan, Türkiye’nin gelişmesini
hazmedemeyenler olduğunu sa-
vunarak Baykal’õ hedef aldõ. Er-
doğan, “Gönlü, vicdanı kara
olanlar tabii ki bunu hazme-
demeyecekler. Mazisi kara
olanlar, tabii ki bunu hazme-
demeyecekler. Ama biz hu-
zurluyuz. Bizim temizliğimize
leke sürmeye gayret eden Sa-
yın Baykal, bana dün edep
dersi vermeye kalkıyor. Önce
bu ülkede bir partinin genel
başkanının sen ve siz ifadele-
rini kullanmasının ne anlama
geldiğini öğrenmesi lazım” di-
ye konuştu. Baykal’õn Deniz
Feneri soruşturmasõ konusun-
daki eleştirilerine de yanõt veren
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdür-
dü: “Sayın Baykal, Anayasa
Mahkemesi seni ve sizi mah-
kûm etti. Yaklaşık 1 trilyonluk
Hazine parasını nereye har-
cadın, bunun hesabını ver. Siz
tescillisiniz. AKP’ye leke sü-
remeyeceksiniz. Bizim Deniz
Feneri ile şunla bunla alıp ve-
remediğimiz yok. Biz o konu-
da rahatız. Partimizi kurdu-
ğumuz günden itibaren, her
harcadığı kuruşu, partimize
giren çıkan web sitemize girer.
Bize leke atamazsınız, güneşi
balçıkla sıvayamazsınız.”
Yalçınkaya’ya yanıt
Yargõtay Cumhuriyet Başsav-
cõsõ Abdurrahman Yalçınka-
ya’nõn Yargõtay Onur Günü et-
kinliğinde yaptõğõ konuşmada,
“Muhafazakâr partiler öne
çıktıkça, ekonomik büyümeye
daha çok vurgu yapılmak su-
retiyle, laikliğin gündemden
düşürüldüğü görülmektedir”
sözlerine de üstü kapalõ yanõt ve-
ren Erdoğan, “Ekonomiyi ter-
cih ederken diğer değerleri
atmadık” ifadesini kullandõ.
Muhalefetin mayõnlõ arazilerin
temizlenmesi için çõkartõlan ya-
saya ilişkin eleştirilerine Nas-
reddin Hoca fõkrasõ anlatarak
yanõt veren Erdoğan, “Muhale-
fetin hayal gücü Nasreddin
Hoca’yı geride bırakıyor. Or-
tada fol yok yumurta yok bun-
lar omlet pişiriyorlar. Siz bizim
niyetimizi nereden biliyorsu-
nuz? Yaptıkları siyaset değil,
falcılık. Bu yasanın hiçbir ta-
rafında İsrail yok, belirlenmiş
tasarlanmış bir ülke, şirket
yok. Bizim tek bir gayemiz
var o da bölgedeki mayınları
temizlemek” diye konuştu.
Erdoğan, “Sayõn
Baykal, Anayasa
Mahkemesi seni ve sizi
mahkûm etti. Yaklaşõk 1
trilyonluk Hazine
parasõnõ nereye harcadõn”
diye sordu.
Partisinin il kongresinde konuşan Erdoğan, ‘Türkiye’nin gelişmesini hazmedemeyen var” dedi.
gösterme, öğrenme için güdü-
leme, kılavuz olma, etkinlik ge-
liştirme, materyal hazırlama”
gibi özelliklerin bulunmasõnõ
zorunlu kõlõyor. Ancak bunu
sağlayacak bir destek birimi ol-
madõğõ gibi MEB bunun eksik-
liğinin farkõnda bile değil. Bu ek-
siklik giderilmeli.
Kõrsalda yaşayan, kentte ya-
şayan ancak ailesinin geliri dü-
şük, özel eğitime ihtiyaç du-
yan, risk altõnda bulunan ya da is-
tismara uğrayan çocuklarõn eği-
tim hakkõndan mahrum kalma-
masõ için bütünsel ve demokra-
tik anlayõşla ulusal bir eğitim
stratejisi geliştirilmeli.
Ailelerinin inançlarõ, gö-
rüşleri nedeniyle çocuklarõn ay-
rõmcõlõğa uğramasõnõ engelleye-
cek mekanizma oluşturulmalõ.
OLAĞANÜSTÜ KURULTAYDA 378 OYUN 226’SINI ALDI
SHP’de Ergün dönemi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP 2.
Olağanüstü Kurultayõ’nda genel başkanlõğa 226
oyla Hüseyin Ergün seçildi.
SHP’nin 2. Olağanüstü Kurultayõ, İnşaat Mü-
hendisleri Odasõ Teoman Öztürk Salonu’nda ya-
põldõ. Divan Başkanlõğõnõ Cafer Yüksel’in yap-
tõğõ kurultaya, ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk
Uras, Eğitim Sen Başkanõ Zübeyde Kılıç, Ale-
vi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Bal-
kız ve parti üyeleri katõlõrken, Kurucu Genel Baş-
kan Murat Karayalçın kurultaya gelmedi. Ka-
rayalçõn’õn yerel seçimler için CHP’ye katõl-
masõnõn ardõndan tekrar genel başkanlõğa dön-
mediği SHP’de, eski genel başkan Uğur Cila-
sun, “Yeni başkanın Türk soluna yeni bir so-
luk, yeni bir heves getirmesini temenni edi-
yorum” dedi. Cilasun’un aday olmadõğõ kurul-
tayda, başkanlõk için Ergün, Fehmi Işıklar ve
Recai Ersoy yarõştõ. İlk iki turda adaylar yeter-
li oya ulaşamadõ. Ersoy ikinci turun ardõndan çe-
kildi. Üçüncü tur oylamada kullanõlan 378 oyun
377’si geçerli sayõlõrken genel başkan adayla-
rõndan Işõklar, 151 oy aldõ. Ergün ise 226 oy ala-
rak SHP’nin yeni genel başkanõ oldu.