Katalog

8 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B Kültür Servisi - Pera Güzel Sanatlar tarafõndan bu yõl ikincisi düzenlenen Uluslararasõ Pera Flamenco Festivali yarõn başlõyor. Festival yarõn saat 20.30’da Kadõköy Caddebostan Kültür Merkezi’nde Pera Flamenco Dans Topluluğu’nun “Flamenco Dans Gösterisi” ile başlayacak. Gençlerin kültürler arasõ diyoloğunu geliştirmek amacõyla düzenlenen festivalde konserler, seminerler, fotoğraf sergileri, film gösterimleri ve defileler gerçekleştirilecek. 14 Haziran Pazar gününe dek devam edecek festival Pera Güzel Sanatlar’õn salonlarõnda gerçekleştirilecek. (0 212 245 44 60) T oplumun üzerine çökmüş genel bir hoşnutsuzluk hali var. Hiç kimse yap- tõğõ işten, bulunduğu konumdan, genel gidişattan, “öteki”nden hoşnut değil gibi... Hemen her çaba havanda su dövülüyormuş umutsuzluğu ve umarsõzlõğõ içinde yapõlõyor ve- ya karşõlanõyor. Kuşkusuz, genel anlamda hoş- nutsuzluğun nesnel temelleri ve gerekçeleri de yok değil. Bu, hem geniş açõlõ bir bakõşla top- lumsal gidişat, hem de bu karmaşanõn içinde kendine bir yol bulmaya çalõşan bireyler açõ- sõndan söylenebilir. Siyasal açõdan tam bir bölünmüşlük, toplumsal açõdan ortak akõl üretiminin tamamen devre dõ- şõ kalmasõ, ekonomik açõdan krizin her gün bi- raz daha ağõrlaşarak hissedilen etkileri, kültü- rel açõdan çok ciddi bir değerler erozyonu bu nesnel zeminin yapõ taşlarõnõ oluşturuyor. GERİYE DÖNÜP BAKINCA... İyi de, dönüp doksan yõl önceye, 1919’a bak- sak bugünkünden daha mõ iyi bir manzarayla karşõlaşõrdõk diye de kendine sormadan edemi- yor insan. Bence, toplumsal ve bireysel anlamda insanõn kendini tanõmladõğõ çerçeveyi biraz da gelecek perspektifleri belirliyor. O gelecek perspektiflerinin ortaya çõkmasõnda ise, diğer birçok etkenin yanõ sõra, kuşaklarõn kolektif hazõrlõklarõ ve eğitimleri çok önemli bir rol oy- nuyor. Kuşaklarõ oluşturan bireylerin ba- ğõmsõz yetişme koşullarõndan ayrõ ve on- larõn üstünde kalan bir “çağ ruhu” var san- ki; bu ruh, bir kuşağa kendi ömür sõnõrla- rõnõ aşan güzel bir geleceğe duyulan umut- la birlikte yaratõcõlõğõ aşõlarken; yõllar sonra gelen bir diğer kuşak önünde belir- siz, sisli bir gelecekten başka bir şey gö- remeyebiliyor. Yaratõcõlõk ve toplumsal çõ- kar gibi kaygõlara boş verip, günü kurtar- mayõ, günü yaşamayõ öne çõkarabiliyor. Aslõnda bu farklõlaşma, sadece ideolo- ji/ideolojisizlik veya kendini hiçe say- ma/kendini her şey görme gibi uç ayrõm- larda yaşanmõyor sadece. Hoşnutsuzluk, en basitinden, yaptõğõ işi sevmemekten, önem- sememekten başlayarak dalgalar halinde yayõlõyor. Toplumsal düzlemde gerçekleştirilen her türlü etkinliğin kendi içinde bir amaç ol- maktan çõkõp başka beklentilerin aracõ haline gel- mesi, toplumu bir arada tutan harcõn en önem- li bölümünün un ufak olduğunu gösteriyor. TEMEL SORU Nisan ayõnda Londra’da uzun yõllardõr afiş- te olan üç oyun seyrettim (ilk ikisi müzikal, so- nuncusu “gerilim tiyatrosu” olarak adlandõrõ- labilecek bir tür): “Operadaki Hayalet”, “Se- filler” ve “Siyahlı Kadın.” Üçü de gerçek bi- rer prodüksiyon başarõsõ; çok iyi eğitimli oyun- cular, belli bir düzeyin altõna asla inmeyen bir performans, mükemmel sahne düzenleri, belli ki hiç eksilmeyen ve dünyanõn dört bir yanõn- dan gelen bir seyirci. Herhangi bir karşõlaştõrma yapma kaygõsõy- la söylemiyorum, ama sahne sanatlarõna gerçek değerini veren bir ortam (üretimi yapanlardan izleyiciye kadar) içinde bulunduğunuzu bu denli güçlü bir şekilde duyumsayõnca insan sor- madan edemiyor: Bu oyunlarõ izlediğim sahneler teknolojik açõdan bizdekilerden çok mu ileri? Hayõr. Ama onlar bu olanaklarõ sonuna kadar ve sahnenin bağõmsõzlõğõnõ, yaratõcõlõğõnõ koruya- rak kullanmayõ içselleştirmişler artõk. Oyunculuk kaliteleri (oyuncularõn ses kullanõmõ, dans be- cerisi, sahne hâkimiyeti vb. gibi unsurlarõ açõ- sõndan) çok mu üstün? İlk bakõşta belki evet ama bizim eğitim programlarõmõzda yapõlacak birkaç radikal değişiklikle en fazla 10-15 yõl içinde yakalanmayacak bir düzey değil bu. Ama sahne sanatlarõnõ bu derece öne, aslõnda hak ettikleri yere koyan bir bakõşa nasõl ve ne zaman ulaşabiliriz, temel soru belki de bu. Peki, bu soru bir hoşnutsuzluk haline yol aç- malõ mõ? Yakõnõmõzdaki başka bir ülkeden ge- lip bizde misafir sanatçõlõk yapan bir dostun söyledikleri ilginç bu açõdan: “Elinizdekinin kıymetini bilmiyorsunuz. Bakın, prova ya- pacak, oyun sahneleyecek mükemmel ola- naklarınız var. Ödenekleriniz var. Yine de hoşnut değilsiniz.. bir de bunların hiç- birinin olmadığı, evlerde gizli gizli prova yaptığınız, hiç ödenek alamadığınız, oyun sah- neleyecek salon bulamadığınız bir yerde ya- şadığınızı düşünün!..” Sahne sanatlarõna hak ettikleri yeri kazan- dõrmak birçok farklõ etkene, toplumdaki genel eğitim düzeyine, siyasal iktidarlarõn kültür-sa- nat politikalarõna, televizyonun, dizilerin, şöh- retin ve paranõn yõpratõcõ cazibesine bağlanabilir kuşkusuz. Ama bizlerin, bu sanat alanlarõnda ça- lõşanlarõn hiç mi kusuru yok? Hoşnutsuzluk ha- lini dağõtmaya önce kendimizden başlamamõz gerekmez mi? [email protected] Hoşnutsuzluk hali SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA - 16. Uluslararasõ Adana Altõn Ko- za Film Festivali bugün başlõyor. Uzun met- rajlõ film dalõnda 12 filmin Altõn Koza heyk- elciliği ve ödülleri almak için yarõşacağõ fes- tival için kent gelin gibi süslendi. Çeşitli dal- larda sinema ödüllerinin yanõ sõra, Ömer Lütfi Akad, Filiz Akın, Yusuf Sezgin ve Ca- hit Berkay’a ‘Onur Ödülü’ verilecek festi- valde, yarõşma bölümleri dahil 300’den faz- la film sunulacak, 100 bin öğrencinin de si- nemaya gitmesi sağlanacak. Festival için yerli ve yabancõ konuklarõn Adana’ya gelmeye başladõğõnõ belirten Koza AŞ Genel Müdürü Fevzi Acevit, “Bu yıl, 1969 yılında başlayan festivalin 40. yılını da kutluyoruz. PTT festivale özel ‘40. Yõl Pu- lu’ bastı. Usta müzik adamı Cahit Berkay Festival Marşı’nı besteledi ve Burçak Evren de resimli katalog hazırladı. Kısacası si- nemanın kalbi bir hafta boyunca Ada- na’da atacak” dedi. Ulusal ve uluslararasõ olmak üzere iki bö- lümden oluşan festivalde, çok sayõda oyuncu, yönetmen ve filmin halkla buluşacağõnõ irde- leyen Acevit, festival programõyla ilgili şun- larõ söyledi: “Bugün başlayacak festivalde ilk gün yarışma filmleri ve halk gösterileri yer ala- cak. Resmi açılış ise salı günü (yarın) 20.00’de Büyükşehir Belediye Tiyatro- su’nda yapılacak. Şebnem Dönmez’in su- nuculuk yapacağı geceyi Kerem Görsev konseri renklendirecek. Ulusal ve ulus- lararası sinema sanatçıları, kent protoko- lü ve basın mensuplarının hazır bulunacağı gecede, Güney Koreli Yönetmen So Yong Kim’in, Berlin Film Festivali’nde Kiliseler Birliği Jüri Ödülü, Dubai Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü, Pusan Film Festiva- li’nde Netpac Ödülü ve Tokyo Film Festi- vali’nde Filmex Jüri Özel Ödülü alan, ‘Ağaçsõz Dağ’ adlı açılış filmi izlenecek. Ge- ceye, filmin yönetmeni So Yong ile filmin çocuk oyuncuları Hee Yeon Kim ve Song Hee Him de katılacak.” Uzun metrajda 31 filmin değerlendirildiği yarõşmada, festival kurulunca belirlenen 12 film yarõşacak. Nuri Bilge Ceylan’õn baş- kanlõk yaptõğõ, yönetmen Özcan Alper, gö- rüntü yönetmeni Uğur İçbak, sinema yazarõ ve akademisyen Prof. Dr. Zeynep Tül Akbal Süalp, yazar ve senarist Firuzan, müzisyen Mazlum Çimen ile sinema oyuncularõ Bulut Aras, Meltem Cumbul, Özgü Namal’õn yer aldõğõ jüri, Erden Kıral’õn ‘Vicdan’, Pe- lin Esmer’in ‘11’e 10 Kala’, Cemal Şan’õn ‘Dilber’in Sekiz Günü’, Ümit Ünal’õn ‘Göl- gesizler’, Murat Düzgünoğlu’nun ‘Hayatın Tuzu’, Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan’õn ‘İki Dil Bir Bavul’, Aslı Özge’nin ‘Köprü- dekiler’, Atalay Taşdiken’in ‘Momo-Kız- kardeşim’, Yeşim Ustaoğlu’nun ‘Pando- ra’nın Kutusu’, Tayfun Pirselimoğlu’nun ‘Pus’, Semih Kaplanoğlu’nun ‘Süt’, Mah- mut Fazıl Coşkun’un ‘Uzak İhtimal’ adlõ filmlerini izleyip değerlendirecek. Festivale renk katan “Sevgi Korteji” ise çar- şamba günü ünlü sanatçõlarõn ve yabancõ ko- nuklarõn katõlõmõyla gerçekleşecek. Mimar Si- nan Açõk Hava Tiyatrosu’nda saat 20.00’de- ki, “Sinema Dayanışma Gecesi”nde ise tüm sanatçõlar halkõn önüne çõkacak, Ferhat Göçer de geceye renk katan bir konser verecek. Festival kapsamõnda yapõlan Akdeniz Ülkeleri Uluslararasõ Kõsa Film Yarõş- masõ’nda 48 film, Ulusal Öğrenci Film- leri Yarõşmasõ’nda 37 film yarõşacak. Festival kapsamõnda 8 ayrõ salonda yerli ve yabancõ 177 film gösterilecek. Engellilerin izleyebilmesi için sesli betimleme yöntemiyle filmler de ha- zõrlandõ. Ayrõca, 164 okuldan yaklaşõk 100 bin öğrenci sinemalara taşõnacak, sergiler ve film atölyeleri açõlacak. 16. Altõn Koza Film Yarõşmasõ’nõn ödülleri ise 13 Haziran’da düzenlene- cek törenle sahiplerini bulacak. En İyi Film Ödülü’ne 250.000 TL, Büyük Jüri Yõlmaz Güney Ödülü ile En İyi Yö- netmen Ödülü’ne 50’şer bin, En İyi Se- naryo, En İyi Görüntü Yönetmeni ve En İyi Müzik Ödülü’ne 15’şer bin TL ödül verileceği duyurulan festivalde, iz- leyicilerin belirleyeceği bir filme ise yi- ne 50 bin TL ile birlikte ‘Adana İzle- yici Jürisi En İyi Film Ödülü’ sunulacak. Sinemanın kalbi Adana’da atacak ASLI SELÇUK Adana Uluslararasõ Altõn Koza Film Festivali (8-14 Haziran) öğrenciler, iş- çi çocuklar, engelliler, tutuklular, psi- kolojik sorunlarõ olanlar için özel film gösterimle- ri düzenliyor. Okullar Sinemada-Sinema Okullarda projesinde 170 okuldan 100 bin öğrenci etkinlik sü- resince “Sevimli Dinozor”, “Çılgınlar Tatilde 2”, “Piyano Piyano Bacaksız”, “Zıkkımın Kökü”, “Altın Pusula” filmlerini izleyecek. Sinema salo- nu olmayan okullarõn öğrencileri ise belediye oto- büslerince sinemalara taşõnacak. 12 Haziran Dünya Çalõşan Çocuklar Günü’nde özel bir etkinlik düzenleyen festival o gün 600 işçi ço- cuğu sinemalara götürecek. Çocuk haklarõna, çocuk sorunlarõna dikkat çekmeyi amaçlayan Altõn Ko- za’nõn açõlõş filmi “Ağaçsız Dağ” (Kore) anneleri- nin terk etmesiyle çocuk yurduna sõğõnan iki kõz- kardeşin öyküsünü anlatõyor. Yönetmen So Yong Kim filmini Pusan’daki çocukluk anõlarõndan esin- lenerek gerçekleştirdiğini, annesinin babasõndan ayrõlarak kardeşiyle birlikte onu dedesinin yanõna bõ- raktõğõnõ, daha iyi bir yaşam ve çocuklarõnõn gele- ceği için ABD’ye gittiğini, “Ağaçsız Dağ”õ anne- sine yazdõğõ açõk bir mektup olarak tanõmlõyor. So Yong Kim, çocuk oyuncular Hee Yeon Kim ve Song Hee Kim 9 Haziran’daki açõlõş törenine katõlõyor- lar. Görme engelliler ses betimleme yöntemiyle “Be- yaz Melek”i, işitme engellilerse “Sarı Köpeğin Yu- vası”nõ izleyecekler. Psikolojik sorunlu hastalar için de yazlõk sinema kuruldu. Tutuklulara her gün iki seans film gösterimi düzenleniyor. Ayrõca festival filmlerine de götürülüyorlar. Her yõl olduğu gibi Al- tõn Koza her yaştan, her kesimden, her konumdan izleyicinin sinema şenliğine katõlõmõnõ sağlõyor. Kültür Servisi - İstanbul Modern Sinema’da Goethe Institut İstanbul iş- birliğiyle 11 Haziran’a dek Alman si- nemasõnõn feminist kanadõnõn en önem- li temsilcilerinden Ulrike Ottinger’in filmlerinden oluşan bir seçkil gösterili- yor. “Prater”, “Bir Alkoliğin Portre- si”, “Dorian Gray’in Magazin Bası- nındaki Portresi”, “Ucube Orlando” filmlerinin yanõ sõra yönetmenin en önemli filmleri “Sürgün Şangay” ve “Moğolistanlı Jean d’Arc” ve ilk gös- terimi şubat ayõnda Berlin Film Festi- vali’nde yapõlan son filmi “Kore Çeyiz Sandığı” da gösterilecek filmler ara- sõnda. Farklõ sanat dallarõna olan ilgisi nedeniyle disiplinlerarasõ bir film dili ge- liştiren Ottinger’in filmleri, absürd teatral mizansenleri ya da fotoğraf karelerini anõmsatan resimsel görsellikleri kadar, belgesel ve kurmaca arasõnda gidip ge- lişleriyle de farklõ bir izleme deneyimi sunuyor. Tüm filmler Türkçe altyazõy- la gösterilecek. GÖSTERİMLER 11 HAZİRAN’A KADAR SÜRECEK İstanbul Modern’de Ulrike Ottinger filmleri Uluslararasõ Pera Flamenco Festivali başlõyor Ulrike Ottinger’in ‘Bir Alkoliğin Portresi’ adlı film de İstanbul Modern Sinema’da sinemaseverlerle buluşuyor. Sefiller Hiç kimse yaptõğõ işten, bulunduğu konumdan, genel gidişattan, ‘öteki’nden hoşnut değil gibi 6. Uluslararasõ Adana Altõn Koza Film Festivali ‘Ağaçsõz Dağ’ adlõ filmle bugün başlõyor AğaçsızDağ