Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
lenmiş:
İletişim tespit tutanağı
Tutanakta, arayan ve aranan telefon ile konu-
şan kişiler başa yan yana yazılıyor. Hemen altın-
da da konuşmanın aynen çözülmüş hali var.
Benimle ilgili 2 klasör var: Önemli bir bölümü ga-
zetedeki arkadaşlarla yaptığımız konuşmalar.
Kalanı da haber ya da bilgi alışverişi içerikli ko-
nuşmalardan ibaret.
Bu tutanakların ne ölçüde delil olacağı güncel
tartışma konusu. Buna girmeden önce, eklerde
dikkatimi çeken iki tutanağa ve buna dayalı ola-
rak hazırlanmış soruya değinmek istiyorum.
Gazetemizin santral telefonundan iki arkadaşı-
mız haber kaynaklarıyla görüşmüş. İlhan Taşcı,
Kemal Kılıçdaroğlu ile Fırat Kozok da RTÜK ile.
Telefon da açıkça yazılmış:
312-442 30 50
Yani Ankara Büromuzun santral telefonu.
Bu görüşmeler ayrıntılı olarak yer almış.
Gazetenin santral telefonundan yapılan kimi gö-
rüşmelerin de dosyama konduğunu hayretle gör-
düm. İddianame eklerine, toplanan ilgili ilgisiz tüm
bilgilerin-belgelerin konduğu anlaşılıyor.
Bunların tümünden şüpheli kişileri sorumlu tut-
mak; evi otoyol kıyısında olan bir kişiyi, yolda ku-
ral dışına çıkan tüm araçlardan sorumlu tutmak ve
ona ceza kesmek gibi bir şey...
Konunun genel yanına geçersek... Telefon din-
lemelerinin sınırı tartışma konusu olmaya devam
ediyor.
Şöyle bir benzetme yapsak:
Türkiye’de binlerce telefon dinleniyor ama,
kimse birbirini dinlemiyor.
Kurumların bu konuda yaptığı açıklamalar, du-
ruma açıklık getirmekten çok, kafalarda yeni so-
ru işaretlerine neden oluyor.
Bunun başlıca nedeni, telefon dinlemenin baş-
ka seçenek olmaması halinde “istisnai” başvuru-
lacak delil elde etme yolu değil de ilk başvurula-
cak yöntem haline gelmesi...
Bütün bunlar bir yana, dünya “iletişim” deyin-
ce, teknoloji, yeni buluşlar, yeni markalar anlar-
ken bizim aklımıza ilk şu geliyor:
İletişim suçları... İletişim tutanakları... Ortam din-
leme...
Bütün bunların üstüne iletişimin felsefesini yap-
mak belki anlamsız gelecek... Ama felsefeciler, in-
sanlığın tümünü etkileyen üç büyük çağı şöyle
özetliyor:
Tarım çağı, sanayi çağı, iletişim çağı...
Biz Türkler, tarım çağını yaşadık, katkı sağladık.
Eti kurutmayı, yoğurt yapmayı ilk Türkler ger-
çekleştirdi...
Sanayi çağını ise ıskaladık... Deyim yerindeyse,
sanayi çağının enayisi olduk. Sonradan bu çağı ya-
kalamaya çalıştık ama, bir yere kadar...
Geldik iletişim çağına...
Yani içinden geçmekte olduğumuz çağ sürek-
li gelişiyor. Hangi ülkenin hangi noktada olduğu
net değil. Müthiş bir dengesizlik var. Dünyada bir
yanda açlık hüküm sürerken, bir yanda iletişim tek-
nolojilerinin yeni ürünleri birbirini kovalıyor.
Türkiye’de ise iletişim deyince akla, girişte ak-
tardığımız konular geliyor. *
Öyle ki, hiç iletişim aygıtının olmadığı bir ortamda
bile dinlenebiliyorsunuz...
Ortam dinlemesi!
Kuralı yok, kimin yaptığı belli değil... Açıklan-
mıyor...
Okyanus ötesinde bile bu konuşuluyor.
Haberleri okuyorum, izliyorum... Herkes din-
lendiğini düşünüyor... İddianame eklerini okuyo-
rum, insanlar kendilerine ait olmayan bir telefon-
dan bile sorumlu tutulabiliyor.
Dünya, iletişim teknolojileriyle hızla ilerliyor... Biz
iletişim teknolojilerini başka alanlarda kullanıp ta-
rifsiz bir korku ve endişe ortamı yaratıyoruz.
Buna ne denir?
İletişim teknolojisinin getirdiği iletişimsizlik.
Durumun özeti bu...
* Her türlü suçta dünya şampiyonluğunu kimseye
kaptırmayan ABD’de bile 137 bin kişide 1 kişi din-
lenirken, bizde 1000 kişide 1 kişi.
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
12 Eylül’de yönetime el koyanlara başkaldıra-
cak düzeydeydi.
Ama sustular. Hele dini siyasetin temel kuralı ola-
rak kullananlar, bugün ele geçirdikleri iktidar ola-
naklarına sığınarak meydan meydan darbe karşıtı
nutuklar atanlar… hele onlar.
Darbe günleri birer köstebek gibi karanlığa
karıştılar.
Ne zaman demokrasi yeniden inşa edildi… ka-
ranlıktan, yeraltından çıkarak demokrasi adına nu-
tuklar atmaya, zamanın ve zeminin koşullarını hi-
çe sayarak darbelere karşı ağzına geleni söyle-
meye, geçmişten intikam türküleri çığırmaya
başladılar.
27 Mayıs 1960 müdahalesini eleştirenler, sal-
dıranlar… 27 Mayıs’a hangi koşullarda gidildiği-
ni irdelemek zahmetine neden katlanmıyorlar?
1955’ten sonra zorba yöntemlere başvuran
iktidardaki Demokrat Parti çoğunluğunun Türki-
ye Büyük Millet Meclisi’nde kurduğu Tahkikat Ko-
misyonu’nun yargı görevini de üstlenerek özgür-
lüklere karşı, özgürlükleri savunanlara karşı terör
havası estirdiğini… basını susturmaya, söz ve ya-
zı özgürlüklerine kilit vuracak önlemlere giriştiği-
ni… demokratik düzeni ortadan kaldıran yasalar
ve yönetsel davranışlara başvurduğunu neden
anımsamak… anımsatmak istemiyorlar?
27 Mayıs’ın nedenlerini söylemekten özenle ka-
çın… günün modasına uyarak darbelere tu kaka
demeyi marifet say!
12 Mart 1971. Muhtıra. Sivil yönetim alaşağı. Dö-
nemin Başbakanı Süleyman Demirel bugün
darbeye karşı çıkmayarak istifa ettiği için sert, hat-
ta kimi yerde hakarete varan söylemlerle eleşti-
riliyor.
Bu söylemlerin sahipleri ile bir ayağı cami av-
lusunda, bir ayağı siyasette olanlar 12 Mart gü-
nünde yaşananları neden anımsamıyor, anım-
satmıyorlar?
12 Mart günü hataları sevapları bir yana, Sü-
leyman Demirel başbakanlıktan istifa etmeseydi;
askerler parlamentoyu kapatacaklardı.
İstifa etti. Parlamentonun kapısına kilit vurulmadı
ve… Millet Meclisi ve Senato’da çoğunlukta olan
Demirel, o Meclis ile her türlü baskıya karşı çıka-
rak Genelkurmay Başkanı Faruk Gürler’i cum-
hurbaşkanı seçtirmedi.
Bir bakıma askersel yönetimin sivil giysilerle de-
vamını engelledi.
Bu gerçekler neden anımsanmıyor, anımsatıl-
mıyor?
12 Eylül öncesi halk terör ve anarşiden yılgın-
dı. Hükümetin önlem çabaları parlamentodaki par-
tiler arasındaki uyuşmazlık nedeniyle gerçekleş-
miyor. Uygulaması gerekenler uygulanamıyor.
Hemen her çevre, başta medya müdahale
bekliyordu. Hatta darbeyi kışkırtıyordu. Politika-
cı Genelkurmay’ın merdivenlerini aşındırıyordu.
12 Eylül’ü karalayanlar 12 Eylül’e gelmememi-
zi zorlayan olayları neden anımsamıyor?.. Anım-
satmıyorlar?
Geçmişteki darbeleri eleştirmek... evet; ama in-
saf ile!
Son örnek: Dindar cumhurbaşkanı seçilmesine
önayak olarak kimliğini deşifre eden… dinci ve la-
iklikle ilgili görüşleri malum, 1948 doğumlu Baş-
bakan Yardımcısı Bülent Arınç.
Pazar günü Sakarya’nın Akyazı ilçesinde, geç-
mişteki darbelerin haklı haksız yanlarını ayırt et-
meyen bir konuşma yaptı.
Arınç’ın yaşamöyküsü ile geçmişteki darbe
olaylarına bakacak olursak:
Arınç 27 Mayıs’ta 12 yaşında, henüz buluğ ça-
ğında.
Fakattt 12 Mart 1971’de 23 yaşında, üniversi-
te görmüş bir yetişkin… 12 Eylül 1980’de 32 ya-
şında, Manisa’da avukat!
12 Mart’ta, 12 Eylül’de darbelere karşı kamuo-
yuna mal olmuş tek bir eylemi, yazısı, söylemi bi-
linmeyen Arınç, bugün 61 yaşında.
İktidarda olmanın ve yaşadığımız ortamın ra-
hatlığıyla geçmiş darbeleri mantık süzgecinden ge-
çirmeden ağzına geleni söylüyor: Arınç’a göre AKP
dışında herkes darbe heveslisi!
İddiasına göre üstelik hukuk adamı. Ergenekon
davası daha başlarda. Yargı henüz karar verme-
miş, ama ona göre adı karışan herkes darbeci!
Öyle efeleniyor ki… Dün darbelere söyleye-
mediğini bugün söylüyor: Hodri meydan!
Kime? Askere mi, düş âleminde yaşayan dar-
becilere mi, muhalefete mi? Kime, anlaşılmıyor.
Ne var ki Bay Bülent Arınç:
Bu kadar darbelere karşı ise… 12 Mart’ta… 12
Eylül’deki darbelere karşı konuştu mu, bir eylemi
var mı? Yoksa? Aman şu dönemleri bir atlatalım
diye bir kenara mı çekildi?
Bugün darbeci diye suçladığı yazarı çizeri; 12
Mart, 12 Eylül yönetimleri Selimiye Kışlası’na atar-
ken… politikacıyı Zincirbozan’a sürerken; Arınç
herhalde Manisa’da -bu yıllarda olduğu gibi-
mesir macunu ile meşgul oluyordu.
Padişahların siyaset dışı işlerde kullandığı kud-
ret ilacı macunla!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 2 HAZİRAN 2009 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 30
Edirne PB 33
Kocaeli PB 32
Çanakkale PB 30
İzmir B 33
Manisa B 34
Aydın B 35
Denizli B 34
Zonguldak B 26
Sinop PB 25
Samsun PB 27
Trabzon PB 24
Giresun PB 24
Ankara PB 32
Eskişehir Y 32
Konya PB 32
Sıvas B 25
Antalya B 33
Adana B 35
Mersin B 30
Diyarbakır B 33
Şanlıurfa B 35
Mardin B 31
Siirt B 32
Hakkâri Y 21
Van Y 21
Kars Y 21
Oslo Y 20
Helsinki Y 25
Stockholm Y 18
Londra B 25
Amsterdam B 20
Brüksel B 22
Paris B 23
Bonn PB 21
Münih PB 25
Berlin PB 27
Budapeşte PB 24
Madrid B 34
Viyana Y 21
Belgrad Y 18
Sofya Y 27
Roma Y 24
Atina PB 27
Zürih Y 22
Moskova Y 26
Aşkabat B 24
Astana Y 24
Taşkent PB 26
Bakû B 21
Bişkek PB 25
Tiflis Y 19
Kahire B 33
Şam B 35
Ülkemizin doğusu ile Ku-
zeybatı kesimleri parça-
lı ve çok bulutlu, öğle sa-
atlerinden itibaren Batı
Karadeniz’in iç kesim-
leri Marmara’nın Güney-
doğusu, Doğu Anado-
lu’nun doğusu ile Eski-
şehir, Kütahya ve Artvin
çevreleri kısa süreli sa-
ğanak ve gök gürültülü
ve sağanak yağışlı, diğer
yerler az bulutlu ve açık
geçecek.
‘Tarõm’da revizyon
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükümet Sözcüsü, Dev-
let Bakanõ ve Başbakan Yardõm-
cõsõ Cemil Çiçek, Tarõm ve Köy-
işleri Bakanlõğõ’nõn adõnõn Tarõm
ve Gõda Bakanlõğõ şeklinde de-
ğiştirileceğini belirterek, hazõrla-
dõklarõ yasa tasarõsõnõn sadece
isim değişikliği getirmediğini,
statik bir bakanlõk yerine daha di-
namik bir Tarõm ve Gõda Bakan-
lõğõ’nõn kurulmasõnõn amaçlandõ-
ğõnõ bildirdi.
Bakan Çiçek, Bakanlar Kurulu
toplantõsõnõn ardõndan yaptõğõ
açõklamada, tarõmla ilgili önem-
li bazõ yasal düzenlemelerin mü-
zakere edildiğini bildirdi. Bun-
lardan birisinin Tarõm ve Gõda Ba-
kanlõğõ’nõn Kuruluşu ve Görevleri
Hakkõndaki Yasa Tasarõsõ oldu-
ğunu belirten Çiçek, mevcut ba-
kanlõğõn isminin Tarõm ve Köy-
işleri Bakanlõğõ olduğunu, geçen
dönemde çõkan yasayla köy hiz-
metlerinin il özel idarelerine dev-
redilmesi nedeniyle bunun bir
anlamõnõn kalmadõğõnõ, onun için
yeni bir isimle bu bakanlõğõn ku-
rulmasõnõn gerektiğini anlattõ.
Çiçek: Daha dinamik yapı
Tarõm ve Gõda Bakanlõğõ’nõn
aynõ zamanda AB ile de bağlan-
tõlõ bir düzenleme olduğunu ifade
eden Çiçek, “Etkin, verimli bir
hizmet sunabilmesi bakımın-
dan da bakanlığın yapısı büyük
ölçüde değişiyor” dedi.
Yeni bakanlõkla birlikte Tarõm
Reform Genel Müdürlüğü ve Ba-
kanlõk Teftiş Kurulu’nun kaldõ-
rõldõğõnõ, mevcut bakanlõktaki 5
müsteşar yardõmcõsõnõn 2’ye, 15
birimin 10’a düşürüldüğünü, 25
genel müdür muavini ve 187 şu-
be müdürlüğü, 119 il müdür yar-
dõmcõlõğõ, 12 enstitüsü müdür
yardõmcõlõğõ kadrosunun kaldõ-
rõldõğõnõ kaydeden Çiçek, “Böy-
lece bu kanunun yürürlüğe gir-
mesi halinde kariyer uzmanlı-
ğı sistemine geçilecek. Bakan-
lığın benzer ve birbirini ta-
mamlayan hizmet üreten bi-
rimleri birleştiriliyor. Böylece
büyük ölçüde kadro israfı ön-
lenmiş oluyor. Böylece daha
dinamik bir Tarım ve Gıda
Bakanlığı’nın kurulması im-
kânını getirmiş olacaktır” dedi.
Çiçek, toplantõda AB açõsõndan
önemli tarõm sektörüne ilişkin 3
önemli tasarõnõn da imzaya açõl-
dõğõnõ söyledi. Çiçek, tasarõlardan
biri olan Ulusal Bio Güvenlik ka-
nun tasarõsõyla genetiğiyle oy-
nanmõş gõdalara sõkõ denetim ge-
tirileceğini söyledi. Yeni düzen-
lemeye göre, Türkiye genelinde
üretim planlamasõ yapõlacak, ge-
netiği ile oynanmõş ürünler bebek
mamalarõnda kullanõlamayacak.
Kat Mülkiyeti Yasası..
Çiçek, geniş bir vatandaş kitlesi
bakõmõndan merak edilen Kat
Mülkiyeti Kanunu’nda yapõla-
cak değişiklik konusunun da Ba-
kanlar Kurulu’nda ele alõndõğõnõ
belirterek kat irtifakõ tesis edilmiş
yapõlar için gerekli evraklarõn ta-
mamlanmasõ durumunda “resen
kat mülkiyetine geçilme imkâ-
nının” da getirileceğini belirtti.
Çiçek, yasayõ TBMM tatile gir-
meden geçirmeyi planladõklarõnõ
söyledi.
Bakanlõk, ilköğretim müfettişlerinin görev alanlarõnõ Anayasa Mahkemesi’nin kararõna aykõrõ olarak yeniden düzenledi
MAHMUT LICALI
ANKARA - Milli Eğitim Bakanlõğõ (MEB),
Anayasa Mahkemesi’nin MEB Teşkilat ve Gö-
revleri Hakkõndaki Yasa’nõn 52. maddesindeki
“ilköğretim müfetişlerinin görev alanları-
nın yönetmelikle düzenlenmesine” ilişkin
hükmü iptal etmesine karşõn, iptal hükmünün
yeni düzenleme yapõlabilmesi için 1 yõl son-
ra yürürlüğe girmesini fõrsat bilerek yeniden
yönetmelik değişikliği yaptõ. Yapõlan deği-
şiklikle “öğrenci yurtları”, “halk eğitim
merkezleri” ve “öğretmen evleri” gibi pek
çok önemli görev alanõ ilköğretim müfettiş-
lerinin denetiminden alõndõ.
MEB, 24 Mayõs 2009’da Resmi Gazete’de
yayõmlanan “MEB İlköğretim Müfettişleri
Başkanlıkları Yönetmeliği”nde yaptõğõ de-
ğişiklikle ilköğretim müfettişlerinin görev
alanõnda köklü düzenlemeler yaptõ. Anayasa
Mahkemesi ise 5 Mart 2009 tarihinde “2008/3
Esas No’lu” kararõyla MEB Teşkilat ve Gö-
revleri Hakkõndaki Yasa’nõn 52. maddesindeki
“İlköğretim müfettişlerinin ve yardımcıla-
rının görev, yetki ve sorumlulukları ile ça-
lışma usulü, nitelikleri, yetişme şekli ve atan-
malarına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle
düzenlenir” hükmünü iptal etmişti. İptal ka-
rarõna karşõn, MEB bu konuda yeni bir dü-
zenleme yapõlmasõ amacõyla “iptal hükmü-
nün 1 yıl sonra yürürlülüğe girmesini” fõr-
sat bilerek Yüksek Mahkeme’nin kararõna ay-
kõrõ olarak yeniden yönetmelik değişikliği
yaptõ.
Anayasa Mahkemesi’nin kararõyla ilköğre-
tim müfettişlerinin görev, yetki, sorumluluk-
larõ ve atamalarõnõn yönetmelik yerine, tüzükle
düzenlenmesi gerekirken, MEB’in yönetme-
lik değişikliği yapmasõ tepki çekti.
ÖĞRENCİ YURTLARI
DENETİMDEN ÇIKTI
Yönetmelik değişikliği ile çoğu tarikat ve ce-
maatlerin elinde olan öğrenci yurtlarõnõn de-
netimi ilköğretim müfettişlerinin görev ala-
nõndan çõkarõldõ. Müfettişler Derneği Yönetim
Kurulu Başkanõ Doğan Ceylan, yönetmelik
değişikliğiyle ilgili yaptõğõ yazõlõ açõklamada,
ilköğretim müfettişlerinin görev alanõyla ilgili
42. maddenin 2005 yõlõnda Danõştay tarafõn-
dan iptal edildiği, 2006 yõlõnda yapõlan deği-
şikliğin ise yürütmesinin durdurulduğunu
anõmsattõ. İlköğretim müfettişlerinin görev
alanõnõn 1999’daki ilk yönetmelikte belirtilen
kurumlar olarak kabul edildiğini dile getiren
Ceylan, MEB’in yaptõğõ son değişiklikle,
“öğrenci yurtları”, “halk eğitim merkezle-
ri”, “öğretmen evleri”, “rehberlik ve araş-
tırma merkezleri”, “çıraklık (mesleki) eği-
tim merkezleri”, “milli eğitim yayınevleri”,
“hizmet içi eğitim enstitüleri”, “hizmet içi
eğitim merkezleri”, “spor ve izcilik okulları”
ile “gençlik ve izcilik eğitim tesisleri”nin ilk-
öğretim müfettişlerinin görev alanõ dõşõna çõ-
karõldõğõnõ kaydetti.
Değişiklikle ayrõca teftiş bölgelerinin, teftiş
gruplarõnõn ve grup başkanõnõn belirlenmesi-
ne ilişkin valilik onayõ, milli eğitim müdürlüğü
düzeyine indirildi. Böylece milli eğitim mü-
dürlerinin onaylamamasõ durumunda ilköğ-
retim müfettişleri yetki alanõndaki herhangi bir
kurumu denetlemeyecek. Bu durumun da de-
netimlerin artõk tamamen MEB’in kontrolüne
girmesine neden olacağõ belirtiliyor.
MEB yargõ kararõnõ dinlemedi
.
Eğitim-Sen Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Tuğrul Culfa, Anayasa Mahkemesi’nin
görev alanının yönetmelik ile düzenlenemeyeceğini ilişkin kararı olmasına karşın
MEB’in yönetmelik değişikliğiyle yaptığı düzenlemelerin hukuksuz olduğunu kay-
detti. Culfa, ilköğretim müfettişlerinin valilikten onay alınması yerine bulundukları
bölgedeki il ya da ilçe milli eğitim müdürlüklerine bağlanmasını ise kadrolaşmanın
bir örneği olduğunu dile getirdi. Yapılan düzenlemeyle bundan sonra yapılacak in-
celeme ve denetimlerdin nesnel olmayacağını belirten Culfa, “Denetimler siyasi ve
partizanca yapılacak. Bu düzenlemelerin iptali için Eğitim-Sen ilgili hazırlıkları ya-
pıyor. En kısa sürede dava sürecini başlatacağız” diye konuştu.
EĞİTİM-SEN DAVA AÇACAK
İlköğretim kayıtları başladı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
İlköğretim okullarõna 2009-2010 eği-
tim-öğretim yõlõ kayõt başvurularõ dün baş-
ladõ. Başvurular Milli Eğitim Bakanlõ-
ğõ’nõn internet sitesi üzerinden gerçek-
leştirilecek. Kayõt başvurularõ Ulusal Ad-
res Veri Tabanõ’ndaki adresler ve ço-
cuklarõn MERNİS nüfus bilgileri esas alõ-
narak internet üzerinden yapõlacak. Bu ka-
yõt döneminden itibaren şehit ve gazi ço-
cuklarõnõn yanõ sõra özel eğitime ihtiya-
cõ olan çocuklar da istedikleri ilköğretim
okuluna kaydolabilecekler. e-kayõtlar şu
esaslar göz önünde bulundurularak ya-
põlacak: Öğrenci yerleştirme komisyon-
larõ oluşturulacak ve bakanlõğa e-okul sis-
temi üzerinden gönderilecek ilçe bazlõ ad-
res bilgileri komisyon tarafõndan grup-
landõrõlarak öğrencilerin yerleştirilecek-
leri ilköğretim okullarõ belirlenecek.
10 öğrenciden 9’u kaygõlõ
Trakya Üniversitesi tarafından
Edirne’de OKS’ye girecek 600
ilköğretim okulu ile ÖSS’ye gire-
cek 200 lise öğrencisi arasında ya-
pılan ankette, her 10 öğrenciden
9’unun genel sınav kaygısı taşıdığı
ortaya çıktı. Lise öğrencilerinin
yarıdan fazlasının dershaneye git-
tiğini ve her dört öğrenciden biri-
nin okul saatleri dışında bir işte
çalıştığını ortaya koyan araştır-
maya göre “Lise öğrencilerinin
yarısının ailesi, sınava hazırlanma
konusunda baskı yapıyor.”
Başvurular internetten form doldurularak yapõlacak
‘ERMENİ TASARISI ENGELLENSİN’
Gönül’den ABD
yönetimine çağrı
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON - Savunma Bakanõ Vecdi Gö-
nül, ABD Kongresi’nde Ermeni tezlerine yönelik ta-
sarõnõn kabul edilmemesi için ABD yönetiminin ça-
ba göstermesi çağrõsõnda bulundu.
Washington’da düzenlenen Amerikan-Türk Kon-
seyi (ATC) toplantõlarõnõn ilk gününde konuşma ya-
pan Gönül, Ermeni lobisinin ABD Kongresi nezdin-
de lobicilik faaliyetlerinden ötürü derin kaygõ duy-
duklarõnõ ve Ermeni tezlerine yönelik tasarõnõn des-
tekçilerinin 125 kişiye ulaştõğõnõ söyledi. Geçmişteki
ABD hükümetlerinin bu tasarõyõ engellemek için ça-
ba harcadõğõnõ söyleyen Gönül, Obama yönetiminin
de bu tasarõnõn Kongre’de kabul edilmemesi için ça-
lõşacağõnõ umduklarõnõ ifade etti. Gönül Türkiye-Er-
menistan arasõndaki yakõnlaşma sürecinin önemine
değinerek bunun Ermenistan’õn Rusya veya İran’la
yakõnlaşmasõnõ önleyeceğini belirtti. Gönül ABD-
Türkiye arasõnda savunma endüstrisine yönelik iş-
birliğinin geliştirilmesinin de önemine dikkat çekti.
Taşdeler: Savunma Ticaret Anlaşması önemli
ATC toplantõlarõna katõlan Genelkurmay Plan ve
Prensipler Başkanõ Korgeneral Nusret Taşdeler,
ABD ile Türkiye arasõnda Savunma Ticaret Anlaş-
masõ’nõn imzalanmasõnõn büyük fayda sağlayacağõnõ
dile getirdi. Türkiye’nin jeostratejik ve “yumuşak
güç” olarak önemine dikkat çeken Taşdeler, bölgede
iki ülke arasõnda karşõlõklõ çõkarlar temelinde işbirli-
ğine değindi. Türkiye için PKK’nin Irak’ta varlõğõ-
nõn temel bir kaygõ olmayõ sürdürdüğünü ileten Taş-
deler, ABD’nin Afganistan ve Pakistan’da yaptõğõ
gibi Irak’õn kuzeyindeki PKK terörünün yok edilme-
sinin büyük önem taşõdõğõnõ ifade etti. Taşdeler Ker-
kük’e özel bir statü verilmesi ve bunun ABD çekil-
meden yapõlmasõnõn önemine değindi. ATC toplantõ-
larõna Boeing, Lockheed Martin, Sikorsy gibi
ABD’li savunma sanayii şirketleri de katõlõyor.
Tarõm ve Köyişleri Bakanlõğõ’nõn adõ Tarõm ve Gõda Bakanlõğõ olarak değişecek.
Birçok kadro ve müdürlük kaldõrõlõrken kariyer uzmanlõğõ sistemine geçilecek