Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Hokkabaz
soner@cumhuriyet.com.tr
AKP’nin neden olduğunu anlayamadığım, medya
yıldızlarınca “en dürüst, sözünü esirgemez” insanı ola-
rak ilan edilmiş, kurucularından, Başbakan Yardım-
cısı Bülent Arınç, hafta sonu konuşmasında hok-
kabazlardan söz etti. Adını vermeden Yargıtay Onur-
sal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nu kastederek, bi-
rilerinin hokkabazlık oyunlarıyla, 367 yorumu tartış-
masıyla Gül’ün cumhurbaşkanlığının önüne engel
koyduklarını söyledi. Anayasa değişikliği ile, seçim-
deki oy artışıyla bu oyunu nasıl bozduklarını anlattı.
Bu kez TSK’yi kastederek “birilerinin internetine..”
sokulan muhtıradan söze devam etti.. Ne ilginç bir
rastlantı değil mi? Geçen hafta F tipi örgütlenme ağı
içinde, Ergenekon davası kapsamında kulakları çok
delik medya yıldızlarımız, habercilerimiz, yeni, çok bü-
yük, eskilerinden daha etkin operasyon dalgasının gel-
mekte olduğunun haberlerini vermişlerdi. Daha de-
lik kulaklılar Sabih Kanadoğlu’nun adını fısıldamış-
lar, bunun üzerine yöneltilen sorular aşamasında Ka-
nadoğlu, ifadesinin alınabileceğinden haberdar ol-
madığını söylemişti. Daha sonra kendisinin yaptığı
araştırma ile ifadesine resmen başvurulabileceği bil-
gisine ulaşılmıştı. Kulağı delik arkadaşlarımız, Ka-
nadoğlu’nun daha önce evinde yapılan saatler sü-
ren aramalar, telefon kayıtlarıyla bağlantılı, kimi Er-
genekon davası sanığı ile görüştüğünün haber ek-
lerini yapmayı da unutmamışlardı.
Nasıl ama; insan hakları evrensel hukukunun ol-
mazsa olmaz ilkelerini unutun, ülkemizde geçerli hu-
kuk düzeninin kaç ayağının birden ayaklar altına alın-
dığı bir dava, yargılama ile yüz yüzeyiz? Başbakan
Yardımcısı bütün televizyon kanallarında, ana ha-
berlerde yer alan konuşması içinde, birilerinin hok-
kabazlıklarından, oyunlarından söz açıyor, açık isim-
ler, adresler veriyor, gündeme Cumhuriyetin baş-
savcısının ifadesine başvurulacağı, yeni operas-
yonlar dalgasında adının yer alacağı bilgileri giriyor..
Yoksa siz hâlâ Ergenekon davasının, AKP iktidarla-
rını hedef almış gizli darbe suçları, örgütünü ortaya
çıkarma operasyonu olduğuna inananlardan mısınız?
Bu uğurda “Varsın hukuk, insan hakları çiğnensin, ba-
ğımsız yargı ilkesi zedelensin.. Yeter ki Türkiye’de dar-
beler bir daha gündeme gelmeyecek biçimde bir te-
mizlik yaşansın.. Kemalizm, devrimler tarihe gömül-
sün.. Ilımlı İslam iktidarı eliyle de olsa sandık de-
mokrasisi işlesin...” diyebilenlerden misiniz?
Hokkabazlık oyunlarını kimler sahneye koyuyor,
gerçekten kimler hokkabazlık yapıyor?
Sayın Bülent Arınç daha kaç gün önce, medyatik
imajını, dürüstlüğünü ortaya koyarak, kendisinden
beklenen Deniz Feneri davası izlenmesinde üstüne
düşen görevi yaptığının kanıtlarını ortaya koymuştu.
Zahid Akman’dan görevinden istifa etmesini istediğini
açıklamıştı. Gerçi söz konusu açıklamasının içinde
Sayın Akman’ın görev süresinin dolmakta olduğu ek
bilgisi de vardı. Ancak Arınç’a göre Akman, AKP’ye
zarar verdiği görüşüne hak vererek istifasının isten-
mesini olgunlukla karşılamış, görev süresinin bitiminde
ayrılacağının altını çizerek sorunu ortadan kaldırmıştı.
Almanya’daki yargılamada adı suçun içinde çok
açık vurgulanmış Sayın Akman’ın görev süresinin dol-
ması bağlantılı nasıl görevden alınmış olacağı bizce
pek anlaşılamasa da sonuçta ortada siyaseten çok
esnek bir stratejinin(!) uygulanmış olduğu, Arınç’ın ken-
disinden beklenen dürüstlük adımını cesaretle atmış
olduğu da çok medyatik olarak kanıtlanmıştı. Tabii
Sayın Arınç’ın açıklamasının ardından Sayın Akman’ın
istifasının istendiği haberlerinin gerçeği yansıtmadı-
ğı, doğru olmadığı açıklaması gelmemiş olsaydı. Ger-
çi Akman da görev süresinin bitmesi sonrasında gö-
revinin devam edeceği gibi bir bilgi vermiyordu. Za-
ten bunun galiba yasal olabilirliği yok. Ancak RTÜK
başkanlığı yasal süresinin dolması sonrası görevden
ayrılması, kurumdaki diğer görevlerinin sürmemesi,
istifasının istendiği, görevden alndığı anlamına hiç gel-
miyor. O da zaten Başbakan’ın arkasında olduğunu,
böylesi bir durumun söz konusu olmadığını söylüyor.
Daha sonra Sayın Başbakan, Arınç ya da Akman’ın
ağzından, gerçeğin ne olduğuna açıklık getiren bir
açıklama duyduk mu? Birileri bize, gözümüzün içi-
ne baka baka çok fena yalan söylüyor. Yalanın ne ol-
duğunun açıklanmasına bile gerek duymadıklarına
göre de..
Sayın Arınç’ın son renkli konuşması içinde yer al-
mış, Başbakan Erdoğan’ın Davos’ta İsrail’e dönük
“one minute” şovuna ilişkin anımsatmasına gelince...
Biliyorsunuz, daha önce bu konudaki duyarlılığını, par-
ti olarak övüncünü anlatmaya yönelik, kameralar
önünde gözyaşlarını tutamamış, birbirinden duygu-
sal söylemlerle pekiştirmişti. Başbakan’la nasıl gu-
rur duyduğunun bir kez daha altı çizildi. Bir siyasi li-
derin ülkesinin, halkının değerlerine, onuruna sahip
çıkmasının en çarpıcı çıkışlarından biri olduğu sap-
taması yinelendi..
Her ne hikmetse Sayın Arınç, Erdoğan’ın en sıcak
dayatmasından, Suriye sınırları boyunca mayın tar-
lalarının temizlenmesi, İsrail ya da bir başka yaban-
cı ülke şirketine 49 yıllığına teslim edilmesi projesinden
hiç söz etmedi...
Belediyeler kanunlardan kaynak-
lanan gelirlere, kendi yarattıkları kay-
naklara ve bağışlara göre giderleri-
ni finanse ederler; gelirlerle finanse
edemedikleri giderleri borçlanarak
karşılarlar. Belediyelerin gelirleri 5393
sayılı Belediyeler Kanunu’nun 59.
maddesinde sayılmıştır.
1- Belediye Gelirleri Kanunu’na
göre tahsil edilen vergiler: Bu ge-
lirler; ilan ve reklam vergisi/eğlence
vergisi/haberleşme vergisi/elektrik
ve havagazı tüketim vergisi/yangın si-
gortası vergisi/çevre temizlik vergi-
si/belediye harçları/yol, kanalizasyon
ve su tesisleri harcamalarına katılım
paylarıdır.
Bu gelirlerden elektrik ve havaga-
zı tüketim vergisi 2009 Merkezi Büt-
çe Kanunu’nun 29. maddesinin 9.
bendi gereği 2009 yılında belediye-
lerce değil vergi dairelerince tahsil edi-
lecektir. Bu belediyelerin ciddi bir ge-
lir kaybına uğramaları demektir.
2- Emlak vergileri: Emlak vergileri
mayıs ve kasım aylarında iki taksit-
te belediyelerce tahsil edilmektedir.
Ekonomik kriz nedeniyle tahsilat
oranları düşmüş durumda. Beledi-
yelerin gelirleri içinde önemli bir yer
tutan bu vergilerin tahsil edilememesi
belediyeleri sıkıntıya sokacaktır.
3- Genel bütçe vergi gelirlerin-
den ayrılan paylar: 5779 sayılı il özel
idarelerine ve belediyelere genel
bütçe vergi gelirlerinden pay verilmesi
hakkında kanun gereği büyükşehir
belediyeleri dışındaki belediyelere
yüzde 2.85, büyükşehir içindeki ilçe
belediyelerine yüzde 2.50, il özel
idarelerine yüzde 1.15 pay veril-
mektedir. Büyükşehir belediyelerine
de kendi sınırları içinde tahsil edilen
vergi gelirlerinin yüzde 5’i, kendi il-
çe belediyelerine verilen payın yüz-
de 30’u dağıtılmaktadır. 2009 yılın-
da ekonomik kriz nedeniyle vergi ge-
lirlerinde azalma olacağından bele-
diye payları da doğal olarak düşe-
cektir.
4- Taşınır/taşınmaz malların de-
ğerlendirilmesinden elde edilen
gelirler: Belediyelerin eğer satabi-
lecekleri veya kiraya verebilecekleri
taşınır ve taşınmaz malları varsa bu
gelirler bütçede yer alacaktır. Varlıkları
az olan belediyeler bu gelirlerden
mahrum kalmaktadır.
5- Belediyelerin iktisadi faali-
yetlerden elde ettikleri gelirler:
Belediyelerin her türlü girişim, ortak
oldukları iştirakler ve diğer iktisadi
faaliyetlerden elde ettikleri gelirler bü-
yükşehir belediyeleri için daha önem
arz eder. İlçe belediyelerinin bu ge-
lirleri ciddi rakam tutmaz. Ekonomik
kriz nedeniyle zaten bu gelirlerde de
ciddi bir azalma söz konusu olacaktır.
6- Faizler ve cezalar: Vergilerin
gecikmesinden alınan gecikme faiz-
leri, uygulanan cezalar da belediye
gelirlerinin bir gelir kalemidir. Eko-
nomik kriz nedeniyle gecikme faizleri
tutarının artması beklenebilir. An-
cak bunların da tahsilinde zorluklar
yaşanmaktadır.
7- Hizmet ücretleri: Belediye
meclisinin belirlediği tarifelere göre
tahsil edilecek hizmet karşılığı ücretler
belediye bütçesinde önemli yer tu-
tabilmektedir.
8- Bağışlar: Belediyeye karşılıksız
yapılan bağışlar, şartlı bağışlar, hiz-
metten yararlananların memnuniyet
ifadesi olan bağışlar bazı belediye-
lerde ciddi rakamlara ulaşabilmek-
tedirler. Ancak ekonomik krizde her-
halde kimsenin bağış yapacak takati
kalmamıştır; bu da belediyeleri zor-
layacak bir durumdur.
8- Borçlanma: Borçlanma bir ge-
lir kalemi olmamakla birlikte gelirlerle
karşılanamayan giderler borçlanma
yoluyla karşılanır. Bu borçlanmalar-
dan biri normal iç ticari kredilerdir.
Bunun yanında belediyeler dış borç
da alabilirler. Bunun yanında İller
Bankası yatırım kredileri ve tahvil ih-
racı diğer borçlanma şekilleridir. Be-
lediyeler ancak bütçe gelirleri kadar
borçlanabilirler.
Gelirleri azalan ancak üstlendikle-
ri görev ve sorumluluklar nedeniyle
giderleri artan belediyeler ya borç-
larını ödeyememekte ya da borç-
lanma yoluna gitmektedirler. Borç-
lanma ciddi faiz yükü getirdiğinden
belediye hizmetlerinin maliyetleri art-
maktadır.
Bu da hizmet kalitesini ciddi bi-
çimde olumsuz etkilemektedir. Bele-
diyeleri borç batağına ve bağış alma
zorunluluğuna itmemenin yollarının
bulunması ve bu ekonomik krizde be-
lediyelerle de ilgili tedbirlerin alınma-
sı gerektiği çok açık gözüküyor.
Belediyeler Ekonomik Krizin Baskısı Altında
pamukm superonline.com
Şampiyonluk kupasõnõ kaldõran Beşiktaş hissesini sattõ
İSMMMO Başkanõ Arõkan: Maliye vergi borcu olan işletmelere acõmõyor, banka hesaplarõnõ bloke ediyor
Piyasada e-haciz kaosu
İMKB
8 ayõn
zirvesine
çõktõ, sezon
bitişiyle
spor
kulüpleri
çakõldõ.
NECDET ÇALIŞKAN
Yurtdõşõ borsalarõn etkisiyle yõlõn en yük-
sek seviyesine çõkõlan İstanbul Borsasõ’nda-
ki alõm havasõ, spor kulüplerine yaramadõ.
Hafta sonu Turkcell Süper Lig’de şampi-
yonluk kupasõnõ kaldõran Beşiktaş’ta yatõ-
rõmcõlarõn kâr satõşlarõ, kulübün hisselerini
yüzde 12.7’lik kaybettirdi. Dün İMKB’nin en
çok kaybettiren kâğõdõ olan Beşiktaş’õ, yüz-
de 9.8’lik düşüşle Trabzonspor izledi. Gala-
tasaray hisseleri yüzde 3.1 düşerken, Fener-
bahçe hisseleri yüzde 1.9 yükselişle günün tek
kazançlõ çõkan spor hissesi oldu. Böylece fut-
bolda 2008-2009 sezonuna 87 milyon dolarlõk
piyasa değeri ile giren Beşiktaş’õn borsada-
ki değeri, dün itibarõyla 181 milyon dolara çõk-
tõ. Aynõ dönemde Fenerbahçe 1.5 milyar do-
lardan 846 milyon dolara; Galatasaray 262
milyon dolardan 167 milyon dolara; Trab-
zonspor da 288 milyon dolardan 143 milyon
dolara düştü.
Yurtdõşõndaki alõm rüzgârõnõ arkasõna alan
İMKB’de hisse senetleri ortalama yüzde 2.8
değer kazanõrken, Ulusal 100 Endeksi 999 pu-
an yükselişle son 8 ayõn en yüksek seviyesi
olan 36 bin 2 puana çõktõ.
Ülkeler krize çeşitli önlemler
alõrken Türkiye’de hükümet, vergi
borcu olan işletmelerin bütün
banka hesaplarõnõ bloke ederek
ticari yaşama darbe vuruyor.
FATMA KOŞAR
HATAY - İstanbul Serbest Mu-
hasebeci Mali Müşavirler Odasõ
(İSMMMO) Başkanõ Yahya Arı-
kan, Maliye’ye vergi borcu olan iş-
letmelerin banka hesaplarõnõn dondu-
rulduğunu ve bu uygulamanõn ticari ya-
şamõ vurduğunu söyledi.
İSMMMO’nun Antakya’da gerçek-
leştirdiği Eğitmenlerle Eğitim Semineri
kapsamõnda gazetecilerle bir araya gelen
Arõkan, ‘elektronik haciz’ olarak nite-
lendirilen uygulama ile ilgili şunlarõ
söyledi: “Ticari hayatları e-hacizle
durdurulan işletmelerin ayakta kal-
ması mümkün değil. İdare borcunu yıl-
lardır ödemeyenle, bu dönemde sıkı-
şan işletmeyi ayrı tutmalıdır. Vergi ida-
resi, borcunu ödemeyen mükellefe ilk
olarak ödeme emri gönderiyor, öde-
meyenin banka hesaplarının tama-
mını bloke ediyor. Bu uygulama pi-
yasadaki tahsilat ve ödeme sıkıntısını
çok daha büyüten, işletmeleri vuran,
işsizliği arttıran bir uygulama.” Hatay
SMMM Odasõ Başkanõ Abdullah Kork-
maz da uygulamaya maruz kalan bir iş-
letmenin iş yapabilir hale gelmesinin bir
hafta-10 günü bulduğunu kaydetti.
‘Pardon’ diyene ceza
Arõkan, ayrõca çalõşanlara yüklenen ver-
gi sisteminde, yine, bu dönemde ‘özel
usulsüzlük cezaları’nõn can yaktõğõnõ ifa-
de etti. Vergi matrahõnõ etkilemeyecek bir
beyannamenin (örneğin vergi dairesi
numarasõnda yanlõşlõk) düzeltilmesi ile il-
gili işlem yapõlõrken kesilen özel usul-
süzlük cezasõnõn 1000 TL olduğunu be-
lirten Arõkan, dünyanõn hiçbir yerinde
böyle bir uygulama olmadõğõnõ, kaldõ-
rõlmasõ gerektiğini aktardõ.
Ekonomi Servisi - Krizin ihracata
etkisi mayõs ayõnda da devam etti. Tür-
kiye İhracatçõlar Meclisi (TİM) veri-
lerine göre, mayõsta ihracat yüzde 40
düşüşle 7.3 milyar dolar olarak
gerçekleşti. İlk beş aydaki ih-
racat 35 milyar 850 milyon do-
lar olurken geriye dönük yõl-
lõk ihracatsa yüzde 9.95 dü-
şüşle 108 milyar 444 milyon
dolar olarak gerçekleşti.
Devlet Bakanõ Zafer
Çağlayan’õn da katõl-
dõğõ toplantõda konu-
şan TİM Başkanõ Meh-
met Büyükekşi, dünyada beklenti
anketlerinin olumluya gitmesinin umut
verici olduğunu söyledi. Büyükekşi
IMF ile ilişkilerde hassas bir dönem-
den geçildiğini belirterek “Sadece
IMF anlaşmasına takılıp kalınma-
malı, bir taraftan IMF anlaşması
üzerine çalışmaya devam ederken
diğer taraftan da Türkiye’ye uzun
vadede rekabet gücünü arttıracak
reform paketlerini hayata geçir-
memiz gerekiyor” dedi.
Büyükekşi, Merkez Bankasõ’nõn fa-
iz indirimlerine devam etmesi gerek-
tiğinin altõnõ çizdi.
Miktar olarak bakıldığında,
1 milyar dolar ve üzerinde
aylık ihracat gerçekleştiren
tek alt sektör, 1 milyar 331 milyon
902 bin dolarla taşıt araçları
ve yan sanayii oldu.
Ekonomi Servi-
si - Türkiye’nin ilk
özel borsasõ olan
VOB’un olağan
genel kurulu yapõldõ. 2008 yõlõ faaliyetlerinin ibra
edildiği genel kurulda, yeni yönetim kurulu da be-
lirlendi. VOB Başkanõ Işınsu Kestelli, yeniden Yö-
netim Kurulu Başkanõ oldu.
VOB’un işlem hacminin 2008’de yüzde 76 artõşla
208 milyar TL’ye yükseldiğini belirten Kestelli,
“Borsamızda açılan hesap sayısı da 41.237’ye çık-
tı” dedi.
Kestelli, VOB’un kõsa sürede aldõğõ mesafeyle
dünya genelinde 10 sõra yükselerek, en büyük 28.
vadeli işlem borsasõ haline geldiğini de hatõrlattõ.
Greenpeace
sığır eti
ihracatıyla ilgili
üç yıl süren bir
araştırma yaptı.
Araştırma
sonuçları
yasadışı üretim
yapan çiftlikler
kadar onların
işbirlikçilerinin
de suçlu
olduğunu
gösterdi.
Ekonomi Servisi - İngiliz gaze-
tesi Guardian, Greenpeace; Yeşil-
barõş Örgütü’nün Brezilya’nõn sõğõr
eti ihracatõyla ilgili üç yõllõk araştõr-
masõnõn sonuçlarõna yer veren bir ha-
ber yayõmladõ. Söz konusu haberde
Amazon yağmur ormanlarõnõn yok
edilmesinde yasadõşõ kurulan çift-
likler kadar buralardan alõşveriş
eden süpermarketler ve ünlü ayak-
kabõ markalarõnõn da büyük payõ ol-
duğu belirtildi.
‘Ayakkabı, hazır yemek ve or-
mansızlaşma’ başlõklõ haberde şu
unsurlara dikkat çekildi:
İngiliz süpermarketleri, Ama-
zon’da orman-
sõzlaşmadan so-
rumlu olan çiftliklerin
etlerini kullanarak Amazon yağmur
ormanlarõnõn hõzla yok oluşuna
katkõda bulunuyor. Rapora göre,
onlarca süpermarket zinciri, yasa-
dõşõ olarak ormansõzlaştõrõlan alan-
larda kurulu çiftliklerden, hazõr
yiyecekleri için işlenmiş sõğõr eti it-
hal ediyor.
Greenpeace’e göre, Adidas, Nike,
Timberland ve Clarks gibi uluslar-
arasõ markalar da söz konusu şir-
ketlerden ayakkabõlarõ için deri alõ-
yor. Bir Greenpeace yetkilisi, “Nor-
malde ayakkabı, çanta ve hazır yi-
yeceklerle yağmur ormanlarının
yok olması ve iklim değişikliği
arasında bir bağlantı kurulmu-
yordu. Sığır eti endüstrisi; dün-
yada ormansızlaşmada başlı ba-
şına en önemli etken. Küresel
markalar artık bu konuda tavır al-
malı” diyor.
Gazeteye göre, dünyanõn farklõ ül-
kelerinden temsilciler, dün Bonn’da
küresel õsõnmayla mücadele konu-
sundaki yeni anlaşma hazõrlõklarõ çer-
çevesinde bir araya geldi. Toplantõ-
da ormanlarõn korunmasõna yönelik
acil önlemler de ele alõndõ.
Dünyadaki sera gazõ salõmlarõ-
nõn yüzde 17’si, tropikal ormanlar-
da tarõm amaçlõ arazi açõlmasõndan
kaynaklanõyor. Bu da tüm küresel ta-
şõmacõlõk sisteminden daha fazla
bir kirlilik anlamõna geliyor.
Greenpeace’in araştõrmasõ, Amazon yağmur
ormanlarõnõn yasadõşõ işlenmiş sõğõr eti üreten
çiftlikler ve buradan alõşveriş yapanlar
tarafõndan yok edildiğini ortaya koydu.
Adidas ve
Nike’ında
payı var
Mayõs ayõ ihracatõ geçen yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 40 azalarak 7 milyar 354 milyon dolara kadar geriledi
Dõşsatõmda gerileme sürüyorGeriye dönük bir yõllõk ihracat da yüzde 10 düşüşle 108
milyar 444 milyon dolar olarak kayõtlara geçti.
Et ve deri için ormanı yok ettiler
2 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
Greenpeace, hazõr yemek için malzeme alan İngiliz süpermarketleri de sorumlu tutuyor
Işõnsun
Kestelli,
yeniden
VOB
Başkanõ
M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U