Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
2 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Baykal’ın
Referandum Önerisi..
CHP Genel Başkanı, Başbakan’ın yarattığı ma-
yın krizine son noktayı koymuş.
Çorum’da yaptığı konuşmada, mayınlı arazilerle
ilgili yasa tasarısını “Yap-İşlet-Devret” seçeneği-
ni koruyarak yeniden TBMM Genel Kurulu’na ge-
tirmeye hazırlanan AKP’ye “Milletin onayı ol-
madan böyle bir kiralama olamaz. Gelin refe-
randum yapalım” diye meydan okumuş.
Başbakan Erdoğan, bugün toplanacak olan
AKP Meclis Grubu’nda yapacağı konuşmada bu
meydan okumayı görmezden gelerek, olayı ken-
di Hükümeti’nin de ne kadar vatansever olduğu-
nu söyleyerek başka minderlere mi çekmeye ça-
lışacak?
Yoksa “sağduyu”nun, en akıllı cankurtaran si-
midi olduğunu içine sindirerek, mayınlı arazi ko-
nusundaki yasanın 2. maddesini muhalefet par-
tilerinin önerileri yönünde değiştirmeye razı mı ola-
cak?
Keşke bir kez olsun sağduyunun çağrısına
“evet” dese ve hem ülkenin hem de partisinin ge-
leceğini tehlikeye atmamış olsa Erdoğan. Zira, par-
lamento içindeki muhalefet partilerinin söz konusu
yasa tasarısı karşısında sergiledikleri güç birliği,
istenilirse çoğunluğun önünde, nasıl bir aşılmaz
bent oluşturulabileceğini de gösteriyor.
Genç politikacılara, iktidar çoğunluğunun her ka-
pıyı açabilmek demek olmadığını da gösteren bu
örneğin, 1980 öncesinde ve özellikle 70’li yıllar-
da başarıyla ve sık sık kullanıldığını söylemek is-
terim.
Geçmiş Zaman Olur ki..
Obstüriksiyon olarak adlandırılan bu parla-
mento içi engelleme yönteminin bizdeki başöğ-
retmenleri şimdi üçü de hayatta olmayan Turhan
Feyzioğlu, Coşkun Kırca ve Emin Paksüt idi.
Başbakan Demirel’e adeta kök söktüren yön-
temler ile nice seçim yasa tasarıları, DGM yasa ta-
sarıları ya geri çevrilmiş; ya da çok gecikerek çı-
kartılmıştı.
AKP iktidarı, eminim mayınlı arazi tasarısının ya-
salaştırılmasının görüşülmesini bir takvime bağ-
larken CHP, MHP, DTP ve DSP’liler ile bağımsız
üyelerin böyle akılcı ve inatçı bir direniş sergile-
yebileceklerini düşünmediler. O direniş, iktidar par-
tisinin sayıca da önemli bir milletvekili topluluğu
tarafından da toplantılara katılmama yöntemi ile
desteklenince, tasarıyı getirenler “zoru” aşmanın
kolay olmayacağını görmüş oldular.
Bu kadarla da kalınmadı.
Alışık Olmadığımız Performans..
CHP Genel Başkanı Baykal, alışık olmadığımız
bir performans sergileyerek sahaya indi. O ma-
yınlı araziye giderek, topraklarını kullanamayan-
ların vekarlı başkaldırılarının sözcülüğünü üstlendi.
Sorunun, mayınları kimin temizleyeceği olmanın
ötesinde, temizlenmiş arazinin oradaki topraksız
köylülere verilmesi olduğunu tane tane anlattı.
Kürt, ya da Arap veya Türk kökenli yurttaşların
tümünün avukatı olmanın ana muhalefet liderine
nasıl bir güç verdiğini kendi nefsinde denemiş ol-
du Baykal.
Araştırma şirketleri, sıcağı sıcağına bir nabız yok-
laması yaparlarsa CHP’nin hem bugüne kadar adı-
nın ağızlara alınmadığı o Güneydoğu Anadolu Böl-
gesi’nde de, ülkenin öteki yörelerinde de nasıl bir
yükselme gösterdiğini saptamış olurlar.
Önemli olan bu yükselmeyi en azından muha-
faza etmek. Ama daha da yukarıya doğru çeke-
cek çalışmaları hem parlamento içinde hem de dı-
şarıda sürdürmektir.
Umarım Başbakan, mayınlar üzerindeki bu
politika dansının nasıl oynanması gerektiğini an-
layarak bugün kürsüye çıkmış olur. Partisinin yet-
kilileri, öncelikle kendilerine destek vermiş olan o
yöredeki seçmeni daha fazla küstürmek iste-
mezler.
Baykal’ın da önceki gün dediği gibi hem ülke-
nin hem de AKP’nin geleceğini tehlikeye atmak-
tan vazgeçerler.
Ya da, Başbakan Erdoğan, sık sık kullandığı
“milli irade” kalkanını bu kez bu yasanın referan-
duma sunulması için kullanmak cesaretini ken-
disinde görür ve muhalefet liderinin hodri meydan
çağrısına evet diyerek meydanlara çıkar. Hal-
koylaması yapar.
Ne mi olur? Onu sandık gösterir.
Belki de ülke için en hayırlısı olur. Kendi düşen
ağlamaz çünkü.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
TÜREY KÖSE
ANKARA - DSP’nin son kurultayõnda ge-
nel başkanlõğa seçilen Masum Türker, yeni
dönemle ilgili olarak “Rahşan Ecevit rehbe-
rimizdir, elini öpüp tavsiyelerini alaca-
ğız”, “Partide bölünme yok, toparlanma
var”, “Partide genel af ilan edeceğiz”,
“CHP kardeş parti ama solda birlik gün-
demimizde yok; alternatif yaratma birliği
var” mesajlarõ verdi.
Ergenekon soruşturmasõyla ilgili olarak
“Bir gün beni de alabilirler” diyen Türker,
Bülent Ecevit’in Başkent Üniversitesi Has-
tanesi’nde yattõğõ dönemle ilgili savlar konu-
sunda da “Ben Sayın Mehmet Haberal’ın ki-
şi olarak böyle bir komplo içinde olacağı-
nı tahmin etmiyorum. Çok değerli bir in-
sandır, Ecevit’i de sever” görüşünü dile ge-
tirdi.
DSP genel merkezinde Bülent Ecevit’in kol-
tuğunda bugün eski devlet bakanõ Masum Tür-
ker oturuyor. Türkiye Serbest Muhasebeci Ma-
li Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Oda-
larõ Birliği Başkanlõğõ’na aday olmak için DSP
genel sekreterliğinden istifa eden Türker, par-
tiye “genel başkan” olarak döndü. Türker;
Rahşan Ecevit, Bülent Ecevit, Necdet Kara-
baba ve Zeki Sezer’den sonra DSP’nin 5. ge-
nel başkanõ. (1987 seçimlerinde DSP Meclis’e
giremeyince Ecevit genel başkanlõktan istifa
etti. O dönemde genel başkanlõğa getirilen Nec-
det Karababa, bir süre sonra Ecevitler’le ters
düşerek istifa etti. Karababa’nõn adõ partinin
resmi internet sitesinde genel başkanlar ara-
sõnda anõlmõyor.) Karababa’yõ unutmayan
Türker, Sezer’in istifasõndan sonra bir süre ge-
nel başkanlõğa vekâlet eden Saffet Başa-
ran’õ da ekleyerek “6. genel başkan” oldu-
ğunu söylüyor. Türker, DSP kurultayõ ve par-
tinin geleceğiyle ilgili sorularõmõza şu yanõt-
larõ verdi:
‘SEZER ‘YOKUM’ DEDİ
ADAY OLDUM’
- DSP, kurultaya giderken “Rahşan
Ecevit” ve “Zeki Sezer” yanlıları diye iki-
ye bölünmüş görünüyordu. Siz, Sezer’in ge-
nel sekreteriydiniz. Sonra o ekip de bölün-
dü. DSP, bu bölünmüşlük görüntüsünden
kurtulabilecek mi?
- Kurultaya bölünmeyle gitmedik. Kurultay
sürecine girene kadar parti yekvücut Sayõn Ze-
ki Sezer’in başkanlõğõndaydõ. Sayõn Sezer
seçim sonuçlarõnõ gerekçe göstererek istifa et-
ti. Bundan sonra, vazgeçirme ya da yeniden
aday olmasõnõ sağlama süreci oldu. PM’de Sa-
yõn Sezer’e, aday olursa destek olacağõmõ, ama
“yokum” derse aday olacağõmõ daha ilk gün-
den belirttim. Siyaset boşluk kabul etmez.
Adaylõğõ düşünmüyorum, dedi. Bunun üzeri-
ne adaylõğõmõ açõkladõm. Aynõ gün Rahşan Ha-
nõm da bir aday açõkladõ. Taraf olunca benim
ayrõca ona gidip görüşmeme gerek kalmadõ.
‘ÖNÜMÜ KESMEYE ÇALIŞTILAR’
- Rahşan Ecevit, Zeki Sezer ve sizi kas-
tederek “DSP’yi Ecevit çizgisinden uzak-
laştıran ve partiyi renksizleştiren her iki is-
min de partimize bir kazanç sağlamayaca-
ğı ve halkımızda bir umut oluşturamaya-
cağını düşünüyorum” demişti...
- O Rahşan Hanõm’õn kalemine benzemiyor...
Rahşan Hanõm bizim için her şeyi söyleyebi-
lir, söyleyeceği her şeyden ders çõkarõrõz...
- Zeki Sezer aday olmaya karar verince,
tekrar görüştünüz mü?
- Zeki Bey kurultaya birkaç gün kala, aday
olmaya karar verdim, sen vazgeçer misin, de-
di. Hayõr, dedim, siyaset oyun değil. Partinin
6 adayõ vardõ. Mevcut genel başkan güçlü var-
sayõlõr. Rahşan Ecevit’in adayõ da güçlü var-
sayõldõ, ama örgütün adayõ bendim.
Bir bölünme, kopma olmamõştõr. Bir tek ar-
kadaşõmõz Tayfun İçli partiden istifa etti. Ben
kendisiyle görüştüm, istifasõnõn bana karşõ ol-
madõğõnõ ifade etti. Ayrõlma gerekçesi kurul-
tayda yaşadõklarõdõr. Aynõ durumlarõ ben de ya-
şadõm. Hatta daha ağõrõnõ yaşadõm. Benim kay-
dõmõ silmişlerdi. Belgeleri buldum. Önümü kes-
meye çalõştõlar. Mikrofonu kestiler, sesim
çõkmadõ. Ama bunlar kongrelerde olağan şey-
lerdir. Çünkü güçlüyseniz sizden çekinirler. De-
ğerli arkadaşõm Tayfun İçli, kendini ifade et-
me imkânõ bulamadõğõ için, hak etmediği oy-
larõ aldõ. Ona yapõlan haksõzlõktõr. Ben de ay-
nõ muameleye maruz kaldõm. Kendisinden özür
diliyorum, yüz yüze de görüşeceğiz. DSP için
değerli bir kişidir, ayrõlmõş kabul etmiyorum.
Diğer milletvekili arkadaşlarõmõzla da bir
araya geleceğiz. TBMM Başkanlõğõ’na baş-
vurduk, haftada bir gün grup odasõnõn bize tah-
sis edilmesini istedik.
DSP’nin koltuğuna oturan Türker, kendi yolunda yürüyüp AKP’ye alternatif olacaklarõnõ söyledi
‘Soldabirlikhedefimdeğil’
- DSP’nin ideolojik olarak CHP’den önemli
bir farkı var mı?
- CHP bizim için kardeş partidir. CHP’nin lideri-
ne saygõ duyarõm, iyi bir politikacõ ve devlet adamõ-
dõr. Ama biz kendi yolumuzda yürüyeceğiz. Solda
birlik bir hedef ve olasõ bir faaliyet değildir, olma-
yacaktõr. Hedefimizi iktidara talip olma noktasõnda
belirledik. Ben iktidarla boy ölçüşeceğim. Benim
hedefim muhalefet değil. Kamuoyunda memnun ol-
madõğõ halde, oyunu yine AKP’ye vermek zorunda
olanlar “Başka parti yok ki!” diyor. Ben o başka
partiyi yaratabilecek bir anlayõş içindeyim, alterna-
tifi yaratma birlikteliğini sağlamaya çalõşõyorum.
Benim solda birlikle ilgim yok. Ben zaten solum.
Benim birlikteliğim, var olan iktidara alternatif ya-
ratma birlikteliği. DSP’nin farklõ bir parti olduğu-
nu, bir cazibe merkezi olduğunu göstereceğiz.
- Bülent Ecevit, ölümünden önce “sağlı, sollu
işbirliği için” girişimler başlatmıştı. Siz bu anla-
yışı paylaşmıyor musunuz?
- Partimizin çatõsõ altõnda bunu yapacağõz. Kaldõ
ki araştõrmalar, bir partinin başka bir partiyi des-
teklemesi, kendisini seçimden alõkoymasõ duru-
munda kendisine gelecek oyun yüzde 70’ini kay-
bettiğini gösteriyor.
- Siz CHP ile seçim işbirliğine de karşıydınız,
hatta milletvekili adayı olmadınız...
- Ben hakkaniyet içinde olmasõnõ istiyordum.
Aday olmadõm ama o tarihten sonra genel sekre-
terliğe gelince de o işbirliği iyi semere versin diye
şehir şehir gezdim. CHP, DSP, SHP bir araya gel-
diği zaman 1 artõ 1 artõ 1 eşittir 3 olmuyor. DSP
farklõ bir partidir. Bizim inançlara saygõlõ laiklik
söylemimizi reddedenler, bugün bunu söylüyorlar.
DSP olarak yeni tanõmõmõzõ ortaya koyduk. DSP;
demokratik solcu -bu Ecevit’in yolunda olmaktõr-,
Atatürk yolunda, halkçõ, çağdaş, demokratik, ulu-
salcõ ve devrimci bir partidir. Biz iktidara talibiz.
Bu hedefimizi gerçekleştirirken, kardeş parti olan
CHP ile birlikte iktidar ortağõ da oluruz, parlamen-
toda her türlü işbirliğini de sürdürürüz.
‘YETERLİ PARAMIZ YOK’
- DSP’nin parası çok konuşuldu. Sezer, istifa
ederken 76 trilyon lirayla devraldıkları partinin
kasasında 29 trilyon lira kaldığını açıkladı. Bu
harcamalarla ilgili eleştirileri nasıl değerlendiri-
yorsunuz?
- Şu anda bana devredilecek para 28 trilyon ci-
varõnda, bayağõ da borç var. Bu para yeterli bir
para değil, seçime hazõrlanmak için 150 trilyon lira
para lazõm. Yeni yönetimin en önemli görevlerin-
den biri finansman sorununu çözecek bir yaklaşõm
içinde olmaktõr. Sayõn Sezer’e bu konuyla ilgili
olarak yöneltilen eleştirileri onaylamõyorum. 3 bin
noktayõ açõk tutacaksõnõz, elektrik-su parasõnõ, kira-
yõ vereceksiniz, tanõtõm faaliyetleri var, ayrõca ku-
rultaylar geçireceksiniz. Bu 5 yõlda harcanan para,
AKP’nin seçimde harcadõğõ paranõn yüzde 15’inin
altõndadõr.
- Rahşan Hanım’la görüştünüz
mü?
- Randevu isteyeceğim, gidip
elini öpeceğiz, tavsiyelerini alaca-
ğõz. Rahşan Hanõm bizim için üs-
tün bir kişilik, parti ideolojisinde
ciddi bir rehberdir. Seçim sürecinde
elbette tercihte bulunabilir, hakkõ-
dõr, bir kurucu olarak daha da has-
sastõr. Partiyi yönetirken onun var-
lõğõnõ hep hissedeceğiz.
- Rahşan Ecevit, kurultay son-
rasında yakın çevresine “Müca-
deleye devam, hedefimiz olağan
kurultay” mesajı vermiş...
- Direkt ağzõndan duymadõğõmõz
için değerlendirme yapmayaca-
ğõm. Seçimlerden önce bir olağan
kurultay var. Biz elimizden geldi-
ği kadar erkene almaya çalõşacağõz.
Ben bu süreçte partide bir genel af
çõkarmayõ, partiyi kendi içinde da-
ha bir toparlamayõ düşünüyorum.
- DSP “Bülent Ecevit’in,
Ecevitler’in partisiydi, artık mis-
yonunu doldurdu” yorumları
hakkında ne düşünüyorsunuz?
- DSP, Ecevit’in partisidir ve
öyle kalmaya devam edecektir.
DSP, Ecevit’in çağdaş, gelişme-
ye açõk, devrimci çizgisinde de-
vam edecektir.
DSP’DE GENEL AF İLAN EDECEĞİZ
- Ecevit’in Başkent Üniversitesi
Hastanesi’nde yattığı günlerle ilgili
bazı savlar ortaya atıldı. Bu savlarla
ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Sayõn Ecevit’in sağlõğõyla ilgili ra-
por alõnmasõyla ilgili birçok komplo
medyaya yansõdõ. Ama ben Sayõn Meh-
met Haberal’õn kişi olarak böyle bir
komplo içinde olacağõnõ tahmin etmiyo-
rum. Hastanenin tutumuyla ilgili yo-
rumlar vardõ. Bence söylendiği gibi de-
ğildir, ama bir arkadaşõmõn bizim bil-
mediğimiz bilgileri varsa bilemem. Bil-
diğim kadarõyla Sayõn Haberal ülkesini
seven biridir, Ecevit’i de sever, kendi-
sini cumhurbaşkanlõğõ adaylõğõna uygun
gördüğü için şükran hissi içinde oldu-
ğunu söylemiştir. Sayõn Haberal çok
değerli bir insandõr, doktor olarak her
şeyden evvel insanlarõ seven biridir.
‘HABERAL’IN KOMPLO
İÇİNDE OLACAĞINI
TAHMİN ETMİYORUM’
Hedeflerini iktidara talip
olma noktasında belirle-
diklerini söyleyen DSP
Genel Baykanı Türker,
“Benim solda birlikle il-
gim yok. Ben zaten so-
lum. Benim birlikteliğim,
var olan iktidara alterna-
tif yaratma birlikteliği”
dedi. Rahşan Ecevit’in
elini öpüp tavsiyelerini
alacaklarını söyleyen
Türker, Ergenekon so-
ruşturmasıyla ilgili ola-
rak “Bir gün beni de ala-
bilirler” diye konuştu.
‘Birgünbenidealabilirler’
- Kürt sorununun çözümü için ta-
rihsel fırsatlardan söz ediliyor. Bu
tartışmaları nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
- Güneydoğu hem geri kalmõşlõğõ ya-
şõyor, hem etnik sorunlar var. Feodol
yapõdan kaynaklanan sorunlar var. Do-
ğu ve Güneydoğu sorunu var, onun alt
kümesi olarak Kürt sorunu var. Kürtle-
rin kendini ifade etme özgürlüğünün kõ-
sõtlanmasõ çok önemli. Yüzde 10 seçim
barajõ Kürtlerin kendini ifade etme öz-
gürlüğünü ortadan kaldõrõyor. Baraj
yüzde 1’e kadar düşürülmeli, hatta sõfõ-
ra indirilmeli. Her kesimin, her farklõ
düşüncenin kendini ifade edebilmesi
gerekir. Kürt kökenli arkadaşlarõmõz ba-
raj nedeniyle bağõmsõz aday oldular,
çok yüksek oyla geldiler. Kürt sorunu-
nu çözmenin birinci yolu, kendilerini
ifade etme, örgütlenme özgürlüklerini
engelleyen seçim barajõnõn düşürülme-
sidir. İkinci yolu da ekonomik ve sosyal
dağõlmayõ önleyebilecek önlemler alõn-
masõdõr. İş, aş yaratõlabilir, çalõşanlarõn
mülkiyet edinme haklarõ sağlanõr ve ör-
gütlenebilirlerse Kürt sorunu ortadan
kalkar. Sayõn Cumhurbaşkanõ’nõn söz
ettiği fõrsat nereden kaynaklanõyor, içi
doldurulmuş değil.
- Ergenekon soruşturması hakkında
ne düşünüyorsunuz?
- Beni de alabilirler, demiştim. Hâlâ
diyorum. Türkiye’de güç olanlara, güce
ortak olmak, alternatif olmak isteyenle-
re karşõ bir operasyon olarak değerlen-
diriyorum. Kuşkusuz içinde bazõ ger-
çekler var. Belki bugüne kadar bir yüz-
leşme gerçekleştirmediğimiz bir konuda
bunlar olabilir. Ama bu şekilde yapõl-
masõnõ doğru bulmuyorum. İlhan Sel-
çuk’un çok polisiye bir yaklaşõmla göz-
altõna alõnmasõ sürecini içime sindire-
bilmiş değilim. Kimler darbe yapabilir
diye sõralama yaparsõnõz, sonuncu ola-
bilecek Mustafa Balbay’la ilgili olanla-
rõ anlamõş değilim. Gazetecilik süre-
cimde, birlikte seyahatlerde bulunmuş
ve onun sevgi dolu, ulusalcõ yüreğini
bilen biri olarak anlamõş değilim. Bu
arkadaşlarõ, değerli insanlarõ mafyayla
ilişkisi olanlarla aynõ kefeye koymak
çok üzüntü vericidir. Ben iktidarõ hedef-
leyen bir kişi olarak genel başkanlõğa
geldim. Bu hedefle bir gün benim de zor
olacağõmõ görüp “nasıl olsa dokunul-
mazlığı yok” diye, bir ara halkõn kafa-
sõnõ karõştõralõm diye alabilirler. O gün
beni halk yalnõz bõrakmasõn diye bu-
günden söylüyorum, bir gün beni de
alabilirler, diye. Her türlü komplolar
olabilir.
‘AKP’yle boy
ölçüşeceğim’
‘KÜRT
SORUNUNDA
İKİ ÇÖZÜM YOLU’
‘Kanadoğlu için talimat yok’
İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Yar-
gõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih
Kanadoğlu’nun Ergenekon soruşturmasõ kap-
samõnda şüpheli sõfatõyla ifadesinin alõnacağõ
yönündeki iddialar yalanlandõ. İstanbul Cum-
huriyet Başsavcõsõ Aykut Cengiz Engin, gaze-
tecilerin sorularõnõ “Yalan, uydurma... Yok öy-
le bir şey” diye yanõtladõ. Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ da, “talimat bürosuna ulaşmõş
herhangi bir talimat olmadõğõ” yanõtõnõ verdi.
‘Mustafa’ya takipsizliğe itiraz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn, gazeteci Can
Dündar hakkõnda, “Mustafa” adlõ belgeselinde
“Atatürk’ün aşağõlandõğõ, hakkõndaki bilgilerin
eksik ve yanlõş aksettirildiği” gerekçesiyle yü-
rütülen soruşturma sonucu verdiği takipsizlik
kararõna itiraz edildi. Şikâyetçi Ali Berham
Şahbudak, itiraz dilekçesini Sincan Ağõr Ceza
Mahkemesi’ne iletilmek üzere Ankara Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’na sundu. Dilekçede, “Bi-
lirkişi raporunda, suçun işlendiği yolunda şüp-
henin varlõğõ ortadadõr” denildi.
Filiz Kalaycı’nın tutuklanması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “Terör
örgütüne üye olduğu” iddiasõyla 27 Mayõs
2009’da tutuklanan İnsan Haklarõ Derneği
(İHD) Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Filiz
Kalaycõ’nõn tutukluluğuna itiraz edildi. Kalay-
cõ’nõn avukatlarõ tutukluluk kararõnõn kaldõrõl-
masõna yönelik dilekçeyi Ankara 11. Ağõr Ce-
za Mahkemesi’ne sundu.
Türker ‘Partide bölünme yok, toparlanma var’ dedi. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ)