Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
27 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Sekreter Formülü ile
Kriz Çözülemez
6 DTP milletvekili hakkında “terör örgütü lehine pro-
paganda, suç ve suçluyu övme” suçlamasıyla açılan
dava, haftalardır politikanın doruğunu kara kara dü-
şündürüyor.
Milletvekilleri, “dokunulmazlıkları olduğu”nu ileri
sürerek yargıç önüne çıkmamak için direniyorlar. Baş-
ta TBMM Başkanı Köksal Toptan olmak üzere, po-
litikanın doruğundaki isimler, iki arada bir derede kal-
manın sıkıntısı içinde kıvranıyor, ortaya çıkan krizi çöz-
mek için çare arıyorlar.
Yargı, parlamentonun kendisine verdiği yükümlü-
lüğü yerine getirerek, söz konusu altı milletvekili
hakkında dava açmış. Milletvekilleri, anayasada ken-
dilerini koruyan dokunulmazlık kalkanını göstererek
haklarındaki soruşturmanın dönem sonuna bırakılması;
ya da Meclis’in dokunulmazlıklarını kaldırması ge-
rektiğini söylüyorlar. O söylem zaman zaman bir mey-
dan okuma gibi de algılanarak, DTP’li seçmen tara-
fından alkışlanıyor. Yandaşlar arasında “bizimkilerle ba-
şa çıkılamaz” söylemleri e-posta iletilerine dönüşerek
dört bir yana gönderiliyor!
Öylelikle yargı ile altı milletvekili karşı karşıya geti-
rilmiş oluyor.
Adına, “celp” dediğimiz yargının çağrısına bu altı mil-
letvekilinin uymaması, elbette sade yurttaşlarla, üzer-
lerinde dokunulmazlık zırhı taşıyan seçilmişler ara-
sındaki duvarı da bir Berlin Duvarı haline getirdiği için
toplumdaki kamplaşma ister istemez büyüyor.
Dün bu “altılı”dan üçünün Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesi’nde ifadelerinin alınması gerekiyordu.
Devreye Adalet Müsteşarını sokmak!
Ulusal basınımız, Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın
bulduğu bir ara formül ile krizi -şimdilik- durdurduğunu
müjdeleyen haberlerinde, TBMM Genel Sekreteri’nin
imzası ile gönderilen yanıt yazısında, “... adı geçen mil-
letvekillerine yoğun programları ve seyahatleri nede-
ni ile ulaşılamadığı için celp çağrılarının sekreterleri-
ne teslim edildiğinin bildirildiği” duyuruluyordu.
O arada Meclis Başkanı’nın, Adalet Bakanlı-
ğı Müsteşarı ile bir araya gelerek bu çözüm üze-
rinde görüştüklerine ilişkin haberler de gazetelerde
yer almıştı.
Bu ara haber, yasama organının ricası ile yürütme
erkindeki ilgili yüksek bürokratın, yargıya bazı tel-
kinlerde bulunduğu anlamını taşıyıp taşımadığını,
dileyenler, istedikleri gibi tartışıp yorumlayabilir-
ler. Ankara Mahkemesi’nin, kendisine gönderilen o “kriz
topunu”, 29 Eylül’e kadar derin dondurucuya koy-
maktan başka bir ara çözüm bulamadığı görülüyor.
Eğri otursak da doğru konuşmamız Sayın Köksal
Toptan’ın da onu dokunulmazlıkların kalkmaması
doğrultusunda sürekli baskı altında tutan Başbakan’ın
da içlerine sindirmesi gereken noktaya gelinmiştir.
Bütün dokunulmazlıklar kalksın
DTP’liler, kendilerinin de dokunulmazlıklarının kal-
dırılması istemi ile TBMM’de Adalet Bakanlığı tarafından
gönderilmiş olan yüzü aşkın talepten yararlandırılan öte-
ki parlamenterlerle eşit işlem görmesi gerektiğini
söylerken haksız değillerdir.
Dolayısıyla bu yargıya meydan okuma eyleminin so-
na ermesi isteniliyorsa Meclis ve hükümete düşen tek
görev, TBMM’deki bütün dokunulmazlık dosyalarını
arka arkaya görüşerek küçük kabahat suçları dışın-
dakileri, özellikle yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak, yar-
gı önünde hesap verebilecek bir seçeneği yürürlüğe
koymaktır.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, uzun zaman-
dan beri, sorunu Avrupa İnsan Hakları Mahkeme-
si’ne de taşıyarak, dokunulmazlığı bir koruma kalka-
nı olmaktan çıkarmak amacıyla uğraş veriyor.
Karşısında ise hakkında onca dosya bulunan poli-
tik güçler var. Başta Başbakan var.
o dosyalar tozlu raflarda dururken Ahmet Türk ve
arkadaşlarını, politik düşünceleri için, yargı önüne çı-
karmaya kalkışmak, sonra da karşılaşılan sıkıntıyı ört-
mek amacı ile yargıya sekreterleri çıkarmak...
İyi ki Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri,TBMM’den ge-
len o yazıyı Nasrettin Hoca’nın ünlü öyküsündeki “ev-
den gelen sese mi, yoksa sekreterlere mi inanalım” di-
ye geri çevirmediler.
Ahmet Türk ve arkadaşlarının günlerden beri
televizyon ekranlarında “gitmiyoruz” meydan oku-
malarını duymazdan gelmeyi yeğlediler.
Adı geçen “şüpheli”lerin TBMM tutanaklarına gö-
re Meclis’in hangi birleşimlerinde bulunduklarını araş-
tırma yoluna da gitmediler.
Ama çözümü de yine yasama organına bıraktılar.
Hem de gün belirleyerek.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Bursa’daki Şevket Yõlmaz Devlet Hastanesi’nde çõkan yangõn büyük paniğe yol açtõ
Hastanede facia: 8 ölüLEVENT GENCELLİ
BURSA - Bursa’daki Şevket Yõlmaz Dev-
let Hastanesi’nde dün saat 02.11’de görün-
tüleme bölümündeki elektrik kontağõndan çõ-
kan yangõn 5 kat yukarõdaki yoğun bakõm ser-
visinde yaşam destek ünitesine bağlõ 8 has-
tanõn ölümüne yol açtõ. Ölümlerden 7’sinin
hastanede, 1’inin ise sevk sõrasõnda yolda ger-
çekleştiği belirtildi.
Kentin merkez Yõldõrõm ilçesindeki 514 ya-
taklõ Şevket Yõlmaz Devlet Hastanesi’nin A-
2 zemin katõnda bulunan Tomografi Servi-
si’nde dün saat 02.11 sõralarõnda elektrik kon-
tağõndan yangõn çõktõ. Alevler kõsa sürede bu
katõ sardõ. Hastane personeli panik içinde has-
talarõ dõşarõ çõkarmaya çalõştõ. Sağlõk mü-
dürlüğü de kentte bulunan tüm ambulansla-
rõ, hastalarõn diğer sağlõk kuruluşlarõna ulaş-
tõrõlmasõ için Şevket Yõlmaz Hastanesi’ne
sevk etti. Hastanenin 3. katõndaki 16 hasta-
nõn bulunduğu yoğun bakõm servisinde ise
tam bir facia yaşandõ.
Yangõn nedeniyle Gülbey Şahin (80),
Fatma Yalçındağ (74), İnciser Bulut
(68), Hakkı Özdoğan (45), İsmail Uysal
(46), Muhlis Karaağaç (79), İbrahim
Turgut (54), Aliye Aktok yaşamõnõ yitir-
di. Yangõnõn tamamen söndürülmesinin
ardõndan dumandan etkilenen hastalar ye-
niden servislere alõndõ.
YANGIN MERDİVENİ KİLİTLİYDİ
Yangõnõn çõktõğõ saatlerde ilk doğumu
için bekleyen Nesrin Arslan, itfaiye ekip-
lerince kurtarõldõktan sonra sevk edildiği Zü-
beyde Hanõm Doğumevi’nde kõz bebek dün-
yaya getirdi. Arslan’õn eşi Hüseyin Arslan
olay anõnõ şöyle anlattõ: “Her yeri aniden du-
manlar kapladı ve elektrikler kesildi. Ka-
ranlıkta insanlar koşuşturmaya başladı.
Pencereleri açmak istedik ama kolları
olmadığı için başaramadık. Yangın mer-
divenine açılan kapı kilitliydi. Elimize
geçirdiğimiz sert cisimlerle bu kapıyı zor-
layarak açtık. Ağlayanlar, bağıranlar
vardı. Eşimi ve doğmamış bebeğimi kay-
betmekten çok korktum.”
Ölümlerin nedeni konusunda ise çeşitli id-
dialar ortaya atõldõ. Yangõnõn kõsa süreli
elektrik kesintisine yol açmasõ ve yaşam des-
tek ünitelerinin devreye girmemesinden kay-
naklandõğõ öne sürüldü. Kõsa sürede hasta-
nenin bütününe yayõlan duman nedeniyle or-
taya çõkan kargaşa sõrasõnda yoğun bakõm ser-
visindeki hastalarõn özensiz olarak dõşarõya
çõkarõlmak istendiği, bu arada yaşam destek
ünitelerinin fişlerinin çekilmiş olabileceği de
iddialar arasõnda yer aldõ.
DUMANDAN ZEHİRLENDİLER
Bursa Valisi Şahabettin Harput, ölüm-
lerin nedenlerinin araştõrõldõğõnõ, Sağlõk
Bakanlõğõ, Bursa Valiliği ve Bursa Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ’nõn ayrõ ekiplerle so-
ruşturmayõ sürdürdüğünü söyledi. Bursa Bü-
yükşehir Belediye Başkanõ Recep Altepe,
ölümlerin, yangõndan dolayõ değil, dumanõn
havalandõrmadan diğer servislere sõzma-
sõndan kaynaklandõğõnõ açõkladõ.
Bursa İl Sağlõk Müdürü İsmail Hakkı Çe-
lik, yangõn tüplerinin boş olduğu yönünde-
ki iddialarõ yalanlarken hastane SSK’den dev-
ralõndõktan sonra 2004 yõlõnda elektrik sis-
teminin gözden geçirildiğini ve değiştirildi-
ğini açõkladõ.
İHBAR SİSTEMİ ÇALIŞMIYOR
TMMOB üyeleri ise hastanede yaptõkla-
rõ ön incelemede gördüklerine inanamadõ-
lar. TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Elek-
trik Mühendisi Emir Birgün, şunlarõ söy-
ledi: “Hastanenin tüm kabloları hasar
görmüş.. İçeride kokudan çok zor kaldık.
Hangi yetkili yüzlerce kişiye bu koşul-
lardaki hastanede hizmet edilmesi ka-
rarını vermiş? Bunu merak ediyorum.
İncelememiz sırasında hastanenin yan-
gın ihbar sisteminin 3 yıldır çalışmadığı
bilgisine ulaştık. O sistem çalışsaydı, ilk
dumanın ardından ihbar olacaktı. Bu,
yangın kadar vahim.”
Mevzuata göre kullanõlmamasõ gereken kablo kullanõmõ faciaya neden oldu
MAHMUT LICALI
ANKARA - Bursa’daki Şevket Yõlmaz
Devlet Hastanesi’nde yoğun bakõm servi-
sinde 8 hastanõn yaşamõnõ yitirmesiyle so-
nuçlanan yangõn faciasõna, sağlõk hizmeti
satõn alõnan taşeron firmanõn havalandõrma
boşluğundan radyoloji servisine çektiği
kalitesiz kablolarõn kullanõldõğõ elektrik
tesisatõnõn neden olduğu belirtildi. Mevzuata
göre hastanelerde yanmayan (halojensiz)
kablolarõn kullanõlmasõ gerekiyor.
Şevket Yõlmaz Hastanesi’nde çõkan yan-
gõnõn ardõndan yoğun bakõm servisinde
kontrol altõnda tutulan 16 hastadan 8’inin
hayat destek ünitelerinin elektrik kesintisiyle
devre dõşõ kalmasõ ve dumandan zehirle-
nerek hayatlarõnõ kaybetmeleri elektrik te-
sisatõnda ihmal iddialarõnõ gündeme getir-
di. Bursa Tabip Odasõ Başkanõ Dr. Bülent
Aslanhan, yangõnõn çõktõğõ radyoloji ser-
visini taşeron bir firmanõn yönettiğini ve ya-
tõrõmlarõn da firma tarafõndan yapõldõğõnõ
kaydetti. Sağlõkta piyasalaştõrma ve taşe-
ronlaştõrmanõn dramatik sonuçlar yarata-
bileceğine ilişkin kaygõlarõnõ sürekli olarak
dile getirdiklerini belirten Aslanhan, “Yan-
gına neden olan kabloların yanmayan
özel kablo olması, yansa bile duman çı-
karmaması gerekirdi. Bir üst katta bu-
lunan yoğun bakım servisinin de du-
mandan etkilenmemesi lazımdı” diye
konuştu. Sağlõğõ piyasalaştõrma ve kârõ
arttõrma mantõğõyla taşeron firmanõn kali-
tesiz kablo kullandõğõnõ ve yatõrõmlarõ da dü-
şük teknolojiyle yapmayõ tercih ettiğine dik-
kat çeken Aslanhan, facianõn yaşandõğõ has-
tanede nisan ayõnda yapõlan başarõlõ tatbi-
kata karşõn yangõn sõrasõnda aynõ başarõnõn
gösterilemediğini belirtti.
GÖSTERMELİK UYGULAMALAR
Yaşanan faciada kötü bir yönetim örne-
ği ve sağlõğõn piyasalaştõrõlmasõnõn sonucu
olduğunu belirten Dr. Bülent Aslanhan, şun-
larõ dile getirdi:“Kalite belgeleri ve top-
lam kalite mantığıyla yalnızca göster-
melik yapılan bu uygulamalar bir işe ya-
ramıyor. Biz yıllardır hastanelerde ça-
lışanların iş güvenliği kurullarının ku-
rulmasını istiyoruz. Bu tür olağanüstü
durumlar için bir öngörüde bulunmayı,
risk değerlendirilmesi yapmayı ve bir
plan dahilinde hareket edilmesi gerek-
tiğini belirtiyoruz. Ama maalesef böyle
bir çalışma yapılmıyor. ”
Sağlõk ve Sosyal Hizmet emekçileri
Sendikasõ (SES) Bursa Şubesi Başkanõ Dr.
Candan Coşkun da, yangõnla birlikte sağ-
lõkta taşeronlaşmanõn ve özelleştirmenin
sorgulanmasõ gerektiğine vurgu yaptõ:
“Hastanelerimiz çok yoğun marketlere
dönüştürüldü. Sağlığın pazarlanan bir
meta haline getirilmesi, insanların par-
çabaşına sağlık hizmeti alır hale dönüş-
türülüyor. Havalandırma boşluğundan
elektrik kablosu çekmek ne demek?
Akıllı hastanenin havalandırma boşlu-
ğunda kablo geçmesi olur mu?”
Ankara Elektrik-Elektronik Teknisyenleri
ve Esnaf Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ
Yusuf Aslantürk, elektrik tesisatõnõn yet-
kili ve teknik bilgiye sahip kişiler tarafõn-
dan yapõlmasõ gerektiğini kaydetti. Vasõf-
sõz kimselere yaptõrõlan tesisatõn tehlikeye
neden olabileceğine işaret eden Aslantürk,
“Havalandırma boşluğundan kablo çe-
kilmez. Bu uygun değildir” dedi.
TAŞERON KENDİNİ SAVUNDU
Hastanede görüntüleme hizmeti veren
BURTOM Şirketi Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Dr. Erol Kılıç, “Çalışma sistemimiz
şöyle. Hastane bize bir yer temin ediyor.
Elektrik, su gibi temel ihtiyaçları hastane
karşılıyor. Bizim tüm sorumluluğumuz
hizmet vermekle ilgili. Bizim cihazları-
mızda sorun yok. Yangın hasta kabul ye-
rinde çıkıyor. Burada bizim sadece bir
bilgisayarımız var” dedi.
Yangõn Yönetmeliği’ne uyulmuyor
OKTAY EKİNCİ
İtfaiyenin kõsa sürede söndür-
mesine rağmen 8 kişinin yaşamõ-
nõ yitirdiği Bursa Şevket Yıl-
maz Devlet Hastanesi’ndeki yan-
gõnda öncelikle sorgulanmasõ ge-
reken; “kurallara aykırı” yapõ-
laşma...
Zemin kattaki radyoloji servisi
kayõt bölümünde başlayan yangõ-
nõn, hastane içinde yayõlan “du-
man” nedeniyle faciaya dönüş-
mesi, binanõn tasarõm ve inşaatõnda
“yönetmeliklere uyulmama-
sı”nõn sonucu.
Yõllarõnõ yapõ ve imar yönet-
meliklerinin çağdaşlaştõrõlmasõna
adayan Mimarlar Odasõ uzmanla-
rõndan Ratip Kansu, ülkemizin
yangõn yönetmeliğinin “tüm ba-
kanlar” tarafõndan imzalanan en-
der imar düzenlemelerinden biri
olduğunu vurguluyor. Uluslar-
arasõ normlarla hazõrlanan yönet-
meliğe göre öncelikle okul ve
hastane yapõlarõnõn, kat büyük-
lükleri ne olursa olsun en az “iki
zon”lu tasarlanmasõ gerektiğini
belirtiyor.
Yönetmelikteki “zon” tanõmõ,
hastanenin “bölüm”leri anlamõna
geliyor. Birbirinden yangõna kar-
şõ kesin önlemle ayrõlmõş adeta
“ikiz mekân”larõn yapõmõnõ “ön-
koşul” olarak getiriyor.
“Zonlar arasında da yangına
ve dumana dayanıklı kapılarla
ayrılma imkânı olmalıdır; her
zonun elektrik devreleri ayrı
ayrı beslenmelidir. Her zonun
havalandırma ve klima devreleri
bağımsız çalışabilmelidir...” di-
yen Kansu, ameliyathaneler gru-
bu, yoğun bakõm, ilk doğum üni-
teleri gibi kõsõmlarõn projede ve ya-
põmda en az iki zon olarak dü-
zenlenmelerinin “zorunlu” oldu-
ğunu anõmsatõyor.
Bu konudaki her türlü teknik ve
idari koşullarõn 12 Haziran 2002
günü yayõmlanan “Türkiye Yan-
gından Korunma Yönetmenli-
ği”nde mevcut olduğunu belir-
ten Kansu’ya göre, bunlara uyul-
duğu takdirde yangõnda tahliye için
yardõma muhtaç hastalar düşey
tahliyeden önce yangõnõn yayõla-
mayacağõ zona yatayda kolaylõk-
la nakledebiliyorlar...
Türkiye’de 30.50’den yüksek
konut hastaneler ve 3000 m2’den
büyük kamuya açõk yapõlarõn 12
Haziran 2002’den sonra Yangõn
Yönetmenliği’ne uygun hale ge-
tirilmesi ve yenilerinin de buna uy-
gun yapõlmasõ gerekiyor. Ne var ki
Bursa faciasõ, bu “yasal zorun-
luluğun” da diğer imar kurallarõ
gibi önemsenmediğini kanõtlõyor...
8 kişinin yaşamõna mal olan Bursa’daki hastane, 2002’de yürürlüğe giren Yangõn Yönetmeliği’ne aykõrõ
BURSA (Cumhuriyet) - Bursa’daki yangõn
faciasõnõn ardõndan Sağlõk Bakanlõğõ’nõn
sorumluluktan kurtulmaya yönelik ma-
nevrasõ, Türk Mühendis ve Mimar Oda-
larõ Birliği’ne (TMMOB) bağlõ meslek
odalarõnõn tavrõ dolayõsõyla yarõda kaldõ.
Yõldõrõm ilçesindeki Şevket Yõlmaz
Devlet Hastanesi’nde yangõnõn ardõndan
dün Bursa’ya gelen Sağlõk Bakanõ Re-
cep Akdağ, yangõnõn çõkõş nedenine iliş-
kin rapor açõklamak istedi. Bursa Valisi
Şahabettin Harput’un girişimleriyle ön
inceleme heyetine alõnan TMMOB’ye
bağlõ meslek odalarõnõn temsilcileri, çok
acele rapor hazõrlanamayacağõnõ bildirdi.
Bunun üzerine Akdağ, Sağlõk Bakanlõ-
ğõ’nõn bürokratlarõ tarafõndan kaleme alõ-
nan raporu okumak zorunda kaldõ. Ra-
porda itfaiyenin yangõna zamanõnda mü-
dahale ettiği, yangõn söndürme çalõşma-
larõyla ilgili gerekenlerin yapõldõğõ öne
sürülerek “Hizmetlerin aksamaması
için kamu ve özel tüm hastanelerle ge-
rekli koordinasyon sağlanmış. Hasta-
nenin afet ve felaket durumlarına kar-
şı 2008’de yapılmış, 2009’da revize
edilmiş Afet Tahliye Planı bulunmak-
tadır. Yangın tüpleri periyodik kont-
rol ve bakımları yapılmış olup olay es-
nasında da kullanılmıştır” görüşüne
yer verildi. Akdağ’õn hastanenin bahçe-
sinde yapacağõ açõklama da sivil toplum
örgütlerinin protestosu üzerine Bursa
Valiliği’nde yapõldõ. Akdağ basõn top-
lantõsõ yaparken, Halkevleri ve Türkiye
Komünist Partisi (TKP) üyeleri hastane
bahçesinde gösteri yaptõlar. “Bakan isti-
fa”, “Taşeronlaşma ölüm getirir” slo-
ganlarõ atan göstericiler, hükümetin sağ-
lõk politikalarõnõ eleştirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkan Yardõmcõsõ ve Bursa Milletveki-
li Onur Öymen, 8 kişinin hayatõnõ kaybettiği
Şevket Yõlmaz Devlet Hastanesi’nin acil tahli-
ye planõnõn bulunmadõğõ, yangõn merdivenine
açõlan kapõlarõn kilitli olduğu iddialarõnõ gün-
deme getirdi.
CHP’li Öymen, CHP Bursa Milletvekili Ab-
dullah Özer ile Bursa Şevket Yõlmaz Hastane-
si’ndeki yangõn faciasõyla ilgili TBMM’de ba-
sõn toplantõsõ düzenledi. Konuyla ilgili TBMM
Başkanlõğõ’na soru önergesi verdiklerini ifade
eden Öymen, kendilerine ulaşan bazõ bilgilere
göre, yangõnõn çõktõğõ bölgede, ilgili cihazlara
bağlanan kablolarõn, standart olarak hastane-
lerde kullanõlmasõ gereken kablolar olmadõğõnõ
bildirdi. Öymen, daha ucuz ve tehlikeli kablo-
larõn döşendiğine işaret ederek hastanenin açõ-
lõşõnõn “akıllı bina”, “Türkiye’nin en mo-
dern hastanelerinden biri” şeklinde yapõldõ-
ğõnõ anõmsattõ. Yangõnõn çõktõğõ yerde yangõn
dedektörü ve otomatik söndürme cihazlarõnõn
olup olmadõğõnõ soran Öymen, ölümlerin bir
bölümünün, elektrik kesintisinden kaynaklan-
dõğõna yönelik iddialarõn bulunduğunu belirtti.
CHP’Lİ ONUR ÖYMEN
‘Otomatiksöndürme
sistemivarmıydı?’
‘Sağlıkta piyasalaştırma ve
taşeronlaştırmanın acı sonucu’
Akdağ’a
protesto
AÇIKLAMAYI VALİLİKTE YAPABİLDİ
Bursa’daki Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde çıkan yangında hastane personeli panik içinde hastaları dışarı çıkarmaya çalıştı.
(Fotoğraflar:AA)
Bursa’ya giden Sağlõk Bakanõ Recep
Akdağ, yangõnõn çõkõş nedenine ilişkin
rapor açõklamak istedi. Ön inceleme
heyetinde yer alan TMMOB, raporun
aceleye getirilmesine karşõ çõkõnca
Akdağ, Sağlõk Bakanlõğõ bürokratlarõnõn
hazõrladõğõ raporu açõkladõ.