25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 27 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Kuşatma... Kamusal alanların tarikatçı müritlerce doldu- rulması, Türk-İslam Sentezi’nin yaşam biçimi- ne dönüştürülmesi, Türkiye’yi çağdaş ve uygar bir toplum yapabilir mi? ÖDP Genel Başkanı Prof. Dr. Hayri Koza- noğlu, “Mahalle Baskısından Devlet Baskısına mı” konulu toplantıda yaptığı konuşmada, bir gerçeğin önemle altını çizerken şöyle diyor: “AKP’nin eleştirisi neoliberalizm üzerinden ol- malı, yaşam tarzı konusunda eleştiri yapılmama- sı görüşü tekrar düşünülmelidir.” Toplantıyı Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) ve İnşaat Mühendis- leri Odası düzenledi... Kozanoğlu konuşmasında, tarihe not düşer- ken kadrolaşma konusuna da şöyle değiniyor: “...İslamcılar devleti ellerinde tuttuklarında, pi- yasacılık adına boşalttıkları kamusal alanları ce- maatler tarafından doldurmaktadır. Muhafazakârlaştırmak, hareket kabiliyetlerini ve özgürlük alanlarını sınırlamaktadır.” Bu bir mahalle baskısı mı yoksa devlet baskı- sı mıdır? Bu sorunun yanıtını toplantıya katılan Prof. Dr. Selçuk Candansayar veriyor: “...Böylelikle, mahalle baskısı olarak gözüken şey aslında iktidar baskısı olmakta; baskı, iktidar araçları olan belediyeler, dernekler ve sendika- lar tarafından yapılmaktadır.” Kozanoğlu ve Candansayar’ın tanıları doğru! Güneydoğu’da tarikat, ağa, şeyh ve şıh bas- kısı dün de vardı, bugün de... Özellikle günümüzde Güneydoğu’da Kürt-İs- lam Sentezi’ne dayalı baskı giderek artıyor. Güneydoğu’da Diyarbakır dışında hiçbir kentte, alkol veren ne kafe ne de lokanta bulu- nuyor. Tunceli’de bir tarikat şeyhinin müritleri çok sıkı biçimde örgütleniyor, özellikle eğitim ala- nında ipleri ele geçiriyor. Konya ve Kayseri merkezli yörelerde muha- fazakârlaşma, AKP’li belediye başkanları, bazı sendikalar, sivil toplum örgütlerince yürütülü- yor. Bazı valiler, kaymakamlar “alkol yasağı” ge- tirirken, gerekçe olarak “trafik kazalarını” öne sü- rüyorlar. Bir yandan Türk-İslam Sentezi öte yandan Kürt-İslam Sentezi... Afyon’dan başlayıp Anadolu’yu kuşatan dinci ve tarikatçı yapılanma, okullarda ve öğrenci yurt- larında kendini gösteriyor. Okul müdürlerinin ve yardımcılarının nere- deyse yüzde 80’ini din kültürü ve ahlak dersi öğ- retmenleri oluşturuyor. Peki, böyle bir yapılanma karşısında ne yapıl- ması gerekir? Bunu solcuların, sosyalistlerin, tüm yurtse- verlerin oturup düşünmesi gerekir. Çünkü ortada mahalle baskısı değil, siyasal ik- tidarın baskısı vardır... ÖDP Genel Başkanı Kozanoğlu diyor ki: “ÖDP baskılara maruz kalan insanlar için ne- fes alacak, rahatlayacak bir ortam haline getiril- melidir.” Toplumda tarikatçı-dinci yapılanmaya öncü- lük eden AKP’ye karşı örgütlü bir karşı duruş yok. ÖDP bugüne değin tarikatçı-dinci yapılanma- ya karşı örgütlü bir tavır alamadı... Umarım bundan sonra alır! Siyasal İslama alkış tutan, bunu demokrasi ve özgürlük olarak görüp köktendincilerle “dirsek teması” kuran kimi sözde sosyalistleri, Ata- türkçüleri yakından tanıyoruz... Dinci-tarikatçı yapılanma Türkiye’yi giderek kuşatıyor, devlet eliyle beslenen militanlar şim- dilerde TRT Türk’te işbaşı yapıp, kültür ve sa- nat programları yapıyorlar. Öteden beri “Ne şeriat ne darbe” diyoruz Türkan Saylan gibi. Devlet içindeki çetelerin, ortaya çıkarılmasını, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasını istiyo- ruz. Peki, biz bunları isterken, siyasal İslamın ay- dınlık Türkiye’yi kuşattığını görmezden mi gele- ceğiz? ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin ayağı de- ğil midir siyasal İslam? Askeri darbelere, faşizme karşı çıkarken siya- sal İslama, tarikatçı örgütlenmeye, Türk-İslam ve Kürt-İslam Sentezi’ne destek vermek sol- culuk mudur? hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ‘Sorun iyi niyetle çözülür’ İstanbul Haber Servisi - TBMM Başkanõ Köksal Toptan, İstanbul’da Yõldõz Porselen Fabrikasõ restoranõ ve satõş reyonunun açõlõş töreninde DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk’ün açõklamalarõnõ değerlendirdi. Toptan, DTP Genel Başkanõ Türk’ün “İfade vermeye gitmeyeceğiz” açõklamasõyla ilgili olarak “İyi niyetle olaya yaklaşõlmasõ halinde çözüm bulunabilir diye düşünüyorum. Burada sadece bir taraftan, birilerinden gelişmeler beklememek lazõm. Herkesin olumlu yaklaşmasõ lazõm. Buna DTP’li arkadaşlar da dahil” dedi. ‘Dosyada hiçbir eksik yok’ Haber Merkezi - Frankfurt Savcõlõk Sözcüsü Doris Müller- Scheu, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ‘nõn, “Almanya’dan yollanan Deniz Feneri dosyasõnda eksikler olduğunu, bu nedenle Alman Savcõlõğa yazõ yollanarak bu eksiklerinin giderilmesinin istendiği” şeklindeki açõklamasõna yanõt verdi. Gazeteport’a açõklama yapan Scheu, “Dosyada hiçbir eksik yok. Dosya Almanya ile Türkiye arasõnda imzalanan Adli Yardõm Anlaşmasõ’ndaki kurallara göre eksiksiz olarak hazõrlandõ” dedi. ‘Tam gün’ tasarısı Meclis’e sunuldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üniversite ve sağlõk personelinin tam gün çalõşmasõna ilişkin yasa tasarõsõ TBMM Başkanlõğõ’na sunuldu. Tasarõda “serbest çalõşõp çalõşmamasõ” ibaresi “tetkik, eğitim-öğretim ve araştõrma faaliyetleri” şeklinde düzenlenirken, personelin katkõsõyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden personele bir ayda yapõlacak ek ödemenin tutarõ, ilgili personelin bir ayda alacağõ aylõk (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat (makam, temsil ve görev tazminatõ ile yabancõ dil tazminatõ hariç) toplamõnõ; klinik şefleri ve şef yardõmcõlarõ ile uzman tabip kadrosuna atanan profesör ve doçentlerde yüzde 800’ünü geçemeyecek. Arıtman’a açılan dava reddedildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün dayõsõ Ahmet Tahir Satoğlu’nun, ailesinin etnik kökeni ile ilgili iddialarõ nedeniyle CHP İzmir Milletvekili Canan Arõtman aleyhinde açtõğõ 40 bin TL’lik manevi tazminat davasõ reddedildi. Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanõn karar duruşmasõna, Satoğlu’nun avukatõ Uğur Erhan Dinçer ile Arõtman’õn avukatõ Rezzan Aydõnoğlu katõldõ. Yargõç Ahmet Selim Sarõkaya, davanõn reddine karar verildiğini açõkladõ. CHP lideri Deniz Baykal, mayõn temizleme tasarõsõnõn geri çekilmesini istedi ‘Peşkeşe izin vermeyiz’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal mayõn temiz- leme tasarõsõnõn derhal geri çe- kilmesini isterken, tasarõya tep- ki gösterenleri “faşizan”lõkla suçlayan Başbakan Tayyip Er- doğan’a “Başbakan’ın görevi önce Türkiye’ye yapılan hak- sızlıklarla hesaplaşmak, ama kendisi Türkiye’ye haksızlık yapmaya teşne görünüyor. Meclis’te, yargıda, milletin önünde mücadeleyi götüre- ceğiz. O bölgemizi birilerine peşkeş çekme imkânı olma- dığını ortaya koyacağız” kar- şõlõğõnõ verdi. Baykal, grup toplantõsõnõn başõnda Bursa’da bir hastanede yaşanan facia ile ilgili üzüntü- lerini dile getirdi. Baykal’õn gündemdeki diğer konularla ilgili olarak yaptõğõ değerlen- dirmeler de özetle şöyle: Koca Türkiye’nin ma- yın aczi: Bir yarõm asõr bu topraklarõ kullanamadõk, şim- di bir yarõm asõr da, başkasõ kullansõn, diyeceğiz. O coğ- rafyayõ 100 yõl kendimizin kul- lanmasõndan vazgeçeceğiz. Orayõ biz mayõnladõk, kimse- den yardõm almadõk. Şimdi orayõ temizleme işi de Türki- ye’nin işidir. Dõşardan hizmet alõrõz ama o işi biz üstleniriz. Bizim işin maliyeti ne? 200 tril- yon diyeni de var, 750 diyeni de. Kendine 61 milyon dolara uçak alõrken gözünü kõrpma- yacaksõn ama o kadar değerli alan için 300-500 trilyonu ve- remem diyeceksin... Koca Tür- kiye o mayõnlarõ temizlemek- te aciz kaldõ. Geri çekilsin: Toprak re- formunu, sõnõr boyunca küçük ölçekte de olsa gerçekleştirme şansõ elde edilmiş. Topraksõz köylülere o arazinin dağõtõl- masõ Türkiye’nin barõş ve kal- kõnma projesidir. Bu işi oldu- bittiyle geçiştirmek istiyorlar. Genelkurmay bir şey söylü- yor, hükümet başka bir şey... Genelkurmay NAMSA ile ya- põn diyor, NAMSA ile hiçbir te- mas kurulmamõş. Bu kanun derhal geri çekilmelidir. Ka- muoyunu rahatlatacak, parla- mentonun vicdanõnõ rahatlata- cak, Genelkurmay’õn değer- lendirmelerini değerlendirecek ciddi bir çalõşma yapõlmalõ. ‘Faşizan’ eleştirisi: Baş- bakan, “Azınlıkları bunlar kovdu, faşizan yaklaşım var” diyor. Ne ilgisi var? O konu konuşulacaksa getirsin konu- şalõm. Neyi kastediyor? Baş- bakan’õn zaman zaman böyle ülkeyi rencide eden, birilerine şirin gözükmeyi sağlayan ama bu millete saygõsõzlõk anlamõna gelen değerlendirmeler yaptõ- ğõna tanõk olduk. Biz yanlõşla- rõmõzla da yüzleşiriz; ama bir başbakanõn görevi önce Türki- ye’nin hakkõnõ savunmak, Tür- kiye’ye yapõlan haksõzlõklarõn hesabõnõ sormaktõr. Ama Baş- bakan’õn kendisi Türkiye’ye haksõzlõk yapmaya teşne görü- nüyor. Başbakan’õn mesela Batõ Trakya’da vatandaşlõktan atõlan 60 bin Türk kökenli Yu- nan vatandaşõnõn hesabõnõ sor- duğuna tanõk olmadõk. Bu ara- zinin bizim boynu bükük, işsiz, topraksõz vatandaşlarõmõz du- rurken, bir yabancõ ülkeye dev- redilmesini hiçbir şekilde bize kabul ettiremezsiniz. Cumhurbaşkanına do- kunulmazlık getirin: Cumhurbaşkanlõğõnõn doku- nulmazlõğõ konusunu düzenle- Mayõnlõ arazilerin temizlenmesi projesi ile küçük çaplõ da olsa bir toprak reformu şansõ doğduğunu ve topraksõz köylülere o arazinin verilebileceğini söyleyen Baykal, “Bu arazinin bizim boynu bükük, işsiz, topraksõz vatandaşlarõmõz dururken, bir yabancõ ülkeye devredilmesini hiçbir şekilde bize kabul ettiremezsiniz” dedi. Baykal, RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn istifa çağrõlarõna karşõn görevini bõrakmamasõyla ilgili olarak da, “Maşallah bu gücü nereden geliyor? Kimse dokunamõyor hazrete” yorumunu yaptõ. TASARIYA TEPKİ SP’den TBMM’ye mayõn çõkarmasõ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Suriye sõnõrõndaki mayõnlõ arazilerin temizlenmesine ilişkin ya- sa tasarõsõna karşõ eski bakan ve milletvekilleriyle birlikte TBMM’ye gelen SP Genel Başka- nõ Numan Kurtulmuş, 49 yõllõğõ- na yabancõ firmaya verilecek ala- nõn Gazze şehrinin 6 kat büyüklü- ğünde olduğuna dikkat çekerek tasarõnõn sakõnca ve tehlikelerine dikkat çekti. Kurtulmuş, Suriye sõnõrõndaki mayõnlõ arazilerin temizlenmesine ilişkin yasa tasarõsõyla ilgili olarak TBMM Başkanõ Köksal Toptan’õ ziyaret etti. Kurtulmuş, daha son- ra eski bakan ve milletvekilleriyle düzenlediği basõn toplantõsõnda, tasarõnõn sakõncalarõ ve tehlikelerini anlattõ. Üzerinde konuşulan arazi- nin çiftlik olmadõğõnõ, 650 bin dö- nümlük bir alanõn söz konusu ol- duğunu kaydeden Kurtulmuş, “Gazze şehrinin 6 katı büyüklü- ğünde bir yerdi. Bu kadar büyük bir alanı 49 yıllığına yabancı fir- malara vereceksiniz. Birincisi bu arazi Türkiye’nin en verimli alanlarından biridir. 50 yıldır hiçbir tarımsal faaliyet verilme- diği için organik tarım için elve- rişli bir arazidir” dedi. Bölgede doğalgaz ve petrol rezervlerinin ol- duğuna dikkat çeken Kurtulmuş, yõllardõr en büyük yatõrõmlarõn GAP’a yapõldõğõnõ, bu bölgeyle il- gilenen firmalarõn İsrail ortaklõ ol- duğunu kaydetti. Kurtulmuş, şu önerilerde bulun- du: “Türkiye’de sadece Suri- ye’deki mayınlar değil, Bulga- ristan, Gürcistan ve Türkiye’de- ki bütün sınırlardaki mayınlar derhal imha edilmelidir. Biz bu mayınları oraya koyarken para kazandılar şimdi sökerken para kazanacaklar. Tarımsal arazile- rin ve mayınların temizlenmesi iki ayrı ihale olarak ele alınmalı. 50 senedir insanların topraklarını is- timlak etmişiz. Devlet, bu top- rakları sahiplerine iade etmelidir. Hazine arazilerinin topraksız köylülere verilmesi gerekir.” Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’e yasalaşmasõ durumunda tasarõyõ veto etmesi çağrõsõnda bulunan Kurtulmuş, Başbakan Tayyip Er- doğan’õn açõklamalarõnõ da eleş- tirdi. Kurtulmuş, “Biz hiçbir za- man Yahudi, Ermeni, Rum, Sür- yani düşmanı olmadık. Biz siyo- nizmin yayılmacı politikalarına karşı olduk. Bizim anlayamadı- ğımız siyonizm politikalarına karşı duyarlı olan Cumhurbaş- kanı ve Başbakan, nasıl oldu da şimdi siyonizme karşı duyarlılık dile getirilince faşizanlıkla suç- luyor?” dedi. Erdoğan’õn “paranın dini imanı olmaz” dediğini anõm- satan Kurtulmuş, “Bu görüşü ner- de hangi mektepte okuduğunu bilmiyorum, ama benim bildiğim emperyalizm ve kapitalizmin di- ni imanı paradır” diye konuştu. memiş anayasa. Olmayan şeyi, hukuk cambazlõğõyla yapa- mazsõn. Mahkeme bir karar alõ- yor, Cumhurbaşkanlõğõ bir bil- diri yayõmlõyor ve yargõnõn ka- rarõnõn kötü niyetli olduğunu ifade ediyor. Bu açõklama, cumhurbaşkanlõğõnõn da, hu- kukun da saygõnlõğõna en büyük darbeyi vurdu. Hâkime, “vay sen...” diye açõklamalar yapõlõ- yor. Bu kadar uğraşacağõnõza cumhurbaşkanlõğõna dokunul- mazlõk getirin. Ergenekon-Deniz Fe- neri çifte standardı: De- niz Feneri ile ilgili dava bir türlü açõlamõyor. Bir bakan “So- ruşturmanın olabildiğinde mükemmel, eksiksiz yapıl- ması gerekir...” diyor. Elinizi vicdanõnõza koyun. Ergenekon davasõnda bu anlayõş böyle uy- gulandõ mõ? Akman’a dokunamı- yor: Arõnç, RTÜK Başkanõ’nõ istifaya çağõrdõğõnõ ilan etti. Medyada sevinçle karşõlandõ!.. Üçüncü dönem başkan seçilme talebinden vazgeçmiş!.. Şimdi yarõş başladõ. Eski adalet baka- nõ, ben ondan önce istemiştim, dedi. Maşallah bunun gücü ne- reden geliyor? İki bakan istifa- sõnõ istiyor, orada kalõyor. Kim- se dokunamõyor hazrete. ‘Fener paraları kimde?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Tayyip Er- doğan’õn yanõtlanmasõ istemiyle verdiği soru önergesinde “Deniz Feneri e.V. Derneği’nin Türkiye’de yardım ettiği 9 derneğin hangileri olduğu” sorusuna yanõt istedi. Kart, Alman- ya’daki Deniz Feneri Derneği davasõna Türkiye adõna davaya neden müdahil olunmadõğõ ve MASAK’õn devreye sokulmadõğõna ilişkin soru önergesine eski Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şa- hin tarafõndan verilen yanõtta “karartma” ya- põldõğõnõ vurguladõ. Kart, “Deniz Feneri e.V. Derneği’nin Türkiye’de kurulu bulunan 9 derneğe yardımda bulunduğunu ifade eden bakanlık her nedense bu derneklerin adını bildirmekten özenle kaçınmıştır. MASAK’ın çalışmalarının devam ettiğini ifade eden ba- kanlık; aradan geçen 5 aya rağmen MASAK çalışmaları hakkında kamuoyuna herhangi bir bilgi vermemiştir. Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren böylesine önemli bir davaya ne- den müdahil olunmadığı konusunda hiç ce- vap verilmemiştir” dedi. Kart, şu sorulara ya- nõt istedi: “Deniz Feneri e.V’nin Türkiye’de yardımda bulunduğu 9 dernek hangileridir? Bu dernekler hangi tarihte kurulmuştur? Yapılan yardımların tutarı ve niteliği nedir? MASAK’ın başlattığı çalışmaların akıbeti ne- dir? Bu çalışmaların sonucu ilgili Cumhuri- yet savcılığına ulaştırılmış mıdır? Hükümlü- leri ve mağdurları Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olan Almanya’daki davaya, hükü- met; Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının mağduriyetini gidermek ve doğmuş olan ka- mu zararlarını gidermek amacıyla ceza dava- sına neden müdahale talebinde ve girişimin- de bulunmamıştır? Deniz Feneri e.V. Derne- ği’nin Türkiye bağlantıları ve Almanya’da iş- lenmiş olan suçun Türkiye’ye de sirayet ettiği ve sonuçlandığı açık olmasına göre; Alman- ya’da hükümlü olan 3 kişi için, TCK’nin 8. ve 9. maddeleri uyarınca Türkiye’de yeniden yargılanmaları konusunda adli süreç neden ivedi olarak başlatılmamıştır? Hükümetin bu tavrı; Deniz Feneri yolsuzluğunun kurumsal olarak siyasi iktidar tarafından himaye edil- diği ve gerçeklerin kamuoyundan gizlenil- mek istenildiği anlamına gelmez mi?” CHP’li Atilla Kart, Başbakan Erdoğan’a, Deniz Feneri e.V’nin yardõm ettiği Türkiye’deki 9 derneğin isimlerini ve aldõklarõ paranõn tutarõnõ sordu CHP lideri Baykal, grup toplantısında mayın ta- sarısını eleştirirken, salonda da mayın mağdu- ru yurttaşlar konuşmasını izledi. DTP ve CHP temsilcileriyle görüşen mayın mağdurları, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile de bir ara- ya geldiler. Yurttaşlar, mayın nedeniyle binlerce insanın sakat kaldığını belirterek “Mağ- durların hiçbir sosyal güvencesi yok. Bunlara sosyal güvence kazandırılması, mayın- dan temizlenecek arazilerin de köylülerin kullanımına açılmasını istiyoruz” dedi. (AA) Saylan’ın izinde yürüyecekler Prof. Dr. Türkan Saylan’dan boşalan ÇYDD Genel Baş- kanlığı’na Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aysel Çe- likel getirildi. ÇYDD’nin Şişhane’deki Genel Merkezi’nde yapılan toplantı sonrası açıklama yapan Çelikel, “Bun- dan sonraki amacımız Saylan’ın izinde yürüyerek, Ata- türk Devrimlerine sahip çıkmak olacak” dedi. ÇYDD’nin yeni yönetiminde şu isimler yer alıyor: Başkan yar- dımcıları Prof. Dr. Ayşe Yüksel ile Eczacı Nihal Kızı, Ge- nel Sayman Avukat Nur Gerçel ve Osman Karaduman, üye İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Meriçli, öğretmen Gülsüm Kaya, Prof. Dr. Cihan Demirci ve Avukat Olcay Yezdani. Fotoğraf:NİHALİNAL Mağdurlar Meclis’te
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle