Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
27 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Kuşatma...
Kamusal alanların tarikatçı müritlerce doldu-
rulması, Türk-İslam Sentezi’nin yaşam biçimi-
ne dönüştürülmesi, Türkiye’yi çağdaş ve uygar
bir toplum yapabilir mi?
ÖDP Genel Başkanı Prof. Dr. Hayri Koza-
noğlu, “Mahalle Baskısından Devlet Baskısına
mı” konulu toplantıda yaptığı konuşmada, bir
gerçeğin önemle altını çizerken şöyle diyor:
“AKP’nin eleştirisi neoliberalizm üzerinden ol-
malı, yaşam tarzı konusunda eleştiri yapılmama-
sı görüşü tekrar düşünülmelidir.”
Toplantıyı Toplumsal Araştırmalar Kültür ve
Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) ve İnşaat Mühendis-
leri Odası düzenledi...
Kozanoğlu konuşmasında, tarihe not düşer-
ken kadrolaşma konusuna da şöyle değiniyor:
“...İslamcılar devleti ellerinde tuttuklarında, pi-
yasacılık adına boşalttıkları kamusal alanları ce-
maatler tarafından doldurmaktadır.
Muhafazakârlaştırmak, hareket kabiliyetlerini
ve özgürlük alanlarını sınırlamaktadır.”
Bu bir mahalle baskısı mı yoksa devlet baskı-
sı mıdır?
Bu sorunun yanıtını toplantıya katılan Prof. Dr.
Selçuk Candansayar veriyor:
“...Böylelikle, mahalle baskısı olarak gözüken
şey aslında iktidar baskısı olmakta; baskı, iktidar
araçları olan belediyeler, dernekler ve sendika-
lar tarafından yapılmaktadır.”
Kozanoğlu ve Candansayar’ın tanıları doğru!
Güneydoğu’da tarikat, ağa, şeyh ve şıh bas-
kısı dün de vardı, bugün de...
Özellikle günümüzde Güneydoğu’da Kürt-İs-
lam Sentezi’ne dayalı baskı giderek artıyor.
Güneydoğu’da Diyarbakır dışında hiçbir
kentte, alkol veren ne kafe ne de lokanta bulu-
nuyor.
Tunceli’de bir tarikat şeyhinin müritleri çok
sıkı biçimde örgütleniyor, özellikle eğitim ala-
nında ipleri ele geçiriyor.
Konya ve Kayseri merkezli yörelerde muha-
fazakârlaşma, AKP’li belediye başkanları, bazı
sendikalar, sivil toplum örgütlerince yürütülü-
yor.
Bazı valiler, kaymakamlar “alkol yasağı” ge-
tirirken, gerekçe olarak “trafik kazalarını” öne sü-
rüyorlar.
Bir yandan Türk-İslam Sentezi öte yandan
Kürt-İslam Sentezi...
Afyon’dan başlayıp Anadolu’yu kuşatan dinci
ve tarikatçı yapılanma, okullarda ve öğrenci yurt-
larında kendini gösteriyor.
Okul müdürlerinin ve yardımcılarının nere-
deyse yüzde 80’ini din kültürü ve ahlak dersi öğ-
retmenleri oluşturuyor.
Peki, böyle bir yapılanma karşısında ne yapıl-
ması gerekir?
Bunu solcuların, sosyalistlerin, tüm yurtse-
verlerin oturup düşünmesi gerekir.
Çünkü ortada mahalle baskısı değil, siyasal ik-
tidarın baskısı vardır...
ÖDP Genel Başkanı Kozanoğlu diyor ki:
“ÖDP baskılara maruz kalan insanlar için ne-
fes alacak, rahatlayacak bir ortam haline getiril-
melidir.”
Toplumda tarikatçı-dinci yapılanmaya öncü-
lük eden AKP’ye karşı örgütlü bir karşı duruş
yok.
ÖDP bugüne değin tarikatçı-dinci yapılanma-
ya karşı örgütlü bir tavır alamadı...
Umarım bundan sonra alır!
Siyasal İslama alkış tutan, bunu demokrasi ve
özgürlük olarak görüp köktendincilerle “dirsek
teması” kuran kimi sözde sosyalistleri, Ata-
türkçüleri yakından tanıyoruz...
Dinci-tarikatçı yapılanma Türkiye’yi giderek
kuşatıyor, devlet eliyle beslenen militanlar şim-
dilerde TRT Türk’te işbaşı yapıp, kültür ve sa-
nat programları yapıyorlar.
Öteden beri “Ne şeriat ne darbe” diyoruz
Türkan Saylan gibi.
Devlet içindeki çetelerin, ortaya çıkarılmasını,
faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasını istiyo-
ruz.
Peki, biz bunları isterken, siyasal İslamın ay-
dınlık Türkiye’yi kuşattığını görmezden mi gele-
ceğiz?
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin ayağı de-
ğil midir siyasal İslam?
Askeri darbelere, faşizme karşı çıkarken siya-
sal İslama, tarikatçı örgütlenmeye, Türk-İslam
ve Kürt-İslam Sentezi’ne destek vermek sol-
culuk mudur?
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
‘Sorun iyi
niyetle çözülür’
İstanbul Haber
Servisi - TBMM Başkanõ
Köksal Toptan,
İstanbul’da Yõldõz
Porselen Fabrikasõ
restoranõ ve satõş
reyonunun açõlõş
töreninde DTP Genel
Başkanõ Ahmet Türk’ün
açõklamalarõnõ
değerlendirdi. Toptan,
DTP Genel Başkanõ
Türk’ün “İfade vermeye
gitmeyeceğiz”
açõklamasõyla ilgili olarak
“İyi niyetle olaya
yaklaşõlmasõ halinde
çözüm bulunabilir diye
düşünüyorum. Burada
sadece bir taraftan,
birilerinden gelişmeler
beklememek lazõm.
Herkesin olumlu
yaklaşmasõ lazõm. Buna
DTP’li arkadaşlar da
dahil” dedi.
‘Dosyada hiçbir
eksik yok’
Haber Merkezi -
Frankfurt Savcõlõk
Sözcüsü Doris Müller-
Scheu, Ankara
Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ‘nõn,
“Almanya’dan yollanan
Deniz Feneri dosyasõnda
eksikler olduğunu, bu
nedenle Alman Savcõlõğa
yazõ yollanarak bu
eksiklerinin
giderilmesinin istendiği”
şeklindeki açõklamasõna
yanõt verdi. Gazeteport’a
açõklama yapan Scheu,
“Dosyada hiçbir eksik
yok. Dosya Almanya ile
Türkiye arasõnda
imzalanan Adli Yardõm
Anlaşmasõ’ndaki kurallara
göre eksiksiz olarak
hazõrlandõ” dedi.
‘Tam gün’ tasarısı
Meclis’e sunuldu
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Üniversite ve sağlõk
personelinin tam gün
çalõşmasõna ilişkin yasa
tasarõsõ TBMM
Başkanlõğõ’na sunuldu.
Tasarõda “serbest çalõşõp
çalõşmamasõ” ibaresi
“tetkik, eğitim-öğretim ve
araştõrma faaliyetleri”
şeklinde düzenlenirken,
personelin katkõsõyla elde
edilen döner sermaye
gelirlerinden personele bir
ayda yapõlacak ek
ödemenin tutarõ, ilgili
personelin bir ayda
alacağõ aylõk (ek gösterge
dahil), yan ödeme ve her
türlü tazminat (makam,
temsil ve görev tazminatõ
ile yabancõ dil tazminatõ
hariç) toplamõnõ; klinik
şefleri ve şef yardõmcõlarõ
ile uzman tabip kadrosuna
atanan profesör ve
doçentlerde yüzde
800’ünü geçemeyecek.
Arıtman’a açılan
dava reddedildi
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün dayõsõ Ahmet
Tahir Satoğlu’nun,
ailesinin etnik kökeni ile
ilgili iddialarõ nedeniyle
CHP İzmir Milletvekili
Canan Arõtman aleyhinde
açtõğõ 40 bin TL’lik
manevi tazminat davasõ
reddedildi. Ankara 11.
Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde görülen
davanõn karar
duruşmasõna, Satoğlu’nun
avukatõ Uğur Erhan
Dinçer ile Arõtman’õn
avukatõ Rezzan
Aydõnoğlu katõldõ.
Yargõç Ahmet Selim
Sarõkaya, davanõn reddine
karar verildiğini açõkladõ.
CHP lideri Deniz Baykal, mayõn temizleme tasarõsõnõn geri çekilmesini istedi
‘Peşkeşe izin vermeyiz’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nõ Deniz Baykal mayõn temiz-
leme tasarõsõnõn derhal geri çe-
kilmesini isterken, tasarõya tep-
ki gösterenleri “faşizan”lõkla
suçlayan Başbakan Tayyip Er-
doğan’a “Başbakan’ın görevi
önce Türkiye’ye yapılan hak-
sızlıklarla hesaplaşmak, ama
kendisi Türkiye’ye haksızlık
yapmaya teşne görünüyor.
Meclis’te, yargıda, milletin
önünde mücadeleyi götüre-
ceğiz. O bölgemizi birilerine
peşkeş çekme imkânı olma-
dığını ortaya koyacağız” kar-
şõlõğõnõ verdi.
Baykal, grup toplantõsõnõn
başõnda Bursa’da bir hastanede
yaşanan facia ile ilgili üzüntü-
lerini dile getirdi. Baykal’õn
gündemdeki diğer konularla
ilgili olarak yaptõğõ değerlen-
dirmeler de özetle şöyle:
Koca Türkiye’nin ma-
yın aczi: Bir yarõm asõr bu
topraklarõ kullanamadõk, şim-
di bir yarõm asõr da, başkasõ
kullansõn, diyeceğiz. O coğ-
rafyayõ 100 yõl kendimizin kul-
lanmasõndan vazgeçeceğiz.
Orayõ biz mayõnladõk, kimse-
den yardõm almadõk. Şimdi
orayõ temizleme işi de Türki-
ye’nin işidir. Dõşardan hizmet
alõrõz ama o işi biz üstleniriz.
Bizim işin maliyeti ne? 200 tril-
yon diyeni de var, 750 diyeni
de. Kendine 61 milyon dolara
uçak alõrken gözünü kõrpma-
yacaksõn ama o kadar değerli
alan için 300-500 trilyonu ve-
remem diyeceksin... Koca Tür-
kiye o mayõnlarõ temizlemek-
te aciz kaldõ.
Geri çekilsin: Toprak re-
formunu, sõnõr boyunca küçük
ölçekte de olsa gerçekleştirme
şansõ elde edilmiş. Topraksõz
köylülere o arazinin dağõtõl-
masõ Türkiye’nin barõş ve kal-
kõnma projesidir. Bu işi oldu-
bittiyle geçiştirmek istiyorlar.
Genelkurmay bir şey söylü-
yor, hükümet başka bir şey...
Genelkurmay NAMSA ile ya-
põn diyor, NAMSA ile hiçbir te-
mas kurulmamõş. Bu kanun
derhal geri çekilmelidir. Ka-
muoyunu rahatlatacak, parla-
mentonun vicdanõnõ rahatlata-
cak, Genelkurmay’õn değer-
lendirmelerini değerlendirecek
ciddi bir çalõşma yapõlmalõ.
‘Faşizan’ eleştirisi: Baş-
bakan, “Azınlıkları bunlar
kovdu, faşizan yaklaşım var”
diyor. Ne ilgisi var? O konu
konuşulacaksa getirsin konu-
şalõm. Neyi kastediyor? Baş-
bakan’õn zaman zaman böyle
ülkeyi rencide eden, birilerine
şirin gözükmeyi sağlayan ama
bu millete saygõsõzlõk anlamõna
gelen değerlendirmeler yaptõ-
ğõna tanõk olduk. Biz yanlõşla-
rõmõzla da yüzleşiriz; ama bir
başbakanõn görevi önce Türki-
ye’nin hakkõnõ savunmak, Tür-
kiye’ye yapõlan haksõzlõklarõn
hesabõnõ sormaktõr. Ama Baş-
bakan’õn kendisi Türkiye’ye
haksõzlõk yapmaya teşne görü-
nüyor. Başbakan’õn mesela
Batõ Trakya’da vatandaşlõktan
atõlan 60 bin Türk kökenli Yu-
nan vatandaşõnõn hesabõnõ sor-
duğuna tanõk olmadõk. Bu ara-
zinin bizim boynu bükük, işsiz,
topraksõz vatandaşlarõmõz du-
rurken, bir yabancõ ülkeye dev-
redilmesini hiçbir şekilde bize
kabul ettiremezsiniz.
Cumhurbaşkanına do-
kunulmazlık getirin:
Cumhurbaşkanlõğõnõn doku-
nulmazlõğõ konusunu düzenle-
Mayõnlõ arazilerin temizlenmesi projesi ile küçük çaplõ da olsa bir toprak
reformu şansõ doğduğunu ve topraksõz köylülere o arazinin verilebileceğini
söyleyen Baykal, “Bu arazinin bizim boynu bükük, işsiz, topraksõz
vatandaşlarõmõz dururken, bir yabancõ ülkeye devredilmesini hiçbir şekilde
bize kabul ettiremezsiniz” dedi. Baykal, RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn
istifa çağrõlarõna karşõn görevini bõrakmamasõyla ilgili olarak da, “Maşallah bu
gücü nereden geliyor? Kimse dokunamõyor hazrete” yorumunu yaptõ.
TASARIYA TEPKİ
SP’den
TBMM’ye
mayõn
çõkarmasõ
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Suriye sõnõrõndaki mayõnlõ
arazilerin temizlenmesine ilişkin ya-
sa tasarõsõna karşõ eski bakan ve
milletvekilleriyle birlikte
TBMM’ye gelen SP Genel Başka-
nõ Numan Kurtulmuş, 49 yõllõğõ-
na yabancõ firmaya verilecek ala-
nõn Gazze şehrinin 6 kat büyüklü-
ğünde olduğuna dikkat çekerek
tasarõnõn sakõnca ve tehlikelerine
dikkat çekti.
Kurtulmuş, Suriye sõnõrõndaki
mayõnlõ arazilerin temizlenmesine
ilişkin yasa tasarõsõyla ilgili olarak
TBMM Başkanõ Köksal Toptan’õ
ziyaret etti. Kurtulmuş, daha son-
ra eski bakan ve milletvekilleriyle
düzenlediği basõn toplantõsõnda,
tasarõnõn sakõncalarõ ve tehlikelerini
anlattõ. Üzerinde konuşulan arazi-
nin çiftlik olmadõğõnõ, 650 bin dö-
nümlük bir alanõn söz konusu ol-
duğunu kaydeden Kurtulmuş,
“Gazze şehrinin 6 katı büyüklü-
ğünde bir yerdi. Bu kadar büyük
bir alanı 49 yıllığına yabancı fir-
malara vereceksiniz. Birincisi
bu arazi Türkiye’nin en verimli
alanlarından biridir. 50 yıldır
hiçbir tarımsal faaliyet verilme-
diği için organik tarım için elve-
rişli bir arazidir” dedi. Bölgede
doğalgaz ve petrol rezervlerinin ol-
duğuna dikkat çeken Kurtulmuş,
yõllardõr en büyük yatõrõmlarõn
GAP’a yapõldõğõnõ, bu bölgeyle il-
gilenen firmalarõn İsrail ortaklõ ol-
duğunu kaydetti.
Kurtulmuş, şu önerilerde bulun-
du: “Türkiye’de sadece Suri-
ye’deki mayınlar değil, Bulga-
ristan, Gürcistan ve Türkiye’de-
ki bütün sınırlardaki mayınlar
derhal imha edilmelidir. Biz bu
mayınları oraya koyarken para
kazandılar şimdi sökerken para
kazanacaklar. Tarımsal arazile-
rin ve mayınların temizlenmesi iki
ayrı ihale olarak ele alınmalı. 50
senedir insanların topraklarını is-
timlak etmişiz. Devlet, bu top-
rakları sahiplerine iade etmelidir.
Hazine arazilerinin topraksız
köylülere verilmesi gerekir.”
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’e
yasalaşmasõ durumunda tasarõyõ
veto etmesi çağrõsõnda bulunan
Kurtulmuş, Başbakan Tayyip Er-
doğan’õn açõklamalarõnõ da eleş-
tirdi. Kurtulmuş, “Biz hiçbir za-
man Yahudi, Ermeni, Rum, Sür-
yani düşmanı olmadık. Biz siyo-
nizmin yayılmacı politikalarına
karşı olduk. Bizim anlayamadı-
ğımız siyonizm politikalarına
karşı duyarlı olan Cumhurbaş-
kanı ve Başbakan, nasıl oldu da
şimdi siyonizme karşı duyarlılık
dile getirilince faşizanlıkla suç-
luyor?” dedi. Erdoğan’õn “paranın
dini imanı olmaz” dediğini anõm-
satan Kurtulmuş, “Bu görüşü ner-
de hangi mektepte okuduğunu
bilmiyorum, ama benim bildiğim
emperyalizm ve kapitalizmin di-
ni imanı paradır” diye konuştu.
memiş anayasa. Olmayan şeyi,
hukuk cambazlõğõyla yapa-
mazsõn. Mahkeme bir karar alõ-
yor, Cumhurbaşkanlõğõ bir bil-
diri yayõmlõyor ve yargõnõn ka-
rarõnõn kötü niyetli olduğunu
ifade ediyor. Bu açõklama,
cumhurbaşkanlõğõnõn da, hu-
kukun da saygõnlõğõna en büyük
darbeyi vurdu. Hâkime, “vay
sen...” diye açõklamalar yapõlõ-
yor. Bu kadar uğraşacağõnõza
cumhurbaşkanlõğõna dokunul-
mazlõk getirin.
Ergenekon-Deniz Fe-
neri çifte standardı: De-
niz Feneri ile ilgili dava bir
türlü açõlamõyor. Bir bakan “So-
ruşturmanın olabildiğinde
mükemmel, eksiksiz yapıl-
ması gerekir...” diyor. Elinizi
vicdanõnõza koyun. Ergenekon
davasõnda bu anlayõş böyle uy-
gulandõ mõ?
Akman’a dokunamı-
yor: Arõnç, RTÜK Başkanõ’nõ
istifaya çağõrdõğõnõ ilan etti.
Medyada sevinçle karşõlandõ!..
Üçüncü dönem başkan seçilme
talebinden vazgeçmiş!.. Şimdi
yarõş başladõ. Eski adalet baka-
nõ, ben ondan önce istemiştim,
dedi. Maşallah bunun gücü ne-
reden geliyor? İki bakan istifa-
sõnõ istiyor, orada kalõyor. Kim-
se dokunamõyor hazrete.
‘Fener paraları kimde?’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya
Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Tayyip Er-
doğan’õn yanõtlanmasõ istemiyle verdiği soru
önergesinde “Deniz Feneri e.V. Derneği’nin
Türkiye’de yardım ettiği 9 derneğin hangileri
olduğu” sorusuna yanõt istedi. Kart, Alman-
ya’daki Deniz Feneri Derneği davasõna Türkiye
adõna davaya neden müdahil olunmadõğõ ve
MASAK’õn devreye sokulmadõğõna ilişkin soru
önergesine eski Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şa-
hin tarafõndan verilen yanõtta “karartma” ya-
põldõğõnõ vurguladõ. Kart, “Deniz Feneri e.V.
Derneği’nin Türkiye’de kurulu bulunan 9
derneğe yardımda bulunduğunu ifade eden
bakanlık her nedense bu derneklerin adını
bildirmekten özenle kaçınmıştır. MASAK’ın
çalışmalarının devam ettiğini ifade eden ba-
kanlık; aradan geçen 5 aya rağmen MASAK
çalışmaları hakkında kamuoyuna herhangi
bir bilgi vermemiştir. Türkiye’yi doğrudan
ilgilendiren böylesine önemli bir davaya ne-
den müdahil olunmadığı konusunda hiç ce-
vap verilmemiştir” dedi. Kart, şu sorulara ya-
nõt istedi: “Deniz Feneri e.V’nin Türkiye’de
yardımda bulunduğu 9 dernek hangileridir?
Bu dernekler hangi tarihte kurulmuştur?
Yapılan yardımların tutarı ve niteliği nedir?
MASAK’ın başlattığı çalışmaların akıbeti ne-
dir? Bu çalışmaların sonucu ilgili Cumhuri-
yet savcılığına ulaştırılmış mıdır? Hükümlü-
leri ve mağdurları Türkiye Cumhuriyeti
yurttaşları olan Almanya’daki davaya, hükü-
met; Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının
mağduriyetini gidermek ve doğmuş olan ka-
mu zararlarını gidermek amacıyla ceza dava-
sına neden müdahale talebinde ve girişimin-
de bulunmamıştır? Deniz Feneri e.V. Derne-
ği’nin Türkiye bağlantıları ve Almanya’da iş-
lenmiş olan suçun Türkiye’ye de sirayet ettiği
ve sonuçlandığı açık olmasına göre; Alman-
ya’da hükümlü olan 3 kişi için, TCK’nin 8.
ve 9. maddeleri uyarınca Türkiye’de yeniden
yargılanmaları konusunda adli süreç neden
ivedi olarak başlatılmamıştır? Hükümetin bu
tavrı; Deniz Feneri yolsuzluğunun kurumsal
olarak siyasi iktidar tarafından himaye edil-
diği ve gerçeklerin kamuoyundan gizlenil-
mek istenildiği anlamına gelmez mi?”
CHP’li Atilla Kart, Başbakan Erdoğan’a, Deniz Feneri e.V’nin yardõm
ettiği Türkiye’deki 9 derneğin isimlerini ve aldõklarõ paranõn tutarõnõ sordu
CHP lideri Baykal, grup toplantısında mayın ta-
sarısını eleştirirken, salonda da mayın mağdu-
ru yurttaşlar konuşmasını izledi. DTP ve CHP
temsilcileriyle görüşen mayın mağdurları, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile de bir ara-
ya geldiler. Yurttaşlar, mayın nedeniyle binlerce insanın sakat kaldığını belirterek “Mağ-
durların hiçbir sosyal güvencesi yok. Bunlara sosyal güvence kazandırılması, mayın-
dan temizlenecek arazilerin de köylülerin kullanımına açılmasını istiyoruz” dedi. (AA)
Saylan’ın izinde yürüyecekler
Prof. Dr. Türkan Saylan’dan boşalan ÇYDD Genel Baş-
kanlığı’na Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aysel Çe-
likel getirildi. ÇYDD’nin Şişhane’deki Genel Merkezi’nde
yapılan toplantı sonrası açıklama yapan Çelikel, “Bun-
dan sonraki amacımız Saylan’ın izinde yürüyerek, Ata-
türk Devrimlerine sahip çıkmak olacak” dedi. ÇYDD’nin
yeni yönetiminde şu isimler yer alıyor: Başkan yar-
dımcıları Prof. Dr. Ayşe Yüksel ile Eczacı Nihal Kızı, Ge-
nel Sayman Avukat Nur Gerçel ve Osman Karaduman,
üye İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Filiz Meriçli, öğretmen Gülsüm Kaya,
Prof. Dr. Cihan Demirci ve Avukat Olcay Yezdani.
Fotoğraf:NİHALİNAL
Mağdurlar Meclis’te