Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Ortadoğu’da
Bir Şeyler Oluyor- III
Ortadoğu’da gelişmeler giderek hızlanıyor. Lüb-
nan ve İran seçimleri yaklaşırken İsrail ve Sünni Arap
rejimlerinin kaygılarının giderek arttığı, dikkatlerin
Hizbullah üzerinde yoğunlaşmaya başladığı gö-
rülüyor. Cumartesi günü, Der Spiegel’in Ortado-
ğu ve siyasetinin ortasına adeta bir bomba gibi dü-
şen, “Hariri suikastının arkasında Hizbullah var” id-
diası da bu yoğunlaşmanın bir göstergesi.
Zamanlama çok ilginç
Bölgedeki, özellikle Lübnan kavşağında şekil-
lenen son gelişmelere bakınca, ortaya kaygı ve-
rici bir görüntü çıkıyor. Lübnan’da bir İsrail casus
ağı ortaya çıkarıldı. Mısır yönetimi, rejime karşı et-
kinlik gösteren 47 kişilik bir Hizbullah hücresini tu-
tukladığını açıkladı. Mısır’ın savlarını reddeden Hiz-
bullah, aslında Hamas’a yardım için silah kaçak-
çılığı yapmakta olduklarını açıklamakta hiçbir
sakınca görmedi. İsrail hava kuvvetleri, İran’ı he-
def aldığı ileri sürülen tatbikat düzenledi. Bu haf-
ta İsrail ordusu, bir taraftan Hizbullah, Suriye ve
Hamas’la savaş, diğer taraftan İsrail’deki Arap-
ların ayaklanması bağlamında alınacak eşza-
manlı önlemlere yönelik “Dönüm Noktası -3”
(Lübnan, Gazze, -E.Y) adlı bir simülasyon ger-
çekleştiriyor (Yedioth Ahranot, 25/05). Hizbullah,
İsrail’in yeniden bir savaşa hazırlandığını ileri
sürüyor. ABD Başkan Yardımcısı Biden’in geçen
hafta gerçekleşen Lübnan ziyareti Robert Fisk’e
göre “Hizbullah’ı durdurmayı amaçlıyordu” (The
Independent, 23/04). İsrail Başbakanı Natenya-
hu da zaten Obama’ya Hizbullah’ın bir seçim za-
feri olasılığının “tehlikeli” ve “kaygı verici” olduğunu
söylemişti (Jerusalem Post, 24/05). Hizbullah da
Biden’in ziyaretini Lübnan’ın içişlerine doğrudan
bir müdahale olarak yorumladı.
Der Spiegel’in yorumunu da Hizbullah’ın seçim
şansını azaltmaya yönelik bir adım, Lübnan’ın
içişlerine doğrudan bir müdahale olarak da yo-
rumlamak olanaklı. Çünkü Der Spiegel’in iddia-
ları, Lübnan’ın zaten çok hassas etnik siyasi den-
gelerini bozarak, yeniden bir iç savaş dinamiği-
ni harekete geçirebilecek nitelikte.
Bu nedenle, Lübnan, liberal eğilimli gazetesi The
Daily Star’ın başyazısında, Spiegel’in esas olarak
cep telefonu kayıtlarına dayanarak oluşturulan
savlara, Hariri ile Hizbullah’ın bir popülarite yarışı
içinde olduğuna ilişkin (Lübnan iç siyaseti göz önü-
ne alındığında, geçersizliği kolaylıkla görülebilecek)
bir senaryoya dayanan yorumunun zamansız ve
sorumsuz olduğu saptanıyor, “Mürekkep akıtmak
kan akıtmaya benzemez” deniyordu.
‘Şii tehlikesi…’
Spiegel’in savlarını, Lübnan seçimlerini daha iyi
anlamlandırabilmek için, daha geniş bir bağlam için-
de, Amir Taheri’nin, “Büyük Ortadoğu oyunu” de-
diği “durum” içinde değerlendirmeyi deneyebiliriz.
Bu “durumun” son yıllardaki en önemli bileşenle-
rinden biri hiç şüphe yok ki, gelişmekte, daha doğ-
rusu inşa edilmekte olan Sunni-Şii saflaşması. Bu
saflaşmanın bir amacı İran’ın bölgedeki etkilerine
karşı bir blok oluşturmaksa bir diğer amacının da
“ortak İran tehlikesine karşı” bir İsrail Arap ittifakı
oluşturarak Filistin sorununu bunun içinde, gün-
demin arkalarına bir yerlere iterek eritmek.
Bu bağlamda, Mısır, Yemen, Fas, Suudi Ara-
bistan, Ürdün gibi Sünni yönetimleri her yerde Hiz-
bullah’ın parmak izlerini, dolayısıyla İran etkisi gö-
rüyorlar (Associated Press 21/05), ülkelerindeki Şii
nüfusa karşı gittikçe daha kuşkucu ve baskıcı po-
litikalar benimsiyorlar.
Amir Taheri’nin yorumuna göre bu “büyük
oyunun” içinde Lübnan, “kontrol edenin sonucu
belirleyeceği bir piyon olarak, coğrafi çapıyla
orantısız büyüklükte stratejik bir önem kazandı” (As-
harq Alawsat, 23/05). Tahiri, Hizbullah’ın 7 Hazi-
ran seçimlerini kazanması halinde, İran rejiminin
içeride ve bölgede daha da güçlenmesini bekli-
yor. Lübnan’ın Hizbullah’ın kontrolüne girmesi,
İran’ın donanmasını, 1500 yıl sonra ilk kez Ak-
deniz’e getirmesine olanak sağlarken Rusya’nın
Suriye limanlarını kullanmasını kolaylaştıracak.
Özetle Ortadoğu’da gelişmeler hızlanıyor siya-
set gittikçe ısınıyor. Sizi bilmem ama, ben bu tar-
tışmaları izlerken “stratejik derinliğinin” bilincine
nihayet vararak bu bölgede, ABD, İsrail, “Arap
dünyası” ve İran’ın yanı sıra, artık önemli bir oyun-
cu haline geldiği ileri sürülen Türkiye’nin adını arı-
yorum. Ama nedense bir türlü bulamıyorum.
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, DTP’lilerin davasõnda ‘Meclis’in yanõtõnõ’ bekleyecek
İfade krizi 4 ay ertelendiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ankara 11. Ağõr Ceza
Mahkemesi, başka illerde yürüyen
davalarõ kapsamõnda, talimatla ifa-
de vermeleri için davetiye gönde-
rilen ancak duruşmalara katõlma-
yan DTP Genel Başkanõ Ahmet
Türk, Eşbaşkan Emine Ayna ve
Grup Başkanvekili Selahattin De-
mirtaş’õn ifadesinin alõnmasõ için
Meclis’in yanõtõnõn beklenmesine
karar vererek, duruşmayõ 29 Ey-
lül’e erteledi.
İfade vermeye gitmedikleri için
DTP’lilerin polis zoruyla getirilmesi
olasõlõğõnõn belirdiği süreçte yaşa-
nan kriz, Ankara 11. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nin erteleme kararõyla
4 ay ötelendi. Ankara 11. Ağõr Ce-
za Mahkemesi’ndeki dünkü du-
ruşmaya Ahmet Türk, Emine Ay-
na ve Selahattin Demirtaş yine ka-
tõlmadõ. Mahkemenin duruşma za-
bõtlarõnda, “Sanıklar Türk, De-
mirtaş ve Ayna hakkında TBMM
Başkanlığı’na yazılan müzekke-
relere 22 Mayıs 2009 tarihli bil-
gi mahiyetinde cevap verildiği;
cevaplarda, milletvekillerinin
sekreterlerine yazının ulaştırılmış
olduğu, ancak adı geçen millet-
vekillerinin çalışmaları dolayı-
sıyla sık sık Ankara dışında bu-
lunduğundan kendilerine ulaştı-
rılamadığı, gerekli işlemler ta-
mamlandığında mahkemeye bil-
gi verileceğinin bildirildiği” kay-
dedildi. Cumhuriyet Savcõsõ,
TBMM Başkanlõğõ’na yazõlan mü-
zekkere cevabõnõn beklenmesini
istedi.
Mahkeme heyeti, TBMM Baş-
kanlõğõ’na yazõlan müzekkerenin
akõbetinin sorulmasõna ve aynõ ya-
zõ ile yeni duruşma günü ve saati-
nin bildirilmesine karar vererek, ta-
limat duruşmalarõnõ 29 Eylül 2009
tarihine erteledi.
Ahmet Türk’ün İstanbul 9. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nin, Emine Ay-
na’nõn Adana 8. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’nin ve Selahattin Demir-
taş’õn da Diyarbakõr 5. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nin talimatlarõ doğ-
rultusunda ifadelerinin alõnmasõ
gerekiyor. Mahkeme DTP’lilerin
ifade vermesi için Meclis Baş-
kanlõğõ’ndan yardõm istemiş, Mec-
lis Başkanõ Köksal Toptan da
hukuki inceleme başlatmõştõ. 1994
yõlõnda DEP milletvekillerinin
Meclis kapõsõnda gözaltõna alõndõ-
ğõ sahnelerin tekrarlanmamasõnõ is-
tediğini belirten Toptan, hukuk-
çulara anayasanõn 14. maddesini de
incelettirmişti.
Bahçeli:
Sınır
namustur
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Ge-
nel Başkanõ Devlet Bahçeli, partisinin grup top-
lantõsõnda son dönemde tartõşõlan “Kürt açılımı”
söylemleri ile mayõn tasarõsõnõ eleştirdi. AKP hü-
kümetinin iktidara geldiği günden bu yana terör
ve bölücülüğü ortadan kaldõrmaya dönük fõrsatla-
rõ “heba” ettiğini belirten Bahçeli, isim verme-
den gazeteci Hasan Cemal’i kastederek “İktidar
bugün Kandil’den gelen kuryelerin mesajları-
nı uygulamaktan başka çaresinin kalmadığı
bir darboğaza, kendi ayakları ve rızası ile gir-
miştir” dedi.
Erdoğan’õn başlattõğõ etnik kimlik söylemi ne-
deniyle bugün okullardaki andõn kaldõrõlmasõ ve
“Ne mutlu Türküm diyene” sözünün silinmesi-
nin tartõşõlmaya başlandõğõnõ
belirten Bahçeli, “Bu çürü-
menin sonunun Türkiye’nin
adının ve İstiklal Marşı’nın
tartışılmasına kadar varaca-
ğını” söyledi. AKP “himayesi
ve şemsiyesi altındaki siyasi
çözüm lobisinin” son dönem-
de üzerinde çalõştõğõ açõlõm
paketinin PKK’nin talepleri-
nin aşamalõ olarak karşõlanma-
sõnõ amaçlayan bir süreç ola-
cağõnõn anlaşõldõğõnõ belirten
Bahçeli, “Kırk katırla kırk
satır arasına sıkıştırılan Türkiye’nin ehvenişe-
ri seçmesinin ancak yıkım ve dağılma bedeli
olarak ödeneceğini” ifade etti.
Bahçeli son dönemde mayõn temizleme tasarõ-
sõyla ilgili tartõşmalara dikkat çekerek, kendileri-
nin mayõn temizlenmesine değil, mayõn temizlen-
mesi ile işletme işinin tek bir elden yaptõrõlmasõ
ve bu işin yabancõlara havale edilmesine karşõ ol-
duklarõnõ anõmsattõ. Mayõn temizleme ile araziyi
tarõm amaçlõ kullanma gibi iki ilgisiz konunun
neden bir arada değerlendirilmek istendiğini so-
ran Bahçeli, Erdoğan ve AKP’ye “Gelin bu ka-
nunu geri çekin. Türk milletinin, Türk devleti-
nin menfaatlerine olacak şekilde yeniden dü-
zenleyin” dedi. Bütün sõnõrlarda “Hudut milli
bir namustur”, “Hudut milli namus ve şerefin
korunduğu yerdir” tabelalarõ yer aldõğõna işaret
eden Bahçeli, “namus ve şerefin 44 yıllığına ya-
bancılara emanet ve havale edilmek” istenme-
sinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
‘Rumlar ve Ermenilerle aynı safta’
Erdoğan’õn mayõn tartõşmasõyla ilgili yaptõğõ
“farklı etnik kimliklerin kovulduğu ve bunun
faşizan yaklaşım olduğu” yönündeki sözlerine
de sert tepki gösteren Bahçeli, şunlarõ söyledi:
“Bu konuda Türkiye ile hesaplaşmak isteyen
Rumlar ve Ermenilerle aynı safta yer alması
Türkiye için büyük bir talihsizlik, kendisi için
ise altından kalkılamayacak kara bir lekedir.
Başbakan bu sözleri ile ‘Hepimiz Ermeniyiz’
diyenlerle aynı noktada buluşmuştur. Bu kafa
yapısı artık belli olmuştur. Bu Lozan’ı sorgu-
layan, Sevr’i imzalayan ve hatta Kurtuluş Sa-
vaşı verdiğimiz için pişmanlık duyan, tarihi-
mizi lanetleyen işbirlikçi zihniyetin günümüze
kadar uzanmış tipik bir örneğidir.”
DTP lideri, krizi yaratanõn yerel mahkemelerin kararõna itiraz eden Adalet Bakanlõğõ olduğunu söyledi
Türk: Sorumlusu biz değiliz
Yargõlama kararõnõn hukuksuz olduğunu
ve ifade vermeyeceklerini söyleyen Türk,
CHP lider Baykal’a da Kürt sorununun çö-
zümü için 1990’lardaki sosyal demokrat
çizgisine geri dönmesi çağrõsõ yaptõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasanõn
14. maddesinden açõlan davalar nedeniyle “zor-
la ifade” krizinin odağõnda yer alan DTP lideri
Ahmet Türk, “seyahatte oldukları” için ken-
dilerine gönderilen tebligatlarõ almadõklarõnõ
söyledi. DTP’liler, TBMM Başkanlõğõ’nõn
“zorla ifade krizine”, “seyahat formülü” ile
geçici çözüm bulmasõyla rahatladõ. Türk, grup
toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada yargõlandõklarõ
davalarõn anayasanõn 14. maddesine değil,
TCK’nin “suç ve suçluyu övme”, “örgüt pro-
pagandası” fiillerine girdiğini söyledi. Ancak
hukuk zorlanarak anayasanõn çiğnendiğini savu-
nan Türk, “Yerel mahkemeler, isnat edilen
suçlamaları dokunulmazlık kapsamında
görmüştür. Yargıtay, Adalet Bakanlığı’nın
istemi doğrultusunda, hukuku zorlayarak
yargılanmamız yönünde karar vermiştir” de-
di. Türk, krizin sorumlusunun yerel mahkemele-
rin bozduğu kararla ilgili Yargõtay’a itiraz eden
Adalet Bakanlõğõ olduğunu kaydetti. CHP’nin
“sınırlı” da olsa Kürt sorunu konusunda arayõş
başlatmasõnõ olumlu bulduklarõnõ kaydeden Türk
şunlarõ söyledi: “CHP’ye şu çağrıyı yapmak
istiyorum: 1990’larda hazırladığınız o eski
Kürt Raporları’ndaki kapsamlı çözüm öneri-
lerine geri dönün. Sayın Baykal’a seslenmek
istiyorum: Türk ve Kürt halkını kucaklaştır-
mak tarihi bir görev olarak önümüzde dur-
maktadır.” Mayõn tasarõsõnõ da eleştiren Türk,
temizlenen topraklarõn ilk sahiplerine ve mayõn-
dan zarar görmüş yurttaşlarõn ailelerine, geri ka-
lanõnõn da topraksõz köylülere verilmesini istedi.
DTP’lilerin polis zoruyla ifade vermeye götürüleceği tartõşmalarõna neden
olan davanõn dünkü oturumunda krizin çözümü için 4 aylõk bir süre yaratõldõ.
Meclis’ten gelen, ‘Mahkemeden gelen yazõ milletvekillerinin sekreterlerine
ulaştõrõldõ, ancak adõ geçen milletvekilleri çalõşmalarõ dolayõsõyla sõk sõk
Ankara dõşõnda olduklarõndan kendilerine ulaştõrõlamadõ’ yazõsõ üzerine
mahkeme heyeti, duruşmayõ 29 Eylül tarihine erteledi.
MHP Genel Başkanõ, “Hudut milli na-
mustur. Bu nasõl bir namus ve şereftir ki, ik-
tidar zihniyeti tarafõndan 44 yõllõğõna yaban-
cõlara emanet edilmek istenmektedir” dedi.
Karayõlan’dan
‘öneri’ ve tehdit
Dış Haberler Servisi -
Terör örgütü PKK’nin Kan-
dil’deki lideri Murat Kara-
yılan, “Kürt sorununun çö-
zümünden ne anladığını”
açõkça ortaya koydu. “Kürt
parlamentosu açsınlar, sa-
vaş bitsin” diyen Karayõ-
lan, PKK’nin çözümün par-
çasõ olarak kabul edilmeme-
si durumunda
saldõrõlarõnõ sür-
dürecekleri teh-
didinde bulundu.
Karayõlan, İn-
giliz The Times
gazetesinden
A n t h o n y
Loyd’a Kandil
dağõnda verdiği
mülakatta, “Tür-
kiye, kendi ye-
rel parlamentomuzu kur-
mamıza izin versin” dedi.
“Bir dönüm noktasında-
yız” diyen Karayõlan, “Kürt-
ler savaşa devam etmek
istemiyorlar. Kürt soru-
nunu daha fazla kan dök-
meden çözebileceğimize
inanıyoruz. Türkiye sınır-
ları içinde, barışçı ve de-
mokratik bir çözüme ha-
zırız” dedi.
PKK elebaşõsõ, çözüm öne-
risini ise şöyle açõkladõ: “İn-
giltere, İskoçların isteğini,
kendi parlamentolarını
kurmalarına izin vererek
kabul etti. Türklerin de
bizimle yapmaları gereken
bu. İrlanda tarihini oku-
yorum ve sürece dahil olan
insanlarla temas halinde-
yim. Bu sorundaki geliş-
meleri ve etapları biliyo-
rum. Türki-
ye’nin de soru-
nu, İngilte-
re’nin çözdüğü
gibi çözmesine
ihtiyaç var.”
PKK’lilere “1
Haziran’a ka-
dar pasif sa-
vunma içinde
bulunmaları
emrini verdiği-
ni” söyleyen Karayõlan, “Bir
yol ayrımındayız. Türki-
ye, iki yoldan birini seçmeli.
Eğer barış teklifimizi seç-
mez ve bize saldırmaya de-
vam ederse, biz de kendi-
mizi savunuruz. Buna, mi-
silleme de dahil. Bize iste-
dikleri kadar terörist de-
sinler. Türkiye sonunda
PKK’nin Kürt sorununa
çözümün gerçek parçası
olduğunu kabul etmek zo-
runda” tehdidinde bulundu.
KANDİL’DE THE TIMES’A KONUŞTU
Terör örgütü
elebaşõsõ “İngiltere,
İskoçlarõn kendi
parlamentolarõnõ
kurmalarõna izin
verdi. Türklerin de
bizimle yapmalarõ
gereken bu”
görüşünü savundu.
Gül: Kuşkular
giderilmeli
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, mayõn tasa-
rõsõna ilişkin tartõşmalar için
“Kuşkusu olanlar, şüphesi
olanlar ki bu gayret nor-
maldir hatta takdir edile-
cek bir husustur. O zaman
onları da en iyi şekilde yet-
kililer, başta hükümet ol-
mak üzere uzmanla-
rını göndererek
açıklayacaklardır
‘Bu işin aslõ şudur’
diye” görüşünü
açõkladõ.
Kõrgõzistan’a
hareketinden ön-
ce Esenboğa Ha-
valimanõ’nda yap-
tõğõ açõklamadan
sonra gazetecilerin so-
rularõnõ yanõtlayan Gül,
DTP’lilerin ifade verip ver-
meyeceğine ilişkin tartõş-
malarõn anõmsatõlmasõ üze-
rine, “Suhulet içerisinde
mevcut hukukumuzu dik-
kate alarak halledilmesi
gerektiğine inanıyorum”
diye konuştu. Gül, mayõnlõ
arazilerin temizlenmesine
ilişkin soruyu yanõtlarken
de, “Türk devleti, Türk
hükümeti, TBMM kendi
ulusal çıkarlarının aley-
hinde bir şey yapar mı?
Bunu nasıl düşünebiliriz
ki?” diye sordu. Gül, ko-
nuyla ilgili geçmiş hükü-
metler döneminde de çalõş-
malar yürütüldüğünü belir-
terek şunlarõ söyledi: “Tür-
kiye’nin bunları kendi
kaynaklarıyla mevcut kay-
naklarıyla yapması çok
uzun yıllar alıyor.
Çünkü mayın te-
mizlemek dün-
yanın en zor iş-
lerinden biri.
Türkiye Büyük
Millet Mecli-
si’nde bütün
milletvekilleri,
hükümet, herkes
katkı sağlayacak-
tır bu konuların
halledilmesine... Açık şe-
kilde fikirlerini paylaşa-
caktır. Unutmayın ki Tür-
kiye büyük bir toprak ka-
zanacak. Kazanacağı top-
rak, en bakir, en iyi top-
raklarını kazanacak.”
Gül, mayõnlõ arazilerin te-
mizlenmesini kimin yapa-
cağõyla ilgili soru üzerine
de “Detaylara beni sok-
mayın, bununla ilgili icra-
nın başında olan hükümet
var” yanõtõnõ verdi.
MAYINLI ARAZİLERİN TEMİZLİĞİ
HÜKÜMETE ‘MAYIN’ TEPKİSİ
Bakan, Önal ve Gökçek’i ‘uyardı’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri
Bakanõ Beşir Atalay, Vilayetler Hizmet Birliği
Meclis Toplantõsõ’nõn açõlõşõnda yaptõğõ konuş-
mada, oto galerilerinin kesinlikle şehir dõşõna çõ-
kartõlacağõnõ söyledi. Atalay, “İfadem kesin bir
uyarõdõr. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ-
mõzõ (Melih Gökçek) ve Ankara Valisi’ni (Ke-
mal Önal) göreve davet ediyorum. Yoksa İçişleri
Bakanõ olarak farklõ işlem yapacağõm” dedi.
Uzun: Anayasa Meclisi kurulmalı
İstanbul Haber Servisi - Anavatan Partisi
Genel Başkanõ Salih Uzun, TÜSİAD Başkanõ
Arzuhan Doğan Yalçõndağ’õ ziyaretinin ardõndan
yaptõğõ açõklamada, 1982 Anayasasõ’nõn tama-
men değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Uzun, “Şu
andaki mevcut TBMM normal işleyişini sürdü-
rürken, görevi sadece anayasa yapmak olan 1 ve-
ya 2 yõl süreli yeni bir Anayasa Meclisi kurulma-
lõ. Bu barajsõz bir seçimle halk tarafõndan seçil-
meli. Halkõn anayasasõnõ halk yapmalõdõr” dedi.
AKP işsizlik araştırmasına karşı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
2000’de yüzde 3.9 olan işsizlik oranõnõn,
2009’da yüzde 16.1’e yükseldiğini söyleyen
MHP’nin, işsizlik sorununun araştõrõlmasõna iliş-
kin önergesinin dün TBMM Genel Kurulu’nda
görüşülmesi istemi AKP’lilerin oylarõyla redde-
dildi. Önerinin lehinde konuşan MHP’li Ertuğrul
Kumcuoğlu, Türkiye’de her 3 gençten birinin iş-
siz olduğunu, bunun sonucunda da iç göç yaşan-
dõğõnõ söyledi. CHP’li Cevdet Selvi de Türki-
ye’de 7 milyon işsiz bulunduğunu kaydetti.