Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2009 CUMA
8 HABERLER
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Sri Lanka’da Tamil militanlarına yö-
nelik mücadele sonunda örgüt, lide-
rinin öldürülmesiyle sona erdi. Tamil-
ler, tıpkı PKK’liler gibi 25 yıldır yolla-
ra mayınlar yerleştiriyor, suikast ve in-
tihar saldırıları düzenliyor, karakol ba-
sıyor, korucuları öldürüyor ve çocuk
yaştaki militanlarıyla eylem-
ler yapıyordu.
Hint Okyanusu’nda 21 mil-
yon nüfuslu bir ada ülkesi
olan Sri Lanka Demokratik
Sosyalist Cumhuriyeti’nde
(Seylan), Hindu ve Sri Lankalı
Tamiller nüfusun yüzde
8.4’ünü oluşturuyor. Nüfusun
yüzde 69.1’inin Budist oldu-
ğu ülkede yüzde 7.6 oranın-
da Müslüman da yaşıyor.
“Dünya Tamil Birliği”, “El-
lalan Kuvveti” olarak da bili-
nen Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları
(LTTE) işte bu ülkede, bağımsız “Ta-
mil Eelam Devleti”ni hedefleyerek
1976’da kuruldu. Tamiller 1980’li yıl-
ların başında Sri Lanka yönetiminden
ayrılmak istedi. Amaçları, ülkenin do-
ğusunda merkezi Cabna olan bir Hin-
du devleti kurmaktı. Gerginlik uzun sür-
dü ve örgüt 1983’te silahlı eylemlere
başladı.
Tamil militanları ülkenin önemli siyasi
ve askeri liderleri ile bürokratlarına yö-
nelik suikastlar düzenledi. Bu arada Sri
Lanka Başkanı Ranasinghe Prema-
dasa (1988-1993) ve eski Hindistan
Cumhurbaşkanı Rajiv Gandi de
(1944-1991) örgütün intihar saldırıla-
rında yaşamlarını yitirdi.
Tıpkı PKK gibi 4 ile 6 bin
arasında silahlı militanı ile
10 bin kadar milis kadrosu
bulunan örgüt, bombalı ey-
lemlerle yüzlerce can aldı. Ta-
mil militanları salt devlet güç-
lerini değil, zaman zaman
PKK’nin yaptığı gibi müca-
deleye destek vermeyen ken-
di bölgesindeki yurttaşlara da
şiddet uyguladı. Örgüt, hü-
kümetle işbirliği yaptıkları
gerekçesiyle Müslüman kit-
leye yönelik kanlı eylemler de
yaptı. Örneğin 1992 yılının Ekim ayın-
da bir mescidi basan Tamiller, 150
Müslümanı katletti. Bu saldırının ar-
dından on binlerce Sri Lankalı Müs-
lüman, mülteci konumuna düştü.
80 bin ölü!..
Tamil Kaplanları’nın kanlı eylemle-
ri dünya kamuoyunun da büyük tep-
kisini çekti. Örgüt, 2002 ile 2005 yıl-
ları arasında Norveç’in arabuluculu-
ğuyla Sri Lanka devleti ile ateşkes sağ-
ladı. Ancak 2005 yılının sonunda, an-
laşmazlıklar yüzünden çatışmalar ye-
niden başladı ve 2008’e kadar 7 bin
civarında insan yaşamını yitirdi.
Resmi verilere göre Tamil Kaplan-
ları’nın eylemlere başladığı 1983 yı-
lından bu yana meydana gelen çatış-
malarda 80 ile 100 bin arasında insan
öldü, yüz binlerce kişi de yaşam alan-
larından koptu.
Tamillere yönelik operasyonlar ocak
ayından itibaren yoğunlaştı. Birleşmiş
Milletler’e göre Sri Lanka ordusunun
son 5 ayda genişlettiği operasyonlar-
da yüzlerce Tamil militanının yanı sı-
ra 7 bin sivil de yaşamını yitirdi. Or-
dunun son operasyonunda ise ken-
disinden 1.5 yıldır haber alınamayan
Tamil lideri Velupillai Prabhakaran öl-
dürüldü. 3 yıl öncesine kadar 15 bin
kilometrekarelik bir bölgeyi denetim-
leri altında tutan Tamiller bu darbenin
ardından yenilgiyi kabul etti.
Eski Genelkurmay Başkanı Ya-
şar Büyükanıt, “PKK Tamil Kaplan-
ları’na bile silah satıyor” diyerek iki ör-
güt arasındaki dayanışmaya dikkat
çekmişti. Zaten PKK’nin üst birimi
KCK de geçen hafta Sri Lanka hü-
kümetini operasyonlar nedeniyle kı-
nadığını duyurdu!
Sri Lanka’nın PKK’si Çöktü!..
Hiçbir düşman, törenin tetikçisi kadar
pervasız olmamıştır!.. Son olarak Ağrı’da
26 yaşındaki Orhan Topkaç ile evlen-
mek üzere kaçırdığı 16 yaşındaki sev-
gilisini takip ederek kurşun yağdıran per-
vasızlık yeni de değildir!.. Tıpkı töre sal-
dırısından yaralı kurtulmasına karşın
hastanede kurşunlanan Gül-
dünya gibi niceleri bu ölüm
takibinin kurbanı olmuştur!..
Törenin hışmından kaçanlar-
la onları kovalayanların çok
çarpıcı hikâyeleri vardır...
Yıl 2004... Urfa’nın Birecik
ilçesinde yaşayan 27 yaşın-
daki Selahattin Sarıçiçek,
20 yaşındaki Evrim’e vurulur.
Ancak genç kızın babası on-
ların evlenmelerine izin ver-
mez. Genç adam bunun üzerine sev-
gilisini alarak ortalıktan kaybolur. Evrim’e
bir süre sonra imam nikâhı kıyan Sela-
hattin, babasını arayarak barış sağ-
lanmasını ister. Selahattin’in babası
ise Evrim’in ailesini resmi nikâha ikna
eder. Genç çift 21 Kasım 2004’te Bire-
cik’te nikâh masasına oturur.
Ancak törenin baskısı salonda ken-
dini iyice hissetirir. Kız tarafı hiç mutlu
değildir. İçlerini kemiren törenin öfkesi
dinmez. Kızlarının kaçırılmasını bir tür-
lü içlerine sindiremezler. Genç çift ya-
şamlarını İstanbul’da sürdürmek üzere
Birecik’ten ayrılır. Evrim’in ailesi ise
çok geçmeden aşiret meclisini toplar ve
ölüm kararı alır.
Aşiret, Evrim’in 29 yaşındaki ağabe-
yi Cenap’ı töreyi uygulaması için İs-
tanbul’a gönderir. Genç adam, çifti
bulur ancak onları vurmaya
kıyamaz. Töreye başkaldı-
rır ve Birecik’e geri döner.
Cenap’ın bu tavrı aşireti
çileden çıkartır. Ailesinin
yanı sıra toplum baskısı da
onu bir süre sonra bunalı-
ma sürükler. Sonunda genç
adam tabancasını başına
dayayarak intihar eder!..
Bu olay aşiretin öfkesini
daha da arttırır!.. Selahattin
ve Evrim ise ölüm korkusuyla izlerini
kaybettirir. Artık töre cellatlarından
amansız bir kaçış başlamıştır!..
Ölüme mahkûm olmak!..
Tarih 2005 yılının Şubat ayı... Aşiret,
genç bir adamın intiharına karşın töre
yasalarını uygulamaktan vazgeçmez!
Evrim ve kocasını öldürmek için yeni bir
tetikçi seçilir. Tetikçi günlerce İstan-
bul’da Evrim ve kocasının izin sürer. So-
nunda onları evlerinin içinde kıstırır. Ye-
ni evli çift yaşamlarının baharında ka-
falarından kurşunlanarak öldürülür!..
Peki, yasak aşk, kız kaçırma ya da ge-
leneklerin katı kuralları içinde öfkeye
dönüştürülen benzer gerekçeler niçin
amansız ölüm takiplerini başlatır?.. Ni-
kâh kıymalarına karşın genç çiftler han-
gi gerekçeyle acımasızca öldürülür?..
Sorunun yanıtı 1927 tarihli Urfa Salna-
mesi’nin “aşiret kanunları” bölümünde
şöyle yazar:
“Aşirete mensup bir kız bir gence ka-
çarsa, veli ve vasilerine karşı kız ve er-
kek ölüme mahkûm olurlar. Aralarında
nikâh yapılsa bile kızın akrabasına baş-
lık namıyla bir şey verilmez ve bir sulh
yapılmazsa kızı kaçıran hakkında katil-
lere tatbik edilen usul tatbik edilir. Ko-
calı bir kadın bir erkekle kaçarsa, ikisi ta-
kipten uzak bölgelerde hayatlarını ge-
çirmeye mecburdurlar. Kadını kaçıran,
bu kadının akrabası ve kocası tarafından
takip olunur. Bu durumda, erkek ve ka-
dına yönelik öldürme hakkı daima ba-
kidir!”
19 Mayıs günü Ağrı’nın Yılanlı kö-
yünde Orhan Topkaç’ı öldüren, sevgilisi
O.T’yi ise yaralayan töre takipçileri iş-
te 80 yıl önce yazılan bu kara kitapla
ölüm takibine girişmişlerdi!.. Acı olan 21.
yüzyılda olmamıza karşın feodal kafa-
nın okuduğu tek kitabın halen Salname
olması!..
Törenin Amansız Takibi!..
Evrim-Selahattin
Sarıçiçek
Velupillai
Prabhakaran
Adalet Bakanõ, gazetemiz yazarõ Mustafa Balbay’a 43 gün boyunca uygulanan tecridi örtmeye çalõştõ
Ergin’den tecrit çarpõtmasõ
Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu 17 Ni-
san’da Balbay’õn odasõna yerleştirildi.
Ergin’in açõklamalarõna itiraz eden
Genç, Balbay’õn 6 Mart’ta içeriye
alõndõğõnõ ve 43 gün tek başõna tu-
tulduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bu özellikle sol içerikli veya yurt-
sever nitelikli yayın yapan basın
mensuplarına karşı hükümetinizin
gösterdiği bir husumet ve kinin ifa-
desidir. Bir gazetecinin 43 gün
tek hücreli bir hapishanede tutul-
masının sebebini izah etmeniz la-
zım. Neden tek kişilik hücrede tu-
tuluyor? Yani şu ülkenin birlik ve
bütünlüğünü savunan, cumhuri-
yeti, laik cumhuriyet ilkelerini sa-
vunan bir gazetecinin içeride bu
kadar süre bir hücreye konulma-
sının bir mantığı yok. Çok ağır bir
suç bana göre. Herhalde AKP hü-
kümeti mensupları tek başına dört
duvar arasında yaşamanın ne an-
lama geldiğini bilmiyorlardır. Er-
genekon iddianamesi adı altında
ülkenin ileri gelen, saygıdeğer ga-
zetecileri, profesörleri, rektörleri
alınıyor ve hapishanelerde çok
keyfi uygulamalara maruz bıra-
kılıyorlar.”
Genç’in konuşmasõnõn ardõndan
tekrar söz alan Ergin, bütün tutuklu
ve hükümlüler için uygulanan pro-
sedürün Balbay için de uygulandõğõ-
nõ ileri sürerek herhangi bir ayrõmcõ-
lõğa tabi tutulmadõğõnõ savundu.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Adalet Bakanõ Sadullah Er-
gin, gazetemiz Ankara Temsilcisi
Mustafa Balbay’a 43 gün boyun-
ca uygulanan tecridi örtmeye çalõştõ.
Balbay, 43 gün 3 kişilik odada tek
başõna tutulurken; Ergin, 3 gün
yalnõz kaldõğõnõ ileri sürdü.
Ergin, önceki gün TBMM Genel
Kurulu’nda milletvekillerinin söz-
lü sorularõnõ yanõtladõ. Tunceli Ba-
ğõmsõz Milletvekili Kamer Genç’in
Balbay’õn günlerce tek kişilik oda-
da tutulmasõnõn nedeniyle ilgili so-
rusu üzerine Ergin, şunlarõ söyledi:
“Mustafa Balbay isimli vatan-
taşımızın tutuklu kabul odasına
alındığı, anılan maddenin amir
hükmü gereği 3 gün içinde kuru-
ma uyumuna yönelik yardım ya-
pılarak gerekli bilgilerin sözlü ve
yazılı olarak bildirildiği, süre so-
nunda 17 Nisan 2009 tarihinde üç
kişilik odaya yerleştirildiği, diğer
tutuklu ve hükümlüler gibi ha-
valandırma bahçesinden fayda-
landığı kayıtların incelenmesinden
anlaşılmıştır. Bendeki kayıtlara
göre 3 gün orada misafir edildi.
Bütün tutuklu ve hükümlüler için
uygulanan prosedür Balbay için
de uygulanmıştır. Herhangi bir
ayrıcalığa tabi tutulmadığını ifa-
de etmek istiyorum.”
Üç kişilik oda
Ergin, Balbay’õn tutuklu kabul
odasõna alõndõğõnõ, 3 gün kuruma
uyumuna yönelik yardõm yapõldõ-
ğõnõ, süre sonunda da 17 Nisan
2009 tarihinde üç kişilik odaya
yerleştirildiğini belirtti. Oysa 6
Mart’ta tutuklanan Balbay, Silivri
Cezaevi’ne nakledildikten sonra
üç kişilik odaya yerleştirildi ve 17
Nisan’a kadar burada tek başõna tu-
tuldu. Ergenekon soruşturmasõ kap-
samõnda tutuklanan gazetemiz ya-
zarõ Prof. Dr. Erol Manisalı ile es-
ki Malatya Üniversitesi Rektörü
HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnda tutuksuz yargõlanan
başka davadan hükümlü Sedat Peker, “As-
keri darbe yapma düşüncesinde olanların gi-
deceği yer Adli Tıp Kurumu’ndaki psikiyatri
kliniğidir” dedi.
Silivri Cezaevi’nde görülen Ergenekon da-
vasõnõn 88. oturumunda tutuksuz sanõklar Se-
dat Peker, İşçi Partili Mahir Çayan Güngör
ve Büyük Hukukçular Birliği’nde temizlik iş-
leriyle uğraşan Asım Demir’in savunmalarõ
alõndõ, çapraz sorgularõ tamamlandõ.
Kelebek operasyonu davasõ sonucu hü-
kümlü olan Ergenekon davasõnõn tutuksuz sa-
nõğõ Sedat Peker, savunmasõnda savcõlõkta ver-
diği ifadeyi kabul ettiğini söyledi. Ergenekon
soruşturmasõ sõrasõnda savcõlõğa çõkarõldõğõn-
da 3.5 yõldõr cezaevinde bulunduğunu anlatan
Peker, şöyle devam etti:
“Savcı Zekeriya Öz bana ‘Askeri darbeye
zemin oluşturmak için örgüte üye olduğumu’
söyledi. Savcıya şunu arz ettim: İhtilal yap-
mak için önce birkaç cemse askerin TRT
radyo ve televizyonunu ele geçirmesi ve hal-
ka ihtilali duyurması gerekiyordu. Ama ar-
tık en az 300-400 televizyon, uydulardan ya-
yınlananlar, ayrıca her şehirde yüzlerce rad-
yo var. Yaşadığımız çağda aklı başında bir
insanın ihtilal yapmayı düşünmesi mümkün
değil. Bu düşüncede olanların gideceği bir
yer var. Adli Tıp Kurumu tarafından,
psikiyatrlar tarafından tedavi edilmesi ge-
rekir. Benim geldiğim gelenekte sülalemin
gençleri, bürokrasi içinde olanlar ihtilal
sırasında sıkıntı yaşadılar. İhtilal ile uğra-
şırsam geleneğe ihanet olur.”
‘Saçan AİHM’de yargılanmalı’
İkinci iddianamenin tutuklu sanõklarõndan
Adil Serdar Saçan’õ ‘maalesef’ tanõdõğõnõ ifa-
de eden Peker, Saçan’õn Organize Suçlarla Mü-
cadele Şube Müdürü olduğu dönemde kendi-
sini defalarca gözaltõna aldõrarak işkence yap-
tõğõnõ ve bu nedenle AİHM’de yargõlanmasõ ge-
rektiğini söyledi. Peker, Saçan’õn asker arka-
daşõ olan Sõvasspor Başkanõ Mecnun Od-
yakmaz’a işkence yaptõğõnõ iddia etti Peker,
Susurluk raporunda adõnõn geçtiği bölümler
anõmsatõlõnca, Abdullah Çatlı’yõ tanõmadõğõ-
nõ savunarak “Dostum olsaydı şeref duyar-
dım” dedi. Veli Küçük’ü babasõnõn yakõnõ ol-
masõ nedeniyle tanõdõğõnõ ve görüşmeler yap-
tõğõnõ belirten Peker, “Yasal çerçeveler dışında
herhangi bir muhabbetim ve iş ortaklığım
yoktur. ‘Emret’ dedim ama o benden bir şey
istemedi” diye konuştu. Peker, Nejat Daş’õ ya-
kalamak için askeri görevlilerin kendisinden
yardõm istediğini ancak muhbir olmadõğõnõ söy-
leyerek yardõm etmediğini söyledi.
Ergenekon davasõnõn tutuksuz sanõklarõndan
avukat Fuat Turgut, sabah saatlerinde arama
noktasõndan girerken üzerinde piyade tüfeği
mermisi tespit edildi. Hrant Dink’in öldürül-
mesi davasõnda Yasin Hayal’in avukatõ olan
Turgut’a, tutumlarõ nedeniyle davaya bakan İs-
tanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan da-
vadan men cezasõ verilmişti.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Haklarõnda anayasanõn
14. maddesinden dava açõlan 5
DTP milletvekilinin yanõ sõra
partinin Genel Başkan Ahmet
Türk’ün de Ankara 11. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nde açõlan da-
va kapsamõnda 2 kez ifade ver-
meye çağrõldõğõ bildirildi.
TBMM Başkanõ Köksal
Toptan’da bulunan talep yazõsõ
kapsamõnda Türk’ün 26 Ma-
yõs’taki davaya gitmemesi duru-
munda “ihzarlı (zorla) olarak”
ifadeye götürüleceği belirtili-
yor. Meclis’te DTP milletvekil-
leriyle ilgili “zorla ifade” krizi-
ne TBMM Başkanõ Toptan’õn
yanõ sõra ve AKP içinde de “çö-
züm” arayõşõ sürerken, partinin
Genel Başkanõ ve Mardin Mil-
letvekili Ahmet Türk de benzer
tehditle karşõ karşõya bulunuyor.
Türk’ün anayasanõn 14. madde-
si kapsamõnda açõlan bir dava
nedeniyle Ankara 11. Ağõr Ceza
Mahkemesi tarafõndan 2 kez
ifade vermesi için savcõlõğa çağ-
rõldõğõ, ancak gitmediği ortaya
çõktõ. Ahmet Türk hakkõnda açõ-
lan davanõn duruşmasõ 26 Ma-
yõs’ta yapõlacak. Türk’ün, mah-
kemeye gelmemesi ya da ifade
vermemesi durumunda, savcõlõ-
ğõn “zorla götürme” talebinde
bulunmasõ bekleniyor.
İFADE TALEBİ TOPTAN’DA
İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz okurlarõ ve
sivil toplum kuruluşlarõnõn, Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda gözaltõna alõnarak tutuklanan Ankara
Temsilcimiz Mustafa Balbay ve gazetemiz yaza-
rõ Prof. Dr. Erol Manisalı için gerçekleştirdiği ey-
leme dün onur konuğu olarak Prof. Dr. Server Ta-
nilli katõldõ.
Gazetemizin Şişli’de bulunan Merkez Binasõ
önünde toplanan, Kadõn Araştõrmalarõ Derneği, Yurt-
sever Hareket, ÇYDD, ADD ve CUMOK üyeleri,
“Balbay çıkacak yine yazacak”, “Aydınların ya-
nında nöbetteyiz”, “Cumhuriyetin bekçileri-
yiz” sloganlarõ attõ. Tanilli, “Mustafa Balbay’ın ve
Erol Manisalı’nın bir an önce özgürlüğe ka-
vuşması için nöbette olduklarını” anõmsatarak “O
günün gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bir de 19
Mayıs’ta bir olay oldu. Karamsarlıktan sıyrıldık.
Niçin? Çünkü Türkân Saylan’ın ardından yü-
rüyen on binleri gördük. Artık karamsar deği-
liz” dedi. Kadõn Araştõrmalarõ Derneği 2. Başkanõ
Meriç Velidedeoğlu da, “Sözün bittiği yerde ey-
lemin başladığını göstermek için buradayız” di-
ye konuştu. Eyleme CHP İstanbul Milletvekili
Necla Arat da katõlarak destek verdi.
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so-
ruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõndõktan
sonra tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konu-
lan gazetemiz yazarõ Prof. Dr. Erol
Manisalı’nõn avukatlarõ, Manisalõ’nõn sağlõk
durumunun iyi olmadõğõnõ belirterek, “Tu-
tuklu olarak yargılanmak üzere bekletil-
mesi Manisalı’nın hayati sağlık sorunları
ile karşı karşıya gelmesine yol açmıştır.
Kendisi büyük risk altında
bulunmaktadır” dedi.
Manisalõ’nõn avukatlarõ, Prof. Manisalõ’nõn
Silivri Hastanesi’nden “beyninde tümör teş-
hisi” ile Haseki Hasta-
nesi’ne sevk edildiği ve
Nöroloji bölümünde
tetkiklerine başlandõğõ,
iki defa beyin tomogra-
fisi ve ardõndan beyin
MR’õnõn çekildiğini be-
lirttiler. Manisalõ’nõn
“beyninde damar tıka-
nıklığı”nõn tespit edil-
diğini vurgulayan avu-
katlar şunlarõ kaydetti:
“Bu sorun yeni oluş-
muş bir durumdur. Yaşı ilerlemiş olan
Manisalı’nın karşı karşıya kaldığı koşul-
lar bu sonucu doğurmuştur. Daha öncede
Haseki Hastanesi’ndeki tetkiklerde de
kroner sorunlar ve ritim bozukluğu tespit
edilmişti. Varis rahatsızlığı ve dolaşım bo-
zukluklarına maruz kalan Manisalı’nın,
kısıtlı yaşam tarzı dolayısıyla bu sorunla-
rın ortaya çıktığı tahmin edilmektedir.
Prof. Dr. Manisalı 2004, 2006 ve 2007 yıl-
larında hayati kalp ve beyin rahatsızlıkla-
rı yaşadı. İki defa kalp krizi, kısmi felç ve
konuşma bozukluğu geçirdi. Kendisi bü-
yük risk altında bulunmaktadır”
NÖBETE DEVAM
Türk de
ifade
vermemiş
‘Darbe yapmayı düşünenler psikiyatra gitsin’
‘Tutukluluk
durumu sağlığı
için büyük risk’
MANİSALI’NIN AVUKATLARI
Erol Manisalı.
BARAN TURSUN’UN AİLESİ
İki yıllık ceza
temyiz edilecek
OZAN YAYMAN
İZMİR - İzmir’de “dur” uyarõsõna uyma-
dõğõ gerekçesiyle açtõğõ ateş sonucu Baran
Tursun’u öldüren polis memuruna verilen 2
yõl 1 aylõk hapis cezasõna, Tursun ailesinin
avukatlarõ tepki gösterdi. Avukat Bahattin
Özdemir, “Mahkeme heyetinin, sanık po-
lis için bir meşru müdafaa kararı verme-
diği kaldı” dedi.
Kararõn ardõndan Tursun’un ailesi konuyu
AİHM’ye kadar taşõyacaklarõnõ açõkladõ. Tur-
sun ailesinin avukatlarõndan Özdemir de,
“Mahkeme, delilleri kararttığını savundu-
ğumuz 10 polis hakkında beraat kararı
verdi. Ancak daha 28 polis memuru hak-
kında yaptığımız delil karartma suçlaması
neticeye bağlanmadı” dedi. Özdemir, ceza-
nõn bir insan ömrüyle kõyaslanmayacak dek
az olduğunu da belirterek “Verilebilecek en
düşük cezayı verdiler.” diye konuştu.
Fotoğraf:CİHANORUÇOĞLU
Ergenekon davasõna tutuksuz sanõk Sedat Peker’in savunmasõnõn alõnmasõyla devam edildi