22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2009 CUMA 8 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com Sri Lanka’da Tamil militanlarına yö- nelik mücadele sonunda örgüt, lide- rinin öldürülmesiyle sona erdi. Tamil- ler, tıpkı PKK’liler gibi 25 yıldır yolla- ra mayınlar yerleştiriyor, suikast ve in- tihar saldırıları düzenliyor, karakol ba- sıyor, korucuları öldürüyor ve çocuk yaştaki militanlarıyla eylem- ler yapıyordu. Hint Okyanusu’nda 21 mil- yon nüfuslu bir ada ülkesi olan Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti’nde (Seylan), Hindu ve Sri Lankalı Tamiller nüfusun yüzde 8.4’ünü oluşturuyor. Nüfusun yüzde 69.1’inin Budist oldu- ğu ülkede yüzde 7.6 oranın- da Müslüman da yaşıyor. “Dünya Tamil Birliği”, “El- lalan Kuvveti” olarak da bili- nen Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları (LTTE) işte bu ülkede, bağımsız “Ta- mil Eelam Devleti”ni hedefleyerek 1976’da kuruldu. Tamiller 1980’li yıl- ların başında Sri Lanka yönetiminden ayrılmak istedi. Amaçları, ülkenin do- ğusunda merkezi Cabna olan bir Hin- du devleti kurmaktı. Gerginlik uzun sür- dü ve örgüt 1983’te silahlı eylemlere başladı. Tamil militanları ülkenin önemli siyasi ve askeri liderleri ile bürokratlarına yö- nelik suikastlar düzenledi. Bu arada Sri Lanka Başkanı Ranasinghe Prema- dasa (1988-1993) ve eski Hindistan Cumhurbaşkanı Rajiv Gandi de (1944-1991) örgütün intihar saldırıla- rında yaşamlarını yitirdi. Tıpkı PKK gibi 4 ile 6 bin arasında silahlı militanı ile 10 bin kadar milis kadrosu bulunan örgüt, bombalı ey- lemlerle yüzlerce can aldı. Ta- mil militanları salt devlet güç- lerini değil, zaman zaman PKK’nin yaptığı gibi müca- deleye destek vermeyen ken- di bölgesindeki yurttaşlara da şiddet uyguladı. Örgüt, hü- kümetle işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Müslüman kit- leye yönelik kanlı eylemler de yaptı. Örneğin 1992 yılının Ekim ayın- da bir mescidi basan Tamiller, 150 Müslümanı katletti. Bu saldırının ar- dından on binlerce Sri Lankalı Müs- lüman, mülteci konumuna düştü. 80 bin ölü!.. Tamil Kaplanları’nın kanlı eylemle- ri dünya kamuoyunun da büyük tep- kisini çekti. Örgüt, 2002 ile 2005 yıl- ları arasında Norveç’in arabuluculu- ğuyla Sri Lanka devleti ile ateşkes sağ- ladı. Ancak 2005 yılının sonunda, an- laşmazlıklar yüzünden çatışmalar ye- niden başladı ve 2008’e kadar 7 bin civarında insan yaşamını yitirdi. Resmi verilere göre Tamil Kaplan- ları’nın eylemlere başladığı 1983 yı- lından bu yana meydana gelen çatış- malarda 80 ile 100 bin arasında insan öldü, yüz binlerce kişi de yaşam alan- larından koptu. Tamillere yönelik operasyonlar ocak ayından itibaren yoğunlaştı. Birleşmiş Milletler’e göre Sri Lanka ordusunun son 5 ayda genişlettiği operasyonlar- da yüzlerce Tamil militanının yanı sı- ra 7 bin sivil de yaşamını yitirdi. Or- dunun son operasyonunda ise ken- disinden 1.5 yıldır haber alınamayan Tamil lideri Velupillai Prabhakaran öl- dürüldü. 3 yıl öncesine kadar 15 bin kilometrekarelik bir bölgeyi denetim- leri altında tutan Tamiller bu darbenin ardından yenilgiyi kabul etti. Eski Genelkurmay Başkanı Ya- şar Büyükanıt, “PKK Tamil Kaplan- ları’na bile silah satıyor” diyerek iki ör- güt arasındaki dayanışmaya dikkat çekmişti. Zaten PKK’nin üst birimi KCK de geçen hafta Sri Lanka hü- kümetini operasyonlar nedeniyle kı- nadığını duyurdu! Sri Lanka’nın PKK’si Çöktü!.. Hiçbir düşman, törenin tetikçisi kadar pervasız olmamıştır!.. Son olarak Ağrı’da 26 yaşındaki Orhan Topkaç ile evlen- mek üzere kaçırdığı 16 yaşındaki sev- gilisini takip ederek kurşun yağdıran per- vasızlık yeni de değildir!.. Tıpkı töre sal- dırısından yaralı kurtulmasına karşın hastanede kurşunlanan Gül- dünya gibi niceleri bu ölüm takibinin kurbanı olmuştur!.. Törenin hışmından kaçanlar- la onları kovalayanların çok çarpıcı hikâyeleri vardır... Yıl 2004... Urfa’nın Birecik ilçesinde yaşayan 27 yaşın- daki Selahattin Sarıçiçek, 20 yaşındaki Evrim’e vurulur. Ancak genç kızın babası on- ların evlenmelerine izin ver- mez. Genç adam bunun üzerine sev- gilisini alarak ortalıktan kaybolur. Evrim’e bir süre sonra imam nikâhı kıyan Sela- hattin, babasını arayarak barış sağ- lanmasını ister. Selahattin’in babası ise Evrim’in ailesini resmi nikâha ikna eder. Genç çift 21 Kasım 2004’te Bire- cik’te nikâh masasına oturur. Ancak törenin baskısı salonda ken- dini iyice hissetirir. Kız tarafı hiç mutlu değildir. İçlerini kemiren törenin öfkesi dinmez. Kızlarının kaçırılmasını bir tür- lü içlerine sindiremezler. Genç çift ya- şamlarını İstanbul’da sürdürmek üzere Birecik’ten ayrılır. Evrim’in ailesi ise çok geçmeden aşiret meclisini toplar ve ölüm kararı alır. Aşiret, Evrim’in 29 yaşındaki ağabe- yi Cenap’ı töreyi uygulaması için İs- tanbul’a gönderir. Genç adam, çifti bulur ancak onları vurmaya kıyamaz. Töreye başkaldı- rır ve Birecik’e geri döner. Cenap’ın bu tavrı aşireti çileden çıkartır. Ailesinin yanı sıra toplum baskısı da onu bir süre sonra bunalı- ma sürükler. Sonunda genç adam tabancasını başına dayayarak intihar eder!.. Bu olay aşiretin öfkesini daha da arttırır!.. Selahattin ve Evrim ise ölüm korkusuyla izlerini kaybettirir. Artık töre cellatlarından amansız bir kaçış başlamıştır!.. Ölüme mahkûm olmak!.. Tarih 2005 yılının Şubat ayı... Aşiret, genç bir adamın intiharına karşın töre yasalarını uygulamaktan vazgeçmez! Evrim ve kocasını öldürmek için yeni bir tetikçi seçilir. Tetikçi günlerce İstan- bul’da Evrim ve kocasının izin sürer. So- nunda onları evlerinin içinde kıstırır. Ye- ni evli çift yaşamlarının baharında ka- falarından kurşunlanarak öldürülür!.. Peki, yasak aşk, kız kaçırma ya da ge- leneklerin katı kuralları içinde öfkeye dönüştürülen benzer gerekçeler niçin amansız ölüm takiplerini başlatır?.. Ni- kâh kıymalarına karşın genç çiftler han- gi gerekçeyle acımasızca öldürülür?.. Sorunun yanıtı 1927 tarihli Urfa Salna- mesi’nin “aşiret kanunları” bölümünde şöyle yazar: “Aşirete mensup bir kız bir gence ka- çarsa, veli ve vasilerine karşı kız ve er- kek ölüme mahkûm olurlar. Aralarında nikâh yapılsa bile kızın akrabasına baş- lık namıyla bir şey verilmez ve bir sulh yapılmazsa kızı kaçıran hakkında katil- lere tatbik edilen usul tatbik edilir. Ko- calı bir kadın bir erkekle kaçarsa, ikisi ta- kipten uzak bölgelerde hayatlarını ge- çirmeye mecburdurlar. Kadını kaçıran, bu kadının akrabası ve kocası tarafından takip olunur. Bu durumda, erkek ve ka- dına yönelik öldürme hakkı daima ba- kidir!” 19 Mayıs günü Ağrı’nın Yılanlı kö- yünde Orhan Topkaç’ı öldüren, sevgilisi O.T’yi ise yaralayan töre takipçileri iş- te 80 yıl önce yazılan bu kara kitapla ölüm takibine girişmişlerdi!.. Acı olan 21. yüzyılda olmamıza karşın feodal kafa- nın okuduğu tek kitabın halen Salname olması!.. Törenin Amansız Takibi!.. Evrim-Selahattin Sarıçiçek Velupillai Prabhakaran Adalet Bakanõ, gazetemiz yazarõ Mustafa Balbay’a 43 gün boyunca uygulanan tecridi örtmeye çalõştõ Ergin’den tecrit çarpõtmasõ Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu 17 Ni- san’da Balbay’õn odasõna yerleştirildi. Ergin’in açõklamalarõna itiraz eden Genç, Balbay’õn 6 Mart’ta içeriye alõndõğõnõ ve 43 gün tek başõna tu- tulduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bu özellikle sol içerikli veya yurt- sever nitelikli yayın yapan basın mensuplarına karşı hükümetinizin gösterdiği bir husumet ve kinin ifa- desidir. Bir gazetecinin 43 gün tek hücreli bir hapishanede tutul- masının sebebini izah etmeniz la- zım. Neden tek kişilik hücrede tu- tuluyor? Yani şu ülkenin birlik ve bütünlüğünü savunan, cumhuri- yeti, laik cumhuriyet ilkelerini sa- vunan bir gazetecinin içeride bu kadar süre bir hücreye konulma- sının bir mantığı yok. Çok ağır bir suç bana göre. Herhalde AKP hü- kümeti mensupları tek başına dört duvar arasında yaşamanın ne an- lama geldiğini bilmiyorlardır. Er- genekon iddianamesi adı altında ülkenin ileri gelen, saygıdeğer ga- zetecileri, profesörleri, rektörleri alınıyor ve hapishanelerde çok keyfi uygulamalara maruz bıra- kılıyorlar.” Genç’in konuşmasõnõn ardõndan tekrar söz alan Ergin, bütün tutuklu ve hükümlüler için uygulanan pro- sedürün Balbay için de uygulandõğõ- nõ ileri sürerek herhangi bir ayrõmcõ- lõğa tabi tutulmadõğõnõ savundu. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Adalet Bakanõ Sadullah Er- gin, gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a 43 gün boyun- ca uygulanan tecridi örtmeye çalõştõ. Balbay, 43 gün 3 kişilik odada tek başõna tutulurken; Ergin, 3 gün yalnõz kaldõğõnõ ileri sürdü. Ergin, önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerinin söz- lü sorularõnõ yanõtladõ. Tunceli Ba- ğõmsõz Milletvekili Kamer Genç’in Balbay’õn günlerce tek kişilik oda- da tutulmasõnõn nedeniyle ilgili so- rusu üzerine Ergin, şunlarõ söyledi: “Mustafa Balbay isimli vatan- taşımızın tutuklu kabul odasına alındığı, anılan maddenin amir hükmü gereği 3 gün içinde kuru- ma uyumuna yönelik yardım ya- pılarak gerekli bilgilerin sözlü ve yazılı olarak bildirildiği, süre so- nunda 17 Nisan 2009 tarihinde üç kişilik odaya yerleştirildiği, diğer tutuklu ve hükümlüler gibi ha- valandırma bahçesinden fayda- landığı kayıtların incelenmesinden anlaşılmıştır. Bendeki kayıtlara göre 3 gün orada misafir edildi. Bütün tutuklu ve hükümlüler için uygulanan prosedür Balbay için de uygulanmıştır. Herhangi bir ayrıcalığa tabi tutulmadığını ifa- de etmek istiyorum.” Üç kişilik oda Ergin, Balbay’õn tutuklu kabul odasõna alõndõğõnõ, 3 gün kuruma uyumuna yönelik yardõm yapõldõ- ğõnõ, süre sonunda da 17 Nisan 2009 tarihinde üç kişilik odaya yerleştirildiğini belirtti. Oysa 6 Mart’ta tutuklanan Balbay, Silivri Cezaevi’ne nakledildikten sonra üç kişilik odaya yerleştirildi ve 17 Nisan’a kadar burada tek başõna tu- tuldu. Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda tutuklanan gazetemiz ya- zarõ Prof. Dr. Erol Manisalı ile es- ki Malatya Üniversitesi Rektörü HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnda tutuksuz yargõlanan başka davadan hükümlü Sedat Peker, “As- keri darbe yapma düşüncesinde olanların gi- deceği yer Adli Tıp Kurumu’ndaki psikiyatri kliniğidir” dedi. Silivri Cezaevi’nde görülen Ergenekon da- vasõnõn 88. oturumunda tutuksuz sanõklar Se- dat Peker, İşçi Partili Mahir Çayan Güngör ve Büyük Hukukçular Birliği’nde temizlik iş- leriyle uğraşan Asım Demir’in savunmalarõ alõndõ, çapraz sorgularõ tamamlandõ. Kelebek operasyonu davasõ sonucu hü- kümlü olan Ergenekon davasõnõn tutuksuz sa- nõğõ Sedat Peker, savunmasõnda savcõlõkta ver- diği ifadeyi kabul ettiğini söyledi. Ergenekon soruşturmasõ sõrasõnda savcõlõğa çõkarõldõğõn- da 3.5 yõldõr cezaevinde bulunduğunu anlatan Peker, şöyle devam etti: “Savcı Zekeriya Öz bana ‘Askeri darbeye zemin oluşturmak için örgüte üye olduğumu’ söyledi. Savcıya şunu arz ettim: İhtilal yap- mak için önce birkaç cemse askerin TRT radyo ve televizyonunu ele geçirmesi ve hal- ka ihtilali duyurması gerekiyordu. Ama ar- tık en az 300-400 televizyon, uydulardan ya- yınlananlar, ayrıca her şehirde yüzlerce rad- yo var. Yaşadığımız çağda aklı başında bir insanın ihtilal yapmayı düşünmesi mümkün değil. Bu düşüncede olanların gideceği bir yer var. Adli Tıp Kurumu tarafından, psikiyatrlar tarafından tedavi edilmesi ge- rekir. Benim geldiğim gelenekte sülalemin gençleri, bürokrasi içinde olanlar ihtilal sırasında sıkıntı yaşadılar. İhtilal ile uğra- şırsam geleneğe ihanet olur.” ‘Saçan AİHM’de yargılanmalı’ İkinci iddianamenin tutuklu sanõklarõndan Adil Serdar Saçan’õ ‘maalesef’ tanõdõğõnõ ifa- de eden Peker, Saçan’õn Organize Suçlarla Mü- cadele Şube Müdürü olduğu dönemde kendi- sini defalarca gözaltõna aldõrarak işkence yap- tõğõnõ ve bu nedenle AİHM’de yargõlanmasõ ge- rektiğini söyledi. Peker, Saçan’õn asker arka- daşõ olan Sõvasspor Başkanõ Mecnun Od- yakmaz’a işkence yaptõğõnõ iddia etti Peker, Susurluk raporunda adõnõn geçtiği bölümler anõmsatõlõnca, Abdullah Çatlı’yõ tanõmadõğõ- nõ savunarak “Dostum olsaydı şeref duyar- dım” dedi. Veli Küçük’ü babasõnõn yakõnõ ol- masõ nedeniyle tanõdõğõnõ ve görüşmeler yap- tõğõnõ belirten Peker, “Yasal çerçeveler dışında herhangi bir muhabbetim ve iş ortaklığım yoktur. ‘Emret’ dedim ama o benden bir şey istemedi” diye konuştu. Peker, Nejat Daş’õ ya- kalamak için askeri görevlilerin kendisinden yardõm istediğini ancak muhbir olmadõğõnõ söy- leyerek yardõm etmediğini söyledi. Ergenekon davasõnõn tutuksuz sanõklarõndan avukat Fuat Turgut, sabah saatlerinde arama noktasõndan girerken üzerinde piyade tüfeği mermisi tespit edildi. Hrant Dink’in öldürül- mesi davasõnda Yasin Hayal’in avukatõ olan Turgut’a, tutumlarõ nedeniyle davaya bakan İs- tanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan da- vadan men cezasõ verilmişti. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Haklarõnda anayasanõn 14. maddesinden dava açõlan 5 DTP milletvekilinin yanõ sõra partinin Genel Başkan Ahmet Türk’ün de Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde açõlan da- va kapsamõnda 2 kez ifade ver- meye çağrõldõğõ bildirildi. TBMM Başkanõ Köksal Toptan’da bulunan talep yazõsõ kapsamõnda Türk’ün 26 Ma- yõs’taki davaya gitmemesi duru- munda “ihzarlı (zorla) olarak” ifadeye götürüleceği belirtili- yor. Meclis’te DTP milletvekil- leriyle ilgili “zorla ifade” krizi- ne TBMM Başkanõ Toptan’õn yanõ sõra ve AKP içinde de “çö- züm” arayõşõ sürerken, partinin Genel Başkanõ ve Mardin Mil- letvekili Ahmet Türk de benzer tehditle karşõ karşõya bulunuyor. Türk’ün anayasanõn 14. madde- si kapsamõnda açõlan bir dava nedeniyle Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan 2 kez ifade vermesi için savcõlõğa çağ- rõldõğõ, ancak gitmediği ortaya çõktõ. Ahmet Türk hakkõnda açõ- lan davanõn duruşmasõ 26 Ma- yõs’ta yapõlacak. Türk’ün, mah- kemeye gelmemesi ya da ifade vermemesi durumunda, savcõlõ- ğõn “zorla götürme” talebinde bulunmasõ bekleniyor. İFADE TALEBİ TOPTAN’DA İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz okurlarõ ve sivil toplum kuruluşlarõnõn, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnarak tutuklanan Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay ve gazetemiz yaza- rõ Prof. Dr. Erol Manisalı için gerçekleştirdiği ey- leme dün onur konuğu olarak Prof. Dr. Server Ta- nilli katõldõ. Gazetemizin Şişli’de bulunan Merkez Binasõ önünde toplanan, Kadõn Araştõrmalarõ Derneği, Yurt- sever Hareket, ÇYDD, ADD ve CUMOK üyeleri, “Balbay çıkacak yine yazacak”, “Aydınların ya- nında nöbetteyiz”, “Cumhuriyetin bekçileri- yiz” sloganlarõ attõ. Tanilli, “Mustafa Balbay’ın ve Erol Manisalı’nın bir an önce özgürlüğe ka- vuşması için nöbette olduklarını” anõmsatarak “O günün gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bir de 19 Mayıs’ta bir olay oldu. Karamsarlıktan sıyrıldık. Niçin? Çünkü Türkân Saylan’ın ardından yü- rüyen on binleri gördük. Artık karamsar deği- liz” dedi. Kadõn Araştõrmalarõ Derneği 2. Başkanõ Meriç Velidedeoğlu da, “Sözün bittiği yerde ey- lemin başladığını göstermek için buradayız” di- ye konuştu. Eyleme CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat da katõlarak destek verdi. İstanbul Haber Servisi - Ergenekon so- ruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõndõktan sonra tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konu- lan gazetemiz yazarõ Prof. Dr. Erol Manisalı’nõn avukatlarõ, Manisalõ’nõn sağlõk durumunun iyi olmadõğõnõ belirterek, “Tu- tuklu olarak yargılanmak üzere bekletil- mesi Manisalı’nın hayati sağlık sorunları ile karşı karşıya gelmesine yol açmıştır. Kendisi büyük risk altında bulunmaktadır” dedi. Manisalõ’nõn avukatlarõ, Prof. Manisalõ’nõn Silivri Hastanesi’nden “beyninde tümör teş- hisi” ile Haseki Hasta- nesi’ne sevk edildiği ve Nöroloji bölümünde tetkiklerine başlandõğõ, iki defa beyin tomogra- fisi ve ardõndan beyin MR’õnõn çekildiğini be- lirttiler. Manisalõ’nõn “beyninde damar tıka- nıklığı”nõn tespit edil- diğini vurgulayan avu- katlar şunlarõ kaydetti: “Bu sorun yeni oluş- muş bir durumdur. Yaşı ilerlemiş olan Manisalı’nın karşı karşıya kaldığı koşul- lar bu sonucu doğurmuştur. Daha öncede Haseki Hastanesi’ndeki tetkiklerde de kroner sorunlar ve ritim bozukluğu tespit edilmişti. Varis rahatsızlığı ve dolaşım bo- zukluklarına maruz kalan Manisalı’nın, kısıtlı yaşam tarzı dolayısıyla bu sorunla- rın ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Prof. Dr. Manisalı 2004, 2006 ve 2007 yıl- larında hayati kalp ve beyin rahatsızlıkla- rı yaşadı. İki defa kalp krizi, kısmi felç ve konuşma bozukluğu geçirdi. Kendisi bü- yük risk altında bulunmaktadır” NÖBETE DEVAM Türk de ifade vermemiş ‘Darbe yapmayı düşünenler psikiyatra gitsin’ ‘Tutukluluk durumu sağlığı için büyük risk’ MANİSALI’NIN AVUKATLARI Erol Manisalı. BARAN TURSUN’UN AİLESİ İki yıllık ceza temyiz edilecek OZAN YAYMAN İZMİR - İzmir’de “dur” uyarõsõna uyma- dõğõ gerekçesiyle açtõğõ ateş sonucu Baran Tursun’u öldüren polis memuruna verilen 2 yõl 1 aylõk hapis cezasõna, Tursun ailesinin avukatlarõ tepki gösterdi. Avukat Bahattin Özdemir, “Mahkeme heyetinin, sanık po- lis için bir meşru müdafaa kararı verme- diği kaldı” dedi. Kararõn ardõndan Tursun’un ailesi konuyu AİHM’ye kadar taşõyacaklarõnõ açõkladõ. Tur- sun ailesinin avukatlarõndan Özdemir de, “Mahkeme, delilleri kararttığını savundu- ğumuz 10 polis hakkında beraat kararı verdi. Ancak daha 28 polis memuru hak- kında yaptığımız delil karartma suçlaması neticeye bağlanmadı” dedi. Özdemir, ceza- nõn bir insan ömrüyle kõyaslanmayacak dek az olduğunu da belirterek “Verilebilecek en düşük cezayı verdiler.” diye konuştu. Fotoğraf:CİHANORUÇOĞLU Ergenekon davasõna tutuksuz sanõk Sedat Peker’in savunmasõnõn alõnmasõyla devam edildi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle