22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 22 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15 KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Cannes’ın Uzağında [email protected] Bu yıl, Cannes Film Festivali’ni uzaktan izliyorum. Ama, “git- mesek de, görmesek de o köy bizim köyümüzdür” elbette… Köy demem, çok da abartılı de- ğil. Akdeniz sahillerinde küçük bir kentten söz ediyoruz. 62. yı- lına ulaşan Uluslararası Film Festivali sayesinde dünya med- yasında adından çok söz edilen bir kentten… Cannes’dan alı- nacak çok ders var. Doğası, gelenekleri, yaratıcı insanlarıyla inanılmaz bir zenginliğe sahip bir ülkede yaşıyoruz. Ama, yerel yönetimlerimiz, nitelikli, seviye- li kültür-sanat festivalleri dü- zenlemek yerine, gösterişli -fa- kat içerikten yoksun- panayırlar düzenlemekte kararlı görünü- yor. Kentlerini ‘marka’ yapmak istediklerini tekrarlayıp duru- yorlar ama, kentin özellikleriyle örtüşen, uluslararası planda ilgi çekebilecek özgün projeler ye- rine, birbirinden hiç farkı olma- yan, aynı derecede kimliksiz iş- lere imza atıyorlar. Elbette, her sanat festivalinin yöresel kimlik üzerine yapılan- dırılması gerekmiyor. Tematik festivaller de, bir ülkeye/kente dünya festivaller haritasında öz- gün bir konum kazandırabili- yor. Mayıs başında farklı kent- lerimizde düzenlenen “İşçi Film- leri Festivali”, Ankara’da dü- zenlenen “Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali”, şu sıralar de- vam etmekte olan “İ Dans – İs- tanbul Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali” gibi popülizme değil, evrensel de- ğerlere sahip çıkan festivaller bu anlayışın en güzel örnekleri ara- sında. Hepsi de, bağımsız inisi- yatiflerin, yürekli çabaların ürü- nü… “İ Dans” çerçevesinde Ga- raj İstanbul’da bu akşam Meh- met Sander’in ve Lübnanlı sa- natçı Wahid Read’ın, salı ak- şamı İspanyol dansçı Olga de Soto’nun performansları var. Kendi payıma, önümüzdeki haf- ta festivalin kapanışında sergi- lenecek olan Hollandalı Andrea Boziç’in “Hiçbir Şey Bizi Şaşır- tamaz” adlı gösterisini merakla bekliyorum (www.idans.info si- tesinden ayrıntılı bilgi alabilirsi- niz) Bu yıl, Cannes’ın ana yarış- masında bir Türk filmi olmama- sı, sinemamızda hayal kırıklığı yarattı. Evet, uzun metrajlı ya- rışmada bizden bir film yok. Ama, uluslararası jürinin dokuz üyesinden birinin Nuri Bilge Ceylan olması bu eksikliği bir öl- çüde gideriyor. Ayrıca, Uluslar- arası Kısa Film Yarışması’nda bir Türk gencimizin yarıştığını bili- yoruz. Çanakkale 18 Mart Üni- versitesi son sınıf öğrencisi Ab- dülbaki Yavuz, “Kaplumbağa ile Tavşanın Öyküsü” adlı kısa filmi ile Altın Palmiye için yarışıyor. Bir başka tesellimiz de, festi- valin ana yarışma dışındaki bö- lümlerinde Türkiyeli ya da Türk kökenli sanatçıların adına rast- lamamız. Değerli bilim insanı Atlan Gökalp’in oğlu Mathias Gökalp, “Rien de Personel” (Ki- şisel Değil) adlı filmi ile “Altın Ka- mera” için yarışan filmler ara- sında. “Quenzaine des Realisateurs” (Yönetmenlerin On Beş Günü) programında yer alan Bulgar – İsveç yapımı “Doğu Oyunları” adlı filmin oyuncuları arasında üç sanatçımız var: Hatice Aslan, Saadet Işıl Aksoy, Kerem Ata- beyoğlu… Ve nihayet, genç yönetmenlerin projelerine des- tek veren “Cinefondation” atöl- yesinde, Seyfi Teoman yeni projesiyle yer alıyor: Barış Bı- çakçı’nın “Bizim Büyük Çare- sizliğimiz” adlı kitabının uyarla- ması ile… Film pazarında da, ge- çen yıllardan daha etkin bir bi- çimde temsil ediliyoruz. Ulus- lararası festivallerde ödüllendi- rilen çok sayıda filmimiz alıcılarla buluşuyor. Kısacası, gelecek adına umutlu olmak için her şey mevcut… Yerel yönetimle- rimizin gerçekleştirdiği festival- lerin ve merkezi hükümetin, bu ivmeye destek olma görevlerini kararlılıkla sürdürmelerini dile- yelim. [email protected] T ürkan Saylan’õn İstanbul’da uğurlanõşõ, salt bir cenaze tö- reni olmaktan öte anlamlar ta- şõyordu. O anlamlar birbirinden çok farklõ boyutlarla ele alõnõp, farklõ açõ- lardan irdelenebilir. Bu töreni felsefi boyutuyla, toplumsal ve kültürel bo- yutuyla, politik boyutuyla değerlendi- renler elbet olacaktõr, olmalõdõr da… Ben bir duygu seli olarak yaşadõm o gü- nü. Tören boyunca, yollar boyunca, sa- atler boyunca, bütün bu boylarõ aşan duy- gu seli… Hemen eklemeliyim: Duygu se- li ama düşünceden kaynaklanan, düşün- ceyle beslenen, düşünceye dönüşen bir duygu seli... Yolun sonunda, saatlerin sonunda, tö- renin sonunda kendi kendime “Türkan Saylan ölümü yendi” diyordum… ÖLÜMÜ VE F. SAVCILARINI YENMEK Şu günlerde ne çok şey söylendi ve ya- zõldõ Türkan Saylan için… Nedense, eksik kalacakmõş duygusu… Ancak iki sözcük, iki kavram vurgulanmazsa, ek- sikliğin hiç giderilmeyeceği kuşkusu… Bu ikisi: Sevgi ve yaşama inanç… Cenaze töreninin akşamõnda Nâzım Hikmet külliyatõnõn tümünü neredeyse ezbere bilen bir arkadaşõm Özcan Arca, bize Nâzõm’dan dizeler okumaya başla- yõnca, birden her şey daha da netleşti gö- zümde. Elbet ya, Türkan Saylan gücünü yaşama sarõlmaktan, hayata inanmaktan ve sevgiden alõyordu. Arkadaşõm ekledi. “Türkan Saylan da Nâzım Hikmet gibi yaşama olan inan- cıyla insanları etkiledi ve eğitti… Bu inançla sadece Fettullah savcılarını değil, ölümü de yendi! Hayata inancı bunca sonsuz olan insanı kimse dur- duramaz… Türkan Hoca, yaşamının amacını, ölümüyle tamamladı.” Doğ- ru söylüyordu. Dinler, hele hele örgütlü dinler, insa- nõ ölüm korkusuyla zapturapta alõyordu. Nasõlsa günün birinde her canlõ ölecek- ti. Ölüm kaçõnõlmazdõ… Ölüm temasõnõ, ölüm korkusunu sürekli canlõ tutarak, ce- hennemle cezalandõrma tehditleri, cen- netle ödüllendirme vaatleriyle, insanlar terbiye ediliyor ve eğitiliyordu. Bu kor- ku ve tehdidi sürekli canlõ tutarak dinler güçlerine güç katõyordu. Oysa Türkan Saylan, hayata inana- rak, hayata sõmsõkõ sarõlarak eğitti in- sanlarõ. Ölüme değil, yaşama inana- rak... Yaratõcõ, yapõcõ, çözümleyici ol- maya inanarak… Gücünü bundan al- dõğõ için de onu kimse durduramadõ! Ne savcõlar, ne ona olur olmaz iftira ve ha- karet eden yazar, gazeteci bozuntularõ, ne de televizyon münazaracõlarõ! ‘GÖKTEN AYET İNMEDİ’ Nâzõm Hikmet’in “Kurtuluş Savaşı Destanı”nda “Darülmuallimin mezu- nu Nurettik Eşfak” şöyle der; “-Bizim İstiklal Marşı’nda aksayan bir taraf var,/ bilmem, nasıl anlatsam./ Akif, inanmış adam./ Fakat onun ben, inandıklarının hepsine inanmıyorum./ Beni burada tutan şey, şehit olmak vec- di mi? Sanmıyorum/ Mesela bakın: ‘Gelecektir sana vaat ettiği günler Hakk’ın/ Hayır/ Gelecek günler için gökten ayet inmedi bize./ Onu biz kendimiz vaat ettik kendimize”. Ölümden korkmak ayõp değil… Onu da söyledi Nâzõm Hikmet… Ancak bütün eserinde (çünkü eseri bir bütündür) ölü- me değil, yaşama inanmanõn, hayata sa- rõlmanõn önemini bize anlattõ. “Aslolan hayattır” düşüncesini savundu. “… mesela kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,/ yahut kocaman göz- lüklerin, beyaz gömleğinle bir labo- ratuarda/ insanlar için ölebileceksin,/ hem de yüzünü bile görmediğin in- sanlar için,/ hem de hiç kimse seni bu- na zorlamamışken,/ hem de en güzel, en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bil- diğin halde.” Teşekkürler Sevgili Türkan Saylan… “Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,/ yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin,/ hem de öyle ço- cuklara falan kalır diye değil,/ ölmek- ten korktuğun halde ölüme inanma- dığın için,/ yaşamak yani ağır bastı- ğından.” Teşekkürler Sevgili Türkan Saylan. İyi ki varsõnõz! P.S. Sevgili Okurlar, geçen hafta siz- lere Berlin’de Alman Mimarlar Birli- ği’nde açõlan “7 Tepenin 7 Mimarı” ser- gisini yazacağõmõ söylemiştim… O ya- zõ haftaya kaldõ! [email protected] faks: 0212. 257 16 50 Türkan Saylan’õ uğurlarken içimden ‘işte, ölümü yendi’ diyordum Yaşamaya dair... Kültür Servisi - santralİs- tanbul 21 Haziran’a dek ‘Mo- leskine Detour’ sergisine ev sa- hipliği yapõyor. 200 yõldõr “esin perisini kaçırmak istemeyen- lerin tercihi” olan Moleskine defterlerden sergideki 50 tane- sini, aralarõnda Türk sanatçõla- rõn da olduğu 50 çağdaş sanat- çõ yaratõmlarõyla doldurdu ve bunlar gezici bir sergiyle dün- yanõn önemli merkezlerinde sergilendi. Berlin’den sonra İs- tanbul’a uğrayan sergi, yoluna Tokyo’da devam edecek. Yeşim Akdeniz Graf, Erdem Akan, Handan Börüteçene, Hans Ulrich Obrist, Ross Lovegro- ve, Han Tümertekin, Gio- vanni Sollima, Michael Gra- ves, Giovanni Sollima, Ana Prvacki, Maria Sambonet, Julie Polidoro, Simon Njami küratörlüğünü Rafaella Gui- dobono’nun yaptğõ sergiye ka- tõlan sanatçõlardan bazõlarõ. Esin perisi bu defterlerde Sigur Ros Salón’un sergideki ‘Moleskine’ defterinden bir sayfa. Kültür Servisi - Pera Müzesi Oditoryumu’nda bugün saat 18.00’de Victoria ve Albert Müzesi İslam Se- ramikleri Koleksiyon Sorumlusu Tim Stanley ve Topkapõ Sarayõ Müzesi Başkanõ İlber Ortaylõ’nõn konuşmacõ olarak katõlacağõ bir söyleşi gerçek- leştiriliyor. Söyleşide, antik çağlardan günümüze seramik sanatõna genel bir bakõşõn yanõ sõra, ‘Os- manlõ İmparatorluğu İznik ve Kütahya seramik ge- leneklerinin dünyadaki yeri’ gibi konular da ele alõ- nacak. (0 212 334 99 00) Seramiğimizin dünyadaki yeri “ölürse ten ölür canlar ölesi değil...” ATATÜRK’ÜN KIZI TÜRKAN SAYLAN YOLUMUZA IŞIK MÜCADELEMİZE GÜÇ OLMAYA DEVAM EDECEK İZMİR CUMOK BAŞSAĞLIĞI e-posta: izmircumok gmail.com “Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.” Mustafa Kemal Atatürk ULUSAL KANAL’IN ÇAĞRISIYLA ANTALYA KRİZE ÇÖZÜM KURULTAYINDA BULUŞUYORUZ Tehlike Her Yerde, Çözüm Bizde… Tarih: 24 Mayõs 2009 Pazar - Saat: 13.00 Yer: Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odasõ Konferans Salonu (Defterdarlõk Binasõ Yanõ Soğuksu-Antalya) Destek Verenler: Antalya Ulusal Güçler Birliği Platformu - Ant. Tic. ve San. Odasõ- Akdeniz Turistik Otel ve İşl. Birliği - Ant. Ser. Muh. ve Mali Müş. Oda- sõ- Ant. Tabip Odasõ - Ant. Ziraat Odasõ - ADD Ant. Şubesi - Biz Kaç Kişiyiz Der. Ant. Şb. - CHP Ant. İl Örgütü - CUMOK- Cumhuriyet Kadõnlarõ Der. - Eğitim-İş - Haber-İş Ant. Şb. Hava-İş Ant Şb.- İşçi Partisi Ant. İl Örgütü - Kõbrõs Türk Kül. Der. Ant. Şb. Türk-İş Bölge Tem. - Yol-İş 1 ve 2 No’lu Şb. İletişim: 0242 243 33 54 / 0532 401 71 62 / 0506 611 45 06 0535 263 79 55 0535 395 98 71 / [email protected] SEN GELMEZSEN ÇOK EKSİĞİZ ANTALYA ADD - CUMOK ÇAĞRISI www.addantalya.org www.cumok.antalya.org İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI DERNEĞİ DEMOKRATİK DAYANIŞMA DERNEĞİ AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ Yıl: 10 No: 7 Konu KÜRESEL KRİZİN TÜRKİYE’YE ETKİLERİ Yönetmen Prof. Dr. BÜLENT BERKARDA Konuşmacı Prof. Dr. ERİNÇ YELDAN Tarih: 23 Mayõs 2009 Cumartesi saat 11.00 - 13.00 arasõ. İletişim: İÜ Mezunlarõ Derneği (Fatoş Taştan) 0212 238 03 21 Aydınlık Yarınlar Özlemi İçindeki Tüm Yurttaşlarımız Davetlidir. Giriş Serbest ve Ücretsizdir. Yer: Levent Kültür Merkezi, Levent Çarşı içi Çalıkuşu Sok. No: 2, 1. Levent-İstanbul BAŞSAĞLIĞI ve TEŞEKKÜR Cumhuriyet ve aydınlanma devrimimizin, çağdaş uygarlık değerlerinin, kararlı ve dirençli savunucusu; Atatürk’ün izinde Türk Kadını’nın üstün gücünün evrensel temsilcisi; sevgi, barış, özgürlük, hoşgörü, çalışkanlık ve haksızlığa karşı durmanın unutulmaz simgesi; Derneğimizin Şebinkarahisar’da kaba inşaatını ta- mamladığı 300 kişilik ŞEBDER KIZ YURDU’na çok değerli katkılarıyla tüm Şebinkarahisarlıların da gönlünde taht kuran; Bilim, sağlık ve eğitim emekçisi Prof. Dr. Türkan Saylan için ölüm/ölümsüzlük sefa geldi, hoş geldi! Aziz anısı önünde şükran ve saygı ile eğiliyoruz. ŞEBDER YÖNETİM KURULU SAHİBİNDEN SATILIK Beyoğlu ilçesi, tarihi yarımada içerisinde 1909 yılı yapımı eşsiz bina; - Toplam 9 kat - 1750 m2 - 2 adet dükkân, 12 adet daire, teras ve bodrum kattan müteşekkil - Prestij konut ve butik otele dönüşüme uygun - Tarihi dokusunu ve özelliklerini koruyarak günümüze ulaşmış emsalsiz bir bina. Tel: 0532 263 69 09 Bilkent Üniversitesinden aldõğõm diplomamõ kaybettim. Hükümsüzdür. Çağatay Emek Mõdõkhan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle