22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2009 CUMA 10 DIŞ HABERLER [email protected] KAVŞAK ÖZGEN ACAR Pakistan’da Yayılan Şeriat! Dünyanın yakın siyasal tarihin- de 11 Eylül 2001 saldırısı tar- tışılmaz bir dönüm noktasıdır. O günden sonra Bush-Chenney- Rumsfeld adlı üç Teksaslı silahşor Irak’ı işgal etmiş, Afganistan’a KA- AÖ’yü sokmuş, “bizden” olanı “ılım- lı Müslüman”, “karşısında” olanı “düş- man Müslüman” diye görmüşlerdi. Ama en büyük düşman Müslüman ülke İran’a el kaldıramamışlardı! İlk kez 44 yıl önce, o zaman adı “Batı Pakistan” ve “Doğu Pakis- tan” olan bu dost ülkeye gitmiştim. Büyük Britanya İmparatorluğu top- rakları üzerinde güneş batmaya başlayınca bağımsızlığını alan Hin- distan’a karşı, geçmişlerinde ortak özellikleri bulunmayan Pakiler ile Bengaliler “İslamiyeti”, Pakistan bayrağı altında birleşmenin çimen- tosu yapmışlardı. Din, ülke yöneti- minde İngilizlerden kalan “laik aske- ri yapının” önüne geçmemişti. Doğu Pakistan iki yıl sonra “Bangladeş” adını alarak ayrılmıştı. Daha sonraki gidişlerimde, din “laik askeri” yöne- timi ikiye bölmüş laikliğin yerini “din” almış, “askerin” himayesine veril- miş, otellerde bile içki sorun olmaya başlamıştı. O tarihten sonra ABD, “tarafsız, de- mokratik, laik” bir ülke olan, Ameri- kalıları içişlerine bulaştırmayan Hin- distan’a karşı önemli askeri ve eko- nomik yardım paketleri ile Pakis- tan’daki “İslami-askeri yönetimleri” destekler olmuştu. Gelelim 11 Eylül sonrasına… ABD son 7 yılda, Tali- ban’a karşı koyması için Pakistan’a 12 milyar dolarlık yardım yaptı. Afganistan odaklı Pakistan yayılmalı Taliban’a karşı koymak amacıyla ABD, bugün çatışmalara sahne olan yörede “aşiretlere şeriat” ödünü ve- rilmesini sağladı. Böylece, aşiretlerin daha da İslamlaştırılması ile Müslü- manın Müslümana kır- dırılması hedeflendi. Hükümet, Taliban mi- litanları ile şiddeti so- na erdirme konusunda 2007’de bir anlaşma- ya vardı. Taliban “böl- gede şeriatın tüm ku- ralları uygulanmak ko- şulu” ile “silah bıraktı”! General Pervez Müşerref’ uzaklaş- tırıldı. Benazir Butto öldürüldü. Eşi “yolsuzluklar kralı” olarak ta- nımlanan Asıf Ali Zerdari Cum- hurbaşkanı oldu. Irak’tan çekilmeyi hedefleyen Ba- rack Hussein Obama önceliği Af- ganistan’a verdi. Zerdari ve Başba- kan Yusuf Riza Gilani, Taliban’a karşı daha acımasız hareket edilme- si yönünde baskı altına alındılar. Geçtiğimiz nisan sonunda Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, “Taliban’ı dünya ve kendi ülkesi için ölümcül tehlike” olarak ilan etti, Pakistan’ı “so- rumluluktan kaçmakla” suçladı. Benzeri ABD suçlamalarının ar- dından Başbakan Gilani 7 Mayıs’ta orduya “Taliban militanlarının tümden ortadan kaldırılması emrini” verdi. Genelkurmay Başkanı General Eşfak Pervez Kayani, “Neye mal olursa ol- sun Taliban terörüne karşı zafer ka- zanılacak” dedi. Ardından da savaş uçakları ve saldırı helikopterleri ül- kenin Kuzey Batı bölgesindeki Svat Vadisi’ni savaş bölgesine çevirdi. ABD Savunma Bakanı Robert Gates “gelişmeden duyduğu memnuniyeti” açıkladı. Olan, iki silah arasında kalan sivil halka, çoluk çocuğa oldu. Bölgenin en büyük kasabası Mingora’dan göç başı çekti. İki haftada zaten yoksul olan yöreden 830 bin kişi göç etti. Or- du, zaman zaman sokağa çıkma ya- sağını kaldırarak Buner bölgesinde iki ateş arasında sıkışanların da göç etmeleri için ateş kesti. Daha önce göç edenlerle toplam rakam 1.3 mil- yona yükseldi. 5 bin Taliban’a karşı 15 bin aske- rin katıldığı hava desteğindeki hare- kâtta 700 militan ve 30 kadar asker öldü. Ne var ki genelkurmay, 12 mil- yar dolarlık askeri yardımın daha çok Hindistan’la denge için savun- maya ayrıldığını, bu tür harekâta kar- şı gece görüş araç gereç ve saldırı helikopterlerinin yokluğundan yakın- maya başladı. Batılı diplomatlar “Ta- liban’a karşı ülkeyi savunmakta zor- lanan Pakistan ordusunun ülkedeki 60 kadar nükleer silahı nasıl koruyabilece- ği” sorusunu sorar oldu. Taliban ile or- du arasındaki çatış- manın, başkent İs- lamabad’a olan 90 km’lik uzaklığını Po- latlı-Ankara arasın- daki aynı uzaklıkla kıyaslayabiliriz. Şim- di Taliban “Svat Va- disi’nde, tümden şeriat gelmedikçe silah bırakmayız” diyor. Cumhurbaşkanı Zerdari, BM Genel Yazmanı Ban Ki-mun ile yaptıkları açıklamada dünyayı göçmenlere yar- dıma çağırdı. Yardım sağlanır mı? Sağlanırsa ne zaman sağlanır, ne za- man evsiz barksız yoksullara ulaşır? Bu gürültü patırtı arasında komşu Hindistan’da “demokratik, laik” yeni bir seçim yapılarak, ülkede istikrar ve ekonominin güçlenmesini hedefleyen yeni bir hükümet oluştu. ABD’de Pentagon, Afganistan’da- ki NATO Komutanı General David McKiernan’ı kovdu! Yerine General Stanley McChrystal’in atandığını Brüksel’deki NATO karargâhı gaze- telerden öğrendi. Ayrıca Afganis- tan’a büyükelçi olarak, daha önce orada görev yapmış emekli General Karl Eikenberry atandı. Afganis- tan-Pakistan Obama’nın gündemin- den uzun bir süre düşmeyecek! Çeşitli belediye ve beldelerde başlayan “içki yasağı”, Topka- pı Sarayı’na da sıçrayarak Türki- ye’nin Talibanlaşmasında bir başka önemli adım daha atılmış olacak! Pazartesi günü tüm dünyada ol- duğu gibi Türkiye’de de “Müzeler Haftası” başladı. Müzelerimiz kendi çaplarında, müzelerini tanıtmak için karınca kaderince bazı etkinlikler dü- zenlediler. “Müze” sözcüğü, mitolojide sözü edilen “musaların (esin perilerinin) yeri” anlamındadır. Bugün Türkiye’de 95 müze ve bunlara bağlı 91 müze bi- rimi var. İnsanlarımız, “kültür ve sanat” merkezleri olan müzelerimizi “ölü toprağı serpildiği” için mi, yoksa ço- cukluklarından bu yana eğitilmedik- leri için mi bilinmez, gezmekten pek hoşlanmıyorlar. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın bir etkinlikte söylediği “Öğ- renciler ‘ders kaynadı’ psikolojisiyle müze geziyorlar” sözüne yüzde 100 katılıyoruz. Zaman zaman gittiğim Türk müzelerinde ikişerli sıralarla öğ- rencilerin vitrinlerin önünde resmi ge- çit yaparcasına öğretmenlerinin “El- leme, yürü, oyalanma” uyarıları ile bir kapıdan girip öteki kapıdan çıktıkları- na çokça tanık olmuşumdur. Yabancı ülke müzelerinde ise, “mü- zenin eğitim görevlilerinin” önce öğ- retmenleri gezdirerek bilgilendirdikle- rini, sonra da öğretmenlerin öğren- diklerini öğrencilerine aktardıklarına ta- nık olmuşumdur. Aileleri ile gelen ço- cuklara ise kapıda dağıtılan dergiler- de gösterilen bazı heykel, resim ya da buluntuların hangi vitrinde olduklarına ilişkin bulmaca oynattıklarını ve ka- zananlara çeşitli kitaplar hediye ettik- lerini görmüşümdür. Bugün hangi müzemizde üniversi- teden mezun müze eğitimcisine iş ve- riliyor? Bırakın müze eğitimci kadro- sunu, hangi müzemizde yeterince ar- keolog, sanat tarihçi, eski çağ dilleri ve laboratuvar uzmanı var? En büyük müzelerimize “müdür” atanamadığı için işler “vekâletle” yürütülmüyor mu? Her üniversitede bu alanla bağ- lantılı bölümler varken mezunları so- kaklarda “boş gezenin boş kalfası” ro- lünü oynamıyorlar mı? Acaba Gü- nay, göreve geldiğinden bu yana mü- zelerimize öğretmenleri eğitecek kaç “müze eğitimcisi” atayabildi? Batık buluntuları ile Bodrum Müze- si’ni bodrumluktan çıkarıp Denizaltı Ar- keolojisi Müzesi’ne dönüştüren Oğuz Alpözen geldi aklıma! Bodrum disko- larında sabahlayıp, bikinileri ile magazin basınına “frikik” verme yarışındaki sosyetemizden bu müzeyi hiç gez- meyenlerin olduğuna kalıbımı basarım. Alpözen, dönemin şövalyelerini can- landırdığı İngiliz Kulesi’ni gezenlere şa- rap ikram ediyordu. Kulenin pencere- sinden Homeros’un şarap renkli de- niz dediği Ege’yi şarap yudumlayarak seyreden turistlerin keyfine diyecek ol- muyordu. O zevk, Nev York Metro- politan Müzesi’nde içilen şarapla as- la kıyaslanamazdı! Selçuk Müzesi’nde, kendisinden büyük cinsel organlı Pria- pos heykelciğinin üzerini örttüren dö- nemin Kültür Bakanı İsmail Kahra- man, şarap ikramını yasaklatmakla kal- mamış, soruşturma da açtırmıştı. Şimdi de bir aklıevvel İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi’ne verdiği dilekçe ile Topkapı Sarayı Müzesi Lokanta- sı’nda içki satışının yasaklanmasını is- temiş! Eğer bakanlık böyle bir karar alacak olursa, yasaklama kararından sonra Bodrum Müzesi’nde inatla ve keyifle rakısını içen Can Yücel’in izin- de giderek Topkapı Sarayı’nda içkimi yudumlayacağım. Önlesinler de gö- relim bakalım! Topkapı’da Can Yücel’in İzinde! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 Elektronik devinin Yunanistan müdürünün kaçtõğõ iddiasõ kamuoyunu ayağa kaldõrdõ Siemens Yunanistan’õ sallõyor MURAT İLEM ATİNA - Yunanistan’da son 15 yõl içinde ortaya çõkan yolsuzluk iddiala- rõnõn başaktörü konumundaki Alman elektronik devi Siemens’in çifte va- tandaşlõ müdürünün ülke dõşõna kaçtõğõ öne sürülüyor. Siemens’in eski tele- kominikasyon müdürü Prokopis Mav- ridis’in gözaltõna alõndõğõ açõklanõrken diğer bir müdürün ise 700 bin Avro ke- faletle serbest bõrakõldõğõ öğrenildi. Yunan basõnõndaki haberlere göre geçtiğimiz günlerde yolsuzluklarla il- gili Atina savcõsõna ifade vermesi beklenen Siemens Yunanistan müdü- rü Mihalis Hristoforakos’un ifade vermeye gitmediği, ülke dõşõna kaçtõ- ğõ anlaşõldõ. Hakkõnda tutuklama em- ri çõkartõlan Hristoforakos’un Alman- ya’da olabileceği ileri sürülürken 7 Ha- ziran’da yapõlacak olan Avrupa Par- lamentosu seçimlerine Siemens’le il- gili yolsuzluk iddialarõ damgasõnõ vur- du. Yunanistan’da 1996-2009 yõllarõ arasõnda yüz milyon Avro’ya yakõn rüşvet dağõttõğõ iddialarõ belgelere da- yandõrõlan Siemens’in, sadece 2004 olimpiyatlarõnõn elektronik güvenlik sistemi için 40 milyon Avro rüşvet da- ğõttõğõ ileri sürülüyor. Ortaklaşa ret oylaması Alman firmasõnõn son on beş yõl için- de yapõlan yerel ve genel seçimlerde, ül- kenin iki büyük partisine yardõm amaç- lõ verdiği rüşvetlerin rakamlarõ ise net ola- rak bilinmiyor. Siemens’in tüm dünya- da ihaleler almak amacõyla yaklaşõk 2 milyar dolar rüşvet dağõttõğõ da iddialar arasõnda. Siemens’in Yunanistan’da rüşvet da- ğõttõğõ iddialarõnõn basõna yansõmasõ üzerine olaya savcõlõk makamlarõ el koymuştu. Kamuoyu ve basõnõn baskõ- larõ sonucu parlamentoda yapõlan so- ruşturma reddedilmiştir. Yolsuzluklarla ilgili 300 üyeli Yuna- nistan parlamentosunda yapõlan oylama 151 milletvekilinin oyu ile reddedildi. Oy- lamada ülkenin iki büyük partisi PASOK ve YDP’li milletvekillerinin çekimser ve ret olarak tercihleri kullanmalarõ ise ka- muoyundan büyük tepki almõştõ. Siemens’in denizaşõrõ ülkeler dahil dünya genelinde rüşvet dağõttõğõ iddia- sõ ilk kez 2006 yõlõnda gündeme gelmişti. Almanya’da tutuklamalar Olayõn basõna yansõmasõ üzerine ha- rekete geçen Alman savcõlar, şirketin baş- kanõ dahil tüm yönetim kurulu üyeleri ile çalõşanlarõnõ sorguladõlar. İlk bilgilerde şirketin 1990 yõlõ öncesinden başlayarak, yaklaşõk otuz yõldan bu yana işlerini rüş- vet dağõtarak yürüttüğü ortaya çõktõ. Şirket kasalarõndan elde edilen belgeler doğrultusunda bu güne kadar 12 çalõşan tutuklandõ. Soruşturma dosyalarõnõn in- celenmesi ise halen devam ediyor. Sie- mens yetkililerinin dağõttõklarõ rüşveti gizleyebilmek için çeşitli ülkelerde sah- te danõşmanlõk şirketleri kurduklarõ, bu şirketler üzerinden dağõtacaklarõ paralarõ Karayip adalarõ kanalõyla rüşvet vere- cekleri ülkelere aktardõklarõ belirtiliyor. Alman elektronik devinin parlamentodaki siyasi partilere rüşvet yağdõrdõğõ öne sürülüyor. İddialarla ilgili olarak Siemens’in eski bir müdürü gözaltõna alõndõ. Yunanistan parlamentosunda rüşvetlerle ilgili soruşturma açõlmasõ konusundaki önerge, hem iktidar hem muhalefet milletvekillerinin oylarõyla reddedilmişti. Irak’ın başkenti Bağdat’ta önceki gün 40 si- vilin öldüğü, aralarında çocukların da bu- lunduğu onlarca kişinin yaralandığı intihar saldırısının ardından, dün de kentteki bir pazaryeri- ne düzenlenen saldırıda 3 ABD askeri ile 15 sivil yaşamını yitirdi. Kerkük’te ABD destekli Uyanış Konseyi üyelerini hedef alan intihar saldırısında da 8 kişi öldü. (Fotoğraf: AP) SUZAN TAMİM CİNAYETİ Arap dünyasõnõ karõştõran davada idam kararõ Dış Haberler Servisi - Mõsõrlõ işadamõ Hişam Talat Mustafa, eski sevgilisi olan ünlü Lübnanlõ şarkõcõ Suzan Tamim’in öldürülmesiyle ilgili davada ölüm cezasõna çarptõrõldõ. Mustafa’nõn kendisinden ayrõldõktan birkaç ay sonra bõçaklõ saldõrõ sonucu hayatõnõ kaybeden Tamim’i öldürmesi için bir polise 2 milyon dolar verdiğinin ortaya çõkmasõ, Arap dünyasõnda şok etkisi yaratmõştõ. Mõsõr Cumhurbaşkanõ Hüsnü Mübarek’in oğlu Cemal’e yakõnlõğõyla bilinen Mustafa’nõn ölüm cezasõna çarptõrõlmasõ, Mõsõr’da elit tabakadan bir kişinin genelde kanunlarõn üstünde görülmesi nedeniyle şaşõrtõcõ bir karar olarak yorumlandõ. Kararõn açõklanmasõyla, duruşmanõn görüldüğü salonda kargaşa çõktõ; Mustafa’nõn iki kõzõ gözyaşlarõna boğulurken kõz kardeşi de baygõnlõk geçirdi. Mahkeme, Mustafa’nõn Temim’i öldürmesi için para verdiği polis memuruna da idam cezasõ verdi. Mısırlı işadamı Mustafa, Mübarek’in oğluna yakın bir isim. (REUTERS) Irak’ta şiddet yeniden yükselişte ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Irak’ta genel seçimler yakla- şõrken, Iraklõ siyasiler Ankara’yõ diplomatik kavşak noktasõ yaptõ. ABD karşõtlõğõ ile bilinen Muk- teda el Sadr’õn partileşme çalõş- masõnõ başlattõğõ Türkiye ziyareti ve Kerkük ve Musul konusundaki ulu- salcõ yaklaşõmõ ile öne çõkan Irak Ulusal Listesi milletvekillerinden Usame Necefi’nin Ankara’daki te- maslarõ sonrasõnda eski Baas parti- sine yakõnlõğõ bilinen Salih el Mut- lak da önceki gün Ankara’ya geldi. Ankara’ya gelen Iraklõ siyasilerin Kürt gruplarõna karşõ cephede yer alõyor olmasõ dikkat çekti. Irak Diyalog Cephesi lideri El Mutlak, dün önce Dõşişleri Bakan- lõğõ’nda Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik ile görüştü. Görüşmede, Irak’taki siyasal süreç ele alõndõ. El Mutlak daha sonra, Başbakan Tay- yip Erdoğan tarafõndan da kabul edildi. Irak Türkmen Cephesi’nin bir önceki başkanõ olan Türkmen Karar Partisi lideri Faruk Abdullah Ab- durrahman da Ankara’ya geldi. Muratlı görevden alındı Irak Türkmen Cephesi’nde (ITC) sessiz sedasõz önemli bir görev de- ğişikliği yaşandõ. Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı’nõn görevinden alõndõğõ, yerine vekâleten Sadun Köprülü’nün getirildiği belirtildi. Sadr’õn ardõndan El Mutlak Ankara’da 23 MAYIS 2009 Saat 19.00’da İLKYAZ BULUŞMASI Program: 19.00 Berrak Nil Boya’dan Canlı Yemek Müziği 20.00 Namık Kemal Boya’nın Açış Konuşması 20.10 Cumok Eylemlerinden Saydam ve video gösterisi 20.25 YERKÜREDE ATATÜRK’ten İZLER 21.00 Onur Konuğu’nun sunuşu. 21.20 İçerden Selamlar 21.30 GRUP TÜRKÇE DUBLAJ’dan Müzik... 22.30 Şiirler 23.30 Kapanış. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ LÜTFEN YER AYIRTINIZ Tarih: 23 Mayıs 2009 Cumartesi Saat 19.00 Yer: ADEN OTELİ - Vapur İskelesi Karşısı - Kadıköy İletişim - Bilgi: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 0544 384 45 52 - 0532 371 08 76 CUMOK İLKYAZ BULUŞMASI YEMEĞİ ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle