22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 19 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Güle Güle At Kız... Türkan Saylan’ın ölümünün ardından yazı yazmak zor... İstanbul dışındayım. Bugün DP kongresini, Hüsamettin Cindo- ruk’un genel başkan seçilmesini, Ankara’da ya- pılan Cumhuriyet mitingini yazacaktım. Bursa’da kapanan tekstil fabrikalarından, iş- sizlikten, Karacabey Ovası’nda zor günler yaşa- yan üreticilerden söz edecektim. Sabah gazeteleri okurken Türkan Saylan’ın ölüm haberini öğrendim bir arkadaşımdan. Televizyonu açtım... Türkan Saylan derin uykusundan uyanmamış, bir melek gibi gökyüzünün sonsuzluğuna kanat çırparak aramızdan çekip gitmişti. Bir sevgi insanı, eğitim gönüllüsü, bilim insanı... Çocuksu gülüşünü anımsadım. Bir yıl öncesine değin sık sık gazeteye gelir, oda- mın kapısından bakar, el sallardı: “Ben Şükran Soner’e uğrayacağım, sen ya- zını yazmaya bak.” Gözlerinde yaşamının renklerini görürdüm. Sabaha karşı evinin kapısını çalan polislere de aynı gülümsemeyle bakmıştı. İki gün önce hastaneden izinli olarak ayrılıp Ar- navutköy’deki mütevazı evine gelmiş, çalışmaya başlamıştı. Evinin didik didik aranması, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin genel merkezinin polis- ler tarafından basılıp, yöneticilerinin gözaltına alınması çok üzmüştü Türkan Saylan’ı. Bir de 2007’de yapılan Cumhuriyet mitingleri- nin bazılarında konuşturulmaması. Bir bilim insanı, kız çocuklarımızın annesi... Atatürkçü, laik, yurtsever. Demokrasi ve özgürlüklerin savunucusu. Her konuşmasında ne diyordu: “Ne şeriat ne darbe, tam bağımsız laik de- mokratik Türkiye!” Evinin polis tarafından basılıp aranmasının ar- dından da aynı tümceyi söylemişti, kısık bir ses- le. Dinci ve tarikatçı medyanın hedefindeydi... Fethullahçılar nasıl da alçakça saldırmışlar, pusuda bekleyen bir kurt gibi üzerine atlamışlar- dı. Türkan Saylan’a saldıran, onu misyonerlikle suç- layan Fethullahçılar kiliselere yardım yapıyorlar- dı. Neydi dertleri Saylan’la? Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni işlev- sizleştirmek... ÇYDD özellikle Güneydoğu’daki kız çocukları- nın eğitimiyle ilgileniyordu. Binlerce kız ve erkek öğrenciye burs veriyordu. Türkan Saylan’ı ve ÇYDD’yi “Ergenekon tor- bası”na koyup amaçlarına ulaşacaklardı. Sabahın erken saatlerinde televizyon başında- yım... Tüm bedenini kuşatan hastalığına karşın, Ar- navutköy’deki evinin penceresinden gülümseyen Türkan Saylan’ı izliyorum. Bir su kıyısında dolaşıyor gibiyim onunla ve Tür- kel Minibaş’la birlikte. Türkel’i de yağmurlu bir kış sabahında yitirmiştik. Yüreğimde derin bir sızı var... Bir kıyı kasabasının sessizliği içinde biraz yü- rüyorum... Ağaçlar çiçeğe vurmuş, laleler, sümbüller, pa- patyalar açmış. Bir yurtseverin, bir demokrasi ve özgürlük me- şalesinin öyküsünü yazmak zor dostlar. Türkan Saylan’a belden aşağı vuranlar, saba- ha karşı evinin basılmasına göz yumanlar acaba ne düşüyorlar şimdi? Yitip giden o gizli düşlerin, darmadağın olmuş güzelliklerin, dağ çiçeklerinin, ceylan gözlerin, sev- ginin ve aşkın soluk bir fotoğrafı duruyor karşım- da. Yaşamını ve benliğini çağdaş yaşama adamış güzel insan, sevgili at kız... Odamın kapısında renk renk giysilerin, kırmızı kaşkolunla gülümsüyorsun bana. Ben bunu o kıyı kasabasından görüyorum... Kardelen çiçekleri, yaban güvercinleri... İdil’de bir akşam... Gözleri pırıl pırıl parlayan genç kızlar nasıl da boynuna sarılmışlardı senin. Nasıl da öpmüşlerdi ellerinden. Anlatacak çok öykün, yapacak çok işin vardı Türkan Hocam! Dağ yamaçlarında yaktığın çoban ateşleri, ya- şamın acı ve hüzünlü yılları... Sen içimizde çoğalacaksın inan!.. [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Baykal, Ergenekon’un siyasi planlamayla ortaya çõkmõş bir dava olduğunu söyledi ‘Arkasõnda Başbakan var’ Baykal, “anayasa değişikliği konusunun çok bulanık bir ortamda götürüldüğünü, anayasanın özünün AKP çoğunluğuna mahkûm edildiğini, sürtüşmeden dolayı siyasi kadronun bu konuyu rövanş meselesi haline getirdiğini” söyledi. Baykal, iktidarõn Deniz Feneri davasõ ile ilgili olarak iktidarõ eleştirirken “Arınç’ın ‘üç-beş edepsizin işi’ demiş olması bu iktidarın bütün kesimlerinin davayı küçümseme, gözlerden uzak tutma, örtbas etme eğilimi içerisine girdiğini bize gösterdi. Resmen Türkiye, Almanlarla işbirliği yapma konusunda ipe un seren, gereğini yapmayan bahane arayan bir tavra girdi. Dava hükümete yandaş medya tarafından başka boyutlara çekilmeye çalışılıyor” dedi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Ge- nel Başkanõ Deniz Bay- kal, “Kürt sorunu için tarihi fırsat” haberleriy- le ilgili olarak “Bu fırsa- tın ne olduğunun ortaya konulmasından siste- matik olarak kaçılıyor. Belli ki bizim önümüze birileri ‘Bu konuda ha- rekete geçin’ demiştir” değerlendirmesini yaptõ. Baykal, önceki gün CNN Türk’teki “Ankara Kulisi” programõna ka- tõldõ. Ergenekon soruştur- masõnõ değerlendiren Bay- kal, “Olanların Türki- ye’yi çok tedirgin etti- ği”nin altõnõ çizdi. Baykal, “Benim samimi kanaa- tim bu davanın (Erge- nekon davası) arkasında Başbakan’ın olduğudur. Sadece Başbakan’ın de- ğil o zamanki Dışişleri Bakanı’nın, yani AKP’nin üst yönetimi- nin bu davanın arka- sında yer aldıkları ka- nısındayım ve bu dava- nın bir siyasi planla- mayla ortaya çıkmış bir dava olduğuna ben sa- mimiyetle inanıyorum. O nedenle ben bunun bir tür hukuki kaygı- larla ortaya çıkmış, hu- kuk mercilerinin kendi inisiyatifleriyle ortaya koyduğu bir soruşturma olduğunu hiç düşünme- dim” dedi. Kürt sorunu konusunu da değerlendiren Baykal, “Tarihi fırsattan söz edi- yor Cumhurbaşkanı. Bu nedir? Bunun ortaya konulmasından siste- matik olarak kaçıldığı- nı görüyorum. Sanki bir zemin yaratılmak, bir psikoloji, bir bekleyiş yaratılmak isteniyor” açõklamasõnõ yaptõ. Ergenekon soruşturmasõnõn, başõndan beri hukuki kaygõlarla ortaya çõkmõş, hukuk mercilerinin kendi inisiyatifleriyle ortaya koyduğu bir soruşturma olduğunu düşünmediğini belirten Baykal, “Bunun bir büyük planõn, bir senaryonun parçasõ olarak ortaya atõldõğõ kanõsõndayõm” dedi. ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ SİYASİ RÖVANŞ HALİNE GETİRİLDİ Deniz Baykal. İÇLİ DSP’DEN İSTİFA ETTİ Rahşan Ecevit, olağan kurultaya hazõrlanõyor TÜREY KÖSE ANKARA - Rahşan Ecevit, DSP’nin ola- ğanüstü kurultayõnda ilk kez delegeye sözünü dinletemedi. Seçimlerdeki başarõ- sõzlõk nedeniyle istifa et- tikten 33 gün sonra “dön- me” kararõ alan Zeki Se- zer de kurultayõn kaybe- denleri arasõnda yer aldõ. DSP yönetimi, kurultay- da Zeki Sezer ve genel başkanlõğõ kazanan Ma- sum Türker’i destekle- yenler olarak ikiye bö- lündü. Bu arada, Eskişe- hir Milletvekili Tayfun İçli DSP’den istifa etti. Rahşan Ecevit, kurul- taydan önce Sezer ve Tür- ker’e karşõ olduğunu açõk- ça ortaya koyarken “Köklü değişim gerekli. Bu değişimin aceleye ge- tirilen bu kurultayda ol- masa da kısa süre sonra yapılacak olan olağan kurultayda hayata geç- mesini umuyorum” de- mişti. Ecevit, dün yakõn kurmaylarõyla yaptõğõ top- lantõda “Olağan kurultay için çalışmalarımızı bu- günden başlatıyoruz. Değişimin gerçekleşti- rilmesi için çalışacağız” mesajõ verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle