Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
19 MAYIS 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 21
YARIN: DSP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI OSMAN KILIÇ POF.DR. ÜLKÜ AZRAK TÜRK HUKUK KURUMU BAŞKANI TUNCAY ALEMDAROĞLU
‘Hükümet intikam peşinde’
Prof. Dr. Süheyl Batum, AKP’nin hukuk anlayõşõnõn Anayasa Mahkemesi’ni devre dõşõ bõrakmak olduğunu söyledi
TARKAN TEMUR
Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof.
Dr. Süheyl Batum, AKP’nin Anayasa Mah-
kemesi’ni dahi demokrasiye aykõrõ sanan bir
zihniyeti savunduğunu belirterek “AKP, yeni
anayasa kavramından sadece Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı’ndan ve Anayasa
Mahkemesi’nden intikam alma yollarını
arayan hukuk anlayışını algılıyor. İçinde bu-
lunduğumuz anayasal sorunun özeti bu” de-
di.
AKP’nin, “çağdaş çoğulcu demokrasi”
yerine “çoğunlukçu demokrasi” anlayõşõnõ hâ-
kim kõlmaya çalõştõğõnõ belirten Batum,
AKP’nin demokrasi anlayõşõnõn “Ben çoğun-
luğun oyunu aldım, hiçbir şey beni engel-
leyemez” şeklinde özetlenebileceğini söyledi.
Anayasa değişikliğine ilişkin görüşlerini ga-
zetemize anlatan Prof. Batum’un, anayasal dü-
zenlemelere ilişkin önerileri özetle şöyle:
Hukuk devleti ilkesi: 1982 Anayasasõ’nõn
en çok eleştirilen yönü, hukuk devletinin temel
güvencesi olan “yargı bağımsızlığını” sağla-
yamamõş olmasõdõr. Bunun nedeni, yargõ yet-
kisini sõnõrlandõrmõş, Hâkimler ve Savcõlar
Yüksek Kurulu’nu güvencesiz, Anayasa Mah-
kemesi’nin yetkilerini de sõnõrlõ bir biçimde dü-
zenlemiş olmasõdõr. Bu nedenle, yeni anaya-
sanõn, yargõ bağõmsõzlõğõnõ güçlendirmesi zo-
runludur. Bu doğrultuda, “bağımsız ve taraf-
sız mahkeme” kavramõnõn uygulamaya ko-
yulabilmesi için HSYK yeniden düzenlen-
meli.
Laiklik ilkesi: “Din eğitimi sorununun”,
laik eğitim ilkesi de göz önüne alõnarak yeni-
den düzenlenmesi amacõyla, “din ve vicdan öz-
gürlüğü” ele alõnmalõdõr.
Sosyal devlet ilkesi: AKP iktidarõyla sos-
yal haklarõn bazõlarõ, uygulanmasõ güç hü-
kümler olarak bõrakõlmõş ve bu uygulam so-
nucunda, “yoksulluktan kurtulmak herke-
sin yararlanabileceği bir hak değil, iktida-
rın lütfuna bağlı bir imtiyaza dönüştürül-
mek” istenmiştir. Bu nedenle anayasa deği-
şikliğinde, özellikle ulusal dayanõşmayõ sağ-
lamaya yönelik sosyal haklarõ içeren ve gü-
vence altõna alan bir “hak ve özgürlükler re-
jiminin” yer almasõ gereklidir. Bu doğrultu-
da, “sendika hakkı”, “toplu iş sözleşmesi
hakkı”, “grev hakkı” “sosyal güvenlik
hakkı” gibi haklar yeniden düzenlenmeli.
Kadın-erkek eşitliği: Anayasa değişikli-
ğinde, her şeyden önce “kadınların hukuksal
eşitlik” talepleri, “Toplumsal engeller nede-
niyle uygulamaya geçirilemeyen eşitliğin, hu-
kuk yardımı ile gerçekleştirilmesine yöne-
lik düzenlemelerle” gerçekleştirilmelidir.
Çoğulculuk: Çoğulcu demokraside hükü-
metler, ülkeyi yöneten güçlerden yalnõzca bi-
risidir. Yargõ organlarõ, Meclis, özerk kuruluşlar,
meslek kuruluşlarõ, sendika ve dernekler gibi
sivil toplum kuruluşlarõ da ülke yönetiminde
doğrudan etkilidir. Siyasal iktidarlarõn iradesine
karşõt iradeler oluşturmaya yönelik bu kurumlar,
“frenler ve dengeler sistemi” olarak adlan-
dõrõlõr. Anayasa değişikliğinde, “özerk kuru-
luşlara”, “özerk TRT ve üniversitelere”
ayrõntõlõ olarak yer verilmesi ve “muhalefetin
hukuksal statüsüne” ilişkin maddeler ele
alõnmalõdõr.
İnsan hakları: Anayasa değişikliği, mutla-
ka “hukuk güvenliği”, “eşitlik” ve “insan
onuru” kavramlarõ etrafõnda biçimlenen “dü-
şünce, ifade, örgütlenme, toplantı ve basın
özgürlükleri”ne geniş biçimde yer vermelidir.
‘AKP
kendine
demokrat’
İstanbul Haber Servisi - Türkiye
Komünist Partisi (TKP) Genel Baş-
kanõ Erkan Baş, 1982 Anayasa-
sõ’nõn halk iradesinin değil, CIA’nõn
“Bizim çocuklar” diye tanõmladõğõ
bir askeri komuta kademesince
hazõrlandõğõnõn unutulmamasõ ge-
rektiğini söylerek, “Türkiye’nin
yeni anayasa tartışmalarına baş-
lamadan önce 1982 Anayasası ile
hesaplaşması gerekir ” dedi. Ana-
yasa değişikliğinin temelinde Tür-
kiye Cumhuriyeti’nin tas-
fiyesinin yattõğõnõ kay-
deden Baş, “AKP’nin
tüm önerileri özün-
de gericidir” diye
konuştu.
1982’den bu
yana yapõlan
değişikliklerin
anayasanõn
özünü değiş-
tirmeye yetmediğini de kaydeden Baş, “Hal-
kımız, emperyalizme bağımlılık, eşitsizlik,
adaletsizlik, yoksulluk, çürüme ve ceha-
let kaynağı durumundaki sermaye dik-
tatörlüğünü korumaktan başka işe yara-
mayan bu anayasadan derhal kurtulma-
lıdır. Ancak AKP, farklı pek çok konuda
olduğu gibi bu alandaki rahatsızlıkları da
kendi işbirlikçi ve gerici siyasal hedefle-
rine uygun bir zemin olarak kullanmak-
tadır” diye konuştu.
‘ÜLKE ÇIKARLARINA TERS’
Baş, AKP hükümetince yeniden gündeme
getirilen yeni anayasa tartõşmalarõnõn emek-
çi halkõn talepleri ve ülke çõkarlarõyla hiçbir
ilgisinin bulunmadõğõnõ söyledi. Baş, “AKP,
12 Eylül’le örgütsüzleşen toplumun, sö-
mürücü sermaye sınıfı tarafından bütü-
nüyle teslim alınmasının yasal dayanak-
larını güçlendirme amacı gütmektedir. Bu
nedenle AKP’nin değişim talebini 12 Ey-
lül Anayasası’nın mantıksal sonuçlarına
eriştirilme amacı olarak görülmesi gere-
kir. AKP, ‘bireysel özgürlükler’ tartışma-
sıyla, konuyu saptırma ve yeni anayasa-
ya meşruiyet sağlama arayışındadır. Oy-
sa 12 Eylül Anayasası ile asıl yok edilen
toplumsal hak ve özgürlüklerdir” dedi.
Baş, TKP’nin alternatif bir anayasa met-
ni üzerinde çalõştõğõna da değinen Baş, ana-
yasanõn içeriğine ilişkin şu noktalarõ vurgu-
ladõ: “Ülkemizin ve halkımızın asıl ihtiyacı
olan şey, bağımsız bir ülke, eşitlikçi ve öz-
gürlükçü bir düzen ve bunların temel hat-
larını çizen yeni bir anayasadır. Türki-
ye’nin bağımsız ve egemen bir ülke olarak
toprak bütünlüğünün sağlanması da an-
cak ve ancak eşitlikçi bir toplumsal dü-
zenle mümkündür. Bu görüşlerden ha-
reketle toplumcu aAnayasa, dil, din, ırk,
cinsiyet ayrımı gözetmeyen yeni bir top-
lumsal düzenin temel belgesi olarak hiç-
bir ulusu ya da dini referans gösterme-
melidir.”
DENİZ TATARER
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanõ Le-
vent Tüzel, toplumun farklõ kesimlerini ana-
yasa değişikliğine karşõ çõkmak yerine nasõl
bir anayasa istediklerini söylemek zorunda ol-
duklarõna dikkat çekerek, “AKP’nin anayasa
değişikliğini demokratikleşme hak ve öz-
gürlüklerin genişletilmesi için istemediği-
ni biliyoruz. AKP, daha önceki hükümet-
ler gibi yalnızca kendine ‘demokrat’tır”
eleştirisinde bulundu.
EMEP’li Tüzel, 82 Anayasasõ’nõn değişti-
rilmesi için güçlü bir kamuoyu oluşmasõna
karşõn AKP iktidarõnõn anayasa değişikliği tar-
tõşmalarõna başlamasõnõn ardõndan toplumun
bir kõsmõnõn anayasa değişikliğine karşõ çõk-
masõnõ eleştirdi. Tüzel, “Anayasa değişik-
liğini kabul etmek, AKP’nin önerdiği de-
ğişiklikleri kabul etmekle aynı şey değildir.
Herkes değişikliğe karşı çıkmak yerine ya-
pılması gerekenleri söylemek zorunda-
dır. Demokrasiyi, demokratikleşmeyi ‘bö-
lücülük’, ‘yõkõcõlõk’ gibi göstererek, halk
anayasa konusunda ikiye bölünmek iste-
niyor. AKP’de demokrasi konusunda sa-
mimi değildir. Demokrasi ve demokra-
tikleşme yalnızca işçi ve emekçi kesimler
ile onlardan yana ay-
dınlar tarafından sa-
vunulup, ilerletilebi-
lir” diye konuştu.
Tüzel, siyasi partiler-
le ilgili hukuki sorunla-
rõn Dernekler Kanu-
nu’nda olduğu gibi es-
nek yasal düzenleme-
lerle giderilebilceğini
anlattõ. Tüzel, “Siyasi
partilerin faaliyetleri-
ni, program ve tüzükleri belirler. Parti içi
demokraside yaşanan sorunlarla ilgili
mahkemelere başvurulduğunda uygula-
nacak bazı düzenlemelerle yetinilebilir. Si-
yasi partiler kapatılamaz. Parti üyelerin-
den biri ya da bazıları suç işlediğinde, hak-
larında yasal süreç işletilmelidir. Bunun ya-
nında, Anayasa Mahkemesi’ne gerek var
mıdır, sorusuna da yanıt bulmak gerekir.
Eğer gerek var ise bütün mahkemelerin
yargıçları gibi Anayasa Mahkemesi’nin
yargıçları da yargı içinden, yargıçlar ta-
rafından seçilmelidir” dedi.
EMEKÇİ ANAYASASI
Tüzel, yeni anayasa metninin içermesi ge-
reken düzenlemelerle ilgili özetle şunlarõ
söyledi: “Anayasa işçi ve emekçilerin hak-
larının kısıtlandığı bir metin olmamalıdır.
Grev hakkı, dayanışma grevi, genel grev
dahil olmak üzere güvenceye alınmalı, lo-
kavt kaldırılmalıdır. Yargı demokratik-
leştirilmeli, yürütmenin yargıya, askerin-
de siyasete müdahalesine son verilmelidir.
Vatandaşlık tanımı, farkı kimliklerdeki
yurttaşları rencide etmeyecek bir biçimde
‘Türkiyelilik’ tanımı üzerinde yapılmalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalı, dev-
let dinlere ve mezheplere eşit mesafede dur-
malıdır. Okullardan zorunlu din dersi
kaldırılarak, devletin din için kaynak ayır-
masına son verilmelidir. ”
‘AKP’nin önerileri özünde gerici’
TKP Genel Başkanõ Baş, anayasa değişikliğinin temelinde Türkiye Cumhuriyeti’nin
tasfiyesinin yattõğõnõ belirtti. Baş ‘Önce 1982 Anayasasõ ile hesaplaşmasõ gerekir’ dedi
EMEP GENEL BAŞKANI TÜZEL
TARKAN TEMUR
Eski İstanbul Barosu Başkanõ Avukat
Turgut Kazan, AKP’nin anayasa
demokratik bir Anayasa değişikliği yapmak
niyetinde olmadõğõnõ belirtti.
Kazan, AKP’nin içeriği netleşmeyen
anayasa değişikliğine ilişkin görüşlerini ga-
zetemize değerlendirdi. 1982 Anayasa-
sõ’na karşõ olduklarõnõ ve yargõ bağõmsõz-
lõğõnõ sağlamak amacõyla değişiklikler ya-
põlmasõ gerektiğini vurgulayan Kazan,
“Ama, bugün düşünülen değişiklikleri
doğru teşhis etmek gerekiyor. AKP hu-
kuk devletini güçlendirip özgürlük ala-
nını genişletmeyi değil, Anayasa Mah-
kemesi’ni teslim alarak kendine bir ko-
ruma kalkanı yaratabilmeyi amaçlıyor.
Bu operasyonda, bireysel başvuru tür-
küsü tam bir bahanedir. Anayasa Mah-
kemesi 2 daireli olacak, dolayısıyla üye
sayısı 17’ye çıkacak, yasama organına bu
üyelerin çoğunluğunu seçme hakkı ta-
nınacak. Ve böylece ‘laiklik karşõtõ ey-
lemlerin odağõ’ sayılan parti, AİHM’ye
yargıç adaylarını bildirirken yapıldığı gi-
bi, kendi yargıçlarını atayarak, kendini
garantiye alacak. Amaçlanan budur.
Böyle bir arayış, hukuk devleti ilkeleriyle
bağdaşmaz” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõnõn de-
ğiştirilmesinin, partilerin kapatõlmasõnõn
zorlaştõrõlmasõnõn, Türkiye milletvekilliği-
nin, yargõnõn meşruiyeti için Adalet Baka-
nõ’nõn Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Ku-
rulu’na (HSYK) başkan olmasõnõn yeterli
olmayacağõnõ, yargõçlarõn da yürütme ve ya-
sama organlarõnca atanmasõ gerektiğini,
AKP’nin bazõ Avrupa Birliği (AB) ülke-
lerinden örneklerle açõkladõğõnõ belirten
Kazan, AKP’nin bu değişiklikle demokra-
tikleşmeyi gerçekleştireceği yalanõnõ öne
sürdüğünü söyledi. Ancak, bu değişiklik-
lerle hak ve özgürlüklerin koruma kalkanõ
olan yargõnõn, bağõmsõzlõğõnõn tehdit altõn-
da kalacağõnõ belirten Kazan, “Sivil dik-
tanın yolu açılmış olur” uyarõsõnda bu-
lundu.
‘HUKUK DEVLETİNİN
ÖZÜ BOŞALTILACAK’
Bazõ ülkelerde yargõçlarõn belli oranlar-
da yasama organlarõ tarafõndan seçildiğinin
doğru olduğunu, ancak bu ülkelerde de uy-
gulamanõn sürekli eleştirildiğini söyledi. Ka-
zan, özetle şöyle konuştu: “Nitekim, Av-
rupa Konseyi Tavsiye Kararları, ısrar-
la bakanla müsteşarın kuruldan çıka-
rılmasını, yargıç atama ve eğitimlerinde
bakanlık etkisinin kaldırılmasını,
HSYK’ye Cumhurbaşkanı’nca atama
yapılmamasını, müfettişlerin ve sekre-
taryanın doğrudan kurula bağlanması-
nı istiyor. Vehiç bir tavsiye kararında,
yargıçların yasama organınca atanma-
sını sağlayacak bir düzenleme öneril-
miyor. Bu nedenle, düşünülen değişik-
likleri AB süreciyle açıklamak gerçeği
yansıtmıyor. Ayrıca, yüzde 10’luk barajı
düşürüp seçmen sayısı yönünden iller
arası farklılığı gidermedikçe, tek başına
Türkiye milletvekilliği temsilde adaleti
gerçekleştiremez. Parti kapatmalarında
da, AİHM kararı yok sayıldığı gibi, Ve-
nedik Komisyonu raporu çarpıtılıyor.
Raporda yer alan ‘hoşgörüsüzlük’ ilkesi
atlandığı gibi, bu raporun ancak Refah
Partisi hakkındaki AİHM kararıyla bir-
likte değerlendirilebileceği gerçeği unu-
tuluyor. Özetle, tartışılan paket hukuk
devletinin özünü boşaltacak bir tehlike-
yi bağrında taşıyor. Yeni gerginliklere yol
açacaktır. Mutlaka vazgeçilmelidir. Ak-
si halde, yine Anayasa Mahkemesi’nden
dönüleceği bilinmelidir.”
Sivil dikta uyarısı
Eski İstanbul Barosu Başkanõ Kazan, hukuk devletinin tehlikede olduğunu söyledi
Eski İstanbul
Barosu Başkanı Avukat
Turgut Kazan “AKP
hukuk devletini
güçlendirip özgürlük
alanını genişletmeyi
değil, Anayasa
Mahkemesi’ni teslim
alarak kendine bir
koruma kalkanı
yaratabilmeyi
amaçlıyor. Tartışılan
paket hukuk devletinin
özünü boşaltacak bir
tehlikeyi bağrında
taşıyor” dedi.
Dava
‘Ergenekon’la
birleşiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 11.
Ağõr Ceza Mahkemesi, Danõştay 2. Daresi
üyelerine ve gazetemize yönelik saldõrõ dava-
sõnõn “Ergenekon” davasõyla birleştirilmesine
ve dosyanõn İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’ne gönderilmesine karar verdi.
Yargõtay 9. Ceza Dairesi’nin “Ergenekon
davasıyla birleştirilmesinde zorunluluk bu-
lunduğu” gerekçesiyle bozduğu Danõştay
üyelerine saldõrõ davasõnõn üçüncü duruşmasõ
dün yapõldõ. Duruşmaya, tutuklu sanõklar Al-
parslan Arslan, Erhan Timuroğlu, Süley-
man Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve
Tekin İrşi ile sanõk avukatlarõ ve müdahil
avukatlarõ katõldõ. Bazõ Danõştay üyeleri de
duruşmayõ izledi. Mahkeme Başkanõ Hasan
Şatır’õn duruşmayõ başlatmasõnõn ardõndan
cumhuriyet savcõsõ Kubilay Taştan, mahke-
mede görülen davayla “Ergenekon” davasõ
arasõnda fiili ve hukuki bağlantõ bulunmasõ ne-
deniyle her iki davanõn dosyalarõnõn birleştiril-
mesine karar verilmesini talep etti. Savcõ Taş-
tan, tutuklu sanõklarõn tutukluluk hallerinin
devamõnõn kararlaştõrõlmasõnõ istedi.
Müdahil Mustafa Yücel Özbilgin mirasçõ-
larõnõn avukatõ Hüseyin Avni Karabeyoğlu,
dava ile “Ergenekon” davasõ arasõnda bağlantõ
varsa ilgili sanõklarõn birleştirilerek yargõlama-
nõn yapõlmasõnõ talep etti. Eğer her iki dava
arasõnda bir bağlantõ yoksa birleştirmenin İs-
tanbul’da yapõlmasõna karşõ olduklarõnõ belir-
ten Karabeyoğlu, “Ayrıca suç yeri itibarıyla
bir birleştirme olacaksa yargılama yerinin
Ankara mahkemeleri olduğundan, yargıla-
maların burada birleştirilerek yapılmasını
talep ediyoruz” dedi. Müdahil Danõştay Baş-
kanlõğõ’nõn avukatõ Canan Sibel Özkan ile sa-
nõk Osman Yõldõrõm’õn avukatõ Ayşen Akçay
birleştirme konusunu mahkemenin takdirine
bõraktõklarõnõ kaydettiler. Sanõk Tekin İrşi’nin
avukatõ Atılgan Göymen, her iki davanõn dos-
yalarõnõn, Ankara’da birleştirilmesi talebinde
bulunurken Alparslan Arslan’õn avukatõ Mu-
zaffer Anıl Uçar ile sanõk İsmail Sağõr’õn avu-
katõ Alparslan Çay ise birleştirme talebinin
reddini istediler. Sanõklardan Süleyman
Esen’in avukatõ Mehmet Ener ise her iki da-
vanõn İstanbul’da birleştirilmesini talep etti.
Savunmalarõnõ yapan sanõklardan Tekin İrşi,
tahliye talebinde bulunurken İsmail Sağõr da
“Söyleyecek bir şeyim yok” diye konuştu. Sa-
nõk Timuroğlu, “Ergenekon” davasõnda yargõ-
lanan sanõklarla herhangi bir ilgisinin bulun-
madõğõnõ ileri sürerek “Ben kimseye uşaklık
ve askerlik yapmadım. Hiç kimsenin amacı
doğrultusunda çalışmadım” dedi. Sanõk Sü-
leyman Esen de “Ergenekon” davasõnõn sa-
nõklarõ ve olaylarla bir ilgisinin olmadõğõnõ id-
dia etti. Esen, tahliyesini talep etti. Sanõk Os-
man Yõldõrõm ise konuşmasõna, “Sayın savcı-
lar Zekeriya Öz ve Mehmet Ali Pekgüzel’i ve
Atatürk Cumhuriyetine saygılı tüm savcıla-
rı selamlıyorum” diyerek başladõ. Davanõn
karar duruşmasõnda “Atatürk’e hakaret et-
mediğini” savunan Yõldõrõm, “Aydõn Doğan’ı
kastettim. Ben bu devleti, Cumhuriyeti, va-
tanı savunuyorum. Ergenekon Cumhuriye-
ti, Atatürk Cumhuriyetine karşı haçlı seferi
düzenliyor” şeklinde sözler sarf etti.
BİRLEŞTİRME KARARI
Mahkeme Başkanõ Hasan Şatõr, sanõklar
hakkõnda görülen kamu davasõyla İstanbul 13.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde görülen “Ergene-
kon” davasõ arasõnda hukuki ve fiili bağlantõ
olduğu görüldüğünden, Danõştay 2. Dairesi
üyelerine ve gazetemize yönelik saldõrõlarla il-
gili davanõn, “Ergenekon” davasõyla birleşti-
rilmesine ve yargõlamanõn İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nde görülen dosya üzerinden
yürütülmesine karar verildiğini açõkladõ. Mah-
keme sanõklarõn tutukluluk halinin sürmesini
de kararlaştõrdõ.
Sanõk Alparslan Arslan, dünkü duruşmanõn
başõnda da bağõrmaya başlayõnca jandarmalar
tarafõndan salon dõşõna çõkarõldõ. Bu arada sa-
nõk Osman Yõldõrõm’õn diğer sanõklara sözlü
ve fiziksel saldõrõda bulunmasõ üzerine de ar-
bede yaşandõ. Sanõklar, jandarmanõn müdaha-
lesiyle salon dõşõna çõkarõldõ.
Akman’ın ifadesi
tercümeden sonra
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, geçen günlerde ba-
sõnda yer alan RTÜK Başkanõ Zahid
Akman’õn Deniz Feneri soruşturmasõ kapsa-
mõnda 1.5 saat süreyle ifadesinin alõndõğõ yö-
nündeki haberlerin gerçeği yansõtmadõğõnõ
açõkladõ. Başsavcõlõk, Akman’õn ifadesinin
Meclis Başkanlõğõ’ndan gönderilen 2005-2009
yõllarõna ait malvarlõğõ raporunda çelişkiler
bulunduğu gerekçesiyle alõndõğõnõ belirtti.
Başsavcõlõk kaynaklarõ Akman’õn Deniz Fene-
ri soruşturmasõna ilişkin ifadesinin ise Alman-
ya’dan gönderilen dosyanõn çevirisinin ta-
mamlanmasõnõn ardõndan alõnacağõnõ bildirdi.
DENİZ FENERİ SORUŞTURMASI
DANIŞTAY VE GAZETEMİZE SALDIRI