25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS 2009 SALI 18 KÜLTÜR AYNA ADNAN BİNYAZAR İzlenimsel Bir Yazı kultur@cumhuriyet.com.tr Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Türkçe Topluluğunun çağrılısı olarak, “Türkçe Yazmak” konu- lu bir konuşma yapmak üzere Burdur’daydım. Burdur’a akşam alacasında vardık. Anadolu’da bir kente gi- rerken, hele baharsa, belleğim- de şiirler sıralanır. Günışığının ka- vak yapraklarına yansıyan pus- lu aydınlığı geceye karışırken di- limde Cahit Külebi’nin dizeleri: “Orda, derenin içinde/İki üç ak- çakavak./Tekerler döner, başım döner,/Kavaklar yeşeriyor, dön geri bak.” Kavak, tarla kıyılarına gelin gi- bi dizilir de birinin yaprağı öbü- rünün yaprağına değmez. Hafif bir yel esmeye görsün, yaprak- larda sarılı yeşilli ipilemeler... Gece karanlığında Anadolu kentleri derin sessizliklerdir, bir- kaç aşevidir, oteldir... Otelimin adı Atam Hotel! Aydınlığı içinde saklı bir ad... “The Marmara” uydurmacıla- rı, ad nasıl koyulur; öğrensinler Anadolu’dan!.. Duvarlara, Atatürk’ün sanatsal portreleri asılmış. Burası otel değil, bir sergievi. Çalışanların giyimi kuşamı, il- gisi, yüzü okşayan ılık hava, odaların düzeni, temizliği.. re- simdeki Atatürklerin yüzünü na- sıl güldürüyor!.. Sanatın ateşi yanıyor, uygarlı- ğın ışığı parlıyor Anadolu’da... Otellerde sorunlar uyutmazdı beni, o gece, güzellik coşkusu uyutmadı. Kahvaltıda, Türkçe topluluğu- nun akademik danışmanı Dr. Hülya Yazıcı Okuyan, topluluk başkanı Ayhan Özdil, sabah çi- çeği yüzlü öğrencilerle bir ara- dayız. Toplantı 14.00’te başlayacak. O saate kadar Burdur’un doğa- sıyla baş başa kalıyoruz. Burdur’a gidip de Susamlık’tan göle bakmayanlar, kentin gü- zelliğini gördüm demesinler. Göl kıyısındaki “Sofra”ya uğ- rarlarsa, kulaklarında bülbül ötü- şüyle ayrılırlar Burdur’dan... Gökte utangaç bulutlar dola- şıyor; göl, yeşilliğin ortasında göğün puslu maviliğini soluyor. Bol yağmur yağınca daha da serpilip ışılayan bu yeşil, sanırım yalnız Burdur’a özgü. Sanki, gölün solukları arasın- dan Fakir Baykurt çıkıp geldi; onu kucakladım, “Ey Fakir’im, bu yeşilden, bu maviden mi aldın sözcüklerinin rengini?..” dedim. Üniversite yerleşkesine adı- mımı atınca, sanki 1950’lerin Dicle Köy Enstitüsü’ndeydim. Ortada ne asık suratlı duvarlar, ne insanı ürküten yapılar... Öğretim üyesinden öğrencisine, herkes bir işin ucundan tutmuş, koşuş- turup duruyor. Yerleşkenin bir köşesinde, şantiyeyi andıran çadırlar... Üni- versitelilerle ilköğretim öğrenci- leri bir araya gelmişler, bilimsel deneyler için araç gereç üreti- yorlar. Şu iyi bilinsin; Atatürk’ün tek- nikte de ilerlemeyi öngören “çağ- daş uygarlık düzeyi”ne molla ka- fasıyla değil, “üretici eğitim” an- layışıyla ulaşılacaktır. Salonda yüzlerce öğrenci, ko- nuşmacıyı bekliyor. Toplantıya katılan Rektör Prof. Gökay Yıl- dız, yönetimsel işlev yönünden öğretim üyeleriyle de, öğrenci- lerle de, dostça bir uyum içinde. Bu, öğrencilerin salondaki du- ruşlarından belli oluyor. Rektöre beslenen bu saygıda, onun, ya- rattığı özgür eğitim ortamının etkisi seziliyor. Havasından mı, suyundan mı, sokaktaki insanlar da içtenlikli, saygılı davranıyor birbirine. Rektör, düşünsel bir bütün- leşme duygusuyla, konuşma- dan edindiği izlenimleri öğrenci- lere de aktarıyor. Havaalanına doğru yol alır- ken, Burdur’da geçirdiğim yirmi saatin sonucunu yazıyorum def- terime: Burdur, doğanın uygarlık yü- züdür. binyazar@gmail.com İ stanbul 2010 Avrupa Kültür Baş- kenti Ajansõ Sahne ve Gösteri Sanat- larõ Yönetmenliği tarafõndan 15-30 Mayõs tarihleri arasõnda yapõlmakta olan Türkiye Üniversiteleri Tiyatro Şenliği’ne Antalya’dan katõlan Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Topluluğu, 50 kişilik ekibiyle Ber- tolt Brecht’in 1929-31 yõllarõ arasõnda yazdõğõ “Mezbahaların Kutsal Johan- nası” adlõ oyunu sundu. Bu oyun, yazõl- dõktan 28 ve Brecht’in ölümünden üç yõl sonra, 1959’da, Hamburg Deutsches Scha- uspielhaus’ta sahneleniyor ve de ne kadar ilginç ki “komünistlerden söz edilen tüm metin bölümleri ve finaldeki dehşet ve- rici haberler montajı makaslanarak” gerçekleşiyor bu olay! Zaten, hayatta ol- saydõ, buna izin vermezdi. Oyunun Berli- ner Ensamble repertuvarõna giriş tarihi ise 1968. İngiltere ve Amerika’da pek çok kez oynanõyor. Oyunun Türkiye prömiyeri 23 Nisan 2009’da Akdeniz Üniversitesi’nde yapõlõ- yor. Topluluğun neden tiyatro yaptõklarõna yönelik açõklamalarõ, onlarõn neden Brecht’i ve bu oyunu seçtiklerini de çok iyi açõklõ- yor: “Popüler kültürün getirdiklerini elimizin tersiyle ittik. Bir üniversite öğ- rencisinin davranması gerektiği gibi dünyasal sorunları, çevremizde yaşanı- lanları ele alıp genç beyinleri uyarma- ya çalıştık. Bizler hiçbir zaman çok şey bildiğimizi söylemedik. Ama iyi bildi- ğimiz konusunda hep ısrar ettik. Üni- versiteli olmanın tiyatroya bilimsellik ge- tireceğine inandık. Yapılan işlerin tar- tışılabileceğine inandık ve tartıştık… De- vam etmek, ettirmek, edilmesini sağla- mak en büyük dileğimiz.” Hep böyle de- vam edeceklerinden hiç kuşkum yok. De- vam etmeleri de gerekir... “Mezbahaların Kutsal Johannası”nõ Yılmaz Onay dilimize kazandõrmõş. Mitos Boyut Yayõnlarõ tarafõndan yine Onay’õn çe- virisiyle oyunla ilgili açõklamalar, metnin oluşum öyküsü ve metin yazõlõmlarõ bütü- nü tamamlõyor. Önemli bir çalõşma. Ben, Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Topluluğu bro- şüründe Yõlmaz Onay’õn adõnõ göreme- dim… BİLİNÇLENME EĞİTİMİ Oyunun yazõldõğõ yõllara bakõlacak olur- sa; 1929, New York borsasõnõn çöktüğü ve ekonomik krizin başladõğõ yõl olarak imza- sõnõ atõyor yakõn tarihe. Buna bağlõ olarak Almanya’da da ihracatõn durmasõ, üretimin hõzla düşmesi, fabrikalarõn kapatõlmasõ, iş- çilerin işlerini kaybetmeleri, spekülatörle- rin türemesi.. dünden bugüne uzanan kareler. Brecht’in oyunlarõndaki vurucu resimler fõr- satçõlõğõn, sömürünün, acõmasõzlõğõn, tep- kisizliğin, yobazlõğõn, istismarõn birbirini ne denli tamamladõğõnõ gösteriyor. Yaşamsal sorunlar karşõsõnda sergilenen belli davra- nõş biçimleri yazarõn altõnõ çizdiği çelişki- leri ortaya koyan duruşlar olarak belirleni- yor. Ahlak, adalet, aydõn sorumluluğu, ta- raf olmak/olmamak gibi duruşlardõr bunlar. Önemli bir Brecht eleştirmeni olan Ernst Schumacher Uluslararasõ İstanbul Tiyat- ro Festivali için geldiği yõl yaptõğõ konuş- masõnda, “Brecht için tiyatro aydınlanma ve bilinçlenme eğitimi için gereklidir” di- yordu. “Toplumsal yaşamdaki karşıt- lıkların anlaşılması, çözümlenmesi geli- şimin itici gücü olarak izleyiciyi tarihin nesnesi olmaktan kurtarıp öznesi haline getirmelidir.” AMAÇ-ARAÇ İLİŞKİSİ Chicago mezbahalarõ çevresinde geçen “Mezbahaların Kutsal Johannası”nda Karl Marx’õn “Kapital”i önemli bir esin kaynağõdõr yazara. Kapitalist krizler döngüsü olarak belirlenen süreçte yoksul kişilere yap- tõklarõ yardõmlarla tanõnan Selamet Ordu- su’nun (Salvation Army) yoksul kişilere de- ğil, kapitalist sisteme ne kadar yararlõ ol- duğunun altõnõ çizer. Birkaç düzlemde ge- lişen oyunda “amaç-araç” tartõşmasõ temel izleklerden biridir. Bir anlamda, Selamet Or- dusu’nun ön saflarõnda yer alan Johanna’nõn yaşadõğõ hesaplaşmalar, yüzleştiği çelişki- ler sonundaki sözleri bu gerçeği ortaya ko- yar: “Ama alttakiler altta tutulmalı ki/Sağlam olsun üsttekilerin yeri…” Geç kalmõş bir uyanõştõr, bir ironidir bu. Hemen belirtmeliyim ki Sinem Korola rolünün hakkõnõ veren titiz bir oyuncu. İ. Gürkan İltuş’un yönettiği oyunda müzik ve dönemin çizgilerini taşõyan film tekniklerinden yararlanõlmõş ki bu da oyu- na ayrõ bir renk katõyor. Dramaturgi çalõş- masõnda metni asla hõrpalamayan akõllõ oynamalar yapõlmõş ve de metne sadõk ka- lõnmõş. Akdeniz Üniversitesi’nden gelen “Mezbahaların Kutsal Johannası” titiz, düzeyli bir ekip çalõşmasõ. GENCO ERKAL İLE BULUŞMA Genco Erkal 20 Mayõs Çarşamba günü saat 17.00-19.00 arasõnda Muammer Karaca Tiyatrosu’nda gençlerle buluşacak ve ge- nelde politik tiyatro, özelde Brecht üstüne bir sohbet yapacak. Herkesi bekliyoruz… Türkiye Üniversiteleri Tiyatro Şenliği’nde ‘Mezbahalarõn Kutsal Johannasõ’ MarxesinlibirBrechtoyunu Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun sahnelediği ‘Mezbahaların Kutsal Johannası’ titiz, düzeyli bir çalışma. Prof. Türkan SAYLAN için SEVGİLİM... Yaşam süreni onurla tamamladõn. Seninle gurur duyuyorum... Av. M. Semih GÖKDEMİR ACI KAYBIMIZ Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Cumhuriyet Devrimi ilkelerinin yõlmaz savunucusu, Hocamõz ve meslektaşõmõz Prof. Dr. Türkan SAYLAN’ı kaybettik. Cumhuriyet Devrimi savunucularõnõn acõsõnõ paylaşõyoruz. Ulusumuzun başõ sağ olsun. Anõsõnõ Cumhuriyet Devrimlerini savunma mücadelemizde yaşatacağõz. İZMİR TABİP ODASI YÖNETİM KURULU ACI KAYBIMIZ Türkiye’nin yetiştirdiği büyük bilim insanõ, Atatürk’ün kõzõ, Genel Başkanõmõz Prof. Dr. Türkan SAYLAN’ı yitirmiş olmanõn acõsõ içindeyiz. Hocamõzõn açtõğõ yolda ilkelerimiz doğrultusunda Türkiye’nin aydõnlanmasõ ve eğitim alanõndaki tüm çalõşmalarõmõza aynõ hõzla ve yõlmadan devam edeceğiz. Ruhu Şad olsun. Işõklar içinde yatsõn. Ç.Y.D.D. Marmaris Şubesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle