23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
M emur-Sen ise yeni anayasa hazõrlanmasõ sürecine kat- kõda bulunmak için kolla- rõ sõvayan meslek örgütleri arasõnda yer alõyor. Bir süredir, anayasa taslağõ ha- zõrlama çalõşmasõ sürdüren konfede- rasyon, önerisini tamamladõğõnda Cum- hurbaşkanlõğõ, Başbakanlõk, TBMM Başkanlõğõ ile siyasi partilere gönde- recek. Memur-Sen Genel Başkanõ Ah- met Gündoğdu, kendileri açõsõndan en önemli noktanõn, yeni düzenlemelerin hiç kimseyi dõşlamamasõ olduğunu söyledi. Bugünkü anayasanõn toplumun birbirinden çok farklõ kesimlerince eleştirildiğine, kabul görmediğine de- ğinen Gündoğdu, “Çünkü kimse ken- dini bu anayasanın içinde bulamı- yor” dedi. Gündoğdu, istedikleri yeni anayasayõ ise; “Ötekinin hukukunu berikinden ayırmayan, herkesin hakkını gözeten, evrensel hukuk kurallarına uygun, tüm vatandaşlara eşit olan ve 70 milyonu kucaklayan, insanı merkeze alan, millet iradesi- ni saygın bulan, alınterini, emeği önemseyen” sözleriyle tanõmladõ. ‘PARTİ KAPATMA ZORLAŞSIN’ Çok tartõşõlan “Anayasa Mahke- mesi’nin yapısı, ombudsmanlık, si- yasi partilerin kapatılması” konula- rõndaki değişiklik önerilerini de de- ğerlendiren Gündoğdu, şu görüşleri di- le getirdi: “Meclis’in Anayasa Mah- kemesi’ne üye atamasına yönelik düzenlemeyi destekliyoruz. Mahke- meye yasama, yürütme ve yargı or- ganlarının 5’er yıllık sürelerle, 5’er üye atamaları, kuvvetler ayrılığı il- kesi açısından da doğru olacaktır. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılmasına olanak tanın- ması ise şeffaf devlet adına önemli. Yurttaşların iç hukukta halledeme- dikleri işler için AİHM’ye giderek yurtdışında hakkını araması, hem zaman kaybına neden oluyor hem de devlete güveni sarsıyor. Dolayısıyla bireysel başvuru yapılmasının, AİHM’ye taşınan dava sayısını azal- tacağını düşünüyoruz. Yargıda bi- riken davalar nedeniyle hukuk sis- teminin ağır ilerlemesi sorunu da ombudsmanlık kurumu ile aşılabi- lir. Akil adamlarla konuşarak, çeşitli sorunlar halledilecek ve hukuk sis- teminde zaman kaybı önlenecekse, bunu destekliyoruz. Çünkü geç kal- mış adalet adalet değildir. Siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştı- rılmasına desteğimiz yüz- de 100. Çünkü partileri halk açar, halk kapatır. Halk bir partiyi ceza- landırmak istiyorsa, bunu sandıkta ortaya koyar. Parti içindeki kişi veya kişilerin cezalandırılması is- teniyorsa da bu ki- şisel olarak yargıya taşınabilir yani ku- rum değil kişi ce- zalandırılmalı.” ‘AYRIM KALKSIN’ Emekçilerin sorun- larõna dikkat çekerek, yeni anayasa ile bun- larõn çözülmesini de is- teyen Memur-Sen Genel Başkanõ, öncelikle grev- li ve toplu sözleşmeli sen- dikal hak istediklerini kay- detti. Anayasada yer alan, “işçi - memur ayrımı”nõn giderilmesini isteyen Ah- met Gündoğdu, “Bu ayrım yerine hepsini kapsaya- cak şekilde ‘çalõşanlar’ ifa- desi kullanılmalı. Ayrıca, demokratik bir ülke ve katılımcı demokrasi için memurlara siyaset yapma yasağının kaldırılması ge- rekli. Baktığınızda işçiye, esnafa herkese serbest ama Türkiye’nin okumuş kesimine siyaset yasak. Bu demokratik bir ülkeye yakışmıyor” diye konuştu. K ESK Genel Başkanõ Sa- mi Evren, Türkiye’de uzun süreden beri de- vam eden haklõ ve meşru bir anayasal arayõş bulunduğunu ancak AKP’nin hazõrlattõğõ taslağõn bugünkü antide- mokratik uygulamalarõ ortadan kaldõrmaktan ya da siyasi krizlere çözüm üretmekten uzak olduğunu vur- guladõ. “KESK, in- san onurunu te- mel alan, demok- ratik, sosyal, eşit- likçi ve barışçıl yeni bir anayasa istiyor” diyen Ev- ren, nasõl bir ha- zõrlõk süreci ge- rektiğini ise şöyle anlattõ: “Her ana- yasa ruhunu, ya- pıldığı şartlarda bulur. Anayasanın yapılma biçimi onun zihniyetini belirler. Bugün hükümeti oluş- turan parti, halkın de- mokratik örgütleri, sen- dikalar bir yana parla- mento içerisinde dahi as- gari diyalog olanaklarını dış- layan, sert ve kutuplaşmış bir konum içerisindedir. Dışlama emek örgütleri, demokratik halk örgütleri, insan hakları örgütleri, ka- dınlar ve diğer tüm toplumsal grupları da kapsamaktadır. Hükümette egemen elit, uzmanlara hazırlattığı kendi sözünü, di- yaloğu dışlayan bir pratikle halka onay- latmak istiyor. Böylece, toplumun büyük bir bölümü için kendisini temsil et- meyen bir yasaya boyun eğme hali ortaya çıkar. Böyle bir anayasa ay- rımcı, dışlayıcı ve elbette baskıcı olur. Si- vil anayasadan kasıt, toplumun tüm ke- simlerinin örgütlü güçlerinin aracılığıyla anayasal tartışmada yer alarak iradesini ortaya koyması ve bu iradenin esas alın- ması iken, hükümetin sivilden anladığı, as- ker olmayan kişiler tarafından hazırlatı- lan bir anayasa. Oysa çağdaş ve demok- ratik bir anayasa hazırla- manın tek yolu, halkla başlamak ve halk- la tamamlamaktır.” Siyasi partilerin kapatõlmasõnõn zorlaştõ- rõlmasõna ilişkin değişiklik girişimine deği- nen Evren, bu noktada Venedik Kriterleri’ni önemsediklerini ancak iktidarõn sadece ken- di yerini sağlamlaştõrmak için bu düzenlemeyi gündeme getirdiği endişesini de taşõdõklarõ- nõ söyledi. Evren, “Seçim barajını kaldır- mayan bir hükümetin halk iradesini ege- men kılma sözünü ikiyüzlülük olarak ni- teliyoruz. AKP’nin niyeti anayasanın ru- huna da sinecektir” uyarõsõnõ yaptõ. YENİ ANAYASANIN OLMAZSA OLMAZLARI Evren, “Emekçiler açısından yeni ana- yasanın olmazsa olmazları nelerdir?” so- rusuna ise şu vurguyla yanõt verdi: “Ana- yasada açıkça emek eksenli bir ekonomik yapının yer alması gerekir. Sosyal bir ana- yasa ancak bu yolla mümkün olur. Ana- yasanın temelini oluşturacak insan onuru kavramının anlamı da herkesin insan onuruna yakışır bir hayat sürmesidir. Böyle bir hayatın asgari koşulu; herkese sağlık, konut ve eğitim hakkını mümkün kılacak maddi yaşamın sağlanmasıdır. Emekçiler açısından sendika, sosyal gü- venlik ve grevli toplu iş sözleşmesi hakla- rının eksiksiz sağlanması da olmazsa ol- maz. Ancak emekçiler, demokratik hak- ların, özgürlüklerin güvencede olmadığı, askeri vesayetin kalkmadığı, yasamanın yürütmenin etkisinden çıkmadığı ve yar- gının bağımsız olmadığı bir ülkede, sosyal hakların kullanılamaz olduğunun bilin- cinde ve bu nedenle demokratik, özgür- lükçü, eşitlikçi, sosyal, insan onuru ve ba- rışa dayalı yeni bir anayasa isti- yor.” A nayasa hazõrlanõrken açõk bir tartõşma or- tamõnda oluşturulmasõnõn önemine dik- kat çeken Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanõ Bircan Akyıldız, anayasanõn toplum ka- tõlõmõyla hazõrlanmasõnõn yasa yapõcõlara düşen as- li görev olduğunu belirtti. Yasama, yürütme ve yar- gõ erkleri arasõndaki dengenin ve uyumun sağ- lanmasõnõn gerekliliğine işaret eden Akyõldõz, “Sa- yısal üstünlüğe sahip olan parti veya partile- rin yürütme organı yoluyla diğer organlara ve tüm sisteme egemen olması tehlikesini engel- leyecek önlemler alınmalı” uyarõsõnõ yaptõ. Ak- yõldõz, şunlarõ kaydetti: “Hukuk devleti ilkesi ge- reği, yürütmenin hukuka bağlılığı ve yürütme işlemlerinin yargı denetimi altında bulunma- sı mutlaka sağlanmalı. Özellikle kendi men- faatleri ile ilgili konularda, meslek kuruluşları ve sendikalara da Anayasa Mahkemesi’nde ip- tal davası açabilmeli. Yasama ve yürütmenin, yargıda temsilci bulundurmaması ve üye se- çiminde yetkili olmaması, Anayasa Mahke- mesi, Danıştay ve HSYK üyelerinin seçiminin yasama ve yürütme organından bağımsız ya- pılması, yargının görevini en iyi şekilde yap- ması bakımından daha uygun olur.” Akyõldõz, “Türkiye Cumhuriyeti; insan hak- larına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir” hükmünü anõmsatarak, yeni anayasada yapõlacak düzenlemelerde bu ilkelerin göz önünde bulun- durulmasõnõn zorunluluğunu vurguladõ. Bir emek örgütü olarak, çalõşanlarõn yeni anayasadan ön- celikli talebini de dile getiren Akyõldõz, diğer konfederasyonlarla aynõ isteğe vurgu yaparak, “Grev ve toplusözleşme hak- kı açıkça tanınmalı” dedi. Akyõldõz, “sosyal devlet” ilkesinin yeni anayasada yer alacak vazgeçil- mezlerden olduğunu ifade ederek, bu çer- çevede yapõlmasõ gereken düzenle- meleri şöyle sõraladõ: “Her- kese insan haysi- yetine yakışır asgari bir hayat düzeyi sağ- lamaya yönelik tedbirler alınması, ver- gi adaleti sağlanması, toplumun ekono- mik kaynaklarının, yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin ekonomik kalkınmayı sağlayacak biçimde, bilimsel, akılcı ve milli çıkarlarımıza uygun olarak de- ğerlendirilmesi, sosyal hakların korun- ması ve geliştirilmesi, sosyal adaletin sağ- lanması, sosyal eşitsizliklerin azaltılma- sı, toplum içinde ekonomik bakımdan güçsüz olanların korunması gerekiyor.” ‘ÜNİTER YAPI YUMUŞATILIYOR’ AKP iktidarõnõn tasarladõğõ anayasal de- ğişiklikleri eleştiren Akyõldõz, şu hassasi- yetlere vurgu yaptõ: “Anayasa değişikliği toplumun her kesimince tartışıldıktan sonra hayata geçirilmeli. Cumhurbaş- kanlığı seçimi ile ortaya çıkan ve ülke- nin genel bir seçime gitmesi ile sonuçla- nan siyasi tıkanma, anayasa değişikliği- ni gündeme getirmek için bir fırsat ola- rak algılandı. Kamuoyuna ‘öneri’ olarak sunulan bir metinde, bu değişikliğin bo- yutu son derece önemli konularda 2-3 al- ternatifli olarak hazırlandı. Yasama, yürütme ve yargı üçleminde, yetkileri kı- sıtlanan cumhurbaşkanının halk tara- fından seçilmesi gibi bir sonuç ortaya ko- nuldu. Başbakan ve Bakanlar Kurulu güçlendirildi. Yasamaya karşı ise yü- rütmenin etkisi arttırıldı. Sosyal devlet il- kesinden uzaklaşıldı. Daha da önemlisi üniter yapımızın korunmasına ilişkin, 1982 Anayasası ile getirilen güvence ve müeyyideler oldukça yumuşatılarak, bu metin adeta demokratik bir açılım gibi kamuoyuna sunuldu.” CMYB C M Y B 17 MAYIS 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Y A R I N : TTB BAŞKANI GENÇAY GÜRSOY, ESKİ YÖK BAŞKANI PROF. DR. ERDOĞAN TEZİÇ, İKKB KOORDİNATÖRÜ NAZAN MOROĞLU, EMEKLİ HÂKİM ABBAS GÖKÇE ZEYNEP ŞAHİN Bugünkü anayasanın toplumun beklenti- lerini karşılamaktan uzak kaldığı noktasında birleşen ancak yeni bir anayasa- nın mutlaka geniş uzlaşı ile hazırlanmasını isteyen kamu çalışanları konfederasyonları- nın başkanları, AKP’nin dayatma bir ana- yasa ile halkın karşısına çıkmaması çağrısını yaptı. Emek örgütleri, grevli ve toplusözleşmeli iş hakkı isterken; Memur- Sen kendi taslağını hazırlıyor, Birleşik Kamu-İş ise Türkiye Barolar Birliği’nin hazırladığı taslağın dikkate alınmasını öne- riyor. Kamu emekçilerinin örgütlendiği Türkiye’nin önemli konfederasyonlarının başkanları, Cumhuriyet’in “Nasıl bir ana- yasa?” sorusunu yanıtlayarak, beklentilerini ve önerilerini anlattı. Farklõ görüşleri temsil eden dört önemli konfederasyonun başkanlarõ beklentilerini sõralarken uzlaşõ isteği ortak noktalarõ oldu ‘AKP’nin değil halkõn anayasasõ’ E n temel noktanõn tek partiye ait olmayan bir anayasa hazõrlanmasõ olduğuna işaret eden Birleşik Kamu-İş Genel Başkanõ Hasan Kütük, “Anayasa AKP’nin değil, Türkiye’nin anayasası olmalı” görüşünün altõnõ çizdi. Bunun için geniş kapsamlõ bir uzlaşõya ihtiyaç olduğunu belir- ten Kütük, “Ancak üzülerek söylüyorum ki AKP’yi yeni anayasa çalışması konusunda iyi niyetli bulmuyoruz. Kapa- lı kapılar ardında ve dayatma mantığıyla hareket ediyorlar ve bu şekilde saklı gündemle- rini ülkenin kaderi haline ge- tirmeye çalışıyorlar” dedi. ‘ÖRGÜTLENMENİN ÖNÜ AÇILSIN’ Kütük, örgütlerinin yeni ana- yasadan beklentilerini anlatma- yõ şöyle sürdürdü: “Hiç kuşkusuz, temel hak ve özgürlüklerin genişletilerek güvence altına alındığı, de- mokratik bir anayasa istiyo- ruz. Örgütlenme özgürlüğü- nün önündeki tüm engeller kaldırılarak, sendikalar ve si- vil toplum örgütlerinin siyasal karar alma süreçlerine katıl- maları sağlanmalı. Sendikal hak ve özgürlükler konusunda, emek dünyası olarak yıllardır gündemde tuttuğumuz taleplere uygun düzenlemeler bekli- yoruz. Hukuk devleti ilkesi, Adalet Bakanlığı’nın yargı üze- rindeki etkinliği ortadan kaldırı- larak güçlendirilmeli ve yöneti- lenlere en üst düzeyde hukuk gü- venliği sağlanmalı. İktidar partisinin sicili dikkate alındığında, laiklik ilkesi son derece önem arz ediyor. Laiklik il- kesinin Cumhuriyetin kuruluş felse- fesine sadık kalınacak biçimde korun- ması hususuna çok önem veriyoruz. La- iklik ilkesini sulandıracak yaklaşımla- ra tahammül göstermemiz mümkün değil. Sosyal devlet anlayışı yeniden sor- gulanmalı, ekonomik ve sosyal yaşamın, insanlık onuruna yaraşır bir seviyeye ulaşması hedefi doğrultusunda işlev- sel ilkeler tespit edilmeli.” Kütük, özel yaşamõn gizliliği konu- suna da değinerek, gelişen teknoloji ile birlikte, kişisel verilerin korunmasõ- nõn yaşamsal önem kazandõğõnõn al- tõnõ çizdi. Devletin, yargõ kurum- larõnõn, kişi ya da kuruluşlarõn hukuka aykõrõ olarak veri top- lamasõnõn ve bunlarõ yay- masõnõn önüne geçecek il- keler belirlenmesi ge- rektiğini dile getiren Kütük, doğanõn yok olmasõnõn önüne geçecek, çevreyi korumaya yönelik anayasal tedbirler alõnmasõnõ da is- tedi. Kütük, yeni anayasa konusundaki çalõşmalarõ incele- diklerini ve en sağlõklõ önerinin Türkiye Barolar Birli- ği tarafõndan hazõrlandõğõnõ gördüklerini belirterek “Kuşkusuz bu metinde eksiklikler olabilir ancak hareket noktası olarak sağlıklı bir çalışma olduğunu düşünü- yoruz” dedi. K E S K G E N E L B A Ş K A N I S A M İ E V R E N ’ İ N Y E N İ A N A Y A S A K R İ T E R İ ‘70 milyonu kucaklamalı’ BİRLEŞİK KAMU-İŞ GENEL BAŞKANI HASAN KÜTÜK ‘Laikliğin sulandõrõlmasõna tahammül etmeyiz’ ‘Tek partinin sisteme egemenliği engellenmeli’ Sami Evren ‘Eşitlikçi, barışçıl ve demokratik’ TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL BAŞKANI AKYILDIZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle