23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 2009 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Demokrasi ve Cemaat Bugün cumhuriyet ve demokrasiye gönül ve- renler Tandoğan’da bir araya geliyor. Ne diyordu cemaatin televizyonlarından Sa- manyolu ve destekçileri? “Pespaye kalemşör- lük”te birinciliği kimseye kaptırmayacak olan ka- ba beyinler? “Gidenler Ergenekoncudur, hep- si bir bir saptanacak ve fişlenecektir...” Uygar, bilinçli, demokratik ve cumhuriyetçi in- sanların alanları doldurması, endişe yaratıyor! İki yıl önceki cumhuriyetçi demokratik gösteri- lerin dalga dalga bütün Türkiye’yi dolaşması da iktidar destekçilerini endişelendirmişti. Herkes merak ediyor: Acaba Tandoğan iki yıl önceki gibi coşkulu ve kalabalık olacak mı? Medya bugünden pozisyonunu almış “ölçüm” yapacak! Kimlerin ne yazacaklarını bilmek için falcı olmaya gerek yok! Benim kıstasım: Eğer Tandoğan öncesi gi- bi olmazsa karşı darbenin Ergenekon korkut- macasının, zorbalığın aldığı toplumsal yolu; sin- dirilmişliği gösterecek! Yok, Tandoğan’da iki yıl önceki coşku yine dile gelirse, baskıya karşı nef- reti... İktidar destekçilerinin üzerinden bugün te- peden tırnağa zorbalık, baskı, hukuksuzluk, de- mokrasi düşmanlığı akmasını nasıl açıklamalı? Kimlikleriyle! Kimlikleri temel yapısal özel- liklerini açığa vurur! Kimlikleri ne? Dinci siyasetçi cemaatçi bir ya- pı! Beslendiği tarihsel kültürel varlık ise iki bin yıl öncesi toplumsal düzenini kuran fikirler. Arada yaşanan bütün uygar düşünceleri teğet geç- mişler. Her şey gibi demokrasi de onlar için bir araç. Ne diyorlar: Gösterilere katılıp protesto eder- seniz tutuklanırsınız! Bak sen edepsize! Başka? İslamcıların arasında en ünlüsü ve kül- türlüsü ve “hoşgörülüsü” olarak takdim edi- lenlerden birine bakın: Cemaatçi para babala- rınca dağıtılan Zaman gazetesinin bu mümtaz yazarı, İran’da, Afganistan’da öldürülenlerin katillerinin eşcinseller olduğunu söylemez mi! (Bu kişi, Türkiye’de bu toplumsal siyasal dönüşü- mün uzun bir süreyi kapsadığını, ilk dönemle- rinin de sancılı olmasının normal olduğunu söylemişti!) Ulemadan bir başka mümtaz yazar da, Müs- lümanların mahallenin namusunu koruyup kol- lamasının doğal olduğunu yazmıştı. Cemaatçi güruhtan, demokrasi çıkarmak- la şapkadan tavşan çıkarmak aynı şey! Peki cemaatçilikle, Güneydoğu’daki feoda- lizmin cinayetlerini gerçekleştiren beyinler ara- sında fark nedir? Mardin ve töre katliamcılarının da düşünce- leri iki bin yıllık. Bazen en saf haliyle! Dinin en arkaik yapısı, en kötü tarım toplumu bireyi, ağa ve şıh bağımlılığı... var oğlu var! Çağdaş kültür öncesi bütün kültürlerin bileşenleri orada.(*) Her ikisinde de olmayan, çağdaş kafa, de- mokratik kültür ve birey.. Dinci ideoloji her zaman toplum içinde en ge- ri ideolojilerin destekçisi olmadı mı? Feodal yapıyı çözmeyen, 60 yıldır iktidarda olan dinci, yarı dinci tutucu politikadır. Bu politikanın devamcısı iktidarın başı, Mar- din katliamının nedenlerini araştırmaları için “İslam âlimlerine” sipariş vermiştir! Bu araştırmadan, Mardin katliamcılarında “dini eksiklik” çıkacağına şüphe yok! Ayrıca araştırmaya gerek mi var! Bulaç adın- daki, linç ve nefret körükleyicisine göre, bu kat- liamı yapanların hepsi eşcinsel olmalı! Sözümüzü Tandoğan’daki yüz binleri se- lamlayarak bitirelim.. ————— (*) Katliamı bir “Kürt sorunu” olarak görmek yanlıştır. Bunu savunmak “Şu arkaikler ayrılsa da biz de rahat etsek” düşüncesine kadar gider. Orada, modernite öncesi bütün düşüncelerin üst üste yığıldığı bir arkaik düşünce yapısı var. 60 yıldır bu yapıya dayanarak politika yapan da An- kara’dır. Basındaki bu tartışmada Ruşen Ça- kır’ın bir itirafı ise çok dikkat çekiciydi. 14 Ma- yıs tarihli yazısında “en çetrefil konularda ‘taraf olan bertaraf olur’ diyerek ‘orta yolcu bir çizgi’ tutturmaya çalışıyorum” diyordu! Olguları ve ger- çekleri savunmak yerine, siyasal dengeler ara- sında en az zarar görecek bir yol arayışı! Adını tam koyamamıştım, mesele anlaşıldı! “Hayat- ta kalma” mücadelesi! Darwin’i iyi özümsemiş! obursali@cumhuriyet.com.tr ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Âşık Mahsuni Şerif anıldı NEVŞEHİR (AA) - Halk ozanõ Âşõk Mahsuni Şerif, ölümünün 7. yõlõnda Nevşehir’in Hacõbektaş ilçesindeki mezarõ başõnda anõldõ. Anma töreninde, Mahsuni Şerif’in kişiliğinin yanõ sõra ezilen kesimden yana tavõr koyduğu ve bu nedenle hayatõnõn önemli bölümünün cezaevlerinde geçtiği belirtildi. Hacõbektaş Belediye Başkanõ Ali Rõza Selmanpakoğlu, Mahsuni’nin “adam gibi adam” olduğunu kaydederek, Âşõk Mahsuni Şerif’in “gönüllerin pir sultanõ” olduğunu söyledi. Törene Mahsuni Şerif’in eşi Fatma Mahsuni, oğlu Ali Mahsuni, Şahkulu Derneği Başkanõ Mehmet Çamur ve sevenleri katõldõ. Erzurum’da kene paniği ERZURUM (AA) - Erzurum’da kenenin õsõrdõğõ çocuk hastaneye kaldõrõldõ. Aziziye ilçesine bağlõ Tebrizcik köyünde ailesiyle piknik yapan O.T. (16), bacağõna kene yapõştõğõnõ fark etti. Atatürk Üniversitesi Tõp Fakültesi Aziziye Araştõrma Hastanesi’ne kaldõrõlan O.T’nin bacağõna yapõşan kene çõkarõldõ. O.T, Kõrõm Kongo Kanamalõ Ateşi (KKKA) hastalõğõ şüphesiyle müşahade altõna alõndõ. Minikler Pembe Köşk’te ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çankaya Belediyesi Sosyal Yardõm İşleri Müdürlüğü’ne bağlõ kreşlerdeki çocuklar, Pembe Köşk’ü ziyaret etti. Çankaya Belediyesi’nden yapõlan yazõlõ açõklamaya göre, belediyeye bağlõ kreşlere giden çocuklara, Pembe Köşk’ü ziyaretlerinde, buradaki eserler hakkõnda bilgi verildi. Çocuklar, Pembe Köşk’te İsmet İnönü’nün kõzõ ve Cumhuriyetin tanõklarõndan Özden Toker tarafõndan karşõlandõ. Çocuklarõn “Atatürk’ü görüp görmediğini” sormasõ üzerine Toker, Atatürk’ü gördüğünü belirterek, Atatürk ile ilgili anõlarõnõ anlattõ. Toker, Atatürk, İsmet İnönü, Cumhuriyet hakkõnda bilgiler verdi. Emniyet’te terfiler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Değerlendirme Kurulu toplantõsõnda 1886 komiser yardõmcõsõ, komiser, başkomiserden, 1823’ü bir üst rütbeye terfi etti. Kurul kararõnca 234 komiser yardõmcõsõndan 223’ü komiserliğe, 928 komiserden 898’i başkomiserliğe, 724 başkomiserden 702’si ise emniyet amirliğine terfi etti. Kamu Etik Kurulu, kurulduğu günden beri yalnõzca 10 başvurudan 1’i hakkõnda işlem yaptõ Durak’a var Akman’a yok EMİNE KAPLAN ANKARA - Kamu çalõşanlarõnõn etik dõşõ davranõp davranmadõğõnõ in- celemek için 5 yõl önce kurulan Kamu Etik Kurulu, bu süreçte 284 başvuru- dan yalnõzca 23’ü hakkõnda bir işlem yaparken; yasal engeller olduğu için kalan başvurularõ ise değerlendirmeye almadõ. Kurul, Deniz Feneri davasõ ne- deniyle tartõşmalara neden olan RTÜK Başkanõ Zahid Akman hakkõnda baş- latõlan incelemeyi konunun yargõda ol- masõ nedeniyle durdururken; AKP’den MHP’ye geçen Adana Büyükşehir Belediye Başkanõ Aytaç Durak’õn ise eşinin arsasõnõn değerini artõrdõğõ id- diasõyla etik dõşõ davrandõğõna karar verdi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, kamu görevlilerinin etik dõşõ dav- ranõş ve eylemlerini denetlemek ama- cõyla 2004 yõlõnda kurulan Kamu Etik Kurulu’nun çalõşmalarõnõ mercek altõna aldõ. Kurulun faaliyete geçtiği tarihten bu yana hiçbir ciddi faaliyet içinde ol- madõğõ, göstermelik bir kurul olduğu yolunda kamuoyunda bir kanõ doğdu- ğunu vurgulayan Kart, etik bakõmdan fahiş ihlaller içerdiği sabit olan olay- lara bile müdahale edilmediğini belirtti. Kart, bunun en bariz örneğinin RTÜK Başkanõ Akman olayõnda yaşandõğõnõ kaydetti. Kurulun Akman hakkõndaki incelemeyi durdurduğuna dikkat çeken Kart, Adana Büyükşehir Belediye Başkanõ Durak’a ilişkin sürece dikkat çekti. Kart, Durak AKP üyesiyken hakkõnda dile getirilen hiçbir iddianõn incelenmediğini, MHP adayõ olduktan sonra ise “eşinin üstüne arazi kapa- tıp, imar rantı sağladığı” gerekçesiyle hakkõnda inceleme başlatõldõğõnõ söy- ledi. Kart, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru önergesinde, kurula bugüne kadar kaç başvuru yapõldõğõnõ, bunlarõn sonuç- larõnõn ne olduğunu, Akman konusunda neden bir inceleme yapõlmadõğõnõ da sordu. Kart’õn soru önergesini yanõtlayan Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’in verdiği bilgiler, kurulun 5 yõllõk süreçte inceleme alanõnõn kõsõtlõ olmasõ nede- niyle çalõşamadõğõnõ da ortaya koydu. Çiçek’in verdiği bilgiye göre, 2005 yõ- lõndan bugüne kadar yapõlan toplam 284 başvurudan 252’sini değerlendir- meye almadõ. Kurul, değerlendirmeye alõnan 32 başvurudan 9’unu da ilgili kamu gö- revlilerinin etik davranõş ilkelerine aykõrõ eylem veya işlemi bulunduğu- na ilişkin geçerli bilgi ve belge olma- masõ nedeniyle reddetti. 21 başvuruyla ilgili incelemelerini sürdüren kurul, bugüne kadar yalnõz- ca Adana Büyükşehir Belediye Baş- kanõ Aytaç Durak ile 3 eski TEKEL yöneticisi hakkõnda etik dõşõ davran- dõklarõ kararõna hükmetti. RTÜK Baş- kanõ Akman ile ilgili iddialar üzerine doğrudan inceleme başlatan kurul, konunun yargõda olmasõ nedeniyle de inceleme işlemini durdurdu. DENİZ FENERİ DOSYASI Çeviri 15 günde yapılabilirdi MELTEM YILMAZ Almanya’daki sorum- lularõn yargõlanmasõnõn üzerinden 5 ay geçtikten sonra Türkiye’ye getiri- len 3 bin sayfalõk Deniz Feneri davasõ dosyasõnõn yaklaşõk üç aydõr Türk- çeye çevrilememesi, bu gibi hukuki dosyalarõn çevirisinde nasõl bir yön- tem izlendiğine dair so- rularõ da beraberinde ge- tirdi. Türkiye Çevirmenler Derneği (TUÇED) Baş- kanõ Ahmet Varol, De- niz Feneri davasõnõn dosyasõ gibi “süresi önemli olan hassas dosyaların, çevirinin yoğunluğuna göre ekip halinde çalışan çevir- mene ya da yeminli çe- viri bürolarına gönde- rildiğini” belirtti. Varol, şöyle devam etti: “Çe- virmenlerin kapasitesi de çeviri yeteneğine göre değişmekte olup, günlük kapasiteleri 20 satır, 1000 vuruş- luk sayfa standartla- rına göre, ortalama 5 sayfa ile 50 sayfa ara- sında değişmektedir.” Tek bir çevirmenin 3 bin sayfayõ 2 aylõk sü- rede tamamlayabilece- ğini, 5 kişilik bir ekibin ise aynõ orandaki dos- yanõn çevirisini yaklaşõk 10-15 gün içerisinde bi- tirebileceğini belirten Varol, “Tek bir çevir- men 3 bin sayfa çevi- riyi en hızlı 2 aylık bir sürede yapabilir. 5 ki- şilik bir çevirmen eki- bi ise yaklaşık 10-15 günde 3 bin sayfalık bir çeviriyi yapabil- mektedir. Bir çeviri- nin, istenildikten sonra istenilen sürede yapıl- ması mümkündür” açõklamasõnda bulundu. Diğer taraftan Türki- ye’de halen bir çevir- menlik yasasõnõn olma- dõğõnõ belirten Varol, “Adliyelerde kayıtlı ye- minli bilirkişi olmasına karşın rastgele seçim- lerde bulunuluyor. 4 yıl önce hazırladığımız yasa taslağında her hangi bir ilerleme kay- dedilemedi” dedi. K urul Deniz Feneri davasõnda adõ geçen RTÜK Başkanõ Zahid Akman hakkõnda konunun yargõda olmasõ nedeniyle bir işlem yapmazken; AKP’den ayrõlarak MHP’den aday olan Adana Büyükşehir Belediye Başkanõ Aytaç Durak’õn eşinin arsasõnõn değerini artõrdõğõ iddiasõnda etik dõşõ davrandõğõna karar verdi. SİİRT’TE OPERASYON 7 PKK’li öldürüldü SİİRT (Cumhuriyet) - Siirt’in Eruh ilçesi kõrsalõnda yürütülen operasyon sõrasõnda çõkan çatõşmalarda 2 asker ile 2 korucu yaralanõrken, 7 PKK’li öldürüldü. Eruh il- çesinin Dağdöşü köyü kõrsalõnda Yassõ- dağ bölgesinde önceki gün başlayan ope- rasyonlarda dün de çatõşmalar devam etti. Önceki gün geçici köy korucusu Ömer Dayan’õn mayõn patlamasõ sonucu şehit olduğu operasyonun ardõndan bölgede ça- tõşma çõktõ. Siirt Valiliği’nden yapõlan açõklamada, çatõşmada 2’si kadõn 7 PKK’linin öldürüldüğü belirtildi. Açõkla- mada 2 asker ile 2 korucunun da yaralan- dõğõ çatõşmanõn ardõndan bölgede yapõlan aramada teröristlere ait bol miktarda mü- himmat, patlayõcõ madde ve yaşam mal- zemesi ele geçirildiği bildirildi. Zahid Akman ‘Yürütme denetlenemiyor’ GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Yargõtay Onursal Başkanõ Prof. Dr. Sami Selçuk, Türkiye’nin 1982 Anayasasõ’yla yoluna devam ede- meyeceğini söyledi. Prof. Dr. Sami Selçuk, Anadolu Düşünce Grubu’nun davetlisi olarak Gaziantep’te “Demokrasi ve Tür- kiye” konulu bir konferansa katõldõ. 11 Eylül sonrasõnda dünyanõn bir bo- calama süreci yaşadõğõnõ ifade eden Selçuk, “Hiçbir halk artık kapalı rejim istemiyor. Türkiye’de de kapalı rejime geçmek hiçbir za- man gerçekleşmeyecektir. ‘Öz- gürlük mü güvenlik mi’ denildiğinde özgürlük bir başat olarak karşı- mıza çıkıyor” diye konuştu. Demokrasiyi bir orkestraya ben- zeten Sami Selçuk, “Çoksesli bir müzik var ve bu çoksesli müzik- te hiçbir ses diğerine baskı yap- mıyor, diğerini bastırmıyor” de- di. Demokrasi bakõmõndan Türki- ye’nin çok büyük eksiklikleri bu- lunduğuna işaret eden Selçuk, ül- kenin en büyük sorunlarõndan biri- nin “temsil” olduğunu söyledi. Yüzde 10 seçim barajõnõn ciddi temsil sorunu yarattõğõna dikkat çeken Selçuk, şöyle konuştu: “Yüz- de 10 seçim barajının olduğu bir ülkede insanlar istedikleri parti- ye oy vermezler. Türkiye 50 yıl- da 25 parti kapatarak rekor kır- mıştır. Milletvekilleri Türki- ye’deki seçim sisteminden dolayı artık milletin vekili olmaktan çıkmış, parti genel başkanının vekili haline gelmiştir. Milletve- kili adaylarını parti başkanları belirliyor. Başkanın seçtiği kişi ki- min vekili olur? Kimse kendisini kandırmasın.” 1982 Anayasasõ’nõn “devleti korumak” amacõyla yapõldõğõnõ anlatan Prof. Dr. Selçuk, “Devlet esas, insan ikinci plandadır. Oy- sa devlet, insana hizmet için var- dır. Bu anayasayla Türkiye ar- tık yoluna devam edemez. Yeni anayasayı Türkiye bir an önce yapmak ve doğru yapmak zo- rundadır. Bunu yapmak iste- meyenleri de zorlamak hepimi- zin görevidir” diye konuştu. ‘Erkler ayrılığından bahsetmek olanaksız’ Selçuk, Türkiye’de erkler ayrõlõ- ğõndan bahsetmenin olanaksõz ol- duğunu ifade ederek “Erkler ay- rılığı olsaydı, erkler arasında sü- rekli çatışma çıkar mıydı? Bir de- fa yürütme organını denetleme imkânı yok. Siyasi parti başkan- larının seçtiği milletvekilleriyle oluşan Meclis, yürütme organını nasıl denetlesin? Bu mümkün mü” diye sordu. Yargõnõn özerkli- ğinden bahsetmenin de olanaksõz ol- duğunu vurgulayan Selçuk, dün- yanõn hiçbir ülkesinde, Afrika ül- keleri dahil, “Askeri Yargıtay”õn olmadõğõnõ, bunun Türkiye’ye has bir durum olduğunu söyledi. 1982 Anayasasõ’yla yola devam edilemeyeceğini belirten Yargõtay Onursal Başkanõ Selçuk, ‘Türkiye’de de kapalõ rejime geçmek hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir’ dedi ABD’DEN GAZETEMİZE ZİYARET Amerika’daki James Madison Üniversitesi İletişim Fakültesi 3’ncü ve 4’ncü sınıf öğrencileri dün gazetemizi ziyaret ettiler. Prof. Dr. Frank Kalupa ile 9 öğ- renci, “farklı ülkelerde iletişim sektörünün yapısı” hakkında bil- gi almak için Türkiye’ye gelen öğrenciler gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, Yazı İşleri Müdürlerimiz Güray Öz, Mehmet Sucu ve Haber Merkezi Müdürümüz Hakan Kara’dan ga- zetemiz hakkında bilgi alarak Na- dir Nadi Eğitim Merkezini gezdi- ler. (Fotoğraf: NİHAN İNAL)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle