25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2009 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Doğrusu Pek Anlayamadım Askerin yıpratılması konusu sivillerin tekelinde de- ğil, istemeyerek de olsa, birçok kişi bu konuda kat- kısını esirgemiyor. Kimi konularda “acaba bu kadar konuşulmasa mı” diyeceğim, ama demokrasinin özü açıklık ve düşün- celerini serbestçe söylemek. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Ya- şar Büyükanıt’ın 32. Gün programında yaptığı açık- lamalar da bende derin bir düş kırıklığı yarattı, söy- lenenlerin bazılarını da doğrusu pek anlayamadım. Evvela şu dinlenme konusundan başlayalım. Sayın Büyükanıt’a soruluyor: - Telefonunuz dinlenmiş mi? Birand’ın bu sorusuna yanıt tüyler ürpertici: - Hiç şüphe etmiyorum. Sonrasından anlaşılıyor ki, dinlendiği anda değil, son- rasında olay Genelkurmay Başkanı’na iletilmiş. Gazeteciler şu soruları sormuyorlar: - Neden dinlendiğiniz sırada iletmemişler size du- rumu? Bunu iletmekte gecikenler hakkında ne yap- tınız? Sizi kim dinliyordu? Öğrenebildiniz mi? Durumun önlenmesi için ne yaptınız? Dikkat buyurunuz, dinlenen kişi TSK’nin başko- mutanıdır. Onun dinlenmesi yalnız demokrasiyi ze- delemez, aynı zamanda yurt güvenliğini tehlikeye atar. Bir Genelkurmay Başkanı, “Beni de dinlediler” di- ye yakınmaz, bunu engellemek için etrafı yıkar, her ta- rafa başvurur ve güvenliği tehdit eden bu duruma son verilmesi için herkesi uyarır, teyakkuza geçirir, ge- rektiğinde tehdit eder, çünkü onun dinlenmesi vatan savunmasını sabote etmek anlamını taşır. Sayın Büyükanıt dinlendiğini söylediğine göre, ar- tık kendisine çok yüksek sesle şu soruları sorup, ce- vabını da istemek her gazetecinin hakkı ve görevidir: - Paşam bu dinlenme meselesini Dolmabahçe’de gündeme getirdiniz mi? - Getirdiniz ise Hükümet cenahından ne yanıt al- dınız? - Olayın sonrasında sizi dinleyenlerin kimler ol- duklarını öğrendiniz mi? - Eğer Dolmabahçe görüşmesinde, Tayyip Bey ile konuşurken bu sorunu gündeme getirmediyseniz, da- ha önemli olan neyi konuştunuz? - Bir genelkurmay başkanının, yürütmenin başıyla konuşurken böyle bir konuyu dile getirmesi, askerin günlük siyasete karışması mı sayılır, yoksa normal va- tan savunması işlevini yerine getirmesinin bir parça- sı mı? Ben bir askeri haritayı burada yayımlasam bu suçtur. Peki başkomutanın konuşmalarını dinlemek nedir? Doğrusu Sayın Genelkurmay Başkanı’nın konuş- masında pek anlayamadığım başka hususlar da var. Sayın General konuşmasının bir yerinde şunu söy- lüyor: - Bu rejimin tek muhafızı asker midir? Her kesim üze- rine düşeni yapsa, şiddete başvurmadan yasal yol- larla tepkisini gösterse, başarılı bir sonuç alınabilirdi.... Şimdi kendisine şu yanıt verilebilir: - Merak etmeyin Paşam, hele hele 12 Eylül’ü acı- larla yaşamış bizler çok iyi biliyoruz ki, rejimin tek mu- hafızı asker değildir. Rejimin muhafızları, özgürlükle- rini, sağlıklarını, canlarını esirgememiş, işkenceden, zindandan geçmiş, kara toprağa düşmüş olan biz si- villeriz. Sonra da şu eklenebilirdi: - Nitekim 2007 baharında da, üç büyük kentimiz- de, Cumhuriyet mitingleri sırasında “Ne şeriat ne dar- be!” diye meydanları dolduranlar, o demokratik laik sivil bilinci gösteriyorlardı. Ama siz 27 Nisan e-muh- tırasıyla işi berbat ettiniz. Üstelik de bu muhtıranız neye yaradı, kulak asan, davranışını değiştiren oldu mu? Bu durumda neden bu çıkışı yaparak karşı tarafa koz verdiniz? Büyükanıt ayrıca “Genç subaylar rahatsız” haberi- nin üretilmiş olduğuna temin ediyor gazeteci dostla- rımızı. “Madem genç subaylar da, genç olmayan subay- lar da, herkes rahattı, kimse rahatsız değildi, o zaman o 27 Nisan bildirisini neden yayımladınız, sonra da kim- se aldırmayınca öylece kalakaldınız Paşam?” diyesi ge- liyor insanın. Erol Manisalı’dan haber: Ciddi sağlık sorunları olan Manisalı Hoca dün, ya- ni 11 Mayıs Pazartesi günü, Haseki Hastanesi’ne gö- türülmüş, doktorlar kalbinin ritmini izleyebilecekleri bir alet takabilmek için, cuma günü yeniden getirilmesi- ni istemişler. Avukatından alabildiğim en son haber bu. Hepinize iletir, Hoca’ya acil şifalar dilerim. A.S. asirmen@cumhuriyet.com.tr Türkiye Barolar Birliği Başkanõ Özok, Ergenekon davasõnõ değerlendirdi, yargõ bağõmsõzlõğõna vurgu yaptõ: HukukuhukukçularörseliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanõ Özdemir Özok, Ergenekon davasõnõ değerlendirirken “Hukukun, hukuk- çu diye tanımlananlar tarafından ör- selenmesi, ötelenmesi, etkisizleştiril- mesi demokratik bir toplum için dü- şünülebilecek en büyük kötülük ve fe- lakettir” dedi. Danõştay’õn kuruluş yõldönümü nede- niyle pazar günü düzenlenen törende ko- nuşan Özok, Türkiye’de yargõ bağõm- sõzlõğõnõn yeterince sağlanamadõğõnõ, bunun son derece ciddi bir sorun olma- ya devam ettiğini kaydetti. Özok, “Ufuk- ta da bu sorunun çözümüne dair bir ışık görünmemektedir. Siyasal ikti- darlar ortaya koydukları her teşeb- büslerinde bu sorunu değil çözmek, da- ha ağırlaştırmak niyetinde oldukları- nı ortaya koymuşlardır” dedi. Özok, hukuk devleti ilkesinin merke- zinde idari yargõnõn yer aldõğõnõ, idari yar- gõnõn bağõmsõzlõğõnõn, etkililiğinin ve verimliliğinin bu nedenle büyük önem ta- şõdõğõnõ vurguladõ. Biattan arınmış hukukçular Hukuk öğretimi ve hukukçunun eğiti- minin önemine de işaret eden Özok, “Bi- at, itaat ve töre kültüründen arınmış, aydınlık kafalı, nitelikli ve donanımlı hukukçu yetiştirmek son derece önem taşımaktadır” dedi. Özok, “Hukuku kuramsal ve eleşti- rel açıdan ele alan, genel kültürle do- nanmış, hukuka ve adalete bağlı, ah- laklı, erdemli, bilgili, geniş ufuklu, insan haklarına saygılı, küçük hesap- ların ardından gitmeyen, mesleki ve şahsi saygınlık ve onura düşkün, hak- lıya arka çıkan, güven veren, barışı, dengeyi, adaleti ve huzuru savunan, si- yasal iktidarlar başta olmak üzere çeşitli güç odaklarına karşı bağımsız- lığını koruyan yargıç, savcı, avukat, no- ter, bilim adamı ve hukukçu kamu gö- revlilerine şiddetle ihtiyaç duyuldu- ğunu” dile getirdi. Ergenekon davasõndaki sürecin ek- siklikleri çok çarpõcõ biçimde gözler önüne serdiğini vurgulayan Özok, “Hu- kukun, hukukçu diye tanımlananlar tarafından örselenmesi, ötelenmesi, etkisizleştirilmesi demokratik bir top- lum için düşünülebilecek en büyük kö- tülük ve felakettir” dedi. Çağdaş ceza yargõlamasõnõn amacõnõn, keyfi kararlarõn verilmesi değil, maddi gerçeğe ulaşõlmasõ olduğuna işaret eden Özok, “Ceza yargılamasında maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla sınırsız, hukuk kurallarına aykırı, sanık hak- larını hiçe sayan yol ve yöntemler iz- lenemez. Yargılama insanları gafil avlamak değildir. Bu sebeple çağdaş ceza hukukunun ve ceza yargılaması normlarının kabul etmediği delillerin ve bu normlara ters düşülerek elde edi- len delillerin yargı makamı tarafından değerlendirmeye alınmaması gerek- mektedir” diye konuştu. Özdemir Özok. İçişleri Bakanõ Atalay, kurulacak Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ’yla koordinasyon sağlanacağõnõ söyledi ‘İstihbaratta dağınıklık giderilecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, istihba- rat konusunda dağõnõklõk olduğunu be- lirterek yeni kurulacak Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ’nõn bu bi- rimler arasõnda koordinasyonu sağla- yacağõnõ bildirdi. Atalay, “Bu koordi- nasyonu sağlayacağız, buna mecbu- ruz. Uluslararası alanda da diğer ül- kelerde de istihbarat birimlerinin birbirlerinden biraz kıskançlıkları vardır. Tabii bunun güvensizlik gibi bir kavramla nitelenmesini hiç iste- meyiz. Böyle bir şey olmaz da, olma- malı da” dedi. Atalay, İçişler Bakanlõğõ’ndan dü- zenlediği basõn toplantõsõnda yeni ku- rulacak Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ’na ilişkin bilgi verdi. Atalay, şunlarõ söyledi: “Yeni kurulacak müsteşarlık, uz- man ekipler çalıştıracak ve saha araştırmalarına ve derin analizlere dayalı politikalar ve stratejiler geliş- tirecektir. Ciddi bir insan birikimi kullanılması hedeflenmektedir. Tür- kiye’nin mahalli ve bölgesel özellik- leri doğru tahlil edilecektir. Toplu- mumuzun farklı kesimlerinin deği- şen güvenlik algıları ve sorunlarını anlamaya gayret gösteren bir anla- yışı tesis etmek için azami gayreti göstereceğiz. Aynı zamanda bu so- runların ulusal, bölgesel ve küresel yönleri de çok dikkatli şekilde ince- lenecek. Müsteşarlık, güvenlik poli- tikalarına makro bakış açışını tesis ederken, mikro uygulamaların da toplam kalitesini gözlem fırsatı oluş- turacaktır. Önleyici çalışmalara ek olarak, metotları ve araçlarını sü- rekli tahlil eden bir yaklaşımı tesis etmeye çalışacağız. Bugün güvenlik sektörümüzün tehditlerle mücadele eden farklı kurumlarının değerli analizleri hayati önem taşıyor. Ne var ki bu analizlerin bir havuzda toplanarak insicamlı bir stratejiye dönüştürülmesi gerekmektedir.” Terörle mücadele stratejileri Atalay, görevleri arasõnda terörle mücadeleye yönelik stratejiler belir- lenmesi bulunan müsteşarlõğõn, istih- baratõn koordinasyonuyla da yakõndan ilgileneceğini belirterek “Türkiye’de bu konuda bir dağınıklık olduğu bi- linmektedir. Bu bizzat yasayla şu anda bir çerçeveye oturtulmuştur” dedi. Gazetecilerin sorularõnõ da yanõtla- yan Atalay, istihbarat paylaşõmõ konu- sunda kurumlardan müsteşarlõğa “bil- gi akacağını” belirtti. “Eski Genel- kurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanõt, asker ve emniyetin arasında bir güven sorunu olduğun- dan bahsetti. Bu yapı kurumlar ara- sındaki güven zafiyetini giderebile- cek mi?” sorusuna Atalay, “Bu koor- dinasyonu sağlayacağız, buna mec- buruz. Uluslararası alanda da diğer ülkelerde de istihbarat birimlerinin birbirlerinden biraz kıskançlıkları vardır. Tabii bunun güvensizlik gibi bir kavramla nitelenmesini hiç iste- meyiz. Böyle bir şey olmaz da, olma- malı da. Onlar birbirinden bilgiyi biraz daha uzak tutuyorsa, onu da biz yakınlaştıracağız” yanõtõnõ verdi. Bir gazetecinin, “Hasan Cemal’in terör örgütü elebaşlarından Murat Karayõlan ile yaptığı röportajla bir- takım mesajlar iletildi. Siz bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Atalay, “Biz olup biteni dik- katle izleyip not ediyoruz” dedi. Atalay, koruculuğun kaldõrõlacağõnõ söylemenin ileri ve erken bir değer- lendirme olacağõnõ belirterek “Bu ko- nunun tamamı çözülürken onların uzantısı olan diğer sorunlar da çö- zülür” dedi. Tasarõ TBMM Başkanlõğõ’na sunuldu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Terörle mücadeleye iliş- kin politika ve stratejileri geliş- tirmek ve bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar arasõnda koordi- nasyonu sağlamak üzere İçişleri Bakanlõğõ’na bağlõ Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ’nõn kurulmasõnõ öngören tasarõ dün TBMM Başkanlõğõ’na sunuldu. Tasarõya göre; Terörle Müca- dele Koordinasyon Kurulu İçiş- leri Bakanõ’nõn başkanlõğõnda, Genelkurmay İkinci Başkanõ, Jandarma Genel Komutanõ, MİT, Adalet, İçişleri ve Dõşişleri bakanlõklarõ müsteşarlarõ, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarõ, Emniyet Genel Müdürü ve Sahil Güvenlik Komutanõ’ndan oluşa- cak. Müsteşarlõk merkez teşkila- tõna; müsteşar, 2 müsteşar yar- dõmcõsõ, 6 daire başkanõ olmak üzere 94 kadro ihdas edilecek. Güvenlik politikalarõ ve sosyo- ekonomik politikalarõn uyumlu bir şekilde yürütülmesini sağla- mak üzere illerde İl Sosyal Etüt ve Proje Müdürlüğü kurulacak. Bu amaçla İçişleri Bakanlõğõ taş- ra teşkilatõna 81 atama yapõla- cak. Tasarõda müsteşarlõğõn gü- venlikle ilgili operasyonel bir görevi olmayacağõ vurgulanõr- ken, terörle mücadele alanõndaki görevleri şöyle sõralandõ: Örtülü ödenek verilecek “Politika ve stratejiler belir- lenmesine yönelik çalışmalar yürütmek ve bu politika ve stratejilerin uygulamasını izle- mek; güvenlik kuruluşları ve istihbarat birimlerinden gelen stratejik istihbaratı değerlen- dirmek ve ilgili birimlerle pay- laşmak; gerekli araştırma, analiz ve değerlendirme çalış- maları yapmak veya yaptır- mak; güvenlik kuruluşlarına ve ilgili kurumlara stratejik bilgi desteği sağlamak ve bun- lar arasında koordinasyonu te- min etmek; kamuoyunu bilgi- lendirmek ve halkla iletişimi sağlamak; uluslararası geliş- meleri Dışişleri Bakanlığı ve il- gili kurumlarla işbirliği içinde izlemek ve değerlendirmek; in- celeme ve denetleme yapmak ya da yaptırmak.” Terörle mücadele alanõnda oluşturulacak politika ve strateji- ler ile alõnacak tedbirlere esas ol- mak üzere, ilgili birimlerden stratejik istihbaratõn alõnmasõ ve değerlendirilmesi amacõyla doğ- rudan müsteşara bağlõ istihbarat değerlendirme merkezi oluşturu- lacak. Bu çerçevede güvenlik kuru- luşlarõ ve istihbarat birimleri ile Dõşişleri Bakanlõğõ’nca elde edi- lecek stratejik bilgi ve istihbarat bu merkezde değerlendirilecek. Gizlilik içeren işler için müste- şarlõk bütçesine, örtülü ödenek konulacak. YENİ MÜSTEŞARLIK Kürtaçılımındapazarlıkkaygısı AKP, PKK’yi dağdan indirme planõ yaparken terörist Karayõlan’õn sözleri incelemeye alõndõ. Açõlõmõn odak noktasõnõ TCY’nin 221. maddesi oluşturacak BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - AKP hükümeti, PKK militanlarõnõ dağdan indirmek için kapsamlõ bir açõlõm üzerinde çalõşõrken örgüt liderlerinden Murat Karayı- lan’õn yaptõğõ açõklamalar kafalarõn ka- rõşmasõna neden oldu. Karayõlan’õn açõklamalarõ Ankara’da ayrõntõlarõ ile değerlendirmeye alõnõrken hükümet, atõlacak adõmlarõn “PKK ile pazarlık yapılıyor görüntüsü” ortaya çõkar- masõndan kaygõ duyuyor. Yeni dü- zenlemede, dağdan inişi kolaylaştõr- mak için ihbar ve pişmanlõk gibi te- röristlerin çekince gösterdiği koşulla- rõn kaldõrõlmasõ öngörülüyor. Edinilen bilgilere göre, Kürt açõlõ- mõnõn odak noktasõnõ Türk Ceza Ya- sasõ’nõn (TCY) etkin pişmanlõğõ dü- zenleyen 221. maddesi oluşturacak. 221. madde, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruş- turmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenme- den önce, örgütü dağıtan veya ver- diği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz” ve “Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenmesine iş- tirak etmeden yakalanan örgüt üye- sinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının ya- kalanmasını sağlamaya elverişli bil- gi vermesi halinde, hakkında ceza- ya hükmolunmaz” maddelerini kap- sõyor. Ancak teröristlerin teslim ol- masõnõ hõzlandõrmak için uygulamaya konulmasõ öngörülen yeni düzenle- mede “ihbar” ve “pişmanlık” ko- şullarõ kaldõrõlacak. Böylece terör ey- lemlerine katõlmadõğõ Türk makamlarõ tarafõndan da saptanmõş olan PKK mi- litanlarõ silahlarõnõ bõrakarak güvenlik güçlerine teslim olurlarsa, dağdaki arkadaşõnõ veya Türkiye içindeki mi- litan kadrolarõ ihbar etmek zorunda kalmayacağõ gibi “pişmanlık ifade et- mek” zorunda da olmayacak. Öngörülen düzenleme terör örgü- tünün dağdaki yönetim kadrosunu ve örgütün kurucularõnõ kapsamõyor. Su- ça ikincil dereceden karõşanlara ise in- dirimli cezalar verilecek. Ancak açõ- lõmõn sonuç vermesi durumunda ör- gütün lider kadrosunun İsveç veya Norveç gibi kuzey Avrupa ülkelerine mi gönderileceği, yoksa belirli bir formül çerçevesinde Irak’õn kuzeyin- de mi kalacaklarõ konusu henüz net- leşmedi. Örgütün halen dağ kadrosunda bu- lunan militanlarõn üçte birinden faz- lasõnõn İran, Irak ve Suriye uyruklu ol- masõ, bu militanlar üzerinde Türki- ye’nin etkisini tamamen sõfõrlarken ön- görülen aftan yararlanabilecek militan sayõsõnõn ise 3 bin civarõnda olduğu tahmin ediliyor. incan İşçi Derneği ve Mamak İşçi Kül- tür Evi üyesi işçiler, “Herkese İş” kampanyası kapsamında topladıkla- rı imzaları Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı’na verdi. Eskişehir yolundan slogan atarak bakanlık önüne yürüyen grup adına açıklama yapan Özgür Karagöl, ekonomik krizin faturasının işçi kesimine kesil- diğini savunarak işten çıkarmaların durdurulmasını istedi. Açıklamanın ardından toplanan yaklaşık 2 bin imza, bakanlık yetkililerine teslim edildi. (Fotoğraf:AA)S İşçilerdenbakanlõkönündeeylem AKP açõlõm çerçevesinde öngördüğü paket üzerinde çalõşõrken Karayõ- lan’õn yaptõğõ açõklamalar kafalarõ karõştõrdõ. Ankara’da gerek Dõşiş- leri Bakanlõğõ, gerekse Genelkurmay Başkanlõğõ açõklamalarõ dik- katle okurken açõlõm sürecine paralel olarak örgüt liderlerinden biri- nin ortaya koyduğu öneriler, “Teröristlerle pazarlık yapılıyor” görüntüsünün ortaya çõkmasõ olasõlõğõnõ da güçlendirdi. Ankara böyle bir görüntüden ciddi anlamda kaygõ duymaya başladõ. Karayõ- lan’õn açõklamalarõ, bir “karşı hamle” olarak değerlendirildi. Bu değerlendirmelere göre Karayõlan, söz konusu açõlõmda inisiyatifin kendi elinden kaçmasõnõn önüne geçmek için belirli bir çerçeve içi- ne kendi istediği önerileri koyup “pazarlık koşullarını” belirledi. K A F A L A R K A R I Ş T I DSP GENEL BAŞKAN ADAYI İÇLİ: Partideki bozuk düzendeğişmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Eski- şehir Milletvekili ve genel başkan adayõ Tayfun İç- li, partililere gönderdiği mektupta “Partideki bo- zuk düzen değişmeli” çağrõsõ yaptõ. İçli, DSP üyeleri ve delegelere gönderdiği mektupta “Partimizdeki sorun bir genel baş- kanlık sorunu değildir. Sorun parti içi düzenin çökmesindedir. Sorun demokratik sol düşün- ceden, parti program ve tüzüğünde belirtilen ilkelerden uzaklaşılmasındadır. Sorun ko- kuşmuş, yoz ve sığ anlayışın parti yönetimine egemen olmasındadır. Sorun katılımcılıktan, saydamlıktan, denetimden uzak bir biçimde partinin bir aile şirketi gibi yönetilmesindedir. Partimiz oluşturulan bir kast sistemi, bir zümre yönetimi tarafından ahbap çavuş iliş- kileri ile yönetilmemelidir. Artık bu gidişe dur deme zamanı gelmiştir. Sorun parti içi bozuk düzende ise bozuk düzen değişmelidir” mesa- jõ verdi. Sadece genel başkanõnõn istifa etmesi ile sorunlarõn giderilemeyeceğinin altõnõ çizen İçli, “Genel başkana kurnazca tuzak kurarak so- rumluluğu sadece onun üzerine yüklemek su- retiyle istifasını sağlayanlar, sonra da başka it- tifaklarla koltuklarını koruma arzusunda olan sorumlu yöneticiler de gitmelidir” diye seslendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle