Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
1 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
TSK ve Balbay...
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı bu kin, öç alma
niye?
Bir süredir bu soruyu soruyorum kendi kendime...
12 Mart sürecini, 12 Eylül’ü düşünüyorum...
Askeri faşist darbeleri, zorunlu din derslerini,
Kenan Evren ve arkadaşlarının “Atatürkçülük” adı-
na yaptıklarını.
Diyarbakır Cezaevi’nde yapılan katliamı, Aydın
E Tipi Cezaevi’nde öldürülen gençlerimizi.
Onca kıyımlardan ve acılardan sonra yaşadıkla-
rımız... O bitmek tükenmek bilmeyen acılarımız, hü-
zünlerimiz...
Darmadağın olan yaşamlar!
12 Eylül 1980 sonrası Kenan Evren’in görevlen-
dirdiği kurmay subaylarla pazarlık edip 1982 Ana-
yasası’nı destekleyen Fethullahçılar değil miydi?
Askerlerle pazarlık masasına oturan Fethullah Gü-
len, onlarla uzlaşmaya varmamış mıydı?
Fethullah Gülen ve müritleri şimdilerde demok-
rasi ve özgürlük kavramlarını öne çıkarıp yargısız
infaz yapıyorlar...
Hedeflerinde Mustafa Balbay ve Türkan Saylan
var!
Elden ele dolaşan ses kasetleri, eski Genelkurmay
Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’ya
olan saldırı.
Neyin hesabını yapıyor bunlar?
Elbet devlet içinde örgütlü çetelere, silahlı güç-
lere karşı savaşım verilir... 17 bin faili meçhul ci-
nayetin aydınlatılması için çaba harcanır.
Adına “Ergenekon” denilen bu soruşturma için
çok şey söylenir ve yazılır!
Baştan beri yazdıklarımız, söylediklerimiz ortada:
“Cumhuriyet’e atılan bombalar, Danıştay baskını,
darbe senaryolarının, çetelerin üzerine gidilsin;
Cumhuriyet olarak bunun izleyicisiyiz.”
Sanki darbe planlarını yapan Mustafa Balbay...
Balbay’a ve TSK’ye karşı acımasız bir saldırı, Tür-
kan Saylan’a yönelik iftira kampanyası.
ÇYDD PKK’lilere burs veriyormuş, askeri okulla-
rın yakınlarında “kız öğrenci evleri” açmış, yurtdı-
şından gelen paralar kayıt altına alınmamış.
Bunların hepsi iftira ve yalan!
Balbay da elinde kalemle darbe yapacak!
Tarihe tanıklık eden Balbay, darbe senaryoları ya-
zan kimi komutanları uyarıp onlara akıl veriyor, ya-
zılanlara çizilenlere bakarsanız.
Ertuğrul Özkök’ün yazısını liberal faşistler, ta-
rikat şeyhlerinin müritleri okuyunca ne düşündü-
ler acaba?
İsmail Hakkı Karadayı, darbe senaryoları yazan-
ları bir güzel oyalıyor, Türkiye’nin bir hukuk devleti
olduğunu, demokrasiye olan bağlılığını vurguluyor
görevde bulunduğu yıllarda.
Balbay, bir gazeteci olarak bunları not almasa, bu
gerçek ortaya çıkar mıydı?
Bir “darbe edebiyatı” var Türkiye’nin günde-
minde...
Peki, Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetlerle il-
gili ne yapılıyor? Şemdinli dosyası açılıyor mu? Es-
ki Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aş-
kın’ı “PKK’li” diye fişleyen üst düzey emekli asker
hakkında bir işlem yapılıyor mu?
Durmadan Balbay’ın üzerine gidiliyor, duruşma
başlamadan hüküm veriliyor.
Peki darbe senaryolarını yazdıkları iddia edilen ko-
mutanlar nerede?
Ya dışarıda ya da hastanede?
20 yaşından beri tanıdığım Mustafa Balbay, ne-
redeyse “Ergenekon” denilen bu sürecin bir nu-
maralı sanığı oldu.
Mustafa Balbay’ın notları tarihe ışık tutuyor... Bal-
bay yaşanan ve başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bildiği 2003-2004
sürecine tanıklık ediyor o notlarıyla.
O notlar olmasaydı Karadayı Paşa’nın darbe dü-
şü görenleri nasıl uyuttuğunu bilmeyecekler, Ertuğrul
Özkök de böyle bir yazı yazmayacaktı.
Bu yüzden de Balbay bu davanın sanığı değil ta-
nığıdır benim yüreğimde.
İlker Başbuğ Paşa, demokrasi ve hukuku savu-
nuyor, Türkiye’de askeri darbeler döneminin bittiğini
açık açık söylüyor ama birileri kalkıp şöyle diyor:
“Ben Paşa’nın söylediklerinden ikna olmadım!”
Benim liberal faşistlere, tarikatçı parasıyla gaze-
te çıkaranlara bir çift sözüm var:
“1990’lı yılların başında Hizbullah terör örgütü Bat-
man’da Jandarma Alay Komutanlığı’nda eğitildi... Ne-
den bu konunun üzerine gitmiyorsunuz?.. Size
1994 yılında hazırlanan TBMM Faili Meçhul Cinayetleri
Araştırma Komisyonu Raporu’nu okumanızı öneri-
rim.”
Başa dönüyorum!
Elbet askeri darbelere karşı demokrasiyi ve hukuk
devletini savunacağız... Gerektiğinde TSK’yi eleşti-
receğiz...
Bazı medya kurumları tıpkı TSK gibi kendini
gözden geçirmeli, her kurum kendi özeleştirisini yap-
malı...
Bunları yaparken devletin kurumları yıpratıl-
mamalı, TSK’yle hesaplaşmaya gidilmemeli. Bir dev-
let, askeri var olduğu sürece güçlüdür.
Askeri eleştirmek başka bir şeydir, askerden 28
Şubat’ın rövanşını almak başka bir şeydir.
27 Nisan 2007’de verilen “e muhtıra”ya gelince...
Bu bence danışıklı dövüştü ve AKP yüzde 47’ye
böyle ulaştı.
Bugün 1 Mayıs... İşçinin ve emekçinin bayramı...
Kutlu olsun...
[email protected]
Faks numaramız: 0212 343 72 69
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Gerçeker’den
nezaket ziyareti
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Yargõtay Başkanõ Hasan
Gerçeker, dün ziyaret
ettiği Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’a
hükümetin gündeminde
olan anayasa değişikliği
konusundaki görüşlerini
aktardõ. Erdoğan’a
Anayasa Mahkemesi’ne
bireysel başvuru
yapõlmasõ, mahkemenin
yapõsõnõn değiştirilmesi
ve buraya Meclis
tarafõndan üye
seçilmesine neden karşõ
olduklarõnõ anlatan
Gerçeker, anayasa
değişikliğinin yargõ
bağõmsõzlõğõnõ
güçlendirecek şekilde
yapõlmasõ gerektiğini
ifade etti.
İkinci Fener
dosyası savcılıkta
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Almanya’nõn Ankara
Büyükelçiliği’nden
geçtiğimiz hafta cuma
günü Adalet Bakanlõğõ’na
gelen Frankfurt Bölge
Mahkemesi Savcõlõğõ’nõn
aralarõnda RTÜK
Başkanõ Zahid Akman’õn
da bulunduğu 16 kişi
hakkõndaki adli yardõm
talebine ilişkin evrak,
Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na
gönderildi. Dosyada,
haklarõnda dolandõrõcõlõk
nedeniyle soruşturma
yürütülen 16 Türk
vatandaşõnõn adlarõ da
sõralandõ. Listenin ilk
sõrasõnda RTÜK Başkanõ
Dr. Aykut Zahid
Akman’õn adõ yer alõyor.
Türkiye, Şii lider
Sadr’ı ağırlıyor
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye, BM Irak Özel
Temsilcisi Stefan de
Mistura’nõn Kerkük
raporunu sunmasõndan
hemen sonra, Iraklõ Şii
lider Mukteda es Sadr’õ
ağõrlõyor. Dõşişleri
Bakanlõğõ yetkilileri
bugün Ankara’da Sadr ile
yerel seçimler sonrasõnda
Irak’taki siyasal süreci ve
Kerkük konusunu
görüşecek. Diplomatik
kaynaklar, Sadr’õn,
Irak’taki siyasal süreç ile
ilgili olarak Türk
yetkililer ile bir araya
geleceği bilgisini
verirken, görüşmelerin
ağõrlõk noktasõnõ yerel
seçimlerin sonrasõnda
Irak’taki siyasal
gelişmeler ile Kerkük
konusunun oluşturacağõ
öğrenildi. Sadr’õn
Ankara’da Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan
tarafõndan da kabul
edilmesi bekleniyor
Baro’dan sınır
kapısı paneli
İstanbul Haber
Servisi - İstanbul Barosu,
“Türkiye - Ermenistan
sõnõr kapõsõnõn
açõlmasõnõn hukuki
sonuçlarõ” konulu panel
düzenliyor. İstanbul
Barosu Başkanlõğõ’nca
düzenlenen panel, 2
Mayõs Cumartesi günü
18.30-21.00 saatleri
arasõnda Orhan Apaydõn
Konferans Salonu’nda
yapõlacak. Açõlõş
konuşmasõnõ İstanbul
Barosu Başkanõ Avukat
Muammer Aydõn’õn
yapacağõ paneli İstanbul
Barosu Başkan
Yardõmcõsõ Prof. Dr.
Selçuk Demirbulak
yönetecek.
CHP: Adalet Bakanõ, Deniz Feneri soruşturmasõnda asõl faillere ulaşõlmasõnõ engelliyor
‘Şahin davada taraf’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP, “iletişimin
ülke genelinde sınırsız tespi-
ti, yargıç-savcıların iletişi-
min tespiti ve dinlenmesi ile
Deniz Feneri davasının Tür-
kiye’deki asıl faillerine ula-
şılması konularında görevini
kötüye kullandığı” gerekçe-
siyle Adalet Bakanõ Mehmet
Ali Şahin hakkõnda gensoru
önergesi verdi.
CHP Grup Başkanvekilleri
Kemal Anadol, Hakkı Süha
Okay ve Kemal Kılıçdaroğ-
lu’nun imzasõnõ taşõyan genso-
ru önergesinin gerekçesinde,
“Adalet Bakanı Şahin döne-
minde bakanlık bürokrasisi-
nin bugüne kadar görülmedik
ölçüde yargıç ve savcılar üze-
rinde bir baskı unsuru olarak
kullanıldığı” vurgulanõrken
Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kuru-
lu Yönetmeliği değiştirilerek
adalet müfettişlerine iletişimin
tespiti ve dinlenmesi konusun-
da yetkiler verildiği kaydedil-
di. Önergede, “Bu şekilde alı-
nan yetkilerle kaç yargıç ve
savcının telefonunun dinlen-
diğinin bile bilinmediği bir ül-
kede yargı bağımsızlığından
ve kişi özgürlüklerinden söz
etme imkânı yoktur” denildi.
Almanya’daki Deniz Feneri
Derneği’ne ilişkin davanõn 17
Ağustos 2008 tarihinde sonuç-
landõğõ, bu dava dosyasõnõn 24
Şubat 2009 tarihinde Türki-
ye’ye getirtilebildiği ve 2 ayõ aş-
masõna karşõn halen tercümesi-
nin tamamlanamadõğõna dik-
kat çekilirken, şu görüşlere yer
verildi: “Adalet Bakanı söy-
lem, üslup ve özel ilgisi nede-
niyle bu davada taraf görün-
tüsü vermiş, delillerin karar-
tılmasına zaman ve ortam
hazırlamıştır. Adalet Bakanı,
Almanya Deniz Feneri dava-
sına ilişkin olarak Alman ma-
kamları nezdinde girişimde
bulunarak davayı yönlendir-
meye çalışmış, Almanya’dan
adli yardım çerçevesinde ge-
len talep konusunda kamuo-
yunu yanlış bilgilendirmiş,
Türkiye’deki asıl faillerin or-
taya çıkarılması noktasında
himayeci bir yaklaşım sergi-
leyerek yargı üzerinde baskı
oluşturmaya çalışmıştır.”
Yayın yasağına tepki
Anadol, Frankfurt Savcõlõ-
ğõ’nõn RTÜK Başkanõ Zahid
Akman’õ “Meslek edinilmiş
şekilde dolandırıcılık yap-
makla” suçladõğõna dikkat çe-
kerken “RTÜK’ün bugün ku-
ruluş yıldönümü. Şimdi, Baş-
bakan’ın deyimiyle ‘sap gibi
durmaya’ Anıtkabir’e gitti”
dedi.
Anadol, Ergenekon soruş-
turmasõnda gizlilik kararõ ve
yayõn yasağõna dikkat çekerken,
sözlerini “Avukatlar dosyayı,
müvekkillerinin ifadelerini
okuyamıyor. Zekeriya Öz’den
dosyayı alamıyorlar ama o
ifadeleri televizyondan izli-
yorlar. Deniz Feneri davası
açılmadı, soruşturmasında
gizlilik kararı var. Niye Deniz
Feneri davasında sabaha kar-
şı ‘delilleri karartma ihtimali
var’ diye evler basılmıyor,
arama yapılmıyor, Frankfurt
Savcılığı’nın çarşaf çarşaf ya-
yımladığı isimlerden bir tanesi
çağrılıp, ifadesi alınmıyor”
diye sürdürdü.
CHP, Adalet Bakanõ Şahin hakkõnda gensoru önergesi verdi. Gensoru
önergesinin gerekçesinde Şahin’in yargõç ve savcõlarõn dinlenmesine izin
vererek yargõ bağõmsõzlõğõnõ zedelediği ve Deniz Feneri soruşturmasõnda,
Türkiye’deki asõl faillerin ortaya çõkarõlmasõ noktasõnda himayeci bir yaklaşõm
sergileyerek yargõ üzerinde baskõ oluşturmaya çalõştõğõ belirtildi.
Genelgedeki
imzasını da
hatırlamadı!
ALİ YILDIRIM
BERLİN- Deniz Fe-
neri davasõyla ilgili yeni
gelişmeler, Adalet Ba-
kanõ Mehmet Ali Şa-
hin’e kendi imzaladõğõ
genelgeyi de unutturdu.
Deniz Feneri davasõnõn
ikinci aşama soruştur-
masõnõ yürüten Frank-
furt Savcõlõğõ‘nõn adli
yardõm talebi ile ilgili
Türkiye’ye gönderdiği
dosya konusunda, önce
böyle bir dosya olmadõ-
ğõnõ, daha sonra da dos-
yanõn Almancadan Türk-
çeye çevrilmesinin bek-
lenmesi gerektiğini söy-
leyen ve en sonunda da
dosyanõn Türkçe çeviri-
siyle birlikte geldiğini
kabullenen Bakan Şa-
hin’in kendi imzaladõğõ
66/1 numaralõ genelgeyi
unuttuğu ortaya çõktõ.
Bakanlõğõn kendi in-
ternet sitesinde de görü-
lebilecek olan 66/1 nu-
maralõ genelgenin baş-
langõç bölümünde şunlar
yazõlõ: “Adli Yardım
Taleplerinin İletilme-
sine İlişkin Avrupa
Sözleşmesinin Uygu-
lanmasına ilişkin
01/01/2006 tarihli ve 66
sayılı Genelgemizin
Sözleşmeye taraf olan
devletler ve uygulama-
da karşılaşılan sorunlar
açısından güncellen-
mesine ihtiyaç duyul-
muştur.”
Dil konusu ise genel-
genin üçüncü bölümün-
de 1. madde 9. fõkrada
gayet açõk olarak tarif
ediliyor: “Sözleşmenin,
kullanılacak dile iliş-
kin 6’ncı maddesinin
1’inci fıkrasının (a)
bendinde, adli yardım
taleplerine ve bunlara
ekli belgelere ilişkin her
türlü yazışmanın alıcı
makamın resmî dilinde
yapılacağı kurala bağ-
lanmakla birlikte; (b)
bendi ile, Âkit Taraf-
lara, adli yardım ta-
leplerinin ve bunlara
ekli belgelerin ve diğer
bütün yazışmaların İn-
gilizce veya Fransızca
olması veya bu diller-
den birisinde yapılmış
tercümelerinin eklen-
mesi halinde bunları
kabul etmek zorunlu-
luğu getirilmiştir.”
66/1 numaralõ Adalet
Bakanlõğõ genelgesi Şa-
hin’in imzasõyla şu şe-
kilde sona eriyor: “Bilgi
edinilmesini ve adli yar-
dım taleplerinin iletil-
mesine ilişkin işlemle-
rin bu Genelge esasla-
rına uygun olarak yü-
rütülmesinde özen gös-
terilmesini rica ede-
rim.”
DSP’de Hikmet Abi
formülü zora girdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP’nin 17 Mayõs’ta
yapõlacak kurultayõ öncesinde Rahşan Ecevit’in genel başkan
adayõ olduğu ifade edilen eski bakanlardan Hikmet Çetin
“Ben CHP’ye üyeyim” dedi. Çetin, “Rahşan Ecevit’le bir
temasınız oldu mu” sorusuna “Bir arayış içindeler. Arada
bir Rahşan Hanım’a hatırını sorarım” yanõtõnõ verdi. Genel
başkanlõktan istifa eden Zeki Sezer’i yeniden aday gösterme
girişimleri sürdürülürken Rahşan Ecevit’in tavrõ merak
konusu oldu. Rahşan Ecevit’in gönlündeki adayõn Eskişehir
Büyükşehir Belediye Başkanõ Yılmaz Büyükerşen olduğu,
ancak Büyükerşen’in belediye başkanlõğõnõ bõrakmayõ
düşünmediği kaydedildi. Öte yandan Süleyman Yağız, DSP
Genel Sekreterliği görevinden istifa etti. Yağõz, yaptõğõ yazõlõ
açõklamada, DSP Genel Başkanlõğõ için “olur olmaz
kişilerin adlarının geçtiğini” ifade ederek, “liderlerinin
başarısız olması için her türlü entrikayı çevirenlerin,
demokratik solcu olamayacağını” ileri sürdü.
Alman elçi: CHP’ye
finansal destek yapılmadı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya’nõn Ankara
Büyükelçisi Eckart Cuntz, önceki gün Sabah gazetesinde
yer alan ve Friedrich Ebert Vakfõ’nõn CHP’ye finansal
destek verdiği yönündeki haberi yalanladõ. Almanya’nõn
Ankara Büyükelçiliği’nden yapõlan açõklamaya göre
Büyükelçi Cuntz, iddiaya ilişkin olarak şunlarõ kaydetti:
“Friedrich Ebert Vakfı’nın CHP’ye sözde finansal
destek verdiğini gösteren belgelerin tamamen sahte
olduğu kanıtlanmıştır. Haberde, CHP’nin Friedrich
Ebert Vakfı tarafından finansal destek aldığı yönünde
iddia edilen ilişki yanlıştır.” Gerek Almanya Dõşişleri
Bakanlõğõ’nõn, gerekse Almanya büyükelçiliğinin bu
belgelerin sahte olduğuna önceden birçok kez dikkat
çektiği ifade edilen açõklamada, Büyükelçi Cuntz’un,
haberin yayõmlandõğõ gazetenin genel yayõn yönetmenini
konuya ilişkin yazõlõ olarak bilgilendirdiği ve düzeltme
yapõlmasõnõ rica ettiği belirtildi.
ŞAHİN’İN GAFLARI
Gül ve Erdoğan arasõnda, gidecek ve gelecek bakanlardan bazõlarõ üzerinde anlaşmazlõk olduğu belirtildi
Dõşişleri Konutu’nda ‘kabine’ zirvesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yerel seçimden beri kabinede değişik-
lik yapmasõ beklenen Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn dün gece Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül ile Dõşişleri Bakanlõğõ
Konutu’nda bir araya gelmesi dikkat
çekti. Kulislerde Erdoğan ile Gül ara-
sõnda, kabineden gidecek bakanlar ile ka-
bineye girecek yeni bakanlardan bazõ-
larõ üzerinde anlaşmazlõk olduğu, gö-
rüşmede de bu sorunun giderilmeye ça-
lõşõldõğõ ileri sürüldü.
Kabinede revizyon beklentisi dün
gece doruk noktasõna ulaştõ. Yerel se-
çimden beri kabinede her an değişikilik
yapabileceği sinyali veren ancak reviz-
yonu süreç içinde bekleten Başbakan Er-
doğan, dün gece Gül ile bir araya gel-
di. Çek Cumhuriyeti’nde bulunan
Gül’ün Türkiye’ye dönüşünü bir saat er-
kene alarak 18.30’da Ankara’ya dön-
mesi kulisleri yeniden hareketlendirdi.
Erdoğan da gece 21.00 sularõnda Cum-
hurbaşkanõ Gül ile Çankaya Köşkü ye-
rine Dõşişleri Konutu’nda bir araya gel-
di. Erdoğan’õn Köşk yerine konutta zi-
yareti tercih etmesi, kabine revizyonunda
yer alacak isimler üzerinde anlaşmazlõk
olduğu, görüşmede de bu anlaşmazlõk-
larõn giderilmeye çalõşõldõğõ iddialarõnõ
gündeme getirdi. Görüşmede yeni lis-
te üzerinde çalõşõldõğõ ancak listeye son
şeklinin verilemediği kaydedildi.
Kabinede İçişleri Bakanõ Beşir Ata-
lay ile Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan,
Cumhurbaşkanõ Gül’e olan yakõnlõğõy-
la biliniyorlar. Kulislerde uzun süredir
Erdoğan’õn, Ali Babacan’õn yerine Dõş-
işleri Bakanlõğõ’na TBMM Dõşişleri
Komisyonu Başkanõ Murat Mercan ile
Başdanõşmanõ Ahmet Davutoğlu’nu ge-
tirmek istediği, İçişleri Bakanõ Ata-
lay’õ da başka bir bakanlõğa kaydõrmak
istediği dile getiriliyor. Erdoğan’õn,
Atalay’õn yerine de Nihat Ergün’ü
getirmeyi planladõğõ konuşuluyor. Cum-
hurbaşkanõ Gül’ün bu değişikliklere
itiraz ettiği ileri sürülüyor.
Kabinede revizyon beklentisi dün gece doruk noktasõna ulaştõ.
Gül ve Erdoğan arasõndaki görüşmede yeni liste üzerinde çalõşõldõğõ
ancak listeye son şeklinin verilemediği kaydedildi.