21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA TSK ve Balbay... Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı bu kin, öç alma niye? Bir süredir bu soruyu soruyorum kendi kendime... 12 Mart sürecini, 12 Eylül’ü düşünüyorum... Askeri faşist darbeleri, zorunlu din derslerini, Kenan Evren ve arkadaşlarının “Atatürkçülük” adı- na yaptıklarını. Diyarbakır Cezaevi’nde yapılan katliamı, Aydın E Tipi Cezaevi’nde öldürülen gençlerimizi. Onca kıyımlardan ve acılardan sonra yaşadıkla- rımız... O bitmek tükenmek bilmeyen acılarımız, hü- zünlerimiz... Darmadağın olan yaşamlar! 12 Eylül 1980 sonrası Kenan Evren’in görevlen- dirdiği kurmay subaylarla pazarlık edip 1982 Ana- yasası’nı destekleyen Fethullahçılar değil miydi? Askerlerle pazarlık masasına oturan Fethullah Gü- len, onlarla uzlaşmaya varmamış mıydı? Fethullah Gülen ve müritleri şimdilerde demok- rasi ve özgürlük kavramlarını öne çıkarıp yargısız infaz yapıyorlar... Hedeflerinde Mustafa Balbay ve Türkan Saylan var! Elden ele dolaşan ses kasetleri, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’ya olan saldırı. Neyin hesabını yapıyor bunlar? Elbet devlet içinde örgütlü çetelere, silahlı güç- lere karşı savaşım verilir... 17 bin faili meçhul ci- nayetin aydınlatılması için çaba harcanır. Adına “Ergenekon” denilen bu soruşturma için çok şey söylenir ve yazılır! Baştan beri yazdıklarımız, söylediklerimiz ortada: “Cumhuriyet’e atılan bombalar, Danıştay baskını, darbe senaryolarının, çetelerin üzerine gidilsin; Cumhuriyet olarak bunun izleyicisiyiz.” Sanki darbe planlarını yapan Mustafa Balbay... Balbay’a ve TSK’ye karşı acımasız bir saldırı, Tür- kan Saylan’a yönelik iftira kampanyası. ÇYDD PKK’lilere burs veriyormuş, askeri okulla- rın yakınlarında “kız öğrenci evleri” açmış, yurtdı- şından gelen paralar kayıt altına alınmamış. Bunların hepsi iftira ve yalan! Balbay da elinde kalemle darbe yapacak! Tarihe tanıklık eden Balbay, darbe senaryoları ya- zan kimi komutanları uyarıp onlara akıl veriyor, ya- zılanlara çizilenlere bakarsanız. Ertuğrul Özkök’ün yazısını liberal faşistler, ta- rikat şeyhlerinin müritleri okuyunca ne düşündü- ler acaba? İsmail Hakkı Karadayı, darbe senaryoları yazan- ları bir güzel oyalıyor, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu, demokrasiye olan bağlılığını vurguluyor görevde bulunduğu yıllarda. Balbay, bir gazeteci olarak bunları not almasa, bu gerçek ortaya çıkar mıydı? Bir “darbe edebiyatı” var Türkiye’nin günde- minde... Peki, Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetlerle il- gili ne yapılıyor? Şemdinli dosyası açılıyor mu? Es- ki Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aş- kın’ı “PKK’li” diye fişleyen üst düzey emekli asker hakkında bir işlem yapılıyor mu? Durmadan Balbay’ın üzerine gidiliyor, duruşma başlamadan hüküm veriliyor. Peki darbe senaryolarını yazdıkları iddia edilen ko- mutanlar nerede? Ya dışarıda ya da hastanede? 20 yaşından beri tanıdığım Mustafa Balbay, ne- redeyse “Ergenekon” denilen bu sürecin bir nu- maralı sanığı oldu. Mustafa Balbay’ın notları tarihe ışık tutuyor... Bal- bay yaşanan ve başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bildiği 2003-2004 sürecine tanıklık ediyor o notlarıyla. O notlar olmasaydı Karadayı Paşa’nın darbe dü- şü görenleri nasıl uyuttuğunu bilmeyecekler, Ertuğrul Özkök de böyle bir yazı yazmayacaktı. Bu yüzden de Balbay bu davanın sanığı değil ta- nığıdır benim yüreğimde. İlker Başbuğ Paşa, demokrasi ve hukuku savu- nuyor, Türkiye’de askeri darbeler döneminin bittiğini açık açık söylüyor ama birileri kalkıp şöyle diyor: “Ben Paşa’nın söylediklerinden ikna olmadım!” Benim liberal faşistlere, tarikatçı parasıyla gaze- te çıkaranlara bir çift sözüm var: “1990’lı yılların başında Hizbullah terör örgütü Bat- man’da Jandarma Alay Komutanlığı’nda eğitildi... Ne- den bu konunun üzerine gitmiyorsunuz?.. Size 1994 yılında hazırlanan TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu’nu okumanızı öneri- rim.” Başa dönüyorum! Elbet askeri darbelere karşı demokrasiyi ve hukuk devletini savunacağız... Gerektiğinde TSK’yi eleşti- receğiz... Bazı medya kurumları tıpkı TSK gibi kendini gözden geçirmeli, her kurum kendi özeleştirisini yap- malı... Bunları yaparken devletin kurumları yıpratıl- mamalı, TSK’yle hesaplaşmaya gidilmemeli. Bir dev- let, askeri var olduğu sürece güçlüdür. Askeri eleştirmek başka bir şeydir, askerden 28 Şubat’ın rövanşını almak başka bir şeydir. 27 Nisan 2007’de verilen “e muhtıra”ya gelince... Bu bence danışıklı dövüştü ve AKP yüzde 47’ye böyle ulaştı. Bugün 1 Mayıs... İşçinin ve emekçinin bayramı... Kutlu olsun... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Gerçeker’den nezaket ziyareti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker, dün ziyaret ettiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hükümetin gündeminde olan anayasa değişikliği konusundaki görüşlerini aktardõ. Erdoğan’a Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapõlmasõ, mahkemenin yapõsõnõn değiştirilmesi ve buraya Meclis tarafõndan üye seçilmesine neden karşõ olduklarõnõ anlatan Gerçeker, anayasa değişikliğinin yargõ bağõmsõzlõğõnõ güçlendirecek şekilde yapõlmasõ gerektiğini ifade etti. İkinci Fener dosyası savcılıkta ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya’nõn Ankara Büyükelçiliği’nden geçtiğimiz hafta cuma günü Adalet Bakanlõğõ’na gelen Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcõlõğõ’nõn aralarõnda RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn da bulunduğu 16 kişi hakkõndaki adli yardõm talebine ilişkin evrak, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gönderildi. Dosyada, haklarõnda dolandõrõcõlõk nedeniyle soruşturma yürütülen 16 Türk vatandaşõnõn adlarõ da sõralandõ. Listenin ilk sõrasõnda RTÜK Başkanõ Dr. Aykut Zahid Akman’õn adõ yer alõyor. Türkiye, Şii lider Sadr’ı ağırlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, BM Irak Özel Temsilcisi Stefan de Mistura’nõn Kerkük raporunu sunmasõndan hemen sonra, Iraklõ Şii lider Mukteda es Sadr’õ ağõrlõyor. Dõşişleri Bakanlõğõ yetkilileri bugün Ankara’da Sadr ile yerel seçimler sonrasõnda Irak’taki siyasal süreci ve Kerkük konusunu görüşecek. Diplomatik kaynaklar, Sadr’õn, Irak’taki siyasal süreç ile ilgili olarak Türk yetkililer ile bir araya geleceği bilgisini verirken, görüşmelerin ağõrlõk noktasõnõ yerel seçimlerin sonrasõnda Irak’taki siyasal gelişmeler ile Kerkük konusunun oluşturacağõ öğrenildi. Sadr’õn Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafõndan da kabul edilmesi bekleniyor Baro’dan sınır kapısı paneli İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu, “Türkiye - Ermenistan sõnõr kapõsõnõn açõlmasõnõn hukuki sonuçlarõ” konulu panel düzenliyor. İstanbul Barosu Başkanlõğõ’nca düzenlenen panel, 2 Mayõs Cumartesi günü 18.30-21.00 saatleri arasõnda Orhan Apaydõn Konferans Salonu’nda yapõlacak. Açõlõş konuşmasõnõ İstanbul Barosu Başkanõ Avukat Muammer Aydõn’õn yapacağõ paneli İstanbul Barosu Başkan Yardõmcõsõ Prof. Dr. Selçuk Demirbulak yönetecek. CHP: Adalet Bakanõ, Deniz Feneri soruşturmasõnda asõl faillere ulaşõlmasõnõ engelliyor ‘Şahin davada taraf’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, “iletişimin ülke genelinde sınırsız tespi- ti, yargıç-savcıların iletişi- min tespiti ve dinlenmesi ile Deniz Feneri davasının Tür- kiye’deki asıl faillerine ula- şılması konularında görevini kötüye kullandığı” gerekçe- siyle Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin hakkõnda gensoru önergesi verdi. CHP Grup Başkanvekilleri Kemal Anadol, Hakkı Süha Okay ve Kemal Kılıçdaroğ- lu’nun imzasõnõ taşõyan genso- ru önergesinin gerekçesinde, “Adalet Bakanı Şahin döne- minde bakanlık bürokrasisi- nin bugüne kadar görülmedik ölçüde yargıç ve savcılar üze- rinde bir baskı unsuru olarak kullanıldığı” vurgulanõrken Adalet Bakanlõğõ Teftiş Kuru- lu Yönetmeliği değiştirilerek adalet müfettişlerine iletişimin tespiti ve dinlenmesi konusun- da yetkiler verildiği kaydedil- di. Önergede, “Bu şekilde alı- nan yetkilerle kaç yargıç ve savcının telefonunun dinlen- diğinin bile bilinmediği bir ül- kede yargı bağımsızlığından ve kişi özgürlüklerinden söz etme imkânı yoktur” denildi. Almanya’daki Deniz Feneri Derneği’ne ilişkin davanõn 17 Ağustos 2008 tarihinde sonuç- landõğõ, bu dava dosyasõnõn 24 Şubat 2009 tarihinde Türki- ye’ye getirtilebildiği ve 2 ayõ aş- masõna karşõn halen tercümesi- nin tamamlanamadõğõna dik- kat çekilirken, şu görüşlere yer verildi: “Adalet Bakanı söy- lem, üslup ve özel ilgisi nede- niyle bu davada taraf görün- tüsü vermiş, delillerin karar- tılmasına zaman ve ortam hazırlamıştır. Adalet Bakanı, Almanya Deniz Feneri dava- sına ilişkin olarak Alman ma- kamları nezdinde girişimde bulunarak davayı yönlendir- meye çalışmış, Almanya’dan adli yardım çerçevesinde ge- len talep konusunda kamuo- yunu yanlış bilgilendirmiş, Türkiye’deki asıl faillerin or- taya çıkarılması noktasında himayeci bir yaklaşım sergi- leyerek yargı üzerinde baskı oluşturmaya çalışmıştır.” Yayın yasağına tepki Anadol, Frankfurt Savcõlõ- ğõ’nõn RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õ “Meslek edinilmiş şekilde dolandırıcılık yap- makla” suçladõğõna dikkat çe- kerken “RTÜK’ün bugün ku- ruluş yıldönümü. Şimdi, Baş- bakan’ın deyimiyle ‘sap gibi durmaya’ Anıtkabir’e gitti” dedi. Anadol, Ergenekon soruş- turmasõnda gizlilik kararõ ve yayõn yasağõna dikkat çekerken, sözlerini “Avukatlar dosyayı, müvekkillerinin ifadelerini okuyamıyor. Zekeriya Öz’den dosyayı alamıyorlar ama o ifadeleri televizyondan izli- yorlar. Deniz Feneri davası açılmadı, soruşturmasında gizlilik kararı var. Niye Deniz Feneri davasında sabaha kar- şı ‘delilleri karartma ihtimali var’ diye evler basılmıyor, arama yapılmıyor, Frankfurt Savcılığı’nın çarşaf çarşaf ya- yımladığı isimlerden bir tanesi çağrılıp, ifadesi alınmıyor” diye sürdürdü. CHP, Adalet Bakanõ Şahin hakkõnda gensoru önergesi verdi. Gensoru önergesinin gerekçesinde Şahin’in yargõç ve savcõlarõn dinlenmesine izin vererek yargõ bağõmsõzlõğõnõ zedelediği ve Deniz Feneri soruşturmasõnda, Türkiye’deki asõl faillerin ortaya çõkarõlmasõ noktasõnda himayeci bir yaklaşõm sergileyerek yargõ üzerinde baskõ oluşturmaya çalõştõğõ belirtildi. Genelgedeki imzasını da hatırlamadı! ALİ YILDIRIM BERLİN- Deniz Fe- neri davasõyla ilgili yeni gelişmeler, Adalet Ba- kanõ Mehmet Ali Şa- hin’e kendi imzaladõğõ genelgeyi de unutturdu. Deniz Feneri davasõnõn ikinci aşama soruştur- masõnõ yürüten Frank- furt Savcõlõğõ‘nõn adli yardõm talebi ile ilgili Türkiye’ye gönderdiği dosya konusunda, önce böyle bir dosya olmadõ- ğõnõ, daha sonra da dos- yanõn Almancadan Türk- çeye çevrilmesinin bek- lenmesi gerektiğini söy- leyen ve en sonunda da dosyanõn Türkçe çeviri- siyle birlikte geldiğini kabullenen Bakan Şa- hin’in kendi imzaladõğõ 66/1 numaralõ genelgeyi unuttuğu ortaya çõktõ. Bakanlõğõn kendi in- ternet sitesinde de görü- lebilecek olan 66/1 nu- maralõ genelgenin baş- langõç bölümünde şunlar yazõlõ: “Adli Yardım Taleplerinin İletilme- sine İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Uygu- lanmasına ilişkin 01/01/2006 tarihli ve 66 sayılı Genelgemizin Sözleşmeye taraf olan devletler ve uygulama- da karşılaşılan sorunlar açısından güncellen- mesine ihtiyaç duyul- muştur.” Dil konusu ise genel- genin üçüncü bölümün- de 1. madde 9. fõkrada gayet açõk olarak tarif ediliyor: “Sözleşmenin, kullanılacak dile iliş- kin 6’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde, adli yardım taleplerine ve bunlara ekli belgelere ilişkin her türlü yazışmanın alıcı makamın resmî dilinde yapılacağı kurala bağ- lanmakla birlikte; (b) bendi ile, Âkit Taraf- lara, adli yardım ta- leplerinin ve bunlara ekli belgelerin ve diğer bütün yazışmaların İn- gilizce veya Fransızca olması veya bu diller- den birisinde yapılmış tercümelerinin eklen- mesi halinde bunları kabul etmek zorunlu- luğu getirilmiştir.” 66/1 numaralõ Adalet Bakanlõğõ genelgesi Şa- hin’in imzasõyla şu şe- kilde sona eriyor: “Bilgi edinilmesini ve adli yar- dım taleplerinin iletil- mesine ilişkin işlemle- rin bu Genelge esasla- rına uygun olarak yü- rütülmesinde özen gös- terilmesini rica ede- rim.” DSP’de Hikmet Abi formülü zora girdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP’nin 17 Mayõs’ta yapõlacak kurultayõ öncesinde Rahşan Ecevit’in genel başkan adayõ olduğu ifade edilen eski bakanlardan Hikmet Çetin “Ben CHP’ye üyeyim” dedi. Çetin, “Rahşan Ecevit’le bir temasınız oldu mu” sorusuna “Bir arayış içindeler. Arada bir Rahşan Hanım’a hatırını sorarım” yanõtõnõ verdi. Genel başkanlõktan istifa eden Zeki Sezer’i yeniden aday gösterme girişimleri sürdürülürken Rahşan Ecevit’in tavrõ merak konusu oldu. Rahşan Ecevit’in gönlündeki adayõn Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanõ Yılmaz Büyükerşen olduğu, ancak Büyükerşen’in belediye başkanlõğõnõ bõrakmayõ düşünmediği kaydedildi. Öte yandan Süleyman Yağız, DSP Genel Sekreterliği görevinden istifa etti. Yağõz, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, DSP Genel Başkanlõğõ için “olur olmaz kişilerin adlarının geçtiğini” ifade ederek, “liderlerinin başarısız olması için her türlü entrikayı çevirenlerin, demokratik solcu olamayacağını” ileri sürdü. Alman elçi: CHP’ye finansal destek yapılmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya’nõn Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, önceki gün Sabah gazetesinde yer alan ve Friedrich Ebert Vakfõ’nõn CHP’ye finansal destek verdiği yönündeki haberi yalanladõ. Almanya’nõn Ankara Büyükelçiliği’nden yapõlan açõklamaya göre Büyükelçi Cuntz, iddiaya ilişkin olarak şunlarõ kaydetti: “Friedrich Ebert Vakfı’nın CHP’ye sözde finansal destek verdiğini gösteren belgelerin tamamen sahte olduğu kanıtlanmıştır. Haberde, CHP’nin Friedrich Ebert Vakfı tarafından finansal destek aldığı yönünde iddia edilen ilişki yanlıştır.” Gerek Almanya Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn, gerekse Almanya büyükelçiliğinin bu belgelerin sahte olduğuna önceden birçok kez dikkat çektiği ifade edilen açõklamada, Büyükelçi Cuntz’un, haberin yayõmlandõğõ gazetenin genel yayõn yönetmenini konuya ilişkin yazõlõ olarak bilgilendirdiği ve düzeltme yapõlmasõnõ rica ettiği belirtildi. ŞAHİN’İN GAFLARI Gül ve Erdoğan arasõnda, gidecek ve gelecek bakanlardan bazõlarõ üzerinde anlaşmazlõk olduğu belirtildi Dõşişleri Konutu’nda ‘kabine’ zirvesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yerel seçimden beri kabinede değişik- lik yapmasõ beklenen Başbakan Tayyip Erdoğan’õn dün gece Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ile Dõşişleri Bakanlõğõ Konutu’nda bir araya gelmesi dikkat çekti. Kulislerde Erdoğan ile Gül ara- sõnda, kabineden gidecek bakanlar ile ka- bineye girecek yeni bakanlardan bazõ- larõ üzerinde anlaşmazlõk olduğu, gö- rüşmede de bu sorunun giderilmeye ça- lõşõldõğõ ileri sürüldü. Kabinede revizyon beklentisi dün gece doruk noktasõna ulaştõ. Yerel se- çimden beri kabinede her an değişikilik yapabileceği sinyali veren ancak reviz- yonu süreç içinde bekleten Başbakan Er- doğan, dün gece Gül ile bir araya gel- di. Çek Cumhuriyeti’nde bulunan Gül’ün Türkiye’ye dönüşünü bir saat er- kene alarak 18.30’da Ankara’ya dön- mesi kulisleri yeniden hareketlendirdi. Erdoğan da gece 21.00 sularõnda Cum- hurbaşkanõ Gül ile Çankaya Köşkü ye- rine Dõşişleri Konutu’nda bir araya gel- di. Erdoğan’õn Köşk yerine konutta zi- yareti tercih etmesi, kabine revizyonunda yer alacak isimler üzerinde anlaşmazlõk olduğu, görüşmede de bu anlaşmazlõk- larõn giderilmeye çalõşõldõğõ iddialarõnõ gündeme getirdi. Görüşmede yeni lis- te üzerinde çalõşõldõğõ ancak listeye son şeklinin verilemediği kaydedildi. Kabinede İçişleri Bakanõ Beşir Ata- lay ile Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan, Cumhurbaşkanõ Gül’e olan yakõnlõğõy- la biliniyorlar. Kulislerde uzun süredir Erdoğan’õn, Ali Babacan’õn yerine Dõş- işleri Bakanlõğõ’na TBMM Dõşişleri Komisyonu Başkanõ Murat Mercan ile Başdanõşmanõ Ahmet Davutoğlu’nu ge- tirmek istediği, İçişleri Bakanõ Ata- lay’õ da başka bir bakanlõğa kaydõrmak istediği dile getiriliyor. Erdoğan’õn, Atalay’õn yerine de Nihat Ergün’ü getirmeyi planladõğõ konuşuluyor. Cum- hurbaşkanõ Gül’ün bu değişikliklere itiraz ettiği ileri sürülüyor. Kabinede revizyon beklentisi dün gece doruk noktasõna ulaştõ. Gül ve Erdoğan arasõndaki görüşmede yeni liste üzerinde çalõşõldõğõ ancak listeye son şeklinin verilemediği kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle