17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Sanat Emeği Bugün 1 Mayıs. Tüm emekçilerin bayramını kut- larken, kültür ve sanat alanının emekçilerine özel bir selam göndermek istiyorum. Sanatın farklı disiplinlerinde çalışanların sayısı ne yazık ki fazla değil ülkemizde. Bu yüzden de sanat emekçilerinin sorunlarına hiçbir zaman yeterli ilgi gös- terilmez. Ne düşünce hakları yeterince korunur, ne de maddi haklarının geliştirilmesi için çaba harcanır. İfade özgürlüğü vardır ama..‘ama’sız olmaz, ola- maz! Avrupa, müzik alanındaki telif korumasını 50 yıldan 95 yıla çıkarmayı düşünedursun, bizde bırakın sa- natçıları, yapımcılar bile haklarını kurtaramaz kor- sanların elinden. Sanat alanında sendikalaşma önerisi, hayalcilikle eşanlamlı tutulur. Bağımsız sanat emekçisine kamu desteği kimi sa- nat dalında hiç yok, kimi alanda ise sembolik dü- zeydedir… Bu durumda, sanatçıya sunulan tek seçenek, büyük sermayenin kanatları altına sığınmaktır... Bankaların galerileri, holdinglerin kültür merkezleri, yayınevlerinde… Böylesi bir ortamda, devletin ya da büyük ser- mayenin kurumlarında çalışsa da bağımsızlığını yi- tirmeyen, tırnaklarıyla hayata ve sanata tutunan sa- natçıların, sanat inisiyatiflerinin, kültür-sanat alanın- da mücadele veren sendikacı dostların emeklerine saygı duymamak mümkün mü? Onlar, ‘güçlü’lerin her zaman ‘haklı’ olmadığını bi- liyorlar. Ve, bildiklerini anlatmayı sürdürecekler... 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nda, emek- çilerin hak arama mücadelesine omuz vermiş tüm sa- natçıları, Can Yücel’in bir şiiri ile anmak istiyorum. 11 Haziran 1974’te yazılmış… KIRKDOKUZ Bir cehennem daha Uçmak, Kanatların odlara yanarak! Daha! Daha! Daha! Ölüme ELT’yle yollanan Bir telsiz turna daha! Üç gün oldu.. ve kimbilir kaç gece… Bu yanık havayı yediremedim ciğerlerime, Bu kara dumandan Sosyalist Realizme Bir ışık yolu olacaktı, ama ne?.. Ateş böcekleri imgesine sarıldım önce, Odlara yanmış kanatlarımdan Misis otlarına yağan ateşböceklerine… Yakamozlara da bir gönderme olabilirdi belki, Geleceğin gözleriyle bize dostça gülen Yakamozlar ki Tarihin öbür yakasındaki… Derken bir haber geldi: İşçiler Tarihi (5’inci) Maddecilerin “Af” dışı bırakıldığını Sabah ajansından işitince, İş bırakıp dağılmışlar evlerine, İşçiler, işçiler, Benim ateş kardeşlerim Bossa Fabrikasındaki…(*) (*) Can Yücel, “Bir Siyasinin Şiirleri”, Doğan Kitap [email protected] K A M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K CELÂL ÜSTER “1 Mayıs ey işçi / bugün hür yaşamak hakkı seninken / patronlar o hakkı senin almışlar elinden. / sa’yınla edersin de tu- feylileri zengin / kalbinde niçin yok ona karşı yine bir kin? / (...) ey işçi... / mayıs birde bu birleşme gününde / bişüphe bu- gün kalmadı bir mani önünde... / baştan başa işte koca dünya hareketsiz; yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz. / (...) sa- yende saadetlere mazhar beşeriyet; / sen olmasan etmezdi teali medeniyet. / boy- nundan esaret bağını parçala, kes, at! / kuvvetedir hak, hakkını haksızlara an- lat...” Bu dizeler, Osmanlõ’nõn ilk kadõn şairle- rinden Yaşar Nezihe Hanım’õn (1880- 1935) “1 Mayıs” şiirinden. Türkiye’nin bel- ki de ilk “1 Mayıs” şiiri 1924’te bir kadõn şairin kaleminden çõkmõş. O günlerden tam 50 yõl sonra, 1974 yõlõnda Ankara Sanat Tiyatrosu, Bertolt Brecht’in Maksim Gorki’nin “Ana” romanõndan sahneye uyarladõğõ oyunu oynamaya ha- zõrlanõyor. Oyunun müziklerini Sarper Özsan’dan istiyorlar. Özsan da seve seve ka- bul ediyor ve hemen çalõşmaya koyuluyor. İstanbul’da oturduğu için, konservatuvarda dersi olmadõğõ günlere hafta sonu tatilini de katarak her hafta Ankara’ya gidiyor ve toplulukla müzikleri çalõşõyorlar. Büyük bir tutku ve coşkuyla yapõlan çalõşmalar so- nunda müzikler kõsa zamanda ortaya çõkõ- yor. “Ana” oyununun metninde Brecht’in yazdõğõ şarkõ sözleri de bulunuyor. Özsan, bu sözleri müzikliyor. Ne ki, tarihe “Kan- lı Pazar” olarak geçen, Rusya’daki 1 Ma- yõs 1905 sahnesi için Brecht söz yazmamõş; yalnõzca “İşçiler marş söyleyerek sahne- ye girerler” diye bir not düşmüş. 1 Mayõs’õn uzun yõllar sonra “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kabul edildiği 1 Mayõs 2009’un öngünündeki sohbetimizde, “Bu- raya nereden, nasıl bir marş bulacağımı bilemedim” diyor Özsan. “En iyisi, benim bu sahneye uygun bir marş sözü yazıp bestelememdi. Sözlerde ve müzikte hem o günlerin ortamına uygun düşecek, ama aynı zamanda bizlerin içinde bulundu- ğumuz ortama aykırı düşmeyecek bir marş olmasına dikkat ettim. 1 Mayıs Marşı böyle ortaya çıktı.” “Ana” oyunu- nu Rutkay Aziz’in sahneye koyduğunu anõmsõyorum. İlk sahnelenişten Meral Ni- ron’u, Erkan Yücel’i, Erol Demiröz’ü, Rutkay Aziz’i, Savaş Yurttaş’õ, Şener Kökkaya’yõ, Yaman Okay’õ, Rana Cab- bar’õ, Jale Taylanç’õ, Cenap Nuhrat’õ unutmam olanaksõz. Yaman Okay, Erkan Yücel ve Savaş Yurttaş artõk aramõzda de- ğiller. “Ana”, Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Anadolu’nun pek çok kentinde geniş kitle- lerce izleniyor. Ama “1 Mayıs” marşõ, sahnelerden meydanlara taşõyor, yürüyüş- lerde, meydanlarda on binlerin sesiyle gök- yüzünde yankõlanõyor. Özsan’a, “Marşı oyun için yazarken işin buralara varacağı aklından geçmiş miy- di” diye soruyorum. “Sözlere günümüzü anlatan dizeler de koymuştum” diye ya- nõtlõyor. “Müzikte ise oyunun geçtiği ye- re ve tarihe aykırı düşmeyecek, ama halkımızın da kulağına aykırı gelmeye- cek bir yol seçtim. Örneğin, 1 Mayıs Mar- şı’nın ezgisinin temeli, bizim Kürdi dizi- mizle sol minör dizisinin karışımı sayı- labilir. Marşı yazarken sevilebilir ve ra- hatlıkla söylenebilir bir marş olduğunu düşünüyordum. Ama marşın, oyunun sı- nırlarını aşıp bu denli yaygın bir duru- ma geleceğini o gün düşünmem olanak- sızdı.” Evet, Sarper Özsan’õn, “Ana” oyununun 1905 Rusya’sõndaki “Kanlı Pazar” sahnesi için gerçekleştirdiği “1 Mayıs” marşõ, 1977 Türkiye’sinde “Kanlı Pazar”a dönüşen 1 Mayõs kutlamasõnda göğü çõnlatõyordu... Sarper Özsan, ‘1 Mayõs’ marşõnõ ilk kez AST’õn oynadõğõ ‘Ana’ oyunu için gerçekleştirmişti Sahneden meydanlara ‘1 Mayıs’ ‘Ateşin Oyunu...’ İznik çini ve seramiklerinin Sadberk Hanõm Müzesi’ndeki eşsiz geçit töreni B irkaç gün önce bu sayfada Ferit Ed- gü’nün “Türk resminin Batı yolcu- luğu” başlõklõ enfes yazõsõnda birbi- rinden önemli sorgulamalar ve saptamalar var- dõ. Sakõp Sabancõ Müzesi’ndeki sergiyi, resim sanatõmõzõn 70 yõllõk serüvenini irdelerken, çağ- daşlaşma bilinci üzerinde de duruyordu. Edgü, serginin “Çağdaşlaşma bilincinin bir anda olu- şuveren bir şey olmadığını, kuşaktan kuşağa yeni kazanımlarla adım adım kazanıldığını gözler önüne sermesi”ne de dikkati çekiyordu. ÇAĞDAŞLAŞMA BİLİNCİ Yeryüzündeki tüm sanatlarõn çağdaşlaşma bilincinin gelişimine hizmet ettiğine inanan bi- ri olarak, bir süre önce Sadberk Hanõm Müze- si’nde açõlan ve gördüğüm günden beri etkisin- den sõyrõlamadõğõm “Ateşin Oyunu” başlõklõ İz- nik çini ve seramik sergisini gezerken aklõm ve yüreğim hep bu “çağdaşlık” meselesiyle sarmaş dolaştõ! 15. ve 17. yüzyõllar arasõnda İznik atölyelerinde üretilmiş o güzelim, o canõm eserler arasõnda do- laşõrken, aklõmdaki hangi çağdaşlõk mõ? Böyle de- diğinizi duyar gibiyim... Açõklayayõm: Sergiyi dolaşõrken, eserlerin şaşõrtõcõ hariku- ladeliği kadar, bu eserlerin bulunup, toplanõp, alõ- nõp, bir araya getirilmesi, getirilmiş olmasõ da benim için heyecan vericiydi, olağanüstüydü. İki koleksiyon bir araya ge- tirilmişti: Sadberk Hanõm Mü- zesi koleksiyonundan (ki onun nüvesi Hüseyin Koca- baş koleksiyonuydu) ve Ömer M. Koç koleksiyo- nundan (onun da nüvesi Ni- hal ve Tevfik Kuyaş ko- leksiyonuydu) toplam 327 eser... Müzenin ilk başkanõ Sevgi Gönül, yaşamõ bo- yunca yurtiçinden ve yurt- dõşõndaki müzayedelerden İznik eserlerini bulup ül- kesine getirmeyi kendine misyon edinmişti. Ölümünden sonra Ömer Koç daha da yoğunlaştõrõp sürdürdü bu çabayõ... İşte çağdaşlaşma bilinci burada devreye giri- yor. Değerlere, kültüre sahip çõkmak, yüzyõllar öncesinin üretiminin kaybolmasõnõ önlemek... Çağdaşlõk bilinci budur işte. İznik çini ve seramik sanatõnõn gelişimini iz- lemek, en mükemmel örneklerini görebilmek için Almanya, Britanya, Fransa müzelerine gitmek zo- runda kalmamak, aksine, İstanbul, Sarõyer’e kadar uzanõvermek! Bundan âlâ çağdaşlõk mõ olur! Bunu söyledikten sonra artõk ser- ginin keyfini çõkarabilirim! MOTİF VE RENK ZENGİNLİĞİ Kobalt mavisi, çivit mavisi, petrol mavisi, lacivert, mangan moru, kurşuni mor, firuze, zeytin yeşili, çağla yeşili, çam yeşili, çimen yeşili, çitlembik ye- şili, zümrüt yeşili, kiremit kõrmõzõsõ, mercan kõrmõzõsõ, altuni, beyaz, siyahõn yüzlerce tonu, turkuvaz... Aman tanrõm bu ne durulmak bilmeyen bir renk cüm- büşüdür! Rumi, hatayi, rozet çiçek, saz yaprak- lar, Çin bulutu, peleng, bahar dalõ, nar, af- yon kozasõ, lale, karanfil, sümbül, gül, tek başõna ya da buket, çiçek açmõş ağaçlar, en çok servi ağacõ, sarmal kõvrõmlar, helezoni kõv- rõmlar, geometrik şekiller... Stilize edilmiş hay- van motifleri, rüzgâra meydan okuyan yelken- liler... En “natüralist”, en somuttan en soyuta uzanan motifler! Hiç ama hiç sonu gelmeyen, sizi her an şaşõrtan motifler! Bunlarõ yaratan İznikli ustalarõn ne müthiş, ne sonsuz bir hayal gücü varmõş! İnsan inanmakta güçlük çekiyor. İşte sergide bu sonsuzluğu görüyoruz en çok. 15-17. yüzyõllar arasõnda İznik çini ve seramik sanatõnõn geçirdiği evreleri, aşamalarõ, değişimi aynõ zamanda sürekliliği görüyoruz. Her döne- min en mükemmel örnekleri seçilmiş. Kronolo- jik bir sõrayõ izleyerek, öğrenerek, şaşarak, dü- şünerek, düşleyerek, hayran olarak, bu toprak- lara ait olduğunuz için kõvanç duyarak, bu şa- heserleri yaratan ellerle aynõ topraklarõ, aynõ ha- vayõ, aynõ sularõ paylaşmanõn sevinciyle dolaşõ- yorsunuz sergiyi. İki muhteşem katalog eşlik ediyor sergiye. Bi- ri büyük forma ve daha ayrõntõlõ, öteki daha kü- çük ve alçakgönüllü. İkisinin de yazarõ Hülya Bilgi. Her ikisi de çok öğretici ve tamamlayõcõ. Sergi 11 Ekim’e dek sürecek. Sakõn, zaman var, nasõlsa görürüm demeyin. Bir an önce gidip görün ki, yeniden yeniden görüp içinize sindirin! Bu eserlerin hamurunu hazõrlayanlarõna, sõrçayõ çekenlerine, nakõşõ çizenlerine, rengi bulanlarõ- na ve fõrõnda pişirenlerine; bunlarõ toplayanlara, sergileyip bizimle paylaşanlara, kõsacasõ sergi- yi var eden ve sergiye emeği geçen herkese son- suz teşekkürler! Bu ölümsüz şöleni biz ölümlü- lere yaşattõklarõ için! Bu ziyafeti sakõn kaçõrma- yõn! [email protected] faks: 0212. 257 05 57 Kültür Servisi - “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”, sanat etkinlikle- riyle de kutlanõyor. Bugün Taksim Kazancõ Yokuşu’na karanfil bõrakõlmasõyla başlayacak olan “4. İşçi Filmleri Festivali” bunlardan biri. İstanbul, Ankara ve İzmir’de eş- zamanlõ olarak düzenlenen festivalin resmi açõlõşõ ise 2 Mayõs’ta İstanbul Ye- ni Melek’te 19.00’daki törenle yapõla- cak. Halkevleri, Sine-Sen (DİSK), Dev Sağlõk-İş (DİSK), Birleşik Metal-İş (DİSK), Hava-İş (Türk-İş), Petrol-İş (Türk-İş), SES (KESK), sendika.org ve Türk Tabipleri Birliği’nin işbirliğiyle dü- zenlenen etkinliğin onur konuğu ise 1980’li yõllardan beri Kanada’da yaşa- yan belgesel yönetmeni İshak Işıtan. Festivalde gösterilen, dünyanõn dört bir köşesinden 12’si uzun metraj, 38’i belgesel olmak üzere toplam 50 film gösterilecek. Emek Partisi’nin düzen- lediği “4. 1 Mayıs Afişleri” yarõşma- sõ sergisi Karşõ Sanat Çalõşmalarõ’nda yarõna dek sürüyor; bu yõlõn birincisi Murat Ertürk, ikincisi Yüksel Doğru, üçüncüleri de ortak çalõşmalarõyla Ba- ran Gündüzalp ve Eylem Arbak ol- du. Başka Kültürevi’nde de çeşitli grup ve sanatçõlarla kotardõğõ “Başka Bir Mayıs” sergisi yer alõyor. Ayrõca, yarõn Caddebostan Kültür Merkezi’nde saat 15.00 - 16.30’da da Dünya Yazarlar Birliği Pen Türkiye Merkezi “Edebiyat ve Emek” başlõk- lõ bir panel düzenliyor. 1974’te AST’ta sahnelenen “Ana” oyu- nunda Meral Niron ve Erkan Yücel. Beyazperdedenyazõna 1 MAYIS MARŞI Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde 1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir 1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı Vermeyin insana izin kanması ve susması için Hakkını alması için kitleyi bilinçlendirin Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler 1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı Ulusların gürleyen sesi yeri göğü sarsıyor Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor Devrimin şanlı dalgası dünyamızı kaplıyor Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider Devrimin şanlı yolunda bir kâğıt gibi erir gider OTEL ve APARTSIFIR TURUNÇ - - - Tüm Odalarda Çift Çanak_Dijital Receiver_Uydu TV www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle