21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 2009 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Haşim Kılıç’ı Doğru Okumak -1 Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un basın toplantısında söyledikleri irdelenip, tartışılıyor, daha bir süre de tartışılacak.. herkes kendine gö- re yorum yapacak. Bu arada 24.04.2009 günü Anayasa Mahke- mesi’nin 47. Kuruluş Yıldönümü vesilesiyle ko- nuşan Haşim Kılıç’ın konuşmasının üzerinde çok az duruldu. Kimi hukuka ve insan haklarına ay- kırı uygulamalar ile ilgili sözlerine, Cumhuriyet’te bir başyazı ve bir de Emre Kongar köşe yazısı ile yer verildi. Bundan başka Oktay Ekşi Hürri- yet’teki köşesinde aynı açıdan yaklaştı konuşmaya. Vatan gazetesinden Güngör Mengi, ardından da yine Vatan gazetesinde Prof. Dr. Süheyl Ba- tum ise Kılıç’ın konuşmalarına eleştirel açıdan yak- laştılar. Sanırım satır aralarında çok önemli noktalara do- kunmuş olan Kılıç’ın konuşması önemli ölçüde il- giyi hak etmektedir. Dilerseniz, Anayasa Hukuku Hocası Süheyl Batum’un dünkü Vatan’da çıkan çok önemli ma- kalesiyle başlayalım. Gerçekten de, Sayın Batum da, hemen herkes gibi, Sayın Kılıç’ın siyasetin yargıyı kuşatmasından şikâyet edip, yargı bağımsızlığından onu savunur gibi söz etmesini isabetli buluyor. Ama hemen ar- dından bu görüşü savunan Haşim Kılıç’ın tutarlı olmak için yapması gereken şeyler olduğunu söylüyor. Dilerseniz Süheyl Batum’un yazısının ilgili bö- lümüne birlikte göz atalım; “...Haşim Kılıç Anayasa Mahkemesi Başkanı, ve onun yapacak çok şeyi var. Nedir o? Madem siyasetin yargıyı kuşatmasını istemiyor, madem sınırlandırılmayan iktidarın ne denli tehli- keli olacağını biliyor. O zaman yapacağı şey çok basit. 2005’te yapılan ve tüm ‘istihbari nitelikteki telefon dinlemelerini Başbakan’ın tek başına be- lirlediği bir kişiye bırakan’ yasa değişikliğini de- netlemek için 3.5 yıl beklenmişti. Şimdi de yar- gıçların seçilmesinde Adalet Bakanlığı’na bağlı 5 bürokratın (ne kadar değerli olurlarsa olsunlar) yet- ki veren 5720 sayılı yasa var önlerinde. Üstelik tam 1.5 yıldır bekleyen. Hemen onu gündeme aldırsın ve kurulun önüne getirsin. Ve mahkeme ister ip- tal etsin, ister uygun bulsun. Ama bu yasayı gö- rüşmek için 3.5 yıl geçmesin.Yargının siyasal ikti- dar tarafından kuşatılmasına seyirci kalınmasın. İş- te o zaman ‘doğru söyledi’ ya da ‘Türkiye’de Ana- yasa Mahkemesi var’ deriz.” Süheyl Hoca’nın değindiği noktayı biraz açalım. Hâkim ve savcı stajyer adaylarının alınmasında, HSYK’nin yerine bakanlık bürokratlarının söz sa- hibi olmasına Danıştay kararı ile karşı çıkılmıştı; bu- nun üzerine de AKP, Meclis’ten bir yasa çıkara- rak, bu uygulamaya yasal dayanak hazırlamıştı. Muhalefet de bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Başvuruyu ise Baş- kan Haşim Kılıç 1.5 yıldır bir türlü gündeme al- mamakta direniyor. Süheyl Batum da diyor ki: “Ey Haşim Kılıç.. ger- çekten siyasetin yargıyı kuşatmasını istemiyorsan, şu başvuruyu gündeme al da sana inanalım. Ayrıca anayasal denetim kurumundan fevkala- de rahatsız olan AKP’nin, demokrasimizi sivil ana- yasa ile taçlandırma palavrasıyla, anti-demokra- tik önlemleri anayasal hüküm haline getirmek is- teyen bir anayasa değişikliği peşinde olduğunu bi- liyoruz. Önümüzdeki günlerde bu yönelişin ilk gi- rişimlerine tanık olacağız. Yine biliyoruz ki, AKP, Anayasa Mahkemesi’ni etkisizleştirmek ve kendi doğrultusuna sokmak için, Yüksek Mahkeme’nin üyelerinin Meclis tarafından (pratikte AKP çoğunluğu tarafından) seçilmesi için hazırlıklar yapmaktadır. Acaba Anayasa Mahkemesi’nin başkanı olan ama son parti kapatma davasında kurulun kalan öbür üyeleriyle ters düşen Haşim Kılıç, bu konu- da ne düşünüyor? Hani konu açılmış, fırsat gelmişken o konuda da konuşsaydı çok iyi ederdi. Demokrasilerde, içi doldurulmamış “bağımsız yargı” çağrılarının pek bir kıymeti harbiyesi yok- tur. Haşim Kılıç’ın söylemi ile eylemi arasındaki çe- lişkiler, söylemine inanmamızı güçleştiriyor. Bu konuya devam edeceğim. [email protected] İktidar, etkin pişmanlõğõ düzenleyen TCY’nin 221. maddesinin esnetilmesinin sõkõntõ yaratacağõnõ düşünüyor AKP’de‘genelaf’kaygõsõEtkin pişmanlõk düzenlemesinde yakalanan örgüt üyesi ve örgüt yöneticilerini hiçbir koşul getirmeden cezasõz bõrakmanõn “genel af” anlamõna geleceğini dile getiren bazõ AKP yöneticileri, bunun yerine yasanõn daha iyi anlatõlmasõ gerektiği üzerinde duruyor. EMİNE KAPLAN ANKARA - Terörle mücadele için Türk Ceza Yasasõ’nõn “etkin piş- manlık” başlõklõ 221. maddesinin esnetilmesi- nin genel affa neden ola- bileceği, bunun da sõkõn- tõ yaratacağõnõ düşünen AKP, maddenin etkin ola- rak uygulanmasõ için böl- gede “ikna formülü”nün uygulanmasõnõ istiyor. Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Baş- buğ’un teröristlerin dağ- dan indirilmesi için Türk Ceza Yasasõ’nõn etkin piş- manlõğõn işlevinin arttõ- rõlmasõ gerektiği yönün- deki açõklamasõ, bu ko- nudaki tartõşmalarõ yeni- den gündeme getirdi. Yasanõn 221. maddesi, örgüt üyelerinin suç işle- meden teslim olmalarõ du- rumunda hiç ceza alma- malarõ, yakalanmalarõ du- rumunda örgütle ilgili bil- gi vermeleri koşuluyla ce- za almamalarõnõ düzenli- yor. AKP yöneticileri, maddenin biraz daha es- netilmesine ilişkin talep- lere mesafeli yaklaşõyor. Yakalanan örgüt üyesi ve örgüt yöneticilerini hiçbir koşul getirmeden cezasõz bõrakmanõn “genel af” anlamõna geleceğini dile getiren bazõ parti yöneti- cileri, “Bu maddeyi aftan ayıran özellik, suça ka- rışmış olan örgüt üyele- rinin pişmanlık göste- rerek örgütün dağılma- sını sağlayacak bilgi ver- mesi. Eğer bu koşulu kaldırırsak sürekli genel bir af getirilmiş olur ki, bu da çok sıkıntı yara- tır” görüşünü dile getirdi. 221. maddenin yeterli olduğunu, ancak uygula- mada bazõ sõkõntõlar varsa onun üzerinde bir değer- lendirme yapõlabileceğini belirten AKP yöneticileri, Adalet Bakanlõğõ’na bu konuda ulaşan bir sorun olmadõğõnõ, bazõ toplantõ- larda bir savcõnõn 221. maddesinin esnetilmesi yönünde bir talebinin ol- duğunu, ancak bir çalõşma yapõlmadõğõnõ söylediler. İkna formülü Yasanõn maddesinin es- nekleştirilmesi yerine maddenin uygulanmasõnõ kolaylaştõracak bazõ ön- lemler üzerinde durulma- sõ gerektiğini dile geti- ren parti yöneticileri, “221. maddenin anlatı- mı ve duyurulması ko- nusunda sıkıntılar ya- şanıyor olabilir. Bu ko- nuda bölgenin valileri, kaymakamları, önde ge- len hukukçular, kanaat önderleri devreye soku- labilir. Örgüt üyeleri- nin aileleri ziyaret edi- lebilir ve yasanın ola- nakları anlatılabilir” gö- rüşünü dile getirdi. DEKANLARA İSTİFA BASKISI İÜ’de ‘Söylet dönüşümü’ ZEYNEP ŞAHİN İstanbul Üniversitesi’nde (İÜ) tar- tõşmalõ bir atamayla rektörlük koltu- ğuna oturan Prof. Dr. Yunus Söy- let’in, “sessiz sedasız kadrolaştığı” ortaya çõktõ. Veteriner Fakültesi De- kanõ Muammer Uğur’u baskõyla istifa ettiren Söylet’in, Uğur’un ye- rine rektörlük seçiminde “makam” sözü verdiği isimleri getirdiği öğre- nildi. İstifa baskõsõnõn birçok fakül- tede yaşandõğõ bilgisi alõ- nõrken akademisyenler, “Korkulan oluyor, 1-2 yıl içinde üniversite bambaşka bir yapıya bürünecek” uyarõsõnõ yaptõ. AKP hükümetine yakõn çizgisiyle bilinen ve hü- kümet sayesinde YÖK üyesi olan Prof. Dr. Yu- nus Söylet, İÜ rektörlüğü için girdiği yarõşta 2. ol- muş, ancak Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül’ün yaptõğõ atama sayesinde yönetime gelmişti. Söy- let, kõsa zamanda üni- versiteyi kendi çizgisine oturtma çalõşmalarõna başladõ. Karşõt görüşteki de- kanlara istifa baskõsõ yaptõğõ belirti- len Söylet’in, bu şekilde Veteriner Fa- kültesi yönetimini değiştirdiği öğre- nildi. Baskõ nedeniyle, Dekan Prof. Dr. Muammer Halit Uğur ve dekan yardõmcõlarõ Prof. Dr. Neşe Koca- bağlı ve Prof. Dr. Gülhan Türkay Hoştürk görevden ayrõldõ. Uğur’a yakõn kaynaklardan edini- len bilgiye göre, Söylet görevi bõra- kan dekanla defalarca görüşerek “Kendi iradenle istifa et. Yoksa bir şekilde açığını bulur görevden alı- rım. O zamana kadar da fakülte- ne ödenek vermem. Seni kara lis- teye aldım. Rektörlük seçiminden önce söz verdim, dekan Halil Güneş olacak” dedi. Uğur da Söylet göre- ve geldiğinden bu yana süren baskõ- lara dayanamayarak yaklaşõk 2 haf- ta önce istifasõnõ verdi. Uğur’un istifasõnõn ardõndan ise Söylet, Zootekni Anabilim Dalõ Baş- kanõ Prof. Dr. Halil Güneş’i vekâle- ten dekan olarak atadõ, aynõ anabilim dalõndan Prof. Dr. Mustafa Özcan ile Dölerme ve Suni To- humlama Anabilim Dalõ Başkanõ Prof. Dr. Ke- mal Ak’õ da dekan yar- dõmcõlõklarõna getirdi. Asaleten atanma istemi de YÖK’e gönderildi. İÜ’deki akademik çev- reler ise “hukuk, fen, iktisat ve mühendislik fakültelerinde de aynı baskıcı yöntemin ken- dini fazlasıyla hissettir- diğini, öğretim üyeleri- nin huzursuz olduğu- nu” belirtiyor. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanõ Prof. Dr. Tahsin Yeşil- dere, Veteriner Fakülte- si’nde yaşananlarõn bas- kõyla üniversitenin nasõl dönüştürüleceğinin göstergesi oldu- ğuna işaret ederek “Parlak döne- minde ele geçirilemeyen bu fakül- te, Söylet yönetimi için önemli he- deflerden biriydi. Yeni dekanın eşini kimse tanımıyor, çarşaflı ol- duğunu söyleyenler bile var. Söylet bir yandan herkesin rek- törü gibi görünüyor ama diğer ta- raftan kendi kadrolarını oluştur- maya çalışıyor. Geleceğe yönelik hesaplar var. Korkulan başa geli- yor. 1-2 sene içinde üniversite bam- başka bir yapıya bürünecek” dedi. ‘Türk üniversitelerinin vitrini’ kabul edilen İstanbul Üniversitesi’nde, ‘sinsi kadrolaşma’ rahatsõzlõğõ yaşanõyor. Karşõt görüşteki dekanlara istifa baskõsõ yaptõğõ belirtilen Rektör Söylet’in, bu şekilde Veteriner Fakültesi yönetimini değiştirdiği belirtiliyor. TRT 6’da Barzani propagandası Irak Bölgesel Kürt yönetiminin Diyanet İşleri Bakanõ Şeyh Muhammed Şakeli, devlet televizyonunda Türkiye’deki dini çevrelerle işbirliği yapmak istediklerini anlattõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT’nin Kürtçe yayõn yapan ve kuruldu- ğu günden bu yana tartõşmalõ programlara imza atan kanalõ TRT 6, son olarak Irak’ta- ki bölgesel Kürt yönetiminin Diyanet İşleri Bakanõ Şeyh Muhammed Şakeli ile yap- tõğõ söyleşiyi ekranlarõna taşõdõ. Şakeli’nin, Türkiye’deki dini çevrelerle yakõn ilişki kur- mak istemesi de dikkat çekti. Şakeli’nin TRT 6’daki söyleşisi 3 gün ön- ce yayõmlandõ. Kürtler ve din konusunda de- ğerlendirme yapan Şakeli, “Tarihten be- ri Kürtler barışçı özelliklere sahiptir. İs- lamiyetten önce de, sonrasında da Kürt- lerin tavrı her zaman barışçı olmuştur. Ve Kürtler içerisinde hiçbir zaman din- sel düşmanlık olmamıştır. İslamiyetten önce de Kürt milleti diğer milletler ile her zaman iyi ilişkiler içeri- sinde olmuştur. Kürdistan Bölgesi ve Kürdistan Bölgesi Diyanet İşleri Ba- kanlığı azınlığı veya çoğunluğu esas ala- rak diğer din ve dini çevrelere yaklaşım göstermemektedir. Kıstasımız diğer bü- tün dinlere özgürlük temelindedir. Bu yaklaşımımızı sonuna kadar devam et- tireceğiz” diyerek Barzani’nin propagan- dasõnõ da yaptõ. Şeyh Şekali, Türkiye’deki dini çevreler- le de yakõn ilişki kurma çabasõ içinde ol- duklarõ dile getirdi ve “Bizim bölgedeki bütün diyanet ve mensuplarıyla ilişkile- rimiz gayet iyidir ve ümit ederim ki, Tür- kiye’deki dini çevrelerle de ilişkimiz ge- lişerek arzu edilen yüksek düzeye çıka- caktır” diye konuştu. Mandela’dan randevu alamamıştı Şakeli daha önce Güney Afrika Cumhu- riyeti lideri Nelson Mandela’yõ ziyaret et- mek istemiş, ancak randevu talebine “ha- yır” yanõtõ alõnca Mandela’ya hediye ola- rak Kürtlerin geleneksel giysisi şal şepik göndermişti. Şekali, Türkiye ile bölgesel Kürt yöne- timi arasõnda PKK nedeniyle yaşanan kriz- de de “din adamlarının devreye girme- si” önerisiyle gündeme gelmişti. ÖLÜMÜNÜN 36. YILDÖNÜMÜ İbrahimKaypakkaya sempozyumlaanılacak Haber Merkezi - Türkiye’nin 68 gençlik önderlerinden İbrahim Kaypakkaya, ölümü- nün 36. yõlõnda İstanbul’da düzenlenecek bir sempozyumla anõlõyor. Taksim Hill Hotel’de düzenlenecek olan sempozyuma konuşmacõ olarak Kaypakka- ya’nõn yakõn arka- daşlarõ, kuşağõnõn önde gelen isimleri, gazeteciler, aydõn- lar, akademisyenler katõlacak. Sempoz- yuma konuşmacõ olarak Vedat Tür- kali, Mihri Belli, Şükran Soner, Ali Taşyapan, Muzaf- fer Oruçoğlu, Mustafa Çoban, Salman Kaya, Murat Belge, Aydın Çubuk- çu, Nazan Üstündağ, Oral Çalışlar, Ertuğ- rul Kürkçü, Ömer Laçiner, Avni Özgürel, Garbis Altınoğlu, Metin Kayaoğlu, Mehmet Güneş, Osman Ergin, Fırat Korkmaz, Musa Üzer ve Selçuk Kozağaçlı katõlacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında TBMM Kampusu ve Genel Kurul Salonu, öğrenci ziyaretlerine açıldı. Or-An Perihan İnan İlköğretim Okulu 2. sınıf öğrencileri TBMM Genel Kurulu dinleyici locasına oturarak görevlilerden Meclis çalışmaları hakkında bilgi aldı. (Fotoğraf: AA) TBMM çocuklara açıldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle